Şimdi Ara

BAZILARI TÜRKİYE' Yİ ARKADAN MI BIÇKLIYOR? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
77
Cevap
0
Favori
1.393
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: neu

    İnanamıyorum yaaa bir ülkeye hakaret etmek ne zaman özgürlük oldu? Siya kusura bakma ama ya senin bazı sorunların var ya da sende bir şekilde o grupla ilgilisin



    Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü bile bu insaların "Şu anda bu yaptıklarıyla ülkeye ihanet etmekte" olduklarını söylerken nasıl sen bu konferansı savunabilirsin???? Özgürlükler hiç bir zaman sınırsız değildir! Bu dünyanın her yerinde böyledir!

    Ne yani bu gün Doç. Dr. Berktay dünya medyası önünde Türkler, Anadolu Ermenilerininin hepsini yok etti dedi! Şimdi ben daha mı özgür oldum!

    Vay be nasıl da yakaladın beni? Nasılda cart diye geldin ve curt diye benim "o grup"la (hangi grupsa onu da anlamış değilim) ilglil olduğumu anladın? Tebrik ederim;yani sizden de bir uçan kurtuluyor bir de kaçan

    Hele hele sizin o memelekete küfür edenlere,özgürlük ayağıyla konferans tertipleyip düşüncelerini beyan etmeye çalışanlara,bizim gibi yüce bir milletin yanlışlıklar yaptığını söyleme ihtimali bulunanlara,halkı galeyana getirenlere göğsünüzü germeniz takdire şayan.

    Ciddiyete geçecek olursak:
    1-Üniveriste hocaları olmuş kişilerin (ne hakkında olacağı önemli değil) tarihsel bir olgu hakkında bir kkonferans düzelnemesinin hukukun dahi ayaklar altına alınarak engellenmesi baskıdır faşizmdir.

    2- 1. maddeyi yapmak ne vatanseverliktir ne de başka bir şeydir(ancak ve ancak vatan sevicilkitirBugün kendisini vatansever addeden kişilerin ülkeyi nereye getirdiği,ve ya getireceği açıktır).Demokrasi yi uygulamayana ülkeler şu anda tamamen karanlık bir şekildedir.Almanya gibi bir devlet insanlığın en büyük suçunu işlemesine rağmen bırakın bu konuda yapılabilecek bir konferansı engellemeyi devletin kendisi bu olayı lanetlemiştir (Bakın dünyanın en büyük katliamından bahsediyoruz)

    3-Forumda bu zihniyetin uzantısı olan bazı arkadaşlar "demokrasi" lafına kızgın boğalara gibi saldırıp,birilerini "ya bu adam da o gruplardan..." gibi nitelendirmektedir.İstisnasız hangi konu olursa olsun tartışmalarda bu lafı bir iki kere duymuş birisi olarak şunu düşünüyorum:Demek ki bu ülkede mevcut resmi ideoloji dışında düşünmek sakıncalıdan da öte,o zaman bu ülke de özgür düşünce yok.Özgür düşüncenin olmadığı bir ülke de de fikir üretilmez ve yapılan istatisltiklerde ancak Sudan la yarışırısn.Ve bu durumun olduğunu bilmelkerine rağmen bazı vatanseviciler hala da mevcut statüko ile beslenir.




  • yaw bırakında tarihçiler karar versin kardeşim. yaşadınız mı o günleri?!!! biz neden sinirlenip bağırıyoruz kardeşim mantığımızla hareket etmeliyiz. biz ağlayarak itiraz edyoruz. amerika ingiltere sakin bi şekilde itiraz ediyor fark burda. millet santrancı bitirmiş biz daha okeyde kafaya dönelim
  • quote:

    Orjinalden alıntı: cck_ylmzzz

    yaw bırakında tarihçiler karar versin kardeşim. yaşadınız mı o günleri?!!! biz neden sinirlenip bağırıyoruz kardeşim mantığımızla hareket etmeliyiz. biz ağlayarak itiraz edyoruz. amerika ingiltere sakin bi şekilde itiraz ediyor fark burda. millet santrancı bitirmiş biz daha okeyde kafaya dönelim

    Valla zaten ben o yönü ile ilgli hiç bir şey demedim.Ben sadece konferansın iptali ile ilgili konuşuyorum.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: neu

    quote:

    Orjinalden alıntı: Attila_2023


    quote:

    Orjinalden alıntı: neu


    Ermeniler bile bu toplantıya karşı:

    Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol
    da konferansa tepki gösterdi. Erenerol, "Bu millet soykırım yapmamıştır. Soykırım yalanı egemen işbirlikçilerin yaptığı bir organizasyondur. Yıllarca Türkiye topraklarında beslenmişlerdir. Şu anda bu yaptıklarıyla ülkeye ihanet etmektedirler" dedi.

    Şunu bilmeliyiz bu toplantıyı yapanlar ve destekleyenler dışarda bazı ülkelere bağımlı insanlar. Aldıkları emirleri yerine getiriyorlar. Kendileri bile bu konferansın anti demokratik olduğunu biliyorlar!!!!1

    Neyse ben gidiyorum ;)




    Bilgi sahibi olmadan yorum yapmayalım arkadaşım.

    Türk Ortodoks Patrikhanesi'nin ermenilerle alakası yok. cemaatinin hepsi öz be öz Türklerden, Türk ırkının evlatlarından oluşmaktadır. Sevgi Erenerol ise çoğunluğu Ortodoks mezhebinden olan Gagauz(Gökoğuz) Türklerindendir. Sevgi Hanım'ın babası Papa Eftim; Atatürk'ün en yakın dostlarındandır ayrıca İstiklal Madalyası sahibidir.

    Tekrar söylüyorum Türk Ortodoks Patrikhanesi tamamen ırk olarak Türklerden oluşmaktadır. Türk Ortodoks Patrikhanesi; Fener Rum Patrikhanesi ve aşşağılık rum köpeği Bartholomeos'un Türk ve Türklük düşmanı çalışmalarını ortaya çıkaran kurumların başında gelir.







    Ermeniler tarih boyunca ortodoks mezhebine bağlıydılar ve halen bir çoğu ortodoksdur! Her şey İngiltere ve Fransanın osmanlı imparatorluğunu parçalamak için Osmanlı Ermenilerine protestanlık ve katolikliğe kazandırmaya yönelik yaptığı misyonerlik çalışmaları ile başlıyor. Sonunda bu ülkelerin faliyetleri sonunda İstanbul'da 1830'da Ermeni Katolik, 1847'de Ermeni Protestan kiliselerini kurduruyor. Gördüğün gibi Tarih boyunca ermeniler ortodoks cematine bağlı kalmışlardır!!!!!!!!


    quote:

    M.A.Belin, Katolik rahiplerin Ermeniler arasındaki faaliyetlerinden şöyle bahseder; ”1689’da Saint-Pierre misyonu, Ermeni Rahibi meşhur P.Gregorio Cyrıacense’in ölümü ile büyük bir kayba uğradı. Gregorio, Ermenilerin Katolikleştirilmesine çalışan ve muvaffak olan ilk misyonerdi. Bursa’da doğmuş, Freres Precbeurs rahipleri tarafından yetiştirilmiş ve sonra Dominiken tarikatına girmişti. Vebalı hastaların ilk daimi papazı Gregorio oldu. Çünkü ondan evvel bu gibi hastalara ilk çağrılan herhangi bir papaz gönderiliyordu. Veba olmadığı zamanlarda P. Gregorio Ermenileri Katolikleştirmek için var kuvvetiyle çalışıyor, Pere Gregorio olağanüstü semereler elde etti



    Bilsizlikle suçlamadan önce ilk önce araştır istersen!


    Kaldı ki Türk ve ya değil ortodoks Patrikhanesinin böyle bir açıklama yapması suç mu oluyor? Nedeyim bu ülkenin başbakanı Türkmenlere yönelik etnik temizliği göremezlilikten gelirken bu ülkeyi katillikle suçlayan Doç. Dr. Berktay'ı Televizyonların önünde savununca artık söze gerek kalmıyor!


    offffffff yaaaaaaaaa offff





    Türk Ortodoks Patrikhanesi'nin ermenilerle alakası yok diyorum, sen bana neler anlatıyorsun. Türk Ortodoksların patrikleri ve ibadethaneleri ayrıdır, Türk diyorum dikkat et, kanı ,dili, dileği Türk olan bu insanlar, ibadetlerini Türkçe yaparlar. ilk mesajından sanki Ortodoks Türkleri ermeniymiş gibi göstermişsin, buradaki bilgisizliğin alenen ortada. nasıl ki her müslüman Türk değilse, her ortodoks da ermeni veya rum değildir. Benim dediklerime cevap olarak alakasız alıntılarla, ermeni bilmem nesiyle geliyorsun. ermeninin, rumun canı cehenneme.
    bundan sonra bilgin kadar konuş.
    benim ırkdaşlarımı dinlerinden dolayı ermeniymiş gibi gösteremezsin.
    Ortodoks Gagauz Türkleri senden benden daha Türktür.
    onlara laf ettirmem.




  • Önyargılı diplomatlar mahçup oldu

    Sözde Ermeni soykırımı iddialarının yeniden gündeme getirilmesi üzerine Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, tüm dünyaya, 'Osmanlı arşivleri başta olmak üzere bu konudaki bütün belge ve bilgileri paylaşmaya hazırız' çağrısı yaptı. Bu çağrı üzerine birçok ülkenin büyükelçiliklerinden ve konsolosluklarından görevli diplomatlar arvişlere akın etti. Diplomatlar sadece Osmanlı değil, Amerikan, İngiliz, Fransız ve Ruslar'a ait belgeleri de inceledi. TTK'nın elinde, Osmanlı arşivlerinin yanı sıra 100 bin sayfa yabancı ülkelere ait belge bulunuyor.

    Özür dilenmeli

    Belgeleri gören diplomatların neredeyse tamamı, çok şaşırdı ve ne yapacağını bilemedi. Türkiye'ye karşı önyargıyla hareket ettiklerini kabul eden diplomatlardan bazıları TTK'daki belgelerin kopyalarını alırken, bazıları da raporlar hazırlayarak ülkelerine gönderdi. Danimarka Büyükelçiliği'nden bir diplomat, İngiliz ve Fransızlara ait belgeleri görünce önyargılı olduğunu kabul etti. Diplomat, 'Türkiye'den özür dilenmesi gerekir' dedi.

    Türkiye'nin soykırımı iddiaları konusunda bazı adımlar atmaması halinde AB sürecinde zarar göreceği uyarısını yapan İsveçli bir diplomat, önüne konulan bir belgeyi okuyunca donakaldı. Belgede, sözde soykırımı iddialarının ortaya atılmasından sonra Osmanlı devletinin 1919'da 'dört tarafsız ülkeye' resmi bir yazı göndererek, 'İddiaları siz araştırın' diye teklifte bulunduğu yer alıyor. Teklifin yapıldığı ülkeler ise İspanya, Danimarka, Hollanda ve İsveç. Kendi ülkesinin bu çağrıya olumlu yanıt vermediğini öğrenen diplomat, mahcup bir halde TTK'dan ayrıldı.

