Şimdi Ara

Sınav senesi varoluş sancısı

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
15
Cevap
1
Favori
703
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Konuyu nereye açmakta başta kararsız kalsam da buraya yazmaya karar verdim. Çünkü ben de sizler gibi bu yıl sınava hazırlanıyorum mezunum. Benım durumumda olan var mı? Hayat çok anlamsız geliyor neden varım sorusuna bır cevap veremıyorum böyle olunca da anlamsızlaşıyor çoğu şey. Hayata sınava dair motivasyonumu sağlayamıyorum birtürlü. Oluyor ama kısa süreli. Yani bu kadar çalışıp stres yapmak ne için İnsan ömrü ortalama 60 yıl sonunda ölüm var kaçınılmaz zaten. Ve yokoluş. Ölüm sonrasında bir hayat olduğuna inanmıyorum. Allah'a inanmayı denediysem de olmuyor mantıklı gelmiyor. Üç senedir bu düşüncedeyim ve net olarak söyleyebilirim ki inanıyorken hayat Daha anlamlı geliyordu. Yani diyebilirim ki inanmamaktan inanamamaktan bende memnun değilim. Ama aklıma da yatmıyor insanoğlunun çok özel olduğu, bir yaratıcı tarafından yaratıldığı, yaratılan her şeyin İnsanların faydası için yaratıldığı fikri. O yüzden yorum yaparken lütfen ateist yanacaksın vs gibisinden degil de zaman ayırıp açıklayıcı bır seyler yazarsanız çok sevinirim. Bu arada konuyu tartışma konusu olması amacıyla açmadım. Benım gibi düşünenler varlardır onların yorumlarından çok benden farklı düşünen insanların düşüncelerini merak ettiğim için açtım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-2BD6678CC -- 27 Ekim 2017; 20:49:18 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • hocam ben ölümü değil de bir yoğun bakım ünitesinde kıvranmaktan korkuyorum aslında.birilerine bağlı olmayı.onların elinde olmayı.bu yüzden ötenaziyi destekliyorum işte
  • WhoiS_AttaCK W kullanıcısına yanıt
    Evet o korkunc gerçekten. ben de hep aniden ölmek ıstemısımdır ölümü beklemek çok kötü

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hocam var veya yok olduğunu bilmek değil hissetmek onun var olduğunu hissetmelisin ve seni boşuna yaratmadığını hissetmek için bir çaba harcamalisin bir seferlik kararıni ver güzel bir abdest al ve vücudunun en zinde ve en iyi hissettiği zamanda yap bunu odana gir ve diyaloğa geç namaz kıl secde et sonra sor kendi kendine ben neden yaratıldım milyarlarca dandik organizma varken neden beni kompleks.bir yapi halinde yarattı neden var oldum herşeyin bir anlamı varken benim nasıl olmaz de ve bişeylerin değişeceğine inan çabala moruk çabala emek vermeden olmaz yeteri kadar inanan ve dua eden birisini Allah yanlız birakmaz...(inanmasanda birakmaz çünkü o en büyüktür !.)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: İlk15binhedef

    Hocam var veya yok olduğunu bilmek değil hissetmek onun var olduğunu hissetmelisin ve seni boşuna yaratmadığını hissetmek için bir çaba harcamalisin bir seferlik kararıni ver güzel bir abdest al ve vücudunun en zinde ve en iyi hissettiği zamanda yap bunu odana gir ve diyaloğa geç namaz kıl secde et sonra sor kendi kendine ben neden yaratıldım milyarlarca dandik organizma varken neden beni kompleks.bir yapi halinde yarattı neden var oldum herşeyin bir anlamı varken benim nasıl olmaz de ve bişeylerin değişeceğine inan çabala moruk çabala emek vermeden olmaz yeteri kadar inanan ve dua eden birisini Allah yanlız birakmaz...(inanmasanda birakmaz çünkü o en büyüktür !.)

    O organizmalar dandik değil yalnız. Ayıp olmuyor mu hocam hayvan ve bitki kardeşlerimize?

