Avustralya, 16 yaş altı çocuklara sosyal medya yasağı getirmeyi planlıyor

Umarım en kısa zamanda bizim ülkemizde de gerçekleşir.

Türkiyede de çocuklara yasaklanabilir kimse birşey demez sadece çocuklara olursa. Bizdeki sıkıntı yasaklarken komple yasaklanıp 40 yaşındaki adamın bile erişiminin kesilmesi.

Hükümet aşığı arkadaşlar bunu anlamıyor. Yetişkinleri etkilemeyecekse istediğini yapsın benden ok.

Herkes çocuğu için doğru olanın ne olduğunu bilmiyor, takip edemiyor yada en kötüsü umursamıyor. Sıkıntı burda. Veya çocuk bilmiyor kendisi için neyin doğru neyin yanlış olduğunu çünkü henüz erişkin sayılabilecek yaşta bile değil. Bu noktada kendisinden daha büyük bir gücün neyin doğru olduğunu söylemesi hatta doğruya yönlendirmesi lazım.

Sosyal medyanın içine doğan çocuklar yarın sosyal medyasız yaşayamaz hale gelebilirler. Bu da toplumsal bir yara olur. Sosyal medya kanalizasyondan başka bir şey değil. Hele hele çocuklar için hiçbir faydası yok. Avustralya'da aynı düşüncede ki 16 yaş altına sosyal medyayı yasaklıyorlar.

Yalnız YouTube burda ayrışabilir çünkü eğitim videoları var bolca. YouTube'un Kısıtlı modu açık şekilde kullanılabilir.

tarif ettiğiniz "Government Overreach" işte.

Çocukların neye inanacağı, ne izleyeceği devletin karar vereceği şey değil. Madem devlet çocuk yetiştirmeyi çok iyi biliyor, hepsini tüpte yetiştirsin. Anne ve Baba şefkatine, ilgisine ve rehberliğine ne gerek var. Bu söylediğiniz sistemle çocuk değil ancak robot yetiştirilir. Dediğiniz tipte endişeleriniz varsa çocuklara fiziksel aktivite derslerini artırır, haftanın belli günlerinde veya tamamında okula telefon getirmelerini yasaklarsınız. Eşgüdümlü olarak ailelere belli aralıklarla rehberlik sunar, internetin tehlikeleri konusunda bilgilendirirsiniz.

Hadi bu yetkiyi devlete verdiniz. Yarın devletin başına en korktuğunuz, görüşlerinize en ters radikal ideoloji geçsin. Çocukların neyi izleyip neyi izleyemeyeceğine onun karar vermesine tamam mısınız?

Yine asıl meseleye gelirsek bu kararlar çocukların iyiliği için alınan kararlardan ziyade, indoktrinasyon amaçlı görünüyor. Böylece gelmekte olan jenerasyonu dijital parmak izi ve e-kimlik uygulamalarına alıştırıp interneti tamamen sansürlenen, her davranışınızın otorite tarafından denetlendiği, filtrelendiği bir mekanizmaya çevirmek istiyorlar.

Kısacası dijital distopyanın ilk aşamaları!

Aşırıya kaçmak çocuklarımızı sosyal medya kanalizasyonundan koruyarak olmaz. Korumayarak olur. Önce bunu anlamak lazım.

Şirinler evreninde yaşamıyoruz. Bu yaşadığımız gerçek dünyada tehlikeler var. Sen ben korurum çocuğumu dersin halbuki hiçbir şeyden haberin dahi olmayabilir. Sosyal medya kanalizasyonu kanıtları yok etmek için her türlü imkanı sunuyor. Senin şimdi çocuğuna başka biri işid infaz videosu gönderse ve anında silse gönderen çocuğun da bunu izlemiş olsa ne olacak çocuğunun psikolojisi bir düşün bakalım. Sonra buraya tekrar yazabilirsin goverment overreach'lı cümlelerini.

