Şimdi Ara

VARIN İSPATI YOKUN İSPATINDAN KOLAYDIR (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
5 Misafir (2 Mobil) - 3 Masaüstü2 Mobil
5 sn
82
Cevap
0
Favori
1.923
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
Öne Çıkar
0 oy
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Herşeyden önce şunu söylemeliyim. Hiç kimse hiç bir şeyi idda etmek zorunda değildir, artı ispat etmek zorunda da değildir. Mesela tanrı zeus'a inanan bir insan bunu ispat etmek zorunda değildir.

    Bir şeyin var olduğu iddia edilir yani iddiada bulunmak ancak "var" demekle olur. Yok olduğunu söyleyen birisi ise bir iddiada bulunmadığı için herhangi bir şeyi ispat etmek durumunda değildir. Var olduğu iddia edilen her şey ispatlanıncaya kadar yok kabul edilir. Bu genel geçer bir kuraldır.
    _____________________________
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    Herşeyden önce şunu söylemeliyim. Hiç kimse hiç bir şeyi idda etmek zorunda değildir, artı ispat etmek zorunda da değildir. Mesela tanrı zeus'a inanan bir insan bunu ispat etmek zorunda değildir.

    Bir şeyin var olduğu iddia edilir yani iddiada bulunmak ancak "var" demekle olur. Yok olduğunu söyleyen birisi ise bir iddiada bulunmadığı için herhangi bir şeyi ispat etmek durumunda değildir. Var olduğu iddia edilen her şey ispatlanıncaya kadar yok kabul edilir. Bu genel geçer bir kuraldır.


    mesela ben Allah cc var der ispatlamaya çalışırım çünkü var olduğunu iddia ederim

    lakin

    kao var olduğuna inanmaz

    ve

    yok olduğunu da iddia etmez

    dolayısı ile

    ispatlamak zorunda değildir ...

    yanılıyor muyum ?
    _____________________________
    Zamanını dolu işlere harcamazsan, boş işler zamanını harcar. (deep)




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact


    quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    Herşeyden önce şunu söylemeliyim. Hiç kimse hiç bir şeyi idda etmek zorunda değildir, artı ispat etmek zorunda da değildir. Mesela tanrı zeus'a inanan bir insan bunu ispat etmek zorunda değildir.

    Bir şeyin var olduğu iddia edilir yani iddiada bulunmak ancak "var" demekle olur. Yok olduğunu söyleyen birisi ise bir iddiada bulunmadığı için herhangi bir şeyi ispat etmek durumunda değildir. Var olduğu iddia edilen her şey ispatlanıncaya kadar yok kabul edilir. Bu genel geçer bir kuraldır.


    mesela ben Allah cc var der ispatlamaya çalışırım çünkü var olduğunu iddia ederim

    lakin

    kao var olduğuna inanmaz

    ve

    yok olduğunu da iddia etmez

    dolayısı ile

    ispatlamak zorunda değildir ...

    yanılıyor muyum ?


    Aynen öyle
    _____________________________




  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    Var olduğu iddia edilen her şey ispatlanıncaya kadar yok kabul edilir. Bu genel geçer bir kuraldır.

    peki yok olduğu iddia edilen bir şey yokluğu ispatlanana kadar neden var kabul edilmiyor
    _____________________________
  • bugüne kadar gerçekten yokluğu ispat edilen birşey varmıdır ki? yokluk yoksulluk olarak da günümüzde biliniyor yoksul birinin yokluğu hangi bağlamda geçerlidir...
    yinede sahip olduklarının yerine eksiklikleriyle o yokluğu hissettiği şey başkalarının varlığından kaynaklanan bir durum değilmidir..
    bu durumda ona göre var olanlar yetersizdir ve yokluktur...
    _____________________________
    ben sorunlarımdan daha önemliyim..
  • quote:

    Orjinalden alıntı: C4

    peki yok olduğu iddia edilen bir şey yokluğu ispatlanana kadar neden var kabul edilmiyor


    Güzel bir soru. Bu durum neden genelgeçer kurallara dahil olamıyor? Aslında @Zero01'ın belirttiği üzere Süperman'in var olduğuna inanması neden normal kabul edilemiyor? Süperman insan zekasının üstünde bir varlık. Süperman yaklaşık 15 insan gücünde. Süperman duvarların ötesini görebiliyor. Bu durumda insan aklı genel geçer kuralları, öğrendikleri ve bilgisel alt yapısını devreye sokarak böyle bir insanın şu ana kadar dünyaya gelmediğini ve bundan böyle de gelmeyeceğini düşünür. Akıl fizik ötesi güçlere inanmakta güçlük çekiyor.

