Terketmedi sevdan beni Aç kaldım, susuz kaldım Hayın, karanlıktı gece Can garip, can suskun Can paramparça... Ve ellerim, kelepçede Tütünsüz uykusuz kaldım Terketmedi sevdan beni...
AHMED ARİF
. . Küfrüm Edebimi Asti Bu Gece . Sen benim gözümde bir hiçsin artik, Nefretim askimi asti bu gece Bugün ki sözlerin söz müydü artik Son sözün sabrimi asti bu gece
Kolayca bitsin bu diyemedin de Salladin savurdun basiretsizce Hiç mi ders almadin onca gezdik de Yagmurun rahmeti asti bu gece
Yürümeyen neydi,iliskimzi mi? Günüm bombos deyisimiz mi? Sensiz yasayamam çeliskimiz mi? Yalanin dogrunu asti bu gece
Evlenmek hayali kapimda idi Giris kat evimin boyasi yeni Mobilyan,takimin, alinmis idi Vuslatim tadini asti bu gece
Yemedim yedirdim ne avrsa sana Üç kurusum olsa verirdim daha Memurdum yoksuldum hatirlasana Hafizam haddini asti bu gece
Ayaklarin donmus,üsümüstün de Gece yatamamis üzülmüstüm de Bir ay oruç tutup yememistim de O çizmen boyunu asti bu gece
Yapilan söylenmez, gelmezmis dile Allahtan beklenir kul bilmese de Kizginligim buna, sebep ise de Sabrim miadini asti bu geceü
Onca gez toz benle,seviyorum de Sonra git nisanlan bir de ona de Serefsizlik degil, nedir bu söyle Küfrüm edebimi asti bu gece
Sana son bir sözüm, nasihatim var Aldigim ahlakla bir terbiyem var Senin doguran ana deyip geçmek var Saygim adabimi tuttu bu gece Gönlümün romani bitti bu gece Hangisine yansam simdi gün gece Ömrümden bes yil gitti bu gece . Bedirhan Gökçe
Ve senin uzakligin ve senin gece kadar olan uzakligin... Bana oyle uzak, oyle yabancisin ki yar, seni senden istemeye korkuyorum. Geceleri bu yuzden seviyorum. Seni sevmeme engel olmuyor, seni bana getiriyor... Ve seni gecenen karanliginda bulusumdandir seni gunduzleri istemeyisim. EVET YAR, BANA HER SEYDEN VE HERKESDEN UZAKSIN. Herkesin yasamina giriyor her seyi paylasiyorsun insanlarla... Ama bana gelmiyorsun. Herkesin icini doldurmaya calisiyorsun, ama benim senle dolu olan kalbimi gormuyorsun. Sana bu gecelerden soruyorum iste: BEN SENI BOYLESINE YASARKEN, BEN SENLE DOLUP DOLUP BOSALIRKEN SENI KIMLER DOLDURDU? YASAMINDAKI ve YUREGINDEKI BOSLUKTAN HABERDAR MISIN?
Kayboluyor muydu yoksa sevdam.
Kayboluyor muydu yoksa avuç içimde ki sımsıkı tuttuğum mutluluk. Hüsrana doğru yol mu alıyordu yoksa. Sinsice bir savas mıydı bu bana karşı yapılan.
Savaş ne içindi. Kimin içindi. Sorgusuzca yıllarımı verdiğim sevgim elimden uçup gidiyor muydu.
Kale duvarı misali dediğim kenetmenmiş kalplerimizin tek tek taşlarını kim ya da kimler indiriyordu acaba.
Zamanında söylenen sözler edilen yeminler içilen yudum yudum sevgiler unutulmuş muydu.
Sevgisi uğruna dağları delen ferhat gibi herşeyi göze alan sen şimdi yanıbaşında duran bana neden tek adım atmıyorsun atamıyorsun. Vücudunun titrekliğine aldırmadan yanımda susuyorsan, nefes bile almak istemiyorsan, neydi bu ızdırab!!! Neydi bu çile!!!
