Şimdi Ara

Aptallaşıyor muyuz? Gençlerin IQ'ları bir nesilde 7 puan geriledi (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
76
Cevap
0
Favori
2.024
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
5 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: sendemail

    Ben de aynını düşünüyordum ,iyi sorular , bilen bir arkadaş cevap verebilir mi?
    Teşekkürler.
    Tam olarak neyi sorduğunu anlamadım.

    Şöyle açıklayayım.

    Tarihsel zamandan kaynaklanıyor. Kültür dediğimiz şey sürekli değişiyor. Bu yüzden farklı nesilden aynı yaştaki bireylerin yaşantıları ve kültürleri birbirini tutmayabiliyor.

    Norm diye bir kavram var. Örneğin tansiyon bir normatif puandır. Örneğin boy ortalaması normatif bir puandır.

    Bir insanın 3.50 metre boyu olduğunda bu insana normal demeyiz. Bu normal dememeyişimizin sebebi tamamen insan boyu normlarından gelmektedir.

    Bazı dangalakların düşündüğünün aksine normlar sadece biyolojik kavramlara ait değerler değildir. Yukarıda bahsettiğim üzere kültür normları da vardır.

    Yine bazı dangalakların düşündüğünün aksine uyarlama çalışmaları sadece dil çevirisi olmaz. Ölçme aracı uygulanacak norma uygun hale getirilir. Sen bir zeka testini Türkiye'ye uyarladığında sadece dilini çevirmezsin, maddeleri teker teker Türkiye normlarına uydurmaya çalışırsın. Gerekirse madde çıkartırsın veya eklersin. Daha tonla basamağı var ve cidden zor bir iştir.

    Bir zeka testi belirli bir norma göre hazırlanır. Ölçme aracını geliştiren kişi ilgili geçerlik güvenirlik çalışmasını yaptığı örneklemin normuna göre ölçme aracını geliştirir. Sonra bu ölçme aracı uyarlama çalışması ile (uyarlama çalışması bir norm çalışmasıdır) farklı kültürlere, farklı dillerde yeniden üretilir ve yeniden geçerlik güvenirlik çalışması yapılır.

    Habere gelirsek;

    Kültür günümüzde en hızlı değişen normlardan biridir ve benim düşünceme göre zeka testi ilk ölçülen bireylere avantaj sağlamaktadır. Bu değişen madde fonksiyonu kavramı ile açıklanabilir.

    Yani testi ilk uygulanan bireylerin normlarına daha uygundur, sonradan kültür değiştikçe ölçme aracı hafiften doğru ölçmemeye başlamıştır. Muhtemelen ölçme aracında kusur vardır.

    Dangalaklık şuradadır: Norm deyince aklına değişmeyen ve biyolojik değişkenlere ait değerler geliyorsa o insan dangalaktır. Bu insanlar normdan bahsedince insan kuş gibi uçamaz gibi aptalca şeyler söylerler. Çünkü bu insanlar normu sadece biyolojik değişkenlerde var olduğunu zannederler. Oysa norm dediğimiz şey hemen hemen her bilim dalında bulunan değişkenlerde vardır.

    Zeka testleri evrenseldir diyen adam psikoloji bilmiyordur, ölçme bilmiyordur. Allah korusun bunlara uyarlama çalışması yaptırmayınız. Sadece türkçeye çevirip doğrudan uygular, bireyleri katleder.




  • Kıraathanelerde kindar bir nesil yetiştirirsek sorun düzelir birde çanakkalede tekrar bir toz bulutuda geldimi tamamdır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: eulogy

    Tam olarak neyi sorduğunu anlamadım.

    Şöyle açıklayayım.

    Tarihsel zamandan kaynaklanıyor. Kültür dediğimiz şey sürekli değişiyor. Bu yüzden farklı nesilden aynı yaştaki bireylerin yaşantıları ve kültürleri birbirini tutmayabiliyor.

    Norm diye bir kavram var. Örneğin tansiyon bir normatif puandır. Örneğin boy ortalaması normatif bir puandır.

    Bir insanın 3.50 metre boyu olduğunda bu insana normal demeyiz. Bu normal dememeyişimizin sebebi tamamen insan boyu normlarından gelmektedir.

    Bazı dangalakların düşündüğünün aksine normlar sadece biyolojik kavramlara ait değerler değildir. Yukarıda bahsettiğim üzere kültür normları da vardır.

    Yine bazı dangalakların düşündüğünün aksine uyarlama çalışmaları sadece dil çevirisi olmaz. Ölçme aracı uygulanacak norma uygun hale getirilir. Sen bir zeka testini Türkiye'ye uyarladığında sadece dilini çevirmezsin, maddeleri teker teker Türkiye normlarına uydurmaya çalışırsın. Gerekirse madde çıkartırsın veya eklersin. Daha tonla basamağı var ve cidden zor bir iştir.

