Şimdi Ara

Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu (214. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
10.293
Cevap
412
Favori
902.114
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
32 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 212213214215216
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:


    BALIKESİR HUTBESİ
    ATATÜRK’ÜN PAŞA CAMİİNDE YAPTIĞI KONUŞMA
    7 ŞUBAT 1923

    Ey Millet, Allah birdir. Şanı büyüktür.

    Allahın esenliği, sevgisi ve iyiliği üzerinize olsun.

    Peygamberimiz efendimiz hazretleri, Cenabı Hak tarafından insanlara dini gerçkleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir.

    Temel kanunu, hepimizce bilinmektedir ki, yüce Kur’an’daki mânası açık olan ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz, son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor. Eğer akla, mantığa ve gerçeğe uymamış olsaydı, bununla diğer ilahi tabiat kanunarı arasında çelişki olması gerekirdi.
    Çünkü tüm evren kanunlarını yapan Cenabı Hak’tır.

    Arkadaşlar; Cenabı Peygamber çalışmasında iki yere, iki eve sahip bulunuyordu. Biri kendi evi, diğeri Allah’ın evi idi. Millet işlerini Allah’ın evinde yapardı. Hazreti Peygamber’in mübarek yolunda bulunduğumuz bu dakikada milletimize; milletimizin bugününe ve geleceğine ait hususları görüşmek maksadıyla bu kutsal yerde Allah’ın huzurunda bulunuyoruz.

    Beni buna eriştiren Balıkesir’in dindar ve kahraman insanlarıdır. Bundan dolayı çok memnunum. Bu fırsat ile büyük bir sevab kazanacağımı ümit ediyorum. Efendiler, camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Camiler itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapılmasının gerekli olduğunu düşünmek yani konuşup tartışmak, danışmak için yapılmıştır. Millet işlerinde her kişinin zihnini ayrı ayrı faaliyette bulunması zorunludur. İşte biz de burada din ve dünya için, geleceğimiz ve bağımsızlığımız için, özellikle egemenliğimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım.

    Ben yalnız kendi düşüncemi söylemek istemiyorum. Hepinizin düşündüklerinizi anlamak istiyorum. Milli amaçlar, milli irade yalnız bir kişinin düşünmesinden değil, milletin bütün kişilerinin arzularının, emellerinin sonuçlarından ibarettir. Bundan dolayı benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız serbestçe sormanızı rica ederim.

    okuyun bi devamıda var isteyene atarım
  • Atatürk tartışmalarının bir sonuca ulaşmayacağı belli de biz istiyoruz ki nankörlük yapılmasın.Düşünceleri herkes tarafından benimsensin diye bir beklentimizde yok ama en azından ülkeyi örgütleyip bağımsızlığını sağlamasına saygı gösterilsin.Bu adamın adı Atatürk,bu devletin adı Türkiye,bu bayrak Türk bayrağı,bu dil Türkçe olduktan sonra bazı arap dönmelerinin hoşuna hiçbir zaman gitmeyeceklerdir.Sonuna kadar Türk kalmak için direneceğiz.
  • konu nereye gitmiş toplayıp özetleyelim

    ABD dünyanın ve kendi insanlarının tepkisini almamak için bu projeyi barışçı “deprem indirgeme” sistemi diyerek, bir yandan tepkileri azaltıp diğer yandan fonlama devamlılığını sağlamayı amaçlıyordu. Bu nedenlerle proje önce Avustralya’nın çıplak ve seyrek nüfuslu kırsal bölgelerinde denendi ve geliştirildi. Daha sonra değişik zamanlarda Kafkaslar’da, Okyanus tabanında ve Güney Amerika’daki Ant dağlarında denendi ve büyük aşama kaydetti.

    Bu arada Türkiye, Japonya ve benzeri deprem kuşağındaki ülkelere sismik ağ şebekeleri kurularak bu bölgelerin tektonik verileri saniyesi saniyesine devasa bilgisayarların kayıtlarına gönderilmeye başlandı. Üniversitelerle ortak projeler geliştirildi, yüzlerce bilimadamına Amerika’da deprem konusunda araştırma yapma bursu verildi. Ancak projenin gizliliği esastı. Bu nedenle tüm ilişkiler paravan araştırma kurumlarında yürütülüyordu. Ancak zaman zaman bilgi sızıntısına olanak verilerek halkın bu konu hakkında bilgi sahibi olması istendi. Kobe’de ve başka yerlerde meydana gelen depremlerin arkasındaki gariplikler çıkar gruplarınca terör ve mafya örgütlerinin işi gibi gösterilmek istendi ve bunda da başarılı olundu.

    Ve gün geldi bu sistem Türkiye’de denenmek istendi. Zaten bölge bu amaçla yıllardır sismik espiyonaj altındaydı. Nitekim gelişmeleri takip edenler, depremden hemen sonra, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın girişimleriyle Türk Telekom’un Türkiye’nin sismik bilgilerini Pentagon’a ileten NATO Üssü’nün iletişimini nasıl kestiğini hatırlayacaklardır.

    ABD’nin asıl hedefi, Kuzey Anadolu fay hattındaki deneyden elde edeceği tecrübe ve bulguları,Kaliforniya San Andreas fay hattına uygulamaktı. Bu iş yine çok yüksek askeri gizlilik taşıdığından yürütme işi İsrail’li uzmanlara verilmişti. Gerekli makine ve donanım gizlice denizaltılarla Gölcük Üssüne getirilerek oradaki, yeraltı-denizaltı korunaklarına kuruldu. Türk makamları durumdan detay bazda haberdar değillerdi. Bunu İsraillilerle yürütülen askeri tatbikatın bir parçası olarak düşünüyorlardı. (Zaten İsraillilerle yapılan askeri tatbikat bu operasyon doğrultusunda önceden planlanmıştır.

    Çünkü dünyanın ve Türk Milletinin dikkatlerini çekmemek için tatbikat adı altında HAARP-TESLA Deprem Makinesini getirip rahatça kurdular.) Böyle bir makinenin deneneceğini zamanın Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Genel Kurmay Başkanı biliyordu, fakat ABD (Siyonistler tarafından yönetiliyor) ve İsrail’liler (Siyonistler) bizimkileri makinenin denenmesi için şu şekilde ikna ettiler : olası İstanbul merkezli bir depremde 100.000 kişinin ölümü, yüz milyar doları aşan maddi kayıp ve Türkiye’nin en az 25-30 yıl geri gitmesi demektir, diyerek bizimkileri ikna ediyorlar.

    İsrailliler Amerikalı’larla gece şartlarında elektro-sismik haberleşme tatbikatı yapacaklardı. Deney başarılı olacağından sonunda kimse normal dışı bir şeyin olduğunu farketmeyecekti. Bu amaçla Gece Şahini Tatbikatı’nın (Operation Night Hawk) saat 03:00’te başlaması planlandı. Gece saat tam 03:00’te düğmeye basılacak ve Gece Şahini devreye girecekti. O an uzay filmini andırır devasa cihazlar çalışmaya başlayacak ve 1-2 dakika içinde de oluşturdukları muazzam enerjiyle Marmara’nın altındaki tektonik tabakayı zayıf yerlerinden kırıp, aylardır oluşan basıncı dışarı atacaklardı.

    Böylece büyük bir deprem önlenmiş olacaktı. Ama o gece sabaha karşı birşeyler yanlış gitti. Ve beklenen gerçekleşmedi. Herşey bir anda olup bitmişti. Cenab-ı Hakk’ın Doğası kendini yönetmeye kalkanlardan bir kez daha intikam almıştı. 45 saniye süren deprem, beklenenin 10,000 kat üstünde bir güçle gelmişti. Her yeri bir anda yerle bir etmişti. Zayıflayan ve titreyen elektrikler az sonra geri geldiğinde, gece saat 03:05’i gösteriyordu. Daha birkaç dakika öncesine kadar korunağın içinde ŞAMPANYA patlatmayı bekleyenler, şimdi korkudan buz gibi donmuş, hareketsiz ayakta duruyorlardı. Kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. On binlerce insan, çoluk çocuk, o an enkaz altında can çekişiyor veya cansız yatıyordu. Bu düşünce ile hepsi ürperdi. Bu asrın en büyük felaketiydi; hem de insan eliyle yapılan bir felaket...

