Şimdi Ara

Asus Zenbook S16 Kullanıcı İncelemesi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
5
Cevap
3
Favori
278
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Giriş

    Uzun zamandır notebookumu yenilemeyi planlıyordum ve sonunda Zenbook S16 ile notebookumu yeniledim. Normalde daha küçük cihazları daha taşınabilir oldukları gerekçesiyle tercih ediyorum, mesela önceki cihazım Zenbook S13'tü, ancak konfigürasyonu çok hoşuma giden bu modeli aldım. Ben de ilk açılış anından başlayarak bütün tecrübemi bir kullanıcı incelemesi olarak sizlere aktarmaya karar verdim.



    Kutu açılışı ve kutu içeriği

    Sipariş sürecini Asus Türkiye mağazasından gerçekleştirdim. Öğlen verdiğim sipariş bir gün sonra sabah elimdeydi. Ürün yurtiçi kargo ile geldi. Şu aralar meşhur olan geri dönüştürülmüş kartondan bir kutusu var. Kutunun ağzı bir fabrika mührü ile kapalıydı. Mührü kesip kutuyu açtığımda içine oturduğu karton desteklerle kutu içine sabitlenmiş bir Laptop kutusu vardı. Klasik Asus. Yıllardır Zenbook'larda paketleme buna benzer. O kutuyu çıkardıktan sonra da yan tarafta 65 Watt'lık Asus şarj aleti çıkıyor. 65 Wattlık şarj aleti sanırım 5-6 senedir birebir aynı şekilde bütün Zenbooklarda veriliyor. İç tasarımı değişti mi bilemiyorum ancak dış tasarımı neredeyse birebir aynı. İlk Zenbookumu 2020 yılında almıştım ve bu şarj aletiyle gelmişti. İç kutumuzu açtığımızda yumuşak poşet benzeri bir naylona sarılmış olarak cihazımız karşımıza çıkıyor. İçerisinden birkaç kitapçık benzeri şey çıkıyor ancak onlar da çok kitapçık niteliğinde olmayan ufak ufak kartlar. Her şey online halledilmeye çalışılmış. Bir kart MyAsus uygulamasının tanıtımını içeriyor diğeri ise kullanım kılavuzu gibi ufak bir broşür. Cihazı açtığınızda yine her laptoptaki klasik cam-klavye arası koruma naylonu mevcut. Onu da kaldırdığınızda sökmeniz beklenen tek şey touchpad'deki naylon kalıyor. Onu da çekip kutu açılışını tamamlıyorsunuz.


