Her sektorde kaliteli eleman dusuklugu var farkindayim. cozume yönelik bilgiyle gidincede ise yaramiyor kendi bildiklerini okuyorlar sizin cozumu nasil kabul etmisler hayret. buda birseydir. o vizilti sesi 5-7. Viteslerde bende bastan beri duyuyorum 2 senedir sorun etmedim. ufak tefek sorunlari dert etmiyorum bazilari gibi: yok su damladi yok boya atti vs. cunku arabadan memnunum ama servislerin tecrubesizliginden memnun degilim cozum odakli degiller. isi gecistirip cikartiyorlar arabayi. bana da motor guncellemesi yapildi dendi ayrica o sesi hala duyarim. simdi acaba motor guncellemesinidemi beceremediler diye kuskulandim. iste boyle boyle kuskucu memnuniyetsiz oluyoruz. < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
YENİ CITROËN C5 AIRCROSS ANA KONU(2022 FACELİFT KASA) - TÜM GÜNCEL PAYLAŞIMLAR/YORUMAR (735. sayfa)



-
-
Teşekkürler
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Benim de dert ettigim birsey degildi ama servise gittigimde is emrine yazdirdim. Benim aracta yazilim guncellemesi yapildigi soylendi. 5 ve 7. viteslerdeki ses degisti ve azaldi. Servisler her seyin farkinda sadece islerine gelmiyor.
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > -
Citreon biraz da vasin olsun tarzda marka, çok kafaya takmaya gelmez.
Arac 4 aylık iken motor ısındıktan sonra çık çık diye pinomatik ses gelmeye başladı. Araç dışında dikkat verilirse duyuluyor. Servis e götürdüm, baya ilgilendiler, hatta bir gün kaldı, lifte bile aldılar. Ses kaydını genel merkez teknik e göndermişler, bu motor böyle çalışır diye dönüş gelmiş. Servis sorumlusuna başka araçları çalıştırdım, onlarda ses yok, dinlettim. Abi genel merkezin dönüşü normal, bu böyle imiş dedi. Sonra facebook grubunda video paylaşanlar oldu, bu böyle, bazısında var bazısında yok. Sol on tekerin oradan geliyor. Sorun mu değil ama, ilginç.
Bagaj da tek tuş var. Aracı Ayak ile kapatınca kapılar kilitleniyordu. Sonra kilitlenmemeye başladı. Servise görürdüm. Genel merkez ile konuştular, genel merkez teknik ile konuştular, tek tuş olunca kilitlemezmiş. Peki. Facebook grubunda anket yaptım, bagaj tek tuşlu araçların yarısı ayak ile kilitleniyor, yarısı kilitlenmiyor.
Kafaya takan insana göre arac değil, vasin olsun deyip geçiyorum.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
-
Araçtan çok memnundum ama servisler ve psa müşteri hiz. rezalet ötesi.
Servislerde işin ehli ustalar yok. Ankaradaki en büyük serviste mekanik ustası genç bir çocuk ne laf anlıyor ne laf dinliyor. Kafasına göre takılıyor. Yönetimsel anlamda yetkililer iyi niyetli olsa da sonuçta müşteri lehine bir etkileri de katkıları da yok.
PSA genel merkezdeki müşteri hizmetleri muhtemelen dumanla haberleşiyor kendi içinde. Bir sorun için dosya açtırıyorsun haftalarca oyalıyorlar. Dönüş yapmıyorlar.
Aracın kendisi bence çok başarılı bir mekanik konfigürasyona sahip (bluehdi+eat8), ufak tefek sorunları var ama çözülemeyen bir şey görmedim. Konfor, iç hacim, sürüş yumuşaklığı, yol tutuşu, donanım, güvenlik sistemleri vs. de oldukça başarılı. Tek eksik olduğu konu iç mekan kalitesi onu da parasına göre göz ardı etmek lazım. He unutmadan bir de göreceli konu ama klima yetersiz.