    Bir zeka testi belirli bir norma göre hazırlanır. Ölçme aracını geliştiren kişi ilgili geçerlik güvenirlik çalışmasını yaptığı örneklemin normuna göre ölçme aracını geliştirir. Sonra bu ölçme aracı uyarlama çalışması ile (uyarlama çalışması bir norm çalışmasıdır) farklı kültürlere, farklı dillerde yeniden üretilir ve yeniden geçerlik güvenirlik çalışması yapılır.

    Habere gelirsek;

    Kültür günümüzde en hızlı değişen normlardan biridir ve benim düşünceme göre zeka testi ilk ölçülen bireylere avantaj sağlamaktadır. Bu değişen madde fonksiyonu kavramı ile açıklanabilir.

    Yani testi ilk uygulanan bireylerin normlarına daha uygundur, sonradan kültür değiştikçe ölçme aracı hafiften doğru ölçmemeye başlamıştır. Muhtemelen ölçme aracında kusur vardır.

    Dangalaklık şuradadır: Norm deyince aklına değişmeyen ve biyolojik değişkenlere ait değerler geliyorsa o insan dangalaktır. Bu insanlar normdan bahsedince insan kuş gibi uçamaz gibi aptalca şeyler söylerler. Çünkü bu insanlar normu sadece biyolojik değişkenlerde var olduğunu zannederler. Oysa norm dediğimiz şey hemen hemen her bilim dalında bulunan değişkenlerde vardır.

    Zeka testleri evrenseldir diyen adam psikoloji bilmiyordur, ölçme bilmiyordur. Allah korusun bunlara uyarlama çalışması yaptırmayınız. Sadece türkçeye çevirip doğrudan uygular, bireyleri katleder.

    Alıntıları Göster
    Hocam bahsettiklerinizden dha ilk mesajınızdan itibaren istifade ettim ,gerçekten çok teşekkür ederim.
    Bu zeka testleri hususunda şunları danışmak isterim.

    Malumunuz ilgili sınama araçlarının sınanan kitlenin karakteristiğine ,zamanına gibi değerler ışığında yapılagelmnesinin tutarlılık açısından elzem olduğundan bahsetmiştiniz.

    Örneğin bir senegalli için geçerli olan bir italyan için geçerli olamayabilir ,bununla birlikte 20 yaşındaki italyan ile 60 yaşındaki italyan içinde geçerli olamayabilir ,zira nesil farkı var ,bununla birlikte 20 yaşındaki italyan mario ile 60 yaşındaki Dante nin 20 yaşındaki hali ile aynı sınamaya teste tabi tutulmasının kusurlar arz edeceğini belirtmişsiniz.
    Gerçekten enteresan bir yaklaşım hiç düşünmemiştim.

    Ben bu tür testlerin hazırlanma aşamasında aşağıda sıralayacaklarımın dikkate alınıp alınmadığını merak ediyorumn.
    Örneğin denek Banuyu ele alalım.

    Banu 23 yaşında üniversite son sınıf öğrencisi bir kızımız olsun;

    Banu diyelim ki "Test 23a " adlı bir zeka testine tabi tutulacak,

    1-Banu'nun bu testi akşam çözmesi ile sabah çözmesi
    2-Morali bozukken (Depresif diyelim) çözmesi ile kendini mutlu iken çözmesi.
    3-Karnı aç iken çözmesi ile tok karnına çözmesi

    Ve benzeri farklı durumlar farklı sonuçlar arz etmeyecek midir?

    Yani Banu depresifken testte gösterdiği performans ,mutluyken gösterdiği performan arasında bir kalite farkı oluşmayacak mıdır?
    Depresifken diyelim ki 70 puan aldı ancak aynı testten mutluyken 130 puan aldı gibi....

    Bununla beraber disiplinli bir bünye duygu durumu ne olursa olsun aynı testten aynı puanı alabileceği ihtimali de söz konusu.
    Yani çok sevdiği arabası tuzla buz olmuş Cemal testte bu maddi kayıp ışığında 110 puan elde ediyor ,fakat aynı puanı zararı tazmin edildikten sonra katıldığı testte de elde edebiliyor gibi bir sonuçla karşı karşıya kalınabilir pekala...

    Ziyadesiyle duygusal zekanın bu ıq testine etkisi olup olmadığını anlamak istiyorum ,kanımca farklılık ortaya koyabilir gibi bir fikri öne sürüyorum.

    Sizce de böyle bir durum söz konusu mu?

    Eğer öyleyse bu tür testlere nasıl güveniyorlar.
    Zira zeka objektif gerçekleri algılama düzeyi olarak tanımlarsak , bu algılama düzeyinin kalitesi de Zeka farkı ise ,

    Kişinin özel durumu ,testin uygulama zamanı vb. hususlar test sonucunda farklılık göstermeyecek mi?

    Lafı çok dolandırdım kusuruma bakmayınız , reel bir örnek vereyim , işe girecek olan aday perşembe sabahı aç karnına katıldığı testten 70 puan alıyor diyelim ,aynı kişi cumartesi öğlen aynı testten 110 puan alıyor ve işverenin barajını geçiyor diyelim?
    Şu halde bu testin kalitesini sorgulamayabilir ancak perşembe günkü kişi gerizekalı iken cumartesi günkü kişi makul olmuş oluyor ,şu halde nasıl bir hüküm bağlayabileceğiz....

