Şimdi Ara

Türk insanı fena halde köseye sıkıstırılıyor (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
54
Cevap
0
Favori
2.772
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • İlk kazığı araç alırken yaşıyoruz. Full D sınıfı lüks araç alabilecekken, C sınıfına paramız yetiyor anca fahiş vergiler yüzünden.

    Ama asıl lüks, araba almak değil, onu sürmek. Depoyu doldurmak için servet ödüyoruz. Dünya'da petrol fiyatları dibi görürken bizde bir değişiklik olmuyor. Bir katakulli yapıp fiyatı sabitliyorlar.

    Ne yapılabilir ki? Bu düzenin zenginlere zararı yok, o yüzden devam edip gidiyor. Bence en mantıklısı araba sürmeyi azaltmak. Böylece yakıt tüketimini de azaltmak. Gezmek için daha yakın mekanları tercih etmek. İşe veya üniversiteye servisle gitmek vs..
  • devletimizin dolaylı yollardan aldığı vergilerin % 95 lere çıkması lazım.
    işçiden memurdan alınan vergi ile işi yürütmemek lazım.



    maaşa zam yapılıyor.zam yapıldığı için tekrar vergi kesiliyor.
    zam olmasın vergi de olmasın dedirttiriyorlar insana.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Taner Göde

    Bu konuda yazdığım uzun bir mesajı buraya aktarmayı uygun buluyorum.


    AKARYAKIT ZAMLARIYLA İLGİLİ YORUMLAR BURAYA
    http://forum.donanimhaber.com/m_21803104/mpage_33/tm.htm



    Arkadaşlarım,

    Aramızda yirmili yaşlarda çok üye var, şimdi anlatacaklarımı hatırlayamazlar, çoğu daha doğmamıştı veya küçük çocuktu. Yaşım itibariyle ülkemiz için önemli bazı gelişmeleri yaşama şerefine nail olmuştum. Buna 12 Eylül 1980 darbesi, Independenta tankerinin İstanbul Boğazında batması ve günlerce yanması, ASALA'nın yurtdışındaki Türk elçiliklerine saldırıları, Bülent Ulusu'nun başbakan olması, Turgut Özal'ın seçimlerden galip çıkması, Milliyet Gazetesinin kupon karşılığı ve peşinatla 51 ekran BEKO-HITACHI 8 kanal renkli televizyonu 2. el otomobil fiyatına yakın bir parayla dağıtması, tek kanallı TV, FM bandında sadece 1 (bir) radyo istasyonunun olması, ve sevgili dostlarım 01 OCAK 1985'te KATMA DEĞER VERGİSİ'nin % 10 olarak yürürlüğe girmesi.

    - KDV'si İÇİNDE sözleri meşhur olmuştu.
    - KDV'ye Koca DeVe diyenler çıkmıştı.
    - KDV'yi nasıl hesaplayacağını bilmeyenler (%10'unu bulmak için napacaktık ya???).
    - Yazar kasalar yoktu ve avuç kadar fişler yazılırdı. Bir Alışveriş Bir Fiş... Aaah ahhhh!
    - Zeki Alasya ve Metin Akpınarın "Murakebe Kalemi" (kontrol kalemi) skeçi meşhurdu!

    Bir KDV, evet sadece 1 vergi ülkeyi o kadar etkilemişti ki, heryerde konuşuluyor, fiş toplanıyor, fişler % 2-3 karşılığı satılıyor, önce ayda bir, sonra üç ayda bir, sonra yılda bir VERGİ İADE ZARFI dolduruluyordu. Her yeni hükümet de KDV'ye 2'şer puan ekleyerek % 18'e kadar yükseltti.

