Sözlerim... | DonanımHaber Forum

Sözlerim... - Sayfa 2

fuducuk · 2007-11-08T11:24:05.0000000+03:00

06.06.2023 Affedilmemek. Kabahatinin ne olduğunun tam olarak farkında olan, hatasından dolayı zarar verdiği insanın yaşadıklarına ve bunların yansımalarına dair empati kurabilen, kalbinin derinliklerinde gerçek bir pişmanlık ile pişmanlık duyup tüm içtenliği ve samimiyetiyle özür dilediğinde affedilmeyecek hiç bir kimse yoktur. 23.05.2023 Anlayış. Anlayış bazen cezânın müjdeleyicisidir; Gözlerdeki perde kalktığında, kalp eksiksiz bir bilgi ve tam bir anlayış ile konuya kavrar. Fakat berâberinde geri çevirilemez bir cezâ müstehak olur. Gerçeği görmek için cezalandırılmayı bekleme. 13.12.2021 Kaybetmek. Elde edilemeyen eşyâlardan, özlem duyulan insanlardan, geri gelmeyen zamandan ve kaybedilen diğer şeylerden soruldu. Denildi ki: «Yeryüzünde kaybedilenler, gökyüzünde verilir.» 05.11.2021 Taç Utangaçlığı. Yanı başında olmasına rağmen el uzatmayanlara, Bir araya gelebilecekken bir araya gelmeyenlere, Benliğinden daha değerli olanı yüceltenlere; Hiçbir engel yoktu, hepsi bir ´taç utangaçlığı´ idi. Biliyorduk; dallar yapraklar değmese de birbirine, Köklerimizden birbirimize sağlamca dolanıyorduk. 17.06.2021 Gün yüzü. Bu kadar naif, bu kadar sade ve bir bu kadar da zarif; Türkçe'nin en güzel ve pürüzsüz kelimesidir. Dillerde çok dolaşmış ancak gözlerden her defâsında kaçmıştır. Söylemesi basittir, tek dudak hareketiyle kolayca çıkıverir. Rengi beyaz, cismi berrak, havası taptazedir. Geniş bir yatağa serilen mis kokulu çarşaf gibi huzur verir. Buralardaysan eğer; seni gören var mıdır gün yüzü? Sana ulaşabilen var mıdır? Aydınlığın gölge bırakır mı, ışığın her yere ulaşır mı gün yüzü? 02.06.2021 Tren. Çocukken otobüsle şehirlerarası yolculuklarda demiryolunu görmekti umut. Son vagonu görmek ilk heyecandı, sonra yetişirdik; trenle yan yana gelip onu yakından görmek ilk mutluluktu. Bâzen araya küçük tepecikler girerken özlemi, her tepeciğin ardından trenle tekrar karşılaşırken de kavuşmayı öğreniyordum. Bir de araya kocaman dağlar girerdi, biri biterken diğer başlayan koca koca dağlar. Tekrar görebilecek miydim onu, endişe dedikleri şey bu muydu? Sonra tam da ümidi kesmişken dağlar da biterdi, önüm büsbütün açılırdı. Ama artık ortada ne tren olurdu ne de demiryolu... 28.05.2021 Yüzyüze. Gözlerinin içine içine bakarak konuştuğumda, Sesime bulanmış nefesim kulağından içeri süzüldüğünde, Bu kez söylediğim her şeyi anlayacaksın; tek seferde, tekrarsız. Şimdi uzaktan uzaktan şımar ve pas geç sözlerimi... 25.05.2018 İfşâ. Anlatma, dökme içini yerdekilere. Kesme yukarıdan 'bölük bölük' yardımları. 24.10.2017 Hayallerini ertele. Hayallerini ertele; mükemmeli için, kusursuzu için. Ulaştığında önce kaybetme korkusu yaşayacağın, emin olduktan sonra sıkılacağın hayallerini ertele. Gözünde büyüttüğünü farkedeceğin hayallerini... Hayallerini ertele; her an sahip olmanın zevkini yaşamak için, yaşanan her bir ânın bir öncekinden daha fazla haz vereceği zamanlar için. "Ânı yaşa" diyenlere inat, hayallerini ertele. Ânı yaşayanlar olası mutluluklarını tükettiler. Ânı yaşayanlara aldanma, onlar geleceklerini de tüketiyorlar. Sen hayal edemiyorsun diye mükemmelliklerden mahrum bırakılmazsın. Hakkında hiçbirşey bilmediğin mükemmellikler için, hayallerini ertele... 