Şimdi Ara

Avrupai şekilde Türk toplumu değer yargıları içinde yasanmış ilişkiler (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
96
Cevap
0
Favori
2.842
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • ewet bu konuda son derece haklısın...
    diğer forumda kendini akıllı sanan bir kullanıcı bir milyara falan diktirmekten falan bahsetti...
    ne kadar basitçe bir aşağılanma...
    kimin namusunu bir milyar değerinde görebilirsin ki?

    sonrasında yazdıklarıma sinirlenip konuyu kapattırana kadar devam etti.. neyseki cebime bir milyar koyup gitmeyi cidden düşünmüyordum.. yoksa bunca yılın acısını tek kişide çıkarmam mümkün değil..

    işte olayda buı hocam.. bende züğürt tesellisi yapıyorum.. yaş 25, Allah karşıma benim gibi birini çıkarsın diye belki de sırf o ayetin inadına bekliyorum.. haramdan sakınıyorum..

    ama ne yaparsın ki yalancı olan insanoğlu.. aslında dediğin gibi ayet de doğru.. hatta anlanması gereken şekliyle, kolay iletişim kurabilen insanlar, nasıl pasif ve çekingenlere göre ilişkilerinde başarılı olabiliyorlarsa, daha da ileriye gidip cinselliği yaşamaları nikah olmadan haramdır elbette... eh zaten bu insanların bir yönüyle harama yakın olmaları neticesinde pek çoğunda içki ve sigrara gibi alışkanlıkların devamında yaşama şekilleri de birnirine benzer..

    belki aynı veya benzer mekanlara takılırlar, aynı tarz giyimleri sever veya şarkı dinler.. benzer faaliyette olurlar.. düşünki elinde bira, yanında kız, yumulmuş herifin teki kampüste bahar şenliklerinde.. gözünün önünde yiyo.. bu adam boş duracak sanır mısın? elbette hayır..

    peki ya diğer çalışkan inekler, veya geliri az olanlar, zamaını eğlencede harcamayanlar veya sevmeyenler.. onların eşbette sosyal yaşantı dedikleri şey ev, iş okul aile arasındadır.. belki de birkaç arkadaş...

    dönelim yukardakilere.. elbette bir süre sonra dışa açık kişiliklerde iletişim kurarken kendine benzeyenlerle daha iyi uyum saplarlar.. nasıl bok boku kenefte bulur derler ya.. bunlarda tiki tikiyi caddede bulur, yada barda bulur gibi versiyonları vardır..

    sonuçta sadece zina yapanlarla zina yapanlar değil.. büyük oranda içki alışkanlığı olanlarda içenlerle.. sigara kullananlar bağımlılarla, sporcular yine benzer bir sporcuyla.. hatta meslektaşlar birbirleri ile evlenirler.. bu doğal bişieydir.. kendimize benzeyeni severiz.. diğerleri yabancıdır..

    işte şu kamoüsteki sevişkenler varya.. onlarda ayrılıp memlekete gidince.. yine kendileri gibi, geçmişlerinde olanlar gibi birilerine daha ılımlı davramırlar..

    bu durumda Allah ne diyor.. "zina yapan zina yapanla yada müşrikle" yani müslüman olmayanla evlenir diyo.. pek de haksız sayılmaz hani... "bu ise haramdır" diyo.. orada haram olan şey.. zina yapmak yada müşrikle evlenmektir.. yoksa zina yapmamış biri ile zina yapmış biri pekala evlenebilir.. haram değil aksine helaldir, hatta sevaptır ki diğerini zinadan kurtarıyo..

    ayetin açıklamsı böyle olmalıydı.. "zina yapanlar, zina yapan yada müşrik biri ile evlenir, şüphesiz zina yapmak ve Allaha şirk koşmak haramdır..."