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Kendin diyorsun ya, inanırken herşey daha anlamlıydı,aslında sen inanıyorsun ve biliyorsun. Hissediyorsun eminim, suçluluk duyduğuna da eminim. Belki de karşı çıktığın şey bilinçsizce inanmaktır, sorgulamak istiyorsun belki de. Elimizde her türlü imkan var,belki araştırmışsındır bilemem ama müslümanlıkla ilgili herşeyi sil baştan tekrar araştırıp üzerine tekrar düşünebilirsin.. Aklına şu mu geliyor peki yanlış anlama yargıladığımdan değil anlamak için soruyorum; Madem bir yaratıcımız var ve varlıkların en üstünüyüz, o zaman dünya niye bu kadar kötü hallerde, neden kötü olaylar yaşanıyor vs. Allah kullarını sevse bunlara izin verir mi tarzında mı düşünüyorsun?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İnsanlık tarihinin en kadim sorusu ve hala en net şekilde cevaplanamayan sorusu: Neden varız?
    Bu soru, ''Neyim?'', ''Ne için yaşıyorum?'', ''Neden yaşamalıyım?'', ''Nasıl yaşamalıyım?'' gibi soruları da peşinden getirir. Filozofların bu tür ontolojik sorulara verdikleri cevaplar hala tartışılıyor ve son insan ölene kadar da tartışılacak. Hayatın anlamını aramak; dünyanın, nesnelerin, canlıların ve en önemlisi kendi varlığının sebebini sorgulamak gayet insanidir. Zira hiçbir kedi varlığını sorgulamaz. İnsan eğer bunu sorgulayabiliyorsa bu soruyu araştıracak ve kendi doğrusunu bulacak potansiyele de sahip demektir. Hayatın anlamını sorgulamak alay edilecek, ''saçmalama yeaa yaşa işte'' deyip görmezden gelinemeyecek kadar önemlidir, çünkü hayatın anlamını sorgulamanın temel gayesi hayata anlam katmaktır. Giriş gelişme ve sonuç bölümlerinin önemini göz ardı edip soruna hemen cevap vereyim: hiçbir felsefi görüş bu sorulara herkesi tatmin edecek bir cevap veremedi, veremeyecek. Dinler ise bilimsel bağlamdan kopuk sadece ''inanç'' temeline dayalı cevaplar veriyor, bu da kimi insanı tatmin etse de kimisini tatmin etmiyor. Seni mesela ''Çünkü Allah var ve insanları sınıyor, dünyada imtihan için varız'' cevabı tatmin etmemiş. Genellikle içe dönük, hazcı olmayan, çıkar ilişkilerinden rahatsız olan, daha anlamlısını arayan insanlar bu soruları daha sık sorarlar ve sürekli düşünürler. Sen de en başta kendini ve her şeyi sorgulayarak çok az bir yüzdelik dilimin içine girmişsin. Bence doğru olanı yapıyorsun. Bence diyorum çünkü bu da her şey gibi göreceli. Arayışın zihnini meşgul etse de asla sormaktan/sorgulamaktan vazgeçme. Eğer asıl sorun, bu sorularla uğraşıp hayatın sana yüklediği sorumluluklarına zaman ayıramamaksa, burada aklını devreye sokup bir zaman yönetimi yapmalısın. Sor, daha çok sor ama 2017 yılının Ekim ayında üniversite sınavına hazırlanan 19 yaşındaki bir öğrencinin yapması gerekenleri de yap. Bunları yapıyor olman seni değiştirmez, sistemin kölesi olmazsın, yine sorularını sorabilirsin. Bir oyun var ve bu oyunun kurallarıyla oynamalıyız. Özelde üniversite sınavı, genelde tüm yaşamımız bir oyun üzerine kurgulanmış. Oyunu yazan da yine insanlar, çevren, arkadaşların, sistem, devlet, hukukçular, evde baban, okulda hocan... Kurallar kurallar... Hepsi kural yazar. Senin de kuralların var. Ahlaki sınırların var. Sen de bu kurallara uymak zorundasın çünkü oyunun bir parçasısın. Uymazsan tepki görürsün, oyundan atılırsın, mesela mezuna kalırsın, mesela işten çıkarılırsın, mesela arkadaş grubundan dışlanırsın veya her şeyini kaybedersin. Çemberin dışına çıkıp kaybedenlerden mi olacağız yoksa bu doğru öznel de olsa ''doğru'' olanı mı yapacağız? Karar senin. Ama kaybedenlerden olursak, bu varoluş sancısı kadar acı vermese de doğuştan gelen duygusal ihtiyaçlarımız tatmin olamayacağı için hayal kırıklığı ve pişmanlık yaşayacağız. Ateist de olsa müslüman da olsa bir insan güzel yaşamak ister. Kimse bir akşam yemeğinde zengin bir sofra yerine bir tabakta tatsız tutsuz görünen makarnanın önünde çatal tutmak sitemez. Umarım anlatabiliyorumdur.

    İnanç konusunda ise, her insanın kafasında bir ''tanrı'' tanımı var. Yeryüzünde yaşayan hiçbir insan zihninde aynı tanrıyı tasavvur etmez. Kimisi için Allah ''güç''tür, kimisi için ''merhametin kaynağı''dır. Kimi de gazabından korkarak yaşar.

    İnsan davranışlarından dolayı suçluluk duygusu çeker, beyin ve kalp arasındaki vicdan denen o bağlantı insana hatalarından dolayı cezalandırılması gerektiği duygusunu aşılar. Bu duygu üstün bir gücün mahkeme kurup insanı yargılaması gerektiği fikrini ortaya çıkarır. O mahkemeyi kurup insanı yargılayacak olan da tüm semavi dinlere göre tek bir tanrıdır.

