Şimdi Ara

Sabetay Sevi Kimdir?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
5
Cevap
0
Favori
3.875
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bu aralar hakkında biraz araştırma yapmaya karar verdim. Aslında merakım Sabetay Sevi değil de, şu Sabetayizm ile ilgili. Malum bilenleriniz Sabetayist'lerin de varlığından haberdardır. Bir çok yerde bu kişilerin kim olduğu hakkında türlü türlü iddialar var ve inanın şok edici yani en azından benim açımdan. Bu kişilerin kimler olduğunu burada paylaşmam doğru olur mu veya yasak mıdır bilmiyorum. Kısaca benim bildiklerim, bu kişilerin genellikle selanik - ege bölgesinde doğduğu veya yaşadığı, soyisimlerinin genellikle ipekçi olduğu (bunu çuğu saklarmış, nedenini ben de bilmiyorum). Okuduğum bir kaç kaynaktan burada bahsetmek istiyorum ve daha fazla paylaşımlarınızı bekliyorum.

    Küçük bir biyogrofisi ;


    1626'da İzmir'de yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Din adamı olarak yetiştirilen Sabetay Sevi, 39'uncu yaşının eşiğinde yoğun bir mistisizme saplandı. Toplumu kurtarabilecek ilâhi bir güce sahip olduğunu söylemeye başladı ve 31 Mayıs 1665 tarihinde Mesih olduğunu ilân etti. Yahudi inancına göre Mesih (kurtarıcı), kendilerine bu günkü İsrail topraklarında bağımsız bir devlet kuracak ve dünyanın dört bir yayına dağılmış olan Yahudiler'i bir araya toplayacaktır. Sabetay Sevi, haham olarak sinagoglarda ateşli konuşmalar yaptı ve taraftarlarının sayısını her gün arttırdı. Avrupa'dan Yemen'e, Kuzey Afrika'dan Anadolu'ya kadar geniş bir coğrafyada yaşayan insanlar arasında dalgalanmalar, kaynaşmalar oldu. Bunun sonucunda heyecan kasırgası ile Yahudiliğin resmî tutumundan ayrı, yeni ve radikal bir akım doğdu.

    Bu akım, Hristiyanlar arasında etkileşimlere, Müslümanlar arasında ise sert ve ciddî tartışmalara yol açtı. İnsanlar, Sabetay Sevi'ye tapmaya, sinagoglardaki konuşmalarından sonra taşkınlıklar yapmaya başladılar. Kimse, neler olabileceğini kestiremiyordu. Sabetay Sevi, oluşmasına yol açtığı heyecan seline kapıldı. Taraftarlarıyla birlikte Osmanlı Devleti'nin başşehri Istanbul'a doğru yürüyüşe geçti. Bu olay üzerine Sevi tutuklandı ve yargılandı.

    Sultan Dördüncü Mehmet, çok uzun süren yargılamayı perde arkasından takip etti. Yargılama sonunda Sabetay Sevi'nin önüne iki seçenek kondu: İddialarından vazgeçmezse öldürülecek, Müslümanlığı kabul ederse, hayatı bağışlanacaktır. Sevi: "Bu can bu bedende olduğu sürece Müslüman'ım." der, Aziz Mehmet Efendi adını alır. Taraftarlarının bazıları bu ihaneti kabullenmez ve intihar ederler. Çoğunluk ise Müslümanlığı kabul eder. Mesih, yâni kurtarıcı, kendisini kurtarabilmek için dinini değiştirmiştir. Bir müddet sonra da taraftarları arısındaki intiharları durdurabilmek ve insanları kendisine çekebilmek için bir çıkış yapar: Cübbesinin içine bir kuş yerleştirerek topluluğunun huzuruna çıkar. Burada cübbesinin önünü açarak sakladığı kuşu uçurur. "Can bedenden çıktı." Diyerek, eski dinine döndüğünü îma eder.

    Sabetay Sevi ve yandaşlarına, dinlerinden döndükleri için, 'dönme' veya 'avdeti' denilir. Fakat onlar, İslâmiyet'i kabul ettiklerini söylemelerine, görünüşte Müslüman gibi hareket etmelerine rağmen, gerçekte Musevîliğe inanmaktadırlar. Bu durum, yetkililerin gözünden kaçmaz. 1676 yılında Arnavutluk'a sürgüne gönderilirler ve Sabetay Sevi, aynı yıl Arnavutluk'ta ölür.

    Tempo Dergisnin Bir Haberi ;

    Yazar Yalçın Küçük bu kez yazdıkları ile Türkiye'yi ayağa kaldıracak. Son kitabını Türkiye'deki Sabetayistlere ayıran Küçük, kitabının hem ismi hem de içeriği ile olay yaratacak.
    "Sabetayizm ve Grup Seks" isimli kitapla ilgili röportaj veren Yalçın Küçük, Türkiye'deki Sabetayistleri açıklıyor. Yazarın iddiaları sanat dünyasında da büyük yankı bulacak. Çünkü Küçük'e göre, Hülya Avşar Sabetay Sevi'nin propagandisti.