  • yasımız aynı
    aslında sunu biliyorum ki zaman gectikte bu dusunceler daha da yogunlasacak. hersey daha da zorlasacak..malesef bazı konularda cıkar yol bulmakta zorlanıyorum..

    bastan sona genel konustuk ama bu sefer kendi adıma konusayım zina yapmamıs biri olarak karsıma cıkan kiside en basta istedigim sey bana bu konuda layık olup olmadıgı. eger layık ise bende ona layıksam (bu sadece fiziksel degil dusunce anlamında da bekareti kapsıyor) ondan sora kisisel uyumluluk anlasma geliyor..ama bazı arkdaslar hersey bacak arsındamı yada hersey namusmu diyiyor.. bence once namus..
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Ty®

    yasımız aynı
    aslında sunu biliyorum ki zaman gectikte bu dusunceler daha da yogunlasacak. hersey daha da zorlasacak..malesef bazı konularda cıkar yol bulmakta zorlanıyorum..

    bastan sona genel konustuk ama bu sefer kendi adıma konusayım zina yapmamıs biri olarak karsıma cıkan kiside en basta istedigim sey bana bu konuda layık olup olmadıgı. eger layık ise bende ona layıksam (bu sadece fiziksel degil dusunce anlamında da bekareti kapsıyor) ondan sora kisisel uyumluluk anlasma geliyor..ama bazı arkdaslar hersey bacak arsındamı yada hersey namusmu diyiyor.. bence once namus..


    Bence kendi adına değil benim adımada konuşmuşsun tyo.

    Evet inşallah Allah karşımıza bizim gibi düşünen ve davranan insanlar çıkarır. Açık ve net konuşmamız gerek karşımızdaki insanla, biz böyleyiz sen nasılsın dememiz lazım, şartlarımızı sunmamız lazım, belki çoğuna göre saçmadır bu konu ama malesef toplumun temel yapı taşı aile. Bazen o bizden daha temizse ona yol vermemiz, daha iyisini bulması için önünden çekilmemiz lazım. Üzülsekte, kahrolsakta bunu yapabiliyorsak işte o zaman karşımıza bizim gibi biri çıkacaktır.




  • allah herkesin gönlüne göre versin...
    asıl anlatılmak istenenin ne olduğunu kavramadan konuşulmamalı bence...

    bu devirde düğünden evvel jinekolog kapılarından geçen kızlar var...
    hangimiz jinekolog veya bu konuda uzman.
    onu anlatmaya çalışmıştım..

    kimseye güven olmaz, o yüzden namus kavramı artık bu devirde laçkalaşmıştır...
    umarım anlatabilmişimdir demek istediğimi....
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Ty®

    yasımız aynı
    aslında sunu biliyorum ki zaman gectikte bu dusunceler daha da yogunlasacak. hersey daha da zorlasacak..malesef bazı konularda cıkar yol bulmakta zorlanıyorum..

    bastan sona genel konustuk ama bu sefer kendi adıma konusayım zina yapmamıs biri olarak karsıma cıkan kiside en basta istedigim sey bana bu konuda layık olup olmadıgı. eger layık ise bende ona layıksam (bu sadece fiziksel degil dusunce anlamında da bekareti kapsıyor) ondan sora kisisel uyumluluk anlasma geliyor..ama bazı arkdaslar hersey bacak arsındamı yada hersey namusmu diyiyor.. bence once namus..





  • quote:

    Orjinalden alıntı: 02AN

    allah herkesin gönlüne göre versin...
    asıl anlatılmak istenenin ne olduğunu kavramadan konuşulmamalı bence...

    bu devirde düğünden evvel jinekolog kapılarından geçen kızlar var...
    hangimiz jinekolog veya bu konuda uzman.
    onu anlatmaya çalışmıştım..

    kimseye güven olmaz, o yüzden namus kavramı artık bu devirde laçkalaşmıştır...
    umarım anlatabilmişimdir demek istediğimi....


    topic son girdigimden sonra baya ilerlemis..

    sana aynen katılıyorum daha gecenlerde bir haber okudum..burdaki doktorada helal olsun dogru yolu bulmus. yazıyı inceleyin yorumu size bırakıyorum.. ben yorum yaprsam bi cok kızın canı yanacak..

    http://www.sabah.com.tr/cp/rop105-20060101-102.html




  • quote:

    Orjinalden alıntı: zülbicadeyn

    @Ty® üzerine bastın ayağını çek tabiri vardır ya heh işte sen onu yaptın tebrik ediyorum...

    Şu anki zamanda şöyle br fikir var ne kadar kişiyle çıkarsa,beraber olursan o kadar beceriklisin,senden iyisi yok yani....Ama söylediğin gibi işin vicdani yönünü pek düşünen yok...Allah yardım etsin bize....

