Vatan Bilgisayardaki kıza açılma hikayem (Azim ilhamı alın) (2. sayfa)

quote:

Orijinalden alıntı: 4Sfenks

sonu b*k olmuş hikayenin okumayın bence boşuna.

kız yüz vermeyince tipsiz olarak mı gördün naptın bu arada.

quote:

Orijinalden alıntı: ` quaD.

Sonuna kadar okudum . Kendi ekran kartini da degistir

quote:

Orijinalden alıntı: Myceneans

Az sonra okuyacağınız anım ile ne kadar aptal bir insan olduğumu anlayacaksınız

(Yaş 21.5)

Bilgisayar topladım. Ekran kartı arızalı çıktı. (meraklısı için gtx 660). Sinir ve hayal kırıklığıyla Vatan Bilgisayar'ın kapısına dayandım.

Teknik serviste 2 görevli vardı ikisi de genç ve tecrübesiz lakin birisi acayip tatlı bir kız. Tam benim ağzıma layık. Erkek görevli bana azıcık bilgisiyle hava atmaya çalıştı. Ben de zaten sinirli olduğum için ona sesimi yükseltip bir şeyler söyledim. Yanındaki kızı güldürdüm, mutlu oldum. Ama kız öyle böyle değil... Acayip tatlı !

Parçayı teslim ettikten sonra eve geldim. Kız aklımdan çıkmıyor ! Yatıyorum kız, kalkıyorum kız... Vizeler yaklaşıyor ve benim kızı aklımdan çıkartıp ders çalışmam lazım. Bunu yapabilmenin tek yolu kıza duygularımı söylemek ve kurtulmak.



Ev ile Vatan Bilgisayar arası uzak olduğu için gitmeye üşendim ve telefon ile aradım. Bir adam açtı telefonu. "Ekran kartımı getirmiştim. Bir bayan vardı benimle ilgilenen, onunla görüşebilir miyim" dedim Kız aldı telefonu "Alo ben XXX" dedi. Arkadaş bir ses o kadar tatlı olamaz ! Ben telefonun diğer ucunda eridim ama konuşmaya da devam ettim.

Ben: Ekran kartımı getirmiştim geçen gün hatırlayabildiniz mi ? (her gün 1000 tane ekran kartı geliyordur insanlar oraya)
Kız: Hmmm... Hayır.
Ben: Ekran titriyor diye şikayette bulunmuştum hani.
Kız: Tamam hatırladım şimdi.
Ben: Heh, ben seni gördüğüm zaman çok hoşlandım. Eğer mümkünse seninle tanışmak istiyorum. Bana telefon numaranı ver mesajlaşıp birbirimizi tanıyalım ! *TA TA TA TAM !*

Damdan düşer gibi hunharca kızın suratına suratına yardırdım teklifi. Telefonun diğer ucunda şok olduğunu tahmin edebiliyordum. Kızın 2-3 saniyelik sessizlikten sonra diyebildiği tek şey hızlıca "Yok!" oldu. İyi günler dileyip kapadım telefonu.



Ben ilk bir iki gün rahatladım ama sonra kız yine aklıma girdi ! Ulan bu red cevabına doymadım. Ekran kartını almaya gideceğim servisten geldiğinde. O zaman yüz yüze tekrar konuşacağım. Koydum kafaya !

Sürekli İşler Güçler dizisindeki bal porsuğu repliğini izleyip kendime haftalar boyunca gaz verdim. "Oğlum bal porsuğu gibi olacaksın ! İstediğini direk gidip alacaksın" dedim kendi kendime.
REPLİK İÇİN TIKLA
Arkadaşlara da anlatıyorum olayı onlardan da gaz alıyorum tabii. Bir tanesi dedi ki "Ben seni böylesine heyecanlandıran kızı çok merak ettim. Sen hiç böyle biri değilsin. Mutlaka gelip o kızı görmem lazım, çok merak ediyorum." Benim için daha iyi oldu. Yanımda arkadaşla gideceğim, eğer kızın yanında yine başka eleman varsa benim arkadaş o elemanı oyalayacak ve ben kızla konuşacağım.

