Herşeyi anlatmak isitiyorum, bugüne sığar mı bilinmez! ama olsun diyorum,ve başlıyorum. 2003 yıllarının şubat aylarında idim çalışmıyor ve işsiz güçsüzdüm. Ayaklarımı uzatmış son derece yatar vaziyet de biryaşamım vardı. Ahh ahh ne güzel idi, sonra gezi turlarına bakmaya başladım. Uçakla gezi olsun, trenle gezi olsun, birden bire genctur’ uns ayfasından interrail olayını görünce şoke oldum. Çok da güzel geldi,bana. 1 ay ordasın anne, baba, kardeş den uzak bir yaşam ne kadar güzelgörünüyordu. İçine daha da girdim, her yerden bilgi toplamaya başlamıştım. Google sağolsun. Bütün bilgileri almaya başladım, nasıl olsa zamanım boşdu. Çok şey öğrendiğimi, inkar etmiyorum. Bütün uçaklardan, bütün festivallere kadar her şey. Mesajlaşmaya başlamıştım,herkes ile buluşma ayarladım. İzmir de karşıyaka dan bir grup ile tanıştım.Tren garının orda anlatmaya başladılar. Herşeyi planladıkların ıBelirttiler. Önce gemi ile italya ya, daha sonra ise; bütün hotelleri dahi ayarladıklarını belirttiler. Sadece ekip 1 kişiye daha ihtiyaç duyuyordu. Ama 1800 Euro veya yukarısı bi para istiyorlardı. İnterrailcılık aklıma geldi, birdenbire zenginlik olayı ile ilgisi yok.Parayı çok kısmak ile yolu çok uzatmak ile hippi olayını ortaya koymak ile ilgisi vardı. Daha sonra ilaç aldığımı belirttim. Onların ise ana fikri birdenbire şöyle oluverdi. Seni 15 gün gezdiririz, bababa olaya bak, daha sonra ise;uçakla evine yollarız, demeleri beni çok sinirlendirdi. Hatta öldürsem mi diye söylendim, içimden ama olmadı. Olmazda zaten şaka şaka:)) Daha sonra orçun vardı. Onla mesajlaşmaya başladım. O da Karşıyaka da oturduğunu söyledi. Onla mavişehir de buluşmaya karar verdik. Arabaya gidip Karşıyaka nın kıyı pazarının orda, buluştuk önce ayak üstü nereye gidelim dedik. Hemen liman aklımıza geldi tamam dedim onun arabasını izliyordum. Kırmızı ışık dan hemen önce, kavuniçi de geçti bana da kırmızı kaldı ben de durmak zorunda kaldım. O bunu görünce o da arabasını durdu. Geriye doğru geldi. Bir daha yeşil ışık ve devam ettik mavişehir limanı derken balıkçıların olduğu bölümde idik. Oturduk iskele tarafında, bir yandan da nereye gideceğimizi anlatıyorduk. Aklıma orçun daha çok yatmıştı. Tarz olsun, konuşması olsun, seçtiği kelimeler olsun, gerçekten de daha iyidi, benim ilaç sorunumu anlattım, o da hemen her insanın bir sorunu vardı, diyerek karşılık verdi. Tamam demiştim, aradığım kişi tam kafama uygun olan Orçun’ du. Bir arkadaşım daha var dedi o da yine internetten tanıştık. Kendisi Ege Ünv. den Bora dedi.Onun sınavları olduğu için, belli olmadığını ama katılacağını belirtti yine de ne güzel dedim. Gerçekten de gideceğiz, galiba dedim. Planımız ise;Yunanistan, İtalya, Fransa, İspanya, Portekiz, Almanya, Belçika, Hollanda iditabi tam da olmadı, ama neyse. Yarın karşıyaka pazarına gelir misin dedi Orçun. Orda Bora ile tanışırsın, olayı vardı. Okey dedim, saat 12.00civarları idi. Geldiğim de hemen tanıdım, Orçun’ u selamlaştık, daha sonra Bora ile selamlaştık. Nasılsın keyif hal hatır olayı soruldu, ardından da Bora yurtdışından gelen 2 bayan arkadaşıyla tanıştık. Daha sonra ise gezindik.Bora çanta olayını sorun etmeyin ben de bir tane var dedi. Orçun a bir tanesini verdi zaten bende de vardı, daha sonra ayrıldık. Ordan konuştuklarımız sadece, gidiyoruz dememiz oldu o kadar ardından da orçun ile pazara gittik. Çankaya da bulduk kendimizi 2 mat uyku tulumu alındı. bir mat ı kendisine, diğerini bora ya ardından da araştırma yapalım dedik. Artık nerde ne hosteli varsa onları da araştırmaya başladık. Amacımız burdan yer ayırtmak deği,l sadece nerde ne olduğunu görmek idi. Öyle de oldu daha sonra ise haziran ayı idi sanırım. Orçunla birlikte vize bölümüne gittik. Sabah saat 5:30 du yuh dersiniz gibi. Evet 5:30ilk biz oraya adımızı yazdıracakken, gevrek yiyelim dedik, karnımız açıkmıştı. Tekrar geri döndüğümüzde ise, 5. olduk kötüoldu, ama oldu. Girenler ve çıkanlar oluyordu, yanda ki Yunanistanlı olanlardan ve gideceklerden nasihatlar alıyorduk. Nasıl davranılmalı,içeride ne söylenmeli, olayına daha sonra sıra bize gelmişti. Orçun ilk önce girdi yaklaşık 10 dak. sonra o çıktı. Ardından ben girdim, orda biraz bekledim. İçerde de bi sıra sizi bekliyor 3 kişi kadar. Daha sonra gişe bölümünde ki kişi bana nereye gidiyorsun dedi? Sizin ülkenizi görmek isitiyorum, dedim. Mal varlıklarımı da ortaya dökdüm. Uzun lafın kısası zenginim.Apartmanlarım ve evlerimin yazlıklarımın olduğunu belirttim. Bu arada bekarım.)) Her neyse, daha sonra ordan italya ve diğer avrupa ülkelerine gideceğimi söyledim. Bunun yanın da lisansınız var mı dediler?Sadece anladığımı, izah edemediğimi, ama bazen konuştuğumu da belirttim. Ardından da tamam baktılar. Daha sonra Londra ya gitdiğimi, orda 1 ay kaldığımı söyledim. Yunanca birisiyle bişey konuştu. Cumartesi gelin, alın dediler. Cumartesi günü Orçun la birlikte yine orda idik. Aldık, mutlu ve sevinçli idik. Gerçekten de istediğimiz yere gidebileceğiz, olayı var idi. Arkadaşımız Bora aradı, ve sınavlardan geçtiğini söyledi. Biz de ona 1 aylık vizelerimizi aldık dedik. Keşke 1.5 ay alsa idiniz dedi. Onu yemek istedim bir an için olsun diyorum ve şimdi de nerden gideceğimizi konuşmaya başladık. Yunanistan diyorduk bir yandan da izmir den feribotla ama bora ile ben selanik de daha Ata'nın evine gitmek istiyorduk o yüzden dolayı da istanbul dedik zaten İnterRail biletini daha almamıştık tamam dedik yunanistan a girelim sınırdan öyle gidelim olayı geçti geçmez olaydık çok zaman kaybettiriyior diyim size İstanbul a önce bir pamukkale ile gittik giderken yahya yanlız oturur diye iddaa bile oynanmış kalleşler hep bunu yapıyorlar bana da gerçekten de yanlız oturdum daha sonra vardık o güzelim İstanbul sanki hiç görmemişler gibi çok sevinçli idim çok sevinmiştim şanlı boğazı görmek havanın güzel olması kuşların hava da seyretmesi ne güzel idi daha sonra taksim e bıraktı bizi münübüs biz orda yabancı gibi duruyorduk orçun tam bir meksikalı ben bir rus bora da bir polonyalı idik sanki. ilerliyorduk her yere bakıyorduk gençtur a gelmiştik hemen çıktık katına herkes hazır da idi o sırada hemen aldık niletleri ordan ama yarına idi her saat başı da tren yoktu ki saat sabahın 6.30 da tren hareket edecekti sığınmamız gerekti tabii ki bir pansiyona ama önce bir gezinelim daha sonra yer aramaya gidelim dedik daha öncesi karnı bi doyuralım dedik aşağıda smit kafesi vardı girdik atıştırdık sonra ise rica ettik çantaların kalması için rica kabul oldu ve dolaşmaya başladık saatlerce sonra da bineceğimiz yere gittik ve tren bilet gişesinden bilet aldık bi de orda para verdik daha sonra ise çıkışta sağ tarafta merdivenlerin solun da pansiyon var ona girdik üç kişi toplamda 35 verdik artık son aşamaya geliyoduk çantaları tekrar alıp odaya gtirdik ve kurulduk önemlileri yanımıza aldık gerisini koyduk dışarıda bir de balık yedik eskiden küçük kayıkçı tekneleri gelip yanaşırdı şimdi İstanbul Belediyesi Saolsun öyle birşey yok yazık ettiler o güzelimsi kayıkçılara da !!! yedik kılçık davar idi ben kılçıklı sevmem dedim ama yine de yedim geri çekilme olmasın dedim açtım be açın halinden kim anlar.)) daha sonra içeriye girdik orçun bira aldı her neyse daha sonra su aldık ve sabah olmuştu günün yavaş yavaş gelmesi saatlerin yavaş yavaş o saat de artık sen gidiyorsun demesi ne kadar korkunç bir şey di öyle de oldu toparlandık orçun her tarafı kontrol etti ve çıktık girdik trene hemen yer bulup oturalım dedik ama boş yer yoktu sanki ama orda bir bayan vardı önce izin aldık sonra oturduk oraya hemen tanışalım dedik kendisi de Yunanistan nın bir adasına gidiyormuş nişanlısı orda yaşıyormuş Boradurur mu o da konuşmaya başladı sohbet iice koyulaştı daha sonra ben böyle yerler var mı diyorum ki bir yandan da trenin rayların üzerinde gezinmesi tıngır edişi yok mu ne güzel diyorum içimden konuşsam daha yararlı olur mu diye düşünmedim değil.))) daha sonra ayrıldık yine Topkapı sarayını ve kız kulesini görmeden hep de böyle olur zaten ne bu olay ya ühühüh. gidiyoz ya bizler gerçekten de başlatmak istediğimiz olayın içindeyiz trenle birlikte içimizde ilerliyor artık kalbim sanki gidiyor ben de o kaçmasın diye arkasından koşuyorum saatlerce izledim o güzelliği gerçekten de Türkiye nin bu bölgesi çok güzelmiş hoşuma da gitti hani beğendim beğenmedim diye bir şey sö konusu olmadı. Evet ormanlık alan vardı dedim galiba geldik çünkü gürdü bayağı bir yer bi baktım askerlik olayı dedim ne güzel şimdi tam bir gırgır yapar bizimkiler durur mu zaten bi baktım ordan mustafa hemen hello hi how are you diyor ben ise gülücem nerde ise lam olm komutan geldi hemen sıra tertibatı alınıyor bir yandan da el sallamalar eksik olmasın gerçekten bir yanının kırmızı beyaz diğer bir yanının mavi beyaz olması ne hoş idi güzelce geçiyoruz orayı çekmek de var dı aslında çekmişimdir belki de kasetler ise orçun da orçun da asker de. daha sonra geçiyoruz az ileride bir sınır birimi var geliyoruzz oraya doğru hatta geldik yanında bir türk bir yunan var bizden önce selamı alıyorlar sonra nereye ne için gideceğimizi soruyorlar biz de doğruyu sözlüyoruz tamam diyorlar pasaportlar onlar dakalıyor biz geçiyoruz bilet bölümüne o arada tren gidiyor değiştirilme yapılacakmış onun için biz de tamam diyoruz hemen bilet gişesinden gidip olayı öğreniyoruz iki tane tren varmış birisi 3 saat sonra geliyor diğeri ise 22 de geliyormuş bu da Türk ye de ki bi başka vaka olayını işaret ediyor herneyse biz tabii orda paraları veriyoruz artık kaç euro olduğunu bişmiyorum ama az dı tabii bundan önceyi kaçırdık çıkış da türk sınırında ise 45 euro aldılar şimdi ise 70 milyon alınıyormuş hatta ordan da içcekler aldık zannedersem ama ne alındığını unuttum 2 yıl oldu siz de idare edin hadi. daha sonra tren gidiyor biz de bir yer bulmuşuz ben orda yım müzik arşivini çıkarıyorum tam tamına 15 cd hazırlamıştım keşke bir dvd olayını tanısa idi player iii olurdu o zaman 9.500 lük müzik arşivimi dinlerdim yani bence dinleyene kadar ben biterdim her neyse tren giderken orçun arka tarafta ki ispanyollarla konuşuyorlar geyik makarası olay isp. hiç susmuyorlar bora ise lonely planet delisi oldu okuya okuya bitiremedi kitabı ben de sevdiğim müzikleri dinliyorum çok da güzeldi selanik e gelmeden bora dan ses yahya olm manyak mısın niye adidas sportif ayakkabılarınla geldi başka yok du olm ne yapiyim yuh dedi olm sakın çıkarma çok kötü kokar şimdi onlar da tamam çıkarmam dedim ve çıkarmadım çok güzel ilerliyoruz ve selanik e gelmeden önce orçun direk atina dedi bora ise selanik diyip ata nın evi dedi ben de ata nın evi diyeceğime atina dedim demem de orçun etkili oldu çünkü onla gelmiştim sanki kazık atar gibi zannettim ama bi daha olsa idi selanik derdim kesinlikle. atina ya doğru tren gidiyordu bu arada bazı trenler sadece selanik e kadar gidiyormuş olm ne kadar şanslıyız ki biz atina ya kadar gittik hani indiğimizde saat 12:30 idi ne yapalım dedik önce bir nerden bineceğimizi bulduk indiğimiz tren garının arkasında duran bir tren istasyonu var yani merdivenden sağa gidin sonra sola ilerleyin 250 metre sonra sağda zaten görürsünüz gitmenize gerek var mı bence yok söyleyeceği şey çok basit interrail free muahaha ama arka sağ tarafta bir map çimiz var hemen map de anlar hehe aldın şimdi nerde olduğunu işaretle hemen ordan çıktığın gibi sağdan git daha sonra sola gir tekrar arka yolda sağ tarafta hotel leon var ona gir fiyatı ii youth hostellere göre ya da bunu anlamadıysan ilk geldiğin yere tekrar git bu