Teğmen
20 Aralık 2015
Tarihinde Katıldı
Takip Ettikleri
7 üye
Görüntülenme
Toplam: 110 (Bu ay: 2)
Gönderileri

Merhaba arkadaşlar. Bursa'da şehir sürekli batı yönünde adeta logaritmik olarak genişliyor, bilen bilir. Bizim aile de gitti Görükle'nin ilerisinde, Ulubat Gölü'ne doğru bir yerlerde yeni yapılan bir siteden ev almış. Hem de dubleks katıdan...


Yalnız hemen dibimizde dev bir balta girmemiş orman var. Akşam dubleksin teraslarında veya alt kattaki balkonlarla ışıkla oturulmuyor. 10 cm büyüklüğünde uçan hamamböcekleri (Megaloblatta longipennis), gübre böcekleri, envai çeşit dev kelebek, ince uzun kabuklu böcekler, çekirge ve hatta peygamberdevesi bile gördüm.


Kanatlı olmayan çekirge ve peygamberdevesinin nasıl geldiğini anlamış değilim ancak hepsinden gına geldi. Sadece balkonda olsalar neyse. Akşamları evin pencerelerine tak tuk bir şeyler -böcekler- çarpıyor, insan ürperiyor.


Acaba kuş mu beslesem veya farklı yöntemler mi uygulasam diye düşünmeye başladım.


Aklıma gelen fikirler şöyle


-Civciv & Ördek beslemek:


Civciv ve ördekler bu böceklerin hepsini afiyetle yiyecektir ancak büyüdükleri zaman ne yapacağımı bilemiyorum. Sesleriyle komşuları rahatsız edebilirler. Terası sürekli kirletebilirler ve böcekler haricinde de beslenmeleri gerekecektir. Ayrıca ara sıra çimenlik, doğa görmeleri gerekiyor. Evcil hayvan gibi her gün apartmandan çıkarıp ormanda gezdiremem ki...


Muhabbet Kuşları alıp koloni yaratmak


Biraz uzun sürse de muhabbet kuşları besleyip, önce kendi odama ve terasa alıştırıp, aynı zamanda ormana salarak bir kuş kolonisi oluşturabileceğimi düşünüyorum. Büyük böcekleri yiyemeseler de küçük böcekleri ve büyük böceklerin yavrularını çerez gibi yiyeceklerdir. Ancak dezavantajları ise; kargalar tarafından hızlıca avlanma ihtimalleri, eve alışamama ve soğuktan ölme ihtimalleri... Ayrıca koloniyi oluşturana dek baya bir zaman ve para gerekecek...


Güvercin & Kumru kolonisi oluşturmak


Bu ikili böceklere karşı daha etkili bir predator olsa da bunları beslemek daha zor iş. Öte yandan çok fazla alışırlarsa uçmama gibi tembellikler geliştirebiliyorlar veya direkt kanatları zayıflıyor. Ayrıca çok fazla pisliyorlar, ciddi bir bakım gerektiriyor. Öte yandan ormanlık bölgede pek de su kaynağı göremedim. Bu kuş kolonisinin susuz kalma riski muhabbet kuşlarına göre daha da büyük.


Ormandaki gereksiz çalıları budamak


Dediğim gibi orman biraz balta girmemiş ormanları andırıyor. Adım atmaya yer yok. Budama makası veya elektrikli el testeresi vs alıp her gün 10-15 çalı kessem yaz sonuna değin ormandaki gereksiz bitkileri ortadan kaldırmış olurum. Hem böcekler açıkta kalacağı için kuşlara ve diğer canlılara yem olur, hem de ormanda yol açılmış olur; orman biraz koruya benzer. Ancak her halükarda zeminde böcekler yaşamaya devam eder... Güzel ama yarı-etkili bir sonuç olacağı için emin değilim.