    Benzin, yani genel anlamda akaryakıt, sudan ucuzdu! Taaa Mesut Yılmaz bir çuval inciri berbat edene kadar (bir gecede % 60 zam!) benzin Türkiye'de çok ucuzdu. Avrupa'nın en ucuz benzini Türkiye'de satılıyordu. Şimdi ise tam tersi. Peki bu duruma nasıl gelindi. Bunun suçlusu kim. Elbette birçok faktör var ama en basit şekilde anlatmam gerekiyorsa, bütçe harcamalarını finanse etmek için devlet vatandaşın beyanına güvenmiyor, herkes düşük matrah beyan ettiğinden ve vergi kaçırdığından devlet çözümü DOĞRUDAN/PEŞİN vergi denilen ve mal ile hizmetlerin satışından elde edilen KDV ve ATV (Akaryakıt Tüketim Vergisine) yükleniyor. Piyasada dolaşan parayı soğurmanın en zahmetsiz, masrafsız ve temiz yolu KDV, ATV, ÖTV, ÖİV, GV ve KV (Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi) gibi kaynakları sondaj borusu ile delip parayı hazineye akıtmak. Devlet bir şekilde vatandaşı "madem bana vergini gönüllü vermek istemiyorsun ben de senden zorla alırım, neticede herkes gıda maddesi ve giysi alacak, ısınma ve ulaştırmadan vazgeçmeyecek."

    Bu nedenle, ister petrolün varili 150, 50 veya 10 dolar olsun veya 1 dolar olsun, devlet ASLA vergiden vazgeçmeyecek ve biz, muzaffer Türk halkı, bu haksız dayağı istesek de, istemesek de, yemeye devam edeceğiz.

    Büyüklerimiz ne demiş: Yemek bulursan ye, dayak bulursan kaç (veya yeme). Eh, kimse isteyerek dayak yemek istemediğine göre herkes (vergiden) kaçmaya çalışıyor. Kaçtıkça daha çok vergi geliyor. Daha çok vergi geldikçe de herkes daha çok kaçıyor.

    İşte bu nedenle İĞNEDEN İPLİĞE kadar Türkiye'de HERŞEY vergiye tabi... Kolalı içecek, alkollü içki, video kaydı yapan digital fotoğraf makinesi de ÖTV'ye tabi, çünkü LÜKS! Çamaşır, bulaşık makinesi, fırın, soğutucu, dondurucu LÜKS, otomobil bırakın LÜKS, otomobil GÜNAH... GÜNAHLARIN EN BÜYÜĞÜ HEM DE! SEN NASIL OTOMOBİL ALIRSIN??? SEN MİSİN OTOMOBİL ALAN! AL SANA % 37, AL SANA % 60, AL SANA % 80 VERGİ, lastiğine, aküsüne vergi, benzinine en büyük vergi, sigortasına, kaskosuna, otoparkına, yıkamasına, aksesuarına, tamirine, radyosuna her zırtına ve pırtına vergi...

    Vergi kutsaldır, inkâr etmiyorum, ama vergi haksız olunca, kutsallığı da kalmıyor, amacı da!

    Taner Göde



    yazınız gerçekten çok güzeldi Taner bey;

    fakat ben burada yine en büyük hatanın devlet yapısında ve gündemdeki en son konulardan da anlaşılabileceği gibi olmayan devlet duruşunda olduğunu düşünüyorum.

    insan yaradılışı geregi herzaman kendine yontmak ister. misal kendimden örnek vermek istiyorum. ben çalıştığım sektörden dolayı vergi kaçıramıyorum, çünkü bütün girdim çıktım kayıt altında,bütün para trafiğim bankaların üzerinden gerçekleşiyor. vergi kaçıramamam beni hiç ama hiç etkilemiyor, çünkü biliyorum ki bu sektörde benim yaptığım işi yapan kimse kaçıramıyor. yani durum eşit. ama bu durum böyle olmasaydı bende kaçırmanın yollarına bakmak zorundaydım.