    Peki tüm bunlara rağmen Süperman gibi bir varlığın bizim galaksimizde olmasa da başka bir galakside yaşama şansı hiç mi yok? Superman'in var olduğuna inanmak normal olarak kabul edilirse o zaman Tanrı'nın ki o da üstün güçlere sahiptir var olduğuna inanmak normal kabul edilir. Ancak Tanrı kavramı Superman'den farklı olsa gerek. Bir tasarlayan, bir yaratan olduğunu düşünmek ve bunun var olduğuna inanmak gayet doğal. İnsan neden Tanrı kavramına inanmaya yatkın oluyor?

    İnsan -özellikle zor anlarında- yardım et Allah'ım şeklinde bir sığınma ihtiyacını neden hissediyor ki? İnsan yine öğredikleri doğrultusunda Tanrı'nın var olabilceğine inanıyor. Neden? Çünkü insanlar hayatlarında karşılaştıkları her eserin bir sahibinin olduğunu görüyorlar. Ki insan da bir tür etten makine ise neden onu da yaratan bir güç olmasın? Bu güç belki yarattı ve başka diyarlara gitti kim bilir? Bu güç belki gözümüzle de görebileceğimiz bir güç kim bilir? Ya da öyle olmasa da istediği an istediği şekle bürünebilir. Tabii ki bu tasvirlerim kutsal kitapların tasviri dışına çıkıyor ancak dini terimlere ve inançlara bağlı kalmadan bir Tanrı'nın olabileceğini de aklına getirmeli insan diye düşünüyorum. Böyle düşünmek bir anormallik göstergesi değildir. Bence superman'de bir yerlerde yaşıyor. Kim bilir? Bu kestirilemeyen dünyada belki de insanoğlunun hayal ettiği herşey uzay boşluğuna dağılıp gerçeğe dünüşüyordur kim bilir?
    _____________________________




  • quote:

    Orjinalden alıntı: trackfind500


    İnsan -özellikle zor anlarında- yardım et Allah'ım şeklinde bir sığınma ihtiyacını neden hissediyor ki? İnsan yine öğredikleri doğrultusunda Tanrı'nın var olabilceğine inanıyor. Neden? Çünkü insanlar hayatlarında karşılaştıkları her eserin bir sahibinin olduğunu görüyorlar. Ki insan da bir tür etten makine ise neden onu da yaratan bir güç olmasın? Bu güç belki yarattı ve başka diyarlara gitti kim bilir? Bu güç belki gözümüzle de görebileceğimiz bir güç kim bilir? Ya da öyle olmasa da istediği an istediği şekle bürünebilir. Tabii ki bu tasvirlerim kutsal kitapların tasviri dışına çıkıyor ancak dini terimlere ve inançlara bağlı kalmadan bir Tanrı'nın olabileceğini de aklına getirmeli insan diye düşünüyorum. Böyle düşünmek bir anormallik göstergesi değildir. Bence superman'de bir yerlerde yaşıyor. Kim bilir? Bu kestirilemeyen dünyada belki de insanoğlunun hayal ettiği herşey uzay boşluğuna dağılıp gerçeğe dünüşüyordur kim bilir?





    kutsal kitaplara bağlı kalmadan tanrının varlığını hissetmek yeterli olur mu bilemem ancak..
    supermenin bir yerlerde yaşadığını var sayarsak hayal gücümüzün yarattığı tüm kahramanların dünyası uzay boşluğundan çok bizim düşsel dünyamızın boşluğunda yaşayan binlerce kahramanların gerçeğe ne kadar dönüştüğünü kendi uzay sı boşluğumuzda arayabiliriz..
    düşlerimizin gücü kimi zaman inandığımız şeyleri zora sokabiliyor...
    _____________________________
    ben sorunlarımdan daha önemliyim..