    Sessizliği İsrailli komutanın buz gibi emri bozdu: “Lets pack! We’re moving out! Call operation-Q! Right now! Immediately! Stop whinning! Move, move, move!” (Toplanın! Kaçıyoruz! Q planına geçiyoruz. Şimdi..Hemen! Hadi, hadi!!!)

    İşte o andan sonra çantalardan çıkan “Q planı” çalışmaya başladı. İlk önce bölgedeki tüm haberleşme ve elektrik enerjisi felç edildi. 4 dakika içinde İsrail Başkanı Barak ve ABD Başkanı Clinton ile irtibat kuruldu. O anda İsrail’de Ben Gurion’un Lod askeri havaalanından 4 adet savaş uçağı eşliğinde 2 nakliye uçağı havalanıyordu. 2 dakika sonra da İsrail Deniz Kuvvetleri ve NATO Güney Deniz Saha Komutanlığı’na bağlı tüm birlikler DEFCON-4 acil durumuna geçirildi. Amerikan 6’ncı filosuna bağlı gemiler de rotalarını İstanbul’a çevirmek için Pentagon’dan emir aldılar.

    Bu arada ilginç bir şey daha olmuştu. Depremle ilgili haberler birbiri ardına gelirken, bir haber önce görünüp sonra kayboldu. 20 Ağustos Cuma akşamı televizyonlar bir İsrail uçağının Ataköy açıklarında denize düştüğünü duyurdu. Ancak bir süre sonra haber kesildi ve uçağın akıbeti ile ilgili bir daha haber alınamadı.

    Olaydan bir gün sonra Deniz Kuvvetleri’nden bir dost ÖZEL BÜRO’yu aradı ve bu olayda birtakım soru işaretleri bulunduğunu, bu konunun perde arkasını araştırmamızı rica etti. Kısa sonra ulaştığımız bilgiler gerçekten ilginçti. Uçak, düştükten kısa süre sonra teknesiyle o sırada Ataköy açıklarında olan balıkçı Abdullah KAPLAN tarafından kurtarılmıştı. Abdullah Kaplan olayı şu şekilde anlatmıştı : “Uçağın düştüğünü görünce derhal yardıma gittik. Uçağın kanatları yara almıştı. Hemen uçağı bağladık ve Zeytinburnu limanına çektik. Teşekkür beklerken küfür yedik. Ne olduğunu bile anlamadık.”

    Bu konu o gece o bölgede görev yapan Sahil Güvenlik 4. Botunun sorumluluk alanındaydı. Araştırmalar Sahil Güvenlik’in bu konuyla ilgilenmediğini ortaya çıkardı. Olay yerine gelen televizyon ekipleri ise şaşırtıcı bir şekilde çekim yapmaktan vazgeçmişlerdi.

    [Patronlarından (İsrail) aldığı emir gereği] Daha sonra uçağı Zeytinburnu’na yanaştıran balıkçı Abdullah Kaplan, olayı Kumkapı’daki Gümrük Muhafaza’ya iletti.

    Kısa süre sonra tutanak tutuldu. Ancak Gümrük Muhafaza da tutanak tuttuğuna pişman oldu.Uçağın sahibi İsrail asıllı biriydi. O gece ne olduğu ise bir türlü anlaşılamadı.

    Deprem için 1900’lerin başından beri Nicola TESLA adındaki Sırp asıllı bir bilimadamının buluşu olan “elektromanyetik endüksiyon tekniği” (TESLA Makinesi) kullanıldı.

    Makinenin ABD Kaliforniya San Andreas fay hattında olacak muhtemel bir deprem öncesi kullanılması düşünüldü. (ABD’lilerin asgari zarar ve ölümlerinin azaltılması için bazı denekler gerekiyordu, onların gözünde bir hayvandan bile daha değersiz olan bizim gibi insanlar üzerinde denenmesi normaldi.)

    Neden Türkiye diye soracak olanlar için ise; - Türkiye de ne yaparsan yap kimsenin umurunda olmaz, birkaç tane yetkiliyi ikna ettikten sonra her türlü deneyi yapabilirsiniz, bilinçli insan sayısı azdır, genelde okumamış cahildir, araştırmazlar kadercidirler, Kaliforniya San Andreas fay hattının dünyada tek eşi benzeri özelliklere sahip olan ikiz kardeşi Kuzey Anadolu fay hattıdır, karakterleri aynıdır.

    Ancak, ÖZEL BÜRO elemanları bu bulguları depremden hemen sonra kısa bir süre sonra elde ettiler ancak devletin üst kademeleri bu bilgilerin yayınlanmamsı için baskı kurmayı denediler ve başarılı oldular.

    Depremden hemen önce Kanadalı bir bilimadamı her nasılsa bu gizli verilere ulaşarak, bölgede bir deprem olacağını ve bunun için bölgenin takip altına alındığını anladı. Ve bunu kendi amaçları doğrultusunda yaklaşık 48 gün ve 240 km hata ile yayınladı. Bu bilgiler de ÖZEL BÜRO’nun haber network’üne tesadüfen girdi. Ancak, ÖZEL BÜRO elemanları bu bilgilerin böyle bir şey olması için anlamsız olacağı kanaatine vararak önceleri KOMPLO TEOREMİ olarak baktılar ve bilgiler arşivlendi ve istihbari olarak kıymetlenmedi. Fakat ne bu bilimadamına, ne de yayınına daha sonra nedense kimse dikkat etmedi.

    Gölcük Donanma Komutanlığı’nda görevli asker, astsubay ve subaylar, Donanma karargahında garip birşeyler olduğunu farketmişlerdi. Peki İsrail askerlerinin bu projedeki yeri neydi? İsrailli askerler ve üst düzey subaylar o gece Gölcük’te ne arıyorlardı? Bu devir teslim töreni her yıl yapılan rutin bir ulusal törendi. Uluslar arası bir kimliği yoktu. Ama İsrailli subaylar ve üst düzey yetkilileri oradaydı! Peki ne arıyorlardı Gölcük’te?

    Bunun nedenini depremden sonra ÖZEL BÜRO elemanları giderek artan bulgular ve delillerden anlamaya başlamışlardı.

    Çünkü bu proje İsraile ihale edilmişti. Bizimkilerin ise bir şeyden haberi yoktu (Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genel Kurmay Başkanı hariç). Bize güvenen de yoktu zaten. Ancak o gece nedense hiç kimse İsraillilere, bugüne kadar hiç katılmadıkları bu devir teslim törenine neden katıldıklarını sormadı. Ya şaşkınlıktan ya da telaştan, enkaz altında kaç İsrail askerinin öldüğü, kaçının yaralandığını da soran olmadı. O felakette kaç İsrail askerinin öldüğünü ne Genelkurmay yayınladı ne de İsrail böyle bir bilgiyi açıklamak nezaketinde bulundu. Herkese verdikleri imaj ise oraya bize yardım için geldikleri şeklindeydi. Hemen bir hastane kurdular. Yaralarımızı sarmaya yardımcı olmak için daha sonra o bölgede bir yerleşim merkezi kuracaklarını açıkladılar. (İsrailliler bizim kara kaşımıza kara gözümüze mi hayranlar, bizi çok mu seviyorlar, bizi çok sevdikleri için mi Türkiye’nin doğusunu kendi toprakları olarak gösteriyorlar. Arz-ı Mev-ud, Vaad edilmiş topraklar Büyük İsrail Devleti). Esas amaçları enkaz altındaki askerlerini ve önemli askeri malzemeleri çıkararak götürmekti. Gerisi paravan operasyondu. Bizde “Bak şu İsrail’e, helal olsun, hemen yardımımıza koştu” diyerek sevindik.