    Ünlü yazar bu iddiasını şöyle açıklıyor;
    "Ben Hülya Avşar'ın İbrani ve Sabetayist olabileceğini hiç aklıma getirmezdim. Bir gün, "Kaya usturuplu zina yapıyor" dedi. Bu tipik Sabetay'ın emridir; "Zina yapın ama usturuplu yapın." Sabetay Sevi'nin emirlerinde "free love" yoktur. Ama bu vardır; "Yapın, hissettirmeyin."

    Hülya Avşar'ın aile temelini altüst ettiğini savunan Yazar, magazin sayfalarına yansıyan Ali Güven ilişkisini de bir kamuflaj olarak niteliyor. "Zavallı Kaya boşanmak istiyordu" diyen yazar şöyle devam ediyor; "Oligarşi engel oluyordu. Çünkü onun evli görünmesi bazılarının işine geliyordu. Ali Güven'i de herkes tanıyormuş Türkiye'de. Ne işi var, ne gücü... O şu anda Hülya Avşar'ın esas ilişkisini kamufle ediyor." Yalçın Küçük'e göre bu gizli ilişki de Sabetay cemaati içinden...

    SABETAYİST OLAN ÜNLÜLER

    Yalçın Küçük'e göre ünlü model Deniz Akkaya da bir Sabetayist. Yazar, Akkaya'nın Çerkes ve İbrani asıllı olduğunu savunuyor. Listede; Mustafa ve Yılmaz Erdoğan, Gülben Ergen gibi bir çok ünlü var...

    GÜNAH ARTINCA MESİH GELECEK

    Yalçın Küçük'ün kitabındaki asıl ortalığı karıştırıcak iddialar ise Sabetayistlerin yatak odalarıyla ilgili. Küçük'e göre, grup seks Sabetayizmin emri. Bunun nedenini de şöyle açıklıyor Küçük;
    "Sevi'nin emridir. Yoksulluk arttığı zaman devrim olacak. Günah artınca Mesih gelecek, kurtuluş olacak. Günah işleyerek kurtulma Sabetayizm'in temel dinsel kurallarından birisidir." Yalçın Küçük'e göre, Sabetayistler bu nedenle grup sekse yöneliyorlar. Buna delil olarak da 21 Mart'ı 22 Mart'a bağlayan gece kutlanan "Kuzu Festivali"ni gösteriyor. Yalçın Küçük'e göre, bu özel günde "İki çift; Doğu dinlerinde olduğu gibi baharda süslenir, yemek yerler. Sonra da eşler değişilir."

    Yalçın Küçük'ün Sabetayistlerle ilgili daha bir çok iddiası ve tespitleri de var. İşte bunlardan bazıları;

    -Sabetayist isimleri biseksüel isimlerden seçiliyor.
    -Sabetayistler de aşk evliliği olmuyor.
    -Türkiye'deki Sabetayistler'in hepsi zengin ve ünlü,
    -Sabetayistlerin üçte biri Türkiye'ye sadık, diğerleri İsrail'in güvenliğini Türkiye'ninkinden daha çok önemsiyor.
    -İbrani asıllı olmayan Türkiye'de Dışişleri bakanı olamıyor.

    Burada da Bir Makale ;


    Islami anlamdaki Allah sevgisiyle, Sabetayist anlamdaki Sabetay sevgisi taban tabana zit. Birisinde açiklik, sevgi, tüm insanlara iyilik etmek sevap. Digerinde ise, kendini ve kimligini gizlemek ve kiligina girdigin insanlara kötülük ve eziyet etmek sevap. Bir düsünün, toplum icinde böyle bir durum neleri etkiler? Kendi icinde kümelenmis ve sadece birbirlerini kayiran bir gurup insan düsünün. Bir gurup insan daha düsünün, herseyden habersiz ve çalisip didinerek birgün hakettigi biryerlere gelmeyi düsünüyor. Bu habersiz kesimdeki insanlarin hayatlari boyunca baslarina her türlü haksizlik geliyor ama haksizlik yapanlari sadece Allaha havale etmekle yetiniyorlar. Çünkü akillarina, Türk isimli ve nüfus kagidinda yazdigi kadariyla Müslüman olan insanlarin varoldugu ve bunlarin dinlerinin gereklerini ve emirlerini yerine getirmek amaciyla kendinden olmayanlara haksizlik ve kötülükler yaptiklari akillarindan dahi gecmiyor.

    Hastanelerde kumpas kurup birbirleriyle hasta paslasan ve gereksiz ameliyatlar yaparak hastalarinin paralarini gaspeden birtakim doktorlarin aslinda Sabetayci oldugu akillarina gelmiyor. Ya da, lüks semtlerde sadece Sabetayci doktorlarin muayahane açabildikleri gelmiyor.