  • @trackfind,
    Günümüzde tanrının evrendeki rolü ile supermanın evrendeki rolü aynıdır.

    Dünyanın ve hayatın oluşa gelmesi için olağanüstü güçlerin rol oynamadığını, bugün bilim dünyası, ezici bir çoğunlukla kabul etmektedir.

    Artık İnsanlar, dünyanın efsanelerin aksine nasıl oluştuğunu, yer kürenin ne zaman soğuduğunu, hayatın ilkel yaşam formlarından zamanla Basitten-karmaşığa doğru nasıl oluştuğunu, maddenin, enerjinin, yağmurun, depremin, güneşin, suyun, elementlerin, fiziğin..vs ne olduğunu öğrendi.

    Dolaysıyla; Süpermen de Tanrı da başka bir zihin, başka bir gezegen aramak durumda kalmazlar mı?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi zero01 -- 15 Mart 2006; 2:17:09 >
    _____________________________
  • peki van gölü canavarını gören bir adam düşünelim. onun varlığını nasıl ispat edecek? ispatı mümkün olmayan şeylere yok deyip geçebilirmiyiz? eğer somut olarak kanıtlanamayan herşeyin kanıtlanana kadar yok olduğu kabullenilecekse, bir çok şeye inanmamamız gerekiyor.

    mahkemelerde bir şeyi iddia ettiğiniz zaman kanıtlamanız istenir çıkıp orada felsefe yapamazsınız. ama dünya bir duruşma salonu değil. bir çok şeyin somut kanıtı yoktur, ne yapmak gerekir? kanıtı yok diye reddetmek doğru bir yaklaşım olur mu? yoksa kanıtlanana kadar beklemelimiyiz? öyle şeyler var ki, kanıtı mümkün değildir. beklemekle de kanıtlanmazlar, yapıları müsait değildir.

    bir şeyin yokluğundan şüpheleniliyorsa, bu şüphe kesin bir reddetmeye dönüşmeli mi yoksa şüphe olarak mı kalmalı? çünkü varı ispat edemiyorsanız yoku da ispat edemezsiniz. mesela cinlerin varlığını ispatlayamazsanız yokluğunu da ispatlayamazsınız. bu direkt olarak yoktur demeyi gerektirir mi?

    yok, o an için yok yada hiç yok anlamında bir deyim ama hiç yok olayı bana göre ters. diyeceksinizki o zaman bende zeus vardır diyorum, sen de yokluğunu kanıtlayamazsın, zeusa inanacaksın yada var olabilir diyeceksin. burada inançlar devreye giriyor ve bu inançlar zeusun olmadığını söylüyor. bu inançlar, sahipleri için bir kanıttır. ama bu kanıtlarda kişiden kişiye sağlamlık ve şüpheler içerebilir. peki bir gün zeus çıkıpta olimpos dağından inse ve "hey! ben buradayım" dese o zaman ne olur derseniz, zeusun olmadığını iddia eden bir kişinin böyle bir derdi olmaz çünkü zeusun olimposdan inip böyle diyeceğine ihtimal vermez, neticede elinde kabullendiği bir kitapta zeusun olmayacağı açıkça belirtilmektedir.

    bu şekilde, vardır kanısına inançlar ve elindeki kitap ile varan insanlar için var, bir kabuldür. kitabı reddeden bir insan için de yok bir kabuldür. bu bağlamda var da bir kabüldür, yok da bir kabüldür.
    _____________________________




  • Orjinalden alıntı: zero01

    trackfind,
    günümüzde tanrının evrendeki rolu ile supermanın evrendeki rolu aynıdır.

    dünyanın ve hayatın oluşagelmesi için olağanüstü güçlerin rol oynamadıgı ,bugun tüm bilim dünyası , ezici bir çoğunlukla kabul etmektedir.

