Şimdi Ara

VOODOO ÖLÜMÜ

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
17
Cevap
0
Favori
1.155
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Voodoo ölümü Haiti kültürüne ait bir öğe. Ölüm, kişinin kendisine büyü yapıldığına inanmasından hemen sonra, geçmişinde hiçbir fizyolojik neden yokken, zamansız bir şekilde gerçekleşiyor. Ancak olur da bu süreç içerisinde söz konusu kişi büyünün bozulabileceğine ikna edilebilirse bu ölüm gerçekleşmeyebiliyor. Bir kişinin tamamen psikolojik nedenlerden ötürü ölüme sürüklenebiliyor olması bizleri olduğu kadar doktorları da hayrete düşürüyor. Ancak zihnin fizyolojik işleyişler üzerindeki etkileri konuyu aydınlatmakta yol gösterici olabiliyor:

    • Kişilik özelliklerinin ölüm riski üzerine etkileri Voodoo ölümüyle yakın ilişki içerisinde. Psikolojik etmenler, psikosomatik (psikofizyolojik) hastalıkları tetikleyebiliyorlar. Yaygın psikosomatik hastalıkların arasında ise ülser, asma, kronik baş ağrıları, hipertansiyon ve koroner kalp hastalıkları geliyor.

    • Üzerine dikkat yoğunlaştırılan bir diğer konuysa "nevroz, şizofren ya da kişilik bozukluğu"na sahip hastaların sigara içme, dikkatsizce araba kullanma, sağlıksız beslenme ve alkol kullanımı gibi yüksek risk davranışlarını daha sık gösteriyor olmaları. Bizlim insanları, psikiyatri hastalarının zamansız ölüm risklerinin normal nüfusa göre daha yüksek olduğunu belirtiyor.

    • Kişilik tipleriyle koroner kalp hastalıkları arasındaki ilişkiyse bir diğer nokta. Histeri, nevrotizm ve somatik şikayetler koroner hastalıkların ilk belirtileriyle büyük uyum gösteriyor. Ancak yine de kişilik özelliklerinin birinin yaşam süresini kısaltıp kısaltamayacağına dair net ve kesin bir bulgunun olmadığının altı çiziliyor.

    • Son olaraksa kişinin stresle başa çıkma yöntemlerine değiniliyor. Üç farklı başa çıkma yöntemi sıralanıyor: Sabit, içe gerilim ve dışa gerilim. Gerilimi psikofizyolojik tepkiyle (içegerilim) yansıtan hastalar onu öfke ve şiddetle (dışa gerilim) yansıtan hastalara göre daha yüksek zamansız ölüm riski taşıyor. Bu kişiler, kaygı, iştah kaybı ve uyku düzen bozuklukları gösteriyor.

    • Sosyo-kültürel etmenlerin de ölüm zamanıyla ilişkilendirilebileceğine dair bulgular bulunuyor. Duygusal bir bağla inanç duyulan, örneğin kutsal olduğuna inanılan günler içerisinde ölüm oranları artabiliyor. Bu da bizlere Voodoo ölümünün psikolojik ve sosyal etmenlerden nasıl da etkilenebileceğini gösteriyor.



    Sonuç olarak, saydığımız tüm bu faktörler zihnin sağlık ve ölüm zamanı üzerine etkilerini gözler önüne seriyor. Voodoo ölümü ise, her ne kadar tartışmalı bir konu olmayı sürdürse de, bilim insanlarınca çizdiğimiz bu çerçeve içerisinde incelenmeye devam ediliyor.



    bilim teknik dergisinin sitesinde rastladığım bir yazı bu...
    bana brz ilginç geldi...
    sizce bu tip bir olayın gercekleşmesi mumkun olabilir mi???