sefer de yola çık ve sağ taraftan 300 metre sonra sol tarafta hotel leon yine gir oraya tamam herşeyi bıraktım ne apalım dedik hemen su alalım dikkatli olun bazıları gazozlu netural yani bildir bir olayı supermarket nerde diyorsunuz yine demi şimdi hotel den çıkın sağdan gidin ve löşe bölümü var birinici olan parkın yani basketin hemen yanında orada yol yukarı çıkıyo sen çık ve 2. den sağa gir yaklaşık 350 metre sonra sağ da ve görürsün rengi kırmızı idi hala değişip değişmediğini bilmiyorum.Geldik tren olayı ne zaman gideceğini bildiğimize göre artık önümüzde hiç bir engel yok gibi idi ne yapalım dedik artık saat 2 idi gezmek demek sabahtan başlar gün ağrıncaya kadar her yeri katetmek olayıdır bizim için tabii ki dedik elin bakalım hadi yürüyün dedik ve koyulduk yola elimizde bir harita var sadece geziyoruz haritaya gerek bile yok ana yolu bul sonra ise sağ git sonra ana meydandasın gezerken bile bir yandan da gerçekten şu an Avrupa mı burası demek hiç içimden gelmedi Türkiye nin tıpatıpı hiç birşey yok gelişmiş öğesi yok ana meydandayız güzel manitalar göremedik o an artık aklımızda bayan mı var gezmek mi var ayırt edemiyorum sadece bakınıyorum bir tane dağ vardı oraya baktım aha dedim sezar ın kalesi bulmuştuk zaten bütün yerler o dağa bakıyor ii yapmışlar şehrin çizimini hem turistik olarak görsel bir şölen edasındaydı geziyoruz kendi rakı türü oz.. türü rakısından içtim beğenmedim burada erkekler dikkatli olun bayanlar sizi bara soktuktan sonra parayı size ödettiriyorlar zaten Türkiye de bu hep den vardı. Şimdi ise meydanda yemek yedik ardından da ezdik dolaştık fazla da değil oturduk bi kaç yere seyrettik macdonalds a gittik baktık 0.50 cent ya aç olayında değiliz artık gezmeye baktık dolandıkça dolandık sonra hadi yerimize geri dönelim bu arada benim harita ile aram hiç yoktur çünkü harita gittiğim yeri hiç unutmam beni oraya brakın tekrar geri dönecek kadar vay be ne sistemim var her neyse döndük geri yarın ile ilgili hiç birşey kurmaya gerek yok zaten gidilecek yerler belli hepten dağ ve çevresi ondan sonra işte pazar olayı o kadar çünkü gün olarak pazar dayız şansızdık gün yönünden herneyse sabah uyanmışız hemen duş alındı sırayla ardından da üstler giyildi hadi dedik dolaşalım dolaşıyoruz dağa çık tam ileleyecekken bir dede bize seslendi merhaba siz Türk müsünüz demez mi evet dedik olm siz salak mısınız niye şapkasız geziyorsunuz dedi kimse de pek şapka bulunmadığı için dedik hayır dedi öğlenleyin bakın yerli halk yok niye mi çünkü hükümet çağrı yapmış bu saatte sokağa kimse çıkıp da ölmesin diye anladınız mı tamam dedik pek de takmadık sonra ayrıldık işte bu gibi girişlerde öğrenci bileti çok işe yarıyo indirim var diim bi daha ki girişte lütfen sahte kullanın bişeye baktıkları yok nasıl olsa hostellerde ise bakmıyolar belki de biz rastlamadık şansımız ne bol imiş gezdik gezerken dikkat edin taşlar kaygan orçun ise girmedi o bu gibi yerlere hiç girmedi zaten.((( daha sonra dolandık pek birşey de göremedik hala anlamadık niye mısır çağı burda da var diye ve bizim heykellerde orda vardı kaçırmış olabilirler. gezdik çıktık dışarı orçun orda oturmuş ne zaman gidelim sorusunda zaten orayı bir tanıyamadık 2 iyi gezemedik çünkü birimiz dışarda bu bize göre değil düşününce anlarsınız. bababa hehe her neyse sonra ise tekrar aşağı indik ve dolaştık pek de birşey yoktu barlara girip oturduk gece de yattık olay bitti. Yarın sabah olmuş ne yapalım demiyoruz çünkü patras a gidiyoruz artık hemen trene geldik oranın nescafe gibi ama köpüklü bir coffee olayı var için derim zaten sabahları herkes onu içiyor ya trene biniş o biniş uzaklışıyoruz ordan.tren yine yine çufçuf ediyor uzaklaşma var bi yandan da oturmuşuz güzelce gidiyoruz 5 saat sonra ordayız patras dayız patras a gelmeden sağ tarafa bakın orda bir köprü var güzel bir köprü çekin fotoğrafları patras kıyı limanı olan bir yer artı ticaret merkezi biçiminde yerler var gidin gemi bileti almaya diyin ki onlara interrail free olun sadece vergiyi ödeyip çıkın geminin her tarafını kullanıyorsunuz çok acaip öbür insanlar da interrail kullanıyor mu acaba??? freeshop lara girin herşey var çok güzel zıkkımlanın ben öyle yaptım 3 tane şampanya burda 40 ise orda 5 çok küçük bi masraf oluyor kaçırmayın derim biz geminin arka güvertindeyiz 3 tane yer bulmuşuz çok da güzeldi yazdı be abi yan tarafta ispanyollar arka da italyan bayanlar onlarında arkasında iki güzel bayan her neyse akşam olmadan konuşuyoz ama dedim ben dedim de kafalarına ediyim olmadı gittiler de 2 italyanla konuştular arkada ki almanlar daha güzeldi akşam olmuş en sonunda dayanamadım gidip sorduk konuşalım mı diye cevap şu idi Türkçe hali keşke bizimle konuşsaydınız biz öyle bekliyorduk ama sizin onlar ile konuşmanıza bir anlam veremedik iki kafa atardım 3 tane de rövaşata ben bu olayın içine diyorum başka birşey demiyorum artık öyle değil mi. Bu kızlar akşam bize italyanlar birlikte coffee olayı yapalım bizim eve gidelim demişlerdi sabah oldu baktım ki o da ne arabaları ile el sallayasallaya gidiyorları muhahaha:)))))))))))))))))))))))))))) Yunanistan The End. DipNot: Yazım yanlışlıklarından ötürü kusura bakmayın bu arada bol bol dondurma yedim hatta patras da bi supermarket var orayı da hemen tarif ediyim otobüs garı var sağına gidin yukarı bil yol çıkıyor cadde üzerine geldiğinizde karşıya geçin ara yoldan gidin 2. apartmanın altı saygılarımla alın dondurmalar çok farklı idi sevmiştim onları ben.
Patras idi geminin akşamı ile sabahın bir olduğu bir zaman dilimde bizler duş alımına çıktık gemi kız veya erkek göz etmeden duş kabinlerini aynı yere koymuş idi ne hoş.:))) daha sonra sabahın oluşu free shoplardan en son alışlarımız ben cote d'or istemiştim ve almıştım yanında da içki çok iidi yaww. daha sonra ise gemi limana yanaşmaya başladı herkes italya ya giriş yapmıştık kıyıya adım atar atmaz bir sıcaklık bizi kavuruyordu bunu hissedeceksiniz onlarca kişi orda bekleşiyordu niye olduğu belli değil gibi düşünenler bizdik anladık ki minibüsler gelip de bizleri alıcakmış bekledik geldi herkes girdi biz de arkada 3 bayan kalmıştı bi ara düşündüm yoksa onlara yer mi versek diye. uzaklaştık ordan düz daha sonra da sağ yaptı bir de sol ve tren istasyonuna yaklaşık 500m kala durdu yolda indirildik hemen karşıya geçip hemen ordan ayrıldık nedense güzel bir yere benziyor gibi idi kalsamıydık acaba italya ya şimdi ise tren saatleri için hemen gişeye yöneldik sizin gibi birçok kişi de orda onlardan ya yararlanırsınız ya da bilgi alışverişi yüzünden başınız patlayabilir ehe dikkatli olun lütfen daha sonra yine trenin içindeyiz nereye gidiliyor sorusu hemen aklıma geldi hemen ordan bi yer belirledik çünkü istediğiniz saat bir yere gidebilirsiniz hemen karar verildi ve floransa denildi evet o kadar güzel bi yer denilmişti gerçekten öyle mi idi yoksa kötü bir yer mi idi bilinmiyordu biz de bunu merak ettik çıktık yola ordayız 5 saat sonra evet çok da güzel gibi görünmese de ilk bakışta daha sonra otobüs terminalini yürüdük 1 dakka sürdü daha sonra herkes bilet alıyodu saylav da tutturdu biz de alalım diye biliyorsunuz ki burda kimse sizin bilet atıp atmadığınıza bakmıyor sadece ani kontroller var o bölüm kötü işte bizler biletimizi aldık otobüs geldi ve gidiyoruz aslında bundan önce yürüyüş yaptık gezindik orda 1 saat kadar çantalar belimizde olayı ile daha sonra bize bir camp dan bahsettiler ama oraya otobüsle gitmenin daha ii olucağını vurgulayınca biz tekrar geri döndük ne diyelim daha sonra kamp dayız herkes indi sırtımızda yine o ağır yük vardı kapıdan girmeden şöyle bir yazı dikkatimizi çekti eyer çadırınız varsa ücret de azalıyor yoksa 15 euro veriyorsunuz olayı varsa da 6 euro idi biz de düşündük şimdi çadır al gel çok iş dedik orda verdik hemen bir yer buldular yine çadırlı bir yer kavuniçi idi çadırlar çok da şirin oraya ilişiverdik hemen yine duş aldık giyecekleri yıkadık daha sonra da akşam oluyordu zaten bari camp yerinin barında takılırız dedik oturduk bir bira filan daha sonra zaten benim kameramla ben iş başındayım çekiyorum ilk başta dikkat etmedim ama türkçe sesler duydum ilgilenmedim o arada orçun ile konuşuyorduk zaten diğer bir yandan da bora bi başka kıza writer olayını gerçekleştiriyordu kızlarda tam bir discotek havası vardı bana göre değildi zaten Türk dedim ben de kalırdım gerçekten arka tarafın türk olduğunu anladık hemen orda tanıştık İst. dan dı yanlış hatırlamıyorsam onlar da meraklarından yola çıkmışlar ve buraya gelmişler yarında roma ya gideceklerini söylediler ne güzel dedik akşam saat 8 civarı manzara bi harika idi biz hala yukarda idik sanki bizi bir çekim gücü elinin altına almışdı daha sonra hadi diyip dolaşaım dedik biraz yandan çıkıp sağdan gittik hemen yanımızda bir restraunt varmış ne de güzelmiş oraya gidemedik param onu kaldırmaz diye olsa gerek gerek.)))) fazla takmadık çöplerden yedik yediğimiz kadar daha sonra heryere bakan bir meydanın tam üstündeydik ne yapalım dedik geri dönüp en iis sabahtan yola çıkalım zaten kitabımız olan bora da yanımızda idi hehe sonra ise oturduk tekrar aynı masaya hiç kimse yok gibi idi camp yerinde bi bayan yanımıza geldi birşeyler zırvalıyordu meyersem öğretmenmiş buraya gezmeye gelmiş bu camp da kalan birisi o da bizim gibi bizden sigara için ateş istedi ateşi verirseniz sizinle herşeyi yaparım demesi de cabası galiba olsa gerek orçun yok dedi benim ilk baştan içenlerle işim olmaz dedi bi an da orda mum oldum ben de sarılması hoş idi ama olmadı yanda ki 2. masaya gitti orda 2 erkekle konuştu hemen muhabbeti kurdu son gördüğümüz ise 2 erkek bi bayanla uzaklaşıyordu gerisi size kalmış artık. sabah olmuş böyle alt tarafta bi supermarket gibi bi yer var aldık yiyecekleri ordan artık gei olayına bakıyoz tamam dedik yürümeye başladık yürüyoruz çıkış da sağdan 250 metre sonra meydan var sanki bir kafesi andırıyordu bakınıyoruz her tarafa bizim gibi bir çoklarda orda bakınıyorlar zaten hemen bizim dallama atladı bir büyüteç olayına bedavayı buldu kondu bi amle ile de işi bitirdi kapandı olay hemen bora dan cevap geldi bir türk ün yapıcağı işte bu kadar olur olayına orçun dan karşı atak olm değdim gitti olayı ben ise bunları halen kayıt ediyorum bıkmadan. aşağı doğru inmeye başladık ama oranın güzelliği bir başka yukardan gideceğimiz yerlere bakıyoruz en önce şurda ki köprüden geçelim diyoruz ondan sonra halk bizi götürücek zaten diyoruz ve ilerliyoruz çöp diye birşey yok idi o kadar çok şey var ki yeşillik bol idi belki de trustik bir yer olduğu içindir kimbilir sonra ise aşağıdayız soldan ilerliyoruz hemen 400metre sonra sağda ferrarinin garajı var hayretler içindeyim en sevdiğim yerlerden birisi de odur ferrarinin müzesine gidemedim ya hadi neyse ilerliyoruz hemen sağda ki dönemçten dönüyoruz işte o ünlü köprüleri adını bilmesem de güzel dondurmaları var diim alın ve yiyin ben ise çok çikolata merakım olduğu için sırf çikolatadan aldım öbür tadlardan mahrum kalsam bile çikolata benim için vazgeçilmez bir aşk gibidir var mı böylesi canım her neyse hemen orta tarafta su alanı herkes ordan dolduruyor zaten italyanın her tarafında böyle doğadan gelme yerler var çok güzel bu olay bence köprüde ki evler de ise eskiden yapılanları size anlatıyordu güzeldi yani bence daha sonra şehri gezmeye başladık bir yerden bi başka meydana giriyorduk şık pazarlara resim çizen insanlara kadar her bi yer meydan gibi idi adeta ondan sonra bi kapı gördük kapı saf altından diolardı o zaman niçin korunmuyo aptalca buldum