    Artık İnsanlar , dünyanın efsanelerin aksine nasıl oluştuğunu , yer kürenin ne zaman soğuduğunu , hayatın ilkel yaşam formlarından zamanla Basitten-karmaşığa doğru nasıl oluştugunu , Maddenin , enerjinin , Yağmurun , depremin , Güneşin , Suyun , elementlerin, fiziğin.. vs ne oldugunu öğrendi.

    Dolaysıyla; Süperman de Tanrı da başka bir zihin , başka bir gezegen aramak durumda kalmazlar mı ?







    evet insanlar bütün bu yazdığın dünyadaki tüm oluşumları öğrendi ama öğrenmelerine sebep olan tanrımıdır? yoksa supermenmidir? olayı bu kadar basit ele almak yanlış olur....


    Dolaysıyla; Süperman de Tanrı da başka bir zihin , başka bir gezegen aramak durumda kalmazlar mı ?

    ne demek?



    bütün gezegenler bu yaratılmış gezegenin içinde de diyelim o zaman...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi emell -- 15 Mart 2006; 2:21:14 >
    _____________________________
    ben sorunlarımdan daha önemliyim..




  • quote:

    Orjinalden alıntı: emell


    kutsal kitaplara bağlı kalmadan tanrının varlığını hissetmek yeterli olur mu bilemem ancak..
    supermenin bir yerlerde yaşadığını var sayarsak hayal gücümüzün yarattığı tüm kahramanların dünyası uzay boşluğundan çok bizim düşsel dünyamızın boşluğunda yaşayan binlerce kahramanların gerçeğe ne kadar dönüştüğünü kendi uzay sı boşluğumuzda arayabiliriz..
    düşlerimizin gücü kimi zaman inandığımız şeyleri zora sokabiliyor...



    Benimkisi şakayla karışık bir ifade zaten. Hayal gücümüzdeki her eşyin gerçekleşmesi sonucu zaten kendisini Tanrı ilan eden pek çok kişi olurdu haklısın. Ancak burada vurgulamak istediğim Tanrı kavramının ille de din ile ilişkilendirilmemesidir. Bu şekilde bir düşünce yapısıyla insanların Tanrı'ya inanmalarının sadece din yoluyla olabileceğini düşünebilirler. İnanç kavramı açısından durum böyle olabilir ancak ya bilimsel açıdan bir yaklaşıma ne demeli? Her açıdan bakabilmek gerekiyor. Elbet her açıdan bakabilmek dinleri yalanlamak ve onların Tanrı tasivirine karşı çıkmak değildir. Tersine kutsal kitaplarda Tanrı'nın Musa ile konuşması aktarılır. Bu durumda Tanrı kul ile direk konuşabilir bir hale geliyor. Nitekim Cebrail bir melektir. Ancak o da Hz Muhammed ile bir insan şeklinde konuşuyor. Tüm bunları çarpıtmak adına yazmadım. Yanlış anlaşılmak istemem. Ancak dinlerde de Tanrı'nın kimi insanlara kendi ilmini gösterdiği, kimi kullarına meleklerini insan olarak gönderdiği malumdur.

    İnanç çerçevesinde bunlara inanmak iman gereğidir. Ancak doğal olarak dine inanmayan insanların da Tanrı'yı kesin olarak reddetmeleri gibi bir durum söz konusu değildir. İnsanların bu konuda seçimleri kendilerine kalmıştır. İsteyen inanır isteyen inanmaz. Buna saygı duyulur. Yineliyorum. Vurgulamak istediğim şey Tanrı vardır diye görüş bildirmek ve bu doğrultuda bir yaşama sahip olmak bilimsel açıdan da anormal olarak kabul edilmemeli. Ki edilmiyordur sanırım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi iZCi_500 -- 15 Mart 2006; 2:54:27 >
    _____________________________




  • quote:

    Orjinalden alıntı: zero01



    Dünyanın ve hayatın oluşa gelmesi için olağanüstü güçlerin rol oynamadığını, bugün bilim dünyası, ezici bir çoğunlukla kabul etmektedir.

    Artık İnsanlar, dünyanın efsanelerin aksine nasıl oluştuğunu, yer kürenin ne zaman soğuduğunu, hayatın ilkel yaşam formlarından zamanla Basitten-karmaşığa doğru nasıl oluştuğunu, maddenin, enerjinin, yağmurun, depremin, güneşin, suyun, elementlerin, fiziğin..vs ne olduğunu öğrendi.

