Şimdi Ara

2. Dünya Savaşı ile İlgilenenler Klübü [Resimler ve Bilgiler]-[63 Kişi] (18. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1.161
Cevap
25
Favori
297.364
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1617181920
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • eklendiniz
  • güzel konu... bilmeyenler için iyi olabilir... taraflı bilgi yerine tarafsız bilgi verilmesine dikkat edilmesi gerekli. çünkü tartışma ortamı olmadığı için verilenin objektif olup olmadığını konuyu yeni öğrenenler bilemeyecektir
  • Benide eklersen sevinirim.Bir kaç ilginç şey var elimde yakında yayınlarım

    quote:

    Paris'in Almanya toprağı olması:

     2. Dünya Savaşı ile İlgilenenler Klübü [Resimler ve Bilgiler]-[63 Kişi]


    Fransızlar nasılda kahroluyolardır bu resime.Hitler eyfel kulesinde kahvesini yudumlarken



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ytf -- 29 Kasım 2007; 22:27:46 >




  • Ekleyebilirsen sevinirim.Paylaşımlar muhteşem.Bir arkadaş belgesel upload ederim demiş..Özellikle o süper olur ..
  • bende enemy at he gates filmine bayılıyorum vede vassili zaitseve

    baretlerin üzerindeki x lere

     2. Dünya Savaşı ile İlgilenenler Klübü [Resimler ve Bilgiler]-[63 Kişi]



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi bgrcannot -- 4 Aralık 2007; 21:21:14 >
  • Amerikan tarafından bakan gudik filmleri boşverin. Yada binbaşı könig in Saşayı kolpadan öldürdüğü Kapıdaki Düşmanı. Görsellikleri hariç bir değerleri yok.

    CROSS OF IRON ve STALINGRAD ı mutlaka izlemelisiniz.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Moviemetal

    Merhaba arkadaşlar

    2. Dünya Savaşını konu alan kitap almayı düşünüyordum bu sıralar ve sizlerden fikir almak istedim ..

    Aradığım kitapta objektif , akıcı ve gerçekleri yansıtması gibi önemli etmenleri bulundurmasına önem veriyorum .. Öneride bulunabilecek ya da daha önce okumuş ve bahsettiğim etmenlere bağlı bir kitap önerebilecek arkadaşlar yardımcı olurlarsa sevinirim ..




    Bir Askerin Anıları- Heinz Guderian(2 cilt)
    Çöl Tilkisi Rommel

    Bu kitapları şiddetle tavsiye ederim.Zaten Heinz Guderian savaştaki en önemli generallerdendi.
  • kimse paylaşım yapmıyo artık
  • Bırakın bu almanmıs naziymiş hayranlıklarını. Bu savasın en büyük kahramanları Amerika lı askerlerdir. Eze eze yenmişlerdir birazcık acımasız olsalardı almanya diye bir ülke yoktu su anda ülkenin belli kısımlarına girmediler.
  • :D herkes farklı tarafta kimi G.I kimi conscript
  • tabi mihver devletlerinin sayısı ve konumları malum..üstüne insan gücü ve hammaddesi çok olan devletlerin yanındasavaşa giren ve başka bi kıtada yer alan amerikanın bitmekte olan iyice ezilmeye başlamış almanları yenmeleri oldukça doğaldır...ama almanya nın yetiştirdiği subay ve nitelikli askerlerin kahramanlığı tartışılmaz bence...bide o kadar ksıa sürede avrupatı dağıtmaları yok mu hasta oluyorum..
  • quote:

    Orjinalden alıntı: unleashead

    Bırakın bu almanmıs naziymiş hayranlıklarını. Bu savasın en büyük kahramanları Amerika lı askerlerdir. Eze eze yenmişlerdir birazcık acımasız olsalardı almanya diye bir ülke yoktu su anda ülkenin belli kısımlarına girmediler.




    Amerikanın.... annadın sen onu
  • amerikan askerlerine hayranlık duyulacak tek şey donanımlarıydı!