olayı kesin sahte idi korunmaması buna paralel bir belge gibi duruyordu adeta daha sonra hemen klisenin sağına geçtik o arada artık benim ayakalarım kötü kokuyodu hissetmemek elde değil taaa Türkiye den beri aynı şeyler ile geziniyorum insan küçülse bayılır gider yani o durum az iler de bir adidas mağazası vardı ona girdik tolga bir tane al dedi ben ise okey diyip üçümüz girdik içeri olm dedim öğrenci indirimi var mı yoksa almam dedim olm manyak mısın sen dedi burası Türkiye mi dedi seçmeye başladık yeni bi ürün gördüm çok da güzeldi hoşuma da gitmişti dedim hemen bu kaç lira hemen cevap verdiler 75 euro idi orda zaten Türkiye gibi pahalı şeyler yokdu hemen okey dedim çünkü ayağın içine oturması bırak ayağım soluk almış gibi idi orda öbürkülerini sardık acaba dedim kargo yolu ile eveme göndersem olur mu ya bi de kargocu ile mi uğraşıcam çanta arkası ağırlık olucak ama olsun dedim bi ana hafifledim gibiydim daha sonra arka sokakları aynen beyoğlunda ki inşaat çalışmalarında yerin yara alır gibi insanı da bedenen etkilemesi ile herkes çok güç hareket ediyordu her yere bakmıştık bütün yerleri geziyoruz en sonunda bir yer bulduk girdik o cafeye hemen oturup internet olayına başladık çok ilginç bi yer idi çünkü dükkanın ilk sağ tarafında şaraphane vardı sol da ise int. cafe ilginç di yani ya da bana öyle gelmişti. ordan çıkmak istemedim çünkü int. hızımız 5mb idi ya da hafıza kaybı yaşıyorum artık olayında yurdum insanına bakıyordum kuzu koyun olayı hafif kalıyor yanında ordan sağ yapıp ilerliyoruz sol dönemeçte bir interrail grubu çalgılı kemanlı filan grup oluşturmuşlar hem çalıyorlar hem de para topluyorlar aferin gruba tebrik ediyorum kendilerini de burdan daha sonra ana meydana geldik baktık her yer kabalaık şimdi görün olayı şuraya oturalım dedik birden bire dükkanın sahibi temizleyeceğini söyledi çaktınız mı köfteyi insanların ordan alışveriş yapmasını istiyor oturup önünü kapatmasını değil biz de küfür edicekken birden bire Türk çıktı işte işte bir Tğrk zekası burda da araya girdi herneyse çıktık yine dolaşdık sonra üst taraflara geldik ne yapalım dedik çıkalım dedik her bir ağazdan bu geliyordu hemen akşam trenine binip gidelim burdan nereye olayı geçti roma dedik tamam dedi grup roma ya gidiyoz yine tren koşturması filan girdik içeri bize de hep boş yerler geliyo hem de ranzalı acaba o trenler bize şans eseri mi geliyordu yoksa biz mi şanslıydık anlamadım gitti neyse roma int. istasyonuna gelmeden kendini belli etti köprü ayakları ile belli etti gerçekten de ben buyum diyordu bi bakıma biz çıkışta hadi dedik yine arıcaz hostel olayını ama hiç meraklanmayın bu sefer çok farklı olucak çünkü 131. sokak tan sonra 132. sokak gelmiyo ehe 75 geliyo ne garip değil mi biz bulana kadar yer değiştirdik denilebilir bi ora bi bu bura en sonun da 139 du zannedersem oraya girdik hostelin dolu olduğunu fakat alt da bir teyze hem hostel den para kapıyo bir yandan da yasak çalıştırdığı bir ev vard ordan ne kadar güzel be ben o teyzeyi sevdim ya akıllıca gidiyo her neyse asansör paralı ulan ne üçkağıtçılık var idi ilk gidiş de teyze gil bedava çıkarttı o bize yetti.herkes yataklara giriş yaptı ne yapalım dedik yarın ve öbürgün için hemen bir yeme hazırlayalım ama önca supermarket bulmalıyız dedik aramaya başladık sokağın yan tarafında doğal su çeşmesi bulduk bu birinci şans idi ikinicisi ise bizim oturduğumuz yerin sağ tarafında ağaçlık bir alan var orda hemen sağa girin yol kapalı gibi durur ilerleyin sağ da ise supermarket ne garip yerlere koyuyorlar değil mi gözüken değil de gözükmesin için bi gayret vardı bunlarda da kafayı hepten sıyırmışlar hemen tost ekmeklerini balıkları çikolataları aldık sardık bi çanta vardı ben onun içine attık hepsi çanta çok kötü koktu onu bi daha görmedim taki 2. çıkışıma kadar her neyse herşey çok değişikti tuvalette bile kıç yıkama yeri ayak yıkama yeri duş yeri yan her bişey vardı güzeldi bi mutfak vardı ama mutfak ise çok değişikti herşey üstüste girmişti ben bi an akılhastahanesi sandım orayı da çıkdık dışarı oh be dedik ne güzel yer imiş aşağı doğru indik birazdan roma nın collesumu sonra bilmem neresi geldi hepsinie giriş yaptık Bora daha önceden burda olduğu için o bizden ayrı takıldı gezdik gezdik kliseler olsun diğer bütün eserler birbirinin kopyası niteliği özlelliği taşımakta herşey aynımış gibi koymuşlar tabii trustik salaklık nitekim bi klisye girdiğiniz de klisenin camlarına dikkat edin bir olayı anlatıyor size önce den yaşanmış değişik olayları adamlar ne ilginç gelirde bu insanları çeker diye camlara koymuşlardı artık onlara baktık daha sonra zıkkımlandık çıktık dolaştık ileriye gittik geriye gittik artık akşamın tam olarak seyrinde idik bir pizzacı bulduk girdik roma da hemen sağ taarafında ise dilek çeşmesi vardı pizzacı çok güzel yapıyordu hemen bitirdim o anı hiç unutmam anlamsız şekilde ağladığım tek gündü ben de nalamdım zaten neden ağladığımı da ne oldu dediler galiba sinir harbi yaşadım kendi içimde daha sonra ise merdivenlere filan gittik orda da oturduk bakıyoz her tarafa çok güzeldi orası hoşuma gitmişti hatta bi olay dahi oldu bir zenci orda içkili idi birşeyler diyor herkesi korkutmaya çalışıyordu diğer bir yanda da bir grup vardı onlar da ona destek veriyorlardı birdenbire polis geldi gçz alımına uğraştırdılar grup birden bire yuhhh yuhhh yuhhh çekmeye başlayınca halk galyana geldi ve herkes hep bir ağızdan yuhladı birdenbire polis şaşkınlığa uğramış idi polis birşeyler dedi galiba emin misiniz sorusundan okey filan diyip basıp gittiler alkışlanmalar oldu o kadar yani bir zenci ye bile güveniliyor ya çok ii özgürlükçü yaşam ne güzel daha sonra ise sağa girdik tekrar dilek çeşmesindeyiz yanlışsa söyleyin lütfen daha sonra ise bizim gibi 2 bayanla karşılaştık onlar da bizim gibi idi fakat son günlerini yaşıyorlardı yarın gideceklerini söylediler orçun bu tam bana göre dedi kızlar disco bar olayını açtılar biz daha orda barı bulamadık ama sora sora gidelim dedik ama kızlar hiç değilse bulamazsak bile içkimiz olsun öyle gezelim dediler hemen orçun ile içeri girdiler orçun 20 saniye filanlığına dışarı çıktı birden Bora içerdeydi kızlar ellerinde 2 tane su ile çıktılar orçun şaşırmış vaziyete düştü kızlara su almalarını ben rica ettim dedi Bora biz şaşırdık hatta Orçun orda onu temizleyebilirdi ama oldu yazık oldu hani:))) herneyse orçun laf saydı mı bilmem ama içinden ben de yuh dedim yani ondan sonra sokaklardan herkese sora sora ilerledik yok yani koca roma da o yerleri bulamıyoz ya başka bir yere taşındılar ya da biz başka bir yere göç ettik gibi idiler. ondan sonra bari bi başka yere gidelim demeden kaybolduk dediler ben ise diyom sağdan gidip soldan tren istasyonuna varıcaz diom anlamıyolar benim harita olayım çok güçlü yani 10 yıl önce nerde yaşamışsam orayı anında bulurum bana bir yer söyleyin orayı buluyorum çok garip yani herneyse bana güvenmediler galiba sonra kime soralım filan demiyoruz yanımda duran bi lamborgini fark ediyorum o ondan sonra arka tarafta bulunan motorunda kaldı gözüm ilerledik daha sonra bir yere geldik polis binasının sağındayız birden bire yine olmadı diyolar ben bi türlü inandıramıyorum ben de boşverdim ordan bir polis arabası geçerken lütfen durur musunuz diyip tren ana merkezinin nerde olduğunu soruyorum onlar da bir benim tarif ettiğim gibi söylüyorlar daha sonra daha teşekkür etmeden Bora ile Orçun yahya saen deli misin ya sorry filan diyolar ya varya ben orda onların .............. diyorum başka birşey demiyorum bi kere bu grup çoktan kafayı yemiş bence herneyse gidiyoruz bi yere kızlarla selamlaşıp tabii gün içerisinde bizimkiler anne ve baba kardeş abi dede nine ve dost ve arakdaşlar kartpostallar gönderdiler o kadar ana yerlerde pahalı ama sokak aralarında ise çok düşük olabiliyor hatta sokak arasında gerçekten de burda supermarket olmaz denilen yerlere gidin var kuytu yerlerde hepsi daha sonra ise sabah oluyor paralar daha önceden verildiği için yatak altı görevi de orçunda olduğu için her yere baklılıyor orçun hatta her yeri topluyor bora da olm sen manyak mısın paranı verdin bi de topluyorsun olayındalar yani deliyiz bence ayrılıyoruz hemen istasyona gidip ordan da doğru venedik yapyoruz. venedik ya denizin kent ile içiçe girdiği kış aylarında ise denizin kenti devr aldığı bi yer çok güzel ilk çıkışımız akşam saat 6.30 civarları idi hemen yer bulmamız lazımdı orda bulunan bir hostelci hemen orda başka bir yer de yer bulamazsanız diye söylendi size verecğimiz yer bir ev 25 euro dedi biz zaten çok kötü bi durumdayız her gelene verecek edasıyla duruyoruz yani kabul ettik orda iki küçük köprü den sonra sol da 1 sokak ilerde o ev var ama evi gösteren hostel ise o evin sokağından girip sağdan gidin duvardan sol yapın zaten ya hotel ya da hostel yazısı orda var girin oraya bi de bu tren istasyonunda çıktıktan sonra sağdan gidin sol tarafta bulunuyor hosteller ama ben pek bimiyorum sadece duydum o kadar eve giddik ne yapılır ev de uyulur kalkılır ama burası öyle biryer değil artık bizim için açız çünkü açlık başımıza vurmuş gün de pazar artık zaten heryer kapalı pazara geçtik olm ne yapalım diyoruz sabah olmuş çok acız oraya gittik buraya gittik yok hiçbirşey pazar günleri kapalı imiş öğlenliyin saat 12.30 gibi açıyorlar bi de çıldırdık orda mac donalds yapıp 0.50 cent e 9 tane hamburger yedik içine ettik bi de oranın tam dar kapsamlı sokaklar futbol maçı için ideal bence sokaklar o kadar güzel ki belki de olabilir keşke fotoğraf makinam olsa idi çok resim çekerdi insan çok meydanını biliyorsunuz zaten gondollar var bayanlara bedava dahi olabiliyo ama erkeklere ise 75 euro yuh dedim bi kere daha karşıda ada olarak eski bir hapishane vardı. biz zaten orda pek gezmedik gondollara bak bayanlara bak o kadar el verdi ruhumuz orda bundan önce vatikan vardı sırada ama oraya gidişimiz çok kolay oldu yürüdük 1 saat bekledik girdik oraya herşey çok güzeldi kayıp olma ihtimali çok güçlü sakin olun ve ortada toplanın demiyorum gezmeye bakın yer altı sığnaklarını görüyorsunuz çok güzel eserler var gerçekten insanları hayretler içerisinde bırakacak türden eserler şahane idi bi de yan tarafta dua ediyolardı herkes bakyodu ben bakmadım içeriye atladım sadece gezindik sonra sağdan gittik bazı yerler paralı idi girmedik gerçekten o devirleri bir daha görmek mi istiyorsunuz İtalya yı es geçmeyin derim fazla da kalınca kültürünüz artıcak her tarafa bakabaka deli olma ihtimaliniz bile var kalesi vardı bilmem 5 euro filandı herhalde vazgeçtik ondan da dolaşa dolaşa bitmiyor tanrım ne yer ama trenlerde uyuyacağınız yer italya olmasın bir cafe den 10 kişi çıkardılar anladığım kadarı ile birisi hırsızlık yapmış ama kim olduğu bilinmiyor 4 tane polis önde bir de arkalarında bir polis var action olayı olacak belli biz de sanki sinemadan çıkan bir görüntüyü izler gibi izliyoruz daha sonra ne olduysa oldu biraz bulgar biraz da rus görünümlü bir 27 yaşlarında deri ceketli birisi aniden koşmaya başladı arkasından da 5 polis arkadan biri çelme çakıyor ve hırsız yerde hemen arkadan bağlıyorlar kafa ile yer birbirine bağlı halde artık o biçime gelmiş sonra kelepçe takılıp götürüldü bir olay daha akşam dı aslında biz roma ya geldiğimizde dinlenelim dedik uyuduk birdenbire iteklenme ne oluyoruz dedik polisler her 3 saat de bir kontrol yapıyorlar içi hırsızlardan korunmamız için güzel değil mi bence ii birşey. burda burası da bitmeden çok güzel olduğu gerçek siz de çok güzel yerler bulabilirsiniz. Italy The End.