    Tasarım ve Malzeme kalitesi

    Arkadaşlar Asus bu bilgisayarda Ceraluminum denen bir materyal kullanmış. Bu materyal seramik özelliklerini içinde barındıran bir aluminyum olarak karşımıza çıkıyor. Genellikle havacılık ve lüks saatlerde bu tarz uygulamalar görüyoruz. Aluminyum kadar hafif, seramik kadar çizilmeye dayanıklı. Arabalardaki seramik kaplamanın bir adım ötesi olarak düşünebilirsiniz. Dokunması da hayli keyifli. Kadifemsi bir dokusu var. Ekranın arkasında bulunan üst kasada Asus'un birkaç yıldır birçok cihazında kullandığı çok ince metal oluklarla güzel bir tasarım görüntüsü mevcut. En üst köşede de Zenbook yazısı var. Rengine geldiğimizde İskandinav beyazı ve Zumaia Grisi isimli iki rengi mevcut. Zumaia Grisi versiyon yalnızca 2TB disk ve Windows 11 Pro ile geliyor ve 20 bin TL civarı daha pahalı. O yüzden "kardeşim ben en pahalısını alacağım" kafasında değilseniz İskandinav beyazı denen renkle karşı karşıyasınız. Ben beyaz bir laptop hayatımda kullanmadım ama öyle çok beyaz havası da yok. Açık bir gri gibi daha ziyade. Açık gri macbookları andıran bir renk tonu hakim cihazın her noktasında. Klavyenin bulunduğu tarafta hava çıkışının daha iyi olabilmesi ve cihazın daha hafif olabilmesi için CNC ile açılmış çok minik delikler mevcut ve bu deliklerin arası boşluk. Yani üst kasadan 30-40 gram kazanıp cihazi biraz daha hafif yapabilmek için ortasi havayla dolu iki katlı bir hava çıkış ızgarası tasarlanmış. Bu ızgaranın Sağ tarafında ise yeni Asus logosu var. Bu kadar uğraşılmış madem o logonun da ışıklı olması hoş olabilirdi gibi geldi bana. Laptop macbookların dünyamıza getirdiği tek elle açılabilme özelliğine de sahip. Kasada genel olarak mat bir doku hakim ancak yine de hiç parmak izi kalmıyor diyemem. Eski cihazlara göre parmak izi konusunda epey bir yol kat edilmiş gibi. Parmak izleri minimal olarak cihaz üzerinde kalıyor. Klavyede ve kasada esneme neredeyse yok. Ne kadar bastırırsanız bastırın çok da şeklinden bir şey kaybetmiyor. Bu anlamda en az Macbooklar kadar iyi. Ağırlığına geldiğimizde cihazın 1,5 kg ağırlığında olduğunu söyleyebilirim. 16 inç bir cihaz için oldukça hafif ancak ne yapıp edip bir 100 gram daha kırparak cihazı 1350-1400 gram bandında tutsalarmış biraz daha hoşuma giderdi. Son 5 senede maksimum ağırlığı 1300 gram olan küçük Zenbooklar kullandığım için ağırlığı bir tık fazla geldi. Ancak geçmişinizde çok çok hafif 1 Kglik cihazlar yoksa ağırlık açısından bir sorun yaşamazsınız. Aşırı ince bir cihaz 11mm kalınlığında. Gerçekten o inceliği görebiliyorsunuz. Kasa boyutuna göre de oldukça hafif. Bazen cihaz elimdeyken daha ağır olduğunu düşünüp fazladan güç uygulayarak elimi hareket ettirdiğimde bir tık savruldu. Yani ağır dediğime bakmayın kasa boyutlarına göre uçuyor cihaz.


    Ekran

    120 HZ'e kadar çıkabilen dinamik bir OLED ekran ile geliyor. 3K çözünürlükte bir ekranı var. Çözünürlük olarak karşılığı 2880×1800 piksel. 16:9 değil 16:10 bir en boy oranına sahip. Bilgisayarın fabrika ayarı itibariyle tazeleme hızı yani Hertz değeri değişken. Siz kullanırken yüksek kullanmazken düşük. Cep telefonlarındaki LTPO ekranlar gibi ancak o kadar yoğun bir şekilde tazeleme hızı değişikliği gerçekleşmiyor gibi. İsterseniz MyAsus uygulaması üzerinden tazeleme değerini 120ye sabitleyebilir ya da farklı değerler seçebilirsiniz. HDR destekli bir ekran ve HDR içerik oynatırken 500 nit maksimum parlaklıkta normalde ise 400 nit maksimum parlaklıkta. Bu bana kalırsa cihazın en büyük eksikliği. Güneş altında bir yaz günü, özellikle ekran kaplamasının da parlak olması itibariyle, bu laptop ile çalışmak pek mümkün olmayacaktır. Otomatik ayarda en az 700-800 nite kadar görebiliyor olan bir ekran tercih edilebilirdi. Tepki süresi ise inanılmaz iyi. Oyuncular için adeta bir cennet, 0.2 ms tepki süresine sahip bu panel birçok oyun monitöründen çok daha tepkisel. Cihazın dokunmatik ekran seçeneği de globalde mevcut ancak Türkiye'de yok. Olsa da katlanıp Tablet haline getirilemeyen bir cihazda dokunmatik ekran tercih edeceğimi düşünmüyorum. Ekran kasa oranı %90. Çerçeveler neredeyse yok denecek gibi. Renk gamutu konusunda da hayli iyi. DCI- P3 %100, Adobe sRGB renk gamutunun ise %96sını kapsıyor. Sıradan bir kullanıcı olarak bu benim için aşırı bir önem taşımıyor ancak tasarım işiyle ilgilenen arkadaşlar için oldukça önemli. Sıradan kullanıcı için önemli olan kısmı şu: cihaz gerçek siyahlar verebilen, yüksek kontrastlı, 1.07 milyar renk destekli bir ekrana sahip. Aynı zamanda geceleri gece ışığına otomatik olarak geçmesini ayarlayabiliyorsunuz. Bu özellik TUV Rheinland sertifikalı ve mavi ışıkların %70'ini filtreleyebiliyor. Çoğu insan için önemsiz geliyor ancak birçok araştırmaya göre mavi ışık genel olarak insanı itaatkar kılıyor ve geceleri uyku düzenini bozuyor. Bu bağlamda "gece bilgisayar kullanırken hiç uykum gelmiyor" diye şikayet eden arkadaşlar da akşam 10'dan sonra otomatik aktif olacak şekilde bu filtreyi aktive ederlerse bu sorunları biraz daha azalacaktır. Ölçüm ve teknik bilgilerden ayıracak olursak da gerçekten harika bir ekran var. Zevkle izliyorsunuz.