    çünkü adamların hepsi serseriydi tipi kaymış adamlar
  • beni de eklersen gruba sevinirim
  • Buyrun Facebook Grubu açmışlar

    http://www.facebook.com/group.php?gid=6651622693
  • benide ekle kardeş
  • konu oldukca guzel
    bır zamanlar hıstory channelda az mı ızlerdım bunla ılgılı knuları:)
    neyse eklersenız sevınırım
  • Tip 21 (Elektrobot); İlk Gerçek Denizaltı


    (çizim:http://www.heiszwolf.com/subs/plans/plans.html)
    2.Dünya savaşının hemen öncesinde, Alman U-bot filosunun tamamı aslında 1.Dünya savaşı döneminde geliştiren teknolojiye paralel denizaltılardan oluşuyordu. Bu denizaltıların en önemlileri Tip 7C ile daha büyük ve benzer Tip 9B modeli dizel-elektrik u-botlardı. Diğer taraftan İngiltere’nin de sualtı hedeflerinin konumlarının belirleyebilen bir sistem olan ASDIC’i (aktif sonarın atası) geliştirmekte olduğu biliniyordu. Fakat savaş başladığında ASDIC'in Alman denizatlılarına karşı pek beklendiği kadar etkin olamadığı ortaya çıktı.

    Aslında ASDIC’in bu başarısızlığının temel sebebi Almanların o zamanlar kullandıkları ve Rudeltaktik olarak adlandırılan konvoylara gece, yüzeyde seyrederek guruplar - kurt sürüsü - halinde hücum etmelerinin önemli bir etkisi vardı çünkü ASDIC dalmış bir denizaltının yerini tespit edebilmek amacıyla tasarlanmıştı ve su yüzeyindeki araçları tespit edemiyordu. Dolayısıyla da gece ve kötü hava şartlarında yüzeyden saldıran denizaltıların küçük siluetleri müttefik gemi ve uçakları tarafından görülemiyordu. Bu noktada savaşın başlarında radarların henüz gemi ve uçaklara yerleştirilebilecek kadar küçültülemediği belirtmekte fayda var.

    Bu nedenle Rudeltaktik ile harekât yapan Tip 7C ve 9B denizaltıları özellikle savaşın başlarında müttefik konvoylarına karşı büyük başarılar kazandılar ve bunun sonucunda da Tip 7C modeli savaş sonuna kadar 700'den fazla üretildi. Fakat yine de Tip 7C sualtında çok yavaştı ve dalış süreleri de oldukça kısıtlıydı.

    Bu taktiğin başarısı karşısında teknik gelişmeler ikinci plana itildi. Profesör Helmuth Walter'in geliştirdiği havadan bağımsız bir kapalı devre motor sistemi de bundan payını aldı. Oysa Helmuth Walter daha 1935 yılında yeni kapalı devre kimyasal sevk sistemini - walter türbini - donanmaya tanıtmıştı.

    1 Aralık 1941'de bir gece Cebelitarık boğazını aşmaya çalışan U-90'ın, üzerine radar yerleştirilmiş bir bombardıman uçağı tarafından tespit edilip batırılmasıyla durum Almanlar aleyhine değişmeye başladı. Almanlar bu olaydan oldukça şüphelendilerse de o günlerde hiç kimse bir radarın uçağa sığabilecek kadar küçültülebileceğine ihtimal vermiyordu.

    1943 senesinin ortalarına gelindiğinde ise Alman donanmasındaki denizaltı kayıpları telafi edilemez seviyeye ulaştı. Amiral Dönitz’e göre bunun sebepleri müttefiklerin sonar ve radar teknolojilerinde sağladıkları gelişmeler ve bunların denizaltı avlayan uçak ve gemiler tarafından etkin olarak kullanılmaya başlanmasıydı.

    Aslında İngiliz ve ABD donanmalarının bu yönde önemli gelişmeler kaydettikleri doğruydu fakat o zaman için Dönitz’in bilmediği Alman haberleşmesinin şifreleme sistemi olan enigma’nın İngilizler tarafından ele geçirilen bir sağlam enigma makinesi yardımıyla çözülmüş olmasıydı.

    Almanlar kullandıkları şifreleme sisteminin çözülmesinin imkansız olduğuna o kadar inanmışlardı ki Atlantik’te birden bire aşırı miktarda denizaltı kaybetmeye başlamalarına ve müttefik uçak ve gemilerinin u-botlarını koca okyanusta eliyle koymuş gibi bulmalarına rağmen bunun sebebini anlayamadılar. Oysa denizaltıların kendi aralarında ve kıyı üsleriyle yaptıkları tüm güvenli(!) haberleşme müttefikler tarafından çözülüyor ve denizaltılar, konumları öğrenildikten sonra tek tek avlanıyordu. Müttefik uçak ve gemileri daima doğru zamanda doğru yerdeydiler.

