Şimdi Ara

Biz kimiz

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
19
Cevap
1
Favori
2.168
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  •  Biz kimiz




    ANAV KÜLTÜRÜ

    Anav, Batı Türkistan'da Aşkabad'ın (Türkmenistan) yakınında bulunan küçük bir kenttir. Anav Kültürü, adını bu küçük Anav kentinden alır. Anav'da yapılan kazılarda, MÖ 4500 yıllarına değin uzanan kalıntılar bulunmuştur. Orta Asya'nın en eski kültürü, Anav Kültürü'dür. Bu dönem insanlarının tarım ve hayvancılıkla uğraştıkları, dokuma, seramik, madenden araçlar ve süs eşyaları yaptıkları anlaşılmıştır. Anav insanları koyun, keçi, sığır, deve, köpek gibi hayvanları da besliyorlardı.
    Anav Kültürü, kimi Türkbilimciler tarafından Proto Türk (Ön Türkler, İlk Türkler) kültürü ile ilişkili olarak kabul edilir. . Anav kalıntılarında ele geçen yakılmış cesetlerin kafataslarının brakisefal olmasını da -Anav'ın Proto Türkler'le olan ilgisi bakımından- belirtmek gerekir


     Biz kimiz







  • AFANASYEVO KÜLTÜRÜ:

    Afanasyevo Kültürü, Altay-Sayan dağlarının kuzeybatısındaki bozkırlarda gelişmiştir. Afanasyevo Kültürü'nü yaratan insanlar avcı ve savaşçı bir topluluktu. At ve deve gibi hayvanları evcilleştirmişlerdi. Koyun besliyorlar, bakırı kullanmasını biliyorlardı.
    . Altaylar'da gelişen bu kültür, geniş bir bölgeyi etkileyerek Orta Asya Uygarlığı'nın temelini oluşturmuştur. Afanasyevo Kültürü, MÖ 2500 ile MÖ 1700 yılları arasında varlığını sürdürmüştür. Afanasyevo Kültürü, Türkler'in en eski kültürüdür. Çakmak taşından ok uçları, kemik iğneler ve ilk bakır bizler, bıçaklar, bakır tellerden yapılmış küpeler, türlü biçimdeki süs eşyaları ile maden işleme araçları da ele geçirilmiştir.
    Bu kültür, gerçekte Cilalı Taş Çağı'ndan (neolitik) Bakır-Taş Çağı'na (kalkolitik) geçişi temsil eder. . Ayrıca Asya'da ilk At kalıntıları da Afanasyevo Kültürü ile onun bir gelişmesi ve devamı olan Andronovo Kültürü'nde görülmektedir. Afanasyevo-Andronovo kültür çevresi içinde yer alan Kapanda-yüs bölgesinde, MÖ 3. binin sonlarına ait mezarlardan, ağızlarında demir gem izleri taşıyan at iskeletleri bulunmuştur.



    Afanasyevo mezarlarından çıkarılmış keramikler .
     Biz kimiz




  • Güzel konu bilgilendirme için teşekkürler.

    Yakında 'Anav Örgütü'de deşifre olur!


    Bknz. Ergenekon...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi metalok -- 4 Ağustos 2008; 13:02:59 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: metalok

    Güzel konu bilgilendirme için teşekkürler.

    Yakında 'Anav Örgütü'de deşifre olur!


    Bknz. Ergenekon...


    Ben teşekkür ederim .

    Bu saatten sonra bu numaralar ancak ergen olana konar zaten : )
  • quote:

    Orjinalden alıntı: metalok

    Güzel konu bilgilendirme için teşekkürler.

    Yakında 'Anav Örgütü'de deşifre olur!


    Bknz. Ergenekon...


    +3468435131868465465462312 ne diyim artık
  • Andronovo Kültürü:

     Biz kimiz


    Altay - Tanrı Dağı dağları, Güney Sibirya ve Hazar'ın doğusuna kadar uzanan bölgede gelişen kültür çevresi.

    M.Ö. 1700 ile M.Ö. 1200 arasına tarihlenir. Afanasyevo Kültürü'ne benzeyen ve daha ileri bir seviyeye ulaşan kültürde bakır araçların yanı sıra tunç ve altından araçlara da rastlanmıştır. Eşyalarını hayvan figürleri ile süsleyen bu kültür atı evcilleştirmiştir.

    Kaynak: Wikipedia


    @s£stavina, bilgilendirici ve güzel bir konu olmuş.