Aklınıza başka seçenekler geliyorsa lütfen paylaşın. Cidden muzdaribim çünkü :(

Bir web sitesine gömülü bir PDF doyasını nasıl PDF formatında indirebiliriz?
Bu soruyu önce internette aradım ama cevabını bulamadım. Nasıl yapılır bilen var mı? Yazdığım yazı ve makaleler için kaynak göstermem gerekiyor ancak internetteki bazı web sitelerinin oluşturulma tarihi belirsiz. Dolayısıya ben de güncel tarihi yazmak zorunda kalıyorum. Bu da aslında olumsuz bir durum...

Meselâ EWIMA diye bir yabancı derneği sitesini kaynak göstermem lâzım ancak tarihi belirsiz.
.
https://ewima-isz.de/english/members/index.html
Mimarlar Odası, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum için 10 milyon lira harcanarak yapılacak Konuk Evi'nde, ‘’Aleksandra Black ve Vanilla İce’’ marka ithal mermerler ile Lappato marka ithal seramik kullanılacağını açıkladı.

Başkan Candan,“Belgeler elimizde, israfın dibine vurmuşsunuz. İller Bankasının Ankara Macunköy'deki tesislerinin bir bölümü Bakan ve üst düzey için konuk evi haline getiriliyor. Adını da ‘Ek sosyal tesis binası' diye kamufle ediyorlar. Kamu ihale kurumundaki ihale numarası 2019-530534'dür. Maliyeti 10 milyon 656 bin 700 TL'dir. İhaleyi MR Grup inşaat aldı'' dedi ve şunları söyledi:

“Projeyi inceledik. Binanın yapımında özel üretim malzemeler kullanılıyor, Aleksandra Black ve Vanilla İce Mermer, zeminde Lappato marka porselen seramik döşemeler var. Sosyal tesisler içerisinde havuzun bulunduğu bölüm yıkılarak ve 2 metrelik çitlerle etrafını çevrilerek, tesisten ayırıyorlar ve ayrı protokol girişi vererek kontrollü geçiş alanı oluşturuyorlar. Ek sosyal tesis adı altında, özel kalem müdürü odası, kabul odası mutfak wc, özel oturma alanları, mescit ve özel terastan oluşan taban alanı 237 metrekare olan bir yapı yapıyorlar. Burası bakanın konuk evi.

Binada kullanılacak tüm malzemeler özel üretim. İthal mermerin yanı sıra kapılar gerçek deri ve bronz çıta detaylı, tavan kaplamaları ise siyah platin kaplı saç olacak. Zeminde Lappato porselen seramik kullanılacak. Detayları merak edenlere projeyi gösteririz. Cumhuriyet değeri olan İller bankasının içini boşaltanlar şimdi de israfın dibine vuruyor. Halk yoksulluk içinde siz ithal mermer kullanıyorsunuz, halk soğukta ısınamıyor, siz yerden ısıtmalı Lappato zemin döşemesi yaptırıyorsunuz. Biraz vicdanlı olun''
https://twitter.com/gazetesozcu/status/1195297536816406528


Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, görüşme öncesi Twitter hesabından ılımlı mesajlar paylaştı.

Erdoğan’ın Washington temasları öncesinde ABD ile sorunların çözülebileceği ve Türkiye’nin yeni bir sayfa açmaya hazır olduğu mesajı verdi.

Erdoğan'ın Washington yolunda uçakta olduğu sıralarda yapılan paylaşımlarda ABD ile ilişkilerde ciddi zorluklar bulunmasına rağmen bunların çözülmesinin mümkün olduğu mesajı verildi. İki liderin de güçlü bir işbirliğinin önemini bildiğini kaydeden Altun, "Yeni bir sayfa açıp stratejik ortaklığımızı güçlendirmeye hazırız" dedi.


Kırmızı et üretimi, yılın ilk çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16,5 düşüşle 211 bin 435 ton oldu.

Koyun eti üretimi de söz konusu dönemde 17 bin 932 ton olarak tahmin edildi. Koyun eti geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 33,7 düşüş gösterdi.