Hesab verilecek kadar önemim kalmış mıydı!!!
Susuyorsun. Tek kelime bile demeden diyemeden öylece bana; gözlerime bakman ne neler ifade ediyordu!!!
Özür müydü yoksa. Sevgime: yıllar sonra başkasına olan sevginle karşılık vermen için ne eksiklik duymuştun acaba!
Yüreğimde ki eksiklik yıllardır vardı da neden şimdiye dek beklemişti. Neden şimdi çıkageldi ayrılık.
Vakitsiz ötmek hangi horozun harcıydı. kimdi bu...beni benden ayıran canımdan can alan, aşkımdan damla yok eden kim di.....
Aşkınla şuurlanmış acizane kalbim bu yenilgiyi kabullenecek miydi.
Belki arkadaşıydı dedim. Arkadaşıdır canım. Alma günahını. O yapmaz öyle şey. Yapamaz...yok yok kesinlikle yapmaz....dedim hıçkırıklarla......
........
Hala susuyorsun...
Hayır de....inkar et....benim değil de....yapmadım de....yalan de.... sana asla ve asla yapmam de.....bana yalan söyle....yeter ki söyle.....yok de....
Söyle ki içimde kanayan yaraya tuz basayım. Bende kendimi teselli edeyim...hadi...söyle...
Yalan de....inkar et....
Bakma öyle gözlerime.....konuş.....
..........................................
Bana yalan söyleyemediğini biliyordum. Diyemezsin. Yalan söylerken hep şaşırırdın kelimelerin yerini. Yerli yerine oturmazdı hiç birisi. Yapamazdın öyle ya....
Anlatacak mıydın bana!!!
Sevgini. Bir başkasına olan sevgini gelipte bana anlatacak mıydın!!!
Ama nasıl....
Bu sefer başaracak mıydın yani kelime oyunu oynarken!!!
Aynı yastığa baş koyarken içinden yanımda ki sen olmasaydın dedin mi hiç.....
Aslında bana tebessüm ederken ağlıyor muydu yüreğin!!!
sende unuttum hayalleri sende unuttum sevilmeyi bari sen unutma beni
yüreğimin kıyısına vurdun minicik bir darbe susmalıydım tutamadım kendimi bir canım var feda etsem sevdamı bilemezsin bir acım var anlatsam önünü göremezsin herkes unuttu bizi bende unuttum herşeyi bari bari sen unutma beni
Nerdesin Sevgilim
Çektiğim bu matem hasretten değil Aşkının kurbanı olduğumdandır Ömrüme sardığım bu kara bela Bir tek sana bağlı kaldığımdandır
Sen olmazsan ne olur bilirisin gönlümde Ne hayat ne sebep kalır su koca yeryüzünde Kapıldım bahtım diye vefasız sevgiliye Teslim ettim ellerimle gönlümü sev diye
Simdi oldum sevgilim gönlünün pervanesi Anladım ki bu dünya dertler meyhanesi Herkes kendi derdine düşmüş çare arıyor Açılan her yarayı bir sevgili sarıyor
Nerdesin sevgilim Nerdesin kaderim Ben böyle acıya derde İsyan ederim
Kim bilecek sevenin neler çekeceğini Kim bilirdi askimizin acı vereceğini Bilemedim sevgilim hayat bu mu ask bu mu? Her seven yara almış belki askta kanun bu
Orhan Gencebay