03.08.2016 İç Özür. Çok özür dilerim kendimden, Yapıp ettiklerimden; Nefsime zulmümden, Hatada ısrarlarım... 12.21.2016 Kesişim Engelleri. Hayır, hayır! Bilemezsin. Bilemezsin ve anlayamazsın... Denenirsin, sınanırsın; ne bildiğin, ne istediğin, ne yapacağın. Özenle toplanır sorular, tek bir avuca tembihli tembihli tutuşturulur. Gözler kırpılır, güzel birkaç temenni göğsün içinde dolanır durur. Biraz uzaktan hızlıca serpiştirilir önüne, desen desen olur; yukarıdan bakılınca bir asilin eteği gibidir... Ama sen anlam veremezsin, kafan karışır. Parçaları birleştirebilecek misin? Yanlış cevaplar, yanlış ifâdeler. Göz göre göre ilerlemek mi? Hayır, hayır! Olacak gibi değil! Bu yüzden ilişik kesilir, mesâfe açılır. Sevmediğin o 'Demir İrâde'! Göğüs artık sırta bakar. Kalpler uzaklaşır, içi içe geçmeye hazırlanmışken kopar giderler. Anlam veremezsin. Kızarsın, öfkelenirsin. Hata hep ondadır. O da söylemez ki sana. Neyi, nasıl anlatacak! Neyi, kime anlatacak? Bilsen hak verirsin. Bu yüzden hiçbir zaman hak veremeyeceksin. Bir teselli; bilmenin imkânsızlığına karşı, bilinemeyecek olanın bilinmesi. Bir teselli de sana; istediğin şey olmadı, dengine aktarılıyorsun... 03.11.2016 Büyük Yemin... Kasem üstüne kasem, yaklaşıyor vaâdedilen zaman. Belki bu gece değil, ama mutlaka bir gece; Artık ne bir söz, hiçbir ifâde... 18.03.2016 Vedâ.. Geberesice ins, Her hâli cins... 20.07.2015 Metal Yorgunluğu... Merhamet görmek ister ama 'Acınmak' istemez insan. İşte bu yüzden hep 'Güçlü' görünmek zorunda hisseder kendini. Atar içine atar, attıkça göğsü kabarır, 'Ne kadar da güçlüyüm!' diye. "Öldürmeyen şey güçlendirir" demez mi bir de ahmak! Bir çocuğun mutlulukla balonuna hava üfleyip onu daha da büyütmeyi istemesi gibidir, daha da büyümez; patlar bir anda. Ne bilecek, dağılır işler sonunda! Sen de öyle çökersin 'Güçlü insan', çökersin. Devamlı suya taş dayanmaz, bilmez misin? 'Metal Yorgunu'dur senin ismin... 15.05.2015 Geçmişi kazanmak... Kaybedilmiş geçmişin kusursuz telâfisi, gerçekte bir zaman ötede gizli. Bilmiyor, bilmiyor insan... 10.06.2014 Kaideler katili İstisnâ... Tüm kuralların anlamını yitirdiği bazı anlar olur, bir istisnâ bekler insan; bir değil tüm kaideleri yok eden. Bir istisnâ bekler insan; kuralları silip süpüren... 04.06.2014 Vurgu sıklığı... Bazen doğruları konuşmanın adı 'Gerçekçilik' iken, gerçekçilikte ısrar etmenin adı 'Karamsarlık'tır. 03.01.2014 Beklenti Dengesi... Büyük beklentiler büyük hayalkırıklıklarına, küçük beklentiler ise büyük sürprizlere gebedir... 22.11.2013 Bastırılmış gerçek. Kum saatindeki her kum tanesi fısıldarken kaçınılmaz o gerçeği, Son tane haykırır zamânın ebedî tükenişini... 02.11.2013 İçim rahat... Şüphe götürmez tek şey Sen, sözlerin ve vaadlerin, İşte bu yüzden asla tükenmez ümitlerim, hayallerim... 19.07.2013 Dert-Devâ Bedenler hasta, kalpler yasta türlü türlü günahlardan, Şifâ belli, ver emri; 'Tam yol tornistan!'... 30.06.2011 Meşgul kalp... Bir gülüş ki; saz ile söze benzer. Ardından bir sessizlik, kalbimi meşgul eder... 20.04.2009 Kiralık... Satılık, çok şey satılık. Ama kim farkında, herşey ölüme dek kiralık... 