Ama dediğim gibi istediğin kadar iyi araç yap satış sonrası hizmetlerin yetersiz ise şansın yok. Türkiye'de otomobil sektöründe var mı başarılı olan bilmiyorum ama bundan kötüsü de yoktur herhalde.
-
-
Ben araci servise biraktiktan sonra sag yolcu koltugunun sag tarafinda en altta dikis sokugu fark ettim. Tek bogum atmisti. İnip binerken kiyafetler takiliyordu sanirim ikinci bogum da atti. Sonra makasla kesip ucunu yaktim olay bitti.
Golf aracimda tiftiklenme olurdu onlari da cakmakla uterdim. Tabi dikkatli olun naylon sonucta. Boyle seyleri serviste daha beter hale getirirler zaten.
Depo yakit gostergesinde hic problem yasamadim. Ne aldiysam goruyorum gostergede. Diger hususlari kafaya takmaya gerek yok bence. Trim sesi gelmeyen araca henuz binmedim.
Bunun disinda hyundai cok saglam araclar uretir. Servisleri de psa servislerine on basar o da ayri konu. 2011’de sifir aldigimiz elantra hala baklimdan bakima gidiyor servise. Uzerinde fabrika cikisi fren balatalari mevcut. Garanti harici periyodik bakimlar disinda cebimizden para verip yaptirdigimiz hicbir islem olmadi.
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > -
sizin yapmadığınız ne malum? belki farketmeden yaptınız.
her sorunda citroeni suçlamayı ne zaman bırakacaksınız
sizde hiç mi hata yok
-
“Bulunduğumuz ülke şartları ve servis şartları göz önünde bulundurulduğunda ve her kullanıcının servislerin dediklerine güvenerek araçlarını teslim edip bittikten sonra teslim aldıklarından dolayı ne yazık ki bu dediğiniz şekilde baz almak gerekiyor.”
Kusura bakmayın ama bunu kabul etmiyorum. Siz rüzgardaki yaprak misali kendinizi akıntıya bırakırsanız servis sizi yönlendirir. Aracın kitapçığında kaç km yada kaç yılda bir, hangi parçanın değişmesi gerektiğine ulaşabiliyorsunuz. Facebook ve Whatsapp grupları cabası. Bunun yanında Google dede var. Hemen her aradığınız konu hakkında bilgiye ulaşabiliyorsunuz. Siz bilinçli tüketici olursanız ve değişim talebinde bulunursanız servis size yok mazot filtresini değiştirmeyelim demez.
“Bulunduğumuz ülkede yanlış uygulamalar referans sayılmıyor diyemeyiz, kabaca basit iki örneği; büyük markaların yetkili servislerinde bile EGR iptali yapılıyor olması ya da egsoz emisyon testi sırasında prob ucunun egsoza uzaktan gösterilerek ölçüm alınması verilebilir ve benzer örnekler çoğaltılabilir.”
Yanlışları referans kabul ederek doğruyu bulmamız mümkün olamaz, sizin de dediğiniz gibi yetkili servislerde bile olmaz uygulamalar yapılabilmekte. Ama burada kötü örnek doğruların yerine geçemez. Bu söylediğiniz kötü örnekleri ben de bire bir geçmişte yada bugün görmüş de olsam kötü örneği normal durum olarak kabul edemiyorum.
Siz kendinizi buna göre plan yapıp koruyabiliyorsanız ne güzel. Bence tüketici önce kendi aracını tanıyıp gerekliliklerine göre bilinçli olup servisleri kendisi yönlendirmelidir.
Ben 30.000 km de bitti değiştirelim denen fren balatasını dursun sonra değiştiririm diye 75 bin bakımına kadar kendim kullandım. Yada mazot filtresini 30.000 km yada 4 yıl yazmasına rağmen kitapçıkta; 2. yıl bakımımda araç daha 18.000 km de iken değiştirmemize gerek yok dedikleri halde, değiştirin diye kendim değiştirttim. Siz bilinçli olursanız, servis sizi değil siz servisi yönlendirirsiniz.