SEVGİ Bir papatya tarlasi düsün... İlkbahar ayi... Ve sen, onun yanindan geçen yolda yürüyorsun... Ve o papatya tarlasinda bir papatya dikkatini çeker... Binlercesinden birisidir ama sen, onun yanina gidersin... Onda seni çeken bir seyler vardir... O papatyayi oldugu yerden koparirsin... Sadece senin olsun istersin, sadece senin.. Ölecegini düsünmeden. Ve gidersin o tarladan... Içindeki siddetin durduramadigi bir bencillik ama bir o kadar güzel ve hapsedici. Iste bu TUTKU... Yine o tarlanin kenarindaki yolda yürüyorsundur.. Yine milyonlarcasi arasinda bir tanesi seni çeker... Yaklasirsin, yanina gidersin o papatyanin... Gözlerin baskasini görmez olur o an. Onun için herseyi yapmak istersin... Dokunmak istersin... Dokunamazsin, orda, onunla ölmek istersin. Ama birden hafif bir rüzgar eser ve bir baska güzel çiçek kokusu gelir burnuna... Dayanamazsin onun kokusuna... Unutturur herseyi bir anda ve o kokunun geldigi yöne gidersin... O papatya orda kalmistir, yüreginin bir kenarinda... Paylaşılmamıştır bir çok sey... Unutulmaz belki ama geri de dönülmez ona.. İşte bu AŞK... Yine o yoldasin... Papatya tarlasinin yanindan geçen... Ve yine bir papatya... Milyonlarcasının içinde seni çeker... Gidersin yanina... Orda kalakalirsin... O hiç ölmesin diye her şeyi yaparsin... Tüm gücünle onunla olmak istersin... Oradan seni koparacak hiç bir güç olmadigina inanirsin... Ve orda onunla ölene kadar birlikte kalirsin... İşte bu da SEVGİ... Ahmet Altan
Değişmez kural, değişmez kuralın olmayacağıdır. Bernard Shaw
güller kırmızıdır menekşeler mor.. seni nasıl sevdiğimi çıkarda kalbime sor... en sevdiğim şiir işte buu (sakın alay ettiğimi düşünmeyin)
TÜRKİYE İŞÇİ SINIFINA SELÂM
Türkiye işçi sınıfına selâm! Selâm yaratana! Tohumların tohumuna, serpilip gelişene selâm! Bütün yemişler dallarınızdadır. Beklenen günler, güzel günlerimiz ellerinizdedir, haklı günler, büyük günler, gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan, ekmek, gül ve hürriyet günleri.
Türkiye işçi sınıfına selâm! Meydanlarda hasretimizi haykıranlara, toprağa, kitaba, işe hasretimizi, hasretimizi, ayyıldızı esir bayrağımıza.
Düşmanı yenecek işçi sınıfımıza selâm! Paranın padişahlığını, karanlığını yobazın ve yabancının roketini yenecek işçi sınıfına selâm!
Türkiye işçi sınıfına selâm! Selâm yaratana! Nazım Hikmet
BİLAL
Yine dağların sevdası düştü yüreğime anne Kurşunların sevdası, Zulümlerden bıktım usandım Yüreğim kanıyor anne, Kara bulutlar bir sağanaktır tutturmuş gider Dünya zulüm, zulüm kokar anne
Bir bahar düşlüyorum anne Gözlerimiz güneşe doymuş ışıl ışıl Şehadet rüzgarına kapıldık yüreğimiz göçüyor anne Bu savaş bitecek, bu savaş bitecek, Hemde karanlığa kalmadan anne
Kanlı gömleğimi göğsüme basıp Tağuta lanet okursun ağlarsın ana
Yürekler avuçta dağlara çıkıp Şehit şehit vardık düşman üstüne ana
Bilal öldü derler ise sakın inanma ana Bilki ben şehid olmuşum şehidler ölmez ana
Şarapnel altında kurşun altında Tekbir getiririz marşlar söyleriz ana
Şafakla birlikte düşman üstüne Cehennem alevi olur yağarız ana
Bilal öldü derler ise sakın inanma ana Bilki ben şehid olmuşum şehidler ölmez ana
Dağlardan dünya bir başka görünür Ölüm korkusu gözümden silinir ana
Her şehidin kanı bir lale olmuş Haydi sende katıl bize katıl der ana
Bilal öldü derler ise sakın inanma ana Bilki ben şehid olmuşum şehidler ölmez ana