    Her şeye açığız

    Bir Fransız diplomat da 'Near East Relief' isimli Halep'teki bir yardım kuruluşunun belgelerini inceledi. Soykırımında öldürüldükleri iddia edilen 485 bin Ermeni'nin Suriye'ye göç ettiğine, Halep'te başgösteren sağlık sorununa müdahale eden tek uluslararası sağlık kuruluşu olan Near East Relief'in, bu Ermenileri tedavi ederek kayıtlarını tuttuğuna ilişkin belge, Fransız diplomatı şaşırttı. Diplomat, soykırımında öldüğü bildirilen bazı Ermenilerin isimlerini bu belgede görünce ne diyeceğini bilemedi. TTK'ya gelen bir İngiliz diplomata da dönemin İngiliz ordusuna ait bir kripto verildi. Kriptoda Anadolu'daki nufüs yapısı yer alıyor. Belgede 1914-1919 arasında, Ankara'daki Ermeni nüfusun 26 bin arttığı, Kayseri sancağında ise 2 bin azaldığı belirtilerek, Ermenilerin, daha güvenli bölgelere kendi isteği ile göç ettiği ifade ediliyor.


    Ercan YAVUZ / ANKARA

    Akşam Gazetesi - 21.03.2005

    bazılarına kapak olsun. konferans olunca çok mu demokratik olucaz daha mı süper olacak herşey. yoo hayır yok öyle bişey sadece Türkiye'nin önünü kesmek, baltalamak isteyenlere daha çok koz verilmiş olacak. Kendilerini kendi çaplarında haklı görecekler daha da yüz bulacaklar. Ayrıca tek taraflı şekilde demokrasi mi olurmuş adamlar bariz kendi düşüncelerini empoze etmeye çalışıyorlar herhangi bir anti tez yok karşılarında. g.tleri yiyosa belgelerle kanıtlasınlar herşey belgelerde mevcut neden yanaşmıyorlar bu işe. çünkü yalan olduğunu onlar da biliyorlar. sözde soykırımı destekleyip de ben Türk evladıyım diyenler kendilerini nasıl bu milletin parçası olarak görüyorlar nasıl vicdanları rahat anlamıyorum. Böyle zihniyete ve bir daha




  • 1910-1922 yılları arasında Ermeni çetelerin yaptığı katliamların tarih ve yerleri ile katledilen Türk sayısı şöyle:

    1910 Muş (10 ölü), 21 Şubat 1914 Kars-Ardahan (30 bin ölü), 1915 Van (44 lü), 1915 Van (150 ölü), 1915 Bitlis (16 bin ölü), 1915 Muş (80 ölü), 1915 Bitlis-Hizan (113 ölü), 1915 Van (5 bin 200 ölü), Şubat 1915 Haskay (200 ölü), Şubat 1915 Dutak (3 ölü), Nisan 1915 Bitlis (29 ölü), Nisan 1915 Muradiye (10 bin ölü), Nisan 1915 Van (120 ölü), Mayıs 1915 Van (20 bin ölü), Temmuz 1915 Muş-Akçan (19 ölü), Ağustos 1915 Müküs (126 ölü), 9 Mayıs 1915 Bitlis (40 bin ölü), 9 Mayıs 1915 Bitlis (123 ölü), 15 Ocak 1916 Terme (9 ölü), 1 Nisan 1916 Van-Reşadiye (15 ölü), Mayıs 1916 Muş (500 ölü), 8 Mayıs 1916 Van-Tatvan (bin 600 ölü), 8 Mayıs 1916 Bitlis (10 bin ölü), 8 Mayıs 1916 Pasinler (2 bin ölü), 8 Mayıs 1916 Tercan (563 ölü), 11 Mayıs 1916 Van (44 bin 233 ölü), 11 Mayıs 1916 Malazgirt (20 bin ölü), 11 Mayıs 1916 Bitlis (12 ölü), 22 Mayıs 1916 Van (bin ölü), 22 Mayıs 1916 Köprüköy-Van (200 ölü), 22 Mayıs 1916 Van (15 bin ölü), 22 Mayıs 1916 Van (8 ölü), 22 Mayıs 1916 Van (8 bin ölü), 22 Mayıs 1916 Van (80 bin ölü), 22 Mayıs 1916 Van (15 bin ölü), 23 Mayıs 1916 Of (5 ölü), 23 Mayıs 1916 Trabzon (2 bin 86 ölü), 23 Mayıs 1916 Van (3 yüz ölü), 25 Mayıs 1916 Bayezid (14 bin ölü), Haziran 1916 Van-Abbasağa (14 ölü), Haziran 1916 Edremid-Vastan (15 bin ölü), 6 Haziran 1916 Şatak-Serir (45 ölü), 6 Haziran 1916 Şatak (bin 150 ölü), 7 Haziran 1916 Müküs-Serhan (121 ölü), 14 Ağustos 1916 Bitlis (311 ölü), 1919 Sarıkamış (9 ölü), 1919 Tiksin-Ağadeve (5 ölü), 1919 Nahçivan (4 bin ölü), 6 Ocak 1919 Zaruşat (86 ölü), 21 Ocak 1919 Kilis (2 ölü), 22 Ocak 1919 Antep (1 ölü), 25 Ocak 1919 Kars (9 ölü), 26 Şubat 1919 Adana-Pozantı (4 ölü), 18 Mayıs 1919 Osmaniye (1 ölü), 13 Haziran 1919 Pasinler (3 ölü), 3 Haziran 1919 Iğdır (8 ölü), Temmuz 1919 Sarıkamış (803 ölü), Temmuz 1919 Kurudere (8 ölü), Temmuz 1919 Sarıkamış (695 ölü), 4 Temmuz 1919 Akçakale (180 ölü), 5 Temmuz 1919 Kağızman (4 ölü), 7 temmuz 1919 Kars-Göle (9 ölü), 8 Temmuz 1919 Mescitli (4 ölü), 8 Temmuz 1919 Gülyantepe (10 ölü), 9 Temmuz 1919 Kağızman (6 ölü), 9 Temmuz 1919 Kurudere (8 ölü), 11 Temmuz 1919 Mescitli (20 ölü), 19 Temmuz 1919 Bulaklı (2 ölü), 19 Temmuz 1919 Pasinler (2 ölü), 24 Temmuz 1919 Kars-Kağızman (9 ölü), Ağustos 1919 Muhtelif köyler (2 bin 502 ölü), 15 Ağustos 1919 Erzurum (153 ölü), 15 Ağustos 1919 Erzurum (426 ölü), Eylül 1919 Allahüekber (3 ölü), 9 Eylül 1919 Ünye (12 ölü), 14 Eylül 1919 Sarıkamış (2 ölü), Kasım 1919 Adana (4 ölü), 11 Kasım 1919 Maraş (2 ölü), 6 Kasım 1919 Ulukışla (7 ölü), 7 Aralık 1919 Adana (4 ölü), 1920 Göle (600 ölü), 1920 Kars (3 bin 945 ölü), 1920 Haramivartan (138 ölü), 1920 Nahçivan (64 bin 408 ölü), 1920 Nahçivan (5 bin 307 ölü), Şubat 1920 Kars civarı (561 ölü), 1 Şubat 1920 Zaruşat (2 bin 150 ölü), 2 Şubat 1920 Şuregel (bin 150 ölü), 10 Şubat 1920 Çıldır (100 ölü), 28 Şubat 1920 Pozantı (40 ölü), 9 Mart 1920 Zaruşat (400 ölü), 9 Mart 1920 Zaruşat (120 ölü), 16 Mart 1920 Kağızman (720 ölü), 22 Mart 1920 Şuregel-Zaruşat (2 bin ölü), 6 Nisan 1920 Gümrü (500 ölü), 28 Nisan 1920 Kars (2 ölü), 5 Mayıs 1920 Kars (bin 774 ölü), 22 Mayıs 1920 Kars (10 ölü), 2 Temmuz 1920 Kars-Erzurum (408 ölü), 2 Temmuz 1920 Zengebasar (bin 500 ölü), 27 Temmuz 1920 Erzurum (69 ölü), Mayıs 1920 Kars-Erzurum (27 ölü), Ağustos 1920 Oltu (650 ölü), Ağustos 1920 Kars-Erzurum (18 ölü), 15 Ekim 1920 Bayburt (bin 387 ölü), 20 Ekim 1920 Göle (100 ölü), 17 Ekim 1920 Pasinler (9 bin 287 ölü), 18 Ekim 1920 Tortum (3 bin 700 ölü), 19 Ekim 1920 Erzurum (8 bin 439 ölü), 26 Ekim 1920 Kars civarı (10 bin 693), Ekim 1920 Aşkale (889 ölü), 1 Aralık 1920 Kosor (69 ölü), 3 Aralık 1920 Göle (508 ölü), 4 Aralık 1920 Kosor (122 ölü), 4 Aralık 1920 Kars-Zeytun (28 ölü), 4 Aralık 1920 Sarıkamış (bin 975 ölü), 6 Aralık 1920 Göle (194 ölü), 7 Aralık 1920 Kars-Digor (14 bin 620 ölü), 14 Aralık 1920 Sarıkamış (5 bin 337 ölü), 29 Kasım 1920 Zaruşat (bin 26 ölü), Aralık 1920 Erivan (192 ölü), 1921 Nahçivan (12 ölü), 1921 Bayburt (580 ölü), 1921 Arpaçay (148 ölü), 1921 Karakilise (6 bin ölü), 1921 Karakilise ( 6 bin ölü), Şubat 1921 Zenibasar (18 ölü), 21 Kasım 1921 Pasinler (53 ölü), 21 Kasım 1921 Erzurum (bin 215 ölü), 1918 Hınıs (870 ölü), 1918 Tercan (580 ölü), Mart 1922 Maraş (4 ölü).

    İL İL, İLÇE İLÇE, KÖY KÖY LİSTE

    Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'ndeki belgeler, Ermeni çetelerin 1906-1922 yılları arasında yaptıkları baskın ve taarruzlarla çok sayıda kadın ve çocuğun da aralarında bulunduğu binlerce Türk'ü katlettiğini ortaya koyuyor. Belgeler, çetelerin bazı katliamlarda birden fazla köy halkını tamamen yok ettiğini de kanıtlıyor.