    Umarım ifade edebilmişimdir.
    Teşekkürler.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sendemail -- 14 Haziran 2018; 9:51:24 >




  • Bilinen bir konudur ve buna "negative flynn effect" yani "negatif flynn etkisi" denir. Popülasyonların iq'su düşük olankısımlarını doğurganlık hızı daha yüksek olduğundan popülasyondaki oranları artar; bu sebeple popülasyonların ortalama iq'ları son zamanlarda düşmaye başlamıştır. Sebep genetik yapıdadır; çevresel değildir. Bilinen ve üzerinde çok araştırma olan bir konudur. İnsanlığın ortalama iq'su 20. yüzyılın başından itibaren yükselmeye başlamıştı ve buna "Flynn etkisi" deniliyordu. Ancak tıbbi gelişmeler, beslenmenin bozukluklarının önlenmesi, vb. pozitif etkiler artık sınırına dayandığından doğurganlık hızı farkının yarattığı negatif etki iyice belirginleşmeye başladı. Bu etki aslında istatistiki olarak en başından beri biliniyordu ve söylenmişti; şimdi ayyuka çıkıyor.

  • Önceki mesajdan devam: Zeka testleri güvenilirliğini ve anlamını kaybetmiş falan değildir ayrıca; insanlığın felakete yol alışının bir belirtisini ortaya çıkartmaktadır. Konu sonuçları bakımından karmaşık ve umutsuz bir konudur. Bu konuda "Idiocracy" diye bir fil bile yapılmıştı.

  • Daha da ekleyeyim de zeka testleri konusundaki geçersiz yorumlara kanılmasın:
    "Flynn etkisi" denilen etki 20. yüzyılın başından itibaren gözlemlendi. O zamanlarda ör. on yıldan on yıla zeka testlerinin yeniden standardize edilmesi gerekiyordu çünkü yeni nesile eski testler uygulandığında, ortalama 100'den yüksek çıkıyordu. Testler de bu yüzden ortalama 100 olacak şekilde standardize ediliyordu. (Bunu "daha zorlaştırılıyordu" şeklinde de anlayabilirsiniz.) Yani, insanlığın ortalama iq'su yükseliyordu. (Dağılım grafiğinin üst ucu da geriliyordu ki bu "negatif flynn etkisi"nin işareti.) Son yıllarda yeni nesil bir önceki dönemde kullanılan testlerden ortalama olarak 100'den az puan almaya başladı; yani iq ortalaması eskiye göre düşmeye başladı. Bu duruma da daha önceki "flynn etkisi"nin tersi olduğundan "negatif flynn etkisi" deniliyor. Bu durum genotip ile ilgili; çevresel değil. Çevresel olumlu etki, yani tıbbi gelişmeler vb. ortalama iq'nun yükselmesine, yani "Flynn etkisi"ne yol açmıştı, şimdi derindeki genetik kötüleşmenin etkisi açığa çıkıyor.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: tunawa

    Mesela adamlar amerikda 18 yaşında şirket kuruyor ben site kurmaya çalışıyyorumwww.tunawa.com gidip aileme anlatıoyrum napacağımı kimse dinlemiyor destekçi olan yok. sen okuluna odaklan bırak bu işleri paranın peşindenmi mi koaşan diyor.. yani iş veren değil köle olmamı istiyorlar
    aileler öyle zaten, sen bildiğini yap yanlışsa da kaybedeceğin bir kaç ay olur zaten

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İnsan ırkı yok oluş evresine çoktan girdi.
    50 yul sonra doğan çocuklarda şuanki normal bir insanın IQ seviyesi olursa ona dahi diyeceğiz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: sendemail

    Hocam bahsettiklerinizden dha ilk mesajınızdan itibaren istifade ettim ,gerçekten çok teşekkür ederim.
    Bu zeka testleri hususunda şunları danışmak isterim.

    Malumunuz ilgili sınama araçlarının sınanan kitlenin karakteristiğine ,zamanına gibi değerler ışığında yapılagelmnesinin tutarlılık açısından elzem olduğundan bahsetmiştiniz.

    Örneğin bir senegalli için geçerli olan bir italyan için geçerli olamayabilir ,bununla birlikte 20 yaşındaki italyan ile 60 yaşındaki italyan içinde geçerli olamayabilir ,zira nesil farkı var ,bununla birlikte 20 yaşındaki italyan mario ile 60 yaşındaki Dante nin 20 yaşındaki hali ile aynı sınamaya teste tabi tutulmasının kusurlar arz edeceğini belirtmişsiniz.
    Gerçekten enteresan bir yaklaşım hiç düşünmemiştim.

    Ben bu tür testlerin hazırlanma aşamasında aşağıda sıralayacaklarımın dikkate alınıp alınmadığını merak ediyorumn.
    Örneğin denek Banuyu ele alalım.