İstediğin kadar eğitim ver kontrol hiçbir zaman sende olmaz olamaz. Çocuğunda da olamaz. Dünya tehlikelerle dolu ve biz çocuklarımızın akıl sağlığını korumalıyız. Bu verdiğim sadece bir örnek, daha niceleri var siber zorbalıkların.

ben 1997'den beri sıkı bir internet kullanıcısıyım. Her yeni teknolojiyi Türkiye'de ve Dünya'da ilk deneyimleyenlar arasındayım. Hayatımda kimse bana bahsettiğiniz tarzda sapkın veya şiddet içerikli video gönderemedi. Neye tıklayıp, neye tıklamamam gerektiğini hep bildim. Meraklı bir çocuktum ama merakımın sınırlarını çizmeyi bildim. Siz de farkındalığı yüksek çocuklar yetiştirirseniz hiç bir şey olmaz.

Çocuklara potansiyel aptal muamelesi yapmaktan vazgeçmek gerek. Çocuk koşacak, düşecek, arkadaşlarıyla tartışacak, bazen kendi, bazen de kendisi hata yapmadan onların hatalarından öğrenecek, yanlışı ve doğruyu bir arada görüp muhakeme becerilerini geliştirecek. İnsanoğlu milyonlarca yıldır aynı metodoloji ile öğrendi. Anne-baba tecrübelerini çocuğa aktardı, çocuk onlardan öğrendi ve büyüdü kendi ailesini kurdu, o da kendi çocuğuna aktardı. Bu zincir milyonlarca yıldır işliyor.

Bir anda bu yöntemin hiç işe yaramadığını, bundan sonra da yarayamayacağını öne sürüp tek elden bütün toplumun değer yargılarının belirlenmesi gerektiğini iddia etmek size de biraz hadsizce gelmiyor mu?

Komik video önizlemesi olur ilk saniyesinde ve önizlemesinde o gözükür, sonraki saniyeye şiddet vahşet görüntüleri ekleyebilir. Bilmeden tıklar izlemiş olur. O vahşet çocuğun aklından belki bir ömür çıkmaz. Her türlü içerik denetlenmeli ve filtrelenmeli. Teknoloji varsa çözümde var iyiye de kötüye de.

Geçmişin çocukları şimdinin yetişkinleri ve bu insanlar kendi düştükleri hatalara çocukları düşmesin pırıl pırıl bir sanal ortamda büyüsün istiyorlar. Doğru da düşünüyorlar. Çocuğun ne işi var sosyal medya kanalizasyonuyla. Derslerine odaklansın, oyunlar oynasın, mesleğini düşünsün, müzik dinlesin, kitap okusun, film izlesin,.. sosyal medya kanalizasyonuyla çocuğun ne işi var. Bu saydıklarımı yapamıyor mu sosyal medya kanalizasyonu olmadan. Gelişimsel bozukluklar diye bir olgu var psikolojide. Düşsün kalksınla alakası yok ki bu siber zorbalıkların. Her açıdan sağlıklı bireyler yetiştirmek esastır. Bunun içinde sosyal medya kanalizasyonuna çocuklarımız muhtaç değildir. Sosyal medya olmadan da bilgiye erişilebilir, iletişim kurulabilir.

Tertemiz bir çocuk zihnini alıp, her türlü pisliğin olduğu sosyal medya kanalizasyonunun ortasına bırakmayı nasıl savunabilirsin..!

Boşu boşuna yanlış şeyleri tartışmamak adına şöyle yapalım istersen:

Sen bize çocukların atlatamayacağı düzeyde, hayatın boyunca unutamadığın travmayı itiraf et. O travmayla nasıl yüzleştiğini, üstesinden ne zorluklarla geldiğini anlat, bizim kafamızda ne demek istediğin daha net şekillensin. Hem burayı okuyan genç arkadaşlar da senin tecrübenden faydalanmış olur.

Ben şahsen hiç siber zorbalığa, travmaya, internet kanalizasyonuna maruz kalmadım. Bilişsel becerileri olan, farkındalığı yüksek bir birey olmamın sağladığı haksız avantajdan yararlandım sanırım. O yüzden anlamakta zorlanıyorum.