    Klavye ve Touchpad

    Cihazın kendisi çok ince olduğu için klavyenin içe gömülme miktarını temsil eden seyahat mesafesi (travel distance) denen kısım biraz zayıf. Ancak bunun bir zararı olduğunu düşünmüyorum. Klavye konusunda o kadar hassas değilim doğrusu. 200-300 dolara satılan en çöp makinelerin klavyeleri dahi beni rahatsız etmiyor. Öte yandan klavye biraz dar bir alana sıkıştırılmış. Cihazın sağı ve solunda klavyenin devam edebileceği ciddi bir boşluk var ancak boş bırakmayı tercih etmişler. Aslına bakarsanız klavye 14-15 inc bir laptopa ait gibi. Üç kademeli klavye arka aydınlatması mevcut. Son seviyesi oldukça kuvvetli. Dilerseniz ortamdaki ışık seviyesine bağlı olarak otomatik çalışacak şekilde de ayarlayabiliyorsunuz. Ben klavyenin üst kısmındaki tuşlardan Manuel kontrol etmeyi seviyorum. Touchpad'e geldiğimizde kusursuz duruyor. Müthiş keyifli bir touchpad kullanımı var. Hem Windows kendisini bu alanda çok geliştirdi hem de bu cihazın touchpadi süper, bu sebeple de kullanmak çok tatmin edici. Alan zaten yayla gibi parmağınız kayboluyor. Touchpadin Sağ tarafından yukarıdan aşağı veya yukarı doğru çektiğinizde ekran parlaklığını düşüren ya da arttıran bir sanal buton mevcut, sol tarafta ise aynısı ses için var. Bunlar oldukça düzgün çalışıyor ve hayatınızı kolaylaştırıyor. Yine touchpadin tepe kısmı da sağdan sola ya da soldan sağa yönde konumlanmış youtube ya da lokalde izlenen videolarda ileri ya da geri sarmanıza olanak tanıyan bir sanal butona sahip.


    Hoparlörler

    Gerçekten HA-Rİ-KA. Böyle bir hoparlörü bir laptopta kullanmak büyük keyif. Kalite olarak 15 inç Macbook air'den iyi 16 inç Macbook pro'dan bir tık eksik. Ancak 16 inç Macbook pro 2 kilogramı aşan bir ağırlığa sahip. Harman Kardon ile birlikte geliştirilmiş 6 farklı hoparlörden oluşan bir hoparlör sisteminden bahsediyoruz, baslar çok net duyuluyor insan sesleri çok net. Gerçekten muhteşem. Bir laptopta duyduğum en iyi hoparlörlerden biri. Hoparlör çıkışları Sağ ve sol yanda konumlanmış. Bu da bana kalırsa doğru bir seçim. Izgaraların kirlenmesi bu yolla zorlaşacaktır. Mikrofonu da oldukça kaliteli Zoom toplantılarınızda sizi yarı yolda bırakmaz.


    Portlar ve Bağlantı

    Yeni cihazlardan kapı dışarı edilmiş bütün portlar bu cihazda mevcut. 1 adet eski tip USB portu (USB-A) mevcut. Bu port USB 3.2 Gen 2 özellikte ve saniyede 1,25 GB'lık veri aktarımına olanak tanıyor. 2 adet USB tip c portu mevcut bunlar ise USB 4.0 Gen 3 özellikte ve saniyede 5 GB'ye kadar veri aktarımını mümkün kılıyor. Yani Pcie Express Gen 4'e benzer bir hızda veri transferine olanak tanıyor. 1 adet HDMI 2,1 TMDS özellikli bir portu var. Önce telefonlarda sonra da laptoplarda görmeyi unuttuğumuz 3,5mm kulaklık Jack girişi de bu cihazda mevcut. Aynı zamanda yüksek hızları destekleyen bir SD kart okuyucusu da mevcut. Özetle VGA hariç bildiğiniz her türlü port bu cihazda mevcut. Cihaz Mediatek tarafından geliştirilmiş bir ağ kartı kullanıyor. Üzerinde Wi-Fi 7 standardında bir Wi-Fi modem ve Bluetooth 5,4 standardında bir Bluetooth modem mevcut. Wifi 7 devrim niteliğinde bir protokol ve uzun süre boyunca üzerine yeni protokoller gelmeyecek. Bu bağlamda WiFi 7 modem oldukça faydalı. Gecikme değerleri WiFi 6'ya göre 1/4e düşürülmüş.