    Evlenmeye korkar gelmiş arkadaşlarım var(buna bende dahilim) çünkü çevremize baktığımız zaman insan ilişkileri özellikle erkek ile bayan arasında ilişki öyle bir hale gelmiş ki..Güvenilebilecek birini bulmak çok zor...Kimin ne olduğu kestirmek tahmin etmek çok zor hatta imkansız....malum bir itiraf sitesi var güya itraf diye yazılan yazıları okudukça ağlasam mı gülsem mi şaşırıyorum öyle ki artık toplumda her sevgili olan sanki evli gibi yaşıyor yada kesinlikle evlenilecekmiş gibi yaşanmaya başlandı..Beraber yaşamaya başlamalar yada malum bildiğimiz ilişkilere girmeler...Bilmiyorum sonumuz ne olacak ama Allah sonumuzu hayr etsin....inşaallah

    @Ty® senin gibi düşünenler de varmış ya..içim rahatladı




    su anki yaşanan tüm bu pisliğin sebebi bu tv denen icattır.insanlar cok iyi bir şekilde tv sayesinde yanlış şeylere yonlendirilebilir,kandırılabilir,yanlış bilgiler edinmesi saglanabilir....cok masum görünüyor dglmi.sadece görüntüden sesten ibaret birşey...ama psikolojik olarak aslında bizi ne kadar etkilkedigini belkide farkında bile degiliz.insanlar gayri meşru yaşama ozendiriliyor...hayatını yaşa gerisini dert etme ahlak kurallarını toplum kurallarını hiçe say...bedensel ihtiyaçlarını karşılama peşine düş........cocuklarımızı yakınlarımızı tvden ne kadar cok uak tutarsak okadar topluma yararlı bireyler yetiştirebiliriz....malesef tv nin yararları zararlarının yanında devede kulak gibi kalıyor....tabiki yararlarıda var ama.....toplum yapısını cokerten illet birşey.....o evli gibi yaşayanlar cehennemin derinliklerinde inşallah cezalarını çekecek AMİN.artk çevremde kız bile görmek istemiyorum.tiksiniyorum artk... oyuzden kızlarla lise hayatım boyunca aram kötüydü halada öyle kalacak.Allah sonumuzu hayr etsin gercekten zor bir durumdayız.




  • İki kişi, her biri kendi yaşamlarından gelen ayrı ayrı, çok farklı zorunluluklarla ulaştıkları bir noktada, karşılarında birden ötekini buluyorlar -bir anda, karşılıklı; aynı anda, bulunduklarını- ve ötekinin de bulduğunu; bulduğunu da anladığını anlıyorlar. bir şey oluşuyor o zaman: o iki kişiden (sanki) ayrı, faklı, onlara bağlı olmayan, hatta onların elinde olmayan bir şey: ayrı varlığı olan, kendi yolunu da artık (sanki) onlara aldırmadan yürüyecek bir şey- bir ilişki...

    İlişki o iki kişiyi gerektiriyor; ama o iki kişi hiçbir zaman (pek ender bile dememeli mi?) tam o kişiler olarak gelemiyorlar, giremiyorlar, ilişkiye: herbirinin bir sürü yükü var, taşıması gereken; bir sürü yüzü var, takınması gereken. kendi dışındakiler, bir de, sahtelikler geliyor, giriyor ilişkiye.

    İki kişi, ilişkilerini, onu olduracak kadar kuramazlar; ama öldürecek kadar bozabilirler, yaptıklarıyla. bir de kendi haline bırakırlarsa, kurur gider ilişki- kendi kendine ölür.

    Demek ki ilişki o iki kişinin yaptıklarıyla olamıyor; ama onlarsız da olamıyor. o iki kişinin kendisini sürekli bilinçlendirmelerini, yapmalarını, kurmalarını; başka, yabancı şeyleri de sürekli ayıklamalarını, engellemelerini uzak tutmalarını gerektiriyor..."