    Bu operasyon neden gündüz değil de gece olmuştu? Çünkü olacakları kimsenin görmemesi ve gözlemci riski ise en az düzeyde olduğu için gece oldu. Gece saat 03:00’te operasyonun başlaması için yeşil ışık yakıldı. TESLA Cehennem makinesi yer altındaki sığınakta ve deniz altında çalışmaya başlamıştı. En geç 1-2 dakika içerisinde gücü en üst düzeye ulaşmış olacaktı. Aynen de öyle oldu. Makine gürültüyle enerji toplamaya başlamıştı. Bu sırada, Avustralya’da ve Okyanusta bu tür suni depremler öncesinde görülen elektrik boşalması, hava yarılmasından oluşan ışıklar ve patlamalar oluştu atmosferde. Ve arkasından da makinenin boşalması ile birlikte yer yarıldı ve oluşturulan enerji doğaya aktarıldı.

    Ancak hesapta doğanın oyunu yoktu. Oluşan deprem hem beklenenden çok uzun süreli, hem de çok daha güçlü çıktı. Şiddeti 7.4’e ulaştığında Amerika’da aletler 7.8’i gösteriyordu. Ve büyük bir patlamayla her şey kontrolden çıktı. TESLA deprem makinesi, depremin enerji gerilimine dayanamayıp parçalandı ve ortaya çıkan güç yeraltında muazzam bir patlamaya neden oldu. Ve bu yer altı labaratuvarının tam üstündeki, herşeyden habersiz uyuyan yüzlerce askeri barındıran ve 8 şiddetindeki depreme dahi dayanıklı olması gereken askeri tesisler un-ufak olarak dağıldı. (demek ki deprem 8’den daha şiddetli oldu).

    Bir önlem olarak tüm bölge ve hatta bütün İstanbul 4 saat süreyle bir haberleşme ablukası altına alındı. Elektrikler kesildi ve telefonlar iptal edildi. Kimsenin birbiri ile haberleşmesi istenmiyordu. Cumhurbaşkanı dahi sabahleyin “benim de telefonlarım kesikti” (Türkiye’de bütün her yerin telefonları dahi kesilse önemli kurumların kesilmez çünkü uydu telefonları vardır. Ama uydu iletişimini dahi kestiler) şeklinde garip bir açıklama yapacak ve biz de buna bir anlam veremeyecektik. Demirel tam bir şaşkınlık içindeydi. (Cumhurbaşkanı’nın şaşkınlığı normaldir çünkü o na böyle bir şeyin olacağı ihtimali söylenmemişti. Bu olay duyulur ise Türk halkına nasıl izah edeceğini bilmediği için şaşkınlık içinde idi.) (Hoş bu olay ortaya çıksa bile bu olayı terör örgütü veya mafyanın yaptığı açıklaması yapılacaktı.)

    Ne yapacaklarını bilmedikleri için ne Cumhurbaşkanı, ne de Başbakan saatlerce bir şey diyemedi, demeç veremediler. “Üzgünüz” dahi diyemediler. Ancak sabah saat 09:00 sularında televizyon ekranlarının karşısına geçip halka üstün körü bir açıklama yapabildiler. Durum vahimdi. Hatta belki de Clinton dahi o anda konuya ilk kez vakıf olan yardımcılarından ve olağanüstü Milli Güvenlik konseyinden görüş alıyor ve Türkiye’ye nasıl yardım edileceğini hesaplıyordu. Hemen gerekli sıhhi yardım ekipleri organize ediliyor ve bölgedeki tüm Amerikan askeri birlik ve filolarına Türkiye’ye doğru hareket emri veriliyordu. Amerika diyetini Türkiye’ye tam destek vererek ödemeye çalışıyordu adeta.

    Bu arada devreye Avrupa ülkelerinin liderleri de giriyor ve belki de onlardan da Türkiye için sözler alınıyordu. Yunanistan bile harekete geçirilerek Türkiye’ye karşı olan hasmane tutumuna son vermesi sağlanıyordu. Tüm Batı başkentleri hareket halindeydi, panik yoktu. Herşey kontrol ve koordinasyon altındaydı; bir tek Türkiye dışında. Bizde ise sanki bu emrivaki felakete karşı nasıl tavır almaları gerektiğine bir türlü karar verilemiyor; kararsızlık içinde bocalayarak büyük bir gizlilik içerisinde ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.

    ÖZEL BÜRO elemanları ise büyük bir şaşkınlık içerisindeydi. Gelen deliller ve alınan bulgular İNANILMASI ÇOK GÜÇ BİR OPERASYONU işaret ediyordu. Tam anlamı ile bir şaşkınlık yaşanıyordu.

    Sabah saat 03:05 ile 06:30 arasında Batı’da bu hareketlilik yaşanırken bölgede de çok hızlı ve çok gizli bir askeri hareketlilik hakimdi. Ancak herkes kendi derdine düşmüş olduğundan bu olağanüstü gizli operasyondan kimsenin haberi olmuyordu. Böylece bu işi planlayanlar, gecenin karanlığından da yararlanıp denizaltından parçaları yüzeye vuran TESLA makinesinin kalıntılarını toplayıp, yer altı ve yerüstündeki tüm delilleri de yok ediyorlar ve hatta belki de insanları canlı canlı gömerek tüm izleri yok etmeye çalışıyorlardı. Ve bölgeye son hızla Rus araştırma gemisi dahi sabah saat 06:30’da bölgeye vardığında, havanın aydınlanmasıyla birlikte etrafta delil olabilecek tek bir cisim bile kalmamıştı. Deniz altında oluşan radyasyon anlaşılmasın, dibe çöken kalıntılar araştırılmasın ve patlama sonucu meydana gelen denizaltı krateri ve çukur ortaya çıkarılmasın diye bu bölge derhal askeri karantinaya alınarak dalışa yasak bölge ilan ediliyordu.

    Ancak bütün bu temizlikler yapıldıktan sonra Ecevit ve daha sonra da Demirel’in bölgeye gitmelerine izin veriliyordu. Onların dahi ne bölgeye uçuşlarına, ne de telefon irtibatı kurmalarına izin vardı. Sanki koskoca İstanbul ve Kocaeli bölgesi uzaydan gelen yaratıklar tarafından abluka altına alınmışçasına tam bir haberleşme karanlığına sokulmuştu. Tek bir telefon dahi çalışmıyor, elektrikler verilmiyordu.

    Ancak Ecevit ve Demirel, belki de olan biteni içlerine sindiremediklerinden olsa gerek, evleri kendilerine mezar olan binlerce insanımızın da acısıyla bir türlü rahat hareket edip halkla bütünleşemiyorlardı.

    (Eğer olay ortaya çıkmış olsa idi bu olay PKK terör örgütünün üzerine atılmak sureti ile geçiştirilecekti. Bu doğrultuda CNN haber spikeri Patronları olan ABD-İsrailli Siyonistlerden aldığı emir doğrultusunda Ecevit’e şu soruyu yöneltiyordu.) CNN haber spikerinin “depremin ardında PKK mı var?” sorusuna, Ecevit ona “siz ne saçmalıyorsunuz, deprem ile PKK’nın ne alakası var? Bu deprem Cenab-ı Allah tarafından gönderilen bir doğa olayıdır!!” demesi gerekir iken, diyemiyordu. Sadece spikerle göz göze gelmemeye dikkat ederek “sanmıyorum” gibi o günlerde bizi epeyce şaşırtan bir ifade kullanıyordu.