  • Böyle bir olay duymuştum. Adamın biri acil servise gidiyor ve midesinin delindiğini, acil ameliyat olması gerektiğini söylüyor. Tetkikler sonucu birşeyinin olmadığı görülüyor. Fakat aynı olay sık sık tekrarlanıyor. Her türlü tetkikin yapılmasına rağmen sonuç yine değişmiyor. Bu aylarca sürüyor. Adamın hergün aynı şikayetle gelmesi hastanenin gündelik işlerinden biri oluyor. Hasta Psikiyatriye gönderiliyor. Birkaç gün ortadan kaybolduktan sonra gerçekten midesi delinmiş olarak hastaneye geliyor ve acil ameliyata alınıyor.
  • pseudo etkisi de bu tarz bir şey. mesela su içirilen bi hasta, kendisine ilaç içirildiğine inandırılırsa hastada iyileşme gözükebiliyor.

    bu tarz deneyler inancın insan ve insan bedeni üzerinde ne kadar büyük etkiye sahip olduğunun göstergesi.

    büyü-fal-in-cin-hayalet-peri vs. bu tarz şeylerden korunmanın en kesin yolu bu tarz şeylere inanmamak. %100 etkin bi yöntem.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Lacrima

    pseudo etkisi de bu tarz bir şey. mesela su içirilen bi hasta, kendisine ilaç içirildiğine inandırılırsa hastada iyileşme gözükebiliyor.

    bu tarz deneyler inancın insan ve insan bedeni üzerinde ne kadar büyük etkiye sahip olduğunun göstergesi.

    büyü-fal-in-cin-hayalet-peri vs. bu tarz şeylerden korunmanın en kesin yolu bu tarz şeylere inanmamak. %100 etkin bi yöntem.


    Pseudo etkisinde hastaya ilaç içiriliyor deyip su içirilmesinde görülen olumlu etki hastanın ilaç içtim o halde biraz iyi olmam gerekiyor inancından kaynaklanıyor..
    İlaç ile bir süre ruhsal sıkıntılarından kurtulan biriyle bu inanç' etkisi ile iyi olma süresi hemen hemen aynıdır.
    Bu şekilde kesin çözüme ulaşılması çok zordur..

    İrade ,acılara, sıkıntılara , dayanma gücünü arttırır. Ama ortada bir bataklık varsa o yokedilmeden siz istediğiniz kadar inanç aşılayın bir süre iyi olup yine kötüleşecektir tam kesin çözüme ulaşamıyacaktır..

    Bu aynı bataklıktan oluşan sineklerle mücadeleye benziyor siz o insana sineklerle mücadele için en iyi yöntemi öğretin, iradeyi güçlendirin, inanç aşılayın o bu güçle gider sinekleri yokeder ama o bataklıktan sinekler yine yayılır o kurutulmadan kesin çözüme ulaşılamaz.. Pseduda etkiside böyle bir şeydir bir anlık gaz bir anlık inanç ile iyileşme görülüyor ama sonrası yine malum.

    Büyü ve cin konusunda ise hiç inanmayın en iyi bu şekilde korunursunuz demek " benim böyle bir sorunum yok olmadığı içinde inanmamak konusunda çok rahatım takmıyorum kafama" düşüncesine benziyor.
    Bunlara inanmak illaki kötü etkiyi getirecek diye bir şey yok..

    Büyü , cin vb.. şeyler denince toplumda hemen ortaçağ ve geri kalmışlık imajıyla birlikte sokak arasındaki sakallı insan suretleri ve muskaya sarılı saç teli ve domuz yağı gibi şeyler belirerek ne kadarda geri kafalılık bunlara inanılırmı ne kadarda saf insanlar varmış düşüncesi beliriyor..
    Ama işin aslı öyle değildir.
    Büyü negatif enerjidir, ve bunu karşı insana yönlendirerek onu aura ( enerji dağılımını ) bozarak sıkıntıya düşürmek amaçlı yapılır. Bu yönlendirme bir aracı ile ( cin ) , veya direk konsantre ile yapılabilir.
    Şimdi soru şu bir insana böyle zarar verilebilirmi ne kadarda mantıksız bir şey ben bunun nasıl yapıldığını mantıklı bir açıklamasını bulmadan inanmam demek önündeki var olmuş etkileri gördükten sonra körü körüne inanmamakla aynı şey.. Bu dünyanın kurallarını işleyişini biz belirlemiyoruz ortada bir gerçek varsa etki varsa örnekler varsa buna inanmak mantıksızlık olamaz.

