Üye Girişi
Bağlan Google+ ile Bağlan Facebook ile Bağlan
Yeni Kayıt
Tüm Forumlar
  • Tüm Forumlar
  • Kültür ve Bilim
  • Kültür, Güncel ve Tarih
  • Kültür ve Tarih
  • Bu Konuda
Şimdi Ara

Abdulkerim Satuk Buğra Han Menkıbesi hakkında malumat...

Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar
Editörün Seçtiği Fırsatlar
Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
8
Cevap
0
Favori
899
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
Konuya Özel
0 oy
Öne Çıkar
Cevapla
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Önce biraz KÜLTÜR VE MEDENİYET

    ...

    Tarihte ilk Türk- İslam devletini kurmuş olan İdil (Volga) Bulgarları’ndan sonra, coğrafi muhit olarak Maveraünnehir ve Türkistan’da kurulan Türk- İslam Devleti’nin ilkini de Karahanlılar oluşturur. Bu devlet döneminde, artık uzunca bir süreden beri hız kazanmış olan, Türkler’in İslam’ı din olarak seçmeleri olgusu, büyük kitlelerin Müslüman olmasıyla Türk Tarihi’nde yeni bir dönemi başlatmıştır. Bu yeni devrenin en dikkat çekici vasfı ise şüphesiz Türkler’in İslam Medeniyeti’ne katkıya ve eski Türk uygarlığının Türk- İslam Medeniyeti adı altında ilk ürünlerini ortaya koymaya başlamış bulunmasıdır. Böylece Karahanlılar’dan itibaren, bilhassa Göktürkler ile başlayıp Uygurlar zamanında çok büyük bir gelişme gösteren Türk kültür ve medeniyeti adını verdiğimiz tarihi gelişimin temelleri atılmıştır. Bu sebeble, Karahanlılar döneminin Mili Tarihimiz içerisinde önemli bir yeri vardır.

    Abdulkerim Satuk Buğra Han Menkıbesi hakkında malumat...


    Bilindiği gibi muharrik gücünü, İslam’ın temel kaynaklarından alan İslam medeniyeti, çok değişik ırkî unsurların katkılarıyla oluşmuş ve gelişmiştir. Bununla birlikte şüphesiz bu medeniyetin oluşum döneminde ve daha sonra uzunca bir süre Araplar’ın önemli katkılarını unutmamak gerekir. Bağdat Abbasi Hilafeti’ne bağlı olan Tahirî (821-873) ve Samanî (819-1005) devletleri kurulduktan ve 10. Yüzyılda yeni İran Edebiyatı geliştikten sonra ise, Arap dil ve kültürünün yanında İran dili Farsça ve kültürü kendi yerini güçlü bir biçimde almıştır. Karahanlılar’ın bir Türk- İslam Devleti olarak ortaya çıkmalarından sonra ise, bu medeniyete üçüncü bir unsur, Türk unsuru, inkarı mümkün olmayan ağırlığını koyacaktır. Daha sonra ilim ve medeniyette İslam alemine büyük katkıları olacak, Abbasiler’in ilk dönemlerinden hemen sonra yavaşlayan, nihayet duran İslam yayılmasına da kuvvetle omuz verecek olan Türklerin, İslamiyeti kabul edip devletler kurması, şüphesiz hem İslam Dünyası ve hem de Milli Tarihimiz için son derece önemlidir. İşte gelecek asırlardaki bütün bu şanlı istikbalin ilk başlangıçlarını biz Karahanlılar döneminde bulmaktayız.

    Karahanlı hükümdarları İslamiyet’i samimi olarak kabul etmişlerdi. Dönemin İslami devlet anlayışının bir gereği olarak halifeler ve kendi adlarına hutbe okutmuşlar, halifelerden hilatler giymişler ve onlar tarafından tevcih edilen lakâbları kullanmışlardır. Aynı zamanda da Karahanlı hükümdarları, gaza ve cihada önem vererek Budist Uygurlar’a ve öteki gayri Müslimlere karşı İslam’ı korumak ve yaymak için mücadeler vermişler, bu yolda şehit olmuşlar ve gazi, mücahid gibi dini yönü ağır basan sıfatları taşımaya hak kazanmışlardır.

