6/45 yayınlarından çıkan bir kitap geçmişti elime... dinine bağlı bir bayanın kendisinin aksi birisiyle evlendirilmesi ve sonrası anlatılıyordu... kitapın arka kapağında şöyle bir cümle geçiyor; "şeytanı dışımızda görüp onu bir yabancı zannederiz... oysa ilk suçun arkasında hep biz varız" Habil ve Kabil ile başlayan suçlar... ve suçun arkasında duran gerçek... Namludan çıkan kurşunun isabet ettiği yer bir hayatın bittiği yerse suçlu şeytanmıdır tetiğe dokunan mı? (kitapın adı; bağışlanmış bir günahkarın özel anıları ve itirafları)
Şair Ahmet Rindi Günören'in dilinden
Şeytan'ın İstifası
Ulu Tanrım katından kovulduğumdan beri Çıkarırım yolundan büyük, küçük beşeri.
Daima hür yaşarım yaşadıkça bu küre Kurtulamaz elime geçirirsem bir kere.
Ne zahidi, hocası ne sofusu, dervişi Ne papazı, rahibi ne hahamı, keşişi.
Emrimdedir yaşayan her sınıf bayla, bayan Çünkü: Benim şehveti ta Cennette yaratan.
Yedirerek budayı Adem ile Havva’ya Sürükledim peşimde getirdim bu dünyaya
Nice asırlar geçti, nice elçiler geldi Ferman-ı hükmümde hep birer birer baş eğdi.
Bütün iklim-i kulûp emrime girmek üzre Bir an oldu ki: Geldim ölüm ile yüzyüze.
Asırların emektar Şeytanıyım da hâlâ Görmedim böyle dehşet. Doğmuş meğer Mustafa.
İşitirdim çocukken beni ancak Muhammet Elinde ki Kur’anla mahkum edecek ebed.
Geldi ahır başıma bu korktuğum felaket Benim oldu düşmanım, O’na eden icabet.
İşte on üç asırdır havfı ile yaşarım Hiddetimden derime sığmaz coşar taşarım.
Kimin var besmeleden otomatik silahı Giydiremedim ona ne yaptımsa külâhı
Bu öyle bir silah ki: Ne eskir ne kırılır Dehşetinden titrer hep, çöker gökler yıkılır.
Herkes sahip olamaz, onu kimse kuramaz Bu atomun önünde felek bile duramaz.
Alırsa şayet bunu eline ehl-i gurur Mermi atamaz olur derhal yayı bozulur.
Şaşırdım karşısında bu muazzam kudretin Benim çün oldu artık yaşamak pek çok çetin.
Bu hal ile süründüm umutsuz hayli müddet Yine teveccüh etti şükür fakire devlet
Zaman zaman değişti işin tamamen rengi Artık atılmaz oldu o besmele tüfengi
Yine eskisi gibi çalışmağa başladım Hacı oldum, Hecaz’da Şeytan’ı da taşladım
Görürgürmez şu atsız giden arabaları Hayretimden gevşedi hilemin tapaları
Bulutlarla uçuşan, gökler gibi gürleyen Ejderhayı görünce kaybetmiştim beni ben
Çıkamadım korkumdan havalara günlerce Fakat şimdi indimde küçüldü oldu serçe
Çok geride bıraktı zaman geldi motoru Denizlerin dibinden koşup giden vapuru
Kainatın sesini bir sandıktan dinledim Gayrım bir başka şeytan var sanıp da bönledim.
Mağrıpta söye, dinle maşrıkta aynı anda Bilmezdim bu hünerler varmış meğer insanda
Her köşe her bucakta aynı saz aynı ahenk Bundan sonra benim hiç şeytanlık neme gerek
Kur’an etmiş işaret olacak bunca fenni Söyleyecek İsaya radyo uçakta ninni
Çaldılar gün geçtikçe sanatımı, fendimi Ben evliyayım sandım yanlarında kendimi
Şeytanlığın modası geçtiğini anladım Kuru tesellim ancak arsızlığım, inadım
Hele günlerden bir gün uğradım Filorya’ya Baştan çıkarım diye korktum eyledim haya
Her mayonun içinde saklı nice bin şeytan İnsanların elinden aman Rabbim el aman
Görünce hayran oldum bu dünya cennetini Unutturmuş yarın ki cennetin nimetini
Şaşırdım, hayretteyim nere gideyim bilmem Çektiğim sana malum ötesini diyemem
Onlar dinle bilgiyle korundular şerrimden Ben nasıl korunayım binlerce benzerimden
Bunların cümlesine vakıfsın ya Rabbena Beni ben mi yarattım? Acı biraz da bana.
Geceleri yatamam gündüz taşra çıkamam Korkumdan değil, kalbi yüzlerine bakamam.
Değilim şimdi layık bu çok mühim makama Mesleğimde aczimi ayıplama, kınama.
Kalmadı zerrece hiçbir şeyde istidadım Artık sulandı beynim tamamiyle bunadım
Bana lüzum kalmadı kendiler başarıyor Benim bu şeytanlığım hiç ne işe yarıyor.
Çok yoruldum bunca dem tekaüd eyle beni Çeviremem ben böyle zaman da bu dümeni
Yok, müstehak değilsem emekliliğe şayet Ben maaşsız razıyım ver işime nihayet.
*Paylaşmak istedim...
Kitabın yazarı James Hogg... --- Şiir şairin Son İkram isimli kitabından alıntıdır...
süper bisiymis bu insan şeytanın uşağı olmamalı bence we ondan uzak durmanın en güzel yolu inanmak.... tüm insanlığın bu inanca sahip olması dileğiyle...
quote:
Orjinalden alıntı: DurduAslan
Çaldılar gün geçtikçe sanatımı, fendimi Ben evliyayım sandım yanlarında kendimi .. Onlar dinle bilgiyle korundular şerrimden Ben nasıl korunayım binlerce benzerimden ... Bunların cümlesine vakıfsın ya Rabbena Beni ben mi yarattım? Acı biraz da bana. .. Yok, müstehak değilsem emekliliğe şayet Ben maaşsız razıyım ver işime nihayet.
Şair 20 Aralık 1960 yılında vefaat etmiş... Yani şiir 45 yıldan daha eski... Bu şiir bugün yazılmış olsaydı bile ancak bu kadar olurdu...
Mezar taşım için;
Küsüp dünyaya kahr-ı fırkat-ı cânâna hıncımdan Bulup cânânı canda, yerlere geçtim utancımdan.
Ahmet Rindi Günören
Bu hal ile süründüm umutsuz hayli müddet Yine teveccüh etti şükür fakire devlet
şiirin bu kısmını çok beğendim teşekkürler paylaşım için