     

    Batarya ve şarj

    Cihazda 78Watt saatlik bir batarya mevcut. Bu şu anlama geliyor: cihazın bataryası tam kapasitedeyken 78W'lık gücü 1 saat boyunca sağlayabilir. Ya da 6,5W enerjiyi 12 saat boyunca sağlayabilir. Cihaz Netflix'ten minimum çözünürlükte video izlerken ortalama 4,4W bir tüketime sahip. Yani 17-18 saate kadar bir pil ömrü sunabiliyor. Daha gerçekçi bir senaryoda orta parlaklıkta internette gezerken bir yandan da müzik falan dinlediğiniz durumlarda 7,9W ortalama tüketime sahip. Bu da hafif kullanımda 10 saatin biraz altında kalan bir pil ömrü anlamına geliyor. Youtube'da tam ekran video izlerken tüketim 5,5W civarında bu da 14 saat civarı bir kullanıma tekabül ediyor. En verimli mod olan sessiz modda batarya gücü kullanarak Cinebench'i rendera bıraktığınızda ortalama tüketim 21W civarı oluyor ve bu şekilde cihazla bir tam şarjda 3,5 saat render alabiliyorsunuz. Oyun gibi biraz daha hafif yüklerde kullanım 18-20W civarı oluyor ve batarya ömrü 4 saati bulabiliyor. Özetle, sadece düşük parlaklıkta video izlerken 15 saat, internette gezerken 9-10 saat, yoğun kullanırken (render vs.) 4 saat bir pil ömründen bahsedebiliriz. Bu arada en düşük güç tüketim modunun tam güç moduna göre %30 civarı daha düşük performansta olduğunu söyleyebilirim. Enerji tasarrufu modunda tüketiminiz ise %45 düşüyor. Yani bir birim batarya enerjisi ile %50 civarı daha fazla iş yapmış oluyorsunuz. Şarja geldiğimizde %0'dan %100'e şarj olması 1,5 saat civarı sürdü. Şarj hızı son %20 hariç doğrusal gidiyor. 40 dakikada %50, 1 saat civarında %80 ve 1,5 saatte %100 oluyor. Uyku modunda da Asus ve AMD oldukça iyi bir iş çıkarmış. Artık Apple'dan bir eksiği yok gibi. Gece 2'de kapağı kapatılıp uykuya alınan cihazım 18 saat sonra akşam 8 sularında açtığımda %6 şarj kaybetmişti. Yani uyku modundaki batarya tüketimi 0,25W civarı. Macbooklarda yine bir tık daha iyi %4 civarı kayıp oluyor hatırladığım kadarıyla, ancak öyle dünyalar fark etmez. Eskisi gibi kapattığınızda bir sonraki açışta sıfır pil ile karşılaşmıyorsunuz. Ayrıca Asus kendi İngilizce lansman metninde cihazın pilinin yeni geliştirilen pil kimyası sebebiyle aşınmalara önceki jenerasyonlara göre %20 daha dayanıklı olduğunu belirtiyor.