    Dolaysıyla; Süpermen de Tanrı da başka bir zihin, başka bir gezegen aramak durumda kalmazlar mı?


    bu dediklerin yokun kanıtı olmazlar çünkü bahsi geçenler bir işleyişi tasvir ediyor. herşeyin bir oluşum süreci ve işleyişi vardır. bir şey şu şekilde oluşuyor ve şu şekilde işliyor dediğin zaman, işleteni ve onu imal edeni tamamen reddedebilirmisin? bir şey varsa bir şekilde vardır ve bir şekilde işlemektedir, işleyiş mekanizması çözülür ve nasıl işlediği anlaşılır ama bu onu imal edeni reddetmenin şart olduğu anlamını vermez.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi C4 -- 15 Mart 2006; 2:24:54 >
    _____________________________




  • @c4 , @emell

    İşleyiş ve mekanizmalar konusunda haklısınız,

    Lakin bilim, bu işleyişlerin ardında madde ötesi bir gücü kabul edemez.
    Sizlerin bahsettiğiniz olay, Felsefenin ilgi alanına girer, bilimin değil.

    Bilim doğayı inceler ve onu yorumlar.
    Deneysel, gözlemsel ve test edilebilir kavramlar peşinde koşar.
    Olasılıklar ve rasgele(random) oluşumlar bilim için daha rasyoneldir.

    Peri bacalarına bakan kişi, burayı bir tasarım ürünü olarak düşünebilir.
    Fakat peri bacaları, doğanın ve maddenin uzun süreli etkileşimleri sonucu o görünümü alır.
    Birileri tarafından hamurlanıp şekillendirilmemiştir.
    Hayat ise bunun daha karmaşık şeklidir diyebiliriz.
    _____________________________
  • quote:

    Orjinalden alıntı: trackfind500

    quote:

    Orjinalden alıntı: emell


    kutsal kitaplara bağlı kalmadan tanrının varlığını hissetmek yeterli olur mu bilemem ancak..
    supermenin bir yerlerde yaşadığını var sayarsak hayal gücümüzün yarattığı tüm kahramanların dünyası uzay boşluğundan çok bizim düşsel dünyamızın boşluğunda yaşayan binlerce kahramanların gerçeğe ne kadar dönüştüğünü kendi uzay sı boşluğumuzda arayabiliriz..
    düşlerimizin gücü kimi zaman inandığımız şeyleri zora sokabiliyor...



    Benimkisi şakayla karışık bir ifade zaten. Hayal gücümüzdeki her eşyin gerçekleşmesi sonucu zaten kendisini Tanrı ilan eden pek çok kişi olurdu haklısın. Ancak burada vurgulamak istediğim Tanrı kavramının ille de din ile ilişkilendirilmemesidir. Bu şekilde bir düşünce yapısıyla insanların Tanrı'ya inanmalarının sadece din yoluyla olabileceğini düşünebilirler. İnanç kavramı açısından durum böyle olabilir ancak ya bilimsel açıdan bir yaklaşıma ne demeli? Her açıdan bakabilmek gerekiyor. Elbet her açıdan bakabilmek dinleri yalanlamak ve onların Tanrı tasivirine karşı çıkmak değildir. Tersine kutsal kitaplarda Tanrı'nın Musa ile konuşması aktarılır. Bu durumda Tanrı kul ile direk konuşabilir bir hale geliyor. Nitekim Cebail bir melektir. Ancak o da Hz Muhammed ile bir insan şeklinde konuşuyor. Tüm bunları çarpıtmak adına yazmadım. Yanlış anlaşılmak istemem. Ancak dinlerde de Tanrı'nın kimi insanlara kendi ilmini gösterdiği, kimi kullarına meleklerini insan olarak gönderdiği malumdur.