    Peki, Amerika ne yaptı sonra? Hemen tüm imkanlarını Türkiye için seferber etmedi mi? Clinton Amerikan halkından Türkiye’ye yardım etmelerini istemedi mi? Kasım’da Türkiye’ye geleceğini ilan edip, Ecevit’in de bu arada Amerika’ya kendini ziyarete geleceğini haber vermedi mi? Ecevit belki de Amerika’ya bu felaketin ve binlerce şehidin diyetini konuşmaya gidecekti. Nitekim gitti de. Ardından Clinton Türkiye’ye gelerek deprem bölgesini ziyaret etti, insanlarla konuştu, bizleri çok sevdiği imajı verdi, bebekleri kucağına alıp sevdi, onlara hediyeler ve yardımlar verdirdi.

    ABD’nin bu aşırı ilgisi sadece bir müttefik olmasıyla açıklanamazdı.

    Bu arada, acaba hükümet içinden sızan bilgiler, bazı bakanların özellikle MHP kanadının yabancılara karşı saldırgan tavır takınmalarına neden olmuş olamaz mı? İlk anda çok yadırgadığımız Sağlık Bakanı Osman DURMUŞ’un “yabancılara tek hasta bile vermem ve onlardan kan da almam” demesini şimdi yadırgayabiliyor musunuz? ABD’nin saygın gazetelerinden New York Post’un haberine bir de bu gözle bakın:

    “Türk hükümeti, ABD’nin Deniz Hastanelerini kullanmıyor...

    Türkiye’deki şiddetli depremde 27.200’den fazla kişi yaralandı. Ancak yetkililer tarafından dün yapılan açıklamada, depremin meydana geldiği tarihten itibaren geçen iki haftalık süre içinde ABD tarafından gönderilen Deniz Kuvvetleri’ne ait üç adet yüzer hastanede henüz tek bir hastanın bile tedavi edilmediği bildirildi.



    Türkiye’ye gönderilmiş olan uluslar arası yardımın çoğunun kullanılmaması Ankara’daki hükümetin eleştirilmesine neden oldu.
    Türkiye’de yayınlanan Radikal gazetesi önceki bir sayısında, 750 ton yardım malzemesiyle yüklü bir İsrail gemisinin üç gün süreyle gümrükte tutulduğunu yazdı.

    ABD gemilerinin İzmit’e varışından önce Türkiye Sağlık Bakanı Osman DURMUŞ’un, bu gemilere ihtiyaç olmadığına ilişkin sözlerine geniş bir şekilde yer verildi.

    Ancak ABD Büyükelçiliği, aralarında 600’den fazla yatak taşıyan Kearsarge adlı geminin de bulunduğu üç adet yüzer hastaneyle ilgili olarak bir uyuşmazlık yaşanmadığını bildirdi.”

    Ne ölenler geri gelir, ne de anılarımız.

    Ancak İzmit’te, Gölcük’te Yalova’da Halıdere’de Avcılar’da, Bolu’da Düzce’de ve daha nice yerleşim merkezinde enkaz altında yaşamlarını yitiren binlerce Mehmet, Hatice, Ayşe ve Ali’ye karşı bir vicdan borcumuzda mı olmayacak? Onlar geride gözleri yaşlı onbinlerce sevenlerini, sıcaklıklarından mahrum bırakırken, sırf Kaliforniya’da Jony’ler, Susan’lar ve Alice’ler yaşasın diye yaşamdan çalındıklarını dünya bilmesin mi ?

    17 Ağustos depremi kuşkusuz hepimizi derinden sarstı. Deprem bütün ülke halkını derinden üzerken, depremin açtığı yaralar hâlâ tam haliyle sarılabilmiş değil.

    ALINTIDIR



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi marea60 -- 12 Ağustos 2011; 21:54:34 >
  • ben duzce de yasiyorum . o gece sarsinti baslar baslamaz uyandim dun gibi hatirliyorum en az 250 km lik bir hatti etkiledi bu deprem yani aciklanandan cok daha gucluydu.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: marea60

    konu nereye gitmiş toplayıp özetleyelim

    ABD dünyanın ve kendi insanlarının tepkisini almamak için bu projeyi barışçı “deprem indirgeme” sistemi diyerek, bir yandan tepkileri azaltıp diğer yandan fonlama devamlılığını sağlamayı amaçlıyordu. Bu nedenlerle proje önce Avustralya’nın çıplak ve seyrek nüfuslu kırsal bölgelerinde denendi ve geliştirildi. Daha sonra değişik zamanlarda Kafkaslar’da, Okyanus tabanında ve Güney Amerika’daki Ant dağlarında denendi ve büyük aşama kaydetti.

    Bu arada Türkiye, Japonya ve benzeri deprem kuşağındaki ülkelere sismik ağ şebekeleri kurularak bu bölgelerin tektonik verileri saniyesi saniyesine devasa bilgisayarların kayıtlarına gönderilmeye başlandı. Üniversitelerle ortak projeler geliştirildi, yüzlerce bilimadamına Amerika’da deprem konusunda araştırma yapma bursu verildi. Ancak projenin gizliliği esastı. Bu nedenle tüm ilişkiler paravan araştırma kurumlarında yürütülüyordu. Ancak zaman zaman bilgi sızıntısına olanak verilerek halkın bu konu hakkında bilgi sahibi olması istendi. Kobe’de ve başka yerlerde meydana gelen depremlerin arkasındaki gariplikler çıkar gruplarınca terör ve mafya örgütlerinin işi gibi gösterilmek istendi ve bunda da başarılı olundu.

    Ve gün geldi bu sistem Türkiye’de denenmek istendi. Zaten bölge bu amaçla yıllardır sismik espiyonaj altındaydı. Nitekim gelişmeleri takip edenler, depremden hemen sonra, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın girişimleriyle Türk Telekom’un Türkiye’nin sismik bilgilerini Pentagon’a ileten NATO Üssü’nün iletişimini nasıl kestiğini hatırlayacaklardır.

    ABD’nin asıl hedefi, Kuzey Anadolu fay hattındaki deneyden elde edeceği tecrübe ve bulguları,Kaliforniya San Andreas fay hattına uygulamaktı. Bu iş yine çok yüksek askeri gizlilik taşıdığından yürütme işi İsrail’li uzmanlara verilmişti. Gerekli makine ve donanım gizlice denizaltılarla Gölcük Üssüne getirilerek oradaki, yeraltı-denizaltı korunaklarına kuruldu. Türk makamları durumdan detay bazda haberdar değillerdi. Bunu İsraillilerle yürütülen askeri tatbikatın bir parçası olarak düşünüyorlardı. (Zaten İsraillilerle yapılan askeri tatbikat bu operasyon doğrultusunda önceden planlanmıştır.

    Çünkü dünyanın ve Türk Milletinin dikkatlerini çekmemek için tatbikat adı altında HAARP-TESLA Deprem Makinesini getirip rahatça kurdular.) Böyle bir makinenin deneneceğini zamanın Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Genel Kurmay Başkanı biliyordu, fakat ABD (Siyonistler tarafından yönetiliyor) ve İsrail’liler (Siyonistler) bizimkileri makinenin denenmesi için şu şekilde ikna ettiler : olası İstanbul merkezli bir depremde 100.000 kişinin ölümü, yüz milyar doları aşan maddi kayıp ve Türkiye’nin en az 25-30 yıl geri gitmesi demektir, diyerek bizimkileri ikna ediyorlar.

