Şimdi Ara

Rolex Milgauss 116400 GV incelemesi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
40
Cevap
1
Favori
9.252
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Genel Bakış ve Tasarım: 40 mm'lik kasa ve antimanyetik olması dışında hiçbir özelliği, hatta tarihi bile olmayan bir saat. Bana biri böyle bir saate 2 Omega parası vereceğimi, hatta saatin markasının Rolex olacağını bundan 3 yıl önce söylese ağzımla gülmezdim. Ama ne zaman Milgauss'u bileğimde denedim, bu laflarımın hepsini yuttum.

    116400 GV'de çoğu kişide olduğu gibi iki detaya vuruldum: Yeşil cam ve şimşek formundaki saniye kolu. Bu iki detay saati cidden çok farklı bir hale getiriyor. Saatin çapı 40 mm ama daha büyük durduğunu söyleyebilirim.

    Kasa: Kasanın tamamı ve bileziğin orta baklaları polisajlı, yani parlatılmış 904L çelik. Polisaj saatin estetiğine oldukça olumlu katkı yapsa da polisajlı kısımlar çizilmeye karşı çok hassas. Saatte çizik görmeye dayanamayan birinin Milgauss alması çok da isabetli olmayacaktır.

     Rolex Milgauss 116400 GV incelemesi


    Milgauss'un en önemli özelliği antimanyetik bir saat olması. Bilindiği gibi mekanik saatler yoğun manyetik alanlardan etkilenirler, yoğun manyetik alana maruz kalan saatin sapması çok ciddi boyutlara çıkar. Bu duruma karşı Milgauss'un mekanizması bir FARADAY KAFESİ ile çevrelenmiş. Saatin iki tane arka kapağı var. Dıştaki kapak su geçirmezliği sağlarken içteki yumuşak metalden yapılan kapak Faraday Kafesi için. Çift arka kapak sayesinde saatin kalınlığı bu tip bir saat için az değil. Milgauss, neredeyse aynı mekanizmayı taşıyan bir
    Explorer'dan hissedilir seviyede kalın.

     Rolex Milgauss 116400 GV incelemesi


     Rolex Milgauss 116400 GV incelemesi


    Dıştaki kapak da Deep Sea dışındaki Rolex modellerinden ayrılıyor. Rolex arka kağaklarda yazı kullanmayı seven bir marka değildir ancak alışkanlığını Milgauss ile bozmuş. Arka kapakta Rolex Milgauss yazıları ile Rolex amblemi yer alıyor.

    Kadran ve Kollar: Kadran mat siyah. 3, 6, ve 9 yönündeki indekslerin luminovaları turuncu renkli. Karanlıkta da turuncu luminovalar mavi olarak parlıyor, diğer indeksler ve kollar ise yeşil renkli olarak parlıyor. Kollar ve indeksleri çevreleyen malzeme beyaz altın, böylece yıllar da geçse kollar ve indekslerde can sıkıcı paslanma sorunu çözülmüş oluyor.

     Rolex Milgauss 116400 GV incelemesi


    Bilezik ve Kilit: Tamamı masif çelik baklalardan oluşuyor. Eski (orta baklaları boş bilezik) bileziğin aksine, kalite hissini tam anlamı ile veren bir yapısı var. Orta baklaların da dolu olması ile eski tip bileziklerde yaşanan sarkma sorunu umarım minimize edilmiştir.

    Kilit tek hamlede açılan tipte. İlk bakışta bir darbede istem dışı açılabilecekmiş gibi görünse de, yaklaşık 2 yıldır böyle bir durumla karşılaşmadım. Kilidin en güzel yanlarından biri, bileziği tek hamle ile yarım bakla daraltma ya da genişletme imkanı vermesi. Bu özelliği Rolex Easy Link olarak adlandırıyor. Çok kullanışlı olduğunu söyleyebilirim.

    Cam: Bendeki model 116400 GV olduğu için cama özel bir yer ayırmak istedim. Saatin camı yeşil. Cam özellikle güneş ışığı altında çok hoş görünüyor. Anlatmak zor, resimler bu konuda çok daha iyi.