    Banu 23 yaşında üniversite son sınıf öğrencisi bir kızımız olsun;

    Banu diyelim ki "Test 23a " adlı bir zeka testine tabi tutulacak,

    1-Banu'nun bu testi akşam çözmesi ile sabah çözmesi
    2-Morali bozukken (Depresif diyelim) çözmesi ile kendini mutlu iken çözmesi.
    3-Karnı aç iken çözmesi ile tok karnına çözmesi

    Ve benzeri farklı durumlar farklı sonuçlar arz etmeyecek midir?

    Yani Banu depresifken testte gösterdiği performans ,mutluyken gösterdiği performan arasında bir kalite farkı oluşmayacak mıdır?
    Depresifken diyelim ki 70 puan aldı ancak aynı testten mutluyken 130 puan aldı gibi....

    Bununla beraber disiplinli bir bünye duygu durumu ne olursa olsun aynı testten aynı puanı alabileceği ihtimali de söz konusu.
    Yani çok sevdiği arabası tuzla buz olmuş Cemal testte bu maddi kayıp ışığında 110 puan elde ediyor ,fakat aynı puanı zararı tazmin edildikten sonra katıldığı testte de elde edebiliyor gibi bir sonuçla karşı karşıya kalınabilir pekala...

    Ziyadesiyle duygusal zekanın bu ıq testine etkisi olup olmadığını anlamak istiyorum ,kanımca farklılık ortaya koyabilir gibi bir fikri öne sürüyorum.

    Sizce de böyle bir durum söz konusu mu?

    Eğer öyleyse bu tür testlere nasıl güveniyorlar.
    Zira zeka objektif gerçekleri algılama düzeyi olarak tanımlarsak , bu algılama düzeyinin kalitesi de Zeka farkı ise ,

    Kişinin özel durumu ,testin uygulama zamanı vb. hususlar test sonucunda farklılık göstermeyecek mi?

    Lafı çok dolandırdım kusuruma bakmayınız , reel bir örnek vereyim , işe girecek olan aday perşembe sabahı aç karnına katıldığı testten 70 puan alıyor diyelim ,aynı kişi cumartesi öğlen aynı testten 110 puan alıyor ve işverenin barajını geçiyor diyelim?
    Şu halde bu testin kalitesini sorgulamayabilir ancak perşembe günkü kişi gerizekalı iken cumartesi günkü kişi makul olmuş oluyor ,şu halde nasıl bir hüküm bağlayabileceğiz....

    Umarım ifade edebilmişimdir.
    Teşekkürler.

    Alıntıları Göster
    Dostum ölçme teorisine girmişsin :)

    Müsait bir zamanda ölçme teorisini basitçe anlatmaya çalışayım.




  • Akilli telefona laf edenler genelde o telefonu alamayan insandir

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ben de bunu düşünüyordum. Rahata alışmış ve hayatımızı kolaylaştıran birçok cihaza sahip olduğumuz için beynimizi çok çalıştırmadan öğreniyoruz. Sürekli bilgi alışverişi içindeyiz ve gereksiz şeyleri de öğreniyoruz. Bir zaman sonra beyniniz sürekli onlara odaklanıyor ve tembellik oluşuyor. Beynimizi yeteri kadar kullanmıyoruz.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Testlerin sadece fikir verdigine inanırım... Zeka yani ruh ölçeklendirilemez...

  • eulogy kullanıcısına yanıt
    :d Tüm ırkların eşit zeka seviyesinde olduğunu söyleyen birisiyle birşey konuşamam malesef selam ve dua ile.
  • Boş yorumlara itibar etmeyiniz.

    Araştırmayı yapan ekip zaten flyyn etkisinin etkisinin çalışmadığını, aksine tersine bir etki gösterdiğini belirtiyor. Zaten flynn etkisi dediğimiz şey bir gözlem, bir kanun değil, bir öngörü.

    Üstüne araştırmayı yapan bilim insanları bu konuyu genetiğe değil,

    çevresel faktörlere bağlamış.

    quote:

    Yapılan araştırmanın sonucu kadar bu sonucun sebeplerine ulaşmak da son derece önemli ancak bu konuda ciddi bir fikir ayrılığı mevcut. Norveçli araştırmacılara göre bu düşüşün arkasındaki en büyük etken çevresel faktörler. Genel olarak insanların yaşam tarzındaki değişikliklerin, eğitim sistemindeki değişikliklerin, okuma alışkanlıklarındaki düşüşün ve hatta çocukların günlük olarak bir ekrana maruz kalma sürelerindeki artışın da IQ puanlarında düşüşe neden olabileceği belirtiliyor.


    Bir diğer görüş ise testlerin güncelliğini yitirdiğini ve çağdaş insanın zekasını kestiremediğini iddia etmiş

    quote:

    Diğer bir görüşe göre ise IQ testleri çağdaş insanların zeka seviyesini tahmin etmek için uyarlanmadı. Söz konusu IQ testleri çağdaş eğitim modellerine ve genç bireylerin yaşam tarzlarına daha az uygun olan akıl yürütme modellerini kapsıyor. Bu durumda IQ puanının düşmesi genç nesilden değil testlerin yapısından kaynaklanıyor.