Almanya yı az kalsın es geçicektim. Şimdi hatrıma geldi. Münih deyiz, artık herşey çok güzel olucağı buradan belli idi. Almanya nın yollarında sadece 1 günlüğüne günübirlik idi olayımız. Geziceğiz yine hep de sabahın 6.30 u idi. her taraf güzel girdik bir yerden bir yere diyemicem çünkü her taraf kapalı idi geziniyoruz yerler de çöp dahi yok gezindik ama ne gezinme barlara gidiyoruz şuraya gidiyoz filan daha sonra dedik ki ya biz ne yapıyoruz hiç değilse bide kendimiz olalım bu şeehirde ii dedi,k ve ayrıldık. 3 saat dolaşalım daha sonra yine buluşalım dedik ve ayrıldık orda işte ben her yere bakmaya başladım hatta orda bi silah satıcısı vardı oraya girdim adamlara eski silah tabirini almanca zaten söyleyemiyorum söylemeye çalışıyorum ,adamlar anlamıyor ben de sıvışıyorum dolaşıyorum da yine hep aynı yerler, var yanımda , önümde, arkamda birşey olduğu yok. son derece açık yani .hemen tekrar o yere geldim o arada herkes geldi açık artıma bölümüne gittik sokak üstü idi görük ben bir ara katiliyim dedim. Çünkü gümüşlere dayanamam. Geçtik ordan aşka olaylar da arar ama bu kadar işte tren istasyonlarında altında duş yapabileceğiniz yerler var. Metro sistemleri çok ilginç daha hızlılar hayatı daha ii yaşıyorlar sadece daha kolay bir yere gidebiliyorsunuz işlerinizi daha hızlı yapıyorsunuz ordan buraya burdan oraya yürümek çocuk oyuncağı.Burdan bi not daha ne yaparsanız yapın bu şey sadece 1 kerelik oluyor daha sonra ise hiç yapamaya bilirsiniz bir daha ii düşünün görülecek yerler için ise o yerleri görün, gidilecek yerleri kahve içilecek yerleri, ünlü yerleri , ünsüzleri görün, sarhoışların takıldığı, gay barların olduğu yerleri , tarihi veya sapık aleme dalın, kusun , yiyin, için, o birşeyleri yapın ben ve benim gibiler yaptılar sıra sizde ...................................................................... Berlin'e gidelim dedik. Bu sefer de çıktık yola gidiyoruz, trenle giderken tren bir yerde bozuldu.Herkes ne yapıcağız olayına girdi. Hemen konnaktör bu trenden sonra gelen ıce ıı trenine bineceksiniz demişti. Herkes bekleşiyordu. Aslında içini de merak ediyorum aynı bir uçağa benziyordu gelişi zaten, füzeydi galiba ik başta ben öyle zannettim. Sonra yanaştı herkes kapılarının açılmasını bekledi ama, olmadı. Çünkü tren merkezi olarak gideceği yer de kapıları açıyordu. Yani bilgisayara göre gidiyor nerde durucaksa orda da kapılar açılıyordu. Güzel bir özellik bu, uzun uğraşlar ardından kapılar açıldı. Merdivenler aşağı indi bizde çımaya başladık sanki çok da çıkıyoruz gibi, ehe daha sonra sağ da ki kabinlere çantaları, sol da ve sağ da bulunan oturma yerlerine oturdu gruplar çok güzeldi be. Herşey çok konforluğu işaret ediyordu. Karşı taraf ile oturduğumuz yer arasında bir masa o masanın yanları sol ve sağ olsun kulaklık girişleri var idi. Birdenbire garson geldi ve birşey arzu eder misiniz demesi ile ben şoke oldum tamam belki öbür trenlerde de böyle birşey var idi. Ama bu daha zenginleştirilmişti. Beyaz eldivenler giymişti. Siyah takım elbise vardı. Bi anlığına vay be ne oldu anam olayına dahi girdik orda. kapılar otomatik açılıyordu tuvalete girerken bile kırmızı ile kapıları kapatıyorduk tuvalet için, yeşil ile açıyorduk. En ön tarafında zaten restraunt var ama burası daha iidi. Oturduğumuz yer bile deri idi. halılar kırmızı var mı daha güzeli bundan başka. treni anlatıyorum anlatmazsam daha iii olucak çünkü tren giderken bile sanki gitmiyor gibi idi sanki havada süzülüyordu. Ben bile şaştım bu işe niye bir ses çıkmıyordu. Yoksa tren mıknatısın üzerinde mi gidiyordu? Kim bilir.250kmhz ile gidiyordu ve hızlı ve ray da artık ray mı başka bir şey mi bilemiyorum yani, en sonun da Berlin'e geldik. Berlin tren kapısından iner inmez ne yapalım dedik? burda birgün geçiririz, daha sonra ise , Hollanda ya geçiş yaparız hep bir ağızdan kabul ettik. Hemen orda locker doorlar var. Bayağı geniş idi hemen sol taraftan çıkışa doğru gelin sol da kalıyor. Geniş bir yer vadrı. Kapılar öncelikle açık oluyor bu güzel idi. Açtık inceledik, daha sonra ise gerekliler biz de kalacak şekilde, aldık gerisini de koyduk bozuk paralarınızı yanınıza almayı sakın unutmayın. Daha sonra ise akşama ayarladık olayı, ve çıktık ordan zaten saat de 6.30 gibi sabahın körü ne yapalım dedik . Biraz da soğuk idi, hemen daha koymadan hırka, ne biliyim ince ama ,içinizi ısıtacak bazı şeyler alın. Bu arada daha geziye başlamadan küçük bir yastık almaya dikkat edin lütfen. Daha sonra çıkış yapıp önce tren garının karşısında ki , mac donalds a gittik. Daha sonra ise abur cubur alıp tıkındık. Çok ilginç birşey di, kalabalıktı daha o saatte cillop gibi bayanlar da vardı!!! hani vay be ne güzellerdi. Daha sonra yemek yedik. Karnımız doymuş vaziyette idi. Hemen yan da bulunan internet cafesine girdik orayı işleten de Türk idi. (Bayan işletiyordu). Orda hemen eve, arkadaşlarıma mesaj attım bana göre artık kartpostalların ömrü digital den dolayı bitmiştir. herşey bi tıklama kadar yakındı. Neyse ondan sonra hadi dedik sağa kırdık ve yürüyoruz. Ne diyim yürü yürü bitmiyor yol. Aslında en güzel olay sadece yürümemizdi. gerçekten de modern bir çevre vardı. Her yerden geçiyoruz ben bir 3DMAX sinemasına girmek istedim ama olmadı kötü oldu benim için, ama olsun ne yapiyim daha sonra ilerledik çok gittik küçük sokaklara girmeden yol üstünden gittik ve birden bire yolun sonuna geldiğimizi anlamıştık çünkü sağ da büyük bir apartman sol tarafı ise yeşillik ilerde bir de uzun dil bir heykel üzerinde de sarı bir şey vadı çok uzak diyorum ya bi ara oturduk düşünüyoruz nereye gidelim diye o ara ben de sağa baktım o büyük devasa apartman değildi. Biraz 10 katlı idi. Oraya insanlar giriş yapıyordu. Acaba evleri mi vardı yoksa başka bir yer mi idi? Çok merak etmiştim girelim dedim karşıya gittik. Daha sonra ise içeriye ilk girişimizde dışarda bile kendini tanıtmayan yer alışveriş yeri çıkmaz mı elektronik alanda şoke olduk bi an için hemen bakındık çook güzeldi. Elektro gitar 50 euro idi yarısı siyah yarısı beyaz idi. Alamadım kırarsın dediler. Almadım ben de araba teyplerine bakıyoruz ucuz gibi idiler. Daha sonra dolaşıyoruz çığrından çıktı ama çok ucuz arkadaşlar diim bundan önce Münih den o radio için hep Orçun suçlandı hep de suçlanmaya devam edilecek. Ondan sonra çıkış yaptık ordan da . Gidiyoruz her taraf yeşillik berlin statı mı var idi yoksa başka bir saha mı anlıyamadık gezindik en sonunda durduk kuleye yaklaştıkça sanki o uzaklaşıyor gibi idi. Daha sonra ise yan tarafta park vardık oraya attık kendimizi bakıyoruz tuvalet hali ne yapıcaz dedik kuytu bir alan bulduk. İnanır mısınız bilmem ama meydan var ,trafik işaretleri var, tam yanı geli giden bize bakıyor bundan ii komedi olur yawwww. :)))))))))))))))) daha sonra açtık sofrayı bulutlara bakıyordum yeter diyordum artık nerdeyiz lam olayı geçti. bilmiyorum nerde olduğumuzu ama 2 saat oturduk orda öylesine baktık insanlara herkes yanızızdan geçiyor biz de aldırmıyoruz aten. Pek de takar gibi mi görünüyoruz daha sonra ise kalktık ne yapalım şuraya gidelim daha sonra sağa dönelim filan dedik ilerlerken de yan tarafta çırılçıplak yatan insanlar vardı bi arada aralarına dalıp soyunmak aklıma geldi niye yapmadım ki zaten ne kaybede bilirim ki hiçbirşey di ama olmadı. be gerçekten de omadı ardından bakabaka gittik. Giderken başkaları da bize bakıyorlardı o arada..))) döndük saat kaçtı bilmiyorum ama artık gerçekten de yorgun insanlar görüyordunuz terlemiştik zaman daha geçmemişti hemen trene atlıcağımızı biliyorduk gittik bir de yemek yediğimiz alanlar hep mac donlads olması beni kötü etkiledi. başka yerlere de adım atın lütfen. En sonunda yine alanımıza gittik bir yandan çevre bir yandan da güneş ama olsun varsın tren istasyonuna girdik ve ver elini Almanya için kısa konuştum çünkü çok kısa geçti benim için.