    Performans

    Ekran kartı tarafıyla başlamak istiyorum, GPU olarak RDNA 3.5 mimarili Radeon 890M ekran kartı mevcut. Her yerde üç aşağı beş yukarı aynı veriler mevcut. Benim yaptığım testlerde 3DMark TimeSpy’dan 3450 grafik puanı aldı cihaz. Ufak bir kıyaslama yapmak gerekirse batarya ve taşınabilirlik odaklı Dell XPS 14, Samsung Galaxy Book 4, Lenovo Yoga gibi cihazlarda bulunan 40-50W güç limitli bir RTX 4050’nin 5000-6000 arası puan aldığını görüyoruz. Bu cihazın CPU+GPU maksimum güç tüketiminin 30W civarı olduğu düşünüldüğünde RTX 4050 ile kıyaslamak biraz adaletsiz olabilir. Benzer güç limitlerine sahip (15-30W) MX570 GPU’dan %20 daha iyi performans gösteriyor. Benzer kasalardaki RTX 3050’lerle benzer performansa sahip olduğunu söyleyebilirim. Oyunu oynadıkça da durum değişmiyor. Giderek artan bir performans kaybı gibi bir şey söz konusu değil. 30 FPS oynuyorsanız 30 FPS olarak rahat rahat oynuyorsunuz. Bilgisayarın kendi çözünürlüğünde (3K) oyun oynamak istiyorsanız güncel hikaye oyunlarında Low ayarlarda 30 FPS, 1080P’ye çekiyorsanız orta-yüksek arası ayarlarda 60 FPS oyun oynayabilirsiniz. Bu cihaz bir oyun bilgisayarı değil ancak böyle bir kasada verebileceği maksimum oyun performansının %20-30 altını verebiliyor. Birinci önceliğiniz oyunsa zaten bu bilgisayar size hitap etmiyor. Bulabileceğiniz en uygun fiyatlı en yüksek ekran kartlı makineyi almaya çalışmanız en makulü.


    İşlemci ayağına geldiğimizde; Ryzen AI 9 HX 370 işlemci TSMC’nin 4 nanometrelik üretim süreciyle üretilmiş bir ürün. 233 mm2 boyutunda bir zar alanı var. AMD aslında bu işlemciyle birlikte Intel’inkine biraz benzer bir yaklaşıma girmiş durumda. İşlemcinin içerisinde 4 adet Zen 5 çekirdeği var, 8 adet ise Zen 5c ismi verilen bir çekirdek tasarımı mevcut. Zen 5c çekirdekleri verimlilik esaslı çekirdekler. Zen 5c çekirdeklerinin Zen 5 çekirdeklerinden temel farkları çekirdek başına düşen L3 önbellek miktarının yarı yarıya azalıyor olması. Muhtemelen başka mimari müdahaleler de mevcuttur zira Zen 5c çekirdeklerinin maksimum çıktığı frekanslar 3,3 Ghz ile sınırlanmış durumda, Zen 5 çekirdekleri ise 5,1 Ghz’ye kadar çıkabiliyor. Cinebench gibi render yazılımlarında yapılan tek çekirdek performans sonuçları Intel’in 3 ay önce çıkarttığı Ultra 9 285H işlemciden %5 civarı daha düşük. Bu işlemci prize bağlı ve performans modundayken Cinebench R23’ten 17.000 puan civarı bir puan alıyor. Bu skorlar aynı işlemciye sahip diğer modellere göre biraz düşük zira Asus bu cihazda maksimum taşınabilirlik ve estetik kaliteyi hedeflemiş durumda. Tasarruf modunu açarak prizden çıkardığınızda ise 13.000 civarı bir puan alıyor. Intel Ultra 9 285H gibi modeller bu puanları almak için bu işlemcinin tükettiği elektriğin en az %50 fazlasını tüketiyor (18W vs 27W). Muhteşem bir verimlilikten bahsediyoruz. Apple M4 işlemciler dahil olmak üzere piyasadaki en verimli laptop işlemcisi açık ara bu cihazın işlemcisi olan HX370.


    Cihazda 32 GB 7500 Mhz LPDDR5X ram bulunuyor. CPU-Z, AIDA64, HWInfo vs. gibi yazılımlar bu rami 4 kanal olarak görüyor ancak HX370’in bellek kontrolcüsü 2 kanallı. Sanıyorum LPDDR5X’in çalışma prensibi Windows’a pek uygun olmadığı için böyle bir hatalı gösterim var. Yaklaşık 90 GB’lik bir bant genişliği sunuyor. Okuma 87 GB/sn, Yazma 105 GB/sn, Kopyalama ise 82 GB/sn tarzı bir AIDA64 sonucu verdi. Yüksek hızlı ve düşük güç tüketimli bellek sayesinde hem sistem çok tepkisel hem de batarya ömrü maksimum seviyelerde.


