Şimdi Ara

Bela Tarr's Satantango (1994) (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
62
Cevap
1
Favori
4.233
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • filmi bitirdim hacı valla neden bu kadar düşük bir puan almış ve nispeten burun kıvrılmış bir yapım anlamadım izlerken çok keyif aldım ki werckmeister dan beri böyle keyif almamıştım bu adamın bir filminden gerçekten çok iyiydi

    kusur aradım ama bulamadım hani bildiğimiz ağır ilerleyen hikaye,güzel bir başlangıç ve bitiş sahnesi,çok iyi oyuncular falan nesini beğenmemişler acaba?

    neyse

    aynen öyle ya öldükten sonra herşey yalan abi yaşamışsın yaşamamışsın hepsi boşa aslında o yüzden anı yaşamak lazım bak neyzen tevfiğinde böyle bir sözü vardı sanıırm hayat kırık bardağa benzer diyordu

    kosmos u ilk izlediğimde idrakında zorlandım ama şimdi düşünüyorumda sinemamız adına gerçekten dev bir film kosmos bilmiyorum ya cahil halk biraz ağır kaçsada aslında haklısın halkımızda bir sorun var

    hacı bence izleme

    oo diminished günün sözünü gururla sunar güzel söz

    turin horse a başlayayım diyorum ve dinç hissediyorum sence başlayayım mı daha saatte erken




  • Nihayet bitirdin demek Beğenmeyenler halt etmiş o zaman, buna da güven olmuyor işte, böyle puanları görünce insanda olumsuz önyargı oluşuyor. Demek ki beğenilmeyecek film değil, izleme sırası bende

    Dediğin cümle şöyle imiş.- "Hayat, çatlak bardaktaki suya benzer. İçsen de tükenir içmesen de. Bu yüzden hayattan tat almaya bak. Çünkü yaşasan da bitecek yaşamasan da..." Neyzen baba son noktayı koymuş zaten, ben boşuna geveliyorum Her ne kadar Neyzen suya benzetse de veya başkaları başka şeylere benzetse de ben hayatı herhangi bir şeye benzetemiyorum. Daha doğrusu bir kaba koyup da şekillendiremiyorum. Zaten kimsenin hayatı da bir kabın içerisinde değildir herhalde. Gün gelecek hayatımız o kabın içine girecek. Anlardan aldığımız keyifler yanımıza kâr bile kalmayacak. Ne diyorum ben ya

    Ben de ilk izlediğimde sevememiştim hatta. Ama bazı filmler yavaş yavaş gelişiyor kafanda. İzlerken beğenmiyorsun, belki izledikten bir gün sonra aslında ne filmmiş be, diyorsun. Cahil halk cümlesi müstahaktır bu halka

    Fark etmez ya, artık fitil ateşlendi, izlemezsem ölürüm
    Umarım o sözü okuyup da gerçekten anlayan kimse olmaz, yoksa ateist filan diye girişirler şimdi Bir inkâr söz konusu çünkü.

    Bak A Torino Lo'yu kesin beğeneceksin. Süresi de uygun. Bence dinç hissediyorsan başlamalısın. Saat de erken hakikaten, ben de birazdan çok garip, sürreal bir film izleyeceğim. İzleyip beğenirsem konusunu açarım. Haydi hayırlısı



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Meursault. -- 21 Mayıs 2012; 23:13:18 >




  • konumu kapattıracaksın pis ateist git burdan şaka yapıyorum tabi dediklerin dünya için doğru ama ahirete inanan birisi olarak en azından cennete gidicem ben

    neyzen harbiden kral adammış ya bi kaç şiirine falan baktımda vay be dedim böyle insanlar 100 yılda bir gelir zaten şimdilerde ergenler(bende ergenim) küfürlerini falan paylaşıp ne demeye çalıştığını anlamadan kakara kikiri yapıyorlar (kakara kikiri nedir ya) falan gerçekten acı bir durum

    öyle hakkaten bazı filmlerin üzerinden zaman geçmesi gerekiyor mesela şuan için izlediğim en iyi film diyebileceğim werckmeister harmoniak bittikten sonra nefret etmiştim resmen

    bak bide konumu siyasete kaydırıyor terbiyesiz adam buda şaka tabi varmı cahilden daha ağır bir kelime?