    1906-1922 yılları arasında Anadolu'da Ermeniler tarafından Türklere uygulanan ve kesin ölü sayısı belirlenemeyen katliamlar şunlar:

    11 Şubat 1906 Revan (25 köyde yangın ve katliam sonucu öldürülenler)

    17 Aralık 1914 Eleşkirt (Köylerde yapılan saldırıda öldürülenler)

    1915 Elazığ (Köylere yapılan saldırıda öldürülenler)

    1915 Hizan (Hizan'a bağlı köylerde katliamlarda öldürülenler)

    1915 Van (Köylerde yapılan katliamda öldürülenler, 5 bin 200 kişiden fazla)

    Ocak 1915 Muş (Köylerde yapılan katliamda öldürülenler, 2 köy halkı)

    Şubat 1915 Şatak (9 Köyün tamamen yok edilmesi)

    9 Mayıs 1915 Bitlis (Hot köyü ahalisinin tamamen imhası)

    9 Mayıs 1915 Bitlis (Muhacirlerin kılıçtan geçirilmesi sırasında ölenler)

    Haziran 1915 Bitlis (Köylere yapılan saldırıda öldürülenler, 100 hane)

    Mayıs 1915 Van (Köylere yapılan saldırıda öldürülenler)

    11 Mayıs 1915 Trabzon (Sürmene, Of, Yomra civar köylerinde öldürülenler)

    11 Haziran 1915 Van (İki köyde 180 hane halkının katledilmesi)

    Ağustos 1915 Gevaş (Köylerdeki ahaliden öldürülenler)

    Aralık 1915 Muş (Köylerde kadınlara yapılan katliamda öldürülenler)

    10 Haziran 1915 Maçka (Çetelerin Maçka'yı istilası sırasındaöldürülenler)

    22 Mayıs 1916 Van (Tahliye esnasında katledilenler)

    23 Mayıs 1916 Van (Erçek ve Havasor nahiyelerinin yüzde 70'i)

    11 Haziran 1916 Bitlis (İşgal sırasındaki olaylarda ölenler)

    11 Haziran 1916 Van (Timar nahiyesi köylerindeki olaylarda ölenler)

    11 Haziran 1916 Başkale (Ahaliye karşı yapılan katliamda öldürülenler)

    23 Mayıs 1916 Hınıs (Köylerde yapılan katliamda öldürülenler)

    3 Haziran 1916 Diyarbakır (Haber alınamayan memurlar, 55 kişi)

    Mayıs 1916 Tercan (Köylerde yapılan katliamda öldürülenler, 30 köy)

    1918 Tekman (İki köy ahalisinin katledilmesi)

    1919 Kars-Sarıkamış (Baskınla katliam sırasında öldürülenler)

    1919 Kars-Sarıkamış (Baskınla katliam sırasında öldürülenler, 1 köy)

    1919 Kars-Sarıkamış (Gençlerin kaybolması)

    1919 Kars civarı (Süngü ve kurşunla öldürülenler ile yakılarak öldürülenler, birkaç çadır)

    25 Ocak 1919 Ardahan (Çullu köyünde genç erkeklerin öldürülmesi)

    Şubat 1919 Iğdır (Görüllü'de işkenceyle öldürülenler, yüzlerce)

    Mart 1919 Kars civarı (Muhtelif işkencelerle öldürülenler, 85 hane)

    Mart 1919 Sarıkamış (Koçak'ta bir köyün tamamen yok edilmesi)

    Temmuz 1919 Artvin (Taarruz ve tecavüzle öldürülenler)

    Temmuz 1919 Bayezid (Kadın ve çocukların katli)

    Ağustos 1919 Nahçıvan (Cesetleri Aras'a atılanlar, 3 köy ahalisi)

    8 Temmuz 1919 Gülantab (2 köye saldırıda öldürülenler)

    12 Temmuz 1919 Kars (Yoldaki bir ailenin katli)

    16 Temmuz 1919 Büyük Vedi (Ahalinin katledilmesi)

    25 Temmuz 1919 Gümrü (Karakilise köyünün yağmasında öldürülenler)

    15 Ağustos 1919 Erzurum (Katliam sonucu öldürülen 30 hane)

    12 Temmuz 1919 Kars (İşkenceyle öldürülen iki aile)

    12 Ağustos 1919 Kars (Aşağıkoturlu köyünün tamamının katledilmesi)

    12 Ağustos 1919 Kars (Karakoyu'nda erkeklerin tamamının öldürülmesi)

    12 Ağustos 1919 Kars (Top ve makinalı tüfekli saldırıda öldürülenler)

    18 Ağustos 1922 Kars (Tavusgölü'nde bütün erkeklerin öldürülmesi)

    31 Ağustos 1919 Sarıkamış (Karahamza'ya taarruzda öldürülenler)

    31 Ağustos 1919 Kağızman (Kasaba eşrafının kaçırılması)

    18 Ağustos 1919 Kağızman (Camiye kapatılarak katledilenler)

    Eylül 1919 Karaurgan (Köylere taarruz sırasında öldürülenler)

    14 Eylül 1919 Kars, Sarıkamış (Köylere yapılan taarruz ve çatışmada öldürülenler)

    1920 Şuragel (25 köy ahalisinin öldürülmesi)

    1920 Kars civarı (Muhtelif köylerde öldürülenler)

    3 Mart 1920 Kozan (Tecavüz edilerek ve boğazlanarak öldürülenler)

    9 Mart 1920 Zaruşad (Köylerde baskın ve işkence sırasında öldürülenler)

    16 Mart 1920 Kağızman (Top ve makinalı tüfekle öldürülenler)

    24 Mayıs 1920 Kars civarı (Köylerde baskın ve işkence sırasında öldürülenler)

    24 Mayıs 1920 Kars civarı (Çeçal köyüne saldırı sırasında öldürülenler)

    27 Temmuz 1920 Oltu-Göle (Altı köye saldırı sırasında öldürülenler, tüm erkekler)

    3 Aralık 1920 Kars (Zorla göç sırasında öldürülenler)

    Kasım 1920 Erivan-Kars (Köylere yapılan taarruzda öldürülenler)

    Kaynak: Superonline.com




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Siya

    Vay be nasıl da yakaladın beni? Nasılda cart diye geldin ve curt diye benim "o grup"la (hangi grupsa onu da anlamış değilim) ilglil olduğumu anladın? Tebrik ederim;yani sizden de bir uçan kurtuluyor bir de kaçan

    Hele hele sizin o memelekete küfür edenlere,özgürlük ayağıyla konferans tertipleyip düşüncelerini beyan etmeye çalışanlara,bizim gibi yüce bir milletin yanlışlıklar yaptığını söyleme ihtimali bulunanlara,halkı galeyana getirenlere göğsünüzü germeniz takdire şayan.

    Ciddiyete geçecek olursak:
    1-Üniveriste hocaları olmuş kişilerin (ne hakkında olacağı önemli değil) tarihsel bir olgu hakkında bir kkonferans düzelnemesinin hukukun dahi ayaklar altına alınarak engellenmesi baskıdır faşizmdir.

    2- 1. maddeyi yapmak ne vatanseverliktir ne de başka bir şeydir(ancak ve ancak vatan sevicilkitirBugün kendisini vatansever addeden kişilerin ülkeyi nereye getirdiği,ve ya getireceği açıktır).Demokrasi yi uygulamayana ülkeler şu anda tamamen karanlık bir şekildedir.Almanya gibi bir devlet insanlığın en büyük suçunu işlemesine rağmen bırakın bu konuda yapılabilecek bir konferansı engellemeyi devletin kendisi bu olayı lanetlemiştir (Bakın dünyanın en büyük katliamından bahsediyoruz)

    3-Forumda bu zihniyetin uzantısı olan bazı arkadaşlar "demokrasi" lafına kızgın boğalara gibi saldırıp,birilerini "ya bu adam da o gruplardan..." gibi nitelendirmektedir.İstisnasız hangi konu olursa olsun tartışmalarda bu lafı bir iki kere duymuş birisi olarak şunu düşünüyorum:Demek ki bu ülkede mevcut resmi ideoloji dışında düşünmek sakıncalıdan da öte,o zaman bu ülke de özgür düşünce yok.Özgür düşüncenin olmadığı bir ülke de de fikir üretilmez ve yapılan istatisltiklerde ancak Sudan la yarışırısn.Ve bu durumun olduğunu bilmelkerine rağmen bazı vatanseviciler hala da mevcut statüko ile beslenir.


    Arkadaşım neden anlayamıyorsun! Anlamak gerçekten bu kadar zor mu?

    Akademik toplantılar herhangi bir görüşün tek taraflı olarak dile getirildiği ve belir bir topluma hakaret edildiği toplantılar değildir!

    Örneğin Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU bir çok kez bu toplantıya katılmak istediğini dile getirmesine rağmen, Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU ve HALAÇOĞLU ile aynı görüşleri paylaşan insanlara bu toplantıda söz hakkı verilmedi.

    Ayrıca

    Bugünkü toplantıda Doç. Dr. Berktay dünya medyasının gözünün önünde Türkler, Anadolu Ermenilerininin hepsini yok etti dedi!

    Herhangi bir hukuk devletinde tek taraflı mahkemede haksız yere kimse seni katillikle suçlama hakkına sahip değildir! Suçlayamazda! Fakat Doç. Dr. Berktay gibi insanlar kendilerini hukuk devletinden üstün gördükleri için tek taraflı bir görüşün sunulduğu bir toplantıda bu hakkı kendinde buluyor! Eğer Berktay İngilterede, Fransada,Norveçde,İsviçrede,Belçikada, İspanyada,Amerikada,Rusyada,Çinde ve bir çok gelişmiş ülkede bulunduğu ülkenin tarihi ile ilgili Türkiyede olduğu gibi suçlayıcı bir açıklama yapsaydı yıllarca hapis çezasına çarptırılırdı!

    Fakat sen Almanların yahudilere yaptığı soykırımı alıp "bak almanlar kabul ediyor ve hatta kendi soykırımlarını lanetliyor"

    dedikten sonra sana ne anlatırsam boş




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Attila_2023


    quote:

    Orjinalden alıntı: neu

    quote:

    Orjinalden alıntı: Attila_2023


    quote:

    Orjinalden alıntı: neu


    Ermeniler bile bu toplantıya karşı:

    Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol
    da konferansa tepki gösterdi. Erenerol, "Bu millet soykırım yapmamıştır. Soykırım yalanı egemen işbirlikçilerin yaptığı bir organizasyondur. Yıllarca Türkiye topraklarında beslenmişlerdir. Şu anda bu yaptıklarıyla ülkeye ihanet etmektedirler" dedi.

    Şunu bilmeliyiz bu toplantıyı yapanlar ve destekleyenler dışarda bazı ülkelere bağımlı insanlar. Aldıkları emirleri yerine getiriyorlar. Kendileri bile bu konferansın anti demokratik olduğunu biliyorlar!!!!1

    Neyse ben gidiyorum ;)




    Bilgi sahibi olmadan yorum yapmayalım arkadaşım.

    Türk Ortodoks Patrikhanesi'nin ermenilerle alakası yok. cemaatinin hepsi öz be öz Türklerden, Türk ırkının evlatlarından oluşmaktadır. Sevgi Erenerol ise çoğunluğu Ortodoks mezhebinden olan Gagauz(Gökoğuz) Türklerindendir. Sevgi Hanım'ın babası Papa Eftim; Atatürk'ün en yakın dostlarındandır ayrıca İstiklal Madalyası sahibidir.

