Şimdi Ara

Araba Bakmaktan Bıktım Bu İş Takıntı Olmaya Başladı!!!! (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
153
Cevap
2
Favori
6.374
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
10 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • SONUÇ insanoğlu insan doyumsuzdur . NOKTA
  • Son bir aydir bu hastaliga yakalandim bende:)
    Haftada iki üc arac bakmaya gidiyorum hergun karar degistiriyorum.
    Civic,Chevrolet,Cerato,Leon vs vs. Hepsinin kendi adinda forum siteleri var deli gibi arastiriyorum.
    bu kadar cok kafaya taktigim icin sonunda bulup alinca birsey olacak diye korkuyorum valla,,

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gamyemez

    insanoğlunun tabiatı bu. insan bilse ki en iyi araba kendi arabası, kötüsünü merak etmezse insan değilim :)

    koptum
  • quote:

    Orijinalden alıntı: jacopastor

    arabam varken asla sahibinden'e girmedim. 4 ay oldu satalı, mesai yapıyorum pc başında. ama bi bulursam aradığımı insan değilim sahibinden'e girersem.
    çok sıkıldım, tiksindim bu işlerden..



    Al benden de o kadar. 2 ay önce sattım aracımı. Tam 2 aydır her gün girip 2 saat harcıyorum 4-5 sitede. Arabam varken hiç girip bakınmadım bile.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: hard_hacker

    Gunun buyuk zamanını bu forumda gecırıyorum yıne zamanımı buyuk kısmında arabalarla ılgılı vıdeo ızleyıp her arac markasının sıtesıne gırıp fıyat teknık ozellık donanım bakıyorum.
    2010 model golfum var daha aracın kredısı bıtmedı bı ıkı ay kendımı sıkıp kredıyı kapayıp arabayı değişmeyi düşünüyorum.
    Kendımı genel olarak degerlendırdıgımde bu durumun cokta saglıklı olmadıgını dusunuyorum bı ınsan zamanının buyuk bı bolumunu net basında araba bakarak nıye gecırıkı ve daha yırmı kusurbın km olan arabasını nıye degısırkı? Sadece ben boyle değilim bır çok kişi aynı durumda bunu ıkıncı elde satılan aracların model ve km den anlaya bılıyorum.Sanırım bu takıntı halıne gelmıs bı durum olay ıhtıyactan gereksınımden cıkmıs farklı boyutlara yonelmıs durumda
    Forumdada aynı durumda olanlar varmı? ve bızım tedavımız ne çıldırdıkmı naaptık?



    Bu foruma nereden girdim ben ya arabalardan başka birşey düşünmüyorum bakın abartmıyorum sabah kalktım internete girdim hala internetteyim arada dışarı çıktıklarımı saymazsak günlük 8 9 saat internetteyim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: dikmen56

    bu araç nasıl arkadaşlar.

    http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-arazi-suv-pick-up-kia-sahibinden-tertemiz-full-dizel-otomatik-ex-sportage-102895448/detay/

    Hocam araba iyi ama sportage ler çok ezİk duruyo diğer jiplere göre

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: exantric

    quote:

    Orijinalden alıntı: hard_hacker

    Gunun buyuk zamanını bu forumda gecırıyorum yıne zamanımı buyuk kısmında arabalarla ılgılı vıdeo ızleyıp her arac markasının sıtesıne gırıp fıyat teknık ozellık donanım bakıyorum.
    2010 model golfum var daha aracın kredısı bıtmedı bı ıkı ay kendımı sıkıp kredıyı kapayıp arabayı değişmeyi düşünüyorum.
    Kendımı genel olarak degerlendırdıgımde bu durumun cokta saglıklı olmadıgını dusunuyorum bı ınsan zamanının buyuk bı bolumunu net basında araba bakarak nıye gecırıkı ve daha yırmı kusurbın km olan arabasını nıye degısırkı? Sadece ben boyle değilim bır çok kişi aynı durumda bunu ıkıncı elde satılan aracların model ve km den anlaya bılıyorum.Sanırım bu takıntı halıne gelmıs bı durum olay ıhtıyactan gereksınımden cıkmıs farklı boyutlara yonelmıs durumda
    Forumdada aynı durumda olanlar varmı? ve bızım tedavımız ne çıldırdıkmı naaptık?



    Hocam sen gene iyisin ben son 3 aydır araba bakıyorum bazen günde 12 saat. 3 ay içinde incelemediğim araba, fiyat vs kalmadı. Artık galeri açıp işletecek veya 2. el araç alıp satacak kadar neredeyse fiyatlara hakimim. Artı asıl manyaklık sıkı durun Benim zaten bir şirket aracım var nerdeyse full altımda olan(yakıt bedava, vergi bedava, bakım bedava vs)

    Ama gene de bakıyorum. Şu anda da Subaru Legacy e takmış durumdayım...