    İsrailliler Amerikalı’larla gece şartlarında elektro-sismik haberleşme tatbikatı yapacaklardı. Deney başarılı olacağından sonunda kimse normal dışı bir şeyin olduğunu farketmeyecekti. Bu amaçla Gece Şahini Tatbikatı’nın (Operation Night Hawk) saat 03:00’te başlaması planlandı. Gece saat tam 03:00’te düğmeye basılacak ve Gece Şahini devreye girecekti. O an uzay filmini andırır devasa cihazlar çalışmaya başlayacak ve 1-2 dakika içinde de oluşturdukları muazzam enerjiyle Marmara’nın altındaki tektonik tabakayı zayıf yerlerinden kırıp, aylardır oluşan basıncı dışarı atacaklardı.

    Böylece büyük bir deprem önlenmiş olacaktı. Ama o gece sabaha karşı birşeyler yanlış gitti. Ve beklenen gerçekleşmedi. Herşey bir anda olup bitmişti. Cenab-ı Hakk’ın Doğası kendini yönetmeye kalkanlardan bir kez daha intikam almıştı. 45 saniye süren deprem, beklenenin 10,000 kat üstünde bir güçle gelmişti. Her yeri bir anda yerle bir etmişti. Zayıflayan ve titreyen elektrikler az sonra geri geldiğinde, gece saat 03:05’i gösteriyordu. Daha birkaç dakika öncesine kadar korunağın içinde ŞAMPANYA patlatmayı bekleyenler, şimdi korkudan buz gibi donmuş, hareketsiz ayakta duruyorlardı. Kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. On binlerce insan, çoluk çocuk, o an enkaz altında can çekişiyor veya cansız yatıyordu. Bu düşünce ile hepsi ürperdi. Bu asrın en büyük felaketiydi; hem de insan eliyle yapılan bir felaket...

    Sessizliği İsrailli komutanın buz gibi emri bozdu: “Lets pack! We’re moving out! Call operation-Q! Right now! Immediately! Stop whinning! Move, move, move!” (Toplanın! Kaçıyoruz! Q planına geçiyoruz. Şimdi..Hemen! Hadi, hadi!!!)

    İşte o andan sonra çantalardan çıkan “Q planı” çalışmaya başladı. İlk önce bölgedeki tüm haberleşme ve elektrik enerjisi felç edildi. 4 dakika içinde İsrail Başkanı Barak ve ABD Başkanı Clinton ile irtibat kuruldu. O anda İsrail’de Ben Gurion’un Lod askeri havaalanından 4 adet savaş uçağı eşliğinde 2 nakliye uçağı havalanıyordu. 2 dakika sonra da İsrail Deniz Kuvvetleri ve NATO Güney Deniz Saha Komutanlığı’na bağlı tüm birlikler

    ilginç gerçekler
  • konuyu ss lerle zenginleştirelim

    ahmedinejad yahudi ve iran bayrağındaki arma da baphomet in temsili diyorduk, hadis ve günümüzdeki durumu vermiştik.. illuminati nin yaptığı devrimin adı "islam devrimi" olunca içeriği de islam devrimi olmuyor tabi.. maalesef tarihte ilk kez "truva atı" olayı bu topraklarda yaşandı ve o günden bugüne de hiç eksik olmadı.. sonra da tüm ezilen ülkelerin ezilme sebebi hep bu içerdeki işbirlikçi kripto truva atları oldu..
    bizdeki truva atları;
    bakın Abdullah Gül'ün 1995 de "illuminati tarafından devşirildiğini" ABD devleti yazıyor;

    http://exchanges.state.gov/alumni/prominent-alumni.html (liste zaten komple devşirme listesi)
    [simage]http://i32.servimg.com/u/f32/16/12/94/00/tayyip11.jpg [/simage]

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu (yahudi üstün cesaret ödülü )

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu

    http://www.milliyetciler.de/resimler/gizliyahudiler.jpg

    diğer truva atları; (elleriyle yaptıkları "devil horn" işaretine bakıp bunları ülkücü sanmayın)
    bush & ahmedinejad;

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu

    annesi de babası da yahudi olan ürdün kralı abdullah putin e işaret i çakarken;
    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu


    arabistan ın kralı abdullah;

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konuarabistan ın kralı abdullah;

    buna iyi bakın, ismini yazmıyorum; çok şaşıracaksınız;
    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu

    katoliklerin papasını yahudi sanıyorduk satanist çıktı;
    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu

    http://notes-on-iran.blogspot.com/2009/03/iranian-pres-ahmadinejad-from-jewish.html

    bu da ahmedinejad hakkında türkçe;
    http://www.ekopolitik.org/public/printnews.aspx?id=4359


    şimdi direkt beni yaftalayan arkadaşlar olucaksa rica ediyorum özelden sövsünler olur ya saygı duyduğu birileri vardır fln.hayır çünkü bura çok kirleniyor. Eğer illuminatiyi merak ediyorsanız bir süreliğine siyasi görüşünüzden ve toplum tabularından sıyrılmanız gerekir. olaylara tarafsız bakamazsak kaybederiz.

    bu resimleride michael ın blogunda bu konuları tartışırken bir arkadaş paylaştı bende buraya ekleyeyim dedim
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 1234*

    konuyu ss lerle zenginleştirelim

    ahmedinejad yahudi ve iran bayrağındaki arma da baphomet in temsili diyorduk, hadis ve günümüzdeki durumu vermiştik.. illuminati nin yaptığı devrimin adı "islam devrimi" olunca içeriği de islam devrimi olmuyor tabi.. maalesef tarihte ilk kez "truva atı" olayı bu topraklarda yaşandı ve o günden bugüne de hiç eksik olmadı.. sonra da tüm ezilen ülkelerin ezilme sebebi hep bu içerdeki işbirlikçi kripto truva atları oldu..
    bizdeki truva atları;
    bakın Abdullah Gül'ün 1995 de "illuminati tarafından devşirildiğini" ABD devleti yazıyor;

    http://exchanges.state.gov/alumni/prominent-alumni.html (liste zaten komple devşirme listesi)
    [simage]http://i32.servimg.com/u/f32/16/12/94/00/tayyip11.jpg [/simage]

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu (yahudi üstün cesaret ödülü )

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu

    http://www.milliyetciler.de/resimler/gizliyahudiler.jpg

    diğer truva atları; (elleriyle yaptıkları "devil horn" işaretine bakıp bunları ülkücü sanmayın)
    bush & ahmedinejad;

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu

    annesi de babası da yahudi olan ürdün kralı abdullah putin e işaret i çakarken;
    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu


    arabistan ın kralı abdullah;

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konuarabistan ın kralı abdullah;

    buna iyi bakın, ismini yazmıyorum; çok şaşıracaksınız;
    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu

    katoliklerin papasını yahudi sanıyorduk satanist çıktı;
    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu

    http://notes-on-iran.blogspot.com/2009/03/iranian-pres-ahmadinejad-from-jewish.html

    bu da ahmedinejad hakkında türkçe;
    http://www.ekopolitik.org/public/printnews.aspx?id=4359


    şimdi direkt beni yaftalayan arkadaşlar olucaksa rica ediyorum özelden sövsünler olur ya saygı duyduğu birileri vardır fln.hayır çünkü bura çok kirleniyor. Eğer illuminatiyi merak ediyorsanız bir süreliğine siyasi görüşünüzden ve toplum tabularından sıyrılmanız gerekir. olaylara tarafsız bakamazsak kaybederiz.

    bu resimleride michael ın blogunda bu konuları tartışırken bir arkadaş paylaştı bende buraya ekleyeyim dedim








    sana kufretcek arkadasin alnini karislarim benki mevcut baska secenek kalmadigindan akp ye oy vermis biriyim napayim kotunun iyisi diyerekten.hic gocunmadim bu masonlar zaten icimizde biryerlerde.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: metaform81