    İnanç çerçevesinde bunlara inanmak iman gereğidir. Ancak doğal olarak dine inanmayan insanların da Tanrı'yı kesin olarak reddetmeleri gibi bir durum söz konusu değildir. İnsanların bu konuda seçimleri kendilerine kalmıştır. İsteyen inanır isteyen inanmaz. Buna saygı duyulur. Yineliyorum. Vurgulamak istediğim şey Tanrı vardır diye görüş bildirmek ve bu doğrultuda bir yaşama sahip olmak bilimsel açıdan da anormal olarak kabul edilmemeli. Ki edilmiyordur sanırım.









    tanrı bilimsel olarak da kabul ediliyor ancak tanrı öylesine varolmuş gibi ifadelendiriliyor ki ve nedenliliği çok çeşitlilikle araştırılmış ve üzerine yazılmamış yazı ve makale kalmamıştır sanırım..
    insanoğlu hangi dini inancı olursa olsun tanrıyı en azından bir kaç şekilde sorgulamış..
    yukarıda belirttiğin gibi bu durum bir reddetme olarak ifade edilmez ancak sözler söylendiği gibi algılanmadığı için reddetme kelimesine sığınabilecek ifadeler içeriyor..
    hal böyle olunca da bilim adamlarına konuşacak çok şey düşüyor ve tabi din adamlarına da..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi emell -- 15 Mart 2006; 2:39:57 >
    _____________________________
    ben sorunlarımdan daha önemliyim..




  • quote:

    Orjinalden alıntı: zero01

    @trackfind,
    Günümüzde tanrının evrendeki rolü ile supermanın evrendeki rolü aynıdır.

    Dünyanın ve hayatın oluşa gelmesi için olağanüstü güçlerin rol oynamadığını, bugün bilim dünyası, ezici bir çoğunlukla kabul etmektedir.

    Artık İnsanlar, dünyanın efsanelerin aksine nasıl oluştuğunu, yer kürenin ne zaman soğuduğunu, hayatın ilkel yaşam formlarından zamanla Basitten-karmaşığa doğru nasıl oluştuğunu, maddenin, enerjinin, yağmurun, depremin, güneşin, suyun, elementlerin, fiziğin..vs ne olduğunu öğrendi.

    Dolaysıyla; Süpermen de Tanrı da başka bir zihin, başka bir gezegen aramak durumda kalmazlar mı?



    Supermen ile Tanrı'nın rolünün aynı olduğu kişisel görüşün mü yoksa bunu kesin bilimsel bilgilere dayandırarak mı ifade ediyorsun? Bilim şu ana kadar hiçbir süperman e rastlayamadı. Böyle bir gücün olması olasılıkların bilmem kaç kaç kaç altında diye. Ancak aynı bilim olasılıkların kaç kaç kaç altında olan tesadüfleri, rastlantıları, sıfıra yakın olasılıkları, seçilimleri, seleksiyonları, mutasyonları insanın var oluşunu açıklamak üzere kullanabiliyor. O ki bu dünyada hiçbir şey kestirilemez ve determnistik bir çaı ile yaklaşmak da son bilimsel çalışmalara göre pek mümkün olmuyor, o halde bilim neden arşatırma yelpazeleri arasına üstün güçleri olan bir Tanrı'yı eklemiyor? Bilimi bundan alıkoyan nedir? Bir bakteriden olaslıklarla oluşan hayata anlam veren bilim, üstün güçlü bir Tanrı'ya anlam veremiyor. Tuhaf!

    Bilim bu şekilde her şeyi göz önüne alıyorsa süperman gibi üstün güçlere sahip olabilecek bir Tanrı'nın bu dünyayı yarattığı ihtimaline neden yer vermiyor? Vermesi mi gerekmiyor? Şu an yağmurun nasıl oluştuğu, maddenin durumu, fiziğin kuralları belirlendi diye insan artık her şeyi çözmüş mü oluyor? Ben aslında Tanrı kavramına inanmanın insani açıdan gayet doğal olduğunu ifade ediyorum. Beni yaratan Tanrı'nın süperman gibi üstün ve güçlü olmama olasılığı olsa dahi bir Tanrı'ya inanmam neden bilimsel olamasın?