    4*4 harika bir araba.Tr de tutulmamasını fırsata çevirebilirsiniz.Sıfırı 110000, 2 yaşında elli bin km deki 55000.




  • Güzel konu... zaten yorum yapanlarda bu hastalık var şu anda.İnşallah geçicidir.
  • DOYUMSUZLUK DUYGUSUNUN ANOTOMİSİ

    İNSAN NASIL DOYUMSUZ OLUR

    HEPSİ VAR İÇİMİZDE. ÖNEMLİ OLAN HANGİ DUYGUYU BESLEDİĞİMİZ

    İnsanoğlunun yapısında her duygu başlangıçta bir öz / çekirdek olarak bulunur. Kişi yaşam deneyimleri sürecinde bunlardan hangisini sulayıp beslerse ya da ihmal ederek kurumaya terk ederse bu duygular ona göre bir değişime uğrar. Bu işleyiş sonunda kimi duygular en öne geçer, kişiyi peşinden sürükleyen ana (lokomotif) duygu haline gelir. Kimi duygular da ya ara yollarda kaybolur ya da arka sıralarda kalır, kişinin dünyasında fazlaca bir ehemmiyet arz etmez bir vagon halini alır. Burada önemli olan hangi duyguyu beslediğimiz ya da beslemediğimizdir.

    Bu duyguyu iki temel etken besler: Birincisi, çocukluk yıllarındaki ebeveyn hatalarıdır. Diğeri de yaygın kitle iletişim araçlarıdır.

    ÇOCUKLUK YILLARININ ÖNEMİ

    Çocuklarda ego ve süper ego henüz gelişmediğinden doğuştan getirilen id dediğimiz yapı yani beklemeyi ertelemeyi bilmeyen haz ilkesi baskındır. Dolayısı ile çocuklar sürekli isterler. (“Ben istiyorum, ama istiyorum, valla istiyorum...” diyerek sürekli istek merkezli yaşayan kişileri çocukluk dönemine takılı kalmış sağlıksız kişiler olarak görmek de pekala mümkündür). Bu isteme davranışına ebeveynlerin verdikleri tepkilerin doğru veya hatalı oluşu söz konusu duyguyu ya tatmin ile ya da doyumsuz bir yapıya dönüşmesi ile sonuçlandırır

    SENİN İMKANIN VAR. PEKİ ÇOCUĞUN İHTİYACI VAR MI

    Buradaki temel yanlış çocukların her isteğini ebeveynlerin, ”İmkanımız var şükür” ya da “biz yokluk çektik onlar çekmesin” klasik düşünceleri nedeniyle sürekli olumlu yönde cevaplama çabalarıdır. Oysa ki çocukların herhangi bir isteğine verilecek yanıtın ölçüsü imkanımızın olup olmaması ya da ebeveynlerin zamanında çektikleri yokluklar olmamalıdır.

    Buradaki temel doğru şudur:

    Ebeveynler çocuklarının “ihtiyaçlarını” karşılık beklemeksizin ve bizzat kendileri gidermelilerdir. Ancak “isteklerini” yerine getirmeyi çocuklarına bırakmalılar; bunu “hak ettikleri zaman verilecek harçlık ödülü” ile kendilerinin gerçekleştirmesini sağlamalılardır. (“Yavrum, bu istediğin şeyi sen kendin al. Bak sana bunun için -şu şartlarda- para veriyoruz” denilmesi suretiyle vb). Sürekli ve sadece anne babasının eliyle isteği doyurulan bir çocuk isteme duygusunu yönetemez, bu konuda mirasyedi gibi ancak hoyrat ve ölçüsüz davranmayı öğrenir.

    İKİNCİ NEDEN ADETA BİR SALGIN OLAN ÇILGIN TÜKETİM KÜLTÜRÜ

    Doyumsuzluk duygusunun ikinci en önemli nedeni ihtiyaç bazlı değil de istek bazlı bir yöne evrilen yanlış tüketim alışkanlıklarımızdır. Söz konusu eğilimdeki evrilmeye yıllardır sürdürülen görsel ve işitsel nitelikli (tek yanlı ve bilinçli) telkin sağanağı yol açmıştır.

    HER DAVRANIŞIN ALTINDA BİR DUYGU YATAR

    Bu tüketim çılgınlığı / salgını kişilerin sadece ihtiyaçlarını değil, isteklerini de ihtiyaç olarak görerek gereğinden fazla önemsemeleri sonucunu doğurmuştur.