     Rolex Milgauss 116400 GV incelemesi


     Rolex Milgauss 116400 GV incelemesi


    Makine: Rolex ciddi anlamda makine yelpazsine sahip bir marka değil. Oyster serisi için 2 temel makinesi var, modele göre temel makineleri modifiye edip kullanıyor. Yine standart bir Rolex özelliği olarak, makinede hiç dekor yok.

     Rolex Milgauss 116400 GV incelemesi


    Milgauss'ta kullanılan makine Rolex Cal. 3131 olarak adlandırılıyor. Temel makinelerden biri olan Cal. 3130'a antimanyetik PARACHROME BLUE eklenmesi ve yapılan birkaç değişiklik daha Cal. 3131'i ortaya çıkarmış. Tüm Rolex makineleri gibi son derece güvenilir ve uzun ömürlü olduğu söyleniyor.

    Konfor: Saat gerçekten konforlu, ama eski nesil Rolex'ler kadar konforlu olmadığını söylemem şart. Submariner 16610, GMT Master 2 16710 ve Explorer 2 16570 Milgauss'tan daha konforlu. Azalan konforun nedeni ise bence saatin artan ağırlığı. Milgauss tüm baklaları ile 157 gr gibi az olmayan bir ağırlığa sahip.

    Sonuç: Bütçenizi zorlamayacaksa tavsiye ederim, az bulunan bir Rolex istiyorsanız ideal.

    (Fotoğrafların hepsi alıntıdır.)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Polemik -- 9 Ocak 2012; 22:23:15 >







  • Her zaman açılıp açılıp okunası, bakılası bir inceleme. Seviyorum Milgauss'u ve Faraday's cage olayını.
  • Teşekkürler.

    Nefret ettiğim Rolex'i bana sevdiren saattir kendisi. Faraday Kafesi işlevsellik açısından günlük kullanımda çok önemli olmasa da saati kalınlaştırdığı için seviyorum.

    Bir de kilidi çift kapatmalı olsaydı, o zaman benim için tam olacaktı.
  • Rolex'in en güzel modellerinden biri
  • polemik,

    bu saat banada rolexi sevdirecek ya, hadi hayırlısı..

    saatini tekrar güle güle kullan.
  • Teşekkür ederim üstad.

    Bu arada iddia ediyorum, 15 dakika zaman geçir, çok büyük olasılıkla seversin.
  • Aman almayayım

    yazın kaldığım otelde, bir turistte ball gördüm. rice ettim istedim, sağolsun verdi saati. evirdim çevirdim birde denedim. şuan çekmecemde bir ball var,
    Uğur saatde anata denemiştim, gördüğüm ilk ananta ilanını kaçırmadım.
    bayramda, Ankara'da 15 dk başka bir saati inceledim, şimdi para biriktirmeye uğraşıyorum.

    Saatlerin canlısından ne kadar uzaktaysan, o kadar kafan rahat. ben canlı görüp çok beğendiysem, aklımdan çıkaramıyorum.


  • Ben de bu ara birkaç Panerai'ye taktım ama bilerek incelemiyorum, incelersem fena olacak çünkü.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Polemik



    Ben de bu ara birkaç Panerai'ye taktım ama bilerek incelemiyorum, incelersem fena olacak çünkü.

    bayramda incelediğim marka, ta kendisiydi. bence de bulaşma..
  • Çok güzel bir model. Yeşil rengi çok albenili duruyor.
    Uzman arkadaşlara soruyorum, incelediğiniz ve böyle güzel yorumları gördüğünüz her saate sahip olmak isteği normalmidir acaba?
    Bu bir hastalıkmıdır?
    Eğer hastalıksa tedavisi varmıdır?
  • Virüs bir kere girince bünyeye yerleşir ve oradan çıkmaz bilmez. Tek kurtuluş yolu para biriktirip düşük fiyatlı bir çok otomatik saat almak (ki ilk başlarda izlenen yol budur) yada uzunca bir süre sabredip tek bir saat (top grade) alıp onunla yola devam etmek (bu da ileri safhalarda tercih edilen yol).
    Durum bundan ibaret.
  • Güzel inceleme, güzel saat, bizzat koluma takma şansını da yakalamış bulunuyorum.