    Dünyada herşey bence imajinasyonla ilgili bir toplumu bir şeye inandırmak istiyorsanız süsleyip püsleyeceksiniz. Bütün tv'lerde sanatçılar çıkar reiki , yoga , vb.. teknikleri savunur ay ne kadarda rahatlıyorum bunlar modern toplum insanlarının kabul edeceği şeyler büyü, cin vb.. şeylermi onlar kaka ortaçağ düşüncesi bu yüzyılda böyle şeyleremi inanılıyor denir ama arka planı incelenirse aynı şeylerdir..
    Hepsinin temelinde enerji vardır.. Aura diye bas bas bağırarlar benim çakralarım bozuldu bunu bilimadamları bile kabul ediyor denir düzeltmek için bioenerji uzmanlarına gidilir bunlar mantıklı gayet saygın hareketler olarak kabul görür toplumda ama biri nazar deyince oda ne olurmu ya geç kardeşim denilir, aslında nazarda karşı taraftaki negatif enerjinin size verdiği zarardır.. Enerji dağılımındaki bozulmadır..

    Bilimde bunları redetmiyor ama tam olarak açıklayamadığı için kabulde edemiyor oda delil arıyor bunun için avrupa ve amerika üniversitelerinin çoğunda parapiskolojik kürsüler mevcuttur sizce bu bölümlerde neyin araştırması yapılıyor biraz düşünün..
    Özellikle piskolojik rahatsızlıkların farklı kaynakları olabilirmi bunların araştırması yapılıyor..
    Ben inanıyorumki Obsesyon, panik atak, korku bazlı hastalıkların çoğunda ileride tedavi için farklı teknikler kullanılacak... İleride mika demişti dersiniz..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mika_hakinen -- 4 Ağustos 2006; 9:34:00 >




  • arkadaşlar, öncelikle büyü ve cinlerin varlığına inanmak, asla ve asla gerikafalılık, hurafe değildir.

    büyü ve cin, dünya var olalı beri var olan iki gerçektir. bu yüzden sayısız insanın hayatı söndürülmüş ve hasta edilmişlerdir. hindistan ve afrika, büyünün en yaygın uygulandığı yerler. burada kullanılan "tılsım" tabir edilen ıvır zıvırlar cinlere, yönlendirilecek şahıs üzerinde ne gibi bir etki bırakılmak istendiğini göstermeyi sağlar yoksa o tılsımların insanlar üzerinde herhangi bir etkisi tabiki yok.

    anadoluda büyü bozma işinde çok mahir insanlarla tanıştım ve bunların bu dertten muzdarip insanları nasıl iyileştirdiklerini gördüm. burada rahatsızlığı verenin bir ruhani olduğu artık ayan beyan belli. hatta ileri vakalarda, evinden alınıp götürülenler dahi oluyor. hal böyleyken psikolojik olarak oldu, şöyle yada böyle ile açıklanacak şeyler değil bunlar.

    biraz gezin araştırın, bunlar gerikafalılıktır diyerek kaldırıp atamayacağınız şeylerle karşılaşacaksınız. çoğu vaka tabiplere yansımakla birlikte, çare daima bu işlerde ehil büyü bozucularda bulunmuştur.

    hurafedir, 2006 yılındayız vs gibi şeylerle yok sayamazsınız bu tür vakaları.




  • büyübozucuların işe yaradığına ben kesinlikle katılıyorum.

    kendisinin bir büyüye hedef olduğuna inanan birine yalnızca ben büyübozucuyum diyen biri yardım edebilir. tabi bu kişinin karşısındakinin bir büyübozucu olduğuna da inanması lazım.

    bence herşey büyüye kapıldığına inanan birinin kafasında oluyor.