    SSD noktasına geldiğimizde cihazın içinde gelen SSD’nin üreticisi Micron. Micron 2400 serisi adı verilen bir SSD ile geliyor. SSD kodu şu şekilde: MTFDKBA1T0QFM. 176 katmanlı QLC NAND teknolojisini kullanan bu SSD her bellek hücresinde 4 bit bilgi saklıyor. SSD’nin tanıtım tarihi 14.02.2023. 300 TB’lık bir yazım ömrü biçilmiş ve 2 milyon saatlik bir çalışma ömrü mevcut. SSD Samsungun en üst segment mobil SSD’lerinden bir tık düşük bir performansa sahip olmasına karşın üst segment bir SSD. Ucuza kaçılmışlık gibi bir şey hissettirmiyor.

     

    Sıcaklıklar ve Soğutma Sistemi

    Standart modda 12 dakikalık Cinebench yükünden sonra 68,4 derece sıcaklığa ulaştı. Güç tüketimi 20W dolaylarında gerçekleşti. Normal şartlar altında cihaz 28W olmasına rağmen standart modda işlemciyi olabildiğince az ısıtmaya çalışan bir yapıda çalışıyor sistem.

    Güç profilini tam güç olarak ayarladığınızda ise 35W civarı bir tüketimi oluyor ve 80 derece civarı bir sıcaklık ile yüksek fan deviri ile karşılaşıyorsunuz. Fan yüksek devirde de çalışsa çok kafa ütüleyen bir fan değil, bu açıdan işlem gücüne ihtiyaç duyuyorsanız tam güç modu da kullanılabilir.


    Webcam ve Video Konferans

    Cihazın 1080P yani FullHd bir kamerası var. Oldukça güzel gözüküyor. Tabi düşük ışıkta performans beklemeyin. Yapay zeka destekli Ryzen işlemci sayesinde arkaplana bir şeyleri hiç işlemcinizi yormadan yapay zeka çipi sayesinde (NPU) gerçekleştirebiliyorsunuz. Aynı zamanda gözünüz başka yerlerdeyken ekrana bakıyormuş gibi görünmenizi sağlamak anlamında da yapay zekadan yardım alabiliyorsunuz. Son olarak da otomatik olarak sizi bir çerçevenin tam ortasında gibi göstermeyi sağlayan otomatik çerçeveleme işlemini de yapay zeka destekli olarak gerçekleştirebiliyor. Mikrofon oldukça düzgün. Hiçbir cızırtı yok ve ortam seslerini iyi şekilde azaltıyor. Kulaklık kullanmadan rahatlıkla video konferans gerçekleştirebileceğiniz bir cihaz bu. Aynı zamanda oturum açma için yüz tanıma destekli bir kamera. Windows Hello özelliğini kızılötesi kamerası ile kullanabiliyorsunuz. İsabeti mükemmel değil, bazen “hay sıçayım senin kızılötene” dedirtebiliyor ancak genellikle isabetli şekilde açıyor.


    Yazılım ve Diğer Özellikler

    Cihaza MS Office programları yüklü şekilde geliyor. Onun dışında sıradan bir Windows kurulumundan pek bir farkı yok. MyAsus yazılımı ilk etapta uyuz bir yazılım olmasına karşın artık çok fazla seçenek sunuyor ve çok faydalı. Düzenli olarak sürücülerinizi güncelliyor. Cihazınızın garantisini başlatıyor, pilinizin çabuk kapasite kaybı yaşamaması için bir pil bakım modu ayarı, fan ayarları (dolayısıyla cihazın güç ayarı), ekran kartına ayıracağınız belleğin miktarı, Yapay zeka gürültü engelleyici modları (nerede bulunduğunuzu seçip mikrofonunuzun yapay zeka desteği ile gürültü engellemesini sağlayabiliyorsunuz), Dolby Atmos ses modu seçimi, Ses seviyesi yükseltici, OLED ekran koruması için bir takım özellikler, OLED titreşimsiz karartma özelliği, panel renk ayarları, Ekran yenileme hızı seçenekleri, AMD Akışkan Hareket Çerçeveleri (Multi-Frame Gen AMD versiyonu) açma ya da kapama, belirli uygulamalara ya da belirli kategorilerdeki uygulamalara öncelikli olarak yüksek performans verilmesini amaçlayan TaskFirst ayarları gibi birçok ayar bu uygulama üzerinden yapılabiliyor. Genel olarak cihazınızın bir sorunu var mı diye anlayabilmek için birtakım testleri de yine MyAsus yazılımı üzerinden gerçekleştirebiliyorsunuz. Bilgisayarın BIOS’u Windows’un otomatik güncelleştirmeleri sırasında en güncel versiyona otomatik olarak yükseltiliyor. Otomatik güncelleştirme denince, bilgisayarı kurar kurmaz 1 saat civarı bir güncelleme ve driver yükleme süreci içerisine giriyor ve her şeyi tıkır tıkır yüklüyor. Bir sorunla karşılaşmadım. Ben daha önce hiçbir bilgisayarda böyle bir şey ile karşılaşmamıştım. Bir avuç Copilot+ bilgisayardan biri olduğu için sanırım böyle bir özellik mevcut. Cihaz Windows 11 Home ile geliyor, 2 TB’lik gri versiyonu ise Windows 11 Pro ile geliyor. Güvenlik için Microsoft tarafından geliştirilen Pluton çipi ve TPM gibi güvenlik önlemleri mevcut ama günlük PC Kullanan birisinin güvenlik önceliği ile satın alım yapıyorsa, Lenovo Thinkpad serisi (eski IBM) dışında bir markayı tercih edeceğini sanmıyorum. Bir de internette yaptığım araştırmalara göre Gri renkte olan 2 TB’lik versiyon USB-A’dan Gigabit Ethernet’e dönüştüren bir dönüştürücü ile geliyormuş.


