Şimdi Ara

[Önemli]Ülkemizde Sinema Kültürü,Getirilileri Ve Yeşilçam

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
16
Cevap
0
Favori
575
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • -Bu konuyu açma sebebim bu bölüm ve site genelinde şikayet edilen Türk sineması-

    -Ülkemizde amerikalılar gibi tarihi film çekmek için yüksek miktarda bütçeye ihtiyaç var.Ülkemizde 10 milyon civarı fiyatla çekilen fetih için bile çok falza olduğu söyledi.Amerikada 10 milyona amatör film çekiyorlar.

    -Eee bunun sebebi ne?Diye sorarsanız amerikalılar dünyaya film satıyor,bizimkiler sadece ülkemizde izleniyor.Bizimkilere ver sen 200 milyon bak bakayım nasıl süperkahraman,tarih ve savaş filmi çekiyorlar gör.

    -Ülkemizde sinemanın gelişmesi için 6 milyon izleyici gibi dış sinemada az oal nbu rakamı artırmak lazım.Bunun içinde ülkemizde sinema kültürünün olması lazım.Bizim ülkede sinema kültürü yok.Sinemalar 13-15 lira.Ülkede %60ı veya fazlası asgeri ücretle geçiniyor.Size az gelen bu ücret dar gelirli için çok.Adam 15 liraya aylı pazarını çıkarmaya çalışıyor nasıl kalkıp ailesini alıp sineamya gitsin.Fakir nüfusu fazla olan bir ülkede sinemanın gelişmesi için sineam fiyatlarının düşük olması lazım.Fiyatlar düşerse kendiliğinden gelişir zaten.Ülkemizde sinema gelişirsede izleyici sayısı artar ve bununla birlikte gelir ve bütçede atar.Artan bütçe kaliteli filmler yapılmasını sağlar ve bu filmleri dış ülkelerede satabiliriz.

    -Yeşilcam Dönemi-
    Bana kalırsa ülkemizin sinema yönünden altın çağıdır.Bir çok eski filmi izledim.Mesela günümüzde yeşilçamda çekilen çoğu fantastik filme gülünür.Ama kimse bilmez bu yeşilmaçın zamanında ne kadar ileri olup ilk süperman filmini çektiğini.Siz bunlara gülüyorsunuz ama türkler bu filmleri çekmiş ve kalite olarakta döneminin en iyilerindenmiş.Mesela dünyayı kurtaran adama herkes güldü ama o dönemde bunu çekmek bile bir marifet.Yani düşünün bir sadece türkyieye film yapıyorsunuz ve film başı geliniriniz günümüzde olduğu gibi mülyon liralar değil.Ya bakın araştırın oyuncular 30 liraya,40 liraya oynatılıyor,film gelirleri harcadıklarını kurtarcak seviyede ve bu adamlar yinede film yapmaya devam ediyor.Oysa amerikalılar bu filmlerle aynı kalitede yaptıkları veya daha kötülerini tüm dünyaya sattıkları için ve ülke içinde sinema kültürü olduğundan daha ön plana çıkıyor.Amerikada sinema gelişmişse bunun sebebi o dönemde sinemanın desteklenmesidir!Eğerki ülkemizdede destek olaydı şuan dünya klasmanın filmler yapardık.Yani herşey temele bakıyor.Temeli sağlam atarsanız gerisi geliyor.Bizim ülkemiz durumuna göre temellerini 10 derecesinde deprarme dayanıcak şekilde attı ama ülkemizin sinema sektöründe bunun devamı getirilmedi.







  • Öncelikle böyle bir konuya değindiğin için sana teşekkür ederim.Ancak bu yazıyı yazman bu bölümde ve ülkemizde akıntıya karşı kürek çekmek anlamına geliyor.Çünkü buradaki insanların sorunlarla , çözümlerle pek alakaları yok.Genelde atıp tutmaya dayanan bir düzen içerisinde bizdeki sinema tartışmaları.

    Belli başlı önyargılar var senin de bahsettiğin gibi.Türk sinemasının gelişmemiş olduğu bir gerçek.Ama bunun nedenlerini genelde yüzeysel olarak ''biz beceremeyiz'' e indirgiyor izleyiciler.Kısmen doğru olsa da eksik ve adaletsiz bir yorum bu. Çünkü becerilmiş işler de var.Söylediğin gibi bütçe meselesi var ortada.Herkesin dilinde Batman ve Yüzüklerin Efendisi olduğu için onlardan örnek vereyim : Bu filmler 250-300 milyon dolara çıkıyorlar.Böyle bir prodüksiyonun bizim ülkede varolması imkansız.Türkiye nüfüsü 70 milyon .Bu nüfus içerisinde sinema izleyicisi max. 20 milyondur. Ben çok abartı rakam verdim herkesin gönlü olsun diye.Türkiye'de 6.5 milyon kez izlenmiş Fetih filmi (o filmin de nasıl bir rezalet olduğunu başka bir konuda konuşabiliriz , konu dağılmasın) , senin vermiş olduğu rakam -10 TL- üzerinden 65 milyon TL hasılat yaptı demek oluyor.Ve bu örnek maximumu .Bir filmin bizim ülkede bu kadar çok izlenebilmesi için ya Recep İvedik gibi düşük seviye bir komedi olması lazım, ya da Fetih 1453 gibi ortak değerlere hitap etmesi lazım.