    Hürriyet, Milliyet, Sabah, Aksam, Toplum Postasi gibi gazetelerdeki Sabetaycilar, hele hele televizyondakiler. Biri bayan üç anahaber spikeri. Sabetayist politikalarin mimarlarindan gelen emirler dogrultusunda halkla istedikleri gibi oynuyorlar. Bu spikerlerden başka, spikerler arasinda çok taninmis bir de Rum var. Bu sahsin orada olmasinin sebebi Sabetaycilardir. Kendisi hergün Türklügü över, yerlere göklere cikarir, halkin gözlerini boyar. Ama sundugu panellerde, Türk seyirciler birseyler söylemeye fikirlerini anlatmaya calisirken sözlerini keser ve gururlariyla oynar. Durmadan konuk ettigi Sabetaycilari över, halkin onlara inanmasini saglar. Öyle cilkini çikarirki, artik kendisini ve sundugu haber programini da över olmustur. Ya herbiri birbirinden ve tamamina yakini Sabetaycilar tarafindan yazilan ve oynanan sapasacma televizyon dizilerine ne demeli. Bunlar, Türk halkinin gülme zevkini de degistirdiler. Türk halki ne kadar azla yetindiginin farkinda degil. Ve giderek topluma verilen sanat ve kültür daha da azaliyor. Sabetayistler, bu halka karsi, sahibi oldugu medya organlariyla özellikle son 10 yildir tam anlamiyla bir psikolojik savas acmistir, bunun kim farkindadir?

    Bu konuyla ilgili bir yazi okumustum ve gercekte de oyle olup olmadigini anlamak icin kendime zaman tanidim. Yazinin web adresi söyle: Parsimony Forum Görüntüyle ve verilenlerle yetinen bireyler olmaktan cikip, gercekleri kendimiz arastirdigimiz zaman Türkiyede olup bitenleri ve Türkiyenin başkalariyla olan sorunlarini daha iyi anlayabiliriz. Sorunlarimizi, Atatürk büstlerine anlatmak ya da Atatürk resmi içeren web siteler hazirlamak çare degil. Eminim, Atatürkte böyle yapmamizi isterdi. Sabetayist milli eğitim ve öğretim düzeni bunu bize cocukken kasten alistirmamis olabilir ancak Arastirma yapmaya ihtiyacimiz var ve bunu yapacak kapasitemiz de var.

    Ilginctir, hic te taraftari olmadigim bir parti geçen gün kapatildi. Ama anlayamiyorum, neden medya illa da onlari bölmeye calisiyor? Ancak cepecevre düsününce bunun cevabini buluyor insan. Sabetayistler, ne yapip yapip, sahibi olduklari medya organlari vasitasiyla kapatilan parti mensubu insanlar hakkinda, onlari destekleyen kesimin beyninde senelerdir varolan imaji degistirip, oylari böldürtmek amacindalar. Epeyice bir miktarda Sabetaycilarin transfer edildigi CHPnin imaji halkin gözünde yeterince güclenemedi ve diger partilerde basarisizliklari yüzünden gelecek vaad etmiyorlar - iste bu yüzden kapatilan parti yerine tek bir parti kurulursa oylarin cogunu alip tek basina iktidara gececek. Sabetayistler bundan korkuyor ve bu yogun imaj bölme cabalarinin sebebi bu mu acaba?

    Peki kimler Sabetayistlerin varligini biliyor? Ermeniler, Yunanlilar, Rumlar, Italyanlar ve Amerikalilar basta olmak üzere bircok devlet bunu biliyor ve sirasi geldiginde bunu devlet politikalarina alet edip, bizim Disislerine’de santaj maahiyetinde sunuyorlar. Gelelim Turkiyeye. Turkiyede Sabetayistleri kendileri disinda, en cok Museviler biliyor ve taniyor. Komsu sokak ve mahallelerde yasiyorlar ve genelde is ortakligi yapiyorlar. Mason vb. ve birkac mahiyeti sirf onlar tarafindan bilinen gizli cemiyette de birlikteler. Peki Türkler ve Kürtlerden bilenler kimler? Ne yazikki, Sabetayistlerin varligindan haberdar olanlar nüfusun yüzde 10’undan daha az. Bu dilimdeki insanlar, onlari 1870lerden bugüne kadar Abdülhamit zamaninda yaptiklari ve Sabetayist Türk Tarih kurumu tarafindan gizlenen olaylar vasitasiyla ve günümüzde Islama yaptiklari asagilamalar, yasaklamalar ve engellemeler ile fark etmisler. Sabetaycilar, bu insanlara karsi kendilerini daima Atatürkün arkasina gizlenerek korurlar, onlara Atatürk-düsmani imajini koyar ve halkin zihnine de medyalari ile böyle yerlestirirler. Islami olarak kendilerinin adlandirdiklari kesim Sabetayistlere dürüstce ve acikca ‘Siz, Sabetaycisiniz, Islam ile ugrasmayin, bizim dinimizin ananelerimizi bozmayin’ vesaire dedigi zaman, lafi döndürüp dolastirip Yahudi oyunbazligiyla Atatürke getirirler. Ve aninda, bu lafi edeni medya organlari tarafindan halkin gözünde haksiz duruma düsürülünür. Iste bu yüzden de, kapatilan partinin giki dahi cikamaz. Sabetayistlerin, insanlara *** atmasi ve sevenlerinin gözünde sereflerini iki paralik etmesi o kadar az zaman alir ki siz bile sasarsiniz. Kapatilan partinin bu insanlari yillardan beri iste bunun icin suskunlardir ve bilmiyor gibi davranirlar. Konuyla ilgili halka hicbir zaman dogrulari aciklayamaz ve konusamazlar. Aninda, Ataturk dusmani imajini yerler ya da baska türlü pisliklerle hayatlari ile oynanir, ilerlemeleri engellenir. Gariptir, bu partiyi kapatma karari veren zat-i muhterem de Sabetayisttir. Artik, bu kapatilan partinin ne kadar sabirli davrandigini varin da siz düsünün.