Selamlar olsun trene, yine binmeye gidiyoruz. Ne güzel binecek gibiyiz, artık sonlar da yaklaşıyor. Bugün ne idi bilmiyorum, hangi zaman ve yıl kavramı var onu da bilmiyorum. Bildiğim tek birşey var. Günlerimin çok güzel geçmesi, heyecan bitmiş bunun yerine daha başka nereleri gezsek, olayı başlamıştı. Gerçekten de harika birgün idi. Herşey çok güzel trene bindik gidiyoruz. Olayı tam başlıcakken birden bire bir gürültü koptu. Bora nerde benim biletim diye feryat ediyordu çok kötü bi duruma girmişti.Bütün interrailcilardan ve bizi dinleyenler lütfen baksın olayına girdik.Herkes bir yandan içeri bir yandan da dışarı bakıyordu. Sonra tekrar içeri girdik tekrar çantayı kontrol ettik yoktu bilet. Orçun bi de altına bakiim dedi. Orda bi ben bi de Orçun vardı. Baktı ki çantanın altında idi. Hemen orda hiçbirşey demeyerek aramaya devam ettik. Bora delirmiş haldeydi. Tren hareket etmeye başlamıştı. Konnüktör geldi ticket please olayına geçti. Biz gösterdik Bora ya şaka asisti geldi. Orçun dan al bilet kör dedi çantanın altına koymuşsun demesiyle rahat nefes aldı.Diğer bir yandan da Orçun u dövüyordu. Trenle gidişimiz 5 saati buldu. Hollanda ya girmiştik sınırları içinde Amsterdam a girmeden 1 saat önce çok güzel bir alışveriş mağazası gördüm, öyle büyük ki inanamazsınız. Girelim mi dedim olm ne yapıcaksın,olayı oldu pek de takmadım zaten. Bi yandan da cola içip, bir yandan da dergiye bakıp, diğer bir taraftan da şarkı dinliyorum. Amsterdam a giriş yapıyoruz. Amsterdam ya alkolün, uyuşturucunun serbest olduğu şehir idi. Çok sevinçli idik bu sefer aşırıya kaçıcağım tek bölge olarak görüyordum. Trenden inmiştik. Hep aynı standart hareket var tren perona girmeden söyleniyor 2 dak. sonra giriş yapıyoruz olayı gibi. Daha sonra ise bütün herkes ayağa kalkıyor ve tren yavaş yavaş duruyor. Herkes yaklaşıyo kapıya. Sanki ilk kapıyı açıp atlayan bizden bir hediye kazanacak mizahı hüküm sürüyor. Daha sonra kapılar açılıyo hızlıca tren boşalıyor. O anda bizde sıvışıyoruz. Artık dışarıdayız. hmmm önce bi oksijen içinize çekin sonra sakın üst katta ki bilgi bölümüne gitmeyin. Orda uzun uğraşlar sonucu harita alıyorsunuz. Daha sonra aşağıdasınız. Sol kapı, sizi arka tarafa. Sağ kapı ise, sizi ön tarafa yolluyor. Ön çıkışınızda ise hemen her kese bakıyorsunuz. Korkmayın sizinle birlikteyim. Öncelikle burası, yazları bile yağmur yağan bir şehir aklınızdan çıkarmayın bunları. Daha sonra hava biraz somurtgan, bazen açınca da öyle bir açıyor ki inanamazsınız. Üstünüze giyerken fazla kalın, fazla ince de birşey almayın, bunalırsınız yoksa. Karel olsun yani. Sırtlarımız da yine o çantalar var. Yürüyoruz bu sefer. Meydan dayız. Büyük çoğunluğun gittiği yere gidin yani size göre, önce sol hafif,sonra da direk sağ yapıp düzleyin kendinizi. ilerlerken de bir yandan da zencilerin elinde uyuşturucu maddeler var size satmak için yanaşıyorlar. Ne oldukları pek belli değil. Yapıcaksanız bi cafe de yapmanız daha ii olur. Ne de olsa cafeler açık. meydana geliyorsunuz.Gelmeden önce yan taraflarda seks müzeleri var görün diyorum komiklik ötesi o an gidebilirsiniz. Önce ne yapalım sorusu aktifdi. En iisi ayrılalım 1 saat sonra buluşalım olayı gelicekti. Sonra ya kaybolursak olayı geçti. O zaman zamandan çalmak için ben burda bekliyim çantalarla siz dağılın daha çabuk olur olay hem çanta derdi yok, hem de hızlanırız dedim. Olur dediler dağıldılar beklerken evlere bakmayı da unutmuyorum tabii ki ne güzel evler istediğin yerde duvara resim çekemiyorsun yasalar var olduğu için. Ama akşamları ise bi değişik tuvaletin gelse bile yılan şeklinde bi koridor var beleş gir ve işe olayı aktif. Geldiler yine ne oldu şurda bi yer var. imiş olayı. Türklerin işlettikleri bir yer gidiyoruz. Önce hello baktık. Türkçe konuşuyorlar hemen merhaba dedik. Yer var mı diye sorduk cadolaz bayan ise cadı diyelim daha uyumlu oldu hemen bize yok diyor bağırarak ben olsam orda küfür ederdim ama marjinalime uymaz ayakları çekiyorum size efem. Daha sonra ordan tekrar geldiğimiz yöne yöneliyoruz. Aslında benim orda teyzem vardı. Onu yormak istemedim hem de üç kişi idik. ayıp olur dedim şimdi.Keşke gitse imişim. Daha sonra bize bi grup şurdan şöyle böyle diyerekten bir yer tarif ettiler. Biz de okey dedik. Hatta herkesin takıldığı favori bir yer imiş. Başladık yürümeye meydandan önce hafif sol yapın, bir sokak var kemeraltına benziyor. Ama küçük girişi var. İlerlemeye başladık gidiyoruz. Bir kule var onu gördünüz mü sağa dönün derim ben. Daha sonra ise bir tane amsterdam ın o küçük köprüsünü geçiyorsunuz. Daha sonra ise az daha yürüyün, bir tane daha var sonra ise, soldan dönün sarı bir hostel ilerde sağ da duruyor akşamları ise hepden sönüktü bilmiyorum onardılar mı? İçeriye giriyoruz peşin bir kuyruk yoktudu. 3 kişi diyoruz kalmaya geldiğimizi belirtiyoruz tamam diyolar. Bu arada küçük bir not belirtiyim eyer 2 kişi iseniz bir kişiyi dışda bırakın. Kamera ile sizi hiç kontrol etmiyolar. Ama etmiyorlarda zannetmeyin sakın. Önce içeri girin ardından da 2 tane kilidi yanınıza alın bir süre sonra o kadar dolu ki orası sonra öbürüsü gelsin. Bu kadar herkes öncelikle kendine ait oda istediği için yatma sorunu olmadı biz böyle olduğunu düşünse idik. Bu hatayı yapmazdık. Sonra 20 euro ödedik. İçerdeyiz artık girişte bir yazı var. o böceği içeri sokmayın sizle birlikte bizi de yiyecek lütfen.(uyuşturucuyu) diye bir olay bence ii yapmışlar. Sol da ise bir cafe var hem kahvaltı olayı hem de bar şeklinde aşağıda ise, disco vardı ortam çok ii di anlıyacağınız. Disco ya bakmak çin indiğimizde bir cam var ortada duruyor. O camın içinde bayanlar alkolün etkisiyle ritm ve dans vardı herkes sarhoşdu daha o anda bile. Daha sonra yukarı çıktık 3. kat idi odaya girdik hemen sağ da dolaplar, kapının sol tarafında ise tuvalet koymuşlar idi. Oda temizlenmesi saat 12.00 de. Öncelikle çantalar dan herşeyi çıkarttım ve düzeltme yaptım ardından da pis olanları ayırttım. Sokak başında bir washer machine görmüştüm. Orda yıkamaya alın en güzel şekilde geri geliyor hatta boranın ki renkli ile beyazı aynı yere koymuşdu. Yeni bir akım bile başladı, o derece güzel renkler geliyor. Modayı siz belirliyorsunuz orda.(o.50 cent) Artık gezelim dedik akşam olucakdı. sabahı akşam etmek o kadar hoş ki herneyse öncelikle red lights olayına bir bakalım dedik, herkes hazırlandı. Çok süslü püslü olduk çok iidi. Hangimiz olayına girdik artık ne yapıcaz. Gerçekten de kiminle olucaz olayı da yok değildi hani. Daha sonra aşağı indik orda barış ile şans eseri karşılaştık. O da daha yeni gelmişti. Ve h.club dan bir arkadaş idi. Amsterdam da buluşacağı kişiyi bulamayınca dışarda kaldığını açıkladı biz de ona yol göstermek adına hemen tekrar dan üstte çıktık ve daha sonra ona bir tane anahtar verildi. Bir kişi 2 anahtar getirdi, olayı ve tamam dı bu sefer de biz değilde bir başkasına yardım ettik. Acaba 5 euro mu alsa idik. Barış dan. Daha sonra o da o daya geldi. Eşyalarını bıraktı görevimiz bir tek gezmek, eğlenmek, içmek, görmek di. Dışarı tam çıkarken bir türk grupla daha karşılaştık. Merhaba dediler hemen bir arkadaşlarının sızdığını (9 tane almış o madden en sonunda yerde sürükleyerek getrimişler. daha sonra yorulunca onu orda bıraktıklarını söylediler.))çok kötü bi durum. anlattılar olayın başlangıcını ise bir harita da bulunan uyuşturcunun verildiği cafeler şeklinde bir harita hepsi vardı bize de verdiler saolsunlar daha sonra araştırmaya başladık biz de ama ondan önce red lights bölümüne gittik. Ne kadar güzeller vardı zenci den tutda beyazına kumralına, amerikan tiplemesi , italyanına kadar hepsi vardı. Fiyatlar da el yakan cinsden di. Ne yapalım dedik orda konuşuyoz. Acaba öğrenci indirimi var mı dedi Orçun da gülmece yaşandı. Yanımızda bir de tiyatro gibi bir yer vardı japonların hepsi girmeye başladı biz de gülmeye.:)))) Kamera ile çektiğim anlaşılınca uyarıldım kamerayı iyi saklayın benim gibi elinizde tutup da çekmeye kalkışmayın olmuyor. Karısı ile gelen bile vardı karısının gözü önünde sevişdi. Gerçekten de alışılmışın dışı olarak yorumlamak mümkün bunu kim gider de karısının gözü önünde bunu yapar halen aklım almıyor. Karısı gerçekten de adama istediklerini veremiyorsa söylemeli bence. Her neyse adam geçti içeri arkada sarı bir ışık yanıyordu önde de bir beyaz perde var idi. sadece o ışık yanacak biçimde söndürüldü ve sevişme başladı ya felaket ortam ya diyorum size aklınız almaz bu olayı. Adam dışarı çıkarken bile karısı gülüyordu ne diim çok güzel geldi karısına galiba acaba karısı yapsa ne olurdu. Daha sonra ben de bakınırken çok güzel birisini gördüm o kadar güzeldi ki bi an için kaybettim yani o an onunla birlikte olmak isterdim... Daha sonra ise hemen bir cafe ye gittik olay geldi. herkes ne yapıcağını merak ediyordu ne gibi duygular bize verecekti. Gerçekten de bizi burdan alıp götürecek miydi? başka diyarlara gidebilecek miydik? kimse bilmiyordu merak içindeydik. Aldık içdik. aldatıldık galiba bi pok olmadı bize. 2 oldu 3 oldu olmuyor ama sonradan içki içmek bizi gerçekten de uyuşturdu ya da beni onları bilmiyorum ama daha sonra bir yerlere gittik yattık uyuduk gibi oldu kalktık ayağa geri döndük yerimize hemen yattık sabah 6.30 gibi geliş saatimizle hep aynı uyum içindeyiz artık. Yemek vakti herkes orda artı birşey daha yazılı idi lütfen yiyeceğiniz kadar ekmek alın açık mutfak ya bir de çok kişi var daha sonra ise lütfen 3 ekmek alın demesi idi bu beni güldürdü kimse kontrol etmiyordu zaten. Bana da biri gelip diyemez ki niye 3 tane yerine 5 tane alıyosun. Gerçekten kötü olur. Yemek maksadına yerim onu..))) yemek başlamıştı bal dan tut da peynire, peynirden de çikolata ya kadar ordan da nescafe ve çaya kadar herşey çok ii düşünülmnüştü hatta bi ara pencereden birisi girdi. ondan sonra pencereler