    Zaten dünyada hiç kimse zekayı dolaylı yoldan ölçen iq testleri ile genetik değişimi ispatlayamaz.En fazla iddia edebilir

    Bir diğer konu ise bir testi standartize etmek işte bir norm çalışması demektir. İq testlerinin maddelerini kolaylaştırırsın (o kolaylaştırma da değildir, çünkü yeni nesilde maddeyi çözen oranı değişmez madde güçlüğü değişmez.) Günümüz deneklerinin ortalaması 100 olur. İşte bu bir norm çalışmasıdır. Bu yüzden zaten Standartlar ile Normlar bilimsel kitaplarda tek bir ünite olarak verilir.

    Ben yukarıda alıntıladığım, haberde bilim insanlarının görüşlerine katıldım. Bence de ölçme aracı çağdaş insanın iq'sunu kestirmede yetersiz.

    Bir diğer katıldığım fikir de normlardı. Normlar çevrenin etkisiyle, yaşantı ile değişmektedir, kültür ile değişmektedir. Örneğin son 10 yıldır analitik düşünmeyi ülkemiz gibi müfredatında daha çok yer veren ülkeler var. Bu ülkelerdeki tekrar belirteyim çevre etkisiyle değişen yaşam tarzlarına uygun ölçme araçları geliştirilmiyor.

    İşte tam da bu sebepten normların değiştiğini aynı ölçek üzerinden ölçülen farklı tarihsel zamana ait bireyler arasında değişen madde fonksiyonu oluşabileceğini belirttim.

    Üstelik sadece ingiltere'de ve Norveç'te gözlenen bu norm değişikliği için tüm insanlık hakkında yorum yapılamaz.

    Daha bu ölçme araçlarının geçerliliğini konuşmadık bile. Muhtemelen yapı ve kapsam geçerliliklerinde sorun çıkacaktır zamanla.

    Açarsın bir tane kitap öyle google'da bulunacak cinsten değil;

    Aptallaşıyor muyuz? Gençlerin IQ'ları bir nesilde 7 puan geriledi


    Aptallaşıyor muyuz? Gençlerin IQ'ları bir nesilde 7 puan geriledi


    Standarts and Norms ünitesini okursun

    Magnusson olur, Guilford olur, Lord olur Novick olur, tonla adam olur.

    Norm ile zeka ölçeğinin ne alakası var gibi salakça bir soru sormazsın.

    Zeka testleri evrensel testlerdir gibi salakça bir cümle kurmazsın.

    Değişen yaşantı ile birlikte zeka testlerindeki 100 puan kabul ettiğin normalin (ortalama) de, norma bağlı olarak değişebileceğini farkedersin.

    Ancak pişkin bir insan ölçme aracına toz kondurmaz, tüm değişkenlerin farkında olduğunu ve kontrol edebildiğini iddia eder. Suçu doğrudan ölçtükleri insanların zekalarına atar.

    İki farklı norm arasında iq puanı farkı buluyorsan en son düşüneceğin şey testin iyi bir ölçme gerçekleştirdiği olmalı. Aklına çevresel faktörler, kültür, dil, normlar, ölçme aracının geçerliği, güvenirliği, faktör analizi sonucu filtrelediğin maddeler gibi parametrelerden önce genetik geliyorsa zaten hatanın kralını yapıyorsun demektir.

    Sonra norm nedir, standart puan nedir, güvenirlik nedir, geçerlik nedir, ölçme nedir, psikolojik değişkenin doğası nedir, psikolojik değişkenleri ölçen araçlar ne söyler? bilmeden sağda solda yunanlılar salaktır, almanlar zekidir, ruslar embesildir diyerek gezinirsin.

    Fotorğrafları neden paylaştın?

    Çünkü adam standart puanlar ile normlar arasında ilişki olduğunu görsün, idrak etsin, öğrensin diye. Classic Test theory, Item Response Theory, Generalizability Theory gibi ölçme teorilerini kuran insanların kitaplarına Norm ve Standart diye bir ünite koyduğunu öğrensin. Şimdi bu şahıs iq puanlarının standart puan olmadığını da iddia eder, ben gerekli ünitelerin fotoğraflarını çekeyim. Orada da bir yüzüne vuralım bunu.

    Bugün normal dağılımı sosyal bilimlerde kullanan ilk insan olan Quetelet'in ilk sorununun norm olduğunu öğrensin. Psikolojinin ölçme teorileri sayesinde, psikolojik değişkenlerin ölçülebilmeye başlandığı andan itibaren bilim olduğunu öğrensin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi eulogy -- 14 Haziran 2018; 21:49:43 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: John WICK

    :d Tüm ırkların eşit zeka seviyesinde olduğunu söyleyen birisiyle birşey konuşamam malesef selam ve dua ile.
    İşte bu kadar ölçmeden anlıyorsun sen :)

    Her ırkın iq ortalaması 100 çıkınca bu testlerin bunları eşit olduğunu iddia ettiğini sanıyorsun.