    Copilot+

    Cihaz AMD’nin XDNA 2 isimli NPU ünitesini içerisinde bulunduruyor ve saniyede 50 trilyon operasyon yapabilme gücüne sahip. Bu sayede de bir Copilot+ bilgisayar olarak adlandırılıyor. Copilot+ şu anda emekleme aşamasında olan bir süre. Bir ve ikinci dalga güncellemelerinden oluşan Copilot+’da şu anda ilk dalga güncellemeler cihazda kullanılabiliyor. Bu özellikleri özetlemek gerekirse; daha önce bahsettiğim kamerada yapılan “Windows Studio” efektleri, Paint’te çizdiğiniz bir şeyin yapay zeka kullanılarak çok daha güzel bir çizim haline getirilmesi, fotoğraflarınızın yapay zeka kullanılarak farklı stillerde yeniden yaratılması ve bazı dillerdeki videolara otomatik İngilizce altyazı oluşturulması gibi özelliklere sahip. Bu çeviri altyazılar gerçekten çok saçmalayabiliyor ama en azından videonun konusuna dair bir fikir veriyor. Kısa zaman içerisinde Recall adı verilen bir özellik daha gelecek ve bilgisayarınızda gördüğünüz herhangi bir şeyi kelime olarak aratıp o anın ekran görüntüsünü Windows cihazınızda bulabileceksiniz. Bu özelliğin birkaç ay içerisinde gelmesi bekleniyor. 2025’in ortasına doğru olarak belirtilen bir tarihte ise ikinci dalga tamamlanarak; Click to do (Sağ tıklayarak çıkan menüden seçilecek arkaplanı sil, arkaplanı bulanıklaştır, objeleri sil vs. gibi seçeneklerle hızlıca fotoğraf düzenlemesi), Windows aramalarında artık dosya içeriğine göre dosya bulma (örneğin yaz tatili yazıp tatil fotoğraflarını bulmak gibi) ekleniyor ve son olarak da eski ve düşük çözünürlüklü fotoğrafların upscale edilerek çok daha net bir görüntüye kavuşması sağlanıyor. Netlik konusunda demo görüntüleri harika gözüküyor. Böyle bir şey çıkarsa belki de en iyi özellik olur diye düşünüyorum.


    Tamir Edilebilirlik ve Yükseltme Seçenekleri

    Cihazın alt kasası çok kolay çıkabiliyor. Ancak alt kasayı çıkarttığınızda size sunduğu pek de bir şey yok. Cihazda değiştirebileceğiniz ya da yükseltebileceğiniz tek şey Pcie NVME SSD’niz. 2280 bağlantı özelliğine sahip bir M.2 girişi var. Ağ kartı dahi anakarta lehimlenmiş durumda. Bir gün bataryayı değiştirmeniz gerekirse de pek zorlanmazsınız, 5 tane vida söküyorsunuz ve batarya elinizde. Cihaz gördüğüm kadarıyla Türkiye’de fena satmıyor, bu sebeple de yedek parça temini anlamında, kimsenin bozmadığı parçalar hariç, uzun vadede pek sorun yaşanmayacaktır diye düşünüyorum.