  • quote:

    Orjinalden alıntı: ChakMak


    quote:

    Orjinalden alıntı: 02AN
    bu devirde düğünden evvel jinekolog kapılarından geçen kızlar var...
    hangimiz jinekolog veya bu konuda uzman.
    onu anlatmaya çalışmıştım..


    sana aynen katılıyorum daha gecenlerde bir haber okudum..burdaki doktorada helal olsun dogru yolu bulmus. yazıyı inceleyin yorumu size bırakıyorum.. ben yorum yaprsam bi cok kızın canı yanacak..

    http://www.sabah.com.tr/cp/rop105-20060101-102.html


    hala kendi acımızdan bakıyoruz olaya. bekaretin sadece bayanda olması gerektigini dusunuyoruz. bu dusunce tarzıyla esitlik saglanamaz..denge bozulur, bunun sonucunda uzerinde durdugumuz kavramları saglamak elbette zorlasır.

    ilişkilerde gerek arkdaslık gerek aşk, fark etmez. karşısının bakış acısını yakalamadıkca, onun isteklerini görüp kendi sınırlarımız cercevesinde isteklerine cevap vermedikce ilişkilerin ben merkezcil bir yapıda olması kacınılmaz bir sonuctur.bu sonuc coguzaman yıkıcıdır. alalade yasanmısların ozunde bunun buyuk payının oldugunu dusunuyorum.

    quote:

    Orjinalden alıntı: MaviBodrum

    İki kişi, her biri kendi yaşamlarından gelen ayrı ayrı, çok farklı zorunluluklarla ulaştıkları bir noktada, karşılarında birden ötekini buluyorlar -bir anda, karşılıklı; aynı anda, bulunduklarını- ve ötekinin de bulduğunu; bulduğunu da anladığını anlıyorlar. bir şey oluşuyor o zaman: o iki kişiden (sanki) ayrı, faklı, onlara bağlı olmayan, hatta onların elinde olmayan bir şey: ayrı varlığı olan, kendi yolunu da artık (sanki) onlara aldırmadan yürüyecek bir şey- bir ilişki...

    İlişki o iki kişiyi gerektiriyor; ama o iki kişi hiçbir zaman (pek ender bile dememeli mi?) tam o kişiler olarak gelemiyorlar, giremiyorlar, ilişkiye: herbirinin bir sürü yükü var, taşıması gereken; bir sürü yüzü var, takınması gereken. kendi dışındakiler, bir de, sahtelikler geliyor, giriyor ilişkiye.

    İki kişi, ilişkilerini, onu olduracak kadar kuramazlar; ama öldürecek kadar bozabilirler, yaptıklarıyla. bir de kendi haline bırakırlarsa, kurur gider ilişki- kendi kendine ölür.

    Demek ki ilişki o iki kişinin yaptıklarıyla olamıyor; ama onlarsız da olamıyor. o iki kişinin kendisini sürekli bilinçlendirmelerini, yapmalarını, kurmalarını; başka, yabancı şeyleri de sürekli ayıklamalarını, engellemelerini uzak tutmalarını gerektiriyor..."


    biraz karısık ama guzel yazı dusundugum bircok seye yer vermissin.




  • her zaman en büyük zaafı önündekini görememek olmuştur insanın.. üstüne binbir güzel söz yazılmış ama yine de zaaf olmaktan kurtulamamıştır bu öbek! genelde "yeraltında yaşayan", "kendini saklayan" bunlardır. bunlardır kendilerini dış dünyadan koruyabilen..

    yıllarca "doğru kişi" yi aradım, hiçbir zaman önümde durabileceğini düşünmeden.
    görmeye başladığımda şoka uğradım..
    ve ilk defa bu kadar emek veriyorum, ilk defa gerçekten seviyorum!
    ve ilk defa gerçekten mutluyum!!
  • yazı güzel.. efendi aklı başında birinin nasıl bulanacağı dert oldu dimi şimdi harbiden.. e artık zaman değiştii
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Ty®



    hala kendi acımızdan bakıyoruz olaya. bekaretin sadece bayanda olması gerektigini dusunuyoruz. bu dusunce tarzıyla esitlik saglanamaz..denge bozulur, bunun sonucunda uzerinde durdugumuz kavramları saglamak elbette zorlasır.

    ilişkilerde gerek arkdaslık gerek aşk, fark etmez. karşısının bakış acısını yakalamadıkca, onun isteklerini görüp kendi sınırlarımız cercevesinde isteklerine cevap vermedikce ilişkilerin ben merkezcil bir yapıda olması kacınılmaz bir sonuctur.bu sonuc coguzaman yıkıcıdır. alalade yasanmısların ozunde bunun buyuk payının oldugunu dusunuyorum.


    ya benim anlatmaya çalıştığım şu..

    sen sana karşı dürüst olmayan biri ile hayatını geçirmek ister misin ??
    ne korkusu olursa olsun, olduğu gibi gözükmek yerine kendini sana bişekilde pazarlamaya çalışan biriyle..
    ben istemem.. herkes herşeyin sonuçlarına katlansın, buna erkeklerde dahil...
    o yüzden böyle yazdım.

    erkeğin zarı , vicdanıdır...
    bekaret biraz daha somut ve konu erkekler arasında döndüğü için o şekilde örnek göstermek zorunda kalıyorum...