“C5 Aircross 1.5 Dizel yağ sızıntısı ile ilgili benim gördüğüm 2 ayrı Facebook grubunda en az 5 kişi var, 2'si servisten üst kapakla ilgili conta işlemi yapıldığını belirtmişti. “
Vardır, 5 kişi de vardır 10 kişi de vardır. Önemli olan bu sızıntı görülen kişilerin kaç tanesinde yağ sızıntısı var ve neden kaynaklı. Bunun tam olarak belirlenip doğru bir şekilde sorunun tespit edilmesi önemli. Zaman içerisinde buda netlik kazanacaktır.
“Motor çevresinde bir yağ görüldüğünde servislerde hep aynı tepki; yağ değişimi sırasında akmıştır, taşmıştır. Nedense hep dizel araçların yağ değişiminde akmış ya da taşmış bu yağlar.”
Servisler yada ustalar bazen kendilerine en kolay gelen yola başvurup bahane üretmeyi seçiyorlar. Fakat bunu deneyip sızıntı olan yer temizlendikten sonra sızıntısı bir daha tekrar etmeyen en az 4-5 kişi hatırlıyorum. Buda bir gerçek. Önemli olan şu. Kaçı gerçekten yağ taşması iken kaç tanesinde üst kapakta yada conta da sorun var. Bunu tespit etmek lazım.
Bülten dikkatlice incelendiğinde bu yağ sızıntısının tek bir noktadan basit bir yağ sızıntısı olmadığı da anlaşılıyor zaten.
Sızıntı için; 6 farklı bölge olasılığı belirtiliyor, basit bir vidanın sıkılmaması değil ya da contanın zamana/ısıya karşı dayanımının az olması değil.
Bu olaydaki sebep nedir bilmiyorum fakat, dönem dönem fabrikaların üretim hatlarında üretim kaynaklı yada montaj bantlarında işlem sırasında hatalı montaj sebebi ile olmak üzere hatalı parça üretimi yada hatalı yada yanlış montaj yapılan parçalardan kaynaklı bu tip sorunlarla karşılaşılabiliyor. Bu her tip ve modelde ve her marka araçta dönem dönem karşılaşılabilen sorunlar. Bu tip bir sorun meydana geldiğinde marka bunu tespit eder etmez servis bülteni ile sorunu ve çözümünü anlatan bir doküman düzenleyerek bunu servislere gönderir.
Bu vahim bir durum değildir. Aksine durumun çözümü yada tespiti açısından servislere yol gösteren, hem tüketiciye hem de servislere kolaylık sağlama amacıyla yapılmış bir harekettir. Yani servis bülteninin olması durum kötü olduğu için yada çok fazla araçta karşılaşıldığı anlamına gelmez.
Bu kadar farklı bölgelerden yağ sızıntısı olabilmesinin altındaki sebepler de bülten de yazıyor, okuyanı araçtan soğutur.
“Benzinli 1.6 Puretech motorun maksimum deviri 6500, bu benzinli motor 6500 devirde çalışsa bile 1.5 HDi dizelin 3250 devirinde araç üzerinde oluşturacağı vibrasyon değerlerinin altında olacaktır.”
Şimdi sizin buradaki yorumunuz tamamen kişisel görüş ve varsayıma dayalı bir yorum, tıpkı benim yorumum gibi göreceli. Yani matematiksel bir karşılığı direk yok. Belki makine mühendisi bir arkadaş bu konuda bizi aydınlatıcı bir açıklama yapabilir.
“Devir farkından dolayı motorda oluşabilecek aşınma konusunda net birşey söyleyemeyiz; blokta aşınmaya uğrayacak parçaların malzemeleri, çalışma sıcaklıları farklı ayrıca dizel yakıtı motor içerisinde içeriğinden dolayı yağlanma da sağlıyor. Dizel motorların uzun gidebiliyor olma sebeplerinden sadece biri.”