Yıldıray Oğur, Canan Kaftancıoğlu'nun şu anda bizlere tuhaf gelen tweet'leri atmasının altındaki psikolojiyi çok güzel bir şekilde açıklamış:


**********

11 Nisan 1980 günü, Türkiye İşçi Partisi’nin kurucularından, halk kültürü araştırmacısı, her kına gecesinde okunan Yüksek Yüksek Tepeler’e türküsünü derleyen yazar Ümit Kaftancıoğlu her sabah olduğu gibi yapımcı olarak çalıştığı TRT İstanbul Radyosu‘na gitmek üzere evinden çıktı. Yanında her sabah olduğu gibi arabasıyla okula bıraktığı 13 yaşındaki kızı Pınar da vardı.



O sırada annesi Pınar’a beslenme çantasına elmayı koyup koymadığını sorarken, arabanın camlarını silen babasının yanına iki adam yaklaştı: “Sen Ümit Kaftancıoğlu musun” diye sorup, “evet” cevabını alınca ateş etmeye başladılar.



Her şey küçük kızın gözleri önünde oldu. Kolları arasında can veren babasından son söz olarak kendi adını duydu Pnar.



Cinayetin failleri önce tespit edilemedi. 12 Eylül darbesinin ardından, dört kişi cinayet yüzünden yargılandı. İkisi hiç bulunamadı, biri beraat etti, biri ise önce müebbet aldı sonra cezası cinayete yardıma düşürüldü, dört yıl yatıp dışarı çıktı. Cinayet emrini kimin verdiği 39 yıl sonra hala bilinmiyor.



Bu arada babalarını karanlık bir cinayetle kaybeden iki kardeş büyük zorluklarla eğitimlerini tamamladılar.



Pınar büyüdü, Aydın Nazilli’de kızının adını verdiği bir çiftlik kurdu, girişimcilik ödülleri aldı.



Başbakan’ın Dersim Katliamı için özür dilediği, 1915 Ermeni tehcirinde ölenler için taziye yayınladığı, fail-i meçhullerin aydınlatılacağı, devletin rutin dışına çıktığı 90’lı yıllara dönülmeyeceği vaatleriyle başlayan çözüm sürecinin sırasında AK Parti’den Belediye Meclis üyesi adayı oldu, seçimi kazandı. Ama müşterileri onun kadar önyargısız ve demokrat değildi, mahalle baskıları sonucu istifa etmek zorunda kaldı.



Ağabeyi Ali Naki ise tıp okudu. 2001 yılında Sivas Suşehri Devlet Hastanesi’nde zorunlu hizmetini yaparken tanıştığı bir acil servis doktoruyla evlendi; Canan Kaftancıoğlu.



Kaftancıoğlu soyadlı birinin siyaset ve devletle ilgili fikirleri hakkında yargılara varırken bu acı hikayeden başlamanız gerekir.



Canan Kaftancıoğlu adını da zaten önce bir siyasetçi ya da bir tıp doktoru olarak değil, 2009 yılındaki babalar gününde organize ettiği “Benim babam bir kahramandı” gecesiyle duymuştuk.



Gecenin ev sahipleri çoğu fail-i meçhul kalmış, tetiğinde devletin parmak izleri olan siyasi cinayetlere kurban gitmiş babaların çocuklarıydı; Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali, Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi, Musa Anter’in kızı Dicle Anter, en son karanlık cinayetin kurbanı Hrant Dink’in oğlu Arat Dink.



Bu ortak acı kaderi paylaşmış aileler, yine Canan Kaftancıoğlu’nun sözcülüğünü yaptığı Toplumsal Bellek Platformu’nu kurdular ve bütün hayatlarını etkilemiş bu karanlık cinayetleri aydınlatmaya çalıştılar.



En çok da son karanlık siyasi cinayet olan Hrant Dink cinayetinde adalet için uğraştılar.