    Karahanlılar, sahip oldukları topraklarda çok sayıda cami, medrese, kervansaray, hastahane… v.b. dini sosyal müesseseler kurmuşlardır. Bu dönemde bir taraftan Kaşgar ve Balasagun’da , diğer taraftan da Semerkant ve Buhara’da, bütün Maveraünnehir’de yüksek bir ilim ve kültür muhiti ortaya çıkmıştır. Bütün bu merkezlerde Türk kültürü, İslami prensipler içerisinde kaynaşarak gelişmiştir. Sonuçta da Türk- İslam kültürünün ilk ürünleri ortaya çıkmaya başlamıştır.

    Burada Karahanlılar Döneminin kültür hayatı açısından en önemli vasfının, Türkler’in “İslam Medeniyeti Dairesine Giriş” leri olduğunu tekrar vurgulayalım. Değişik dini inanışlara sahip olmuş bulunan Türkler’in İslamiyet’i kabulleri , onların hayatlarında büyük ve derin bir inkılap vücuda getirmiştir. Bu yeni mefkurenin tahakkuku için bir kısım kahramanlar ortaya çıktılar, çalıştılar. Bunlar arasında Satuk Buğra Han gibi “hükümdarlar”, bir takım “veliler” ile birlikte Ermanas kabilinden” kahramanlar vardır. İşte biz şimdi bunlar çevresinde gelişen olayları destanlaştıran ve dönemin ilk kültür ürünlerini oluşturan sözlü eserleri kısaca tanımaya çalışacağız.

    Bilindiği üzere Türkler, İslamiyeti kabullerinden sonra daha önceki döneme ait, mesela Oğuz Destanı gibi en tanınmış bazı destanlarını bile İslami bir ruhla tekrar işlemişlerdir. Bu arada yeni dinin kabulü ve yayılışı hadisesi ile bu çevrede gelişen savaşlar ve türlü olayları yeni ve İslami destanlar haline koymuşlardır. Divanı Lügati’t- Türk’te bu şekilde doğan destanlardan bazı parçaların bulunduğu malumdur, fakat bu ilk İslam dönemi ile ilgili daha yaygın destanlarda vardır. Bunlardan biri de Satuk Buğra Han destanıdır. Karahanlılar’ın ilk Müslüman hükümdarı Satuk Buğra Han’ın İslamiyet’i kabulü, yayma çalışmaları, ailesi ve onun kerametlerinden bahseden destan, milli-dini bir karakter arz eder. Elde bulunan ve oldukça da geç bir dönemde istinsah edilmiş nüshaları Tezkire-i Satuk Buğra Han adını taşır. Eser bu haliyle Türkçe mensur bir “ Menâkıb Mecmuası”dır.

    Kanaatimizce bu destanın bir özetini vermek yerinde olacaktır: “ Hz. Muhammed Burak tarafından göğe çıkarıldığı sırada orada peygamberler görür. Cebrail’e onlardan birinin hangi peygamber olduğunu sorar. Onun: “ Bu peygamber değil, sizin ölümünüzden üç asır sonra, sizin dininizi Türkistan’da yayacak olan bir ruhtur” demesi üzerine, çok sevinir. Yere inince de, hergün bu kişi için dua eder. Sahabeler bu zatın ruhunu görmek isteyince de, yine duada bulunur. Bundan sonra karşılarında silahlı kırk atlı belirir. Selam vererek yaklaşan bu atlıların Satuk Buğra Han ve arkadaşlarının ruhlarının olduğunu anlarlar.

    Yıllar geçtikten sonra, Kaşgar sultanının oğlu Buğra Han dünyaya gelir. Bu sırada yer deprenir, kaynaklar kaybolur, bahçe ve çayırlar çiçeklerle dolar. Bunun üzerine, Buğra Han’ın büyüyünce Müslüman olacağını anlayan falcılar, onu öldürmek isterler. Annesi onu, Müslüman olduğu zaman öldürmelerini söyleyerek, kurtarır.

    Satuk on iki yaşına gelince, kırk arkadaşı ile beraber ava çıkar. Bir tavşanı kovalarken, arkadaşlarından uzaklaşır. Bunun üzerine, tavşan, ihtiyar bir adam şekline girerek, ona dini nasihatler verir. Satuk tavşanın hızır olduğunu anlar.