    sen izlemezsen herkes ölür

    ve gelelim a torinoi lo

    53 dakika geride kaldı valla tek seferde 53 dakika çok iyi benim adıma zaten bi süre sonra koltukta yatar konuma geldim ve esnemeye başladımda o yüzden biraz kafam dağılsın diye çişe falan çıktım yoksa az daha uyuya kalıyordumizlediğim kısma yorum yapacak olursam eğer bi kere girişteki 5 dakikalık at çekimi işin bittiğini baştan gösterdi sonrasında 2 kişinin gündelik yaşamı nasıl bu kadar sıkmadan anlatılırın birebir kanıtı niteliğinde

    plan sekanslar özelliklede bilmem hatırlarmısın
    bir sahnede adam ile kızı dışarı çıkarlar,ahıra giderler,atı ve arabayı çıkarırlar,atı arabaya bağlar kız,adam biner ve atı hareket ettirmeye çalışır,hareket etmeyince sinirlenir bunun üzerine kız hareket etmiyor işte diyip atı arabadan çözmeye başlar,sonra at ve arabayı ahıra tekrar koyarlar
    gerçi süresi bakımından kısa bile sayılır ama o süre zarfında olanlar izleyeni bile yorarken oyuncuların o sahneyi belkide 5 kez tekrar etmiş olmaları kan dondurucu

    bide kızımız kapıdan kovalarla çıktı ben asıl resimdeki çıkma anını bekliyorum dalga bi kenarada çekimler olağanüstü

    ben filme kaçar sana iyi seyirler

    5 dakika sonra gelen edit

    ablacım küçüklerinden seç şu patatesleri yenmiyor artıyor işte



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zebercet -- 22 Mayıs 2012; 0:18:11 >




  • filmi bitirdim

    bir kaç yorum okuyup yatıcam,kafam tecavüze uğradı
  • Burdan da kovulduk iyi mi Cenneti garantiledin yani, hayırlısı olsun İşte herkesin kendine göre bir doğrusu var

    Ergenleri bırak, koca adamlar o küfürlü şiirleri paylaşıyor. Gerçi adam da yazmış hani. Hele bir şiirini okudum, içimden pek şiir demek gelmedi ama, küfür sanatı gibi bir şey olmuş. Hicvi bir adım ileri götürmüş. Ayrıca boş ver ben de ergendim, artık büyüdüm

    Cahil en ağırı tabii, ama yakıştırma uygunsa

    Kimse ölmesin izledim sonunda Filmi beğenme ya da beğenmeme gibi bir durum yok benim açımdan. Film Bunuel'in ilk filmi ve filmin içinde Dali de var. Bunlardan da gerçeküstücü bir film peydah olmuş. Filmin anlattığı hiçbir şey. Birbirinden kopuk rüyalar bütünü oluşturmuş. Adamı uzun metrajları merak ediyorum.

    Bir ben ayrılamıyorum herhalde filmin başından Sanki birkaç dakika ara filmle benim aramı soğutacak. Takıntı yapıp, başından hiç ayrılmadan izliyorum. A Torino Lo'da hiç sıkılmamıştım. Bir kere işin içinde Nietzsche etkeni vardı. Ben de böyle gündelik şeylerin gösterilmesine bayılırım.
    O at çekimine hayran kaldım. Bu adamın giriş sahneleri muhteşem.

    Spoilerla anlattığın sahnede uyuz olmuştum, tam dedim işte bir şeyler gelişiyor ama olamadı. İyi de olmadı, yoksa filmi bu kadar sevmezdim.

    Ben de düşünmüştüm, o aynı sahneleri oyuncuların sıkılmadan nasıl tekrar ettiğini.

    Herhalde izlemişsindir artık, kuyuya giden kızı

    Adam tabağı sıyırıyor ama kadın israf ediyor koca koca kumpirlik patatesleri. bir de soba var evde, at içine iki patates kumpir yap ye daha lezzetli

    Neyse gece gece pek sağlıklı bir ileti yazamadım hele iki gerçeküstücü filmden sonra, yarın Torino Atı hakkındaki görüşlerini bekliyorum.




  • soğumasınıda beklemiyor adam direkt lap lap

    vay kötü demedin andalou ya hadi hayırlısı diğer paylaştığın sürrealist filmide attım listeye gerçi yavaş sanırım ama olsun

    valla ne desem ne yazsam bilmiyorum bu kadar ağır bir film izlemedim daha önce tarr resmen son dansını yapmış bu filmle


    bi kere 6 günlük monoton ilerleyişi o kadar güzel vermiş ki bi yerden sonra kendini adamın yada kızın yerine koyuyor onlarla birlikte yoruluyorsun

    asıl mesele olan anlatmak istediklerine gelirsek eğer 1. saatin sonunda giren kel amcamız olanların sebebini ve olacakları söyleyip gidiyor ve bu noktadan sonra kopuyor film