    İşte bu durum Almanları ilk gerçek denizaltıyı yani tamamen sualtında harekat yapabilen bir gemiyi geliştirmeye zorladı diyebiliriz. Böylece özellikle radar tehdidinden sakınılabilecek ve suüstü kuvvetlerinin saldırıları altında bile hedeflenen yüksek sualtı süratleri sayesinde denizaltıların hayatta kalma ihtimali yükselecekti. Tip 21’e kadar, dünya üzerinde üretilen tüm denizaltılar ancak saldırı ve savunma anlarında kısa süreler için su altında kalabilen bunun dışında normal bir gemi gibi su üstünde yol alan araçlardı ve gerçek anlamda denizaltı olduklarını söylemek zordu.


    Savaş sona erdiğinde Alman Donanmasının 131'i inşa edilmiş ya da edilmekte olan 1.900! Tip 21 ve Tip 23 siparişi vardı. Ama burada fotoğrafı görülen U-3008 ile birlikte ancak 2 adet Tip 21 göreve çıkabildi. Ve onlar da henüz devriye bölgelerine varamadan savaş sona erdi. (foto:http://www.pbs.org/wgbh/nova/)

    Bu gelişmeler üzerine Kuzey Atlantik’te kötüye giden durumu önlemek için walter türbini kullanan yeni u-botlar inşa edilmesi kararlaştırıldı. Fakat sistemin karmaşıklığı ve tehlikeleri projenin gerçekleştirilmesinde sorunlar yaratıyordu. Bu tehlikelerin başında kapalı devre bir motor olan walter türbininde yakıt olarak kullanılan perhidrolün aşırı derece yanıcı olması geliyordu.

    Diğer taraftan yakıtın ve yakıcının aynı anda gemide taşınması gerektiğinden büyük bir taşıma kapasitesine de ihtiyaç duyuluyordu. Prof. Walter bunu aşmak için çift cidarlı ve iç gövde kesiti 8 şeklinde bir yapı tasarladı. Bu kesitin üst bölümü mürettebatı, makineleri ve silahları taşırken alt bölümü tamamen hidrojen peroksit (H2O2) taşımak için kullanılacaktı.

    Sonuç olarak walter türbini bir prototip V80 denizaltısında denendi ve sualtında uzun süre devam ettirilebilen 26 nat’lık (deniz mili / saat) bir sürate ulaşıldı. Fakat geçen 7-8 yıllık dönemde bu konu üzerinde yeterli araştırma ve geliştirme çalışması yapılamaması sebebiyle sistemin filo denizaltılarında kullanılabilir hale getirilmesi mümkün olamadı.


    Bir Tip 21 gövde modülü. İç gövdenin 8 şeklindeki kesiti açıkça görülüyor. Bu 8'in alt bölümü walter türbininde kullanılacak hidrojen peroksiti depolamak için ayrılmıştı. Daha sonra tasarım değiştirilmek zorunda kalındığında aynı bölüme 100 ton civarında ilave akü yerleştirildi. Bu durumda tekneye bir takma ad bulundu; elektrobot. (foto:http://www.pbs.org/wgbh/nova/

    Walter sistemi'nin kullanıma geçirilemeyecek kadar tehlikeli ve karmaşık olması ve acil denizaltı ihtiyaçları sonucunda yeni bir çözüm bulundu. Üretilecek olan yeni prototipte, daha önce perhidrol için ayrılmış olan yakıt tanklarının yerine ilave aküler yerleştirildi (toplam 100 ton civarında) ve sevk için de walter türbini yerine bilinen dizel - elektrik sistemi kullanıldı. Ayrıca Prof Walter’in, dış gövdenin akış hatlarına olabildiğince uydurulması düşünceleri aynen uygulandı. 1930’ların sonlarında bir Hollandalı deniz subayı tarafında geliştirilen şınorkel sistemi de tasarıma eklenerek Tip 21 meydana getirildi.

    Sonuç olarak yeni gövde formu, daha yüksek güç ve akü kapasitesi ve şınorkel ile donanmış Tip 21 periskop derinliğinde kalarak ve eskiden olduğu gibi elektrik motorlarıyla değil bu defa dizellerle yol alarak oldukça önemli yetenekler kazandı. Bu yeni teknenin performansı o zamanın ölçülerine göre oldukça etkileyiciydi. İlk Tip 21 prototipinin yüzeyden periskop derinliğine dalması sadece 10 saniye sürüyor, 30 metreye ise 40 saniyede ulaşabiliyordu. Fakat bu kadar hızlı dalış yapabilmesini sağlayan dış gövde üzerindeki çok sayıdaki açıklığın gövde etrafındaki akışı olumsuz etkilemesi ve önemli sürat-menzil kayıplarına sebep olması sonucunda bunların sayısı azaltıldı ve yukarıda bahsedilen dalış süresi 15 saniye kadar arttı fakat hedeflenen sürat ve menzil değerlerine de böylece ulaşıldı.

