Üst Kat Komşum Ev de İp Atlıyor! (2. sayfa)

Hocam zıplıyor resmen. Güm güm sesler geliyor. Bazen wwe de sanıyorum kendimi.

Yok hocam sopa ile vuruyorum kendisi şikayetçi oluyor. Kim vuruyor yukarıya diye bana söyleniyor. Daha beter vuruyor o zaman.

Neden özür diledin ve çiçek aldın sen kaşınmışsın

Hocam bunun banyosundan bizim wc e su akıyordu. Borular mı ne sıkıntılıymış. Bu tamir edicem dedi. Usta getirdi evine falan aksilik çıkardı. Uzattı süreyi bende dayanamadım buna yeter artık lan gibisinden bağırdım apartmanın içinde o üst kattaydı. Sonra kalbimi kırdın ben seni seviyordum vs demeye başladı.

Sert olsan çözülmüştü her şey kesinlikle bende yaşadım iyi niyet suistimal edilmek içindir artık

sonra polis çağırmasınlar

Çağırsa öncekinde çağırırdı bence birde bu gibi olaylarda adalet kavramı yok birinin sesi çıkıyorsa sorunu çözelim gitsin mantığına geliyor hep halledilir kapanırdı konu

Sert olmaya gerek duymuyorum hocam. Polis çağırmak mantıklı.

Teşekkürler hocam. İlk önce kendim uyarı yapıcam eğer devam ederse polise başvurucam.

Polis çağırdı diye mimlenirsin

Uyarıcam hocam önce. Mahalle ya da apart da tek şikayetçi benim. Tam benim üst katımı bulmuş.

Böyle hissetmen Normal birşey merak etme. Ergenlikten çıkıyorsun  

Ergenlik mi kaldı hocam yaş 22

Erkekler geç olgunlaşır. 30 a kadar yolu var

Doğru dediniz hocam. Sabah şerefleriniz hayrola.

Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.

Dante gibi ortasındayız ömrün.

Delikanlı çağımızdaki cevher,

Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,

Gözünün yaşına bakmadan gider.

Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?

Benim mi Allahım bu çizgili yüz?

Ya gözler altındaki mor halkalar?

Neden böyle düşman görünürsünüz,

Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

Zamanla nasıl değişiyor insan!

Hangi resmime baksam ben değilim.

Nerde o günler, o şevk, o heyecan?

Bu güler yüzlü adam ben değilim;

Yalandır kaygısız olduğum yalan.

Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;

Hatırası bile yabancı gelir.

Hayata beraber başladığımız,

Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;

Gittikçe artıyor yalnızlığımız.

Gökyüzünün başka rengi de varmış!

Geç farkettim taşın sert olduğunu.

Su insanı boğar, ateş yakarmış!

Her doğan günün bir dert olduğunu,

İnsan bu yaşa gelince anlarmış.

Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!

Her yıl biraz daha benimsediğim.

Ne dönüp duruyor havada kuşlar?

Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?

Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?

Neylersin ölüm herkesin başında.

Uyudun uyanamadın olacak.

Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?

Bir namazlık saltanatın olacak,

Taht misali o musalla taşında.

35 Yaş şiiri ile yorumu bitireyim.