    Tekrar söylüyorum Türk Ortodoks Patrikhanesi tamamen ırk olarak Türklerden oluşmaktadır. Türk Ortodoks Patrikhanesi; Fener Rum Patrikhanesi ve aşşağılık rum köpeği Bartholomeos'un Türk ve Türklük düşmanı çalışmalarını ortaya çıkaran kurumların başında gelir.







    Ermeniler tarih boyunca ortodoks mezhebine bağlıydılar ve halen bir çoğu ortodoksdur! Her şey İngiltere ve Fransanın osmanlı imparatorluğunu parçalamak için Osmanlı Ermenilerine protestanlık ve katolikliğe kazandırmaya yönelik yaptığı misyonerlik çalışmaları ile başlıyor. Sonunda bu ülkelerin faliyetleri sonunda İstanbul'da 1830'da Ermeni Katolik, 1847'de Ermeni Protestan kiliselerini kurduruyor. Gördüğün gibi Tarih boyunca ermeniler ortodoks cematine bağlı kalmışlardır!!!!!!!!


    quote:

    M.A.Belin, Katolik rahiplerin Ermeniler arasındaki faaliyetlerinden şöyle bahseder; ”1689’da Saint-Pierre misyonu, Ermeni Rahibi meşhur P.Gregorio Cyrıacense’in ölümü ile büyük bir kayba uğradı. Gregorio, Ermenilerin Katolikleştirilmesine çalışan ve muvaffak olan ilk misyonerdi. Bursa’da doğmuş, Freres Precbeurs rahipleri tarafından yetiştirilmiş ve sonra Dominiken tarikatına girmişti. Vebalı hastaların ilk daimi papazı Gregorio oldu. Çünkü ondan evvel bu gibi hastalara ilk çağrılan herhangi bir papaz gönderiliyordu. Veba olmadığı zamanlarda P. Gregorio Ermenileri Katolikleştirmek için var kuvvetiyle çalışıyor, Pere Gregorio olağanüstü semereler elde etti



    Bilsizlikle suçlamadan önce ilk önce araştır istersen!


    Kaldı ki Türk ve ya değil ortodoks Patrikhanesinin böyle bir açıklama yapması suç mu oluyor? Nedeyim bu ülkenin başbakanı Türkmenlere yönelik etnik temizliği göremezlilikten gelirken bu ülkeyi katillikle suçlayan Doç. Dr. Berktay'ı Televizyonların önünde savununca artık söze gerek kalmıyor!


    offffffff yaaaaaaaaa offff





    Türk Ortodoks Patrikhanesi'nin ermenilerle alakası yok diyorum, sen bana neler anlatıyorsun. Türk Ortodoksların patrikleri ve ibadethaneleri ayrıdır, Türk diyorum dikkat et, kanı ,dili, dileği Türk olan bu insanlar, ibadetlerini Türkçe yaparlar. ilk mesajından sanki Ortodoks Türkleri ermeniymiş gibi göstermişsin, buradaki bilgisizliğin alenen ortada. nasıl ki her müslüman Türk değilse, her ortodoks da ermeni veya rum değildir. Benim dediklerime cevap olarak alakasız alıntılarla, ermeni bilmem nesiyle geliyorsun. ermeninin, rumun canı cehenneme.
    bundan sonra bilgin kadar konuş.
    benim ırkdaşlarımı dinlerinden dolayı ermeniymiş gibi gösteremezsin.
    Ortodoks Gagauz Türkleri senden benden daha Türktür.
    onlara laf ettirmem.



    Ben Gagauz Türkleri ermeni mi dedim? Aksine benim kullandığım cümleyi iyi okursan ortodoks ermeniler Türktür lafı çıkar ki( hata yapmışım!)

    (Dikkatli oku Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü )
    (ortodoks ermeniler Türk demiyorum! bunun içinde ayrı polemik açılmasın)

    Fakat Türklere en yakın ermeni toplumu ortodoks ermenilerdir! Hatta 5 N 1 K programında ortodoks Ermeni cemati başkanı kendini hiristiyan Türk olarak nitelendirmiş ve ermeni meselesi ile ilgili Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol'un bugün Televizyonlara yansıyan açıklamalarının bir benzerini program içerisinde belirtmişti! Daha sonraki açıklamalarımda aslında ortodoks ermenilerin bize ne kadar yakın olduğunu ve ermenilerin arasında bile bir çok insanın Doç. Dr. Berktay hakkında bizim gibi düşündüğünü açıklamaya çalıştım :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi neu -- 24 Eylül 2005, 22:19:49 >




  • Bazı insanlar bazı şeyleri anlamamakta bayağı ısrarcılar anlaşılan.

    Bu konferansta, Ermeni soykırımı "tartışılacaktır".

    Tekrar yazıyorum. TARTIŞILACAKTIR

    Kimse tek taraflı bir şekilde Türkleri lanetlemeye gelmiyor. Bırakın bu kafatası milliyetçiliğini.

    Konferansa katılacak insanlar arasında Murat Belge, Baskın Oran gibi kendi alanlarında çok yetkin olan (bana göre en iyileri) insanlar var. Ve bu konferansta ABD'nin bilmem nereye ne yaptığı konuyla alakasız. Merak etmeyin bu insanlar ABD'yi de diğer pek çok ülkeyi de yaptıkları katliamlardan dolayı çok ağır şekilde eleştirmişlerdir.

    Fakat ELEŞTİRMESELER DAHİ, bu Ermeni soykırımının tartışılmaması için bir sebep değil. Kimse birini vurunca mahkemede "ama bizim komşu da geçen sene patrononu vurmuştu" gibi bir laf etmez değil mi? ABD veya başka ülkelerin yapmış oldukları katliamlar, Türklerin yaptıklarını mazur göstermez, gösteremez.

    Zaten soykırım olmuştur olmamıştır apayrı bir konu. Bu konferansta sadece TARTIŞILACAK. Konularında son derece bilgili ve yetkin kişiler, kendi görüşlerini açıklayacaklar. "Düşünce özgürlüğü" de bu demek.

    Ünlü filozof Voltaire zamanında demiş: "Düşüncelerinize katılmıyorum, fakat sizin onları savunma hakkınızı ömrümün sonuna dek savunacağım." Demokrasiyi savunmak böyle birşey.

    "Halkın çıkarı" için demokrasinin çiğnenmesi diye birşeyi ancak faşistler iddia edebilir. Zira demokrasi, zaten halkın kendi çıkarını gözetmesi için kurulmuş bir sistemdir. Halkın kendi çıkarını gözetmesi için kurulan bir sistemi "halkın çıkarı" için çiğnemek gerçekten gülünç bir durum yaratır.

    Karşıt fikirlere karşı biraz daha saygılı olmamız lazım.

    Ayrıca Siya'nın söylediği herşeye +1. Zaten Siya ne söylese altına imzamı atarım




  • ya merak ettim, gerçekten bilmediğimden soruyorum...burada tartışılacak diyen arkadaşlara sorum...madem tartışılacak, tartışmada iki zıt fikirlerin karşı karşıya gelmesiyle olur...söyler misiniz, bu konferansta Türklerin katliam yapmadığını kim savunacak...mesela çok bilgili(!) berktay'ın fikirleri belli Türkler katliam yapmıştır ı kanıtlamaya çalışacak, peki hangi tarihçi çıkıpta konferansta yapmamıştırı savunacak ve bunların sayıları ne kadardır...madem tartışma olacak...yoksa tartışma sadece tek görüşü savunanların buluşmasıyla, birbirleriyla paslaşmasıyla mı olacak...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: aglamak

    ya merak ettim, gerçekten bilmediğimden soruyorum...burada tartışılacak diyen arkadaşlara sorum...madem tartışılacak, tartışmada iki zıt fikirlerin karşı karşıya gelmesiyle olur...söyler misiniz, bu konferansta Türklerin katliam yapmadığını kim savunacak...mesela çok bilgili(!) berktay'ın fikirleri belli Türkler katliam yapmıştır ı kanıtlamaya çalışacak, peki hangi tarihçi çıkıpta konferansta yapmamıştırı savunacak ve bunların sayıları ne kadardır...madem tartışma olacak...yoksa tartışma sadece tek görüşü savunanların buluşmasıyla, birbirleriyla paslaşmasıyla mı olacak...


  • bu olaya demokrasi kilifi giydirilip millete yutturmaya calisanlara
    boyle insanlar oldukca halklar birbirlerine karsi kiskirtilacak ve katliamlarin sonu gelmeyecektir bu prof musvettelerine sessiz kalmayalim




  • quote:

    Orjinalden alıntı: neu


    quote:

    Orjinalden alıntı: Siya

    Vay be nasıl da yakaladın beni? Nasılda cart diye geldin ve curt diye benim "o grup"la (hangi grupsa onu da anlamış değilim) ilglil olduğumu anladın? Tebrik ederim;yani sizden de bir uçan kurtuluyor bir de kaçan

    Hele hele sizin o memelekete küfür edenlere,özgürlük ayağıyla konferans tertipleyip düşüncelerini beyan etmeye çalışanlara,bizim gibi yüce bir milletin yanlışlıklar yaptığını söyleme ihtimali bulunanlara,halkı galeyana getirenlere göğsünüzü germeniz takdire şayan.

    Ciddiyete geçecek olursak:
    1-Üniveriste hocaları olmuş kişilerin (ne hakkında olacağı önemli değil) tarihsel bir olgu hakkında bir kkonferans düzelnemesinin hukukun dahi ayaklar altına alınarak engellenmesi baskıdır faşizmdir.

    2- 1. maddeyi yapmak ne vatanseverliktir ne de başka bir şeydir(ancak ve ancak vatan sevicilkitirBugün kendisini vatansever addeden kişilerin ülkeyi nereye getirdiği,ve ya getireceği açıktır).Demokrasi yi uygulamayana ülkeler şu anda tamamen karanlık bir şekildedir.Almanya gibi bir devlet insanlığın en büyük suçunu işlemesine rağmen bırakın bu konuda yapılabilecek bir konferansı engellemeyi devletin kendisi bu olayı lanetlemiştir (Bakın dünyanın en büyük katliamından bahsediyoruz)

    3-Forumda bu zihniyetin uzantısı olan bazı arkadaşlar "demokrasi" lafına kızgın boğalara gibi saldırıp,birilerini "ya bu adam da o gruplardan..." gibi nitelendirmektedir.İstisnasız hangi konu olursa olsun tartışmalarda bu lafı bir iki kere duymuş birisi olarak şunu düşünüyorum:Demek ki bu ülkede mevcut resmi ideoloji dışında düşünmek sakıncalıdan da öte,o zaman bu ülke de özgür düşünce yok.Özgür düşüncenin olmadığı bir ülke de de fikir üretilmez ve yapılan istatisltiklerde ancak Sudan la yarışırısn.Ve bu durumun olduğunu bilmelkerine rağmen bazı vatanseviciler hala da mevcut statüko ile beslenir.


    Arkadaşım neden anlayamıyorsun! Anlamak gerçekten bu kadar zor mu?