Bunda da kısmen haklısınız, aradaki dayanım yada aşınma farkını direk hesaplayamayız; fakat dizel motorların genel karakteristiği, yakıtın yağlayıcılık özelliğinin fazla olması, az devir çevirmesi sebebi ile sürtünmenin ve aşınmanın az olması ve motor blok malzemesinin daha dayanımlı olması sebebi ile benzinli motorlardan daha dayanıklı ve uzun ömürlü olduklarını bu işlerin uzmanları söylerler. Yani bu benim tespitim ya da lafım değil. Ben de uzmanından bu şekilde öğrendim. Bunu paylaştım.
“Türkiye'de binek araçlar için bile binlerce adet dizel mazot pompası tamiri, enjeksiyon tamiri, kalibrasyonu yapan yer bulabilirsiniz. Ama benzin motorları için ağırlıklı olarak rektifiye yapan yerlerden başkası yoktur, çünkü ihtiyacı yok.”
Verdiğiniz örnek doğru, ama sebebi yanlış. Bunun bir numaralı sebebi Kırsal Motorin olarak Rafinerilerde satılan Motorin başta olmak üzere ülkeye kaçak yollarla giren Yüksek Kükürtlü Mazot ve içeriğinde ki katkı maddeleri ve 10 numara yağ da karıştırılmış olarak satılan mazottan kaynaklı gerek nakliye ve yük araçları gerekse taksilerde dahil olmak üzere ticari araçlarda bu sorun yakıttan kaynaklı olarak çok sık olarak arızalar ve tamirler gerektiriyordu eskiden.
Bunun sebebi Türkiye’nin Avrupa standartlarında motorine tam olarak geçme tarihinin 1 OCAK 2011 olması. Daha doğrusu Kırsal ve Yüksek Kükürtlü motorinin satışının yasaklanması bu tarihi bulmuştur. Öncesinde standartlara uygun olmayan dizel yakıt, kaçaklarda dahil, istediği gibi satılırken bu tarihten sonra Avrupa standartlarında olmayan kırsal motorinin ithalatı durduruldu.1 Nisan 2011 tarihinden itibaren de Petrol istasyonlarında satışı yasaklandı. Bu verdiğiniz örnekte gene Türkiye de yaşanan çarpık durumun sebebi olarak, standartlara uygun olmayan ve denetimsiz yakıt kullanımı ve satışından kaynaklı bir durum. Şu anda sizin bahsettiğiniz mazot pompacısı tamircisi, bu adamlar eski araçlara yada nadir de olsa kaçak göçek satılan yada içerisine katkı konan yada su karışmış yakıt sebebi le bozulan araçlara hizmet veriyor. Ki eskiden 10 tane mazot pompa tamiri yapan iş yeri varken, yada 8-10 tane enjektör tamircisi varken şimdi bu sayı 2-3 e düşmüş durumda. Eski araçlarda trafikten kalktıkça onlara da ihtiyaç kalmayacak bir zaman sonra. Yani sizin dediğiniz sebepten dizel araç sorunlu yada sık bozulan bir yapıya sahip değil. Burada olduğu gibi standart dışı yakıtı benzinli araçta da kullanın o da bozulur.
O kadar yüksek kilometreler göz önüne alındığın da; Dizel motorun belki sorun çıkarmadan 500000km gidebilecek oluyor olması olasılığı değil de, benzinlinin daha az sorunla 300000km gidebilecek olması tercih sebebim olur.
Tabi ki bu tercih sebebi, kişisel eğilimler yada tercihler araç seçimini belirliyor. Zaten en doğrusu da bu.
Hiç bir aracımı 100000km üzerine çıkacak kadar ya da normal kullanımım ile motor bitirecek kadar kullanmadım ve kullanmayı da tercih etmeyeceğim için iki aracı da tecrübe ettikten sonra diğer kullanıcıların da yaptığı gibi önceliğimi konfor, az sorun olasılığı = az masraf olasılığı şeklinde olarak benzinli araçtan yana kullandım.