Öldürülmesinden aylar önce İstanbul Vali Yardımcısı tarafından, Sabiha Gökçen’in bir Ermeni yetimi olduğunu yazdığı için Valiliğe çağırılıp, odada “akraba” kılığında bulunan MİT mensupları önünden uyarılmış, bu uyarıdan tedirgin olup “Ruh halimin güvercin tedirginliği” başlıklı yazılar yazmış, sonra ilk kez İstanbul’a gelmiş 17 yaşındaki bir katil tarafından gündüz vakti cadde ortasında öldürülmüş, kaçan katil yakalanınca eline bayrak verilip polis ve jandarmanın arasında kahramanlık fotoğrafları çektirilmiş, dönemin Emniyet şeflerinin cinayet ihbarını almalarına rağmen cinayete en iyi ihtimalle göz yumdukları ortaya çıkmıştı.



Bütün bunların ardından bir de yıllarca mahkemede bir arpa boyu yol alınamadığını gören oğlu Arat Dink, 2010 yılında bir yazı yazdı ve şöyle dedi: “Bize tek araç ‘söz’ kaldı. Sözümüze de göz diktiler. Diyorlar ki ‘Devlete katil deme’. Olur. Seri Katil.”



Öfkesinde kimsenin haksız bulamayacağı bir evladın bu sözünü, 11 Mart 2014 günü, Gezi olayları sırasında polisin attığı gaz fişeğiyle başından vurulmuş 16 yaşındaki Berkin Elvan hastanede hayatını kaybettiğinde Canan Kaftancıoğlu da tweet olarak attı: “Devlet değil, seri katil. Hoşçakal Berkinim.”



İşte bu tweet aradan geçen beş yıldan sonra arşivlerden bulundu ve “zincirleme şekilde alenen Tu¨rkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, devletin askerini veya emniyet teşkilatını aşağılama" suçlamasının” delilerinden biri olarak Canan Kaftancıoğlu iddianamesine girdi.



Peki ne zaman? 31 mart yere seçimlerinde Kaftancıoğlu’nun il başkanlığını yaptığı CHP’nin İstanbul Belediyesi’ni kazanmasından, seçimlerin YSK kararıyla iptal edilmesinden sonra, yeni seçimlerden bir ay önce.



Kayınpederinin 39 yıldır aydınlatılmamış karanlık cinayetinin izini süren Kaftancıoğlu’nun, babasını öldüren güçlerin karanlıkta kalmasına kızan bir evladın öfkesini yansıtan sözünü, polisin gaz fişeğiyle ölmüş bir çocuğun arkasından yazması, beş yıl sonra dokuz yıl sekiz ay hapis cezası almasının sebeplerinden biri oldu.



Diğer sebepler de en eskisi yedi en yenisi üç yıl öncesine ait başka tweetler.



Bir yıl sekiz ay hapis cezası aldığı “Zincirleme şekilde alenen Tu¨rkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, devletin askerini veya emniyet teşkilatını aşağılama" suçlamasındaki “zincirleme” dokuz tweetten oluşuyor.



Bu tweetlerden bir başkası Kaftancıoğlu’nun yine beş yıl önce 12 Temmuz 2014 günü attığı “Derin devlet diyerek olaya mistizm katıyor ve asıl devleti aklıyoruz aslında. Bu cinayetleri devlet işledi!” tweeti.



Kaftancıoğlu bu tweeti, Ankara’da aralarında Yılmaz Erdoğan’ın amcası Sağlık Bakanlığı bürokratı Namık Erdoğan, yazar Musa Anter’in de olduğu 19 fail-i meçhul cinayetle ilgili görülen ve Mehmet Ağar, Korkut Eken, Yeşil gibi devlet görevlilerinin yargılandığı davayla ilgili Uğur Mumcu’nun oğlu Özgür Mumcu’nun yazdığı yazıyı paylaşırken atmış.



Yani devletin işlediği iddia edilen fail-i meçhul cinayetlerle ilgili görülen bir dava üzerine.