    Satuk’un babası ölünce, annesi amcası ile evlenir. Bundan sonra Satuk bir gece amcasını Hak dinine davet eder ama o bunu kabul etmez. Onun inkari üzerine, yer yarılır ve amcası içine gömülür. Bu hadiseden sonra da, Satuk hükümdar olur, İslamiyet’i Türk illerinde yayar. Muharebelerde ağzından çıkan ateşler kafirleri yakar; düşmana çevirdiği kılıcı kırk adım uzar. O kılıcın korkusu Satuk Buğra Han doksan altı yaşına geldiği zaman , Amuderyâ boylarına, güneyde Kışkezek’e, kuzeyde Karakurum’a kadar uzanan saha içindeki halkı Müslüman eder. Bir yıl Çin ile harbederek, İslam dinini Turfan’a kadar yayar. Sonra aldığı emirle Kaşgar’a döner ve orada ölür, Artuç’ta da gömülür…”.

    Abdulkerim Satuk Buğra Han Menkıbesi hakkında malumat...


    Karahanlılar dönemi İslami Türk edebiyatı’nın sözlü mahsullerinden, üzerinde durulabilecek bir diğeri de Manas Destanı’dır. Wilhelm Radloff’un çalışmaları ile toplanan ve daha sonra başka rivayetleri de tespit edilen Manas Destanı 11. ve 12. Yüzyıllarda gelişerek meydana çıkmıştır. 400.000 mısradan ibarettir. Destan; Karahanlılar döneminde subaşı olarak hizmet eden bir kahramanın, Manas‘ın ve etrafındakilerin İslamiyet namına, millet ve vatan uğruna kafirlerle yaptıkları mücadelelerden bahseder. Destanda Manas karşımıza bir İslam mücahidi olarak çıkar. Manas Destanında İslami motifler ile eski Türk destan motiflerini Türkler’in eski gelenek ve göreneklerinden izleri bulmak mümkündür. Destanda Müslüman kelimesinin karşılığı olarak busurman kelimesi 61 yerde, musulman ise bir yerde geçer. Huda (Kırgızca Koday) kelimesi destanda en çok kullanılan kelimelerdendir. Dini kavram olarak Alda(Allah), Kuday, Tenir ve Tenri kelimeleri ise Huda kelimesi kadar olmasa da destanda sık kullanılmıştır. Manas Destanı’nda Kuran mukaddes bir kitap olarak bilinir ve adı sıkça geçer. Yine İslamiyetle ilgili olarak helal-haram, namaz, abdest, kıyamet, selamlaşma, dua, ervah gibi bir çok inanç, uygulama ve kavram destanda yer almıştır. Ayrıca yeri ve sırası geldikçe Hz. Peygamber, Hz. Adem, Havva, Hızır, diğer din ve tarikat büyükleri ile Mekke, Medine kelimeleri zikredilir. Destan kahramanları da, belirli ölçüler içerisinde de olsa, İslam dininin gereklerini yerine getirirler.

    Karahanlılar dönemi söz konusu edildiğinde, hatırlamamız gereken en önemli iki eser ise Kutadgu Bilig ve Divânı Lügati’t- Türk’tür.( Prof.Dr Nesimi YAZICI, İlk Türk- İslam Devletleri Tarihi)
    …



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi AlbatrosD.IIIFazılBey -- 28 Ekim 2015; 22:41:08 >







  • Abdulkerim Satuk Buğra Han için bir anma günü tertip edilmesini diliyorum.
  • ''Karahanlı hükümdarları İslamiyet’i samimi olarak kabul etmişlerdi.'' den sonrasını okumadım. Bu menkıbe gerçektir ama İslam'ın kabulünün altında siyasi sebepler vardır. Öyle güle oynaya Müslüman olmamışlardır

    Edit: menkıbe doğru derken anlatılan olağanüstü olaylar elbette doğru değildir :))



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi A D M I R A L -- 14 Kasım 2015; 17:19:25 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: JilberProduct

    ''Karahanlı hükümdarları İslamiyet’i samimi olarak kabul etmişlerdi.'' den sonrasını okumadım. Bu menkıbe gerçektir ama İslam'ın kabulünün altında siyasi sebepler vardır. Öyle güle oynaya Müslüman olmamışlardır

    Edit: menkıbe doğru derken anlatılan olağanüstü olaylar elbette doğru değildir :))

    Hazarlar Museviliği siyasi amaç uğruna seçmiştir.Sadece hanedan ve üyeleri ile sınırlı kalmıştır.hic bir dinin kılıç zoru ile kabul ettirileceği ne inanmıyorum.
    Diyeceksin Afrika niye hristiyan ? Çoğu halen kabilesel dinlere inanıyor ama yarısı hristiyan sebep batılıların afrikalıların kültürlerine, paralarını, dillerini asimile etmesi beyin yıkaması sonuçta kılıç ile bir noktaya kadar dini kabul ettirirsin asil önemli olan karşı kültüre baskı kurmak insanların benliğini kaybettirip beyinlerini yıkamak tir.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Mélih_1905 kullanıcısına yanıt
    ben sadece kılıç zoruyla islamlaştırıldı demiyorum.