  • "İNSANLAR KENDİ BAKIŞ AÇISINDAN BAKAN İNSANLAR GÖRMEK İSTER ÇEVRESİNDE"

    sözlerime bu cümle ile başlamak istedim.Neden mi? Siyasi İdeolojilerin yayılması için çalışılmasının temelinde yatan mantıkta budur .
    Herkes yaşam tarzıyla,hayata bakış açısıyla bir idoldur zaten ve çevresinde "ben(kendisi)" gibi insanlar görmek istiyor. Aynı kriterleri taşımak, aynı kavramlara saygılı olmak, aynı kavramlardan mantıklardan tiksinmek, hatta bunları biraz daha aşarak aynı eylemlerden hoşlanmaya kadar gidiyor benim adına enaniyet bencillik, yanlız kendini düşünme dediğim mantalite. Bu nedenle farklı bakış açılarına çok ağır eleştiriler yapılabiliyor hatta bunu biraz daha aşıp adına tenkit etmek dediğimiz eleştiri kadar yapıcı olmayan bir boyuta erişiyor. Benciliz insanoğlu bencil bunun farkına varmışız veya varmamışız ama benciliz. İnsanların ahlaklı olmasınıda kendimiz için istiyoruz, güvenilir olmasını da, fedakar olmasınıda, saygılı olmasınıda... Hepsinin temelinde direk olarak toplumun düzeninin sağlanması hedefi gösterilse bile kendimiz için için istiyoruz KENDİMİZ İÇİN, ENEMİZ İÇİN, BENLİĞİMİZ İÇİN...
    Bu nedenle çıkıp ahlak,edep,toplum düzeni,örf adet konusunda ahkam kesen; söyledikleri şeylerdende sıkıntılı olan kişilerin hayranlıklarını kazanmasıyla da ;daha da bir ateşlenen, özgüven tazeleyen enaniyetinin artmasına neden olan kişiliklerinde dönüp biraz kendi karekterlerini taraması, yazdıkları kurallara uymalarına rağmen söylediklerinin, vurguladıklarının temelindeki nedeni anlamaları gerekiyor...
    İnsanoğlu özündeki bu sorunu(adına sorun veya başka birşey dersiniz) fark etmesi lazım...Enenin farkına varmadan doğan,büyüyen,yaşlanan ve şu an aramızda olmayan milyonlar olduğunu düşünüyorum.

    LÜTFEN YUKARIDA YAZILANLARI OKUDUKTAN SONRA FORUMU AÇAN ARKADAŞIN YAZDIKLARINI TEKRAR DÜŞÜNÜN...




  • Bu topigi açmamın en önemli nedenlerinde biride farklı bakış açıları yakalamak, tartışma ortamı yaratmaktı. Çünkü benim için farklı görüşler, farklı bakış açıları önemlidir. Yorumun için teşekkür ediyorum.

    "İNSANLAR KENDİ BAKIŞ AÇISINDAN BAKAN İNSANLAR GÖRMEK İSTER ÇEVRESİNDE"

    Evet, çok dogru. Zaten çevrene bakarsan seninle aynı şeyleri paylaşan insanların arasında oldugunu görürsün. Bu yanlış bir şey degildir. İnsanın dogasında vardır kendiye yakın olana yaklaşmak. Ama birde şu gerçek var ki buna sende deginmişsin ki aslında buna yazımda ben de degindim; insan kendine yakın olana yönelirken, kendine uzak olandan da iyice uzaklaşması onu tanımaması hiçe sayması. Buda karşı fikirlere saygısızlıgı dogurmakta. Aynı şeyleri düşünüyoruz. Ancak söyle bir durumda var ki bu karşı çıkışlar olmazsa etkileşim saglanamaz, bunun saglanmaması da yeni görüşlerin oluşmasını ya da var olanların gelişmesini ilerlemesini engeller. Hatta yapılan genel yanlışların da düzenleyici yâda engelleyici hiç bir karşı duruş olmaz.