Ama 2014 yılında devletin kendisinin iddianameye çevirip soruşturduğu, Meclis’te komisyonlarda araştırılan, siyasetçilerin, gazetecilerin dillerinden düşürmediği devlet görevlilerin sorumluluğu olan fail-i meçhul cinayetlerden bahsetmek beş yıl sonra hapis cezalık suça döndü.



Bir diğer suç delili olan tweet, 24 nisan 2012 tarihli. Kaftancıoğlu böyle bir tweet atmadığını iddia etti ama savcıya göre bu tweet de Türkiye Cumhuriyeti devletini aşağılamak demek: “Tarihte bugün; Ermeni soykırımı başladı. Katledilen Ermeni vatandaşlarımızı anıyoruz. 19.15’de Taksim’de.”



Halbuki bu tweette bahsedilen anma, o yıl İstanbul Valiliği’nin izniyle, polis koruması altında yapılmıştı. O anmada bugün iktidar cephesinde olan başdanışmanlar, yazarlar, milletvekillerinden bazıları da bulunuyordu.



Zaten o anmadan bir yıl sonra Başbakan Erdoğan’ın kendisi 24 Nisan’da taziye yayınlamıştı.



Bir yıl önce de aynı Başbakan Erdoğan, Dersim katliamı için, devletin resmi belgelerini açıklayarak, devrin CHP iktidarını katliam yapmakla suçlayıp, “gerekirse devlet adına özür dileriz” demişti.



Ama demek ki bundan yedi yıl önce zamanın CHP iktidarını yani zamanının Türkiye Cumhuriyeti devletini katliamla suçlamak serbest ama yedi yıl sonra “katil devlet” demek bile hapislik suç.



(Hala Başbakan’ın 1937-38’deki CHP iktidarını yani devleti Dersim’de katliamla suçladığı tweetleri arşivlerde duruyor.)



Nitekim devletimizin zincirleme olarak aşağılanmasına neden olmuş bir başka tweet, Kaftancıoğlu’nun 19 Ocak 2015 günü Hrant Dink anması için attığı “Katil devlet hesap verecek sloganlarıyla kitle Taksim’den Agos’a yürüyor” tweeti.



Ama devletimiz dört yıl önce Taksim’de alenen bu sloganı atan binlerce kişinin devleti aşağıladığını ancak dört yıl sonra Kaftancıoğlu’nun tweetinde görünce fark etmiş olmalı.



Yoksa eğer Kaftancıoğlu CHP İstanbul İl Başkanı olmasaydı, 31 Mart’ta CHP İstanbul belediyesini kazanmasaydı, sonra seçim iptal edilmeseydi, binlerce kez atılmış olan bu tweet de savcıların umurunda olmayacak, 23 Haziran’da CHP bir kere daha seçimi kazanmasa yıllar önce atılmış bu tweetlerden dokuz yıl hapis cezası da muhtemelen çıkmayacaktı.



O yüzden ifade hürriyeti, şok edici fikirlerin de ifade özgürlüğü kapsamına girmesi, yedi yıldır suç olmayan tweetin bir anda halkı kin ve nefrete tahrik ettiğinin anlaşılmasının saçmalığı gibi böyle bir manzara karşısında fazla lüks olacak tartışmalara girmeye gerek yok.



Herkesin çıplak gözle görebildiği basit ve acıtıcı bir Türkiye gerçeği var karşımızda.



Buna herhalde sadece adaletsizlik diyemeyiz, bu artık seri adaletsizlik...

https://twitter.com/KararHaber/status/1170805134512787457


Canan Kaftancıoğlu (@ccanannnnnn) Davası

▪️Eski TBMM Başkanı @bulent_arinc:
Bu davanın açılması bir zorlamadır. Yurt dışında da Türkiye'nin görüntüsüne eksi puan yazar. Dava açılmasa ve böyle bir ceza verilmese daha iyi olurdu.