kapatıldı. haha bir yere oturduk oraya 2 bayan daha oturdu hemen muhabbete girdi orçun interrail sohbeti var oldu hi filan herkes kendini tanıttı pür dikkatle birbirlerini dinliyordu olm önce yemek yiyelim dedim orçun da 2. writer dı zaten bora bile manyak mısın olm sen dedi. bıark yemeklerini yesinler. Barış halen yatıyordu. Filan tanıştılar. daha sonra ordan bir bayan her geçişinde bana bakması benim de dili anlayıp da pek birşey diyemem çok da iii olmamam yakışmadı bana ama bi daha kinde yine öğrenmedim ben böyle iim olayı. Daha ne olsun tekrar yukarı çıktık Herkes yine giyindi olayı yemekler konuldu herkes hazırdı çıkış başladı çıkışı yaptık ana sokağa geri döndük ordan hemen V.G. müzesine girdik international öğrenci kartı işe yaradı. bir kez daha... daha sonra girdik her şey çok güzeldi o ikinci katta yaptığı portre çok hoşuma gitmişti gerçekten de aynı Atatürk sanat galerisinde ki o portre gibi portre deki o kedi ne kadar da güzel anlatılmış bi an bilgisayarımdan bi parçayı satıp onu aliyim dediğim bile olmuştur. Van Gogh da ki o eser ise yeşilleri bir hatırlıyorum başka da birşey hatırlamıyorum zaten. ona bir yarım saatimi ayırdım. Alt kata indik çok güzeldi her dilin sıkça müzeye gelmeye gayret edin yazısı var idi. daha sonra dışarı çıktık. çimenli alan vardı arka tarafta oraya geçtik orda durduk. biraz oturduk arkada bir tane supermarket vardı. Hemen ona gittik. Birşeyler alıverdik, daha sonra ise aynı yerde idik tekrar. Ne yapalım demeden yatın da havaya bakın bunca zaman nerden nereye geldiğimize bakın dedim ve yattık her yere bakıyor kamera ile birşeyler yapmaya çalışıyor gibiydim.Doğrulduk yine bizle birlikte tek bir kişi o da orçun yoktu orçuna göre gezilmesi gereksiz bir yer idi. Gezdiğimiz yerler bence ise burası görülmeli diyeceğim bir yer idi. Gerçkten de çok güzel idi hatta vatikan'nın müzesi ve başka güzel müzeler de vardır da biz bilmiyoruzdur. Her tarafı bir dolaşmış artık bilmediğimiz taraf yok idi. Bi ara saat veremiyorum bir tartışma oldu. Bora yeni yerler gezelim dese de Orçun burda kalalım diyordu ben ise gezmek daha çok yer bulmak istiyordum. Bu arada Barış o kişiyi bulmuş ve çoktan ayrılmıştı bizimle. Ama orçunun dediğine de tam olarak katılıyordum. Burası gerçekten de güzel bir yer imiş hatta o ilk tren den çıktığımız yeri size belirtmiş soldan ilerlerseniz sağ da büyük bir gemi var orası hotel gibi bir yer kusmayanlar için iii. daha sonra bağrışma doruğa çıktı ben yarın belçika ya gidiyorum dedi orçun ise ben burda kalıcam diyordu. Şimdi iki ara bir dere olayı oldu zaten bunun olucağı belli idi. Nerden demeyin ben anlamıştım, allahtan buraya kadar geldik bu da iyi birşey. kendim kararlarda hep iim dir ama o gün ii mi ettim kötü mü ettim tam olarak bilmiyorum çünkü bu ayrılmak gerçekten de beni son derece üzen bir olaydı. Bora ile birlikteydim. Borayı tercihimde en büyük etken onun başka yerler gezecek olması idi. Orçun da kalmamam daki ise onun hep orda kalıcak olması idi. Gördüğümüz yerler hep orda idi burası daha değişik bir alan idi. Merak etmiştim ben de onu bıraktım. Orda ama bir anlaşma yapıldı. Biz belçika ya gittikten 3. gün yine ben Hollanda ya Orçun a geri döncektim bizim o aralar azalsa da gün olarak, Bora da daha 1 ay vardı. Daha sonra toparlandık hemen çantaları Orçun almadı kötü oldu yine benim için çünkü 3 gün kalıcaktım.... ühühühü bel ağrısı derken artık o da yoktu çok ağırlık taşımaktan artık öbür çantayı da ben almıştım iidim yani. Neyse gittik ve ayrıldık Bora yanımda idi bu sefer yanlız değildim. Gidiyoruz aman sakın central de inmeyin midi yapın arkadaşlar. midi direct merkezi işaret ediyor çünkü. Belçika ise çok kısa bir yer olduğu için birlikte anlatıyorum burayı çok küçük bir şehir hostel ise çok güzel bir yer var orası olmadı hemen orayı anlatiyim aslında önceden yazdıklarım yerlere baksanız daha ii olurdu. her neyse tren binasının sol tarafına doğru gidin az ilerde ir yer birisi aşağıya birisi yukarı birisi de yanlamasına direk gidiyo ön diyelim buna az ilerde merdivenlerde şov yapanlar bile vardı biz devam ediyoruz artı izliyoruz onları. iyi hareketler var idi. ne atlamalar ama bir an için ben bunlardan daha iyi yaparım bile diyorsunuz da aman yapmayın sakatlanırsınız sonra aman aman. ama tren istasyonundan çıkmadan kapıdan 3 metre geride bir küçük yer var ordan free map yapın bakalım. o merdivenlerden biraz daha ilerleyin az ilerde sağ da bir klise görüceksiniz uzun uğraşlar sonun da klisenin yanında olduğunu anladık girdik içeriye ben o aralar aslında dışarıda seyrediyordum güzelliği sadece sanki kopyayı çok ii tutturmuş gibiydi. Fransanın kopyası bence de..))) daha sonra ise düz gidip sağ yaptık devam ettik sağ yaptık tekrar yani kaybolduk yine biraz daha dip de bir kişiye danıştık. Az ilerde bir yer bulunduğunu söyledi oraya gittik. Orası ise tuzlu kaçtı ne verdikleri yemek ne de o da o kadar da iii değildi. herşey kar yapmaya yönelikti. Daha sonra ise gidip gezelim dedik o arada kitap da da yarın çiçek festivalinin olucağı yazılı idi çok güzel dedik o zaman önce keşlfedelim yarın da tam takır dolaşırız, dedik aynen öyle oldu miğdemiz yine açdı. Hemen bizim hostelin önünde mağaza sonra ana yol işte bu kadar küçük bir alandayız ki. ilerliyoruz ilerlerken de karnımız gurul gurul ediyordu. Bir yandan da nerde ne yemeye çalışalım dedik ilerledik. Biraz da fiyatlara baktık pahalı bir kent idi. Alınmaya değmez olayı var orda. Ardından da ne yapalım dedik şurda milletin girdiği bir yar galiba yemek olayı olsa gerek oraya yöneldik. Bir baktık Pizza Hut hemen orda bir promosyon var yazılı idi. 2.5 euro ver ye gerisi bedava çok güzel ya dedik, girdik içeri. Çok güzeldi gerçekten gerisi bedava olayı. Cola da var bunlar içinde tümler yani iide oldu yedik yiyeceğimiz kadar o arada dedik. Paket yaptırma olayı var mı diyecektik ki saçmalık olur dedik yapmadık. Ardından da ordan çıktık. Hemen sağ çarpazında bir int. cafeci var oraya girdik. 1 saat orda takıldık. Çok güzeldi gelene gidene group a email yollamak kardeşime mail yani kimler varsa onlara birer email yolladık. Burda bi not hani niye kartpostal göndermiyorum. Çünkü burdan giden kartlar evinize veya dostunuza ulaşana kadar siz gelmiş oluyorsunuz da ondan ben daha eve yeni geldiğim de kartpostal da benden sonra ki gün gelmişti.:)))) Herneyse daha sonra ne yapalım dedik. Yine ana meydana geldik. Ordan şurda bir yer var dedik yukarı doğru gidiyordu. Biz de tırmandık az gittik uz gittik dere tepe düz gittik. Sonun da hem bir botanik çiçek parkını hem de yolun sağın da mercedes müzesini bulduk. Çok da ii oldu güzel bir koku vardı ne olduğunu bilmediğim bir çiçekdi. Keşke kökten biraz alsaydım iyi olurdu. Neyse orayı aştık. Müzeye giriş yaptık hemen ilk göze çarpan o muhteşem araba idi. Beni gafil avladı altta ki ise beni bitirdi. Ben ona o bana bakıyordu. Hız tutkunları için ulaşılmayacak bi araba olarak düşünülse de orda ki bi arabanın fiyatı en az 55.358 euro dan başlıyordu. Bi de burda bizim ki gibi vergi yoktu.inceledik mahal zengindi. Herkes arabanın içine binememekten şikayet ediyor cinsdendi. Daha sonra ise yola tekrar çıkış yaptık sağ tarafta bir klise vardı yolun sol kesimdinden gitmeye başladık. 4 km sonra ana meydana vardık.Fazla mı attım 6 olsun:)))) Sonra orasını aslında müze sananlar tek biz değilmişiz. Orası bir Mahkeme imiş. Pek de yanılmışız canım ne olsun. Arada bir buda olucak artık. Daha sonra içinde pek çok güzelliğe rastladık bayağı güzel idi. Gerçekten de süslemeler olsun adamlar ii yapmışlar hatta yeter dedim kimse yok güvenlikte yok sırayla mahkeme odalarına girmeye başladım well di yani güzeldi içime sindi doğrusu gezindik birşey bulamadık ne yapalım sorusu geldi aklıma hemen şu festivale katılalım dedik dışarda ise sağ kenarda her tarafı gören bir bölüm var uzunca bi süre seyrettik ondan sonra ise aşağıya indik bu sefer yol değiştirerek gezindik. Bu sefer harbiden kaybolduk ama bir alana girmiştik alanda ise kanepe t.v buzdolabı var idi. İnsanlar kullanmadığı eşyaları buraya atıyhor olsa gerek. Olarak düşündük. ve devam ettik. Az ilerde yol da bir sürü kişi sağ dan gidiyordu biz de onların arasına katıldık devam ettik sağdan gittik gittik ve en sonun da en büyük meydana ulaşmıştık gelmeden önce bir bayan mı desem çocuk mu desem ona dokununca dileğiniz kabül oluyormuş. Batıl inanç meselesi ama ben çok dilek diledim ama bi tanesi bile tutmadı ama şu aralar tutucak ya da ben tutucağını zannediyorum. Her neyse daha sonra ise meydanı görüyorduk bu sefer de adım attık herkes gibi yerlere çiçeklerden bir sima birşeyler oluşturuyorlardı ben orda çiçeklere acıdım birşeyler için kullanılıp daha sonra atılacaklardı çünkü çok kötü oldum herneyse daha sonra ise herkes gibi ben de onları çektim yerleri taşları çektim. Ama bi türlü o güzelimsi bayanları çekemedim ben baktım bu yeter diom size. Daha sonra ise gittik bi bar vardı orda içkimizi içtik. Hatta içerken bayan hala bana niye bakıyor analamdım yüzüm mü çok hoşdu yoksa evli olduğu ile daha önce den bir çocuk dünya ya getirmiş ortaya ben çıkmışım da bulanamayan şimdi ise bulunan mı bilemiyorum. Yani çekicilik orda ki saçlarım bambaşka idi.Düz değil de arkaaya doğru son derece yatık idiler çok hoştu benim için. Bu arada Amsterdam da bir kuaför parası ile ne yapılır bilemiyorum bi ara saçlarımı kestiriyim dedim. 