Tertemiz çocukları sosyal medya değil de medya kanalizasyonu ile baş başa bıraktılar, bırakıyorlar. Millet dizilerde birbirini vuruyor, aldatıyor, hırpalıyor, soyuyor, dolandırıyor... Ama televizyon izlemeyle ilgili bir yasak tartışılmıyor değil mi? Sağlıksız gıdalar her gün reklamlarda boy boy gösteriliyor, çocuklara kötü beslenme alışkanlıkları dayatılıyor. Beş para etmez, akli dengesi bozuk şovmenler her şebekliği yapıyor, çocuklara rol model oluyor. Politikacılar birbirlerine ve kimi zaman vatandaşlara hakaretler ediyor. Bu medya kanalizasyonuyla ilgili de bir şikayetiniz var mı?

Meselenin çocukları korumak olmadığını anlamak için kaç örnek ve kanıt göstermem gerekiyor? Mesele yavaş yavaş interneti bir sansür ve manipülasyon platformuna çevirmek. Küresel bir projenin yerel yönetimleri kullanarak halkı ikna etme çabaları bunlar. Her ülkede farklı bahanelerle sizi köleleştirmek, aptallaştırmak istiyorlar. Muhakame becerisi olmayan, sadece verileni kabul eden itaatkar nesiller yaratmak istiyorlar. Siz tiktokta veya instagramda beğenmediğiniz kişilerin şöhretine sinirleniyor olabilirsiniz. Bunda haklısınız da. Ama bunun çözümü topluca haklarınızdan vazgeçmek olamaz. Bu kadar kolay teslim olursanız bir sonraki nesle "nasıl parazitleştirildik" diye uzun açıklamalar yapmak zorunda kalırsınız, kalırız.

Buyrun. Söylediklerimi haklı çıkartan, aynı argümanları söyleyen pek çok gazeteci ve politikacıdan sadece bir tanesi.

Örneğin illa yaşanmış olması gerekmez. Mesele zaten travmaların yaşanmasına engel olunmak istenilmesi.

Bunu tekrar etmekte fayda var. Burda bahsettiğimiz 16 yaştan küçük çocukların sosyal medya kanalizasyonuna maruz kalmaması gerektiği.

Sen bir yetişkin olarak, her türlü haltı yapabilirsin sınırlar dahilinde veya değil bunun sonuçlarını da az çok bilirsin. Çocuk bunu bilmiyor. Çocuk çocuk arasında siber zorbalık olabildiği gibi çocuk yetişkin arasında da olabilir hatta daha fazlası tehdit olur, şantaj olur. Çocuğu bu gibi tehlikelere maruz bırakmak travma yaşatma kapısını açık bırakmak ebevyn olarak çocuğun iyiliğini düşünmeyi geçtim ebevynliğin elinden alınması lazım o ebevyn denilenin..

Çocuk bu çocuk. 16 yaş altı çocuk. Yetişkin değil.

Pedofili diye bir sapkınlık var haberin var mı senin!

Rezil bir düşünceye sahipsin. Çocuklarımız sosyal medya kanalizasyonundan daima korunmalı. Mümkün olduğunca uzak tutulmalı hatta yetişkin olana kadar yasaklanmalıdır. Bilgisayar iş veya araştırma amaçlı kullanılan bir cihaz olarak kullandırılmalı ve öğretilmeli. Telefonun amacınında iletişim kurmak olduğu aşılanmalı. Sosyal medya kanalizasyonuna çocuklarımız maruz bırakılmamalı.

Avrupa'da zaten bütün sohbet yazılımlarıyla kurulan iletişimler yapay zeka yardımıyla denetlenmeye başladı. Bizde de aynı şekilde denetlenmesi dileğiyle. 1984'se 1984, distopyaysa distopya. Yapılması gereken budur. Saldım çayıra mevlam kayıra mantalitesi aptallıktan başka bir şey değildir. Güvenli sınırlar dahilinde kullanılmalıdır Internet. Bu sınırların çizgisini de hükümetler çizer. Halktan kopuk değil halka beraber. Çok şükür ki diğer mesajlardaki üyelerde senin gibi düşünmüyorlar, çocukların tertemiz zihninin sosyal medya kanalizasyonuyla zehirlenmemesi gerektiğini söylüyorlar.