    Şunun farkında değilsin ki, iq puanları ortalaması her zaman 100'dür. İşte normu bilmediğin buradan bile belli. Her normun kendi içinde iq puanlarının 100 çıkmasının, her normun eşit olduğu anlamına geldiğini sanıyorsun.

    Sivrisineklere bildiğimiz iq testini yap, ortalaması 100 çıkacaktır (gerçi değişim gözlenmez ama şu an konusu değil). Şimdi bunu biraz düşün bakalım. Az da kitap oku.

    Dünyada kime neye iq testi yaparsan yap, kendi normu içinde ortalaması 100 çıkar. Türkler, Almanlar, İnsanlar, Kangurular, Sandalye...

    z puanı nasıl 0 ise, t puanı nasıl 50 ise, iq puanı ortalaması da her zaman 100'dür.

    Çünkü iq puanı sadece ve sadece bireyin kendi normu içinde ortalamaya göre konumunu verir. iq puanı 90 olan bir birey, kendi normu içinde ortalamadan 10 puan geridedir. Gidip onu başka normlar ile doğrudan puan üzerinden karşılaştıramazsın.

    İşte ortalamayı mal gibi karşılaştırma diye tonla yöntem geliştirirmiş, tonlar test geliştirilmiş.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi eulogy -- 14 Haziran 2018; 21:43:12 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: sendemail

    Hocam bahsettiklerinizden dha ilk mesajınızdan itibaren istifade ettim ,gerçekten çok teşekkür ederim.
    Bu zeka testleri hususunda şunları danışmak isterim.

    Malumunuz ilgili sınama araçlarının sınanan kitlenin karakteristiğine ,zamanına gibi değerler ışığında yapılagelmnesinin tutarlılık açısından elzem olduğundan bahsetmiştiniz.

    Örneğin bir senegalli için geçerli olan bir italyan için geçerli olamayabilir ,bununla birlikte 20 yaşındaki italyan ile 60 yaşındaki italyan içinde geçerli olamayabilir ,zira nesil farkı var ,bununla birlikte 20 yaşındaki italyan mario ile 60 yaşındaki Dante nin 20 yaşındaki hali ile aynı sınamaya teste tabi tutulmasının kusurlar arz edeceğini belirtmişsiniz.
    Gerçekten enteresan bir yaklaşım hiç düşünmemiştim.

    Ben bu tür testlerin hazırlanma aşamasında aşağıda sıralayacaklarımın dikkate alınıp alınmadığını merak ediyorumn.
    Örneğin denek Banuyu ele alalım.

    Banu 23 yaşında üniversite son sınıf öğrencisi bir kızımız olsun;

    Banu diyelim ki "Test 23a " adlı bir zeka testine tabi tutulacak,

    1-Banu'nun bu testi akşam çözmesi ile sabah çözmesi
    2-Morali bozukken (Depresif diyelim) çözmesi ile kendini mutlu iken çözmesi.
    3-Karnı aç iken çözmesi ile tok karnına çözmesi

    Ve benzeri farklı durumlar farklı sonuçlar arz etmeyecek midir?

    Yani Banu depresifken testte gösterdiği performans ,mutluyken gösterdiği performan arasında bir kalite farkı oluşmayacak mıdır?
    Depresifken diyelim ki 70 puan aldı ancak aynı testten mutluyken 130 puan aldı gibi....

    Bununla beraber disiplinli bir bünye duygu durumu ne olursa olsun aynı testten aynı puanı alabileceği ihtimali de söz konusu.
    Yani çok sevdiği arabası tuzla buz olmuş Cemal testte bu maddi kayıp ışığında 110 puan elde ediyor ,fakat aynı puanı zararı tazmin edildikten sonra katıldığı testte de elde edebiliyor gibi bir sonuçla karşı karşıya kalınabilir pekala...

    Ziyadesiyle duygusal zekanın bu ıq testine etkisi olup olmadığını anlamak istiyorum ,kanımca farklılık ortaya koyabilir gibi bir fikri öne sürüyorum.

    Sizce de böyle bir durum söz konusu mu?

    Eğer öyleyse bu tür testlere nasıl güveniyorlar.
    Zira zeka objektif gerçekleri algılama düzeyi olarak tanımlarsak , bu algılama düzeyinin kalitesi de Zeka farkı ise ,

    Kişinin özel durumu ,testin uygulama zamanı vb. hususlar test sonucunda farklılık göstermeyecek mi?

    Lafı çok dolandırdım kusuruma bakmayınız , reel bir örnek vereyim , işe girecek olan aday perşembe sabahı aç karnına katıldığı testten 70 puan alıyor diyelim ,aynı kişi cumartesi öğlen aynı testten 110 puan alıyor ve işverenin barajını geçiyor diyelim?
    Şu halde bu testin kalitesini sorgulamayabilir ancak perşembe günkü kişi gerizekalı iken cumartesi günkü kişi makul olmuş oluyor ,şu halde nasıl bir hüküm bağlayabileceğiz....