    Sabetayistlerin esrar kacakciligindan para elde ettikleri biliniyor. Düsünecek olursak, eger bu zikkim ülkemize Güneydoğudan giriyorsa, Türkiye ve Balkanlarin hakimi Sabetaycilar icin esrari Italyaya kacirmak cocuk oyuncagi olmalidir. Güneydogu da Masonlugun icine aldiklari Kürt babalar, Hatay, Adana, Izmir, Ankara, Istanbul, Edirne’de yerlesik olan kendileri, ve Sofya, Selanik ve Üsküp ise tarihten gelen baglarla cok iyi tanidiklari ülkeler ve hatta halen oralarda yerlesik az sayidaki akrabalari. Aslinda ne kadarda kolay! Bu para nerelere gidiyor? Buyuk kismi, ucuza banka satin almaya, ihale kapatmaya, tvlere ve gazetelere. Bir kismi da, insan kaynagina ihtiyaci olduklari icin Türk ve Kürtleri parayla satin almaya, yani Rüsvete vesaireye. Ayrica, sinir kentlerde de yasadiklarina da dikkatinizi cekerim. Aslinda hayret, Gürcistan ile olan sinir kapimizi da bir sekilde ellerinde tutuyor olmalilar. Acaba Artvinlileri ve burada bulunan Pontuslari bir sekilde meshur ediyor ve is hayatinda da cikara dayanan iliskiler kuruyor olmalilar. Herneyse...

    Türk televizyonlarinda Televole, kim 500 milyar ister ve BBG türü programlar Sabetay ürünüdür. Fikren zaten Yahudi kimseler tarafindan ortaya cikarilmistir. Bu programlarla ilgili yorum yapmaya gerek yok. Ya, Fenerbahce, Galatasaray, Besiktas, Göztepe ve Altay takimlarinin idari kadrolarindaki ve üyelerindeki hakimiyetlerine ne demeli? Futbolun son yillarda bu kadar medyatiklesmesinde ve öne cikarilmasinda, son bir iki senede kazanilan uluslararasi basarilarda dönen perde arkasi tezgahlara ne demeli? Hele hele, emekli Sabetayistlerin futbolu yorumlamalarina ve o yasta da parayi geyik muhabbetleri vasitasiyla ziyadesiyle götürüyor olmalarina ne demeli.

    Bir baska nokta da - Üniversitelerin özellikle Atatürk ilkeleri ve inkilap tarihi, sosyal bilimler (isletme, iktisat, felsefe, tarih, sosyoloji) bölümlerinde sadece onlarin sözü gecer. Muhendislik ve Kimya alaninda da mutlaka varlardir. Deniyor ki, eğitim fakültelerinde Anadolu’dan gelen ögrencilere Sabetayist hocalari türlü zorluklar cikariyor, asagiliyorlarmis. Kulagimizin bir kosesinde olsun bu. Sabetayistler, özellikle psikoloji alaninda cok iyidirler ve bu vasitayla cok iyi oyunbazliklar yaparlar. Unutmadan, ordunun Deniz Kuvvetlerinde de yillardan beri onlarin hakimiyetinden söz edilir.

    Türkiyede herseyin karaborsasinin cikmasinin altinda Sabetayistler vardir. Cünkü tüm rantlar onlarin elindedir. Depremden edindikleri rantlari anlatmaya insani duygularim el vermiyor.