11.11.2008 Sınır ve ceza... Sana ikinci kez bakmak yasaktı. İşte tüm yaşananlar, bu yüzden acı... 06.11.2008 Cennetten duyulan şarkılar... Günlük hayatın karmaşasında bir an geliyor ve gözlerimin önünde öylece donuveriyor. Kulağıma üç-beş sesten oluşan bir melodi geliyor. Daha önce duymuşum gibi hemen mırıldanmak istiyorum... Hissediyorum; hiçbir zaman tam dinlemediğim, çoğu zaman anımsayamadığım ama çok güzel şarkılar var. Bana ulaşan birkaç tınısı bile hazzını vermeye ve zaman kavramını bilincimden çıkarmaya yetiyor, ruhumu hafifletiyor. Kendime geldiğimde ise yüzümün gülümser halde kaldığına dair bilgi bana ulaşıyor. Yüzümü o gülümsemeden fazla uzaklaştırmadan normal hale döndürüp bir sonraki anın geleceğine dair şüpheye düşmeden umutla bekleyişime başlıyorum... 31.03.2007 Aşk sandığın... Aşk sandığın, gerçek aşkı görebilmek için başlangıçta acı bir sebep. Aşk için bu acıyı sindirip hazmetmek gerek... 21.03.2007 Yetingen... Son sözü söyleyen; haklı mı kaldın? Karşındaki müstağni, zaferin mi sandın? 19.10.2006 Çıplak sözler... Her düşüncemin altı çizili, her bir sözüm de bir o kadar sade ve vurgusuz. Sözlerimin altını çizdikçe düşüncelerime varacaksın... 12.07.2006 DönüşümBeraberlik... Sıfattan fiile, düşünceden eyleme; Birlikte hep daha iyiye... 15.06.2006 Öz sende, değerlendirme bende... Küçük bir gülümseme var yüzümde, kimden? Küçüğü benden, gülümseme senden... Büyük bir acı var yüreğimde, kimden? Büyüğü benden, acı senden... Birde bir aşk var; davetler üzerine davetler gönderen, kimden? Aşk senden, Keşf-i Siftahı benden... 24.05.2006 Küsüşüne sebep olur... Uzak dengelere attığın duygu köprülerin; nasıl döner, küser 'Ben'in... 30.04.2006 Teşekkür ederim... Ne olursa olsun hayatımda olduğundan, hayatıma bir şekilde girmiş olmandan memnunum. İyi ya da kötü, doğru ya da yanlış. Sürse de, sürmese de. Şu ana kadar olan, olması ihtimâl ya da biten, bitecek olan herşey için dahil; teşekkür ederim... 23.04.2006 Esirgemeyin... Aldanırım her yalana, doğruyu esirgemeyin benden... 20.03.2006 "En" En büyük acı, aşka düşman edendir. 06.03.2006 Bozuk para... Seni kaybettim. Ama bozuk bir para kadardı değerin, eğilmedim... 28.02.2006 Çember... Kendimden uzaklaşmış olmam sadece koca bir çember çizmeme neden olmuş. Ben, yine bendeyim... 17.02.2006 Bilinçaltı özbenliğin bir parçası da olsa; Bilinçaltımı özbenliğime yakıştıramıyorum... 23.12.2005 Yalnız değilsin. Seni sen var etmediysen, yalnız değilsin... 23.11.2005 Gereği yok... ... Ve artık bildiğim birşeyi ıspatlamak için çaba göstermemiş olmayı sevdim... 07.10.2005 Hayallerde doyum... Hayallerle doymayı becerebilen insanların canı gerçeği çekmez, pek doygundurlar. Ve onların elde edemeyecekleri gerçekler yalnızca hayal edemedikleridir... 05.10.2005 İnanca takılmak... Bazen önümüze yüksek duvarlar çıkar. Bu duvarları aşılamaz birer engel olarak görürüz. Buna öylesine inanmışızdır ki o engeli bir şekilde aştığımızda sanki hiç aşmamış, geçmemiş gibi davranırız. Oysa o duvar aşılmış, inançsızlığımıza takılmışızdır. Sonrasında aynı engeli tekrar aşmaya çalışırız ki bu da kazandığımız bir sınava tekrar girmeye benzer... 04.10.2005 Adam sevişi kadına benzemeli... Adam gibi erkek, kadın gibi sever... 16.09.2005 Erişim... Dokunamadığın şey yakınındada olsa erişilmezlikten sonsuzdur... 15.09.2005 Köprü... Sağlık, düşünce, söz, eylem ve ötesi... 