    Umarım ifade edebilmişimdir.
    Teşekkürler.

    Alıntıları Göster
    Dostum seni ihmal ettim, özür dilerim.

    Öncelikle ilk paragraflarında benim anlattıklarımı yazmışsın ve ilginç geldiğini söylemişsin. Öncelikle bunlar bana ait şeyler değil :) ölçme felsefesi ve teorisinin içinde olan şeyler.,

    Şimdi sana ölçme teorisini burada anlatamam, aşırı ayrıntılı yıllarını vermen gerekiyor fakat basitçe klasik ölçme teorisinin ne anlatmaya çalıştığını açıklamaya çalışayım.

    Öncelikle olasılığın iki temel kanununu bilmen gerekiyor. Bunlar büyük sayılar kanunu ve merkezi eğilim teoremi.

    Ben burada büyük sayılar kanununda bahsedeceğim.

    Örneğin bir paranın yazı gelme ihtimalini düşün. Doğrudan bunun 1/2 olduğunu biliyorsun.

    Peki nerden biliyorsun?

    Çünkü sen parayı atmaya başlarsın, 1 defa, 3 defa, 15 defa, 450 defa, 16800 defa, böyle sonsuza gider.

    Sen 15 defa parayı attığında kaç tane yazı geleceğini bilemezsin, 16800 defa parayı attığında kaç tane yazı geleceğini bilemezsin.

    Kesin bildiğin tek şey var. Sonsuz defa atarsan yazı gelme oranı 1/2'dir.

    Büyük sayılar kanunu bize sonsuz kere denemedeki kesin sonucu verir. Bir çeşit limit işlemi gibi düşün.

    Şimdi artık bir olasılığın sonsuzdaki değerini kestirebildiğimizi biliyoruz.

    Şimdi bunun avantajını kullanalım

    3 tür hata var. Uzuncana anlatmayacam. Sabit hata sistematik hata ve Tesadüfi hata.

    Burada tesadüfi hatanın özel bir doğası var.

    Aynı yazı gelme istimali gibi tesadüfi hatanın sonsuzdaki ortalaması "0" dır.

    İşte ölçme teorisi konuşurken bu avantajı kullanacağız.

    Sen bir ölçme işlemi gerçekleştirdiğinde

    ölçülen değer = gerçek değer + hata

    gibi basit bir denklem elde edersin. Bu denklemde hatanın ve gerçek değerin miktarlarını bilmediğin için gerçek değer (puan) hakkında bir yorum yapamazsın.

    Fakat;

    eğer bu hata sadece tesadüfi hata ise

    ölçülen değer = gerçek değer + tesadüfi hata olur.

    Eğer sen bu ölçmeyi sonsuz kere yaparsan.

    Tüm ölçülen değerlerin ortalaması = Gerçek değer (sabittir zaten, ortalaması da kendisidir) + tesadüfi hataların ortalaması

    gibi bir denklem elde edersin.

    Tesadüfi hataların ortalşamasının "0" olduğunu söylemiştim.

    Buradan yola çıkarak sonsuz kere ölçüm yaparsan


    Tüm ölçülen değerlerin ortalaması = Gerçek değer (sabittir zaten, ortalaması da kendisidir) + 0 olur

    Bu da ölçülen değerlerin ortalaması = Gerçek değer olur.

    Demek ki biz, sistematik hatalardan arınık bir ölçme yapsak ve bu ölçmenin aynısını sonsuz kere gerçekleştirsek, doğrudan elde edemediğimiz bişreyin gerçek puanına ulaşacaz. Bu puan zeka olabilir, başarı olabilir vs vs.

    Burada devreye korelasyon giriyor. Şimdi burada anlatamayacağım ama herhangi bir ölçe teorisi kitabında rahatça bulabileceğin denklemlerden sonra

    İki tane ölçmeden elde ettiğimiz puanın korelasyonu = gerçek puan ile bir tane ölçmeden elde ettiğimiz puanın korelasyonuna eşit oluyor.

    Eğer biz tesadüfi hata hariç tüm hatalardan arınmış iki tane birbirine benzer (paralel) ölçme işlemi gerçekleştirebilirsek ve bu işlemlerde sonucunda elde edilen puanlarının korelasyonunu hesaplarsak ve bu korelasyon 1'e yakınsa;

    Biz güvenilir bir ölçme gerçekleştirdiğimizi iddia etmiş oluyoruz.

    Teori kökü bura.

    Devamı ise vallahi çok uzun merak ediyorsan kaynak vereyim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi eulogy -- 14 Haziran 2018; 22:21:6 >




  • O kadar çok işini sallamayarak yapan var ki...

    Hop türkçeye çevir, tak faktör analizi geçerlik güvenirlik yap. Al sana uyarlama. Bitti gitti.

    Sonra adam norm ile iq testlerinin ne alakası var diye sorar tabi.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: eulogy

    Sen şu an klasik bir cahilin yaptığını yapıyorsun. Tartışmayı kazanmaya çalışıyorsun. Hem de 0 bilgiyle.