Bizim araçlarda kıyaslama yaptığınızda Benzinli aracın daha sessiz olduğu aşikar. Kimse bunun aksini iddia edemez zaten. Fakat, 2011 di sanırım BMW 5.30i ile 5.30d nin db ölçümlerinde iç mekan gürültü seviyesi Dizel de benzinliden daha düşüktü. Buda BMW nin yalıtımı ne kadar iyi yaptığının göstergesi diyebiliriz.
Bunların yanı sıra;
Dizel motorun uzun süre motor yenileme ya da rektifiye yapılmadan gidebiliyor olması artık gündelik binek araçlarda firmaların üretmeyi bırakıyor, ülkelerin kullanımını yasaklıyor, insanların tercih etmiyor, büyük firmaların ellerindeki dizel araçları Afrika'daki 3. Dünya ülkelerine gönderiyor olduğu gerçeklerini de değiştiremiyor. Daha önceden forumda yazılmıştı Hybrid ve Mild-Hybrid araçların gelişi ile dizeller Türkiye'de yasaklanmasa bile binek araçlar arasındaki tercih edilirliklerini benzinli araçlara karşı yitirecekler.
Bu da biraz erken panik havası yaratmak gibi bence. Yoksa sanırım bir iki sene önce idi, Bosch yeni geliştirdiği teknolojiyi duyurdu. Seri üretimle araçlarda kullanılmaya başladığında emisyon kısıtlamasında şu anda ki emisyon sınırlarından 10 da 1 i kadar daha düşük emisyon değerlerini yakaladıklarını deklare etmişlerdi. O sebeple ben dizel in yasaklandığı kalktığı kullanılmadığı dönemin daha uzak olduğunu düşünüyorum.
Tabi ki her tüketici kendi beklentisine göre seçim ve tercihlerde bulunacaktır orası ayrı. Ama hala trafikte 1964 model Murat 124 görüyorsak eğer; Dizel motorlu araçlarda Türkiye de en az 2050 ye kadar dolaşmaya devam edecektir.
-
“Alıntı metni:
Bu sizin kişisel görüşünüzdür. Görecelidir. Size göre doğrudur. Üniversite yıllarımda Mitsubishi Evo 8 FQ330 kullandığım bir dönem bana da Arkadaşımın 175 Hp lik Mini Coper S i zayıf ve performanssız gelmişti. "
"Göreceli bir durum olduğunu söyleyemem; C5 Aircross aracın 2 farklı motor seçeneği ile aynı kasa, aynı yürür, aynı vs.vs yanında aracın motor farkından dolayı yapılan tespitler. Karşılaştırmanızdaki gibi bir biri ile ilişkisi olmayan araçlardan bahsetmiyorum.”
Görecelilikten kastımı yanlış anlamışsınız.
Bir zamanların efsane aracı olan, ortalığı kasıp kavuran ve bir dönem benim de kullandığım Peugeot 106 GTI ın 0-100 km hızlanmasının 9 saniye olduğu bir yerde; 1.6 THP 180 HP motorun 0-100 KM hızlanması olan 8.2 saniyeyi, Dizel C5 A nın 10,6 saniyelik 0-100 hızlanması ile kimse kıyaslamıyor elbette.
Eğer bu kıyaslamayı yapıyorsanız yada benim bu kıyaslamayı yaptığımı sanıyorsanız sadece şaşırırım. 1.5 dizel ile 1.6 benzinliyi kıyaslamak zaten abesle iştigal.