  • Tanrı dağlarının bulunduğu bölgenin ismi Turfan olarakta geçer.
    Turfanda olarak bildiğimiz erkenci meyvenin ismi buradan gelmektedir.Tanrı Dağ'ı dediğimiz yer cennet misali bir yerdir.Bu çevrede yaşayan toplumlar bilinenin aksine göçebe değil yerleşik hayat sürmüşler ve bilim ve kültür adına gelişmişlik son derece yüksektir.
    Hatta bilim o kadar ilerlemiştir ki Tanrı Dağlarından suyu getirmek için yer altından toplamda 5000kmlik kanallar(karız)açmışlardır.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Biz yokuz. Yoksun.
    4 yıl önce açıldı
    Siz oyunu tasarlayin biz yapalım
    14 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • @ Bozkır eklentiniz için teşekkür ederim .


    KARASUG KÜLTÜRÜ

    Andronovo Kültürü'nün devam ettiği sırada Kögmen dağları, Uluğ Kem, Kemçik, Abakan, İrtiş ve Kem/Yenisey nehirleri çevresinde, yani Afanasyevo ve Andronovo Kültürleri gibi aynı bölgede, Minusinsk'te Karasug Kültürü ortaya çıktı.
    Karasug Kültürü MÖ 700 yıllarından başlayarak Sibirya bölgesine, Baykallar'a, Moğolistan ve Yedisu havzalarına yayılmıştır. Yenisey nehrinin kollarından biri olan Karasuk ırmağından adını alan Karasug Kültürü döneminde demir işlenmeğe başlandı. MÖ 1300-700 yılları arasında görülen bu kültürde demirin işlenerek çeşitli eşyalar yapılması, dünyada ilk kez bu kültür çevresinde görüldü. Demir Avrupa, Çin ve Hindistan'da ancak yüzyıllar sonra kullanılmıştır.
    Karasug Kültürü'nde insanlar keçeden çadırlarda yaşıyorlar, dört tekerlekli arabalar kullanıyorlardı. Taşlar üzerine yapılmış resimlerde arabalı çadırlar görülüyordu. Bu kültüre mensup olanlar at, deve, koyun ve sığır besliyor, onların yünlerinden kumaş dokuyor, giysi dikiyorlardı.
    Yeni yapılan ölçümlere göre, Karasug Kültürü'ne ait kafatasları brakisefal yapıdaydı. Karasug Kültürü, kendisine mensup antropolojik tiplerin bulunduğu alanlardan çok daha geniş bir bölgeye yayılmıştı. Bu kültür, Andronovo Kültürü'nün birçok özelliğini sürdürmüş olup kendisinden sonraki Tagar Kültürü'nde de derin izler bırakmıştır.
    Karasug Kültürü'nün yayıldığı bölgelerde, mesela Yenisey kaya resimlerinde, Kem vadisinin batısı, Sibirya, Çungarya, Kögmen vb bölgelerde görülen Tagar ve Taştık kaya resimlerinde Türkler'in atalarına ilişkin pek çok şey bulunmaktadır.

     Biz kimiz



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi s£stavina -- 4 Ağustos 2008; 15:24:28 >




  • Kelteminar Kültürü:

    M.Ö. 3000 yıllarında Aral gölüne dökülen Amuderya deltası civarında balıkçılık ve avcılıkla uğraşan bir orta asya kültürüdür. Bu bölgede yaşayanlar yerleşik hayattadırlar.
  • TAGAR KÜLTÜRÜ

    MÖ 700 - MS 100 yılları arasında Kögmen dağları, Kem, Kemçik, Uluğ-Kem ve Abakan ırmakları çevresinde ortaya çıkmıştır. Hayvan Üslûbu'nun artık gelişmiş bir biçim aldığı bu devirde, mezarlardan çeşitli araçlar, at koşum takımları, keramikler çıkarılmıştır. Tagar Kültürü'ndekine benzer eserlere Çin'den Karadeniz'in kuzeyine kadar olan çok geniş bir bölgede rastlanıyordu.
    Karasug Kültürü'nün yayıldığı bölgelerde, mesela Yenisey kaya resimlerinde, Kem vadisinin batısı, Sibirya, Çungarya, Kögmen vb bölgelerde görülen Tagar ve Taştık kaya resimlerinde Türkler'in atalarına ilişkin pek çok şey bulunmaktadır.


     Biz kimiz




  • Etrüskler Roma'nın kurucularıydılar galiba Hunlarla ilişkisi nedir?
  • paylaşımlar için teşekkür ederim hocam işime yarayabilicek çalışmalar bunlar :)
  • quote:

    Orjinalden alıntı: \*\ TaGoKo /*/

    Etrüskler Roma'nın kurucularıydılar galiba Hunlarla ilişkisi nedir?

    Heredot'a göre Etrüskler Lidya'dan İtalya'ya göç etmişlerdi. Eski Yunan destanlarına göre ise Truva kuşatmasından kurtulanlar İtalya'ya kaçmış ve Roma'yı kurmuşlardı.