    Akademik toplantılar herhangi bir görüşün tek taraflı olarak dile getirildiği ve belir bir topluma hakaret edildiği toplantılar değildir!

    Örneğin Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU bir çok kez bu toplantıya katılmak istediğini dile getirmesine rağmen, Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU ve HALAÇOĞLU ile aynı görüşleri paylaşan insanlara bu toplantıda söz hakkı verilmedi.

    Ayrıca

    Bugünkü toplantıda Doç. Dr. Berktay dünya medyasının gözünün önünde Türkler, Anadolu Ermenilerininin hepsini yok etti dedi!

    Herhangi bir hukuk devletinde tek taraflı mahkemede haksız yere kimse seni katillikle suçlama hakkına sahip değildir! Suçlayamazda! Fakat Doç. Dr. Berktay gibi insanlar kendilerini hukuk devletinden üstün gördükleri için tek taraflı bir görüşün sunulduğu bir toplantıda bu hakkı kendinde buluyor! Eğer Berktay İngilterede, Fransada,Norveçde,İsviçrede,Belçikada, İspanyada,Amerikada,Rusyada,Çinde ve bir çok gelişmiş ülkede bulunduğu ülkenin tarihi ile ilgili Türkiyede olduğu gibi suçlayıcı bir açıklama yapsaydı yıllarca hapis çezasına çarptırılırdı!

    Fakat sen Almanların yahudilere yaptığı soykırımı alıp "bak almanlar kabul ediyor ve hatta kendi soykırımlarını lanetliyor"

    dedikten sonra sana ne anlatırsam boş





    Hocam Doğu Perinçek İsveç te "Ermeni Soykırımı yoktur" diyor ve Ermeni Soykırımı olarak tartışılan olgu orada kabul edilmesine rağmen savcı ceza vs vermiyor ve "Bu sizin düşüncenizdir" diyor.

    Bu birebir örenk olmakla beraber allahaşkına siz kendi verdiğiniz< örneklere inanıyor musunuz? TÜRKİYE YILLARCA EN ÇOK DÜŞÜNCE SUÇLUSU MAHKUMU OLAN ÜLKE KONUMUNDA İDİ ve belki hala öyledir (bu arada bu benim atmasyonum değil hürriyet Milliyet gazatelerinin dahi verebildiği sayılara dayalıdır) ve siz bunun üstüne "başka ülkede olsa neler yaparlardı vs vs diyorsunuz".Ben de soruyorum:" o zaman Türkiye de ki bu sayı ve bu tablo nereden geliyor?"

    Ben özellikle konunun düşünce özgürlüğü kısmında kalmaya dikkat edeceğim.Falz bilgi saihibi olmadığım Ermeni sorunu üzerine fazla konuşmak istemiyorum,Akşam gazetesini okumam,ciddiye çok fazla almam ve hazzetmem (özellikle Ahmet Tulgar olayından beri).

    Ayrıca verilen il ve ilçeler var.Orada 10 bin ölü olarak gösterilen Muradiye de büyüdüm (Van ın ilçesidir.9 yıl oturduk) ve böyle bir Ermeni katliamından ilk defa buradan haberdar oldum ayrıca Kurudere diye geçen yer sanırım Kars ta bir derenin kenarında dizilen 8 -9 köye verilmiş isim olan Kurudere.eğer öyle ise hem annem hem de babamın köyü orada ve hemen hemen her yıl gitmeme rağmen orada da böyle bir Ermeni katliamından bahsedilidğini duymadım.Yine teyzemin oturduğu Kars Selim in köyünde yine böyle bir katliamdan bahsedilidğini duymadım ve o köyün eski Ermeni yerleşimi olduğundan ve orada Ermeni gömüt (altın) vs olduğundan bahsedilir.

    Tabi ki ben yukarıda ki poaragrafı size bazı arkadaşlar gibi tarihi bir belge vs olarak sunamam çünkü inanıp inanmamaya açıktır.

    Akademik toplantı olgusuna gelirsek.Eğer sen bu toplantıyı tek taraflı buluyorsan bunu hukuku ayaklar altına alıp engellem yoluna gitmemeli,buna alternatif bir toplantı yapmalısın.Konferansı kim düzenliyorsa sanırım onun kimi çağırıp kimi çağırmayacağına kara verme yetkisi vardır ki bu doğal karşılanmalıdır.Asam ın Kızıl elmacıların vs nin konferansaları da bu şekilde olmasına rağmen bu konuda herhangi bir itiraz olmaması ise bazı insanlarda ki çifte standarta en güzel örnektir.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: sturmovik

    Bazı insanlar bazı şeyleri anlamamakta bayağı ısrarcılar anlaşılan.

    Bu konferansta, Ermeni soykırımı "tartışılacaktır".

    Tekrar yazıyorum. TARTIŞILACAKTIR

    Kimse tek taraflı bir şekilde Türkleri lanetlemeye gelmiyor. Bırakın bu kafatası milliyetçiliğini.

    Konferansa katılacak insanlar arasında Murat Belge, Baskın Oran gibi kendi alanlarında çok yetkin olan (bana göre en iyileri) insanlar var. Ve bu konferansta ABD'nin bilmem nereye ne yaptığı konuyla alakasız. Merak etmeyin bu insanlar ABD'yi de diğer pek çok ülkeyi de yaptıkları katliamlardan dolayı çok ağır şekilde eleştirmişlerdir.

    Fakat ELEŞTİRMESELER DAHİ, bu Ermeni soykırımının tartışılmaması için bir sebep değil. Kimse birini vurunca mahkemede "ama bizim komşu da geçen sene patrononu vurmuştu" gibi bir laf etmez değil mi? ABD veya başka ülkelerin yapmış oldukları katliamlar, Türklerin yaptıklarını mazur göstermez, gösteremez.

    Zaten soykırım olmuştur olmamıştır apayrı bir konu. Bu konferansta sadece TARTIŞILACAK. Konularında son derece bilgili ve yetkin kişiler, kendi görüşlerini açıklayacaklar. "Düşünce özgürlüğü" de bu demek.

    Ünlü filozof Voltaire zamanında demiş: "Düşüncelerinize katılmıyorum, fakat sizin onları savunma hakkınızı ömrümün sonuna dek savunacağım." Demokrasiyi savunmak böyle birşey.

    "Halkın çıkarı" için demokrasinin çiğnenmesi diye birşeyi ancak faşistler iddia edebilir. Zira demokrasi, zaten halkın kendi çıkarını gözetmesi için kurulmuş bir sistemdir. Halkın kendi çıkarını gözetmesi için kurulan bir sistemi "halkın çıkarı" için çiğnemek gerçekten gülünç bir durum yaratır.

    Karşıt fikirlere karşı biraz daha saygılı olmamız lazım.

    Ayrıca Siya'nın söylediği herşeye +1. Zaten Siya ne söylese altına imzamı atarım

    +1
    Ben de Sturmovik ne yazıyorsa imza atarım.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: aglamak

    ya merak ettim, gerçekten bilmediğimden soruyorum...burada tartışılacak diyen arkadaşlara sorum...madem tartışılacak, tartışmada iki zıt fikirlerin karşı karşıya gelmesiyle olur...söyler misiniz, bu konferansta Türklerin katliam yapmadığını kim savunacak...mesela çok bilgili(!) berktay'ın fikirleri belli Türkler katliam yapmıştır ı kanıtlamaya çalışacak, peki hangi tarihçi çıkıpta konferansta yapmamıştırı savunacak ve bunların sayıları ne kadardır...madem tartışma olacak...yoksa tartışma sadece tek görüşü savunanların buluşmasıyla, birbirleriyla paslaşmasıyla mı olacak...

    Hocam çıksın o da konferans yapsın kimse kolnu başını tutmuyor ki.Sizde bir ilginçsiniz ha.Orada ki hocalardan hiç birisi "ya bu Kızıl elmacılar ve ya milliyetçiler vs vs konferansa yapıyor ama beni neden çağırmıyor,karşı görüş belirteceğim" demiyor.

    Adamlar şu anda forum vs yapıyoruz da demiyorlar ki herekese açık tartışma ortamı olsun.Bugün en azından 30 yazı yazdım herkess ilginçtir dönp durup bu konuya geliyor.Ağlaamak rumuzlu arakadaş sanırım bugün bunu 4-5 kez dile getirdi.

    "Demokrasi mi Ulusal Çıkar mı?" başlığına da bakabilrisniz.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Siya

    quote:

    Orjinalden alıntı: neu


    quote:

    Orjinalden alıntı: Siya

    Vay be nasıl da yakaladın beni? Nasılda cart diye geldin ve curt diye benim "o grup"la (hangi grupsa onu da anlamış değilim) ilglil olduğumu anladın? Tebrik ederim;yani sizden de bir uçan kurtuluyor bir de kaçan

    Hele hele sizin o memelekete küfür edenlere,özgürlük ayağıyla konferans tertipleyip düşüncelerini beyan etmeye çalışanlara,bizim gibi yüce bir milletin yanlışlıklar yaptığını söyleme ihtimali bulunanlara,halkı galeyana getirenlere göğsünüzü germeniz takdire şayan.

    Ciddiyete geçecek olursak:
    1-Üniveriste hocaları olmuş kişilerin (ne hakkında olacağı önemli değil) tarihsel bir olgu hakkında bir kkonferans düzelnemesinin hukukun dahi ayaklar altına alınarak engellenmesi baskıdır faşizmdir.

    2- 1. maddeyi yapmak ne vatanseverliktir ne de başka bir şeydir(ancak ve ancak vatan sevicilkitirBugün kendisini vatansever addeden kişilerin ülkeyi nereye getirdiği,ve ya getireceği açıktır).Demokrasi yi uygulamayana ülkeler şu anda tamamen karanlık bir şekildedir.Almanya gibi bir devlet insanlığın en büyük suçunu işlemesine rağmen bırakın bu konuda yapılabilecek bir konferansı engellemeyi devletin kendisi bu olayı lanetlemiştir (Bakın dünyanın en büyük katliamından bahsediyoruz)

    3-Forumda bu zihniyetin uzantısı olan bazı arkadaşlar "demokrasi" lafına kızgın boğalara gibi saldırıp,birilerini "ya bu adam da o gruplardan..." gibi nitelendirmektedir.İstisnasız hangi konu olursa olsun tartışmalarda bu lafı bir iki kere duymuş birisi olarak şunu düşünüyorum:Demek ki bu ülkede mevcut resmi ideoloji dışında düşünmek sakıncalıdan da öte,o zaman bu ülke de özgür düşünce yok.Özgür düşüncenin olmadığı bir ülke de de fikir üretilmez ve yapılan istatisltiklerde ancak Sudan la yarışırısn.Ve bu durumun olduğunu bilmelkerine rağmen bazı vatanseviciler hala da mevcut statüko ile beslenir.


    Arkadaşım neden anlayamıyorsun! Anlamak gerçekten bu kadar zor mu?

    Akademik toplantılar herhangi bir görüşün tek taraflı olarak dile getirildiği ve belir bir topluma hakaret edildiği toplantılar değildir!