    Hem bilim maddeyi çözdü diye superman niteliğinde bir Tanrı kesin olarak yok mu demeliyiz? Ya Tanrı görünmez bir güç ise ve şu gökyüzündeki yıldızları ahtapotvari kolları ile sıkıca kavramış ise yıldızların, gezegenlerin biribirlerine çarpmamaları için bizim cihazlarımızın ve gözlerimizn algılayamadığı ışınlarla işlerini çözüyor ise bunu nereden bilebiliriz? Kesin olarak bilemiyor isek Tanrı süperman gibidir ve asla var olmaz mantığı nereden kaynaklanıyor? Dikkat edersen dini kaynaklara bağlı bir mantık yürütmüyorum.
    _____________________________




  • quote:


    Supermen ile Tanrı'nın rolünün aynı olduğu kişisel görüşün mü yoksa bunu kesin bilimsel bilgilere dayandırarak mı ifade ediyorsun? Bilim şu ana kadar hiçbir süperman e rastlayamadı. Böyle bir gücün olması olasılıkların bilmem kaç kaç kaç altında diye. Ancak aynı bilim olasılıkların kaç kaç kaç altında olan tesadüfleri, rastlantıları, sıfıra yakın olasılıkları, seçilimleri, seleksiyonları, mutasyonları insanın var oluşunu açıklamak üzere kullanabiliyor. O ki bu dünyada hiçbir şey kestirilemez ve determnistik bir çaı ile yaklaşmak da son bilimsel çalışmalara göre pek mümkün olmuyor, o halde bilim neden arşatırma yelpazeleri arasına üstün güçleri olan bir Tanrı'yı eklemiyor? Bilimi bundan alıkoyan nedir? Bir bakteriden olaslıklarla oluşan hayata anlam veren bilim, üstün güçlü bir Tanrı'ya anlam veremiyor. Tuhaf!


    @track
    üslubun ve yaklaşımın oldukca özgün.

    Bu konuları daha iyi açıklayabilmek için Bilimin tam anlamıyla ne oldugunu çözümlememiz gerekir.
    Bilim ne ile ilgilendir ? ne ile ilgilenmez ? Bilim hangi sorulara cevap arar ? Hangi yöntemler, yaklaşım ve teknikleri kullanır ?

    ve ayrıca "Tanrı" kavramının tarihsel süreçteki ortaya çıkışını , değişimini ve insan zihnindeki yerini iyice araştırmalıyız.
    _____________________________




  • quote:

    Orjinalden alıntı: zero01

    @c4 , @emell

    İşleyiş ve mekanizmalar konusunda haklısınız,

    Lakin bilim, bu işleyişlerin ardında madde ötesi bir gücü kabul edemez.
    Sizlerin bahsettiğiniz olay, Felsefenin ilgi alanına girer, bilimin değil.

    Bilim doğayı inceler ve onu yorumlar.
    Deneysel, gözlemsel ve test edilebilir kavramlar peşinde koşar.
    Olasılıklar ve rasgele(random) oluşumlar bilim için daha rasyoneldir.

    Peri bacalarına bakan kişi, burayı bir tasarım ürünü olarak düşünebilir.
    Fakat peri bacaları, doğanın ve maddenin uzun süreli etkileşimleri sonucu o görünümü alır.
    Birileri tarafından hamurlanıp şekillendirilmemiştir.
    Hayat ise bunun daha karmaşık şeklidir diyebiliriz.













    ben mi anlamakta zorlanıyorum acaba? bilim madde ötesi bir gücü kabul etmez...
    madde neyden meydana gelmiştir peki? peri bacalarını maddesel bir olgu olarak kabul etmek ne derece doğru bilmiyorum fakat hiçbir şey kendi kendine oluşmaz..
    ve ona hayran hayran bakan bir kişide onu maddesel bir oluşum olarak düşünmez yaratılmış bir oluşum olarak görür..bilim sadece deney anında geçerli olmalıdır ne bileyim bir böceği inceleyip türünü mekanizmasını neye yaradığını araştırsın ama lütfen peri bacalarını bilimle karıştırmasın..

    bilimle felsefeyi ayırmadan bir neticeye varabilirmisiniz? bilim+felsefe yada içine katacağınız maddecilik bile olsa bunun peri bacalarıyla ve karmaşık diye nitelendirdiğiniz dünyayla ilgisi nedir?

    peri bacalarının bilimsel olarak nitelendirmek tek gözü kör olarak dünyaya bakmak gibi birşeydir...
    _____________________________
    ben sorunlarımdan daha önemliyim..