    Ya ögrencilere ne demeli. Üniversitelerde resmen Türk ve Kürt genclerini eritmeye özen gösteren Sabetayci ögretim elemanlarina ne demeli. Sabetaycilarin cirit attigi YÖK’e ve ÖSYM’ye ne demeli. Hepsi Sabetayist ve dinince sevap kazaniyorlar. Ayrica, yurtdisina TEV bursuyla yüksek lisans ve doktora calismasi icin gönderilen ögrencilerin 100%’ünün Sabetayci oldugu ve Sabetayci olmayanlara da türlü haksizliklar yapildigi söyleniyor. Yurt icindeki üniversitelerde de durumun ayni olduguna dair söylentiler ayyuka cikiyor. Bazi bölümlere sadece kendilerinden ögrenciler aldiklari ve kadrolastirdiklari söyleniyor. ÖSYM’de cevirdikleri türlü haltlar yordamina uygun yapildigi icin açığa vurulmuyor ama bizler duyduk. Gün gelir, bunlarda ortaya birer birer cikar.

    Yine bir websayfasinda, daha yeni kurulan ve medya tarafindan süslendirilip imajlanip reklamlari yapilan özel üniversitelere Sabetayist akademisyenlerin alindigini okumustum. Sordum sorusturdum - Bunlar oraya çok yüksek maaşlarla part-time aliniyorlarmis. Sabetayist olmayan Türk akademisyenlerin vay haline. Zaten genele orani yüksek sayida olan Sabetayist akademisyenlerin arasinda Türkler nasil tutunuyor sasiyorum, acaba ne kadar özverili ve yogun calissalar da tutunabiliyorlar mi? Yoksa sus pus oturup, engellerle karsilasmamak durumu kabullenip, hicbirsey yokmus gibi mi davraniyorlar? Türk akademisyenlerin maaslari meydanda ve yükseltilmiyor. Sabetayistler ise çok varlikli ve istedikleri an daha cok para bulabilerek daha da gücleniyorlar. Her ne kadar kötü akademik calismalar yapsinlar ve kötü ögretmen olsunlar, Sabetayist olmayanlari daima böyle bastiriyorlar.

    Bütün bunlarin benim sorularimla ne ilgisi var demeyin. Maalesef Türkiyede olan bitenler bu merkezde. Yavas yavas cevaplara geliyorum.

    Tüm bunlarin bir gecmisi olmali, sebebi olmali. Hiristiyan veya Müslüman ögretilerine göre iyi bir insan nasil olmalidir tanimi yaparak, Sabetayistler anlaşilmaz. Bizler nasil ki, dinimize uygun hareket ediyoruz, onlarin mantigiyla da aslinda onlarda kendi dinlerine uygun haraket ediyorlar. Yahudi kitaplarinda onlara yüzyillardir ögretilenlerle dünyayi şekillendirirler ve bu emirlere uygun yaşarlar. Bunu anlamak icin ilk önce, goyim kelimesinin esas anlamini görmek ve anlamak gerekmektedir. Yahudi irkindan olmayanlara bakis acilari, dindar ya da degil, aynidir. Konuyla ilgili okursaniz esas irkciligi kimin yaptigini göreceksiniz. Halbuki, hep bu dünyada Yahudiler (yani Museviler, Sabetayistler ve konverzolar) ezilmiştir, değil mi? Gercek tarih’in t’sinde bile bu böyle olmamistir. Museviler, Sabetayistler ve konverzolar arasindaki iletisim agi baska hicbir millette yoktur. Bunun temeli, Yahudi ögretileri vasitasiyla yüzyillar süren irtibatlar ve ortakliklar vasitasiyla tesis edilmistir. Dünyadaki bu gizli örgütleşme ile goyimler aralarina ve içlerine türlü fitneler sokularak yavas yavas eritilmektedir. Bu ana ögretiye uygundur. Dünyanin tek hakimi Tanri tarafindan secilmis kabile olan Yahudilerdir ve goyimler onlara hizmet etmek icin yaratilmislardir. Gün gelecek, dünya sadece onlarin olacaktir.

    Peki konverzolar dediklerimiz kimler? Konverzolarin dizi filmleri, hani tvde gördügümüz beyin morfinleyen meksika, arjantin dizileri var ya işte onlar. Peki konverzolar başka nerede? Bunlar ayrica Türkiyeye silah ta satiyorlar. Buram buram Ispanyol isimleri tasiyorlar ama aslen Yahudiler. Papa, yayinladigi bir bildiri de gecen sene onlardan 1492 olaylarindan dolayi özür diledi. Nasil ki, 1948de bazi Sabetayistler Israil icin savasmaya İsraile gittiler ve oraya yerlestiler, işte bazi Konverzo (morrano) lar da, İsraile yerlestiler. Halen Latin Amerikada ve İspanyada, ABD’de ve İngilterede, hatta Hindistan da yaşadiklari biliniyor. İlginçtir, bu ülkelerde de özellikle medya da üstünler! Ortak bir amaç için mi dersiniz?