    Ben de senin gibi en çok yeşil camı ile şimşek saniyesini seviyorum.

    Bu fiyat seviyesindeki bir modelde ilave olarak çift emniyetli klips ve tepe koruması standart olmalıydı diye düşünüyorum.

    Pek çok renk ve tarz kıyafete de uyumlu olacak bir renk kombinasyonu var. Tek saat olarak kullanılabilecek bir nokta atış
  • Teşekkürler.

    Tepe koruması bu saatin tüm güzelliğini alır götürür bence. Saatin büyük tepesi çok hoş görünüyor, tepe koruması büyük tepeyi küçük gösterir. Bir de döner ya da işlemeli kalın bezel olmadığı sürece yine yakıştıramıyorum tepe korumasını.

    Çift kapatma ise çok iyi olurdu. Gerçi kilit bu hali ile de son derece sağlam ve tok ama zararı olmazdı.
  • Alttaki iki linkte güzel Milgauss fotoğrafları var, belki ilgisini çekecek arkadaşlar olabilir düşüncesiyle ekliyorum.

    http://rolexblog.blogspot.com/search/label/GV%20Milgauss

    http://rolexblog.blogspot.com/search/label/Milgauss
  • Bu saatin normal siyah kadran turuncu indexli olanını 6 ay kadar kullandım, kullanım konusundaki zevki hakikaten anlatılamaz. İlk başlarda bende Rolex ve Panerai alacağıma kendim bile inanmazken ilk denemelerden sonra her iki markanında hayranı oldum nerede ise.
    Daha önce bir ara yine bu forumda yazmıştım ve bayağı bir tantanası olmuştu, o sözümü tekrar yineliyorum "Rolex'i eleştiren birisi, ya hayatında hiç rolex kullanmamıştır; yada saatten anlamıyordur"
    Şimdi bu söze Paneari'da ilave ederek aynı sözümü tekrarlıyorum.

    Öz eleştiri yapmam gerekirse şayet, benimde bu iki marka hakkında saat bilgimin yeterince tekamül etmediği dönemlerde olumsuz sözler sarfettiğim zamanlar olmuş olabilir, fakat bir müddet kullandıktan sonra her iki marka hakkındaki fikirlerimin tamamen değiştiğini söyleyebilirim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi er-tay -- 26 Ocak 2012; 2:08:21 >
  • Milgauss efsane bir saat modeli.

    Hele Polemik'in Milgauss'u sanıyorum İstanbul'da ayrı bir efsane. :)

    Yalnız Milgauss "tipik bir Rolex" değildir.

    Rolexçokseverlerin bu saatten hazzetmedikleri söylenir.
  • Saat bir arkadaşımda mevcut, kendisine hayran bırakıyor.

    Benim açımdan tek kötü yanı var, kasa çapı.40 mm. küçük duruyor kolda, 42-44 mm. arası olsa benim beğenime daha çok hitap eder, tam not alırdı.

    Ama 40 mm. kasa çapını beğenen için belki de kusursuz diyebilirim.
  • Kendi saatimi övmek gibi olmasın ama, Milgauss'un çapı büyürse bütün albenisi kaybolur çünkü oranları çoğu Rolex'te olduğu gibi çok çok iyi.

    Ben de büyük çaplı saat severim ama saatin iyi oranlanmış olması, bence saatin çapından daha önemli.

    Bir diğer konu ise, Milgauss 40 mm'den büyük görünüyor.
  • Çapın büyümesine ilave olarak, hele birde takvim ve nato kayış oldumu tadından yenmez. Tam seyirlik olur.
  • Bence özellikle beyaz Milgauss'a turuncu nato kordon fena olmuyor, bir fotoğraf görmüştüm ve hoşuma gitmişti.

    Elbette bileziğin tadını veremez ama zaman zaman denemekte yarar var bence.
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.