    baba ve kızın dokundukları herşey kuruyor

    atlarının iştahı çekiliyor

    kullandıkları kuyudaki su çekiliyor

    çıralarındaki yağ çekiliyor

    en son sobalarındaki köz çekiliyor ve zifiri karanlığa düşüyorlar

    hatta filmin sonunda patatesleri bile kupkuru kesiliyor

    yalnız sanırım film tanrının olmadığını değilde öldüğü düşünülen tanrının son hamlesi ile dünyayı karanlığa boğduğunu anlatıyor (hatta direkt olarak tanrının varlığını anlatıyorda olabilir) (hatta ve hatta tanrının ateistlere karşılık yaptığı bir iflak ta olabilir bu kısımlarda kesinlikle emin değilim) öyleki kel amcamızın tanrının gönderdiği bir elçi olduğunu düşünüyorum ben ve monolog un sonunda baba nın saçmalık bunlar palavra demesi üzerine görevine yapan amcamızın sen bilirsin tarzı yüz ifadesi ile içkiyi alıp gitmesi beni bu düşünceye sevketti

    son sahnedeki anlık ışıkta herşeye rağmen yemeliyiz diyen babanın son umudunu temsil ediyor sanırım ve sonra tamamen karanlık


    nacizane bunları anladım ben

    asıl senin yorumunu merak ediyorum




  • Aç gözlü herif utanmasa kızın patatesleri de götürecek

    İyi de diyemem Andalou için, çünkü gerçeküstücü kısa ve sessiz bir film. Anlattığı bir şeyler veya vermek istediği iletiler yok. Ama kötü de diyemem, bana göre bir kısa film için çok başarılı. İzlemelisin ama saçma bulabilirsin ilk başları, ben bütün olarak çok beğendim, bu arada film yarı animasyon.


    Adam filmimin felsefesi yok diyordu ama ben illa ki bir felsefe aradım. Sonuçta işin içinde Nietzsche var. Hiçlik sorgulamaları var besbelli. O kara kasırga dolu hayat gündelik işlerden ibaret. Dışarıdaki kaos yani fırtına durmadan devam ediyor. Hasta bir at var ahırda. Nietzsche'nin boynuna sarılıp ağladığı at. Sanki oralara Nietzsche'nin izini getirmiş. Sanki o at Nietzsche. Kuyu var kuyudan su getiriyor her gün kızcağız. O kuyu yaşamın yüreği değil de nedir. Her gün yakılan soba da oluşumu simgelemez mi? Ateş oluşum değil midir? Ve dışarıdaki fırtına. O fırtına durursa, kuyu kurumaz mı, ateş sönmez mi, ışıklar çalışmaz olmaz mı?
    Senin dediklerini de anlatmış olabilir film. Ama bu kavramlar çok karışık kavramlar. Yani nihilist biri Tanrının varlığına hiç inanmaz mı, yoksa Tanrı vardır da, insanlar onu yanlış algıladığı için öldürmüşler midir zihinlerinde. Ya da bilge kişi Tanrı kavramını kafasında öldüren midir?

    O koca filmde uzun uzun konuşan adamın dediklerini unuttum ben, ama tekrar baktım şimdi de, bir bu film için şöyle denebilir; Dışarıda bir kasırga var. Çünkü hiçbir şeyin değeri kalmadı. Artık insanlık son noktasında. Her şeyi değersizleştiren insanlık kendi kıyametini hazırladı ve dünya yok olmak üzere. Ama nasıl yok olacak? Ya bu her şeyi mahveden kasırga Tanrının insanlara cezası mı? Yoksa değersizleşen dünyanın tepkisi mi? O kel adam Tanrıya inanabilir, insanları onun cezalandırdığını da düşünebilir ama bu o karakterin düşüncesi. Bilmiyorum izledikten sonra epey zaman geçti. Şimdi net bir şey yazamam. Bence herkesi kendi görüşüne sevk eden bir film.

    Ayrıca adam insanoğlunun Tanrının olmadığını fark etmesiyle, varlıklarının anlamsızlaştığını söylüyor. Tanrı yoksa dünyada yoktur. Belki de filmdeki bu dünya Tanrıya inanıp daha sonra onun var olmadığını fark eden birinin kafasındaki dünyadır. Ve onun için bu anlamsızlaşan dünya, fikirlerin kaosu dindiğinde sona erecektir. Bu kişi Nietzsche olabilir.

