Arkadaşlar Neden Böyle? (Ciddi, Özet Yok.) (2. sayfa)

Arkadaşlar Neden Böyle? (Ciddi, Özet Yok.) - Sayfa 2

Tango-1 · 2015-08-14T01:46:35.0000000+03:00

Sözlerime nasıl başlayacağımı bilmiyorum. 23 yaşındayım. Üniversite öğrencisiyim. Şu aralar yaz okulum var, kimya bölümündeyim. Ya beyler gerçekten toplumsal bir buhran yaşamıyor muyuz? Yani toplumsal olarak yaşayamıyoruz sanki. Yani ne bileyim, televizyonu açıyorsunuz, birbirine bağıran liderler, ağlayan insanlar, trafikte yol kesme kavgasına eline pompalıyı alıp insanları öldürenler, tecavüzcüler, katiller, hırsızlar. Gazeteyi açıyorsunuz aynısı. Dizi açıyorsunuz ülkede en çok izlenilen televizyon dizilerinin konularının özetlerine bakın oturup ağlarsınız. Sokağa çıkıyorsunuz insanlar mutsuz. Dertlerinin altında kalmış, boğulmuşlar. Abi evdeki çocuğuna kıçı kırık bir Milkayı nasıl alacağını düşünen bir baba nasıl mutlu olabilirdi ki? Zaten mutlular ciplerinde miplerinde havuzlarında falan. Mizah dergisi alıyorsunuz içinde gırtlağına kadar siyaset, tamam o da mizahın parçası ama ne bileyim. Ne yapsak ne etsek de bi işin ucundan tutsak, ailemize ülkemize faydalı olsak, para kazansak diye düşünmekten uyuyamayanlar var, ertesi gün kız meslek lisesi önünde tespih sallayarak düşüreceği kızları düşünerek huzur içinde uyuyanlar da var. İnançlar üzerinde bir forum üzerinden herkesin birbirini ikna veya aşağılama çabaları, veya siyaset. Bunun bi siyasi partiyle veya iktidarlıkla falan alakası yok lütfen sözlerimi yanlış anlamayın, eminim hepinizin çeşitli siyasi düşüncelerin peşinde gitmenize dair haklı fikirleriniz vardır. Aynısı inançlarınız için de geçerli. Sağımız solumuz savaş, komşumuz kriz. Bu ülkede her gün onlarca cinayet işleniyor. İhmalsizlikten başınıza bişey gelmediği, bir terör eylemiyle burun buruna gelmediğiniz, yoktan sebeplerle öldürülmediğiniz ve eve dönebildiğimiz günler gerçekten kendinizi şanslı hissetmiyor musunuz? Ben şahsen bol bol şükür ediyorum. Ya abi en basitinden, ben İstanbuldayım, ya aşağı yukarı şu metroyu aynı insanlar her gün yıllardır kullanıyor. Hala içerdeki insanlar inmeden son durakta milleti yara yara içeri binmeye çalışan bir güruh var ya bu şehirde. Benim yaşım 23. Çok evveli hatırlamıyorum. Hep mi böyleydik, yoksa ne ara böyle olduk bilmiyorum. Ama iyiye gitmiyoruz. Eğer inanmıyorsanız bu paragrafın kalanını okumasanız da olur. Veya okuyun ya, kafanıza göre. Meselenin dinle falan alakası yok bana göre, hatta bana göre Türkiye'de Müslümanlık, öyle ahım şahım yaşanan bir din değil. Seküler muhafazakarlık var. Tabii ki bana düşmez insanların dini yaşayışları. Bir dinden çok kültür gibi yaşayış beni korkutuyor. Yani çok rahatlıkla yaşadığımız dine tezat davranabiliyoruz. Onun dışında insanlar bir kez bile gökyüzüne bakmadan, baktığının aslında bir gökyüzü değil de ucu ta milyonlarca ışık yılı öteye dayanan -ki bu ışık yılı da insanın varsayabildiği bir uzaklık- bir evrene baktığını farketmiyor veya ne bileyim bir çiçeğe bir hayvana veya her gün aynaya baktığı kendi bedenini farketmeden, öylesine sadece inanıyor. Allah'ı anlamıyoruz, dinini bilmiyoruz, ve düşünmüyoruz, her şey bu kadar açıkken. Oysa ki Cumadan Cumaya dolan camilerde bangır bangır imam kafamıza kafamıza çakıyor; "Allah DÜŞÜNÜP TUTASINIZ DİYE öğütler veriyor." diye. Bilmiyorum, böyle olmamalıydık. Forumda dönen kavgalara bir bakın ya. Passatın tok sesi, IOS'un bluetooth ile aktarım yapamaması üzerine birbirlerine ana bacı küfür eden insanlara bak. İnsanların ciddi dertlerine trollük yapanlara bak. İnsanın dertlerini troll konu olarak açanlara bak. Irkımızı seçememize rağmen ırkçılık yapanlara bak. Hamile eşinin yanında bir insanı ensesinden vuranları savunanlara bak. Allah adına öldürüp eşlerini cariye pazarlarında satanlara bak. Onların savunucularına bak. "Cennet anaların ayaklarının altındadır" hadisinin sahibine ümmet olmaya çalışıp ana bacı küfür edenlere bak. Herhangi bir insanın öldürülmesine sadece istatistik olarak bakanlara bak. Forumlarda parçalanmış ceset fotoğraflarının altına "Abi daha beterleri yok mu ya:/" diyip de tatmin olmayanlara bak. İyiye gitmiyoruz. Umarım ileride hepimiz çocuklarımıza Milka götürebiliriz de belki bir parça mutlu olabiliriz. ARV. (Allah rahatlık versin yani, ben bi yatayım da, sonra yarın okul falan var, dönüşte bişiler yazmış olursanız cevap yazarım. Ya da yazmazsanız da bu yazı burda kalsın, bu başlık da burda duruyor olursa hala, sonradan belki bişeyler eklerim.) -14.08.2015. // 01:42 - Odam. Not: Bunu da buraya koyayım, dinlersiniz belki. https://www.youtube.com/watch?v=kcPugQ-cymk

Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar

Editörün Seçtiği Fırsatlar

Jouis Beslenme Kutusu 1200 ml 2 Katlı 6 Bölmeli BPA'sız PP Plastik Sefer Tası ve Beslenme Çantası - Lunch Box, ÇATAL KAŞIK ve BIÇAK Dahil Okul Beslenme (Beyaz) https://www.amazon.com.tr/dp/B0FPDPWWLQ 4 sa. önce paylaşıldı

Contigo Jackson Autopop Tritan Suluk 720 mL Antrasit https://www.amazon.com.tr/dp/B09R23SS1Q 2 yıl önce paylaşıldı

Daha Fazla

Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az

1 Misafir - 1 Masaüstü

5 sn

34
Cevap

1
Favori

541
Tıklama

Daha Fazla
İstatistik

Konu İstatistikleri Yükleniyor

Konuya Özel

21 oy

Öne Çıkar

Cevapla

Sayfa:

önceki 1 2

Giriş

Mesaj

_____________________________

Eğitimsizlik ve bunun getirdiği düşük yaşam standartları. Eğitim üniversite okumak, bir dalda ilerlemek değildir. Eğitim bireyi pozitif ilimlerin yanında ahlak olarak, manevi olarakta donanımlı hale getirmektir. Batıya gidin ve halka sorun, Türkiye halkı diye. Onlar Müslüman diyerek tavır alacaklardır. Orta doğuya sorun, Türkiye halkı diye. Onlar seküler diyerek tavır alacaktır. Türkiye halkına sorun, Türkiye halkı diye. Şurası Kürt, şurası sunni, şurası alevi, şurası Akpli, şurası Chpli diyerek tavır alacaktır. Kimse kim olduğunu bilmiyor, herkes kimin düşman olduğunu arıyor. Kardeşim bize bir hastalık verdiler. Fakat hediye ambalajı ile verdiler ve herkes sarıldı, benimsedi. Bu hastalıklar ırkçılık ve mezhepçilik. Bizi yıkarken, Osmanlı'yı yıkarken aşıladılar bizlere. Bu hastalıkla birlikte bizi köklerimizde söküp suni sınırların, suni fikir sınırlarının saksısına koydular. Bizi bize düşman ettiler. Ve halk on yıllardır birbirini etiketledi, silah tuttu, düşman oldu. Devlet halkını baskı ve diktatörlük ile ayrıştırdı. Fakat adına reform dedi, özgürlük dedi. Bugün sizlere özgürlük ve reform paketlerinde aşırılık ve bozgunculuk sunuyorlar. İçine bakmadan benimseniyor. Okuyun, Fazıl'ı, Akif'i okuyun. Bu adamlar düşmanı yakasında tutmuş idiler. Onlar yüzleşti, onlar biliyor. Haçlı seferlerine bakın. Haçlılar batıda bir toplum oluşturmakta zorluk çekiyorlardı ve kendilerine bir düşman oluşturdular. Onları birlik haline getiren düşmana karşı duydukları kin ve nefretleriydi. Bugüne gelin. Herkes kendi düşmanını oluşturuyor. Ve huzuru istiyorlar. Bu konuda uzun uzadıya yazmak isterim. Toplumsal dinamiklerden, küresel siyasete kadar. Dünyanın en zorlu topraklarındayız. Dinlerin ve kültürlerin beşiğindeyiz. Yer altı ve lojistik, coğrafi imkanların bol olduğu topraklardayız. Büyük devletler kurmuş ve sınırları olmayan hak dinin insanlarıyız. Biz düşman oluşturmayız. Bireysel olarak kendimizi iyileştirir, sonra halkı, sonra devleti ve dünyayı.

Halk eğer mutlu olacak, toplum vasıf kazanacak ise kendimiz ile başlamalıyız.

< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kediyeyolgösterenadam -- 14 Ağustos 2015; 4:46:36 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

_____________________________

CEMİYYET-İ OSMÂNİYYE
Nefs ü mâl ile n’ola kılsam cihânda ictihâd
Hamdülillah var gazâya sad hezârân ragbetüm

Ey Mehemmed mu’cizât-ı Ahmed-i Muhtâr ile
Umaram gâlib ola a’dâ-yı dîne devletüm