Faizlerin yüzde 1’in altına düşürülmesi öğrenci velilerini harekete geçirdi. Öğrencinin 4 yıl boyunca ödeyeceği toplam kira tutarını hesaplayan aileler, kiralamak yerine bazı şehirlerde ev satın almayı tercih etti.

Emlak danışmanları öğrencilerin en çok bin lira ile bin 500 liralık konutları kiralama eğiliminde olduğunu belirtiyor. Bu durumda 500 bin TL’ye kadar olan konut kredi faizi oranlarının kamu bankalarında aylık yüzde 0.99’a düşmesiyle birlikte öğrenciler için kiralama yerine satın alma ciddi bir alternatif haline geliyor. Biz de bu hafta bu konunun öğrenci ve velilerde yansımasının nasıl olduğunu sorduk. Masar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ahmad Ghassan Altınawı, hesabını iyi yapan velilerin çocuklarına ev kiralamak yerine ev satın aldığını söyledi.

Altınawı, “4 yıllık lisans eğitimi boyunca ödenen kira tutarı, 80 bin TL’yi buluyor. (YALANA BAK YALANA) Oysa yüzde 0,99 faiz oranıyla, uzun vadelerle ödeme yaparak kira tutarında taksitlerle konut satın almak mümkün. Üniversite öğrencileri için ev kirası derdi sona erdi, ev satın alma dönemi başladı. Biz de öğrencilerin ağırlık kazandığı şehirlerden biri olan Düzce’de inşa ettiğimiz Masar Tower projesi aracılığıyla aileleri kira derdinden kurtararak, kolaylıkla ev sahibi yapmayı hedefledik” dedi.

172 BİN LİRAYA 1+1 ALINABİLİYOR (ay ne kadar da ucuzmuş ya hemen ev alalım. YUH GERÇEKTEN)
Evin alım kararında en etkili unsur fiyat olarak karşımıza çıkıyor. Altınawı, Düzce projesinde ev fiyatlarının 172 bin liradan başladığını söyledi. Proje, 13 kat, 2 blokta toplam 228 adet daire ve 16 ticari alandan oluşuyor. Her katta 19 dairenin bulunduğu sitede, 1+1 dairelerin metrekare aralıkları, 63 ile 67 metrekare aralığında değişiyor. 2+1 daireler ise 91 metrekare ölçüsünde.

***

4 yıllık üniversite boyunca ödenen masraf 500 tl kira x 12 ay x 4 yıl = 24 bin lira anca ediyor. Yalancılar 80 bin lira ediyor yazmış. SİZİN ENES TALHA VE SÜMEYYELERİNİZ LÜKS VİLLALARDA KALDIĞI İÇİN HERKESİ ÖYLE SANIYOR OLABİLİR MİSİNİZ?



https://twitter.com/yenisafak/status/1170172864106061825
Twitter’da, ekşi sözlük’te ve Donanımhaber Forum’da AKP’li troller Fink atıyor. Sahte fotoğraflarıyla günlerdir İSPARK’A ZAM GELDİ!! diye konular açıyorlardı. Çoğunuz da maşallah inandı...


“Sistem arızasıyla ilgili bazı yerlerde uygulama hatası olmuştur. Bununla ilgili vatandaşlara fazla tahsilat kesilmişse iade edilecektir.”


Hakkında
Konum: İstanbul, Kadıköy
Temel Bilgiler ve İstatistikler
Aktiflik: Şu anda DH'de değil
Son Giriş: 2 yıl önce
Son Mesaj Zamanı: 2 yıl
Mesaj Sayısı: 148
Gerçek Toplam Mesaj Sayısı: 5.131
İkinci El Bölümü Mesajları: 0
Konularının görüntülenme sayısı: 266.628 (Bu ay: 610)
Toplam aldığı artı oy sayısı: 30.068 (Bu hafta: 0)
En çok mesaj yazdığı forum bölümü: Konu Dışı / Off Topic
Mesajları
İkinci El Referansları
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.