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1234*

    konuyu ss lerle zenginleştirelim

    ahmedinejad yahudi ve iran bayrağındaki arma da baphomet in temsili diyorduk, hadis ve günümüzdeki durumu vermiştik.. illuminati nin yaptığı devrimin adı "islam devrimi" olunca içeriği de islam devrimi olmuyor tabi.. maalesef tarihte ilk kez "truva atı" olayı bu topraklarda yaşandı ve o günden bugüne de hiç eksik olmadı.. sonra da tüm ezilen ülkelerin ezilme sebebi hep bu içerdeki işbirlikçi kripto truva atları oldu..
    bizdeki truva atları;
    bakın Abdullah Gül'ün 1995 de "illuminati tarafından devşirildiğini" ABD devleti yazıyor;

    http://exchanges.state.gov/alumni/prominent-alumni.html (liste zaten komple devşirme listesi)
    [simage]http://i32.servimg.com/u/f32/16/12/94/00/tayyip11.jpg [/simage]

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu (yahudi üstün cesaret ödülü )

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu

    http://www.milliyetciler.de/resimler/gizliyahudiler.jpg

    diğer truva atları; (elleriyle yaptıkları "devil horn" işaretine bakıp bunları ülkücü sanmayın)
    bush & ahmedinejad;

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu

    annesi de babası da yahudi olan ürdün kralı abdullah putin e işaret i çakarken;
    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu


    arabistan ın kralı abdullah;

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konuarabistan ın kralı abdullah;

    buna iyi bakın, ismini yazmıyorum; çok şaşıracaksınız;
    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu

    katoliklerin papasını yahudi sanıyorduk satanist çıktı;
    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu

    http://notes-on-iran.blogspot.com/2009/03/iranian-pres-ahmadinejad-from-jewish.html

    bu da ahmedinejad hakkında türkçe;
    http://www.ekopolitik.org/public/printnews.aspx?id=4359


    şimdi direkt beni yaftalayan arkadaşlar olucaksa rica ediyorum özelden sövsünler olur ya saygı duyduğu birileri vardır fln.hayır çünkü bura çok kirleniyor. Eğer illuminatiyi merak ediyorsanız bir süreliğine siyasi görüşünüzden ve toplum tabularından sıyrılmanız gerekir. olaylara tarafsız bakamazsak kaybederiz.

    bu resimleride michael ın blogunda bu konuları tartışırken bir arkadaş paylaştı bende buraya ekleyeyim dedim








    sana kufretcek arkadasin alnini karislarim benki mevcut baska secenek kalmadigindan akp ye oy vermis biriyim napayim kotunun iyisi diyerekten.hic gocunmadim bu masonlar zaten icimizde biryerlerde.


    hocam açıkçası akp ye oy veren halka o kadar da tepki göstermiyorum. cidden kötünün iyisi halinde takılıyo ve sağlam bir muhalefeti yok bu masonlar her yerde
  • mecburen verdik ekonomik sebeplerden dolayı yoksa kemal kılıçdara kalsa batardık yani
  • ehehe önemli olan her kesimden insanı bir araya toplamak hocam ne de düşmanlarımız aynı
  • takip
  • şidmi serdar ortaçın konserini gösteriyordu zemin tamamen damalı ve bu klipler de var.her gördüğümü benzetmiyorum ama Türkiye!ye de el atıyorlar sanırım

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu


    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu
  • quote:

    Orijinalden alıntı: metaform81


    quote:

    Orijinalden alıntı: _MostWanted_


    quote:

    Orijinalden alıntı: metaform81

    bende gelenleri full ledim ardından tavsiyem you tube a müzik endüstirisi yaz 16 bölüm oda sarar seni


    tamam sağol. aslında abdullah hashem'im filmlerini izlemek istiyorum gelenler ondan esinlenmiş ya. ama tırstım işte. bi de asıl gelenlerin esinlendiği dizisinin Türkçe altyazısı yok maalesef.


    şunuda biz izle istersen ama tırsma ben bile bayağı tırstım kadın kadın değil şeytan sanki
    http://www.facebook.com/video/video.php?v=140227409398176&oid=160485844011751&comments


    o gözler ne öle ağlıyodum ilk bakışta kapadım
  • quote:

    Orijinalden alıntı: guRizingo


    quote:

    Orijinalden alıntı: metaform81


    quote:

    Orijinalden alıntı: _MostWanted_


    quote:

    Orijinalden alıntı: metaform81

    bende gelenleri full ledim ardından tavsiyem you tube a müzik endüstirisi yaz 16 bölüm oda sarar seni


    tamam sağol. aslında abdullah hashem'im filmlerini izlemek istiyorum gelenler ondan esinlenmiş ya. ama tırstım işte. bi de asıl gelenlerin esinlendiği dizisinin Türkçe altyazısı yok maalesef.


    şunuda biz izle istersen ama tırsma ben bile bayağı tırstım kadın kadın değil şeytan sanki
    http://www.facebook.com/video/video.php?v=140227409398176&oid=160485844011751&comments


    o gözler ne öle ağlıyodum ilk bakışta kapadım


    Reptilian Gözü
  • http://www.facebook.com/photo.php?fbid=229421933769947&set=a.220359964676144.59986.219740578071416&type=1&ref=nf
    Bu kart son gunlerde yasanan ve yasanmaya devam Eden bir olayi hatirlatiyor mu¿
  • quote:

    Orijinalden alıntı: serhat_ps3

    http://www.facebook.com/photo.php?fbid=229421933769947&set=a.220359964676144.59986.219740578071416&type=1&ref=nf
    Bu kart son gunlerde yasanan ve yasanmaya devam Eden bir olayi hatirlatiyor mu¿


    güzel tespit
  • arkadaşlar eğer bu kartlara ilginiz varsa ben çok araştırdım tesadüf ötesi bunlar oyun kartı değil adeta ön sunum gibi 400 küsür kart var ve anlattıkları ya yaşanmış yada yaşanması çok oılası olaylar. ben bununla ilgili konu açmıştım ama biraz yeni olduğumdan pek gözönünde olmadı eğer katılım olursa kartları paylaşıcam çünkü sizlerinde bu konuda yorumlarını çok merak ediyorum
    http://forum.donanimhaber.com/m_51640084/mpage_1/f_/key_//tm.htm#51640497
  • quote:

    Orijinalden alıntı: metaform81

    arkadaşlar eğer bu kartlara ilginiz varsa ben çok araştırdım tesadüf ötesi bunlar oyun kartı değil adeta ön sunum gibi 400 küsür kart var ve anlattıkları ya yaşanmış yada yaşanması çok oılası olaylar. ben bununla ilgili konu açmıştım ama biraz yeni olduğumdan pek gözönünde olmadı eğer katılım olursa kartları paylaşıcam çünkü sizlerinde bu konuda yorumlarını çok merak ediyorum
    http://forum.donanimhaber.com/m_51640084/mpage_1/f_/key_//tm.htm#51640497


    Daha önce o kartların çoğu bu konunun önceki sayfalarında geçti, öneri üzerine yardımcı olacak arkadaşlar varsa kartların tümünü çevirebiliriz demiştim ama kimse çıkmadı öyle kaldı.Paylaşmak sorun değil önceki sayfalarda kartların tümünü içeren linkler var.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: CaLLuM


    quote:

    Orijinalden alıntı: guRizingo


    quote:

    Orijinalden alıntı: metaform81


    quote:

    Orijinalden alıntı: _MostWanted_


    quote:

    Orijinalden alıntı: metaform81

    bende gelenleri full ledim ardından tavsiyem you tube a müzik endüstirisi yaz 16 bölüm oda sarar seni


    tamam sağol. aslında abdullah hashem'im filmlerini izlemek istiyorum gelenler ondan esinlenmiş ya. ama tırstım işte. bi de asıl gelenlerin esinlendiği dizisinin Türkçe altyazısı yok maalesef.