    şimdi C4 ben sana desem ki sizin salonda akrep var. senin için rahat olur mu. bu büyü falan filan biraz bu tarz psikolojik olaylar. spekülasyonlara dayalı.

    tabi mika_hakkinen söylemiş, bunların araştırmaları devam ediyor.
    ama benim fikrim bunların tamamen psikolojik şeyler olduğu.
  • Cinlerın varlıgı kur-an'da apacık bıldırılmıstır. Psikolojiyle büyü ilişkili olabilir ;fakat bütünüyle psikolojik diyemeyiz.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Matrix'in Babası hatta Atası
    6 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • Mrb. Günümüzdeki en büyük sorunlardan birtaneside bir görüşün olduğu yerde diğerinin kabul edilememesi.
    Yani bu ölümlerin psikolojik olarak kişinin kendisini inandırması ve hücerlerin buna göre kendisini programlaması ne kadar akla
    yatkın ise, diğer ruhanı varlıklar vasıtası ile de bu ölümler gerçekleşebilir.
    Adil Asımgil ın 2000 yılında çıkardığı Gizemli Dünya isimli kitapta bu konuyla ilgili ve buna benzer 45 konuyla ilgili hem bilimsel hemde dinsel açıdan (islamiyet,hristiyanlık ve musevilik) bakılarak yorumlanmış. İlgilenen arkadaşlara duyrulur.
  • Vodoo ölümü ile ilgili bir program da ben seyretmiştim yıllar önce. "Zombilerin" gerçekten var olup olmadığına dair bir programdı. Anlatılanlara göre "kara büyü" de usta olan vodoo büyücüsü "zombi" yapmak istediği kurbanına bir şekilde fark ettirmeden yanaşıp ona özel bir zehir içiriyordu. Bu özel bir mantardan yapılan bir zehir olup kurbanın bütün vücut fonksiyonlarını (kalp atışı dahil) durma noktasına getiriyor ancak durdurmuyordu. Aradaki farkı uzman doktorlar bile anlayamayarak hastanın vefat ettiğine karar verdiklerinden zavallıyı diri diri toprağa gömerek defneden yakınları mezarlıktan ayrıldıktan sonra, büyücü mezara gelip (2-3 gün geçiyor bu arada) onu sihirli sözlerle mezardan çıkarıp kendi evine götürmekteydi.

    Aslında diri olan, ama vücut fonksiyonları neredeyse durduğu için ölü sanılan zavallının geçen süre içinde beyni oksijensizlik ve ilaçtan etkilendiği için uyandıktan sonra doğru dürüst yürüyememekte (zombilerin filmlerde yürüyüşlerini hatırlayın), sağlıklı düşünüp karar alamamakta, en önemlisi de fiziksel ve zihinsel olarak sakatlandığı için kendisini bu hale getiren büyücüye karşı çıkamamaktaydı. Kaçmayı başarabilen tek tük kurban da ailesinin yanına ulaştığında "hortladı" zannedilerek paniğe sebep olmakta ve sevdiklerinin ondan kaçması gibi ikinci bir yıkım yaşamaktaydı. Bu yüzden zavallı "zombinin" geriye dönüp kendisini iyi kötü "kabullenmiş" tek kişi olan büyücüye sığınıp ölene dek onun kölesi olmaktan başka çaresi kalmıyordu.

    Brr.. En kötü düşmanıma bile dilemem böyle bir son.




  • Büyü, insanlara yönelik olarak tabiat üstü gizli güçlerin yardımı ve aracılığıyla belli bir maksadı gerçekleştirmek ve belli bir gayeye ulaşmak için uygulanan ve etkili olduğu kabul edilen eylem; bir şeyin veya olayın gerçek huviyetinden uzak olarak başka bir halinin gösterilmesidir.