    Bilindiği üzere duygular sonuçlarından, yani yol açtığı davranışlardan beslenir. Evet, duygular niteliğine göre bazı davranışlara yol açar, sonra da yol açtıkları bu davranışlardan beslenir. Böylece kişiler istedikleri her şeyi alma yönünde zamanla içlerinde daha güçlü bir duygusal baskı hisseder hale gelirler. Haliyle güçlenmiş bir duygunun önünde eğitilmemiş, üstelik de zayıf bırakılmış bir irade silahıyla durabilmek kolay kolay mümkün olmaz.

    DOYUMSUZLUK DUYGUSU DOYAR MI

    Doyumsuzluk duygusu doğası gereği doyum eksenli bir dizi davranışa yol açar. Bu davranış daha çok alma, daha fazla elde etme, birçok şeye sahip olma yönünde olur. Ancak bu duygu yol açtığı (doğurduğu) davranışlardan tatmin olmaz, bilakis kişileri daha da doyumsuz bir hale getirir. Diğer bir anlatımla bu duygu, sulu dereye götürüp susuz getirmek misali doymak için harekete geçirir ancak (sadece) kişilerdeki doyumsuzluğu kuvvetlendirir. Bu paradoksal durumu susayan bir kişinin susuzluğunu gidermek için deniz suyu içmesine, sonra da daha çok susamasına benzetebiliriz. (İlla ki benzeteceğim. Biri de beni bir gün bir şeye benzetecek gibime geliyor:))

    HER DUYGUSAL DOYMA ARAYIŞI DENİZ SUYU İÇMEYE BENZER

    Su susuzluğu giderir ancak deniz suyu bu susuzluk duygusunu daha çok artırır. İçilen deniz suyu olduğu sürece çok içmek fayda sağlamaz, bilakis bu duyguyu daha da perçinlemiş olur. Buradan ve “hastalık sebeplerinin zıddı ile tedavi edilir” ilkesinden doyumsuzluğu gidermenin yolunun daha çok şey almaktan değil; çok az şey alma davranışından geçtiği anlaşılır. Bu ise en azından bir süreliğine iradeli olabilmeyi gerektirir.

    DOYUMSUZLUĞUN ÖNÜNDEKİ GÜÇLÜ YAHUT ZAYIF DUVAR: İRADE

    İrade; günümüzün modern bireyinin “sadece dindar insanlara has bir olgu” gibi görerek ihmal ettiği, böylece geliştirme yönünde fazlaca bir çaba göstermediği içsel kontrol gücüdür. Ayrıca iradeyi pek çok kişi haz odaklı dünya görüşlerine bir engel olarak görmüş, bu nedenle onun çelimsiz kalmasını bizzat kendileri istemişlerdir. Haliyle bu zayıf bırakılmış irade ile doyum yönünde baskı kuran duygulara karşı direnebilmek fazlaca mümkün olmamıştır. Kişi direnmeyip bu duygu istikametinde davranma akıntısına kapıldığında az önce de anlatmaya çalıştığım gibi bu duygunun daha da kuvvet bulması, böylece kişileri içine çekerek orada günbegün boğması kaçınılmaz bir hale gelmiştir.

    YENİLEN PEHLİVAN GÜREŞE DOYMAZ

    Kişi güçlü isteğiyle yöneldiği birçok şeyi doymak için alır, ama her alma davranışı bir başka isteme ve alma eğilimi içine girmeye götürür. Sürekli yaşanan bu sıkıntılı durum kişileri bir süre sonra ruhsal açıdan iyice yorar. Böylece kişiler daha da mutsuz, daha da gergin bir hale gelirler. Bu sefer de, zaten “sürekli almakla” sahip oldukları gerginlikten bir nebze de olsa kurtulabilmek, kısmen de olsa rahatlayabilmek için almaya başlarlar. Aldıkça istekleri kuvvetlenir, kuvvetlendikçe daha sık alma yönelimi içine girerler. Böylece fasit bir dairenin, kısır bir döngünün kör kuyusu içine düşerler.

    ÇÖZÜM

    Çözüm nedenlere müdahale odaklı olmalıdır. Öncelikle yukarıda değindiğim ve çocukluk yılarına ait olan hataların ortadan kaldırılması, yine aynı şekilde bu döneme dair doğruların yaşama geçirilmesi gerekmektedir. ayrıca doyumsuzluğa yol açan “iste ve al” kültürü saldırılarına karşı da irade bariyerini güçlendirici çalışmaların yapılması önem arz etmektedir. Bu ise sürekli ve nitelikli kitaplar okumakla mümkündür. Çünkü,

    "BEYİN DOĞRU ŞEYLE DOLARSA DUYGULAR DOYAR"

    Oruç, namaz gibi dinimizdeki ibadetlerin ve inanç kültürümüzden kaynaklı “iftira günahtır, gıybet yasaktır, verilen sözde durulmalı” türü pek çok eylemin de bu sonucu sağlamada ciddi bir etkisi olduğu bilinmektedir. Son yapılması gereken de bu tür psikolojik süreçlerle ilgili derin bir farkındalık kazandıran, bazı teknikler öğreten pratik psikoloji eğitimlerine ağırlık verilmesidir. Gerektiğinde bu yönde birebir nitelikli bilişsel (kognitif) psikoterapiler de alınabilir.