    Aslına bakılırsa Tip 21’in sualtı performansı hakkındaki istihbaratlar müttefiklerin üzerinde şok etkisi yaptı ve general Eisenhower’a bu denizaltının eğer kullanıma girerse tüm Atlantik’teki deniz ulaşımını engelleyebileceği şeklinde bir rapor sunuldu.

    Amiral Dönitz ise Tip 21’in performansından çok memnundu. Çok sayıda Tip 21’in inşa edilmesine yönelik bir sipariş verdi. Fakat Tip 21 üretimini olabildiğince engellemeyi hedefleyen müttefik hava bombardımanlarının tersaneler ve elektrik motoru gibi önemli parçaları üreten tesisler üzerindeki yıkıcı etkileri sonucunda inşa programında ciddi aksaklıklar oluyordu. Savaş sonuna yaklaşıldığında yine de 120 civarında Tip 21’in inşası hemen hemen tamamlanmış fakat bunlardan çok azı tam olarak harekata hazır hale getirilebilmişti. Özellikle elektrik motorlarının üretimi konusunda ciddi sıkıntılar vardı.

    İnşa programının başlamasıyla birlikte Wilhem Gustloff adlı bir yolcu gemisi okul haline getirilerek bu denizaltılarda görev yapacak tüm mürettebatın eğitilmesine başlanmıştı. 30 ocak 1945'de Wilhem Gustloff Alman donanma üssü Gotenhafen’den Kiel’e, servise hazır hale gelen denizaltılara yeni mürettebatlarını götürmek üzere denize açıldı. O gece Sovyet denizaltısı S-13 gönderdiği 3 torpille bu gemiyi batırınca yetiştirilen hemen hemen tüm Tip 21 mürettebatı öldü.

    Hem tüm mürettebatın kaybı hem de elektrik motorlarını üreten fabrikaların ağır bombardıman altında harap olması sonucunda Dönitz Tip 21 programını iptal etmek zorunda kaldı.


    İnşası tamamlanan üç Tip 21. Bu gemiler asla göreve çıkacak zaman bulamadı; savaş bitti! Tekneye o zaman için eşşiz sualtı sürat ve menzil niteliklerini kazandıran temiz dış hatlar bu resimde açıkça belli oluyor. Gövde etrafındaki akışı bozacak ve dolayısıyla direnci artıracak hemen hiç bir takıntı yok. Güverte topu iptal edilmiş ve kulenin üst köşesinde görülebilen çift namlulu uçaksavar topları bile su direncini azaltacak bir taret içine yerleştirilmiş. Soldaki u-botun şınorkeli yükselmiş durumda görülüyor.

    Dizayn dalış derinliği 133m olan Tip 21 için emniyet katsayısı 2.5 olduğundan denizaltı mecbur kaldığı durumlarda (ki bu destroyer saldırılarıydı) 210m civarına kadar dalabiliyordu. O zamanlar destroyerlerde kullanılan en gelişmiş aktif sonarların etkili menzilleri ise 120-130m civarındaydı.

    Teknenin sualtı performansı ise zamanının tüm denizaltılarıyla karşılaştırıldığında eşsizdi:

    En yüksek sualtı sürati olan 16.7 nat (deniz mili / saat) 72 dakika boyunca idame ettirilebiliyordu. Bu süre 12 nat sürat için 5 saat ve sessiz seyir kullanıldığında ise 5.2 nat ile 72 saat civarındaydı.

    Tip 21’e yerleştirilen şınorkel sistemiyle denizaltının hiç su üstüne çıkma ihtiyacı kalmamıştı ve sadece şınorkelin ucu su üstünde kalarak binlerce mil seyir yapabiliyordu. O zamanın uçaklarında kullanılan radarların, özellikle şiddeti 2’den fazla olan denizlerdeki dalgalar arasında bu küçük şınorkeli tespit etmeleri neredeyse imkansızdı.