  • evet emell
    madde ötesi bir gücün maddeye etki ettiğine dair bir tek veri bile bana göre modern bilimin çöküşü demektir.
    eğer varsa böyle bir örnek , lütfen bizlerle paylaşın derim.

    Ayrıca,
    Peri bacaları örneğindeki nuansı anlamadıgını düşünüyorum.
    bu konularda forumda daha evvelden yapılmış tartışmaları gözden geçirmeni tavsiye ederim

    saygılar
    zero01



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi zero01 -- 15 Mart 2006; 3:07:45 >
    _____________________________
  • quote:

    Orjinalden alıntı: trackfind500

    Supermen ile Tanrı'nın rolünün aynı olduğu kişisel görüşün mü yoksa bunu kesin bilimsel bilgilere dayandırarak mı ifade ediyorsun? Bilim şu ana kadar hiçbir süperman e rastlayamadı. Böyle bir gücün olması olasılıkların bilmem kaç kaç kaç altında diye. Ancak aynı bilim olasılıkların kaç kaç kaç altında olan tesadüfleri, rastlantıları, sıfıra yakın olasılıkları, seçilimleri, seleksiyonları, mutasyonları insanın var oluşunu açıklamak üzere kullanabiliyor. O ki bu dünyada hiçbir şey kestirilemez ve determnistik bir çaı ile yaklaşmak da son bilimsel çalışmalara göre pek mümkün olmuyor, o halde bilim neden arşatırma yelpazeleri arasına üstün güçleri olan bir Tanrı'yı eklemiyor? Bilimi bundan alıkoyan nedir? Bir bakteriden olaslıklarla oluşan hayata anlam veren bilim, üstün güçlü bir Tanrı'ya anlam veremiyor. Tuhaf!


    trackfind

    zero01,
    elbetteki bir tanrının varlığı yada yokluğu bilimin araştırma alanına girmez. ama "bilim şunun işleyiş mekanizmasını çözmüştür, şu şekilde oluşmakta ve işlemektedir, demek ki bir tanrı yoktur, tanrı artık kendisine başka (cahil) zihinler aramalıdır " dediğiniz zaman, trackfind'in sorularına cevaplar bulmanız gerekir.

    bir şeyin aslına ve mekanizmasına vakıf olmak, onu tasarlayan yok sonucunu vermez. bir vga kartın işleyişine vakıf olarak gpu'sunu tasarlayanları yok sayamazsınız.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi C4 -- 15 Mart 2006; 3:14:03 >
    _____________________________




  • modern bilimi çökertmek için birilerinin bunu bir tez olarak sunup çökertmeye çalışmasımı gerekiyor illaki..
    madde ötesi bir gücün maddeye etki ettiğine dair bir gücün varlığını tartışmak bile komik geliyor..
    illaki birileri bu gücü görünce mi etki ettiğini düşünmeli buda ayrı bir tartışma konusu..

    madde kendi kendine bağımsızmıdır?

    tersini düşünmek neden bu kadar zor geliyor kabul etmek değil kastım ama bu sonuna kadar inkarı da anlayabilmiş değilim..
    bazı şeyleri ayırmadan bakamazmıyız?
    bilim,ilim, madde,vs vs tüm bunlar aynı cümle içinde olsa yeryerinden mi oynar?
    yada kime bir zararı olur ayrı tutmaya çalışmakdaki bu ısrarcı tavır belkide insanların çok daha fazla maddeden ayrılarak düşünmelerine neden de oluyordur kimbilir...
    anlamaya çalışmaktan çok reddetmelerine neden de oluyordur..
    herşeye bilimsel bakış açısıyla bakamayan insanlar o zaman yokmu sayılmalı...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi emell -- 15 Mart 2006; 3:22:48 >
    _____________________________
    ben sorunlarımdan daha önemliyim..




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.