    Büyü, İslam'ın kesin olarak yasaklayıp redettiği bir inanç ve işlem olup tabiat kuvvetleriyle insanlara bir takım etkilerin yapıldığı söylenen ilkel bir anlayış ve olgudur.

    Sebebi gizli olmakla beraber, gerçeğin aksine tahayyül olunan yıldızcılık, şarlatanlık, hilekârlık yolunda cereyan eden herhangi bir şey demektir.Esrarengiz bir şekilde hakkı batıl, batılı hak; hakikati hayal, hayali hakikat diye göstermek vardır.
    *******************************
    1584'te Anvers'te yayınlanan Gespar Peucer'in Falcılar (Les Devins) adlı kitapta büyücülük şu şekilde tanımlanır."Büyücülük, şeytanı tanımaya yarayan bir sanattır. Büyücü tarafından çağrılan şeytan ve yardımcıları kendilerini gösterirler veya kendilerini göstermeyip de talep edilen şeyi yerine getirirler."

    Bilginize:)))




  • Fiziksel olarak nasıl dış etkenlere açık isek, ruhani olarakta açık olduğumuz neden inanılmaz gelir anlamıyorum.
    İkisindede mantık aynıdır zayıf bir an.. Nasıl fiziksel olarak zayıf bir anımızda organik bir rahatsızlığa yakalanma riskimiz fazladır, bu tür rahatsızlıklarda aynısı.. Nasıl virüssel hastalıklardan korunmak için bazı antikorlar veriliyor vucudumuza , bu tür etkilerden korunmak içinde teknikler vardır..

    Kıvılcımı siz yaratıyorsunuz yani olay bir şekilde sizin zayıf anınızdan yakalanılarak başlıyor ama ondan sonrası sürekli üzerinize benzin dökülerek ateşin sürekli yanması şeklinde devam ediyor mantık bu.

    İradesi güçlü olana , kolay kolay büyü, cin vb.. gibi şeyler etki etmez.. Ben inanmıyorum o yüzden etki etmiyor diyemezsiniz iradeniz zayıf ise biraz problemleriniz var ise etkilenebilirsiniz ister inanın ister inanmayın. Etkileme inanıp inanmamaya bakmıyor , ortam oluşursa herkese etki eder..

    quote:

    Orjinalden alıntı: Lacrima

    kendisinin bir büyüye hedef olduğuna inanan birine yalnızca ben büyübozucuyum diyen biri yardım edebilir. tabi bu kişinin karşısındakinin bir büyübozucu olduğuna da inanması lazım.

    bence herşey büyüye kapıldığına inanan birinin kafasında oluyor.

    şimdi C4 ben sana desem ki sizin salonda akrep var. senin için rahat olur mu. bu büyü falan filan biraz bu tarz psikolojik olaylar. spekülasyonlara dayalı.



    Kendisinde büyü olduğuna inanıp ona şartlıyan insanlar mevcut diye yada bu tür yanlış düşünen insanlar var diye bu tür şeyler yok diyebilirmiyiz..
    Evet bu işi yapanların çoğu sahtekar , bende büyü, cin vb.. etkiler mevcut diyen insanların çoğuda bilinçsiz ama bunların hepsi yoktur dememiz için yeterli değil.
    Ayrıca @lacrima senin dediğin telkin'dir, bu tür bir etkiyi sadece büyü vb.. şeyler için değil her konuya uyarlıyabilirsin..

    Zaten insanlar piskolojilerini buna bağlamasınlar hiç uğraşmasınlar diye dinen yasaklanmıştır, tv'ye çıkan hocalarda sürekli yoktur diyorlar olmaz falan çekiyorlar aslında olduklarını bal gibi biliyorlar ama bunlar ezoterik gizli bilgilerdir bu tür şeyleri ulu orta konuşursanız insanların dikkatini çekerseniz toplum bunları çok kullanır hale gelirse yada herkes bende büyü varmı diye kendini kötü etmeye modlarsa işin içinden çıkılmaz.