    Örneğin Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU bir çok kez bu toplantıya katılmak istediğini dile getirmesine rağmen, Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU ve HALAÇOĞLU ile aynı görüşleri paylaşan insanlara bu toplantıda söz hakkı verilmedi.

    Ayrıca

    Bugünkü toplantıda Doç. Dr. Berktay dünya medyasının gözünün önünde Türkler, Anadolu Ermenilerininin hepsini yok etti dedi!

    Herhangi bir hukuk devletinde tek taraflı mahkemede haksız yere kimse seni katillikle suçlama hakkına sahip değildir! Suçlayamazda! Fakat Doç. Dr. Berktay gibi insanlar kendilerini hukuk devletinden üstün gördükleri için tek taraflı bir görüşün sunulduğu bir toplantıda bu hakkı kendinde buluyor! Eğer Berktay İngilterede, Fransada,Norveçde,İsviçrede,Belçikada, İspanyada,Amerikada,Rusyada,Çinde ve bir çok gelişmiş ülkede bulunduğu ülkenin tarihi ile ilgili Türkiyede olduğu gibi suçlayıcı bir açıklama yapsaydı yıllarca hapis çezasına çarptırılırdı!

    Fakat sen Almanların yahudilere yaptığı soykırımı alıp "bak almanlar kabul ediyor ve hatta kendi soykırımlarını lanetliyor"

    dedikten sonra sana ne anlatırsam boş





    Hocam Doğu Perinçek İsveç te "Ermeni Soykırımı yoktur" diyor ve Ermeni Soykırımı olarak tartışılan olgu orada kabul edilmesine rağmen savcı ceza vs vermiyor ve "Bu sizin düşüncenizdir" diyor.

    Bu birebir örenk olmakla beraber allahaşkına siz kendi verdiğiniz< örneklere inanıyor musunuz? TÜRKİYE YILLARCA EN ÇOK DÜŞÜNCE SUÇLUSU MAHKUMU OLAN ÜLKE KONUMUNDA İDİ ve belki hala öyledir (bu arada bu benim atmasyonum değil hürriyet Milliyet gazatelerinin dahi verebildiği sayılara dayalıdır) ve siz bunun üstüne "başka ülkede olsa neler yaparlardı vs vs diyorsunuz".Ben de soruyorum:" o zaman Türkiye de ki bu sayı ve bu tablo nereden geliyor?"

    Ben özellikle konunun düşünce özgürlüğü kısmında kalmaya dikkat edeceğim.Falz bilgi saihibi olmadığım Ermeni sorunu üzerine fazla konuşmak istemiyorum,Akşam gazetesini okumam,ciddiye çok fazla almam ve hazzetmem (özellikle Ahmet Tulgar olayından beri).

    Ayrıca verilen il ve ilçeler var.Orada 10 bin ölü olarak gösterilen Muradiye de büyüdüm (Van ın ilçesidir.9 yıl oturduk) ve böyle bir Ermeni katliamından ilk defa buradan haberdar oldum ayrıca Kurudere diye geçen yer sanırım Kars ta bir derenin kenarında dizilen 8 -9 köye verilmiş isim olan Kurudere.eğer öyle ise hem annem hem de babamın köyü orada ve hemen hemen her yıl gitmeme rağmen orada da böyle bir Ermeni katliamından bahsedilidğini duymadım.Yine teyzemin oturduğu Kars Selim in köyünde yine böyle bir katliamdan bahsedilidğini duymadım ve o köyün eski Ermeni yerleşimi olduğundan ve orada Ermeni gömüt (altın) vs olduğundan bahsedilir.

    Tabi ki ben yukarıda ki poaragrafı size bazı arkadaşlar gibi tarihi bir belge vs olarak sunamam çünkü inanıp inanmamaya açıktır.

    Akademik toplantı olgusuna gelirsek.Eğer sen bu toplantıyı tek taraflı buluyorsan bunu hukuku ayaklar altına alıp engellem yoluna gitmemeli,buna alternatif bir toplantı yapmalısın.Konferansı kim düzenliyorsa sanırım onun kimi çağırıp kimi çağırmayacağına kara verme yetkisi vardır ki bu doğal karşılanmalıdır.Asam ın Kızıl elmacıların vs nin konferansaları da bu şekilde olmasına rağmen bu konuda herhangi bir itiraz olmaması ise bazı insanlarda ki çifte standarta en güzel örnektir.


    ya arkadaşım tutturmuşsun bir antikominizm toplantısını neden eleştirmiyorsunuz diye sorup duruyorsun...birincisi antikominizm toplantısına kim bilimsel toplantı dedi, büyük ihtimalle tehlikaye karşı insanlar bilgilendirmek amacıyla yapılan bir toplantıdır ki böyle bir toplantıya bir koministin çağrılması beklenemez zaten...(kominist sistemin iyiliği(!) anlatılırken sen bir kızılelma düşüncesine sahip birini çağırmalarını bekler misin.) ikincisi antikominist toplanıyla bu toplantıyı bir tutamazsın, bu toplantıda milli çıkarlar söz konusudur, berktay daha ilk dakikalarda ermenilerin öldürülmesinden bahsetmeye başladı, bu toplantıdan ne çıkacağı daha başından bellli...Türkler aleyhine olacak bir toplantı dan bu ülkeye yarar çıkarmı? elin gevuru yarın bir gün demiyecek mi sizin proflarınız bile bizi haklı buluyor dediğinde ne diyeceksin, nasıl savunacaksın bu ülkeyi...yarın bir gün elin ermenisi bizden toprak istediğinde, bizden tazminat istediğinde hala demokrasi, özgürlük mü diyeceksin...ben böyle özgürlüğün böyle demokrasinin...şimdiden başladı elin hristiyanı bizim bu kadar toprağımız gaspedildi demeye, ya bazı oyunları göremeyecek kadar kör olmayın...önce ülke menfati gelir...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi MaviGece -- 24 Eylül 2005, 23:58:21 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Siya

    quote:

    Orjinalden alıntı: aglamak

    ya merak ettim, gerçekten bilmediğimden soruyorum...burada tartışılacak diyen arkadaşlara sorum...madem tartışılacak, tartışmada iki zıt fikirlerin karşı karşıya gelmesiyle olur...söyler misiniz, bu konferansta Türklerin katliam yapmadığını kim savunacak...mesela çok bilgili(!) berktay'ın fikirleri belli Türkler katliam yapmıştır ı kanıtlamaya çalışacak, peki hangi tarihçi çıkıpta konferansta yapmamıştırı savunacak ve bunların sayıları ne kadardır...madem tartışma olacak...yoksa tartışma sadece tek görüşü savunanların buluşmasıyla, birbirleriyla paslaşmasıyla mı olacak...

    Hocam çıksın o da konferans yapsın kimse kolnu başını tutmuyor ki.Sizde bir ilginçsiniz ha.Orada ki hocalardan hiç birisi "ya bu Kızıl elmacılar ve ya milliyetçiler vs vs konferansa yapıyor ama beni neden çağırmıyor,karşı görüş belirteceğim" demiyor.

    Adamlar şu anda forum vs yapıyoruz da demiyorlar ki herekese açık tartışma ortamı olsun.Bugün en azından 30 yazı yazdım herkess ilginçtir dönp durup bu konuya geliyor.Ağlaamak rumuzlu arakadaş sanırım bugün bunu 4-5 kez dile getirdi.

    "Demokrasi mi Ulusal Çıkar mı?" başlığına da bakabilrisniz.


    yarın bir gün elin batılısı bu konferansı ciddiye alacak çünkü işine gelecek bir sonuç çıkacak, ama gidipte Türk Tarih Kurumu'nu ciddiye almayacak, anlamıyor musunuz??????...




  • Alnından öpüyorum kardeş!
    quote:

    Orjinalden alıntı: gpancar

    1910-1922 yılları arasında Ermeni çetelerin yaptığı katliamların tarih ve yerleri ile katledilen Türk sayısı şöyle:

    1910 Muş (10 ölü), 21 Şubat 1914 Kars-Ardahan (30 bin ölü), 1915 Van (44 lü), 1915 Van (150 ölü), 1915 Bitlis (16 bin ölü), 1915 Muş (80 ölü), 1915 Bitlis-Hizan (113 ölü), 1915 Van (5 bin 200 ölü), Şubat 1915 Haskay (200 ölü), Şubat 1915 Dutak (3 ölü), Nisan 1915 Bitlis (29 ölü), Nisan 1915 Muradiye (10 bin ölü), Nisan 1915 Van (120 ölü), Mayıs 1915 Van (20 bin ölü), Temmuz 1915 Muş-Akçan (19 ölü), Ağustos 1915 Müküs (126 ölü), 9 Mayıs 1915 Bitlis (40 bin ölü), 9 Mayıs 1915 Bitlis (123 ölü), 15 Ocak 1916 Terme (9 ölü), 1 Nisan 1916 Van-Reşadiye (15 ölü), Mayıs 1916 Muş (500 ölü), 8 Mayıs 1916 Van-Tatvan (bin 600 ölü), 8 Mayıs 1916 Bitlis (10 bin ölü), 8 Mayıs 1916 Pasinler (2 bin ölü), 8 Mayıs 1916 Tercan (563 ölü), 11 Mayıs 1916 Van (44 bin 233 ölü), 11 Mayıs 1916 Malazgirt (20 bin ölü), 11 Mayıs 1916 Bitlis (12 ölü), 22 Mayıs 1916 Van (bin ölü), 22 Mayıs 1916 Köprüköy-Van (200 ölü), 22 Mayıs 1916 Van (15 bin ölü), 22 Mayıs 1916 Van (8 ölü), 22 Mayıs 1916 Van (8 bin ölü), 22 Mayıs 1916 Van (80 bin ölü), 22 Mayıs 1916 Van (15 bin ölü), 23 Mayıs 1916 Of (5 ölü), 23 Mayıs 1916 Trabzon (2 bin 86 ölü), 23 Mayıs 1916 Van (3 yüz ölü), 25 Mayıs 1916 Bayezid (14 bin ölü), Haziran 1916 Van-Abbasağa (14 ölü), Haziran 1916 Edremid-Vastan (15 bin ölü), 6 Haziran 1916 Şatak-Serir (45 ölü), 6 Haziran 1916 Şatak (bin 150 ölü), 7 Haziran 1916 Müküs-Serhan (121 ölü), 14 Ağustos 1916 Bitlis (311 ölü), 1919 Sarıkamış (9 ölü), 1919 Tiksin-Ağadeve (5 ölü), 1919 Nahçivan (4 bin ölü), 6 Ocak 1919 Zaruşat (86 ölü), 21 Ocak 1919 Kilis (2 ölü), 22 Ocak 1919 Antep (1 ölü), 25 Ocak 1919 Kars (9 ölü), 26 Şubat 1919 Adana-Pozantı (4 ölü), 18 Mayıs 1919 Osmaniye (1 ölü), 13 Haziran 1919 Pasinler (3 ölü), 3 Haziran 1919 Iğdır (8 ölü), Temmuz 1919 Sarıkamış (803 ölü), Temmuz 1919 Kurudere (8 ölü), Temmuz 1919 Sarıkamış (695 ölü), 4 Temmuz 1919 Akçakale (180 ölü), 5 Temmuz 1919 Kağızman (4 ölü), 7 temmuz 1919 Kars-Göle (9 ölü), 8 Temmuz 1919 Mescitli (4 ölü), 8 Temmuz 1919 Gülyantepe (10 ölü), 9 Temmuz 1919 Kağızman (6 ölü), 9 Temmuz 1919 Kurudere (8 ölü), 11 Temmuz 1919 Mescitli (20 ölü), 19 Temmuz 1919 Bulaklı (2 ölü), 19 Temmuz 1919 Pasinler (2 ölü), 24 Temmuz 1919 Kars-Kağızman (9 ölü), Ağustos 1919 Muhtelif köyler (2 bin 502 ölü), 15 Ağustos 1919 Erzurum (153 ölü), 15 Ağustos 1919 Erzurum (426 ölü), Eylül 1919 Allahüekber (3 ölü), 9 Eylül 1919 Ünye (12 ölü), 14 Eylül 1919 Sarıkamış (2 ölü), Kasım 1919 Adana (4 ölü), 11 Kasım 1919 Maraş (2 ölü), 6 Kasım 1919 Ulukışla (7 ölü), 7 Aralık 1919 Adana (4 ölü), 1920 Göle (600 ölü), 1920 Kars (3 bin 945 ölü), 1920 Haramivartan (138 ölü), 1920 Nahçivan (64 bin 408 ölü), 1920 Nahçivan (5 bin 307 ölü), Şubat 1920 Kars civarı (561 ölü), 1 Şubat 1920 Zaruşat (2 bin 150 ölü), 2 Şubat 1920 Şuregel (bin 150 ölü), 10 Şubat 1920 Çıldır (100 ölü), 28 Şubat 1920 Pozantı (40 ölü), 9 Mart 1920 Zaruşat (400 ölü), 9 Mart 1920 Zaruşat (120 ölü), 16 Mart 1920 Kağızman (720 ölü), 22 Mart 1920 Şuregel-Zaruşat (2 bin ölü), 6 Nisan 1920 Gümrü (500 ölü), 28 Nisan 1920 Kars (2 ölü), 5 Mayıs 1920 Kars (bin 774 ölü), 22 Mayıs 1920 Kars (10 ölü), 2 Temmuz 1920 Kars-Erzurum (408 ölü), 2 Temmuz 1920 Zengebasar (bin 500 ölü), 27 Temmuz 1920 Erzurum (69 ölü), Mayıs 1920 Kars-Erzurum (27 ölü), Ağustos 1920 Oltu (650 ölü), Ağustos 1920 Kars-Erzurum (18 ölü), 15 Ekim 1920 Bayburt (bin 387 ölü), 20 Ekim 1920 Göle (100 ölü), 17 Ekim 1920 Pasinler (9 bin 287 ölü), 18 Ekim 1920 Tortum (3 bin 700 ölü), 19 Ekim 1920 Erzurum (8 bin 439 ölü), 26 Ekim 1920 Kars civarı (10 bin 693), Ekim 1920 Aşkale (889 ölü), 1 Aralık 1920 Kosor (69 ölü), 3 Aralık 1920 Göle (508 ölü), 4 Aralık 1920 Kosor (122 ölü), 4 Aralık 1920 Kars-Zeytun (28 ölü), 4 Aralık 1920 Sarıkamış (bin 975 ölü), 6 Aralık 1920 Göle (194 ölü), 7 Aralık 1920 Kars-Digor (14 bin 620 ölü), 14 Aralık 1920 Sarıkamış (5 bin 337 ölü), 29 Kasım 1920 Zaruşat (bin 26 ölü), Aralık 1920 Erivan (192 ölü), 1921 Nahçivan (12 ölü), 1921 Bayburt (580 ölü), 1921 Arpaçay (148 ölü), 1921 Karakilise (6 bin ölü), 1921 Karakilise ( 6 bin ölü), Şubat 1921 Zenibasar (18 ölü), 21 Kasım 1921 Pasinler (53 ölü), 21 Kasım 1921 Erzurum (bin 215 ölü), 1918 Hınıs (870 ölü), 1918 Tercan (580 ölü), Mart 1922 Maraş (4 ölü).

    İL İL, İLÇE İLÇE, KÖY KÖY LİSTE

    Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'ndeki belgeler, Ermeni çetelerin 1906-1922 yılları arasında yaptıkları baskın ve taarruzlarla çok sayıda kadın ve çocuğun da aralarında bulunduğu binlerce Türk'ü katlettiğini ortaya koyuyor. Belgeler, çetelerin bazı katliamlarda birden fazla köy halkını tamamen yok ettiğini de kanıtlıyor.

    1906-1922 yılları arasında Anadolu'da Ermeniler tarafından Türklere uygulanan ve kesin ölü sayısı belirlenemeyen katliamlar şunlar:

    11 Şubat 1906 Revan (25 köyde yangın ve katliam sonucu öldürülenler)

    17 Aralık 1914 Eleşkirt (Köylerde yapılan saldırıda öldürülenler)

    1915 Elazığ (Köylere yapılan saldırıda öldürülenler)

    1915 Hizan (Hizan'a bağlı köylerde katliamlarda öldürülenler)

    1915 Van (Köylerde yapılan katliamda öldürülenler, 5 bin 200 kişiden fazla)

    Ocak 1915 Muş (Köylerde yapılan katliamda öldürülenler, 2 köy halkı)

    Şubat 1915 Şatak (9 Köyün tamamen yok edilmesi)

    9 Mayıs 1915 Bitlis (Hot köyü ahalisinin tamamen imhası)

    9 Mayıs 1915 Bitlis (Muhacirlerin kılıçtan geçirilmesi sırasında ölenler)

    Haziran 1915 Bitlis (Köylere yapılan saldırıda öldürülenler, 100 hane)

    Mayıs 1915 Van (Köylere yapılan saldırıda öldürülenler)

    11 Mayıs 1915 Trabzon (Sürmene, Of, Yomra civar köylerinde öldürülenler)

    11 Haziran 1915 Van (İki köyde 180 hane halkının katledilmesi)

    Ağustos 1915 Gevaş (Köylerdeki ahaliden öldürülenler)

    Aralık 1915 Muş (Köylerde kadınlara yapılan katliamda öldürülenler)

    10 Haziran 1915 Maçka (Çetelerin Maçka'yı istilası sırasındaöldürülenler)

    22 Mayıs 1916 Van (Tahliye esnasında katledilenler)

    23 Mayıs 1916 Van (Erçek ve Havasor nahiyelerinin yüzde 70'i)

    11 Haziran 1916 Bitlis (İşgal sırasındaki olaylarda ölenler)

    11 Haziran 1916 Van (Timar nahiyesi köylerindeki olaylarda ölenler)

    11 Haziran 1916 Başkale (Ahaliye karşı yapılan katliamda öldürülenler)

    23 Mayıs 1916 Hınıs (Köylerde yapılan katliamda öldürülenler)

    3 Haziran 1916 Diyarbakır (Haber alınamayan memurlar, 55 kişi)

    Mayıs 1916 Tercan (Köylerde yapılan katliamda öldürülenler, 30 köy)

    1918 Tekman (İki köy ahalisinin katledilmesi)

    1919 Kars-Sarıkamış (Baskınla katliam sırasında öldürülenler)

    1919 Kars-Sarıkamış (Baskınla katliam sırasında öldürülenler, 1 köy)

    1919 Kars-Sarıkamış (Gençlerin kaybolması)

    1919 Kars civarı (Süngü ve kurşunla öldürülenler ile yakılarak öldürülenler, birkaç çadır)

    25 Ocak 1919 Ardahan (Çullu köyünde genç erkeklerin öldürülmesi)

    Şubat 1919 Iğdır (Görüllü'de işkenceyle öldürülenler, yüzlerce)

    Mart 1919 Kars civarı (Muhtelif işkencelerle öldürülenler, 85 hane)

    Mart 1919 Sarıkamış (Koçak'ta bir köyün tamamen yok edilmesi)

    Temmuz 1919 Artvin (Taarruz ve tecavüzle öldürülenler)

    Temmuz 1919 Bayezid (Kadın ve çocukların katli)

    Ağustos 1919 Nahçıvan (Cesetleri Aras'a atılanlar, 3 köy ahalisi)

    8 Temmuz 1919 Gülantab (2 köye saldırıda öldürülenler)

    12 Temmuz 1919 Kars (Yoldaki bir ailenin katli)

    16 Temmuz 1919 Büyük Vedi (Ahalinin katledilmesi)

    25 Temmuz 1919 Gümrü (Karakilise köyünün yağmasında öldürülenler)

    15 Ağustos 1919 Erzurum (Katliam sonucu öldürülen 30 hane)

    12 Temmuz 1919 Kars (İşkenceyle öldürülen iki aile)

    12 Ağustos 1919 Kars (Aşağıkoturlu köyünün tamamının katledilmesi)

    12 Ağustos 1919 Kars (Karakoyu'nda erkeklerin tamamının öldürülmesi)

    12 Ağustos 1919 Kars (Top ve makinalı tüfekli saldırıda öldürülenler)

    18 Ağustos 1922 Kars (Tavusgölü'nde bütün erkeklerin öldürülmesi)

    31 Ağustos 1919 Sarıkamış (Karahamza'ya taarruzda öldürülenler)

    31 Ağustos 1919 Kağızman (Kasaba eşrafının kaçırılması)

    18 Ağustos 1919 Kağızman (Camiye kapatılarak katledilenler)

    Eylül 1919 Karaurgan (Köylere taarruz sırasında öldürülenler)

    14 Eylül 1919 Kars, Sarıkamış (Köylere yapılan taarruz ve çatışmada öldürülenler)

    1920 Şuragel (25 köy ahalisinin öldürülmesi)

    1920 Kars civarı (Muhtelif köylerde öldürülenler)

    3 Mart 1920 Kozan (Tecavüz edilerek ve boğazlanarak öldürülenler)

    9 Mart 1920 Zaruşad (Köylerde baskın ve işkence sırasında öldürülenler)

    16 Mart 1920 Kağızman (Top ve makinalı tüfekle öldürülenler)

    24 Mayıs 1920 Kars civarı (Köylerde baskın ve işkence sırasında öldürülenler)

    24 Mayıs 1920 Kars civarı (Çeçal köyüne saldırı sırasında öldürülenler)

    27 Temmuz 1920 Oltu-Göle (Altı köye saldırı sırasında öldürülenler, tüm erkekler)

    3 Aralık 1920 Kars (Zorla göç sırasında öldürülenler)

    Kasım 1920 Erivan-Kars (Köylere yapılan taarruzda öldürülenler)

    Kaynak: Superonline.com




  • @Siya;
    Bak Kars'ta katliam tanığı yok diyorsun ben sabahtan beri var diyorum ve ailem uğradı diyorum.Ben Kars'lı olduğuma göre demek ki varmış ama sen görmek yada araştırmak istemiyorsun yada işine gelmiyor.Selim'den senin gibi birisinin çıktığını gördüm ya artık oradaki insanlara bir başka gözle bakacağım(bu konuda ne düşündüğümü bilmek istiyorsan Nevruz ile ilgili yazdığına bak).Dedim ya siya ben senin foruma ayak bastığın günü de ne olduğunu da çok iyi biliyorum
  • quote:

    Orjinalden alıntı: aglamak

    quote:

    Orjinalden alıntı: Siya

    quote:

    Orjinalden alıntı: neu


    quote:

    Orjinalden alıntı: Siya

    Vay be nasıl da yakaladın beni? Nasılda cart diye geldin ve curt diye benim "o grup"la (hangi grupsa onu da anlamış değilim) ilglil olduğumu anladın? Tebrik ederim;yani sizden de bir uçan kurtuluyor bir de kaçan

    Hele hele sizin o memelekete küfür edenlere,özgürlük ayağıyla konferans tertipleyip düşüncelerini beyan etmeye çalışanlara,bizim gibi yüce bir milletin yanlışlıklar yaptığını söyleme ihtimali bulunanlara,halkı galeyana getirenlere göğsünüzü germeniz takdire şayan.