    Bu Laptop Kimler İçin?

    Öncelikle laptopun çok geniş bir kitleye hitap ettiğini söyleyebilirim. Fiyatı itibariyle biraz pahalı kalıyor ancak tam anlamıyla sadece oyun oynayan kişiler hariç her kesimin işini görecek bir cihaz. Ancak daha çok hitap ettiği kişiler, bilgisayarda ufak tefek render vs. alan, video işleyen kişiler, coderlar, büyük ekranlı ama çok da ağır olmayan cihaz seven kişiler, batarya ömrü iyi cihazlar arayanlar gibi. Taşınabilirlik anlamında kasa boyutuna göre gerçekten çok iyi ve çok hafif olan bir cihaz. Geliştiriciler de yine bu cihazla çok mutlu günler geçirebilirler.

     

    Fiyat

    Bugün (23 Nisan 2025) itibariyle cihaz 76.999 TL’den başlayan bir fiyat ile Asus Türkiye mağazası üzerinden satışa sunulmuş durumda. Yurtdışında benzer konfigürasyonların 2000 USD civarı olduğu düşünülürse fiyatı özel bir “Türkiye vergisi”ne sahip değil. Malum ülkemizde ne satılsa fiyatı çok yükseltiliyor. Rakiplerine gelince, şu anda 80.000 liradan satılan Macbook Air 15 inç bu cihazın önemli bir rakibi. 8 GB RAM’ı ve 512 GB SSD’si eksik olmasına karşın Apple bir cihaz olması itibariyle tercih edenler olabilir. Piyasada benzer fiyat bandlarında Lenovo Yoga serisi cihazlar, Thinkpad X1 Carbon, Huawei Matebook X Pro biraz rakibi olabilir, ancak bana kalırsa hiçbirinin bunun gibi güzel bir konfigürasyonu yok ve dolayısıyla pahalı premium bir cihaz alacaksam ve küçük ekranlı bir şeyler istemiyorsam, Windows müdavimiysem; bu cihaz benim için yapılmış. Alır geçerim.

     

    Son Söz

    Bu incelemeyi toparlarken, cihaza dair negatif yanları listelemeyi düşündüm ancak pek de negatif, şikayet edilecek bir şey bulamadım. Gerçekten her yönüyle çok güzel bir cihaz. Sevdalısına dokunmatik ekran konfigürasyonu gerekebilir belki, ancak benim için çok gereksiz bir şey. Düşündüm, düşündüm ve negatif bir şey bulamadım. Asus’un eski Zenbook’larına göre menteşesi ve kasası da çok daha derli toplu duruyor. Bakalım diğer Zenbooklar gibi zamanın sınavına dayanamayıp 4-5 sene sonunda bir yerlerinde deformasyonlar başlayacak mı yoksa sonsuza kadar kendini ilk gündeki gibi kullandıracak mı? Aklıma takılan tek soru bu. Onun dışında cihazı aldığım için çok mutluyum ve hepinize tavsiye ederim.








  • Güle güle kullanın ayrıca güzel bir inceleme olmuş. Oled ekran sizi tedirgin etti mi? Mesela 5 yıl sonra ekranda yanık olmuş ise servise verip atıyorum 20 bin TL ödeyip ekranı değişebiliyor mu?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hocam çok teşekkür ediyorum. Artık OLED ekranlar yanmasın ya da ghosting olmasın diye çok fazla önlem alınıyor. O açıdan sorun olacağını hissetmiyorum, lakin bir sorun olursa değiştirilebilir tabi ki. Muhtemel ekran ücreti 200 USD+KDV gibi bir şey olur. Bugünün parası 8-10 bin TL olur.

  • nightsniffer kullanıcısına yanıt
    Merhaba, detaylı bir inceleme olmuş. Teşekkür ederim. Geçen süre zarfında herhangi bir problemle karşılaştınız mı? Isınma ve mavi ekranla alakalı şikayetler okudum yabancı forumlarda. Sizin yaşadığınız bir sorun oldu mu?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi juniperion -- 3 Haziran 2025; 17:8:54 >
    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Asus Vivobook pro fan sorusu
    geçen yıl açıldı
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.