    Allah deyince zihninde nasıl bir imge uyanıyor? Korkutucu, cezalandırıcı bir varlık mı yoksa sevgi dolu, ödüllendiren, seven, koruyup gözeten bir varlık mı? Önce bu sorudan başlayabilirsin. Düşüncelerinde yaptığın hataları görerek, gerçekle hurafeyi ayırarak, kitlelerin inanış biçimleriyle, o inancın ana kaynağın söylemlerini ayrıştırarak kendine bir yol açabilirsin. Ya da reddedebilirsin. Tüm sorular iptal olur ama sancın dinmez.

    İslam'a çok değinmeye gerek yok, şu an dünyada birçok mezhep, mezheplerin altında cemaatler, cemaatlerin içinde de farklı farklı görüşler, o görüşlerin içinde de ayrışan görüşler mevcut. Düşün bir tarafta Adnan Oktar, bir tarafta IŞID var, aynı kitaba inanıyorlar. Bir tarafta gelenekselciler, diğer tarafta reformistler var. Birbirini reddediyorlar.

    Bir tarafta tüm ahlak kurallarını çiğneyip haz odaklı bir yaşamı önceleyen nihilist ateistler, diğer tarafta yeryüzünde utopik bir eşitlik/adalet sağlamaya çalışan materyalist ateistler var. Bazıları hayvan haklarını savunurken, bazıları hayvanlara diri diri işkence yapıyor. Kimi paraya tapıyor kimi şeyhine. Tek bir doğru yok, herkesin kendi doğrusu var. Herkesin kendi yanılgısı, herkesin kendini kandırdığı bir yalanı var.

    Asla bir doğruya ve gerçeğe ulaşamayacaksın. Zihnine yerleşen her bilgi sana yeni sorular sordurtacak ve bu sorular peşini bırakmayacak.


    Bu sorular peşinden gelirken anlamlı ve güzel bir geleceğin inşası için çalışmanı sürdürmelisin.




