ilk olarak özgürlüğüme ve bireyselliğime çok düşkün bir insanım, annem babam bile olsa başkasının hayatıma gram da olsa karışması ya da kendi zihnindeki beni yaratmak için girdiği uğraşlar beni sinir eder.başkasının hayatına da karışmayı hiç sevmiyorum yani 'erkağam benü gısgansun :) ' kızları ülkemizde çoğunlukta olduğu düşünülürse pek hitap etmiyorum.
daha önce hiç tanımadığım, yabancı birisi neden benim için diğer insanlardan çok daha önde farklı bir yere olsun, belki o kişinin değerli olma, önem atfedilme , ihtiyaçları karşılanacak. neden o diğerlerinden daha önemli olsun ki? bu anlayamadığım değil, algılayamadığım bir olay.
diğer mesele bana göre insanlar tek eşli değillerdir, olamazlar da. tek eşlilik ve cinselliğin toplumsal sözleşme ile tanınırlığı, yasallığı da siyaset, sosyoloj, psikoloji, biyoloji ve felsefeyi de içine alan çok karmaşık tarihi bir olgu.
ben bir kadının kokusunu, diğerinin saçlarını, diğerinin gözlerini, diğerinin dudaklarını... beğenirim. ha burada diyebilirsiniz ki beğeniyon da noluyo hepsi ile beraber olacağını mı sanıyorsun. büyük ihtimalle hiç biri ile beraber olamam ama doğa mı, kendi mi inkar etmiyorum.
bana göre yalan söylemek kendime yaptığım bir saygısızlıktır, yani sevgilim olsa başka kadınlara gösterdiğim hoşlanma davranışlarını ya da sözlerimi sakınmam bu da zaten ilişkiyi başlamadan bitirir.
ayrıca çirkin bir herifim, herkesin yakışıklı, güzel olduğu sülalemizde nazar niyetine doğmuş gibiyim. bebekken mecburen sevmek zorunda kalanlar bile neçirkin şeysin diye seviyorlar. sokakta yürürken gbt sorgusu alan polisler radar gibi 100 metre alandan beni çevirir. hatta annem bile yakışıklı falan demez o da çirkin der ki bir kadın olarrak onun bile gözdesi yakışıklı olan oğullarıdır.
diğer yandan fiziki görünümün(gen kalitesi) bu işlerde başlangıç için çok önemli olduğunu bilmeme rağmen ekonomik seviye ve kişilik, düşünceler, eğitim bilgi seviyesi,yetenekler... vb olaylarda işin içinde, yani ben çirkinim kimse beni sevmiyir olaylarına girmiyorum.
yine küçük yaştan itibaren sokaklarda çalışmış, kendi parasını kendi kazanarak büyüyen, her ne kadar anne- babam sıcak ve yakın insanlar olsalar da gözümde otel değeri göre aile kurumundan tüm topluma, yaşayıp edindiğim tecrübe insanlara güvenmemeyi ve kuşku ile yaklaşmayı öğretti. genelde her hareketin altında bir çıkar kırıntısı ararım ve kimseye tam olarak güvenmem.
ayrıca ortadoğu ve avrupa arsında kalmış, görünüşte avrupa özentisinden dışa böyle bir imaj verip, içte tam bir ortadoğulu olan toplumumuzdaki cinselliğe ve sevgiye olan ikiyüzlü, saklı çıkarcı anlayıştan da nefret ediyorum ki bu her hareketinde, bakışlarında bir gösteriş kibir bulunan kızların çoğundan iğrenip uzak durmam için yetiyor bile.
yani kısacası ne evlenilecek adam ne sevgilisi ne kısa süreli ilişkilerde çeveye fino köpeği gibi gösteriş yapılacak bir nesne ne de cinsel olarak arzulanan bir nesne olamayacağımın da bilincinde ve kendime karşı da dürüstken bu işler bana çok uzak...