    Psikolog
    İzzet Güllü
    MDH




  • @ddiibb e ek olarak,

    İnsan eğer arkadaş,eş dost ortamlarından -sosyal ve gerçek hayattan- ayrı yaşıyorsa içinde boşluk oluşur ve araba, bilgisayar hatta kendisi gibi öznel şeylerle uğraşır. Bu durum boşluğu daha çok artırır. Zamanla asosyalliğe de gidebilir.

    Konu sahibi arkadaşın bahsettiği durumda olan arkadaşlara tavsiyem, arkadaşlarınızla, eşinizle dostunuzla daha fazla zaman geçirin.
  • İlk aracım palio'ya 3 yıl, 306'ya 6 yıl bindim. 2buçuk yıldır mazda3'e biniyorum. Sanırım ortalamanın çok altındayım. Ama açığı şöyle kapatıyorum sanırım.
    1. mazda'yı sat.
    2. 50bin'e kadar Jetta 1.2 1.4 comfort, passat 1.4 trend, insignia 1.4 veya 1.6 al / takas et.
    3. o arabayı da sat.
    4. BMW motorlu yeni kasa Avensis al / takas et.

    Önümüzdeki 3 yıl donanımhaber, sahibinden ve oto dergileri arasına sıkışacak, belli oldu.
  • Ben de son 4 senedir malum sitenin bağımlısı oldum. Arabam olunca bırakırım diyordum ama babam şahin aldım deyince hiç gaz kesmedim, şahinden oldum olası nefret ederim çünkü. Param yok, şahini satamam çünkü para etmez ama saatlerce malum sitede ve forumdayım. İnşallah hidrolik direksiyona terfi edince bırakırım bu işi. O değil de birisi arabalar hakkında bir şey sorarsa okulda bana gönderiyorlar bu anlar diye, o kötü oluyor çünkü motordan, şanzumandan hiç anlamam. Bu site çoğumuzu çakma otomotiv mühendisi yaptı.
  • Hastalık bana da bulaştı !!
  • erkmenson kullanıcısına yanıt
    Hocam bu is sigara gibi ayni bi bulastiinmi kurtulamiyon valla,14 yil ictigim sigarayi 8 aydir icmiyorum ama 5 yildir bu amansiz hastaligin pencesinden kurtulamiyorm napsam olmuyo

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Tuketme Tukenme!

    Onlarin istedigide bu zaten. Herseyimizi ele gecirmek istiyorlar. Onlarin oyununa ortak olmayin gencler

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bizim aileninde klasik huyudur, aldığımız bir araba 10 seneyi doldurmadan satılmaz
  • quote:

    Orijinalden alıntı: EvenFaLL26


    quote:

    Orijinalden alıntı: orgozgur

    Aynen bende senin durumundayım fakat ben aracımdan memnunum.Sadece bu benim hobim oldu günün 4 saatini nette geçiriyorum xd

    xd nedir forumdaşım?

    Benim bildiğim ,

    x : 4 çeker
    d : dizel

    :)
  • Boş adam işi bu. Zaten herkes araba manyağı oldu bu devirde. Korkmayın kısacık zamanda ülkemize kriz geldimi arabalardan soğursunuz. Var olanla yetinmeyi öğrenirsiniz. Aynısı banada geçerli tabiiki.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: jedi_master

    Aynı sorun bende de var. Neredeyse yaz başından beri araba bakıyorum.
    Bütçeyi sürekli artırıp tercihleri değiştiriyorum.
    Artık sıfır almakta karar kıldım ama şimdi de model konusunda karar veremiyorum.
    Tam Civic'i beğeniyorum, kötü birkaç yönü yüzünden Astra'ya kayıyorum.
    Bakıyorum Astra'nın istediği fiyat fazla i30 mu alsam diyorum.
    Öbür tarafta Golf 7'yi görmeden öven çok.
    Yeni Leon da güzel görünüyor. Ama işte Şubat gibi geleceğini söylüyorlar.
    Offf of. Ne zor şeymiş araba almak. Gerçi suç bende de var. Fazla inceliyorum ondan oluyor.
    Babam da diyor zaten sen böyle yok plastiğiymiş, bilmem neymiş incelersen alamazsın diyor.

    yeni arabaların hepsi öyle ya da böyle iyi
    tipini beğendiğin bir arabayı al geç
    hangisi şekil olarak güzel geliyorsa yapıştır gitsin




  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.