    şunuda biz izle istersen ama tırsma ben bile bayağı tırstım kadın kadın değil şeytan sanki
    http://www.facebook.com/video/video.php?v=140227409398176&oid=160485844011751&comments


    o gözler ne öle ağlıyodum ilk bakışta kapadım


    Reptilian Gözü


    David Vaughan Icke,

    1990'dan beri, "dünyayı gerçekte kim ve ne kontrol ediyor konusunun ful – time araştırmacısı" oldu.

    Dünyanın "Elit" veya "Illuminati" olarak adlandırılan gizli bir grup tarafından yönetildiğini söylüyor.Gizli dünya hükümetinin, Babil Kardeşliği olarak bilinen reptilian insansılar (sürüngen) ırkından olustuğunu ve George W. Bush,Kraliçe Elizabeth II ve Kris Kristofferson dahil, bir çok seçkin figürün gerçekte reptilian
    oldugunu yazdı.
    Icke, Rothschild ailesi olarak bilinen kücük bir Yahudi grubunun
    da "Reptilian soyundan" olduğunu, Adolf Hitler'i finanse ettiğini ve...Nazilerin Musevi katliamını desteklediğini iddia etti.
    Icke, Rothschild'larin Yahudi değil, reptil (sürüngen) oldugunu
    belirtti.

    Gizli hükümet
    Icke'nin fikirlerinin kalbinde, dünyanın Rockefellers and the
    Rothschilds gibi bankerler ve işadamları tarafından finanse edilen
    gizli bir hükümet tarafından kontrol edildiği, Nazilerin Musevi
    Katliamının, Oklahoma şehrinin bombalanmasının ve 11 Eylül 2001 saldırısının, onlar tarafindan finanse edildiği ve organize edildiği inancı vardır. Bu bireyler dünya çapında gerçekleşen olaylar düzenliyorlar, sonra elit kesim halkın 'bir şey yapılmalı'
    karşılığını alıyor ve sonra kontrolü/gücü arttırıyorlar. Icke, bundan problem – reaksiyon – çözüm olarak bahsediyor.
    Reptilian İnsansılar
    1999'da, Icke, Gezegenin Babil Kardeşliği olarak adlandırılan
    reptilian (sürüngen) insansılar ırkı tarafindan kontrol edilen Yeni
    Dünya Düzeni tarafindan yönetildiğini yazdı. Şöyle yazdı :
    "Benim kendi araştırmam, reptilian kontrolünün ve manipulasyonunun başka bir boyuttan dördüncü boyutun alt bölümünden yönetildiğini öne sürüyor.
    Diğer insanlar bunu alt astral boyut olarak bilir, kara büyü
    rituelleri olan demonların ve kötü niyetli varlıkların yuvası…"
    Icke'ye göre, reptil melezi reptilian – insan DNA sı, onların eğer
    insan kanı içerlerse, sürüngenden insan formuna değişmelerini
    sağlıyor.
    Reptilian grubu bir çok ünlü/seçkin insanı ve pratik olarak her dünya liderini kapsıyor.Örneğin,İngiltere'nin Ana Kralicesi, George W. Bush, Hillary Clinton, Harold Winson,Tony Blair.Bu insanların ya kendileri reptilian veya sürüngenler için çalışıyorlar.
    "Rothschilds, Rockefellers, İngiliz Kraliyet ailesi ve ABD nin ve dünyanın geri kalanının idareci politik ve ekonomik aileleri bu
    AYNI soydan geliyor. Züppelik nedeni ile değil,genetik yapılarının sağladığını taşımak için – reptilian – memeli DNA kombinasyonu onların şekil değiştirmesini sağlıyor çünkü.
    Icke, Galler Prensesi Diana'nın öldürülmesinin nedeninin, Diana'nin, Charles ve Camilla'nin satanik bir rituel ile kurban edilen bir çocuga sahip olduklarını keşfetmesi olduğunu söylüyor.
    Ayrıca, Diana'nin sırdaşı Christine Fitzgerald'a göre, Diana'nın, İngiliz Kraliyet ailesinin sürüngenler ile bağlantıda olduğunu ve
    Diana'nın onların şekil değistirdiklerini gördüğünü yazdı.
    Reptilian olan George W. Bush'un, 11 Eylül olayında anahtar bir rol oynadığını yazdı. Icke, ırksal ve etnik bölünmelerin sürüngenler tarafından geliştirilen bir illuzyon olduğuna ve ırkçılığın Illuminatinin gündemini ateşlediğine inanıyor.

    Problem-reaksiyon- çözüm
    Problem – reaksiyon –çözüm David Icke tarafından geliştirilen bir
    terimdir. Icke, bunu bir kriz (problem) yaratma, bu krizi çözmek icin bir eylem çağrısını (reaksiyon) bekleme, sonra eyleme geçme (çözüm) stratejisi olarak tanımlıyor,bunun arkasına gizli bir gündem, güç kazanma var.
    Örneğin, bir hükümet bir problem yaratır, suçu başkalarına atar ;
    insanlar, kendi haklarını vermeye istekli olarak hükümetin yardım etmesini isteyerek reaksiyon gösterir ve hükümet krizden çok önce planlanmış olan çözümü sunar.
    Ornekler David Icke'den :
    İnsanların hosuna gitmeyecek bir şey ortaya koymak istiyorsunuz. Bu, polise daha fazla güç, temel özgürlüklerin daha çok erozyona
    uğraması, hatta savaş bile olabilir. İnsanlara bunları açıkça
    önerirseniz, insanların bunlara karşı reaksiyon göstereceğini
    bilirsiniz. Böylece, önce bir PROBLEM yaratırsınız, suç oranını
    arttırırsınız, daha fazla şiddet yaratırsınız, terorist bir bomba,
    hükümetin çökmesi, ya da savaş çıkarmak için Saddam Huseyin gibi Illuminati kuklalarından birini alırsınız.Birisinin bu problem için suçlanacağından emin olursunuz, bunların arkasındaki gerçek insan olan sizin suçlanmayacağınızdan emin olursunuz.
    Böylece, bir "avanak" yaratırsınız, Amerikada Timothy McVeigh veya Lee Harvey Oswald için bu terim kullanılıyor. Sonra, ürettiğiniz olay ile ve kimi suçladıkları ile ilgili insanların neler düsündüklerini anlatmak icin kendi medyanızı kullanırsınız. Bu bizi ikinci aşamaya getirir, insanların REAKSIYONU – "Bu devam edemez ; ONLAR bununla ilgili ne yapacaklar ?"
    Bu ONLARIN, yarattıkları probleme açıkça ÇÖZÜM sunmalarını sağlar – küresel gücü veya daha falza temel özgürlüklerin sınırlanmasının bir merkeze baglanması gündemlerini ilerleten yeni yasalar. Bu teknik insan zihni ve duyguları üzerinde her zaman kullanılır.
    Bazı komplo teoristlerinin inandıkları, problem – reaksiyon – çözüm taktiğinin örneklerinden bazıları :
    Hitler'in gücünün boyutunu hızlandıran Reichstag Yangını
    (tarihçiler bunun nedenini bilmiyor),
    İspanya – Amerika Savasini hızlandıran USS Maine (ACR-1) in batmasi (nedeni bilinmiyor)
    ve Kuba'nin isgali icin halk destegi uretmek icin
    ABD plani olan Northwood Operasyonu.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: maxelll


    quote:

    Orijinalden alıntı: CaLLuM


    quote:

    Orijinalden alıntı: guRizingo


    quote:

    Orijinalden alıntı: metaform81


    quote:

    Orijinalden alıntı: _MostWanted_


    quote:

    Orijinalden alıntı: metaform81

    bende gelenleri full ledim ardından tavsiyem you tube a müzik endüstirisi yaz 16 bölüm oda sarar seni


    tamam sağol. aslında abdullah hashem'im filmlerini izlemek istiyorum gelenler ondan esinlenmiş ya. ama tırstım işte. bi de asıl gelenlerin esinlendiği dizisinin Türkçe altyazısı yok maalesef.