    Dogrusunu isterseniz - Biz sadece doğumumuzdan sonraki tarihi, o da bize verildigi sekliyle biliyoruz. Gecmiste olanlari hemde dogru birsekilde bilemiyoruz, bize bunu vermiyorlar. Zaten verilseydi, Sabetayist düzen işlemezdi. Bu memlekette gercekleri söylediginde vatan haini ilan edilen kisiler varsa ve bu insanlara damgalar vuruluyor ve türlü engellere maruz kaliyorlarsa, böyle bir düzenin varligi süphe götürmezdir.

    Size bir tipik bir Yahudi oyunu anlatayim. Çünkü hem Museviler hem Sabetayistler, tipatip ayni oyunu degisik sekillerde Türklerle ve digerleriyle olan birebir iliskilerinde oynarlar. Amac, Yahudinin kendisini üste cikarmak istemesi ve kendisini devamli hakli cikarip, digeri hakli olsa dahi onun ilerlemesini engellemektir. Tipik bir Yahudi oyunu Ecevit tarafindan Sezer’e oynanmistir. Hatirlarsiniz, göya bu sebeple ekonomi çökmüştür. İste bu bir Yahudinin, Yahudi olmayana siklikla oynadigi tipik bir oyundur. Dikkat edin, herbirimiz bu oyunlara defalarca maruz kalmisizdir. Acaba Ecevite bu oyunu oynamasini kim tavsiye etmis kim ögretmistir? Belki Sabetayist biraderleri, belki de Sabetayist esi.

    Internette bir yazida, MIT’te olduklari, hatta Dis İslerinde 400’ü askin Sabetaycinin oldugu yaziyor. Yurtdisinda konsolosluklarimiza, büyükelciliklerimize gitmisseniz, assagilanmadan dönmemissinizdir. Mutlaka, hakaret ederler ve zorluklar cikarirlar. Türk isimli bu insanlar neden böyle davraniyor diye hic düsündünüz mü?

    Türkiyedeki yabanci ve fahri konsolosluklarda Sabetayistlerin elindedir. Dürüst olun, bu yerlerde haksiz yere hic vize alamadiginiz oldu mu? Peki, ne düsündünüz? Direk o ülkeyi mi sucladiniz, o ülkeye mi lanet okudunuz? Gözlere indirdikleri perdeleri orada da aralayamadiniz, degilmi?

    Ermeni Soykiriminda, Türkler ve Kürtler, Sabetayistlere uymadi - bilmedikleri birseye uymalari söz konusu degildi. Bilmiyorlardi, zaten fakir düsmüs, emir kulu olmus durumdaydilar - sadece emirleri yerine getirdiler, vatan icin iyi yaptiklarini düsündürtüldü. Anadolunun cesitli bölgelerine bu amacla getirilen Sabetayist komutan ve diger yuksek rutbeliler, kah Türkleri rüsvetle satin alarak, kahta orduda emirlerindeki Türklere emrederek, Ermenileri bu topraklardan attilar.

    Sabetayistlerin Ermenilere olan düsmanliklari büyük müydü? Tüm Yahudilerin Goyimlere olan düsmanliklari ezelden beri büyüktür, bu bir emirdir, onlara göre farzdir. Beyazlarin siyahlara karsi bir zamanlar yaptiklari siddetli irkciliktan farki yoktur. Sabetayistler, Türklere duyduklari düsmanlik, kin ve öç alma istegi; Sabetay Sevi’nin Sultan 4.Mehmet tarafindan tutuklatilma anina ve hatta daha önceye dayanir. Ermenilere gelince. Sabetay Sevi’nin Ermenileri de kastederek bu topraklardaki tüm Hristiyanlarin sürgün veya yok edilmesi veya Yahudileştirilmesi dogrultusunda emirleri bulunmaktadir. Bu emirler, Abraham Galante’nin kitabinda da yazili. Bugünkü Türkiyeye bakarsaniz, bu emir gerceklesmemis midir? Sabetay Sevi’nin bu buyrugu, kendisini Hz. Isa’nin yerine yeryüzüne gelen son peygamber olarak tanitmasi ve Hristiyanlarin da kendisine inandirilip Yahudileştirileştirmeleri amaçlariyla ilgilidir. Ermeniler arasinda da az da olsa Sabetayistler oldugu söylenmektedir ancak bunlarin Y. Sahidi mi Sabetayist mi oldugu söylenmemektedir.