    Neyse uzatmayayım yoksa on tane daha anlam çıkartacağım filmden


    Bir de şöyle bir şeyler çiziktirmiştim filmle ilgili;

    http://forum.donanimhaber.com/m_58925275/tm.htm




  • kuyu ve ateşin simgelediği şeyler hakkında sana katılıyorum

    filmle ilgilide son paragrafını çok beğendim aynen dediğin gibi olabilir


    tanrı aslında yoktur ve tanrının olduğunu düşünen insanın dünyasında rüzgar normal seyrinde eser,ateş normal seyrinde yanar vs.

    ama insan tanrının olmadığını anladığı an,tüm bunları tanrının varlığı ile kurguladığını aslında öyle olmadığını düşünen bu insan artık dünyayı bambaşka görmektedir

    herşey çığırından çıkmış ateş yanmaz su akmaz olmuştur

    yalnız bunu anlaması biraz zaman alır önce at iştahtan kesilir sonra su kurur vs. en sonunda tanrının varlığına dair küçücük bir umut kalmıştır geriye küçücük bir ışık ama yaşamak için gereken en önemli şey olan yeme eyleminide gerçekleştiremediğini anladığı an aslında herşeyin bir yalandan ibaret olduğunu anlar,o an tanrının olmadığına tüm kalbiyle inanır ve hiç yaşamamış gibi yok olur,hiç olur


    bu arada kızın sol tarafına baksana sobanın üzerindeki silüet nietsche değil mi?

     Bela Tarr's Satantango (1994)


    tabi olmayada bilir bu filmden sonra hiç bir mindfuck bana koymaz



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zebercet -- 22 Mayıs 2012; 17:32:08 >




  • Bu filmi 7.5 saat oturup izlemek delilik
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 津波

    Bu filmi 7.5 saat oturup izlemek delilik

    sanat aşkı diyorum ben

  • Senden biraz daha farklı düşünüyorum ama senin yorumun da güzel.
    İşte az önce de yazdığım gibi. Bu filmdeki dünya bir insanın kafasındaki dünya. Ve bu insan inanırken, Tanrının var olmadığını fark ediyor. Ve Tanrının olmadığını söyleyen fikirler onun dünyasında kaos yaratıyor. Tanrı yoksa artık o değersiz bir varlık. O artık bir hiç. Yok olmak zorunda. Onun dünyasında artık kasırgalar hakim. O dünyanın sonunun gelmesi bekleniyor. Bu sırada siyah renkler içinde hayat devam ediyor. İnsanoğlu artık son günlerini olabilecek en temel düzeyde geçiriyor. Yemek yemek, su içmek, soba yakmak, yatıp uyumak. Ve dediğin gibi Tanrının olmadığına emin olduktan sonra, kişinin artık bir işe yaramayacak varlığı sona eriyor. Hiçliğe bürünüyor. Aslında hemen hemen aynı şeyi düşünüyoruz film hakkında. Çok kasmak da istemiyorum gerçi.


    Oha, o resmi nasıl görmedim ben Tebrikler yahu Nietzsche film boyunca izleyiciyleymiş demek ki, hiç de çaktırmıyor ha




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 津波

    Bu filmi 7.5 saat oturup izlemek delilik

    Evet biz de deliyiz zaten. Asıl oturup bir buçuk saat Hollywood filmleri nasıl izleniyor onu da ben anlamıyorum.
  • tamam sonuç olarak


    tanrı yoksa bende yok olmalıyım diyor ve yokolmak istiyor

    belkide tüm bu kaosu yaratanda insandır? sonuçta kafasında yarattığı dünyaya istediği gibi hükmedebilir ve kendini yoketmek için bir kaos yaratmıştır?


    resim kısmı belki saçma ama benziyor yahu

  • Tanrı yoksa kendi de var olamaz mantığıyla düşünüyor ve kişinin dünyasında o sahipsizliğin daha doğrusu başsızlığın doğurduğu bir kaos çıkıyor. Yani bir ordunun komutanı savaş esnasında ölürse eğer ordu ne yapacağını bilemez ve dağılır. En sonunda da yenilgiye mecbur kalır.


    Bence mantıklı resim kısmı, bilerek koymuşlar onu oraya. Ah ah kızcağız o kuzuneyi yakana kadar ne uğraştı, bir el atıverseymişsin ya Nietzsche
  • tamam tamam şimdi oldu işte aynen dediğin gibi

    nietzshe çok gamsız ya,kız uğraşsın dursun
  • Anlaştık o zaman

    Ah Nietzsche dışarda kasırga var, sen sobaya yamanmışın, her şeyden habersiz keyif çatıyorsun
  • belki tüm bu kaos niçe nin işidir

    şaka şaka kapattık torino atını
  • Doğru ya atı o hasta etti bütün bunlara o sebep oldu

    Torino Atını da kapattık hakikaten


  • tarr ı da bitirdik şimdi ne izleyeceğim ben

    en iyisi ders çalışmak sınavdan sonrada tarkovski falan yaparız olmazsa
  • İzleyecek film arıyorsan sıra bunda Hayatımın filmidir. Ders arasında izlersin hem; Den brysomme mannen (2006)



    Konusunu da açmıştım;http://forum.donanimhaber.com/m_58812944/mpage_1/f_/key_//tm.htm#58812944
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.