3 hafta falan boyunca kendi kendime bilgisayar oynarken, tuvalatte, aynanın karşısında sürekli kızla nasıl konuşacağımın provasını yaptım. Bir sürü güzel cümle vs. buldum. Kızın vereceği her türlü cevaba karşı cümlelerim hazır. Savaşa gider gibi gidiyorum...



En sonunda gün geldi ve arkadaşla yola koyuldum. Tramvay ile gidiyoruz ama bir yandan ben yerimde duramıyorum heyecandan. Yapmak istemiyorum falan diyorum, arkadaş sakinleştiriyor. Neyse Vatan Bilgisayar'a girdik. Arkadaş gördüğü her kızı bana gösterip "Bu mu ? Şu mu ?" diye soruyor.

Teknik servis kısmına geldik. Benim atıştığım çocuk orada.

Ben: XXX hanım yok mu ?
Çocuk: Yok, yemeğe gitti.
Ben: Onun soyadı neydi ? (Madem kız yok bari soyadını öğrenip facebooktan öğreneyim ki bir şansım daha olsun konuşmak için)
Çocuk dondu kaldı. Cevap vermiyor. Benim sorduğum soru karşısında sanki vücuduna ekstra kromozom eklendi. Down sendromlu gibi düz karşıya bakıyor.
Ben ısrarlı bir şekilde tekrar sordum "Soyadı ne?". Sanırım ayarı biraz fazla kaçırdım. Sinirli ve ısrarlı bir şekilde sordum. Baktım arkadaşım arkamda pis pis gülüyor Çocuk yine bir şey söylemedi.

Tam ben pes ettim derken kız çıka geldi. Tabii ben beyaz atlı prens gibi kıza slow motionda bir baktım ki... Aboooov ! Kız çirkin lan ! Ben balık etli görmüştüm, bu kız şişko. Çok sevimli bir yüz görmüştüm, bu kızın cadı gibi burnu var ! Hayretler içerisinde arkadaşa döndüm ve kaş göz yapıyorum. Ağzımı oynatıyorum "Bu değil! Bu değil !" diye.

Benim abaza beynim kızı ilk görüşte çok net bir fotoğrafını alamamış. Göz ucuyla gördüğü silüeti kendi içinde tamamlamış ve ortaya bir dünya güzeli çıkarmış. Ben o kafamda oluşturduğum hayali kız için çırpınmışım. Kızın öyle çirkin olduğunu görünce konuşmamak zorunda kaldığım için o kadar rahatladım ki anlatamam. Ben son 2-3 yıldır öyle mutlu olduğumu hatırlamıyorum arkadaş. Kız geldi, belgelerime baktı, "Ne işlem yapılacak" dedi. Sert ve kaba bir şekilde "Paramı istiyorum!" dedim. Döndü arkaasını gitti. Ben etrafa Heidi gibi gülücükler saçıyorum hâlâ

Daha sonra paramı verdiler, ben de yeni bir ekran kartı aldım. Arkadaş bayağı bir dalga geçti bu kız ne lan böyle diyerek. Hem mahçup hem de mutlu bir şekilde evin yolunu tuttum

quote:

Orijinalden alıntı: Santiago Bernabéu

Seside kötümüymüş?

quote:

Orijinalden alıntı: Gerard Butler

quote: Orijinalden alıntı: Seikatsu çok sürükleyici bi hikayeydi tebrikler

Katılıyorum.Ama sonu aşırı kötüydü.

quote:

Orijinalden alıntı: Werner Heisenberg

Beyler CSB değil, ben oradaydım .

quote:

Orijinalden alıntı: LawLess437

quote: Orijinalden alıntı: Gerard Butler quote: Orijinalden alıntı: Seikatsu çok sürükleyici bi hikayeydi tebrikler Katılıyorum.Ama sonu aşırı kötüydü.

Aynen ya güzel güzel okuyordum.Sonlara doğru tatlı dediğim kız tipsiz çıktı deyince bastım küfürü.Fena sinirim bozuldu gece gece sabaha kadar çınlatacağım kulaklarını.