    Sabetayistlerin bu işten kari, kökendaşlari ve kardeşleri Musevilerle birlikte Türkiyeyi kurmak ve kendi amaçlarina göre bir sistem yerleştirmek oldu. Her bakimdan boş bir memlekete hükmettiler ve taa en bastan kendi düzenlerini yerleştirdiler. Bu sistem içerisinde, ne Türkler ne Kürtler ne de digerleri karsilarina zorluklar cikarilmadan yasayabilir. Insanlarin hayatlarini kasten zorlastiran ve haklilarin basbelasi haline gelen Sabetaycilar gercekten de kendi kurduklari düzen icerisinde cok güclüler. Uluslararasi firmalar, insan kaynaklari müdürlükleri, üniversiteler, hastaneler, medya onlarin elinde oldugu icin bu halk daha yillar boyu ezilmeye devam edecek gibi gözüküyor.

    Sabetaycilarin bugünkü amaçlarini en iyi Kemal Dervişin yaptiklarinin altindaki bit yeniklerini ortaya cikartarak anlayabiliriz. Türk Telekom ve Bor yataklari disinda kimbilir neler kimlere peşkeş çekiliyor? Sabetayistlerin saf irklarini korumak icin cemaat icinden ya da Musevilerle evlendikleri biliniyor. Sabetayciligin Polonyada oldugu da biliniyor. Sahi, Polonyali eşi neden bu kadar medyatikleşti birden? Ya DJ oglu Erol ve diger oglu Erdal neden bu kadar popüler? Peki birinci eşi neden bir Museviyle evli? Peki neden Sabetaycilikla ilgili kitaplarda, Derviş soyisimli bir akrabasina tesekkür ediliyor ve neden Rifat isimli bir akrabasinin Sabetayist mezarliginda gömülü oldugu Internetteki bir sayfada yaziyor. Yoksa, o da mi? Dünya Bankasina zaten Müslüman kökenli bir Türkü neden alsinlar? Ilginçtir, bu sahsin atalari hakkinda pohpohlama kampanyasi, Dervişin Türkiyeye geldigi ilk aylarda Sabetayist bir gazetede yazi dizisi olarak vakit geçirilmeden yapildi. Osmanliyi soyup soğana çeviren ve bugün büyük refah icinde yasayanlar, sanki vatanpervermis gibi anlatildi. Hatta gözlerini dedesinden aldigi seklinde laf salatalari bile soylendi. Perdeler, perdeler ve perdeler. Ama hiçbir zaman Sabetayist oldugunu yazmadilar.

    Peki Sabetayistler kendilerini ortaya cikarip ben Sabetayistim ya da bizler Sabetayistiz derler mi yoksa dinlerinden çıkmış mı olurlar? Insanlara kötülükler yaparak sevap biriktiren ve gün gelip kendi gerçek İsraillerini kuracak olan bu insanlar, Sabetay Sevi’nin 18 emrini ve diger buyruklarini nasil unutsunlar?

    Yılmaz DEMİR

    Ve İşte O 18 Emir ;

    1. hâlik ın birliğine ve ondan başka bir hâlik bulunmadığına dâir olan îmân muhafaza olunsun. onun haricinde hiçbir amire veyâ hâkime hamd-ü senâ etmeyiniz!

    2. onun mesihinin hakiki mesih olduğuna, ondan başka halaskar bulunmadığına, efendimiz, kralımız sabatay sevi nin davud neslinden geldiğine iman edilsin. şerefi müzdâd olsun.

    3. ne tanrının ne de mesihinin adına yalan yere yemin edilmesin. çünkü tanrının adı da onda mündemiçtir. ve ona hürmetsizlik etmemek lâzımdır.

    4. tanrının adı anıldığı zaman tazim gösterildiği gibi mesihin zikri geçtiği zaman dahi tazim gösterilsin. kezâlik bilgisi ile akranı arasında mümtaz olan herkesin adına da tazim edilsin.

    5. mesih in sırrını anlatmak ve tetkik etmek üzere içtimâdan ictimâa gidilsin.

    6. onlar arasında katiller bulunmasın. hattâ kendilerine nefret eden başka millet mensuplarından da kimse öldürülmesin.

    7. kislev ayının (yahudi yılının dokuzuncu ayı) onaltıncı günü herkes bir evde toplanarak mesih hakkında ve mesih imânının sırrı hakkında işittiklerini birbirlerine anlatsınlar. (sabatayistlerin bir bayramı olan bu tarih rebiülevvel ayının 16. günüdür ki yeni imâna girdikleri tarihtir. çünkü sabatay sevi edirne sarayı'nda rebiulevvel'in 16. perşembe günü müslüman edilmişti.)

    8. aralarında zinâ hüküm sürmesin. beria vesilesinde dâhi hilekârlardan dolayı ihtiyâtlı bulunmak lâzımdır.

    9. yalancı şahitlikte bulunulmasın ve kendi yakınına karşı yalan söylenmesin, kendi aralarında hattâ mümin olmayanlar için dâhi gammâzlık yapılmasın !