    şimdi misal bir kuyumcuya veya bir eczacıya bakalım(kuyumcu veya eczacılar atlamasın hemen sadece örnek) kendisisi çok dürüst çok erdemli bir vatandaş. işe başlıyor, vergisini kuruşu kuruşuna veriyor, aradan 1 yıl geçiyor. o da ne!!!. aynı anda işe başlayan arkadaşı e 200 kompresörü çekmişken, kendisi hala c sınıfı(ki o da alabilirse) bir civic jetta corolla ...vs ile geziyor. aklına ilk gelen şey" ben dürüstüm ama bunun ödülünü ben değil o, aylık 600 tl gelir beyan eden sahtekar alıyor" düşüncesi oluyor. bu sefer o da küçükten küçükten kaçırmaya başlıyor.

    devlet vatandaşının peşinden koşuyor sen benden vergi kaçırıyormusun diye. böyle birşey devlet anlayışına sığmaz. devlet kanununu kitabını çok çok açık bir şekilde yayınlar ve yanlışını yakaladığı yerde biner ensene. ahmet kaçırıyormu, mehmet kaçırıyormu bakmaz. devlet der "vergin bu ödeyeceksin", eger ödemezsen ve yakalanırsan ibreti alem olsun diye elinde ne var ne yok alır. bugün ingilterede beyan usülüne göre vergide devlet seni zırt pırt denetlemez. yakaladığında 3 kuruş göstermelik ceza verip geçmez. ilk kurulduğun andan itibaren o vergiyi kaçırıyormuşun gibi muamele yapar. 30 yıllık bir işletmeysen 30 yıl boyunca can-ı gönülden vergi kaçırabilirsin ama 31. yılda yakalandığında devlet 30 yılın vergisini toptan alır. anlamaz, dinlemez "önceden kaçırmıyordum yeni kaçırdım valla" diye. yani devlet vatandaşın peşinden koşmaz. içine korku salar vatandaşının. vatandaş bilir ki ben devletten vergi kaçırmadığım sürece herşey iyi hoş, ama kaçırırda bi ele geçersem herşeyin bittiği andır.

    şimdi bizim devletimiz ne yapıyor. insanının peşinden koşarak yakalayabilecegini sanıyor. peki insanımız bunun karşısında ne yapıyor. hemen küçük bir matematik hesabı: 10 yıl boyunca 100.000 tl vergi kaçırsam 1.000.000 tl eder. 11. yıl yakalandığımda 3 katı ceza ödesem 700.000 birde kaçırdığım 11. yılın 100000 tl si yani 800.000 tl kar. alın hesap ortada. şimdi bu durumda kim kaçırmaz. ama ingilterede bu iş böyle yürümüyor. onlardaki hesap şu oluyor. "30 yıllık işletmeyim. bundan önce hiç kaçırmadım. önümüzdeki 10 yıl yılda 100.000 kaçırsam 1.000.000 pound eder. 11 yıl ele geçsem. yıllık 100.000 poundXyasal faizx40 yıl=4 milyon poundun çok üzerinde bir rakam. hmmm demekki risk almaya değmez"

    işte devlet duruşu budur. peşinden koşmaz. yakaladığı yerde yamultur bırakır. diğerleride ibret alır.

    ama bizde böyle bir anlayış olmadığından dolayı devlet beyandan vergi toplayamıyor. ozaman kaçırılamayacak yiyecek giyim elektronik eşya yakıt gibi kalemlerden anasını ağlatıyor milletin.

    bu konular açıldıkça sinirlerim bozuluyor. devletime olan güvenim azalıyor. ama yinede devletimizdir,devlete küslük kırgınlık dargınlık olmaz.Allah yokluğunu göstermesin, devletimize-milletimize zeval gelmesin diyor ve üzgün ve sinirli bir şekilde yazımı sonlandırıyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi alikum -- 17 Nisan 2009; 19:40:18 >




  • Bizim herşeyimiz yamuk yumuk, sadece bu konu değil. Gelişmiş bir ülke olmak için insanların gelişmiş olması lazım önce. Ahlaki ve kültürel olarak yeterli düzeyde olmadığımız için, herkes birbirini kazıklamaya çalıştığı için, güzel ve rahat bir düzende yaşayamıyoruz.
  • Türkiyede toplanan vergilerin 3te 1i otomobil alım satımı, akaryakıt alımı, mtv, yedek parça alımı vs. den alınan vergilerle toplanıyor.