    Ayrıca bu tür çoğu etkide bazı dua okunmaları sonucunda karşı tarafta inanılmaz fiziksel etkilerde oluşurki bunları o insanın kendi kendine yapması mümkün değildir.. Yani herşey kafada bitmiyor, zaten bu söze hayranım ne olursa olsun hangi konu olursa olsun standart söz herşey kafada biter..




  • Arkadasım dogrusunda.Bıtıs, kafanın turune gorede deısgenlık gosterebılıyo.
  • @kessban imzanı beğendim hoş..
  • quote:

    Ayrıca bu tür çoğu etkide bazı dua okunmaları sonucunda karşı tarafta inanılmaz fiziksel etkilerde oluşurki bunları o insanın kendi kendine yapması mümkün değildir.. Yani herşey kafada bitmiyor, zaten bu söze hayranım ne olursa olsun hangi konu olursa olsun standart söz herşey kafada biter..


    ya ben de sevmiyorum böyle star wars'dan fırlamış yoda gibi, "herşey kafanda biter, güç seninle olsun" falan filan demeyi ama böyle psikolojik olayların hepsi kafada oluyor. en azından bence öyle.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Lacrima


    bence herşey büyüye kapıldığına inanan birinin kafasında oluyor.

    şimdi C4 ben sana desem ki sizin salonda akrep var. senin için rahat olur mu. bu büyü falan filan biraz bu tarz psikolojik olaylar. spekülasyonlara dayalı.



    dostum tamam da bu dediklerin işin sadece bir tarafı. işin birde diğer tarafları var.
    kendisine büyü yapılmış olduğundan zerre kadar şüphesi olmayan bir insana büyü yapılıyor ve o insan akabinde çeşitli ruhi ve fiziki rahatsızlıklara düçar oluyor. hatta daha önce görmediği ve halüsinasyon tabir edilen ama halüsinasyon olmayan görüntülerle daha da çığrından çıkıp aklını yitime noktasına geliyor. bu kişi şarlatan değilde, gerçekten bu işlerde ehil bir insana götürüldüğünde ise o kişi yapılan büyüyü bozarak şahsı eski sağlığına kavuşturuyor. bu dediklerim benim bizzat şahit olduğum şeylerdir.
    buyrun açıklayın ben bilimsel açıklamasını merak ediyorum




  • ben de kaçtır "Vadoo öldümü" diye okuyorum,
    sonra da

    Vadoo öldü mü,
    ıssız acun kaldı mı,

    diye çağrışım yapıyor,


    neyse efendim vakt-i zamanında (gençken) kendi kendini hipnoz, zihnin beden üzerindeki hakimiyeti konularında deneysel çalışmalara girmiştim (denek kendim),

    işte böyle tam transa geçecekken validenin gelip "oğlum karanlıkta halıya oturmuş ne yapıyorsun" demesi , kardeşimin sürekli odaya girip çıkması vs. sebeplerle bir nihayete erdirememiştim.

    böyle bir işe girişeceklere tavsiyem gerçekten rahatsız edilmeyecekleri bir ortam edinmeleri,

    yoksa tam blinçaltı derinliğine / ruhsal derinliğe inmiş, kendine "şunu şöyle yapacan bundan sonra, şu alışkanlığı değiştirecen" vs. komut verirken , birinin omzunuza dokunması , hassas noktalarda çeşitli kayış kopmalarına sebebiyet verebilir (ki tedavisi çok güç ve masraflıdır) benden uyarması.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vese -- 5 Ağustos 2006; 3:08:27 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: vese


    işte böyle tam transa geçecekken validenin gelip "oğlum karanlıkta halıya oturmuş ne yapıyorsun" demesi , kardeşimin sürekli odaya girip çıkması vs. sebeplerle bir nihayete erdirememiştim.




    halıyı uçurmaya çalışıyorum deseydin
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.