    Ne konu hakkında fikrin var, ne konu hakkında bilgin var. Şurada basit bir ölçme işlemini sorsam; örneğin paralel ölçmeler arasındaki korelasyonun yüksek olmasının, ölçülen puanın gerçek puana yaklaştığının göstergesi olduğunu bir kaç ufak denklemle göster desem yapamazsın.

    Bu bahsettiğim şeyi bir psikometri uzmanının bilmesini bırak her hangi bir ölçmeci bile bilir. Bunu bile bilmediğine eminim.

    Sağdan soldan ordan burdan normlama diye bir kelime duydun veya biliyosun. Sadece tahmin ediyorum, normlama kelimesini ya ekonomi okudun orda duydun, ya genetik okudun ne bileyim ya da ilaç sanayide çalışıyorsun... Onu ölçmedeki norm, uyarlama veya geçerlik güvenirlik çalışması zannettin. Sonra morarınca da işi laf kalabalığına vurdun.

    Sana bir tane normlama ile ilgili makale getir dedik. İçinde normlama kelimesi geçen bir ölçme aracı geliştirme çalışması bir norm çalışması getir dedik. Görmezden geliyorsun çünkü işine gelmiyor.

    Ben senin bahsettiğin Freud, Jung ve Piaget'i bile bilmediğinden veya yüzeysel bildiğinden eminim.

    Zeka'nın ne olduğunu ve nasıl ölçüldüğünü de bilmediğinden eminim. Çünkü bilen insan bu konu hakkında konuşur azıcık da olsa bilgi verir.

    Birisi sana ölçme teorisiyle ilgili bir şeyler söyle de bildiğini anlayalım diyor. Tek kelime etmiyorsun.

    Muhtemelen ölçmenin bir teorisi olduğunu hatta birden fazla teorisi olduğunu bugün benden öğrendin.

    Şimdi desem ki psikolojik değişkenlerin sürekliliğini ispatla veya tarihsel gelişimini göster. Bunu da yapamazsın çünkü konu hakkında fikrin yok.

    Sadece laf salatası yapıyorsun. Sonuçta bu ülkede Celal Şengör'e jeoloji öğreten tarih öğretmeni vardı ve sadece laf dalaşıyla tartışmayı kazandığını düşünüyordu. Bu yüzden senle tartışmıcam. Ne yazdıklarıma cevap veriyorsun, ne konuyu tartışıyorsun. Ben de konu hakkında en ufak fikrim olmasa konuyu tartışmaz böyle laf dalaşına girerdim.

    Gelip sana ne kadar cahil ve ne kadar troll olduğunu anlatmakla vakit kaybetmicem. Çok alışığım bunlara. Zamanında Annihilator diyordu da sana; inanmıyorduk, "Ne konuştuğu hakkında ne bilgisi var ne fikri var" diye. Adam baştan sona haklıymış.

    şimdi ne saçmalıyosan saçmala. Hadi Bye bye.

    Bir şey daha ekleyeyim: Adama bu benim işim, mesleğim yazdım diye bunu narsistlik saydın. Bu bence senin ezikliğin. Çünkü "bu benim işim" cümlesinde ufacık bir narsistlik dahi yok.

    Alıntıları Göster
    Sen de farkındaysan öznel yorumlarla nesnel gerçekleri bir tutamazsın. Bana söylediklerini geç, onu yüzsüzlüğüne verelim.
    Örnek veriyorum, matematikte kuraldır: eşit şeyler denk olur ama denk olmayan şeyler kesinkes eşit olamaz. Sen bu kuralı ihlal ediyorsun, daha sonra da matematik dahilinde sizi test ediyorum diyorsun. Yok öyle bir dünya: bu grup dahilinde normumuz bu olsun, o norma göre 100 üzerinden değerlendirelim bu kişileri ama diğer kişiler için ölçüt farklı noktadan farklı değerlendirmelerle olsun. Bu dediğin olur da, ancak ve ancak testin tutarlılık eşitliğini bozarsan olur. İki ayrı grubu kıyaslayamayacağını söylüyorsan, sen o test denen naneyi geçeceksin. Test demek standart demektir.
    Senin zaten istemeye istemeye kendini geçerli kılmak için anlatmak durumunda olduğun durum şartı, seni ele veriyor. Kendiliğinden testin standardını tamamıyla geçersiz kılan bir 'özel istisna' durumundan bahsediyorsun. Sonra da bir araba laf ile yüksek bilginden söz ediyorsun. Hiç lafı uzatmaya gerek yok, ispat temele dayanır.
    Bilim insanları konusunda da sana sorduğum soruları benim bilgisizliğime vurarak geçiştirdin de, Piaget'nin toplumun zeka yaşı konusundaki bilgisizliğini mi geçiştiriyorsun? 'Geç kazanıyorlarmış' - güzeldi!




  • israil abd gdo lu tohumları laf olsun diyemi yediriyorlardı

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Aptallaşıyoruz tabi. Görmüyor musunuz açılan konuları?

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.