    Ciddiyete geçecek olursak:
    1-Üniveriste hocaları olmuş kişilerin (ne hakkında olacağı önemli değil) tarihsel bir olgu hakkında bir kkonferans düzelnemesinin hukukun dahi ayaklar altına alınarak engellenmesi baskıdır faşizmdir.

    2- 1. maddeyi yapmak ne vatanseverliktir ne de başka bir şeydir(ancak ve ancak vatan sevicilkitirBugün kendisini vatansever addeden kişilerin ülkeyi nereye getirdiği,ve ya getireceği açıktır).Demokrasi yi uygulamayana ülkeler şu anda tamamen karanlık bir şekildedir.Almanya gibi bir devlet insanlığın en büyük suçunu işlemesine rağmen bırakın bu konuda yapılabilecek bir konferansı engellemeyi devletin kendisi bu olayı lanetlemiştir (Bakın dünyanın en büyük katliamından bahsediyoruz)

    3-Forumda bu zihniyetin uzantısı olan bazı arkadaşlar "demokrasi" lafına kızgın boğalara gibi saldırıp,birilerini "ya bu adam da o gruplardan..." gibi nitelendirmektedir.İstisnasız hangi konu olursa olsun tartışmalarda bu lafı bir iki kere duymuş birisi olarak şunu düşünüyorum:Demek ki bu ülkede mevcut resmi ideoloji dışında düşünmek sakıncalıdan da öte,o zaman bu ülke de özgür düşünce yok.Özgür düşüncenin olmadığı bir ülke de de fikir üretilmez ve yapılan istatisltiklerde ancak Sudan la yarışırısn.Ve bu durumun olduğunu bilmelkerine rağmen bazı vatanseviciler hala da mevcut statüko ile beslenir.


    Arkadaşım neden anlayamıyorsun! Anlamak gerçekten bu kadar zor mu?

    Akademik toplantılar herhangi bir görüşün tek taraflı olarak dile getirildiği ve belir bir topluma hakaret edildiği toplantılar değildir!

    Örneğin Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU bir çok kez bu toplantıya katılmak istediğini dile getirmesine rağmen, Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU ve HALAÇOĞLU ile aynı görüşleri paylaşan insanlara bu toplantıda söz hakkı verilmedi.

    Ayrıca

    Bugünkü toplantıda Doç. Dr. Berktay dünya medyasının gözünün önünde Türkler, Anadolu Ermenilerininin hepsini yok etti dedi!

    Herhangi bir hukuk devletinde tek taraflı mahkemede haksız yere kimse seni katillikle suçlama hakkına sahip değildir! Suçlayamazda! Fakat Doç. Dr. Berktay gibi insanlar kendilerini hukuk devletinden üstün gördükleri için tek taraflı bir görüşün sunulduğu bir toplantıda bu hakkı kendinde buluyor! Eğer Berktay İngilterede, Fransada,Norveçde,İsviçrede,Belçikada, İspanyada,Amerikada,Rusyada,Çinde ve bir çok gelişmiş ülkede bulunduğu ülkenin tarihi ile ilgili Türkiyede olduğu gibi suçlayıcı bir açıklama yapsaydı yıllarca hapis çezasına çarptırılırdı!

    Fakat sen Almanların yahudilere yaptığı soykırımı alıp "bak almanlar kabul ediyor ve hatta kendi soykırımlarını lanetliyor"

    dedikten sonra sana ne anlatırsam boş





    Hocam Doğu Perinçek İsveç te "Ermeni Soykırımı yoktur" diyor ve Ermeni Soykırımı olarak tartışılan olgu orada kabul edilmesine rağmen savcı ceza vs vermiyor ve "Bu sizin düşüncenizdir" diyor.

    Bu birebir örenk olmakla beraber allahaşkına siz kendi verdiğiniz< örneklere inanıyor musunuz? TÜRKİYE YILLARCA EN ÇOK DÜŞÜNCE SUÇLUSU MAHKUMU OLAN ÜLKE KONUMUNDA İDİ ve belki hala öyledir (bu arada bu benim atmasyonum değil hürriyet Milliyet gazatelerinin dahi verebildiği sayılara dayalıdır) ve siz bunun üstüne "başka ülkede olsa neler yaparlardı vs vs diyorsunuz".Ben de soruyorum:" o zaman Türkiye de ki bu sayı ve bu tablo nereden geliyor?"

    Ben özellikle konunun düşünce özgürlüğü kısmında kalmaya dikkat edeceğim.Falz bilgi saihibi olmadığım Ermeni sorunu üzerine fazla konuşmak istemiyorum,Akşam gazetesini okumam,ciddiye çok fazla almam ve hazzetmem (özellikle Ahmet Tulgar olayından beri).

    Ayrıca verilen il ve ilçeler var.Orada 10 bin ölü olarak gösterilen Muradiye de büyüdüm (Van ın ilçesidir.9 yıl oturduk) ve böyle bir Ermeni katliamından ilk defa buradan haberdar oldum ayrıca Kurudere diye geçen yer sanırım Kars ta bir derenin kenarında dizilen 8 -9 köye verilmiş isim olan Kurudere.eğer öyle ise hem annem hem de babamın köyü orada ve hemen hemen her yıl gitmeme rağmen orada da böyle bir Ermeni katliamından bahsedilidğini duymadım.Yine teyzemin oturduğu Kars Selim in köyünde yine böyle bir katliamdan bahsedilidğini duymadım ve o köyün eski Ermeni yerleşimi olduğundan ve orada Ermeni gömüt (altın) vs olduğundan bahsedilir.

    Tabi ki ben yukarıda ki poaragrafı size bazı arkadaşlar gibi tarihi bir belge vs olarak sunamam çünkü inanıp inanmamaya açıktır.

    Akademik toplantı olgusuna gelirsek.Eğer sen bu toplantıyı tek taraflı buluyorsan bunu hukuku ayaklar altına alıp engellem yoluna gitmemeli,buna alternatif bir toplantı yapmalısın.Konferansı kim düzenliyorsa sanırım onun kimi çağırıp kimi çağırmayacağına kara verme yetkisi vardır ki bu doğal karşılanmalıdır.Asam ın Kızıl elmacıların vs nin konferansaları da bu şekilde olmasına rağmen bu konuda herhangi bir itiraz olmaması ise bazı insanlarda ki çifte standarta en güzel örnektir.


    ya arkadaşım tutturmuşsun bir antikominizm toplantısını neden eleştirmiyorsunuz diye sorup duruyorsun...birincisi antikominizm toplantısına kim bilimsel toplantı dedi, büyük ihtimalle tehlikaye karşı insanlar bilgilendirmek amacıyla yapılan bir toplantıdır ki böyle bir toplantıya bir koministin çağrılması beklenemez zaten...(kominist sistemin iyiliği(!) anlatılırken sen bir kızılelma düşüncesine sahip birini çağırmalarını bekler misin.) ikincisi antikominist toplanıyla bu toplantıyı bir tutamazsın, bu toplantıda milli çıkarlar söz konusudur, berktay daha ilk dakikalarda ermenilerin öldürülmesinden bahsetmeye başladı, bu toplantıdan ne çıkacağı daha başından bellli...Türkler aleyhine olacak bir toplantı dan bu ülkeye yarar çıkarmı? elin gevuru yarın bir gün demiyecek mi sizin proflarınız bile bizi haklı buluyor dediğinde ne diyeceksin, nasıl savunacaksın bu ülkeyi...yarın bir gün elin ermenisi bizden toprak istediğinde, bizden tazminat istediğinde hala demokrasi, özgürlük mü diyeceksin...ben böyle özgürlüğün böyle demokrasinin...şimdiden başladı elin hristiyanı bizim bu kadar toprağımız gaspedildi demeye, ya bazı oyunları göremeyecek kadar kör olmayın...önce ülke menfati gelir...

    Hocam senin altıntı yaptığın yazıdan çok çok önce onu dedim ve burada ki bir arkadaşa örnek verdim.O zaman bu konferansta "kızıl elmacılara vs lerin tehlikesine karşı yapılan bir toplantıdır bir nevi,onların çağrılması beklenmez" de diyebiliriz.Aynı şekilde resmi ideolijinin dışına çıkmış bu hocaların yaptığı toplantıya neden resmi ideolojinin kalemşörlenin çağrılmasını neden bekliyorsun? (bak dikkat et sadece senin düşüncelerinden objektfiliğini sorguluyorum.Görüş falan bile belirtmedim henüz).

    "Milli çıkar","Ülke menfaati" vs konusunda Murat Belge nin yazısını paylaşmıştım.İsteyenler okuyabilir.Ekstra açıklamaya gerek duymuyorum.

    Ermeni Sorunu konusuna hakim olmadığımdan çok fazla konuşamıyacağım ama şöyle bir durum varsa,sıkıyorum -bak sıkıyorum!,cellalenme sonra- "Türkiye Cumhuriyeti devleti Ermenileri topraklarında sürüyor ve daha sonra katlediyor.50 yıl sonra bu tartışmalar çıktığında da "olmaz kabul edersek bizden toprak alırlar ya da bizim aleyhimize olur" diyorsa durum sakattır.

    Mesela 6-7 eylül olayları aydınlığ kavuştu.Asparagas bir haberle gayri-müzlimlerin dükkan vs neyi varsa basılıyor ve adamlar kapı dışarı ediliyor ve bu mesele çok sonra aydınlığa kavuşuyor.Mesela merak ediyorum acaba bunun sonucu ne oldu.Gayri-Müslimler geri gelip mallarını alabildiler mi yoksa "milli çıkarlarımız" a aykırı denilerek bu yapılmadı mı?




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.