Normal şartlar altında mantıklı bir kıyaslamada, sizin gibi Dizel C5A nın kendi kasasını bile taşıyamadığını söyleyebilmek için;
ilk önce, akla ilk gelen aşağıdaki rakipleri ile kıyaslamak gerekir;
Citroen C5 Aircross 1.5 130 HP dizel EAT8 ; 1499 cc, 130 HP, 300 NM tork, 8 ileri otomatik, 0-100= 10,6 sn. , maksimum hız 189 Km/s
Hyundai Tucson 1.6 CRDI dizel DCT ; 1598 cc, 136 HP, 320 NM tork, 7 ileri otomatik, 0-100= 11.8 sn. , maksimum hız 180 Km/s
Kia Sportage 1.6 CRDI dizel DCT ; 1598 cc, 136 HP, 320 NM tork, 7 ileri otomatik, 0-100= 11.8 sn. , maksimum hız 180 Km/s
Peugeot 3008 1.5 Dizel EAT8 ; 1499 cc, 130 HP, 300 NM tork, 8 ileri otomatik, 0-100= 11,5 sn. , maksimum hız 189 Km/s
Benim örneğim için “Karşılaştırmanızdaki gibi bir biri ile ilişkisi olmayan araçlardan bahsetmiyorum.” diyorsunuz ama her ikisi de spor araba sayılabilecek benzinli ve turbo araçlardı verdiğim örnekteki araçlar.
Görecelilik te şuradan geliyor, hiçbir zaman mantıklı bir insan mesela ben 330 HP lik 4 çeker bir aracı, 175 HP lik iki çeker başka bir spor araçla kıyaslamam. Bir kere teknik verileri bile kıyaslanmaması gerektiğini söylüyor insana. Birisi 0-100 hızlanmasını 5.2 sn de tamamlarken, diğeri 7,5 saniyede tamamlıyor.
O zaman bende 0-100 hızlanması 5,6 sn olan Porsche Cayenne Turbo ile kıyaslayıp, sizin 1.6 180 HP C5A ya; kasasını bile kaldıramıyor, kendini taşıyamıyor diyeyim. Bu ne kadar doğru bir karşılaştırma örneği ise sizin yaptığınız kıyaslama da o kadar doğru bir kıyaslama olur.
Yani bence burada kıyas hatasını elma ile armudu kıyaslayarak yani 180 HP benzinli ile 130 HP dizeli kıyaslayarak, dizel motorlu C5A yı, kendi kasasını bile kaldıramıyor diye tarif ederek biraz siz yapmışsınız.
Bu ifadeyi hatalı yada haksız kullandığınızı, yukarıdaki diğer dizel rakiplerin rakamsal değerlerine bakarsanız siz de görürsünüz.
Burada her iki araç hakkında da bilgi sahibi olmayan, hatta otomobiller konusunda çok fazla bilgi ve kıyas yapma yeteneği yada seçeneği bulunmayan kişilerin de yazdıklarınızı okuyabilecekleri; ki okuyacakları düşünülürse, yanlış bir ifade kullanarak bu insanları yanlış yönlendirdiğiniz daha çok açığa çıkacaktır. Bilmem ne demek istediğimi doğru anlatabildim mi…
Alıntı metni:
"Yorumumda da yazdığım gibi, aynı şartlarda sizin dizel ile tüketiminize bakmak çok doğru olacaktır. Benzinli ile 7.5 çıkardıysanız dizelle 5 – 5.5 çok rahat yakalarsınız ki ben de tüketim konusunda çok dikkatli birkaç arkadaşın verilerini ilerleyen günlerde paylaşabilirim. 4.4-4.6 lt leri yakalayanlar var belli güzergahlarda. 7,5 ile 5,5 tüketimi kıyaslamaya kalkarsanız %36,36 lık bir tüketim farkı çıkıyor ki benim %40 fazla yakar tezime yakın bir rakam."
Dizel araç ile konunun bu kadar üzerinde duracağım kadar bile tutmadım, eğer dediğiniz gibi 5.5L değer yakalayabiliyor bile olsam ya da yakalayabilenler ile hesaplansa fabrika değerinin(4.4L) %25 üzerinde bir değer olur. Ayrıca bu değer için benzinliyi kullandığım gibi pedalı umarsızca kullanmam kesinlikle mümkün olmayacaktır.