    Gelelim Etrüskler Türktür tezine; Etrüskçe ve Orta Asya Türkçesi ile benzerlik taşımaktadır. Bugün Anadolu'da yaşayan Türkler ile Etrüsklerin genlerinin örtüşmesi üzerine böyle bir idda ortaya atılmıştır. Lakin, bu tip benzerlikler pek çok halklar arasında var.

    Gerçek şu ki, tüm dünyanın güleceği, tarihsel gerçekliği olmayan teorilere inanmamamız lazım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi *Bozkır* -- 4 Ağustos 2008; 23:32:07 >
  • Çok güzel konu, teşekkürler. Türk dili ne zaman şekillenmeye başladı. M.Ö binlerce yıl önce konuşulan dil nasıl bir dildi. Göktürk alfabesindeki, damgalardan türetildiği sanılan harfler ilk olarak ne zaman ortaya çıktı çok merak ediyorum.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    Çok güzel konu, teşekkürler. Türk dili ne zaman şekillenmeye başladı. M.Ö binlerce yıl önce konuşulan dil nasıl bir dildi. Göktürk alfabesindeki, damgalardan türetildiği sanılan harfler ilk olarak ne zaman ortaya çıktı çok merak ediyorum.


    Ben teşekkür ederim , aynı soruları bende merak ediyordum hem vesile oldun .


    Dil hükmünü zaman ve mekan boyutunda icra eder. Türkçe’yi ele aldığımızda Türkiye ile Türkçe’nin zaman sınırları ve coğrafi sınırlarının örtüşmediğini görürüz. Türkiye Cumhuriyeti 1923’ten beri var fakat Göktürk yazıtlarının tarih sahnesine çıkışı Hz. Muhammed’den 200 yıl sonradır. İşte o günden bu güne dil bize çok şey getirmiştir.


    Tarihsel olarak bakacak olursak; yüzlerce yıl süren bir yolculukla Ötüken ormanlarından buralara gelinceye kadar başımıza çok işler geldi. Geçtiğimiz yerlerdeki kültür ve medeniyetlerden etkilendik. Bu yolculuk esnasında bir çok din değiştirdik. Şamanizm’den çıkıp Budist sonra Maniheist olduk ve daha sonra da İslam’ı kabul ettik. Medenileşmemiz Müslüman olmamızla aynı tarihte olmuştur


    Türklerin bir kısmı Hazar üstlerinden Avrupa içlerine doğru ilerlemişler, orada yaşamışlar ve kimisi de Hıristiyanlaşıp paralı asker olarak hayatlarını devam ettirmişlerdir. Bunların bir kısmı Bizans ordusu ile Malazgirt savaşına katılmış ve karşı tarafın attığı savaş naralarını, haykırışlarını duyunca saf değiştirerek Türk tarafına geçmişlerdir. Böylelikle Türkçe bize Anadolu’nun kapılarını açan altın bir anahtar olmuştur. Elimizdeki vesikalar Arap harflerinden sonra en çok Uygur alfabesi ile yazılı metinlerden oluşmaktadır.

    Dünya üzerinde birbirinden farklı Türkçeler bulunmaktadır. Çünkü Türkler coğrafi olarak büyük bir alana dağılmışlardır. Bunun neticesinde de Türkçe’ye başka dillerden kelimeler girmiştir ve girecektir de. Mesela Azeri Türkçe’sine baktığımızda Rus etkisinden dolayı Rusça kelimeler görürüz. Urfa civarında ise Arapça ve Farsça kelimelerin daha ağırlıklı kullanıldığını müşahede ederiz.

    Dil tarihimiz hakkında pek detaylı olmasada yukarıda ki gibi genel bir bilgi faydalı olabilir.




  • Güzel bir paylaşim, teşekkürler.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: *Bozkır*

    quote:

    Orjinalden alıntı: \*\ TaGoKo /*/

    Etrüskler Roma'nın kurucularıydılar galiba Hunlarla ilişkisi nedir?

    Heredot'a göre Etrüskler Lidya'dan İtalya'ya göç etmişlerdi. Eski Yunan destanlarına göre ise Truva kuşatmasından kurtulanlar İtalya'ya kaçmış ve Roma'yı kurmuşlardı.

    Gelelim Etrüskler Türktür tezine; Etrüskçe ve Orta Asya Türkçesi ile benzerlik taşımaktadır. Bugün Anadolu'da yaşayan Türkler ile Etrüsklerin genlerinin örtüşmesi üzerine böyle bir idda ortaya atılmıştır. Lakin, bu tip benzerlikler pek çok halklar arasında var.

    Gerçek şu ki, tüm dünyanın güleceği, tarihsel gerçekliği olmayan teorilere inanmamamız lazım.


    Bu Atatürk'ün tarih tezlerindede geçer.Roma'nın Türkler tarafından kurulduğuna dair.




  • Özümüzü hatırlamak güzeldi.Emeğinize sağlık,teşekkürler.
  • Çok güzel bilgiler.Eline sağlık.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.