Ve 29 ekim 1987 Bilal de can evinden vuruldu Yaprak yaprak düştü Şehit kanlarının karıştığı toprağa Görün dağlar Görün nasıl döne döne savaşıldığını Görün sözlerinde duranları Ve sonrakilerin nasıl sözlerinde durduklarını
GRUP GENÇ
cihanı hiçe saymaktır adı aşk döküp varlığı gitmektir adı aşk
elinde sükkeri ayuğa sunup ayruğu kendi yutmaktır adı aşk
bela yağmur gibi gökten yağanda o anda başını tutmaktır adı aşk
bu cihan oddan bir denizdir ona kendini atmaktır adı aşk
var eşrefoğlu bil hakikat vücudu fani etmektir adı aşk
BU KADAR SEVMEDİM Kİ
Dönemem terk ettiğim hiç bir yere Dolaşıp duruyorum sokaklarda Dilimde o son duam Ben hiç kimseyi bu kadar sevmedim ki Sonsuzluk gibi çıkıyordu Bu söz içimden Umutsuz bir yakarış gibi Hiç bitmeyecek bir hasret gibi Ben hiç kimseyi bu kadar sevmedim ki
CEZMİ ERSÖZ
. . Güzelligin On Par'Etmez . Güzelligin on par'etmez Bu bendeki ask olmasa Eglenecek yer bulaman Gönlümdeki kösk olmasa
Tabirin sigmaz kaleme Derdin dermandir yareme Ismin yayilmaz aleme Asiklarda mesk olmasa
Kim okurdu kim yazardi Bu dügümü kim çözerdi Koyun kurt ile gezerdi Fikir baska bask'olmasa
Güzel yüzün görülmezdi Bu ask bende dirilmezdi Güle kiymet verilmezdi Asik ve masuk olmasa
Senden aldim bu feryadi Bu imis dünyanin tadi Anilmazdi VEYSEL adi O sana asik olmasa. . Asik Veysel Satiroglu
ağlamak bazı acılara yetmez bazı ölümlere
örtüsüdür bazı acıların örter, örtülmez savunur bir süre
ağlayanlar sevinmeli sevin ağlayabiliyorsan acılar art arda dinmeli
durur bir nöbetçi gibi durur bir bekçi gibi zamana gülmeli! gülmeli!
Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey, dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey... Fakat artık ümit yetmiyor bana, ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum...
Nazım Hikmet
BİLSEYDİM
Meydan mı verirdim bu ayrılığa? Bilseydim bu kadar zor olduğunu. Bilseydim dünyanın böyle karanlık, Bilseydim bu kadar dar olduğunu.
Dilimden sıçrayan bir kıvılcımın Bilseydim bir anda kor olduğunu. Bilseydim şu anki gönül acımın Senin yokluğundan var olduğunu.
Boyun mu bükmezdim sitem etmene, Bilseydim sükûtun kâr olduğunu. Sebep mi olurdum dargın gitmene, Bilseydim küsünce sır olduğunu.
Bilseydim yüzümün dört mevsimi güz, İçimin ağlayan nâr olduğunu. Bilseydim odamın dört duvarı buz, Sensiz yatağımın kar olduğunu.
Fırsat mı tanırdım bu dargınlığa Bilseydim bu kadar zor olduğunu. Bilseydim zindandan daha karanlık, Bilseydim hücreden dar olduğunu....
Cemal SAFİ
Sen üzülme ara sıra ağlıyorum diye,Adına yazdığım tüm şiirleri fırlatıp attım da denize;O canımı yaktı biraz....
Nereye saklarsın
Nereye saklarsın yıkılmış bir aşkı Nasıl gizlersin yüreğini Gözlerin seni seni ele verir Utanır sevişmezsin
Nereye saklarsın yıkılmış bir aşkı Nasıl gizlersin yüreğini
Ellerini seni seni ele verir Utanır sevişmezsin Deli gönlüm aşık oldu Al kendini durma git Sonbahar biter kış yine gelir Beni kendime bırak öyle git