Şehir içi tüketim deki %36'lık fark diğer sebepler göz önünde bulundurulunca kabul edilebiliyor, beklenti olunca masraf ta fazla olacaktır haliyle.
Eğer özellikle İstanbul ya da Ankara benzeri büyük şehir içi kullanımda dizel ile fabrika değerlerine oranla uygun yaktığını düşünenler var ise paylaşımda bulunsunlar. O paylaşımlar üzerinden bir ortalama karşılaştırması gerçekleştirelim.”
Daha önceki yorumumda da uzun uzun yazdığım üzere dizel ile benzinli yada aynı iki arabanın yakıt tüketimini kıyaslamak için bir kere aynı kullanıcı tarafından aynı şehirde benzer şartlarda kullanılması gerekir ki İstanbul'da yaşayan ve benzinli kullanan ve ortalaması 10 ila 13 lt arasında gezen birçok tanıdığım var. Ve yine İstanbul'da yaşayan ve dizel kullanarak uzun dönem ortalaması 6.4 ila 6.6 litre arsında değişen tanıdıklarım da var.
Siz daha az yakarsınız, bir başkası daha çok. Açıkçası bu örnekleri veren arkadaşlara göre ben daha küçük bir şehirde yaşamama rağmen daha yüksek bir dizel ortalamasına sahibim.
Benzinli ile ilgili değerlendirmeleri de şahsen tanıdığım ve benzinli kullanan arkadaşlarımın yorumları üzerinden kıyaslama yapıyorum. Yani sadece fikir yürütmüyorum.
-
Bir arkadaşım ikame araç olarak C5A kullanıcısı iken 1 haftalığına C4 Shine kullandı. Oldukça iyi diye yorum yapmıştı. Ki arabalardan anlayan ve tecrübelerine güvendiğim bir arkadaştır kendisi. Tabi C5A kadar iyi olması beklenemez. C5A kesinlikle daha canlı ve ruhu olan bir araç. Hatta kendisinin de tam olarak ifadesi bu yönde idi. Araba olarak kullacaksanız herşeyi var ve fazlası ile tatmin ediyor yapacağı işi layıkıyla yerine getiriyor fakat C5A ya göre ruhu biraz eksik kalmış demişti C4 için.
Leon güzel bir araç, fakat Leon, Golf, Passat, Superb, Octavia ve hatta Mercedes E ve C serisinden bile geçmiş olan arkadaşların yorumları kesinlikle C5A nın çok daha konforlu ve zevkli bir araç olduğu yönünde. Bir kere EAT şanzımanla DSG yi bile kıyaslamaya kalkarsanız EAT nin verdiği güven ve sorunsuzluk size bir artı olarak geri dönecektir diye düşünüyorum.
Shine Bold un bence tek dez avantajı 19 inch jantlar ve 205/55 R19 olan dar lastik tabanları ile lastikler biraz ince görünüyor. Buda göreceli bir durum. Bazılarının 19 jantların büyük görüntüsü daha çok hoşuna gidiyor. Yani bu değerlendirme tamamen size kalmış. Ama bence C5A nın piyasada tutulmaması gibi bir durum söz konusu değil. Gücünüz yeterse C5A yı tavsiye ederim. Yoksa C4 de benim de beğendiğim, oldukça güzel bir araç.
-
Tespit ettiğiniz vızıldı yüke bindiği zaman özellikle 5. viteste en fazla olmakla birlikte 5. ve 7. viteslerde duyulan mekanik bir ses ve çok basit bir güncelleme ile yaklaşık yarım saatte ortadan kalkıyor. Sizin de söylediğiniz gibi servis bülteni de var. Ama yine sizin de söylediğiniz gibi bundan haberi olmayan ustalar bile var.