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Sınav Senesi
    4 yıl önce açıldı
    Sınav Senesi Nofap
    3 yıl önce açıldı
    Sınav senesi uyku düzeni
    3 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • Merhaba dostum, öncelikle buralarda varoluşu düşünen biri veya birilerini bulmak beni sevindiriyor, nitekim bu hastalıkli bir düşünce değil, düşüncenin ve bilincin getirisidir. 3 yıl boyunca salt varoluşçu nihilist eserlere yüklendim, Camus, sartre, cioran, caraco, nietzsche, pessoa, ve isimlerini sayamadığım onlarca yazarın yüzlerce kitabını devirdim, yüzlerce insanı bazen pesimizme bazen felsefenin doruğuna ulaştıran filmler izledim, onlarca yazı yazdım sinema ve felsefe üzerine, hoş çoğu da yayımlandı. Tanrı ve dini inancım yok, bu önceden fanatik bir şeydi bende 4 yıl önce resmen tanrıya ve dine inananlara sövüyordum. Ama asıl olay değiştiğini farkedebilmek olduğunu da sonradan anladım, hiç kitap okumayan veyahut entelektüel zevkleri olmayan bir insan bile sadece deneyimleri sonucu bambaşka insan olabiliyor. Neyse çok uzatmadan hayatımın bir dönememinden bahsedeceğim. 2 sene önce özellikle anlamsızlık üzerine o kadar kafa yordum ki hem bunların yanında yaşadıklarımda beni sosyal hayattan alıkoydu, uyuşturucu kullanmaya başladım. Pislik bir insandım. O sene tekrara kaldım, tekrara kalmamlamnberaber toplumdan aileden akrabalardan ve aklına gelebilecek her kesimden dışlanıp 3. Kişi oldum, veya ismi olmayan kişiler. Öyle ki yıllardan beri aklımın bir köşesinde mavi mavi yanan intihar fikri en yüksek ateşle gösterdi kendisini fakat her şey o kadar anlamsizdi ki onu bile yapmadım. Hayat ve olaylar karşısında bütünüyle eylemsizliği tercih ettim. Dişarıda bana olan bir saygıyı gexçtim ismim bile yoktu düpedüz hiçkimseydim, nitekim şimdide öyle. O bir yılı telafi ettim , çok sessiz biçimde o bi seneyi verdim ve 4 ay öncesinde yaşadiğim olaylar sonrasinda hiçkimse oluşum ve bir kimse olmak uğruna yapmam gerekenleri duşünmem sonrasinda sinava hazirlanmaya karar verdim, sağlık meslek liseli olduğumdan bizim sınava dair hiçbir şekilde bilgimiz yoktu. Neyse ki bütün entelektüel zevkleri ve kafamın içindekileri bi kenara bırakıp bu döneme odaklandim, o kadar yaşadiğim şeylerin bende yıkıcı bir takım hasarlara yol açtiğini söyledi doktor. En basitinden hiç konuşmama veya çok az konuşma, kronik melankoli hali vs.. Bunları anlatmak kolay değil ama içimi dökmek istedim, Beckett`ın çok güzel bir sözü vardir ``Dünyadasın, bunun tedavisi yok`` bu farkındalığin bilincinde ol yalnızca, bu boktan dönem sonrasinda, insanlık ve bilim tarihi gibi okumalarınla elbette kafanın içinde ki boşluk anlama kavuşacak. Fizik her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu söyler, ve her şeyin muhteşem bir düzensizlik içinde olduğunu. Hayatta komplo düzensizlik ve seçimlere dayalı gerçekleşen an dizinidir. Lütfen elinden gelenin fazlasını yaparak bu iğdiş sistemin çarkları arasinda ezilen birey değil diş olmaya çalış , en nihayetinde biri olacaksın zaten. Ben meslek çıkışlıyim, ne kadar yapmaya çalissamda çok fazla bir şey yapamiyorum obp de bayağı düşük. Ama sen veya bu yazıyı okuyan şanslı dostlarım lütfen yapın. Velhasıl anlam dediğim kavramda tanrı kavramıda içinde gizli, bunu budizmi büyük bir merakla okurken farkettim fakat postnihilist karakterim içimdeki tanrıyı da öldürünce kafamın içindeki kelimelef ve düsuncelerle yalnız kaldım, halk tabirini bilirsin çok düsünme boşver. Güzel bi tabirdir, her bilinçli insanın varacaği yerinde normal toplum insanı bilinci olduğunu unutma, sevgiyle kal.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • 12 iken aynı durumu ben de yaşadım. özetle vardığım sonuç hayatın bir anlamı yok. varsa da insanlık olarak daha keşfedemedik. işin garibi kutsal kitaplarda da cevabı yok. yani bu dünyanın bir imtihan dünyası olması insanların varolmadan önceki değil varolduktan sonraki hayat amacı. biz daha yaratılmadan önce ne o oldu var olmamızın sebebi ve anlamı nedir sorusuna ilişkin kur'an'da şöyle geçiyor. (2/BAKARA-30: Bir zamanlar Rabb'in meleklere: "Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım." demişti de onlar şöyle konuşmuşlardı: "Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın? Oysaki bizler, seni hamd ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz." Allah şöyle dedi: "Şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim.")
    anlamı varsa da şu an bilmediğimiz bi hayatta yaşamaya çalışmak tutarsız bir davranış. ki intihar eden insanlar hariç bu tutarsızlığı belki de dünya nüfusunun tamamı yapıyor. ardından neden intihar etmemeliyim sorusuna ise verdiğim cevap hayatın amacını öğrenmek oldu. yanlış anlaşılmasın yukarıda dünya nüfusunun tamamını uzun bir düşünme sonrasında eleştirdim. iki laf üzerine dediklerime saldırmanıza gerek yok. katılmayabilirsiniz. burada vaaz verecek hâlim de yok. şu an benim için tek önemli olan şey öğrenmek olduğundan sadece derslere verdim kendimi. belki sen de böyle bir yol seçersin. kolay gele.




  • bundan kurtulmanın tek yolu hayatın anlamsız olduğunu kabullenebilmek ve buna alışmak sanırım, var olmak bilmek hissetmek acı verici olabiliyor
  • En basitinden söyle düşün hocam sevdiklerini kaybettiğinde o kişiyi sevme kabiliyetini yitirmiyorsan demekki bu filmin devamı var. Bu konuda ciddi videolar var akla mantığa uyan videolar. Bunları izlersen(misal sözler Köşkü - hayalhanem -Dr zakir naik) bunlarla bence rahatlayacaksın.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • ForeverLazy kullanıcısına yanıt
    Hayatımın bi cümelelik özeti olmuş

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • madem gelmişiz o zaman dünyanın zevklerini tatmadan gitmem aga bunun yolu da zengin olmaktan geçiyor, zengin olmak için de garanti olmasada iyi bir bölüm ve üniversite bitirmek gerekiyor
  • Bazı insanlar biyolojik olarak yaşasalar bile ölüdür ama bazı insanlar bu dünyadan göçüp gitseler bile hala bizim zihnimizde yaşarlar. İster Tanrı'ya inan ister inanma. Tek gerçek bu dünya ise bu dünyada kalıcı olmaya çalış. Bunun için bile yaşanır. Ölümünden yüzyıl sonra bile insanların zihninde yer ediyorsan yaşıyorsundur.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • DeShawN1905 kullanıcısına yanıt
    manyak lafmış alıym ben bunu
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.