Jimmy Stoynoff, ABD’de yaşayan Yunanistan asıllı bir klarnet sanatçısı. Türk müziğini çok iyi bilen Stoynoff, Batı’dan bakan biri olarak Türkan Saylan’ın ‘Türkler Batı müziği dinlemeli’ teklifinin tam tersini söylüyor. Sanatçı “Türkler müzikleriyle gurur duymalılar.” diyor. ... Türk musikisini, “başka hiçbir Müslüman ülkeye nasip olmayan bir zenginlik” olarak değerlendiren Jimmy Stoynoff, “Türkiye’de bazı müezzinler var. Ezana rast makamıyla başlıyor. Sonra bakmışsınız suzinak’a geçmiş. Hemen arkasından saba geliyor. Ezanı bitirmeden 15 farklı makamı gezinen sonra da rastla bitiren müezzin tanıyorum. Bu, ibadet için camiye gelen insanı da kendinden geçiriyor. Bu anlamda Türkler kendi musikileriyle gurur duymalılar. Benzeri olmayan, kıskanılacak bir musikiniz var.” diyor.
Stoynoff, ‘olağanüstü bir yetenek’ olarak değerlendirdiği kanun virtüözü Göksel Baktagir gibi genç Türk sanatçıları gördükçe musikimizin geleceğinden ümitli olduğunu söylüyor. Stoynoff, Yunanistan’ın müzik kültürünü yansıtan bir üslup geliştiremediğine de dikkat çekiyor.
Türkiye-Yunanistan dostluğunu yavaş ilerleyen bir trene benzeten sanatçı, “Eski dost, düşman olmaz diye bir söz var. Osmanlı Devleti döneminde yüzlerce yıl bu insanlar barış içinde, kardeşçe yaşamışlar çözüm için gerekli olan reçete bir yerlerde duruyor demektir. Bize düşen onu arayıp bulmak ve hayata geçirmek.” diyor. Jimmy Stoynoff, her iki ülkedeki ilkokul çocuklarına tarih derslerinde düşmanlık öğretilmesinden vazgeçilmesi gerekliliğini ilk adım olarak görüyor. Stoynoff, henüz küçük bir çocukken bu konuda başından geçenleri şöyle anlatıyor:
“Dedem dinî eğitim almam için beni Chicago’daki Yunan ilkokuluna yazdırmıştı. Birkaç hafta sonra beni yanına çağırdı ve okulda neler öğrendiğimi sordu. 1950’lerde milliyetçi akımların etkisinde yazılmış olan kitaplarda Türklerle ilgili bir tek olumlu cümle bulmak mümkün değildi. Ben de “Türkler en büyük düşmanımızdır, Türkler kötüdür, Türkler barbardır, vs.” diye saymaya başladım. Bir hışımla kalktı ve okula gitti. Okulun müdürü olan papazla tartışarak beni okuldan alıp bizim mezhebimiz olmadığı halde Katolik okuluna yazdırdı ve hayat boyu unutmayacağım şu öğüdü verdi: “Oğlum, yüzyıllarca Türklerle bir arada yaşadık. Onlardan hiçbir fenalık görmediğimiz gibi çok iyilikler gördük. Farklılıklarımız olabilir; ama biz dostuz. Bunu aklından çıkarma. Şimdi sen o kitaplara mı inanıyorsun yoksa dedene mi? Ben dedemi tercih ettim.”
Bizimkiler anlasa birde
önce benim müzigim
elimde yüzlerce kaset,cd var,ama buradan pop falan anlaşılmasın klasik türk musikisi,türk halk müzigi(türkü),ilahiler,aklınıza ne gelirse
sonra sıra gelirse dünya müzigi
kendi müzigini,edebiyatını kısaca sanatını bilmeyenden hayır gelmez