    Ayrıca dış gövdenin ve kulenin akış hatlarına uydurulması teknenin sonar kesitine de oldukça küçültmüştü. Radar emici malzemeler ve ses emici kaplamalar da ilk kez bu denizaltılar üzerinde uygulanmıştır.

    Savaş sonunda ele geçirilen denizaltılar ve mühendisler Amerikalılar, İngilizler, Fransızlar ve Ruslar arasında paylaşıldı. Her dört ülkenin savaş sonrası tasarımları bu ele geçen denizatlılardan türetilmiştir. Amerikalılar Tip 21'i taklit ederek savaş sonrasındaki ilk modelleri olan Tang’leri ürettiler, bu modelden denizaltılar halen bizim Deniz Kuvvetlerimizde kullanılmaktadır (TCG Hızır Reis). Ruslar ise savaş bittiği sırada Gdansk (Danzig) tersanelerinde inşa halinde olan 5 adet Tip 21’in üretimini tamamlayıp donanmalarında kullanmaya başladılar ve bunun ardından da Tip21’i taklit ederek, Nato tanımlamasıyla Whiskey sınıfı denizaltılardan çok sayıda (300 kadar) ürettiler. Meraklılar bu Whiskey sınıfı denizaltılarda iki adet bulunan 5 kanatlı pervanelerden birini İstanbul’daki Koç Sanayi Müzesinde görebilirler :). Fransızlar da savaş sonrasında Tip 21’i olduğu gibi kopyalayarak kendi donanmaları için Narvel sınıfı tekneleri ürettiler.


    Soldaki resimde görülen USS Gudgeon (şimdi TCG Hızır Reis) hemen savaş ertesinde Almanlardan ele geçirilen bilgiler yardımıyla geliştirilen Tip 21 türevi bir denizaltıdır. Sağdaki resimde (Yer: Sivastopol 1997) sağ tarafta görülen, Rus donanmasının son Whiskey sınıfı denizaltısı da savaş sonrası ele geçen veriler yardımıyla üretilen bir Tip 21 kopyasıdır. Tasarımının üzerinden 50 yıldan fazla süre geçen Tip 21'in zamanının ne kadar ilerisinde bir ürün olduğu bu iki resim yardımıyla daha iyi anlaşılabilir. (sağdaki foto:http://www.hazegray.org/)



    Alman Donanması tarafından Tip 21 için belirlenen (ve bazılarına tarihte ilk olarak ulaşılan; kırmızı ile gösterilenler) bazı önemli tasarım hedefleri şunlardı:
    1620 ton en yüksek deplasman
    Akış hatlarına uydurulmuş gövde ve üst yapı
    6 baş torpil kovanı
    Sualtında 18 nat ile 1.5 saat seyir imkanı
    Sualtında 12-14 nat ile 10 saat seyir imkanı
    Sualtında sessiz olarak 5 nat ile 60 saat seyir yapabilme
    Su basıncıyla kontrol edilen derinlik değiştirme ve koruma sistemi
    Yarı otomatik torpil yükleme sistemi
    Yeni sualtı dinleme araçları
    Sonar
    Radar
    Radar ikaz alıcısı
    Radar emici gövde kaplamaları
    Ses emici gövde kaplamaları
    Şınorkel
    Buzdolabı
    Güverte topunun iptali

    Denizaltı tarihinde Tip 21’den sonra gelen en büyük gelişme ise Amerikan deneysel denizaltısı Albacore ile gerçekleşti. Bugün mevcut olan hemen tüm modern dizel-elektrik denizaltılar, örneğin bizim Deniz Kuvvetlerimiz tarafından da kullanılan Tip 209 türevleri İsveç, Hollanda, Fransa tasarımları temelde Tip 21 - Albacore melezi araçlardır.

    Tip 21 ve diğer 2.Dünya Savaşı Alman denizaltıları için daha fazla bilgi almak isterseniz mükemmel bir site olan uboat.net'e bir göz atmanızı tavsiye ederim.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: unleashead

    Bırakın bu almanmıs naziymiş hayranlıklarını. Bu savasın en büyük kahramanları Amerika lı askerlerdir. Eze eze yenmişlerdir birazcık acımasız olsalardı almanya diye bir ülke yoktu su anda ülkenin belli kısımlarına girmediler.


    kardeş galiba dresden,tokyo, hiroşima ve nagazaki bombardımanlarından haberin yok
  • bilgilerini paylaştığın için teşekkürler ederim..emeğine sağlık..
  • 
Sayfa: önceki 1617181920
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.