    Karahanlılardan önce araplar ve farslılar Orta Asya'ya hakim olmak için cihat adı altında sık sık seferler düzenliyorlardı. Bu seferler sırasında köylere ve boylara saldırıyorlar ve islama geçmeleri için zorluyorlardı. Çok büyük katliamlar bile yapılmış, 40-50 bin Türk kılıçtan geçirilmiş. Korkan insanlar islama geçtik diyorlarmış fakat sözde kalıyormuş bunlar. Evinde namaz kılmayanlar insanların olduğunu öğrendikleri zaman her evin önüne biri kişi koyup zorla ibadet ettiriyorlarmış.

    Bu 1. mesele, en muhafazakar tarihçiler bile bunların gerçek olduğunu dile getirir.

    Samani prensi Ebu Nasır El Samani Karahan sarayına gelmiş ve Satuk Buğra Han ile yakın dost olmuş. Zamanla Satuk Buğra Han'ı İslamiyet konusunda etkilemiş ve bu etki onun İslamiyeti kabul etmesine neden olmuştu. O sıralar araplardan ziyade Türkistan topraklarına sık sık Fars akınları yapılıyormuş. Asimile olma korkusu başlamış karahanlılarda. Hatta yanılmıyorsam Kaşgarlı Mahmud ''Türkün iti dağdan şehre inse farsça ürür'' demiş ve Lügat eserinde açıkça Farslaşma tehlikesini anlatmıştır.

    Satuk Buğra Han'da bu tehlikeleri ve bölgede güçlü fars ağırlığını ortadan kaldırmak için İslamiyeti resmileştirmiş ve Türk topraklarında islamı ben yayar, cihadı ben yaparım diyerek cihat bahanesini öne süren Farslıları uzaklaştırmıştır. Yani Satuk Buğra Han bir anlamda İslam'ı silah olarak kullanmıştır.

    Türklerin İslamiyete geçişi bu şekildedir. Daha sonra tabi islamiyet herkes tarafından benimsenmiş ve islamı en iyi uygulayan millet Türkler olmuştur...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: JilberProduct

    ben sadece kılıç zoruyla islamlaştırıldı demiyorum.

    Karahanlılardan önce araplar ve farslılar Orta Asya'ya hakim olmak için cihat adı altında sık sık seferler düzenliyorlardı. Bu seferler sırasında köylere ve boylara saldırıyorlar ve islama geçmeleri için zorluyorlardı. Çok büyük katliamlar bile yapılmış, 40-50 bin Türk kılıçtan geçirilmiş. Korkan insanlar islama geçtik diyorlarmış fakat sözde kalıyormuş bunlar. Evinde namaz kılmayanlar insanların olduğunu öğrendikleri zaman her evin önüne biri kişi koyup zorla ibadet ettiriyorlarmış.

    Bu 1. mesele, en muhafazakar tarihçiler bile bunların gerçek olduğunu dile getirir.

    Samani prensi Ebu Nasır El Samani Karahan sarayına gelmiş ve Satuk Buğra Han ile yakın dost olmuş. Zamanla Satuk Buğra Han'ı İslamiyet konusunda etkilemiş ve bu etki onun İslamiyeti kabul etmesine neden olmuştu. O sıralar araplardan ziyade Türkistan topraklarına sık sık Fars akınları yapılıyormuş. Asimile olma korkusu başlamış karahanlılarda. Hatta yanılmıyorsam Kaşgarlı Mahmud ''Türkün iti dağdan şehre inse farsça ürür'' demiş ve Lügat eserinde açıkça Farslaşma tehlikesini anlatmıştır.

    Satuk Buğra Han'da bu tehlikeleri ve bölgede güçlü fars ağırlığını ortadan kaldırmak için İslamiyeti resmileştirmiş ve Türk topraklarında islamı ben yayar, cihadı ben yaparım diyerek cihat bahanesini öne süren Farslıları uzaklaştırmıştır. Yani Satuk Buğra Han bir anlamda İslam'ı silah olarak kullanmıştır.

