Şimdi Ara

Şeytan'ın İstifası

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
6
Cevap
0
Favori
1.187
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • 6/45 yayınlarından çıkan bir kitap geçmişti elime...
    dinine bağlı bir bayanın kendisinin aksi birisiyle evlendirilmesi ve
    sonrası anlatılıyordu...
    kitapın arka kapağında şöyle bir cümle geçiyor;
    "şeytanı dışımızda görüp onu bir yabancı zannederiz...
    oysa ilk suçun arkasında hep biz varız"
    Habil ve Kabil ile başlayan suçlar... ve suçun arkasında duran gerçek...
    Namludan çıkan kurşunun isabet ettiği yer
    bir hayatın bittiği yerse suçlu şeytanmıdır
    tetiğe dokunan mı?
    (kitapın adı; bağışlanmış bir günahkarın özel anıları ve itirafları)

    Şair Ahmet Rindi Günören'in dilinden

    Şeytan'ın İstifası

    Ulu Tanrım katından kovulduğumdan beri
    Çıkarırım yolundan büyük, küçük beşeri.

    Daima hür yaşarım yaşadıkça bu küre
    Kurtulamaz elime geçirirsem bir kere.

    Ne zahidi, hocası ne sofusu, dervişi
    Ne papazı, rahibi ne hahamı, keşişi.

    Emrimdedir yaşayan her sınıf bayla, bayan
    Çünkü: Benim şehveti ta Cennette yaratan.

    Yedirerek budayı Adem ile Havva’ya
    Sürükledim peşimde getirdim bu dünyaya

    Nice asırlar geçti, nice elçiler geldi
    Ferman-ı hükmümde hep birer birer baş eğdi.

    Bütün iklim-i kulûp emrime girmek üzre
    Bir an oldu ki: Geldim ölüm ile yüzyüze.

    Asırların emektar Şeytanıyım da hâlâ
    Görmedim böyle dehşet. Doğmuş meğer Mustafa.

    İşitirdim çocukken beni ancak Muhammet
    Elinde ki Kur’anla mahkum edecek ebed.

    Geldi ahır başıma bu korktuğum felaket
    Benim oldu düşmanım, O’na eden icabet.

    İşte on üç asırdır havfı ile yaşarım
    Hiddetimden derime sığmaz coşar taşarım.

    Kimin var besmeleden otomatik silahı
    Giydiremedim ona ne yaptımsa külâhı

    Bu öyle bir silah ki: Ne eskir ne kırılır
    Dehşetinden titrer hep, çöker gökler yıkılır.

    Herkes sahip olamaz, onu kimse kuramaz
    Bu atomun önünde felek bile duramaz.

    Alırsa şayet bunu eline ehl-i gurur
    Mermi atamaz olur derhal yayı bozulur.

    Şaşırdım karşısında bu muazzam kudretin
    Benim çün oldu artık yaşamak pek çok çetin.

    Bu hal ile süründüm umutsuz hayli müddet
    Yine teveccüh etti şükür fakire devlet

    Zaman zaman değişti işin tamamen rengi
    Artık atılmaz oldu o besmele tüfengi

    Yine eskisi gibi çalışmağa başladım
    Hacı oldum, Hecaz’da Şeytan’ı da taşladım

    Mürayinin, mağrurun yapışıp cüppesinden
    Girerim görünmeden gönlünün kubbesinden

    O, mescidde ederken tam Allah’ına secde
    Ben huriden kevserden sunarım ona müjde.

    Mesleğimin ehliyim var mı dünyada eşim?
    Bir harika değil mi gönüllere girişim?

    Muamelem numaram şahsa göre değişir
    Eteğime yapışan cehenneme erişir.

    Dizerim yüzbin gönül, bir benliğin ipine
    Nefesim değdiği yer hayretmez sahibine.