    bekar olsan almazsın belki al sırt çantanı bin otobüse dersin ama çocuğun olunca ilk aklına gelen araba almaktır. çünkü çok zor oluyor ( yaşadım bilirim dayanamadım aldım) .
  • ya bu ötv *oku 99 depreminden sonra çıkmadımı ve 10 yıl süre ile çıkmıştı sanırım, e demekki bu ağustosta bitmesi gerekmiyormu???
  • Teşekkürler Sayın alikum ve diğer değerli arkadşalar, bilhassa padişah-köprü-tokat hikayesini ben de çok beğendim ve anlamlı buldum. Şu bir gerçek ki TOPLUM PSİKOLOJİSİ ve Almancası Mıtläufer olan (toplumda toplumla beraber ve ortak hareket eden) unsurlar nedeni ile insanlar İNİSİYATIF ALMA dürtü, duygu ve yeteneklerini kaybetmişler, devlete karşı bir itiraz ve protestoda bulunmak için kendilerinde buldukları gücü

    1. başkalarında göremedikleri, ve
    2. başkaları tarafından onaylanacağını

    düşünmedikleri için herkes KADERİNE RAZI bir şekilde sus ve pus oturmuş, Ocak ve Temmuz'da MTV'sini, benzincide ATV'sini ve zaten araç alırken ÖTV'sini tıpış tıpış ve fazlası ile ödemeyi kabul etmiştir.

    Şu bir gerçek ki devlet zihniyetinde vatandaşın NE İÇİN NEDEN FERAĞAT EDER VEYA ETMEZ zihniyeti vergiyi koymada ve tahakkuk etmede muhteşem işlemektedir.

    Hiçkimse vergi yüksek olduğundan en önemlisi aracından, benzininden, telefonundan, içkisinden, yemeğinden vazgeçmez. "Al ulan al, lanet olsun!" diyip Almanya'da 25.000 €'ya satılan ama burada 55.000 € ödememiz gereken bir otomobile kavuşmak için o adımı, o kararı, o fedakarlığı gösteriyoruz. Kim istemez ucuz otomobile binmeyi, kim istemez ucuz elektronik eşya almayı. Son hamle ile devletimiz DIGITAL FOTOĞRAF MAKİNELERİNDEN de ÖTV almayı başarmıştır.

    Eminim ki prezervatifte de ÖTV vardır ve bunu söylemeye utandıkları için gizliyorlardır.

    Dostlarım, çok konuştuk, çok tartıştık. Elimize ne geçti diye sormayın çünkü eskiden her türlü yolla engellenmeye ve sansürlenmeye çalışılan FİKİR ALIŞVERİŞİ burada en özgür haliyle ortada ve kullanılıyor. Bizler bu hususta ne kadar çok düşünce paylaşımında bulunur isek o kadar çok fikir zenginliğine kavuşmuş oluruz.

    Yıllardır, ilk okuduğumdan bu yana aklımdan hiç çıkmayan bir haykırış, Paris Parlementosuna 13 Nisan 1655 tarihinde söylenen bir söz, bir iddia, daha çok bir BEYAN... Kral 14. LOUIS: "DEVLET BENİM"

    İşte bizim bu KİŞİ = DEVLET fikrini TOPLUM = DEVLET olarak ele almamız gerek. Şu anda kırmızı plâkâlıların hangi düşünceyi tasvip ettiklerini de biliyoruz.

    Taner Göde

    Not: Eskiden TAŞIT ALIM VERGİSİ ve EK TAŞIT ALIM VERGİSİ vardı (TAV) fakat AB yasaları ve gümrük birliği nedeni ile haksız rekabeti engellemek (ama tam tersi meydana geldi) için ÖTV getirilmiştir. Ne utanç vericidir ki DEVLET de vatandaşın tükettiği KOLA'sından medet umarak (şekerli su ya KOLA, KOLA!!!) hem KDV hem ÖTV almaktadır. Vergilendirme KOLA'ya kadar inmişse devlet hesap ve kitap işlerini bence epeyde bir karıştırmış demektir.