    Türklerin İslamiyete geçişi bu şekildedir. Daha sonra tabi islamiyet herkes tarafından benimsenmiş ve islamı en iyi uygulayan millet Türkler olmuştur...

    Miş miş miş de muş muş muş




  • yaşayıp gördüm mü ki yaptı, etti diyeyim veya kendim araştırıp ortaya bir tez atmadım ki yaptı, etti diyeyim. çoğu bana ders veren ülkenin en büyük tarihçilerinden aldığım bilgileri siz bilgisizlerle paylaşıyorum ama belli ki hata ediyorum. Bununla ilgili kaç kitap okudun, kaç derse girdin, kaç tarihçiyle konuştun, kaç soru sordun?

    O yazıda yazılan 1 cümleyi bile kuramayacak kişiler geliyor burada tarihçilik yapıyor, yazılanları beğenmiyor.

    Tamam senin dediğin gibi olsun. Türkler güle oynaya müslüman oldular. Binlerce yıldır onuruyla sürdürdükleri Gök Tengri inancından vazgeçip müslüman oldular. Hadi git göbek at şimdi bak istediğin şeyleri söylüyorum. Yalan yanlış şeyleri öğrenmeye devam et nasıl olsa bir halta yaramayacaksın
    • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Pir Sultan Abdal şiirleri telifi var mı ?
    5 yıl önce açıldı
    Sümbülzade Vehbi Efendi ve Efsane Şiiri
    10 yıl önce açıldı
    Sümbülzade Vehbi Efendinin İlginç Şiiri
    16 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: JilberProduct

    yaşayıp gördüm mü ki yaptı, etti diyeyim veya kendim araştırıp ortaya bir tez atmadım ki yaptı, etti diyeyim. çoğu bana ders veren ülkenin en büyük tarihçilerinden aldığım bilgileri siz bilgisizlerle paylaşıyorum ama belli ki hata ediyorum. Bununla ilgili kaç kitap okudun, kaç derse girdin, kaç tarihçiyle konuştun, kaç soru sordun?

    O yazıda yazılan 1 cümleyi bile kuramayacak kişiler geliyor burada tarihçilik yapıyor, yazılanları beğenmiyor.

    Tamam senin dediğin gibi olsun. Türkler güle oynaya müslüman oldular. Binlerce yıldır onuruyla sürdürdükleri Gök Tengri inancından vazgeçip müslüman oldular. Hadi git göbek at şimdi bak istediğin şeyleri söylüyorum. Yalan yanlış şeyleri öğrenmeye devam et nasıl olsa bir halta yaramayacaksın

    quote:

    çoğu bana ders veren ülkenin en büyük tarihçilerinden aldığım bilgileri siz bilgisizlerle paylaşıyorum


    Kim bu Tarihçiler ? Size neden ders verdiler ? Bilgisiz olduğum kanaatine nereden vardın ? Hatta başka kişilere de bilgisiz diyorsunuz.Onlar kim ? Konuya çağırında onlarda görsün yazdıklarınızı.


    quote:

    Bununla ilgili kaç kitap okudun, kaç derse girdin, kaç tarihçiyle konuştun, kaç soru sordun?


    Seni ilgilendirmez.Egoist biri değilim.Belirtmeye gerek yok.

    quote:

    Tamam senin dediğin gibi olsun. Türkler güle oynaya müslüman oldular.


    Ben böyle bir şey demedim.Mesajım üstte duruyor.İsteyen okur.

    quote:

    Binlerce yıldır onuruyla sürdürdükleri Gök Tengri inancından vazgeçip müslüman oldular.


    Evet dediğin gibi oldu.Tarihin belirli dönemlerinde kademe kademe İslam'a geçiş yaptılar.Kah zorla , kah isteyerek.

    quote:

    Hadi git göbek at şimdi bak istediğin şeyleri söylüyorum.


    Ben senden bir şey söylemeni istemedim.

    quote:

    Yalan yanlış şeyleri öğrenmeye devam et


    Neleri yanlış öğrenmişim ? Açıklar mısın ?

    quote:

    nasıl olsa bir halta yaramayacaksın


    Anlıyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Komutan Kangal -- 14 Kasım 2015; 21:10:03 >




    • 
Sayfa: 1

Benzer içerikler

- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.
Hizmet kalitesi için çerezleri kullanabiliriz, DH'yi kullanırken depoladığımız çerezlerle ilgili veri politikamıza gözatın.
Kabul Ediyorum