    10. hiç kimse sarık imânına (yâni zümreye mahsus olan islâmlığa) zorla ithâl edilmesin, hattâ inansa bile.. çünkü (mücâdele üstatlarının) zümresine mensup olanlar oraya ancak kendiliklerinden ve, kendi kalplerinin ve irâdelerinin sevki ile girerler. (buradaki mücâdele üstadları tâbiri ile zümrenin şefleri kastedilmiş olmalıdır.)

    11. aralarında kıskançlar, muhterisler ve kendilerine ait olmayan şeylere karşı arzu ve hırs gösterenler bulunmasın !

    12. kislev ayının (yahudi yılının dokuzuncu ayı) 16 sındaki bayram büyük sürûr ile ilân edilsin. (sabatay sevi'nin edirne sarayı'nda müslüman edildiği rebiülevvel'in 16. günü)

    13. birbirine karşı mürüvvetli ve merhametli davranılsın ve kendine yakın olanın arzuları için kendi arzusu imiş gibi gayret gösterilsin.

    14. davud un mezâmiri her gün gizli olarak okunsun.

    15. her ay kamerin doğuşu tetkik ve müşâhade olunsun ve ayın yüzünü güneşe çevirmesi ve ayla güneşin karşı karşıya gelerek bakışmaları için duâ edilsin.

    16. türkler in adetlerine, onların gözlerini örtmek maksadı ile dikkat edilsin. ramazan orucunu tatbik için sıkıntı gösterilmesin ve aynı şey kurban için de yapılsın. gözün gördüğü her şey ifâ edilmelidir.

    17. onlarla (yâni müslümânlarla) nikâh akdedilmemesi lâzımdır.

    18. oğulları sünnet etmek için itinâ olunsun. bu mukaddes milletten hayâsızlığı kaldırmak içindir.

    Emrettiğim on sekiz madde bunlardır. içlerinden bâzısının beria kanununa ait olması gövdenin henüz isrâiloğulları'na şeytandan ve kabilesinden intikam almaya müsâit olacak derecede kuvvetlenmemiş bulunmasındandır. o tarihte (yâni gövdenin intikâma müsâit olacağı devirde) herkes müsâvi olacak, artık hiç bir emir ve nehiy, sevap ve günâh kalmayacak ve küçükten büyüğe kadar herkes beni tanıyacaktır. bana imânı olan müridlerime şunu da haber vereyim ki "beria" ile "asilut"'a itinâ etsinler ve keşif ve ilham zamânına kadar ondan hiç bir şey eksiltmesinler. onlar o zaman hayat ağacının altına girecekler ve hepsi birer melek olacaklardır. ezeli irâde bu keşif ve ilhâm zamânının bir an evvel hulûlüne taalluk etsin.







  • quote:

    Sabetay Sevi, 39'uncu yaşının eşiğinde yoğun bir mistisizme saplandı. Toplumu kurtarabilecek ilâhi bir güce sahip olduğunu söylemeye başladı ve 31 Mayıs 1665 tarihinde Mesih olduğunu ilân etti.

    ...
  • Sabetayistler İsrailin türkiyedeki truva atlarıdır günü geldiğinde mutlaka harekete geçecekler.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: nanaka9

    Sabetayistler İsrailin türkiyedeki truva atlarıdır günü geldiğinde mutlaka harekete geçecekler.

    +1
  • Sabetaist iğnenin önde gidenidir.
    Neredeyse bütün kimliğini soyunu sopunu saklama, gizlemek tee sabetay seviden kalma bir adetleri.

    Devletin veya ülke gündeminin en kritik makamlarına ulaşmaya çalışırlar.
    Bunu yaparken gerçek isimlerini saklar ve kendilerini kamufle ederler.
    Tıpkı Sevinin Osmanlıda yaptığı gibi.

    Türkiyede var oldukları ve hiçte iyi sayılmayacak karalık amaçları olduğu bir gerçek.

    Ama adamları şu yandanda tebrik ediyorum.
    İğneler filan ama kendi davalarına adamışlar kendilerini. (Yada çıkarlarına desek daha doğru olur)
    Öldükleri zamana kadarda gerçek isimleri, niyetleri belli edilmez.
    Bazıları öldükten sonrada sırlarını saklar.

    Ama mesela üsküdarda sabetay mezarlığı vardır.
    İsteyen gitsin baksın.
    Bir kaç sene öncesine kadar hiç bir mezar taşının üstünde ''el fatiha'' yoktu yeni konulmuş.
    Her mezar taşının üstünde kendi resimlerini koyarlar. Oysa bu islamda caiz değil.

    Sabetay sevide kendini gizliyordu.
    Kamuflaj olduğu isimde Mehmet'tir.
    Sabetaylar arasında bu isim popülerdir.
    Ayrıca ''Işık'' isminide aşırı kullanırlar.


    Fırsatınız var ise Stv'de bir ara yayınlanan ''Yağmurdan Sonra'' adlı diziyi izleyin.
    Baştan sona onları anlatan bir dizi.




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Kabil'in Soyu
    9 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.