09.09.2005 Domino taşları Ardışıklık... Yaşadığımız her anı bir domino taşının devrilişine benzetiyorum. Bu ardışıklığa göre her bir son, bir ilkin başlangıcı için tetikleyici bir etken. Son taş devrildiğinde ise bizler nefes alıp vermeyi kesmiş olacağız. Fakat o ana kadar hiçbir taş yok ki devrildiğinde bir sonraki taşa değecek uzaklıkta olmasın... 07.09.2005 'Gerçeklik' Kavramı... Gerçek, gerçeğin yalnızca tek bir safa ait olduğudur. Bu saf iyi ya da kötü, doğru ya da yanlıştır... 03.09.2005 Önyargı üzerine... Güzelsin, uzak dur; Tadına bakan çok olmuştur. Çirkinsin, uzak dur; Kalbin yerli yersiz dolmuştur... 02.09.2005 Aç rengini... Ben senin her rengini görmek isterim. Bağırmanı, bazen küçük pişmanlıklarını... Tanımak seni...! 31.08.2005 'Hiç'ten Medet... Kurumuş bir yaprağı hayata döndürmeye çalışıp ondan medet umarken, gelecek vaad eden bir dalı kesip toprakla kucaklaştırıyorsun sen... Güneş... Güneş battığında bir hüzün kapladı içini, bir yolculuğa sürüklendin 'Umutsuzluk' dedikleri. Onun sana yeniden doğacağına dair söz veripte tutmadığını mı gördün, nedir kendine bu düşmanlığın? O, sen yıldızları da gör diye batmadı mı? Sonra yeniden doğup yeni gününe vesile olmadı mı? Gard... Gücümün tükenip gardımın düştüğü anda hiç beklenmedik bir güç gelir ve 'sadece gardımı yukarıda tutacak kadar' bana destek olur... Bak bakalım... Gözlerini kapattığında nereye gidersin? Gözlerini neden açmak istersin? Umduğunu bulamadın, (...) Bak bakalım, kaldığın yerde misin? Azmini serp... Başarıları ardına, bilinmezleri önüne diz. Ardına bakmadan mirasını tecrüben kıl, sonra önündeki bilinmezliklere azmini serp. Durma, topla ve ilerle... Çünkü bu yürek... Son olmak istiyorum, sonlanmak için başlatılmış ilklerden. Sonlar istiyorum başlangıcı geriye dönülmez ezellerde, sonu ulaşılmaz "Son"suzluklardan... Ve Son olmak istiyorum; başı ilk olan, başka bir sondan başlamayan. Sonra son kalmak istiyorum, başka bir ilke sebep olmadan. Çünkü, çünkü bu yürek tek kullanımlık... Bu kadarıyla... Bildiğim çok az şey, bilmediğin çok şey olduğunu anlamama yetiyor... 21 Ağustos 2007 Nefesimisyanistimsi… Batıyoruz yükümüz ağır. Dişler arasında kahve çekirdekleri. Dize arayanlara selam olsun, üzerlerinde kalsın! Havalanmak için havadan konarken küçük bir an, Çakıştı rüzgar, doğru yol ağızlarda temenni. Elimde bir mektup, kendi kendine son. Ardı gelirse böbürlenir. Bir önü olamaz, pişmanlık avuçlarına konunca kapatmak ister. Sonra, sonra açmak istemez. Küçük bir karışım ısmarlanır; Ruh iki parmak arasında, Sıkı sıkıya kim tutar? Kulağın biri keman telinde sürtünürken, Küçük kareler ardı ardına, sıfatsız bir tren. Tren dursada kareler ilerler. Küçük bir şaşkınlık, kalay karışımı. Sık dokudum sonra sıkıştı düşünceler, Koltuk altında Enistler. Ne zaman açıldı bu yara, neden acımadı? Soru bahane, çök kal. Mekan şamdansız. Üç sonsuz birleşir, köşedir. Bir yerde kırıntılar kalmıştır da, Zevk tenine yayılmıştır. Dişler bitişik. Derin alma, Olaki ağır doğrul. İste ölç, iste tart. İşte hal. Uzaktan gelmiş, yorma. İnci çıkmasa içinden, Çıksan, yalnız mı dönsen? Yapışmasın ruhun noktalarına, Kürekle olmaz. İnce tırnaklar. Sen gene bil. İyi hal üzere… Gibin. İki büklüm, bu dursun. Yalnızlıklar etrafta dizili, Ben, tekime kalabalık. Şey galiba; Gene dinlememişim kendimi. Ben bildim…

fuducuk

Yarbay

3265 Mesaj

Sözlerim... (2. sayfa)