Asıl sorun sizin de söylediğiniz üzere bütün markalarda olan ve yetişmiş kalifiye elemana hak ettiği maaş ve sosyal hakların tanınmaması. Sanırım bu konuda sadece Mersedes ve Bmw hemen hemen en iyi şekilde ustalarının eğitimlerini tam tutup yetişmiş elemana hak ettiği değeri ve parayı veriyor. Yada diğerlerine göre daha iyi şartlar sunuyor diyelim.
Bulunduğum ilde bir markanın yetkili servisi el değiştirdi. Yeni alan kişi 7-8 bin tl maaş alan 10-14 yıllık ustalara, asgari ücret 2850 iken 3500 teklif etti. Tabi ki onların hiç birisi de kabul etmedi. Sonra sıfırdan yada diğer marka servis olarak önceden işletmesini sürdürdüğü diğer servisten eleman kaydırarak hizmet vermeye başladı o marka. Bu ne kadar sağlıklı bir sonuç doğurur soruyorum size. Bu tarz uygulamalar ne yazık ki Türkiye de her marka da görülebiliyor.
-
Motor güncellemesi değil hocam, şanzıman güncellemesi yapılması gerekiyor o vızıltının kaybolması için. İstanbul'da sorunsuz işlem yaptıran arkadaşlar vardı. Hangi serviste yaptırdıklarını öğrenip size iletmeye çalışırım.
-
Merhabalar, teşekkür ediyorum. C5A için tutulmamış olabilir mi diye sormadım aslında, bunu C4 için sormuştum. C5A maşallah oldukça tuttu. Ben genelde full araçlar kullanmak istediğimden her ne kadar çok beğensem de C5A shine bold bütçemi aşıyor, bu yüzden bütçem karşılığında en mantıklı araç C4 gibi duruyor. Bu yüzden C5A kullanıcıları olarak C4 hakkındaki görüşlerinizi merak ettim.
-
Benim aracımda sadece şanzıman güncellemesi yaptılar. Belki motor güncellemesi daha önce yapılmıştır. Ama şanzıman güncellemesi ile yaklaşık 30 dakika da işlem bitmişti.
-
Pardon benim hatam...
C4 de belirttiğim gibi güzel bir araç ve sanırım çip krizi yüzünden fazla getirilmedi ve fazla satılamadı. Bakan fakat bulmayan arkadaşlar oldu. Bulunsa zaten satılacaktır illa ki.
-
Rica ederim, tekrar teşekkürler
-
Olaya bu şekilde bakarsak Motordaki arızanın da bizim tarafımızdan olmadığı ne malum vs vs diye uzar gider. Ki bu da zaten klasik bir baştan savma cümlesini geçmez. Ve bir işe yaramaz.
Benim yapmadığım ne malum kısmı için sadece şunu söyleyebilirim. Eğer bu garanti kapsamına girmiyorsa hangi tarz döşeme söküğü garanti kapsamına girer. Eğr bu konuda bilgiliyseniz siz örneklendirebilirseniz sevinirim.
Son olarak da şunu ekleyeyim. Bu ilk aracım değil. Ailemin araçları Toyota, Ford, Citroen, Hyundai, Renault Volkswagen gibi orta sınıf araçların bir çoğunu uzun süreli kullandım. Bunlardan sıfır olanlar da 200.000 km'ye gelenler de vardı ve 1 tanesinin bile koltuğunda bir sökük oluşmadı. Tabi ki diğer araçlarda da ufak tefek sorunlar zamanla oluşurdu ama bu tarz bir servis yaklaşımı hiç bir markada yaşamadım.
Sonuç olarak oturmadan araç kullanılamayacağına göre her markanın ilk dikkat etmesi gereken durum dikişlerin sağlandığından emin olmak olmalı. Fotoğrafta göreceğiniz kısma hani zorlasak da popomuzu denk getiremeyeceğimize göre bile isteye kendi aracıma sabotaj yapmam gerekir ki bu da benim zararıma olur.
-
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X