    €140.000
     Türk insanı fena halde köseye sıkıstırılıyor



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Taner Göde -- 18 Nisan 2009; 12:31:38 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Prof.Matematik

    ülkede kimse adam gibi vergisini vermediği için devlette alabileceği en sağlam kaynak olan benzine yöneliyor.

    işadamından esnafına herkes vergi kaçırma derdinde. muhasebe kayıtlarını görseniz hepsi zararda. hem de yıllardır zararda. peki hep zarardaysalar neden hala aynı işi yapıyorlar?
    aslında zararda falan değiller. tamamen işin sırrı iyi muhasebeciden geçiyor. tek dertleri ise vergi vermemek.



    Saçma sapan konuşmayın tabiyki esnaf çalışan vergi kaçıracak kazandığını beyan etmeyecek

    bir düşün atıyorum bir erkek berberi yıl içindeki kazancının tamamını beyan etse

    sence ne kadar vergi öder ben söyleyeyim evine götürecek ekmek bulamayacak kadar

    buna mecbur bırakan HÜKÜMETLERDİR.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: son_samuray


    quote:

    Orjinalden alıntı: Prof.Matematik

    ülkede kimse adam gibi vergisini vermediği için devlette alabileceği en sağlam kaynak olan benzine yöneliyor.

    işadamından esnafına herkes vergi kaçırma derdinde. muhasebe kayıtlarını görseniz hepsi zararda. hem de yıllardır zararda. peki hep zarardaysalar neden hala aynı işi yapıyorlar?
    aslında zararda falan değiller. tamamen işin sırrı iyi muhasebeciden geçiyor. tek dertleri ise vergi vermemek.



    Saçma sapan konuşmayın tabiyki esnaf çalışan vergi kaçıracak kazandığını beyan etmeyecek

    bir düşün atıyorum bir erkek berberi yıl içindeki kazancının tamamını beyan etse

    sence ne kadar vergi öder ben söyleyeyim evine götürecek ekmek bulamayacak kadar

    buna mecbur bırakan HÜKÜMETLERDİR.


    işverende köşeye sıkıştırılıyor. mesela asgari ücretle çalışanın maaşından ayrı devlete verdiği vergi asgari ücretten fazla. ondan dolayı çalışanına yüksek maaş versede ssk'da asgari ücretmş gibi gösteriyor. dezavantajı ise o çalışan emekli olunca sgari ücretle çalışmış gibi emekli maaş alıyor.




  • Olaylara fazla duygusal yaklaşarak dramatize etmeyin. Taner Kardeş: Dünya görüşlerini genç arkadaşlarımıza benimsetmekte pek mahirsin bakıyorum. söylediklerinin tam simetrik açıklamalarını ben burda gayet güzel yazarım ama klavyem çok yavaş maalesef. Ancak güzide forumdaş arkadaşlarıma acizane tavsiyem ; ümidinzi yitirmeyin, "İstikbal Türkiyenindir".
  • Taner Göde Bey; öncelikle sizden özür diliyorum. Yazılarınızı daha dikkatli okuyunca temelde aynı düşündüğümüzü farkettim. Yanlış anlama durumundan dolayı bağışlayın. Selamlar saygılar.
  • Devletin vergi denetimi yeterli olmadığı için açığı milletin omzuna ağır vergiler yükleyerek kapatıyor.Sonra PO milyonlarca lira vergi cezası alıyor, azıcık bir miktar ödeyip ya da ödememeye devam edip işine olduğu yerden devam ediyor.Olan her zaman vatandaşa oluyor.İnsanca yaşama hakkımız da böylece sağlanmamış oluyor.
  • benim vergilerimle bedava kömür dağıtıp beni zehirliyor... yuuuuuuuhhhhhh
  • Siyasete kayan konu,kilitlendi...
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.