15 euro dan başlıyor 75 euro ya kadar gidiyordu. Bilet satın alır gibi hissettim kendimi. Girmedim delimiyim dedim giricem de para vericem. Daha sonra ise artık ne yapalım diyorduk gezmek bu kadar imiş burda da hemen bir yere gttik sabahın körü idi. didelim olayı vardı. Sabah yemeğine gelince hiç bulaşmayın derim ben bu da dipnot burdan çok kötü iğrenç hatta. Akşam bir mağazaya giriş yaptım mağazada o kadar çok güzel hırka ve eldiven vardı ki kumaşı çok güzeldi. Ok umaşın adını hatılamıyorum ama, aldım. Bi sakıcası da aldığımın yerin o kadar ii olmasına karşın bunları bizz mi katlıyıp paket haline getircez sorusunun Bora dan gelmiş olması idi. Ama orda ki olay ise bir başka idi. Eyer paket yapılmasını istiyorsan onun için de para vericeksin olayı var idi..)))) Yani ne desek sizce. Her neyse çıktım mutluydum çok güzel hediyeler almıştım kardeşime. Anneme sıra gelicek onu es geçer miyim!!! Daha sonra ise yattığımız yere gidip ordan da eşyalarımızı hazırladık en son olarak da çıkışımızı yaptık burdan bi nasihat daha size ben de o ara 25 euro yu masanın üstüne koymuştum orda ikimiz vardık bi 3. kişi daha gelmiş biz yokken arap masanın üstünde olan parayı aldı galiba göremedim ama onda olsa olmasa da suç ben de yine neyse eşyalarınıza sahip çıkın onları koruyun ve korumayı bilin. Hostel den çıkış yapmıştık, ilerliyorduk ve bir yandan da ben Bora ya sen ne yapıcaksın diye soruyordum o şu an için polonya diyordu en son haftasını fransa nın gitmediği yerlerlerine saklıyormuş ii dedim. Beni trene bindirdi o arada kulak işareti yaptı çok geç anladım kulaklığı ben de kaldı ehehe. Daha sonra verdim ama bunu unutmasın. Sonra ise trende sadece ben vardım ve gidiyordum. Tren gidiyo ben ise insanlara bakmaktan artık sıkılmıyordum daha komik geçiyordu benim dergide okuduğum olsun.Cem yılmaz ın espirileri olsun bayağı beni gırgır şamata olayına dökdü, içimi gülmekten herkes ne oluyo anlamında veya daha değişik cümleler de bulunuyor olsa gerek. Geldiğimiz de trenden indim. Daha sonra Orçun'u gördüm nerde idin ne yaptınız olayına geçti. Ben ise pek birşey yapmadık dedim. Eğlendim çiçek festivalini gördük. O kadar dedim .O ise keşke benimle kalsa idin. Ben burda çok güzel bayanlarla tanıştım hatta o kaldığımız hostelin yemek veren görevlisi ile tanıştım olayı bitirdim dedi. Çok güzel dedim birisini bulduğuna sevindim. Gerçekçiliği tartılışır ama ben inanırım. yani tamam dedik biraz sıkıldık ama Bora nın o güzelimsi bize özgü tek cümlesi olmasa gerçekten de Amsterdam a aynı gün içerisinde tekrar geri dönerdim. O söz beni hasta ediyor gerçekten de. Daha sonra ise burda birgün daha kalalım dedim Orçun'a o ise gidelim dedi gün olayı yönünden düşününce doğru hamle idi aslında yanlış da olabilir. Çünkü biz zaten İtalya ya geçtiğimiz zaman bir internet cafesin de 1 aylık periyodi için uçak rezarvasyonu yapmıştık.www.corendon.com dan. 69 euro tuttu. İçinde uçak benzin parası da dahil idi. Her neyse çıkışımızı hemen yaptık ve yola koyulmak için tekrardan trene bindik.Amsterdam The END. Dipnot: Orda ki bir yerden size bahsetmiştim sokak arasında ilerleyip kulenin sağından dönün bir köprü var, demiştim o köpriye gelmeden önce yine o yolda sağ kenarda bir yol var patates ama uzun patates yapıyo çok güzel idi fiyatı da 0.75 cent o kadar gez toz bir tanesini ye kesin doyuyosun. Sonra ise Yine o meydana gelip bu sefer de sol çapraz yapıcağınıza sağ yapın ve ilerleyin az ilerde sol tarafta eski günler anısına eskiden ne olmuş ise size bilgi veren bi kültür sarayı var girin oraya onun hemen ön tarafında ise antika dükkanı var biraz daha yürüyün yine sağ da 2 eşcinsliğin işlettiği bir mağaza var çok güzel eşyalar vardı. Beğendim gerçekten tuttum orayı. Daha sonra ise sağa gelin ve sağ a giriş yapın ağaçlarla bezeli bir yer görüceksiniz orda ise bazen resimciler oluyo bazen ise sanatçılar ben hiç birşeyden etkilnmem diyerek duranlar vardı. Orda bir de cafeler var ünlü biraz onlara gidin hatta başka yerler varki orayı tarif etmek çok zor olduğundan bulun derim eskiden orda yaşayan insanların gerçekten evlerini gösteren bi yer hatta biz oraya gittiğimizde, Orçun oraya girmek istemişti bazıları tel örgülü idi. Yapım çalışması Orçun'u yıldırmadı. Daha sonra ice cream lardan yiyin derim hepsini denedim bu sefer çikolata aşkından da vazgeçerek denedim birbir. Güzellerdi hatta hergün 2 kez almaya başlamıştım. Bir alışkanlık yapar oldu. Tekrar o köprü bölümüne gelin ve geçin hemen sağda durakların ardında bir supermarket var girin oraya bir içeçek var kutu için de satılıyor ve o kadar güzel ki ismini unuttum. Ama Türkiye de satılmadığını belirtmişti, Barış ben ise limonlusunu içmiştim. Şahane idi. Bayıldım. Gezin o kadar çok gezin ki göreceğiniz yerler artarak gidiyor o kadar çok şey var ki inanılmaz gelicek cinsden.
Eindhoven a hareket için tren e gittik. Tren de bizi bekler halde idi. İçeriye girmiştik. Daha sonra ise yine çantalar üst tarafa konuldu. Tren o kadar boştu ki anlatamam. Hatta Orçun, benim delice fotoğraflarımı çekmişti. Piyasaya sürdümü bilinmez. Hatta bana bundan 6 ay önce bir olaydan bahsetti. Bir muhabette geçmişim. Benim o kadar deli bir arkadaşım var ki, onun resimlerini görsen gülmekten kırılırsın demiş. Kız da bunu diyince yapma yaw olmuş Eve götürüp de benim fotolarımı gösterince kız gülmekten altına kaçırıyomuş az kalsın. Hehe olm, ne çılgınlık olmuşdu. O resimlerde yahu. Ne iiidi. Daha sonra ise tren Eindhoven a gelmişti. Akşam 12 idi. Hemen otobüs garına gittik, belki bi otobüs yakalarız diye. Fakat Havayolu gece çalışmadığını orda ki polislerden öğrendik gece gitmenin tehlikeli olabileceğinden de söz ettiler. Bizimkisi o zaman burada kalalım dedi. Hemen mat ve uyku tulumu, çıkartıldı. Bu arada bozuk paralara bakıldı. Her şey alınmış gibi idi. Sanki bişeyler unutulmuş hissi vermiyorda değildi. Bi an da anladık ki bozukları almıştık, ama tamlar çantayla beraber lockrlı dolabın içindeydi. Tüh dedik artık bozukluklar ve çantamın içinde ki o metobolizmayı güçlendiren kokularla idare etmekten başka şansımız yok idi. Çok garip ki orda, tuvalet bile bulamadık gidip açık alanda işeme zulmünü gösterdik. Hehe ondan sonra bir şeyler aldık orda ki 0.75 , 0.50 cent veya 1 euro yazan yerlerden yiyecekler aldık. Biraz da içecek almıştık karın artık dolmuştu orda oturmayalım diyerekten. Yürümeye başladık. Bir yere gittiğimizi hatırlıyorum. Bi bowling yeri ama içeriye de giremedik. Öyle sesler geliyodu ki dışardan dahi duyuluyordu. Bir de insan huzurunu bozmak derler. Bu da onların bi türevi sayılırdı. Daha sonra orayı göremeden içerisini. Tekrar aynı yere geri geldik. O saatte bile dışarı da dolaşan bisikletli kişiler olması çok değişikdi. Her neyse ne yapalım demeden hafif esnemeler ve yıldızların da görünür olması tren garının içine girdik. Hemen matlar açıldı, uyku tulumu serildi. Birdenbire 3 tane bayanın seslerini duyduk. Türk düler. Orçun sandalye de ben ise matla uyumlu hale gelmiştim. Uyucaktım. Göz işaretlerini yaptı. Ben de hem onun göz işaretlerine, hem de gülmemeye çalışıyordum. Kız uyanık olsa bunlar Türk olabilir ne dersiniz? Yok baksana birisi tam bir Meksikalıya benziyor, diğeri de Rus olsa gerek. Tamam dediler. Başladılar konuşmaya. Ortada ki Öncelikle o çocukla ben ilişkiye gireceğini söyledi. Öbürüsü ise bilemediğini ama içki içeceğini dile getirdi. Diğeri ise oraya nasıl gideceğinden söz ediyordu. Ortada ki yine şunu söyledi. İçki içersen muhabbet koyulaşır. Yaparsın çok da güzel oluyor dene dedi. Öbür küsü bilemiyorum olayına daha sonra sağ da ki tamam dedi deniyelim o da tamam dedi. Daha sonra ise Telefon geldi. Şu an nerdesiniz olayı geçti. Garda beklediklerini belirttiler tamam hemen gelip sizi alıcam dedi. Aradan 2 dak. Sonra babası arayıp nerdesiniz sorusu yinelendi. Onlarda garda olduklarını bir kız arkadaşlarının yanına gideceklerinden bahsettiler. Babası da ben götürürüm diyerekten geliyorum dedi. İşte olayın başlangıcı demek baba, güvenmiyor ki geliyor ya da bir şeyler olur. Olayı var onda da her neyse kızlar hemen arkadaşlarını arayıp babam geliyor diyor arkadaşı da bi kız arkadaşının ev adresini veriyor. Hemen adresi aldıktan sonra. Babası dışarıda beklediğini söylüyor. Biz de olanlara şaşıyoruz. Bir kere daha biz de ki toplumun gerçekten de Modern olduğunu zannederken bunlar daha yalancı ve üst model bi beyne sahipler galiba giderken de nasıl sevişeceksin, muhabbeti geçiyor. Artık gerisini siz düşünün yani. Birden bire bir süpürge aleti hemen dışarı attılar. Biz de 15 dak. Başka bir yere geçtik. Ondan sonra tekrar içeri alındık. Orda başka bi grup ile tanıştık. Hello mello diyerekten. Onlar da İngiltere den geliyolarmış. Avrupayı tren ve uçakla ziyaret ettiklerini, ama en çok uçakla daha keyif ve zaman dan da çalıntı yaptıklarını söylediler. Orda promosyonlu uçak bileti almışlar. Biz de merak ettik nereleri aldınız. Olayını sorduk. Onlar ise İtalya, İspanya, Portekiz, Hollanda, Fransa ve Türkiye olduğunu ama ödedikleri ücretinin de siz ne kadar aldıysanız. Daha düşük olduğunu belirttiler. Biz ise 69 euro benzin de dahil alış yaptığımız belirtik. Çok fazla dediler. Tahin etmek gerçekten de zor idi. 6 Euro dediler. Yanlış duymadınız. Ne bu ya olduk. Onlarda belirli havayolu şirketlerinin ayda bir promosyonlu bilet satışı yaptıklarını ve bu biletlerinde 1 Euro dan satıldığını belirttiler. Biz ise havayoluna gittiğimizde sadece bir ülke gezeriz diye düşünmüştük. Son anda, bir kampanya olduğunu öğrendik, şansımıza talih biletine konduk anlıyacağınız dediler. Vay be dedik. O zaman bizim 69 ülke gezmemiz gerekiyor. Muhahaha ardından da sabah bi yandan da oldu. Hemen nasıl geçti zaman anlatamam size. Eşyaları topladık. Çantalarımızı aldık. Benim salaklığım ise ilk otobüs olayın da meydana geldi. Ben hemen ilk binen değil 6. binen dim. Bileti attım hemen yerime oturdum. Orçun ise daha sonra bindi. Otobüs şoförü bilet bir atıldığını o da bilmiyor ya iii olmak ne kötü yaw bana sordular ben de bilmiyorum dedim. Bu kadar olmaz denildi. Hemen bir bilet daha çıkartılıp. Bilet atılıp bekliyoruz. Giderken her yeri seyrettiğimiz gibi Eindhoven Stadyumunu da görme şerefine erdim. Daha sonra uçağa bindik. 10 Euro da yakıt ödedik. Ve gittiiiiik.