    Yazımda her ne kadar kendi bakış acımdan olayları dile getirsem de aslında bu genel bir yargıdır. Çünkü olaylar kendi örf ve adetlerimiz içerisinde cereyan ediyor. Peki, neden örf ve adetler bu kadar önem taşıyor. Neden insanlar bu kalıplar içerisinde yaşıyor. Cevabı çok basit aslında. Toplum düzeni ve huzuru saglamak. Bu gün devlet Hukuku kanunlar neyse örf ve adetlerde aynı şey. Örf ve adet kuralları, hukukun önemli yaratıcı kaynaklarından birisidir. Örf ve adetler bilgimiz en eski hukuktur. Örf ve adet bir toplumun kültür birikimi ve ruh yapısından kaynaklanan yazılı olmayan hukuk anlayışıdır. İnsanlar en eski çaglardan bu yana tartışarak, karşı karşıya gelerek ama sonunda dogruyu güzeli bir ortak noktada bulmuş, bunu toplum tarafından kabul görmüş ve bu güne gelmiş. Özgürlük kavramına girmek konuyu derinleştirecek ama özgürlügün sınırı olmasından yanayım. Eger özgürlügün sınırı yok dersen o zaman da iste enaniyet ortaya bu noktada çıkar. Ünlü oyun teorisi kuramı burada da geçerlidir. Amaç herkes için dogruyu iyi olanı seçmek ve o yönde birlikte hareket etmek. Herkes kendi çıkarını düşünmesi seninde söyledigin gibi enaniyet ve bencillikle ilgilidir. Bununla ilgilide bir ayette vardır. Bu ayet de şöyle belirtilmektedir.

    Bakara Suresi
    "O, iş başına geçti mi (ya da sırtını çevirip gitti mi) yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya, ekini ve nesli helak etmeye çaba harcar. Allah ise, bozgunculugu sevmez. Ona: "Allah'tan kork" denildiginde, büyüklük gururu onu günaha sürükler, kuşatır. Böylesine cehennem yeter; ne kötü bir yataktır o."

    Eger ki herkes kendi herkes kendi çıkarlarıyla hareket etse, özgürlügün arkasına sıgınıp "herkes kendi istedigi gibi yaşar" mantalitesiyle yaşasa, o zaman ne örf ve adet ne de geleneklerden bahsedilirdi. Kendi başına buyruk yaşamak enaniyet degil mi? İste senin dedigin üzerinde durdugun enaniyet ögesi aslında örf ve adetlerin varlıgıyla çözülmüştür. İnsanların kendi bencil duygularla degil de diger insanların ortak yaşamlarına saygı ve uyumla olması bunun en temel görevidir.

    İşte benimde savundugum nokta örf ve adetlerimiz çerçevesinde bu. Düşüncelerimin sadece şahsi yargılarım degil yılların bana verdigi kültürün, Türk kültürünün bir parçası. Ancak artık herkes istedigini istedigi gibi yaşaması sorun kaynagı olmuştur. Olgun olmayan, körpe düşünceler içinde dünyaya yeni gözlerini açmış kendi başına, kendi ayakları üzerinde durmaya yeni başlamış gençlerin özgürlük adı altında yaptıgı batılılaşma sürecinde kendimizi kaptırdıgımız tamamıyla özenti kaynaklı yaşam tarzı olan, Ahlakın ve örflerin hiçe saydıgı bir toplumun aslında enaniyetin sınırlarına dayandıgı düşüncesindeyim. Onlar için toplum düşüncesi yok. Kimisi bunların farkına varıyor kimisi varamıyor. Önemli olan onları bilinçlendirmek. Bununda yolu aileden geçiyor. Egitimden geçiyor. Bugün Amerika ve Avrupa ülkelerinin en büyük sorunlarından biri de bu. Çöken aile yapısı ve kültür yozlaşması. Bu konuda önlemler alınmaya çalışılıyor. Onların ulaşmak istedigi aslında bizim ve bizim gibi kültürlerin seviyesi. Ancak biz ise onların kültürlerine özeniyoruz nedense.

    quote:

    Orjinalden alıntı: bilalso
    Bu nedenle çıkıp ahlak, edep, toplum düzeni, örf, adet konusunda ahkam kesen; söyledikleri şeylerdende sıkıntılı olan kişilerin hayranlıklarını kazanmasıyla da; daha da bir ateşlenen, özgüven tazeleyen enaniyetinin artmasına neden olan kişiliklerinde dönüp biraz kendi karakterlerini taraması, yazdıkları kurallara uymalarına ragmen söylediklerinin, vurguladıklarının temelindeki nedeni anlamaları gerekiyor...