    Kimine gösteririm Bakırköy’ün yolunu
    Kimine hep yek gelir, sattırırım çulunu

    Meyhanedir yolumun birinci iskelesi
    Son karargah hapite tamamlanır çilesi

    Nice zaman böylece dönderdim bu dümeni
    Dolaştım bir lâhza da şarkı, garbı, Yemen’i

    Her işimde muvaffak oluyordum bermutad
    Fakat işin tamamen değişti rengi heyhat

    Başladılar beni de taklide insanoğlu
    Bana da vacip oldu değiştirmek bu çulu

    İlmimin bilmediği, gözümün görmediği
    Çoğaldıkça çoğaldı aklımın ermediği

    Görürgürmez şu atsız giden arabaları
    Hayretimden gevşedi hilemin tapaları

    Bulutlarla uçuşan, gökler gibi gürleyen
    Ejderhayı görünce kaybetmiştim beni ben

    Çıkamadım korkumdan havalara günlerce
    Fakat şimdi indimde küçüldü oldu serçe

    Çok geride bıraktı zaman geldi motoru
    Denizlerin dibinden koşup giden vapuru

    Kainatın sesini bir sandıktan dinledim
    Gayrım bir başka şeytan var sanıp da bönledim.

    Mağrıpta söye, dinle maşrıkta aynı anda
    Bilmezdim bu hünerler varmış meğer insanda

    Her köşe her bucakta aynı saz aynı ahenk
    Bundan sonra benim hiç şeytanlık neme gerek

    Kur’an etmiş işaret olacak bunca fenni
    Söyleyecek İsaya radyo uçakta ninni

    Çaldılar gün geçtikçe sanatımı, fendimi
    Ben evliyayım sandım yanlarında kendimi

    Şeytanlığın modası geçtiğini anladım
    Kuru tesellim ancak arsızlığım, inadım

    Hele günlerden bir gün uğradım Filorya’ya
    Baştan çıkarım diye korktum eyledim haya

    Her mayonun içinde saklı nice bin şeytan
    İnsanların elinden aman Rabbim el aman

    Görünce hayran oldum bu dünya cennetini
    Unutturmuş yarın ki cennetin nimetini

    Şaşırdım, hayretteyim nere gideyim bilmem
    Çektiğim sana malum ötesini diyemem

    Onlar dinle bilgiyle korundular şerrimden
    Ben nasıl korunayım binlerce benzerimden

    Bunların cümlesine vakıfsın ya Rabbena
    Beni ben mi yarattım? Acı biraz da bana.

    Geceleri yatamam gündüz taşra çıkamam
    Korkumdan değil, kalbi yüzlerine bakamam.

    Değilim şimdi layık bu çok mühim makama
    Mesleğimde aczimi ayıplama, kınama.

    Kalmadı zerrece hiçbir şeyde istidadım
    Artık sulandı beynim tamamiyle bunadım

    Bana lüzum kalmadı kendiler başarıyor
    Benim bu şeytanlığım hiç ne işe yarıyor.

    Çok yoruldum bunca dem tekaüd eyle beni
    Çeviremem ben böyle zaman da bu dümeni

    Yok, müstehak değilsem emekliliğe şayet
    Ben maaşsız razıyım ver işime nihayet.

    *Paylaşmak istedim...







  • Kitabın yazarı James Hogg...
    ---
    Şiir şairin Son İkram isimli kitabından alıntıdır...
  • süper bisiymis bu insan şeytanın uşağı olmamalı bence we ondan uzak durmanın en güzel yolu inanmak.... tüm insanlığın bu inanca sahip olması dileğiyle...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: DurduAslan

    Çaldılar gün geçtikçe sanatımı, fendimi
    Ben evliyayım sandım yanlarında kendimi
    ..
    Onlar dinle bilgiyle korundular şerrimden
    Ben nasıl korunayım binlerce benzerimden
    ...
    Bunların cümlesine vakıfsın ya Rabbena
    Beni ben mi yarattım? Acı biraz da bana.
    ..
    Yok, müstehak değilsem emekliliğe şayet
    Ben maaşsız razıyım ver işime nihayet.


    Şair 20 Aralık 1960 yılında vefaat etmiş...
    Yani şiir 45 yıldan daha eski...
    Bu şiir bugün yazılmış olsaydı bile ancak bu kadar olurdu...
  • Mezar taşım için;

    Küsüp dünyaya kahr-ı fırkat-ı cânâna hıncımdan
    Bulup cânânı canda, yerlere geçtim utancımdan.

    Ahmet Rindi Günören
  • Bu hal ile süründüm umutsuz hayli müddet
    Yine teveccüh etti şükür fakire devlet

    şiirin bu kısmını çok beğendim teşekkürler paylaşım için
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.