    şunuda biz izle istersen ama tırsma ben bile bayağı tırstım kadın kadın değil şeytan sanki
    http://www.facebook.com/video/video.php?v=140227409398176&oid=160485844011751&comments


    o gözler ne öle ağlıyodum ilk bakışta kapadım


    Reptilian Gözü


    David Vaughan Icke,

    1990'dan beri, "dünyayı gerçekte kim ve ne kontrol ediyor konusunun ful – time araştırmacısı" oldu.

    Dünyanın "Elit" veya "Illuminati" olarak adlandırılan gizli bir grup tarafından yönetildiğini söylüyor.Gizli dünya hükümetinin, Babil Kardeşliği olarak bilinen reptilian insansılar (sürüngen) ırkından olustuğunu ve George W. Bush,Kraliçe Elizabeth II ve Kris Kristofferson dahil, bir çok seçkin figürün gerçekte reptilian
    oldugunu yazdı.
    Icke, Rothschild ailesi olarak bilinen kücük bir Yahudi grubunun
    da "Reptilian soyundan" olduğunu, Adolf Hitler'i finanse ettiğini ve...Nazilerin Musevi katliamını desteklediğini iddia etti.
    Icke, Rothschild'larin Yahudi değil, reptil (sürüngen) oldugunu
    belirtti.

    Gizli hükümet
    Icke'nin fikirlerinin kalbinde, dünyanın Rockefellers and the
    Rothschilds gibi bankerler ve işadamları tarafından finanse edilen
    gizli bir hükümet tarafından kontrol edildiği, Nazilerin Musevi
    Katliamının, Oklahoma şehrinin bombalanmasının ve 11 Eylül 2001 saldırısının, onlar tarafindan finanse edildiği ve organize edildiği inancı vardır. Bu bireyler dünya çapında gerçekleşen olaylar düzenliyorlar, sonra elit kesim halkın 'bir şey yapılmalı'
    karşılığını alıyor ve sonra kontrolü/gücü arttırıyorlar. Icke, bundan problem – reaksiyon – çözüm olarak bahsediyor.
    Reptilian İnsansılar
    1999'da, Icke, Gezegenin Babil Kardeşliği olarak adlandırılan
    reptilian (sürüngen) insansılar ırkı tarafindan kontrol edilen Yeni
    Dünya Düzeni tarafindan yönetildiğini yazdı. Şöyle yazdı :
    "Benim kendi araştırmam, reptilian kontrolünün ve manipulasyonunun başka bir boyuttan dördüncü boyutun alt bölümünden yönetildiğini öne sürüyor.
    Diğer insanlar bunu alt astral boyut olarak bilir, kara büyü
    rituelleri olan demonların ve kötü niyetli varlıkların yuvası…"
    Icke'ye göre, reptil melezi reptilian – insan DNA sı, onların eğer
    insan kanı içerlerse, sürüngenden insan formuna değişmelerini
    sağlıyor.
    Reptilian grubu bir çok ünlü/seçkin insanı ve pratik olarak her dünya liderini kapsıyor.Örneğin,İngiltere'nin Ana Kralicesi, George W. Bush, Hillary Clinton, Harold Winson,Tony Blair.Bu insanların ya kendileri reptilian veya sürüngenler için çalışıyorlar.
    "Rothschilds, Rockefellers, İngiliz Kraliyet ailesi ve ABD nin ve dünyanın geri kalanının idareci politik ve ekonomik aileleri bu
    AYNI soydan geliyor. Züppelik nedeni ile değil,genetik yapılarının sağladığını taşımak için – reptilian – memeli DNA kombinasyonu onların şekil değiştirmesini sağlıyor çünkü.
    Icke, Galler Prensesi Diana'nın öldürülmesinin nedeninin, Diana'nin, Charles ve Camilla'nin satanik bir rituel ile kurban edilen bir çocuga sahip olduklarını keşfetmesi olduğunu söylüyor.
    Ayrıca, Diana'nin sırdaşı Christine Fitzgerald'a göre, Diana'nın, İngiliz Kraliyet ailesinin sürüngenler ile bağlantıda olduğunu ve
    Diana'nın onların şekil değistirdiklerini gördüğünü yazdı.
    Reptilian olan George W. Bush'un, 11 Eylül olayında anahtar bir rol oynadığını yazdı. Icke, ırksal ve etnik bölünmelerin sürüngenler tarafından geliştirilen bir illuzyon olduğuna ve ırkçılığın Illuminatinin gündemini ateşlediğine inanıyor.

    Problem-reaksiyon- çözüm
    Problem – reaksiyon –çözüm David Icke tarafından geliştirilen bir
    terimdir. Icke, bunu bir kriz (problem) yaratma, bu krizi çözmek icin bir eylem çağrısını (reaksiyon) bekleme, sonra eyleme geçme (çözüm) stratejisi olarak tanımlıyor,bunun arkasına gizli bir gündem, güç kazanma var.
    Örneğin, bir hükümet bir problem yaratır, suçu başkalarına atar ;
    insanlar, kendi haklarını vermeye istekli olarak hükümetin yardım etmesini isteyerek reaksiyon gösterir ve hükümet krizden çok önce planlanmış olan çözümü sunar.
    Ornekler David Icke'den :
    İnsanların hosuna gitmeyecek bir şey ortaya koymak istiyorsunuz. Bu, polise daha fazla güç, temel özgürlüklerin daha çok erozyona
    uğraması, hatta savaş bile olabilir. İnsanlara bunları açıkça
    önerirseniz, insanların bunlara karşı reaksiyon göstereceğini
    bilirsiniz. Böylece, önce bir PROBLEM yaratırsınız, suç oranını
    arttırırsınız, daha fazla şiddet yaratırsınız, terorist bir bomba,
    hükümetin çökmesi, ya da savaş çıkarmak için Saddam Huseyin gibi Illuminati kuklalarından birini alırsınız.Birisinin bu problem için suçlanacağından emin olursunuz, bunların arkasındaki gerçek insan olan sizin suçlanmayacağınızdan emin olursunuz.
    Böylece, bir "avanak" yaratırsınız, Amerikada Timothy McVeigh veya Lee Harvey Oswald için bu terim kullanılıyor. Sonra, ürettiğiniz olay ile ve kimi suçladıkları ile ilgili insanların neler düsündüklerini anlatmak icin kendi medyanızı kullanırsınız. Bu bizi ikinci aşamaya getirir, insanların REAKSIYONU – "Bu devam edemez ; ONLAR bununla ilgili ne yapacaklar ?"
    Bu ONLARIN, yarattıkları probleme açıkça ÇÖZÜM sunmalarını sağlar – küresel gücü veya daha falza temel özgürlüklerin sınırlanmasının bir merkeze baglanması gündemlerini ilerleten yeni yasalar. Bu teknik insan zihni ve duyguları üzerinde her zaman kullanılır.
    Bazı komplo teoristlerinin inandıkları, problem – reaksiyon – çözüm taktiğinin örneklerinden bazıları :
    Hitler'in gücünün boyutunu hızlandıran Reichstag Yangını
    (tarihçiler bunun nedenini bilmiyor),
    İspanya – Amerika Savasini hızlandıran USS Maine (ACR-1) in batmasi (nedeni bilinmiyor)
    ve Kuba'nin isgali icin halk destegi uretmek icin
    ABD plani olan Northwood Operasyonu.


    maxell dikkat edersen yazıda hedef saptırıyor. diyo ki , bu kişiler yahudi değil. yahudiler masum. bu kişilere yahudi demeyin, lucifer deyin şeytan deyin kabız deyin ama yahudi zenginler masumdur... diyor.

    bariz belli

    adamın adı David. hz davut

    david klasik yahudi ismidir.yahudi işte
  • 
Sayfa: önceki 212213214215216
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.