    Ahkam kesmiyorum, Ben çevremde konuşulan yazılıp çizilenleri taşıdım sadece buraya. Buna da ahkam kesmek denmez kimseye ders verme gibi bir niyetimde yok. En basında söyledigim gibi tartışma ortamı yaratmaktı. Ama sen bu sözlerle kişisel saldırıya girmişsin ki sen beni tanımıyorsun. Topigi ben açmama ragmen burada aynı düşünceleri paylaşan arkadaşlarım da var. Bunu da hatırlatayım.

    Ayrıca bu yazını üç ayrı yerde yazman seninde dedigin gibi "hayranlıklarını kazanmasıyla"(yukarda ki alıntıda) ilgili oldugunu düşünüyorum ayrıca bunun nedenini yine senin de dedigin gibi "dönüp biraz kendi karakterlerini taraması" gerektigini düşünüyorum.

    http://forum.donanimhaber.com/m_5572562/mpage_1/key_//tm.htm#5572562
    http://forum.donanimhaber.com/m_5479607/mpage_2/key_//tm.htm#5572338
    http://forum.donanimhaber.com/m_5472642/mpage_1/key_//tm.htm#5572242




  • bu sekilde dusunmek ve bunları yazmak enaniyetmi oluyor.

    tyr
  • Çok güzel bir noktaya parmak basılmış bir konu yazılan eleştiri ve yorumlarda çabası yazanlara teşekkür ederek kendi yorumumu yazmak istiyorum.

    Öncelikle siz ne kadar isterseniz isteyin istediğiniz özelliklerde (fiziken) kadın bulsanızda kafa yapısı olarak katiyen sizinle aynı olmayacaktır. Lakin bu sizin birbirinizi sevmenize engel teşkil etmeyecektir, yalnız namuslu olsun diyorsanız sizde aradığınız özelliklerde namuslu değilseniz yazıldığı gibi yüzünüze tükürmek lazım.

    Şimdi esas olaya gelelim nedir bu namus? Namus ülkemize has bir töre sayılır biraz dengesiz olmakla birlikte erkek milleti lahine çalışır, ama yazılanlar nedense kadının üzerindeki erkeğin hakkına değin yazılmış halbuki kadınların erkek üzerindeki namus hakkına bakalım.

    Eminim hepiniz 7 kocalı hürmüz filmini izlemişsinizdir, komik ama doğru kadınlarda en az bizim kadar seçici oluyor ve jigolo adında erkek o.....lar etrafta geziniyor kendilerini pazarlıyor. Anadoluda kadınların söz geçirdiği evler hiç az değil halada öyleler töre cinayetleri hakkında bir şey yazamayacağım.

    Günümüzde ahlaksız olmamızın en önemli sebebi bu ezelden beri var olan ahlaksızlığın kolayca tv ve gazete ile bize haber olmasından etkileniyoruz. Hele sahneye çıkan o s.p.k huysuz virjin denen adam yokmu ve mehmet ali bey..

    Arkadaşlar namus dinimizde bahsedilmez biz ona zina deriz kuralları ve daha başka herşeyin kuralları açıkça kuran'da bulunmaktadır. Buna bakarsak sizin hizmetinizde cariye bulundurmanızda sakınca yoktur hakkını gözetlemek şartıyla ve dikkat ederseniz kadın bunları yapamaz yazmamaktadır, aksine eğer hoşlandığı bir erkeği eve alırsa sizin eve girmeniz yasaktır. Zina olurmu bu? Eğer karınızsa ve sex sorununuz yoksa zina olur aksi durumda olamaz.

    Size en uygun tavsiyem: okumuş ve bütün dinlere saygılı tercihen islam dinine vakıf bir hanım bulmanızdır eğer eli erkek eline değmemiş olacaksa sizinde eliniz kadın kız eline değmemiş olmalıdır yoksa maddi ve vicdani bir küflettir telafisi olup olmadığı yazılmıyor allah büyüktür.

    Allahtan size temiz eşler nasip etmesi dileğiyle saygılar.




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.