2. İnterRail Seferim
Bu interrail seferi de 2004 yılında bi akşam Ozan ile birlikte bir europe travel filmini izlerken, yazın ne yapalım dedik. Kendisinin sınavları biteceğini, sonra ki 1 ay boş kalacağını anlattı. Ben de bu yaz İnterrail yapacağımı anlattım. O ise bir Almanya gördüğü içinde öbür şehirleri merak etmiş, olucak ki gelmek istedi. Fakat onun istediği yerler benim önce ki sene gittiğim yerler idi. Dost ya bi tatlı söyler bir de arkadan ne yapar. Nasıl olsa, aynı yerleri belki daha başka yönleri ile keşfederim diye tamam dedim. Her şey bir tamam ile bağlanmıştı. Şimdi merak ettiğimiz, nasıl bir gezi olacaktı. Başladık bilgi aramaya benim önce ki sene trenle seyahatlarım, Ozanla gitmiş olduğum gezilerden, daha iii olduğunu kabul ediyorum. Nitekim masaya önce haritayı yatırdık ve bakmaya başladık. Yunanistan çıkışlı olmak üzere, İtalya, İspanya, Portekiz, Fransa, Lüxsemburg, Belçika, Hollanda, Danimarka, Almanya ve sonra geri geliş var idi. Bunlardan sadece İspanya ve Portekiz tren bileti olarak bizden bi de 75 euro istedikleri için vazgeçilmiş oldu. Şurda ağlıcam şimdi hep de bu yerler kaçıyor. Ben de çanta neyse vardı. Ama mat olayını Hollanda ki Hostel de bıraktığım için o kadar büyüktü ki bi ben de vardı zaten. Bi de İspanyalı o sırık çocuk da ikimiz de sırığız nasıl olsa ))) Aylar birbir birbirini kovalıyordu sanki bir ara çok hızlı, bir ara da yavaş geçmeye başlamıştı. Ne yapalım diye düşünüyordum. O kadar çok bilgi olmasına gerek yoktu. Gittiğim hiçbir yeri unutmamam en güzel kafa olayı idi. Nerde Hostel varsa orayı yine gider bulurum. Yılların önemi yok. Ama adlarda unutkanlık var o da bazen hiç beni aramayanlar için. Daha sonra ise tekrardan bilgilere bakmaya başladım. Ya diyorum Ozan a gel uçakla daha hızlı yapalım diyorum. O da bu bileti aldık olmaz olayında yani. Ne yapalım yine başka bi zaman şuwww.ryanair.com u kullanıcam. ( Avrupa içi ucuz bilet satan bir hava yolu şirketi ) Daha sonra belki daha güzel hosteller vardır diye girmediğim hostel arama sitesi kalmadı, buldum da yani. Ama hiçbirisine gitmedim. Boşa oldu ama olsun güzel yani zaten bir yanımızda Lonely planet vardı. Aslında o değil de onun fotokopisi hehe kaçak kullanım bu kadar olur canım. Hele ozan polislerin yanında iken çıkarmam dedi. Niye lam dedim. Şu an elimizde ki fotokopi dedi. Keşke kullandığımızı gösterip de atsalardı bizi, Japonya yı gezerdik. Uzak doğuya fırlatsalar ne iyi olurdu. ))) Artık yine başlayacak olan vize hallerine, geri dönüyoruz gibi. Öncelikle yine gittik yine sabahın körü idi. Ben ise bu sefer 15. olmamızı neye borçluyuz bilemiyorum. Sıra gelen kadar, birçok kişiyle sohbet ettik. Bir tinerci yanımıza kadar gelmişti. Şöyle dedi önce merhaba dedi. Biz de selam dedik, sonra dedi ki onlara bakabilir miyim dedi biz de kusura bakma ama özel belgeler dedik. O ise sizin …… zikiyim dedi. Ben zaten bunu hemen işte toplumun dengesizliği ne kötü yapmış gençliğimizi olarak ortaya koyuyorum. Daha sonra polis git buradan demesiyle, karşı yola geçti. Ordan da el ve kol hareketleri saolsun var idi. Daha sonra ise bizim isimler gelmeden hemen, ya nereye gideceğiz olayını doldurduk o gün de Çarşamba idi. her şeyi bitirmiştik. Önce Ozan, daha sonra da ben içeri girdim. Baktım çok güzel kataloglar var. Zaten kimsenin okuduğunu zannetmiyorum, o kadar dolu ki bir tane alabilir miyim dedim. Hepsini alman daha iyi olur dediler. Ben çokça aldım çok güzel yerlerin var olduğunu anladım, orda da. Daha sonra vizeme baktı önce ki yıl oraya gittiğimi görünce, bu sefer niçin gidiyorsun dedi. Ben de önce ki yıl gittiğimden pek fazla bir şey anlamadığımı belirterek, bu sefer belki daha güzel yerler görürüm diye gitmek istediğimi belirttim. Nereye gideceğimi sordu hemen, hazır cevap bu sefer kıyı koylarınızı gezmek istiyorum dedim. Hemen doğru karar dedi. Zaten şehir o kadar çok turistle dolu ki herkes kıyı da. Bu da size dipnot olsun. Hatta bir kıyı bölgesi adı söyledi. Bi film de bile orası geçmişti. Aşk meşk olayı yani. Çok güzel aynı bodrum yani. Daha sonra ise tamam gel cumartesi al dediler. Kendilerine teşekkür ederek, ordan ayrıldım. Ondan sonra Orçun gibi, Ozan da benim sayem de aldın demez mi yahu şaşıyorum, bazen onlara insan ya kendi gücü ile alır ya da söylediği cümlelerle bu kadar basit. Her neyse Temmuz un 21 idi, zannedersem yola çıkma zamanımız. Her şey hazırlanmıştı. Ben de bu sefer para götürmek istemedim. Onun için Ozan’ nın babasının hesabından geçindik. Tabii daha sonra ödeme yaptık. Bi cümle daha buradan bana böyle bir cümle de ben adamı eyvallah diyip bitiririm olayı ama bitirmedim. Ozan nın cümlesi şu idi. Orda ben den borç isteme, sanki çok da borç isteyen bir insanım hayatım da kimseden borç istemedim bu söze karşılık ………….. demem gerekir bileti de gidip geri vermem gerekirdi ama olmadı, Dost du bir kere. Daha sonra ise ben yenien İstanbul a hemen bir otobüs e atladık ve hemen gittik. Ozan nın orda Barış adında akrabası var idi. Onlara gittik saolsun araba ile bizi alıp gezdiridi. Evin de misafir etti. Tam bir hosp. Clup olayı yani daha sonra gezdirip de aç olan karnımı doyurduğu için, çok teşekkür ederim. Ama bi olayı var idi. Söylemeden de geçemeyeceğim. Gecenin bir üçü ev de olup da dolaşamazsınız. Dolaştığınız an da hemen bir baseball sopası ile saldırıyor. Dikkatli olmak gerek. Evi hemen B.J.K Sahasına bakıyor. Çalışma alanına yani. Aman kendinizi koruyun.:)))) Daha sonra ise yarın gideceğimizi bildiğimiz için öncelikle bilet almamız lazım dı. Sabah erkenden çıkıp Taksim e yakın bir yere arabayı park ettik. Daha sonra ceplere sahip çıkın çok yankesici burada var diyerekten , öğüt verdi. Daha sonra biz de herkese bakarak hatta cüzdanımızı ağzımızla birleştirerek yola çıktık. Taksimden Haydarpaşa Tren istasyonuna vardık. Hemen orda ki adam mı desem bilinmeyen insanı oraya oturtan insana mı desem ne desem torpilli ne olucak adama bi soru sormadan ii düşün adamın nereye kusmuklarla bir şey yazacağı değil sizin o cümleyi çevirmeniz bile zor olabiliyor hani. Daha sonra biletleri alıp, Hemen bütün yerleri dolaşmaya başladık. Öncelikle bir Ayasofya Müzesi, sonra Dolmabahçe sarayına gitmek istedim. Ama ikincisi yine gerçekleşmedi yazık oldu hani. Müzenin altında ki o su kaplıcalarını gördüm ama. Adını unuttum bu adı taktım. Şimdi kim gidipwww.google.com dan o bilgiyi alıcak sizler alın hehe. Daha sonra ise yanında uzunca bi park var. Oraya gittik hemen yürü yürü yine yürü bitmiyo olm. Ne büyük bir yer imiş. Çok sevindim böyle yerler taşlanmamış diye. )))))))))))))))) Daha sonra eve doğru hareket ettik. Bakkaldan biraz alkol biraz da değişik bir şeyler aldık. Çıtır, çerezdi. Sonra bi film koyduk hepsinin orijinal olması çok iiidi. En güzeli de Hızlı ve Öfkeli 2 olsa gerek. Onu izlemiştik. Ve uyuduk. Sabah olmuştu, hemen orda bir ilacımı içtim. Daha sonra hemen toplandık. Her yerde bir şey kalınmaması için dua edildi. Böww ehehe her neyse daha sonra apartmandan aşağı atladık. Muhahaha. Daha sonra ruh halinde Dünyayı dolaştık. Ya hemen arabaya bindik, tabii ki ben o zaman dilim içinde B.J.K sahasına inemediğim için, Dolmabahçe Sarayını gezemediğim için çok mutsuzdum. Ama olsun bu sonuçta bir gezi idi. Hemen oraya bizi bıraktı. Şu an son olarak İstanbul a bakıyordum. Bu duygu çok yüklü be anam. Daha sonra birer gevrek aldık, birer değil tepsi halinde ölürüm diye de biraz da su aldık. Puaça filan da vardı. Hemen geldik treni gördük 1. bölümde şaheser. O aslında hiç gitmiyor sen onu itiyorsun. Daha sonra trene binip bir yer kaptık. Ya olm trendeyiz artık diyoruz. Evet filan geçti. Daha sonra gülmelerde eksik olmadı. Birden bire Ozan Yahya bi dileğim var dedi. Söyle dedi. Şöyle 2 güzel bayan gelsin de bizimle birlikte olsunlar dedi. Ben de dileğin benim için bir emirdir. Diyerekten 2 güzel bayan diledim. Dilek hemen etkisini gösterdi. 2 Güzel bayan içeri girdi. Şaka değil vallahi hatta resimleri ile gelecekler. Birden bire diğeri kendini Hi filan dedikten sonra hemen Ozanın yanına uzandı. Kusura bakma ama sabahtan beri geziyoruz. Ve hiç uyumadık dedi onun için uyumam gerekiyor dedi. Tamam dedik. Birden bire diğeri de yanıma uzandı. Ya dedim ozan dileklerim hemen etkisini gösteriyo dedim. Olm bunu önceden söylese idin. Daha iyi olurdu 4 bayan çağırırdım. Diyip güldük. Filan daha sonra bunlar dinlendikten sonra, tekrar tanışmak istediler. Biz de tamam diyerekten tanıştık. Yaşlarımızı sordular ben 24 dedim. Ozan 22 dedi. Kızlar bir gülüyor ki anlatamam yani sizinkiler dediler soldaki için hemen 22 dedik. Sağ da ki için ise, 25 dedik birden bire hayır dediler ama bir süre gülündü öncelikle 16 demezler mi, ya nasıl olur dedik bu kadar mı olur dedik yabancıların da bir diğer özelliği bu olsa gerek yaşları göründüklerinden daha düşük çıkıyor. Her neyse kendilerini anlatamaya başladılar. Ben zaten konuşmayı hem sevmem, dinlemek bana göre bir şey her neyse Ozan da ben den bahsetti. Daha sonra ise kendileri supermarket de çalışıyorlarmış. Yıllık izinlerini kullanıyorlarmış. Her yaz gezi yaptıklarını anlattılar. Çok güzel ya hem çalış, hem de yıl sonu gezisi, yaza rastlaması ne hoş demi. Polonyalılara bak aşık oldum. Daha sonra ise gittikleri yerlerden anlatmaya başlayıp bilmem başka yerlere geldiler. Filan da filan hani. Daha sonra sınır bölgesine geldik, gelmeden önce şurdan bir ev alsam mı diye de düşünmedim değil hani. Çok güzel yerler var yepyeni bir silenthill 5 çekimini de buradan yapabilirim hani. Daha sonra ise sınır dan geçerken bildiğimiz manzaralar geldi. Laf atmalar anlamıyorlar hehe daha sonra da sınır a geldik sınır bürosu desek yeridir zannedersem. Geldik hemen bi kontrol yapıldı. Pasaportlar alındı. Canımızı aldılar. Bir daha geri vermek üzere. A, B, C, D, E vitaminleri ile donatılmış olarak geri gelmişti. Hemen orda yedik onu. Daha sonra para ödemesi yapıldı biraz sonra da tren kalkmadan hemen önce bi freeshop a girdik sınırda öyle bi freeshop nasıl çalışıyor veya nasıl bi sınır hala çözemedim olayı köyle iç içe o zaman şu akla geliyo ilk olarak kesin bu adam gizleyerek dışarıya da satış yapıyordur. Daha sonra biraz içki biraz da başka şeyler alarak yola devam ettik. Yunanistan sınırına girdik bu sefer de güzeldi. Aynı bizim Türkiye nin kopyası olsa gerek adamlar hemen içeri girdiler. Hemen Türk müsünüz diyip pasaport ve bi o kadar da soru sormaları senin ……….. demek lazım ama iç den dedik ne yapalım ehue. Daha sonra ozan kendi parasının kredi kartı olduğunu söyledi bana bakıp ya sen de ne var dedi. Ben de dedim ki 3000 euro ama yanlıştı hani demiştim ya Ozan nın kredi kartından yararlaniyim diye vazgeçtim. Kendi param dururken demi ama allahtan bozuklukmuş yoksa yanlış gösterecektim.Çünkü 1500 euro var idi. Zaten bunu gören kızlar hemen waow dediler. Gözlerinden anladım olayı. Her ikisi de bakmıştı bi kere. Devamı gelecek günlerde gelecek teşekkürler.
kusurabakmada kimse bu kadar yazıyı okumaz hatta ben oha dedim destan bu kardeşim ya
haju demişsin de ben de ses olayına giremem çünkü sevmiyorum. bu arada tahmin bile etmiştim kesin 1000 kişi okudu yanılmamışım. 1 Türk 1000 kişiye bedeldir. O zaman 6 kişi eşittir= 6000 oluyo ne çok hikaye severimiz varmış. Biraz uzun kabul etmek gerek karar verdim. Şu 2. yıl bittiği zamanda topluca bi de 1990 yılında ki gezi mi anlatırsam o zaman toplam da 65 sayfayı bulurum ben yahu.
hort...
quote:
Orjinalden alıntı: Chino
hort...
Okuyup hortlatsaydın bari
yeni mesaja git
Yeni mesajları sizin için sürekli kontrol ediyoruz, bir mesaj yazılırsa otomatik yükleyeceğiz.Bir Daha Gösterme