    Dünya sinemasına baktığımızda 1950 yılına kadar bir çok şaheser çıktığını görüyoruz.Ancak bizim sinemamıza baktığımızda zaten 1939 yılına kadar sinemayı ticari bir araç olarak gören Muhsin Ertuğrul tekeli var.Ardından da geçiş dönemi var.Geçiş dönemi sinemacıları içerisinde aslında Aydın-İlhan Arakon , Baha Gelenbevi gibi yetenekli kişiler var ancak onların da çalışma imkanları yok.Buna rağmen 1952 de Aydın-İlhan Arakon'un çektiği İstanbul'un Fethi filmi , 2 sene önceki Fetih'ten daha iyidir.Ve kimbilir bütçeleri ne kadar dardı.

    Bizim ülkemizde sinema 1948 yılına kadar devlet tarafından kısıtlanan bir endüstriydi.O yıllara kadar ülkeye boş film sokmak yasaktı.Ancak işlenmiş film ithal etmek serbestti.Bu direk pazarı dış piyasaya vermek demek zaten.Ayrıca vergiler de uçuktu.İnsanlar film çekebilmek için evlerini ipotek ettiriyorlardı.En nihayetinde 1948 yılında devlet %25 vergi indirimine gidince Türk sinemasına yön veren adamlar öne çıkmaya başladı.Bu tarihten sonra biz Lütfü Akad'ı , Metin Erksan'ı , Atıf Yılmaz'ı gördük. Metin Erksan gibi bir sinemacı vardı Türkiye'de bu forumda haberi olan kaç kişi var acaba ? Bu adamın 1960 yıllarda uyguladığı kamera açılarını şimdi Amerikan sinemasında görüp öve öve bitiremeyenler, bir yandan Türk sinemasının geneli için ''çöp'' tanımını kullanıyor.Ben de hastası değilim Türk sinemasının. Bir çok klişe , bayağılık ,abartı dolu ama hiç mi güzellikler de yok ? 1964 de gidip Berlin'de ödül almış bir film var , kaç kişi izledi? Türk sinemasının güzelliklerinin sadece Ertem Eğilmez ve Orhan Aksoy'un çektiği güldürü filmlerinden ibaret olduğunu sanan televizyondan aktarma sinema izleyicisi var zaten içimizde.

    Bir de son paragrafın sonunda bahsettiğim televizyon aktarma izleyici bu en çok izlenen filmler listesinde de çok önemli rol oynuyor.Bizde sinemaya giden insanlar kümesini ,televizyon izleyen insanlar kümesi neredeyse kapsıyor.En çok izlenen on filme bakarsak : Recep İvedik serisi , Fetih, Düğün Dernek , Kurtlar Vadisi filmleri ,. Bunların içinden Fetih'i ayırırsak belli bir ortak noktaları olduğu ortaya çıkıyor.Geri kalan filmler hep televizyonda doğmuş adamların filmleri.Kurtlar Vadisi bir televizyon izleyicisi oluşturup sinemada bu başarıyı kazandı.Şahan Gökbakar uzun yıllar televizyonculuk yaptıktan sonra Recep İvedik'le sinemada izlendi.Düğün Dernek İşler Güçler ile kendi kitlesini oluşturup bu başarıyı sağladı.Yani demek istediğim bizde sinema izleyicisi yok zaten.Bizde sinema salonlarına gidenler televizyon izleyen adamlar.Ve bu adamların bir sanat kaygısı yok.Akşam eve geldiklerinde önüne koyulanı izleyip , eğlenen-eğlenemeyen insanlar.

    İzleyicinin sanat kaygısı olmaması , ürünlerin de bu kaygı üzerine kurulmamasını sağlıyor.Bu yüzden Nuri Bilge gibi adamlar gişede çuvallıyor zaten.En başta bu kaygıyı oluşturmamız gerek.Sadece sinema değil tüm sanat dalları geriliyor.Eski dönemlerden daha ileride olduğunu idda edebileceğim bir sanat yok malesef.Bunun nedeni insanlığın artık esinlenecek bir olay ya da durum bulamaması olabilir , ama bu benim reddettiğim bir neden.Bence asıl nedeni tüketim hızı o kadar arttı ki , insanlar artık düşünmeden hızlıca vaktini öldürebilecek etkinlikler peşinde.Bu da piyasayı kontrol eden adamların bu yönde adımlar atmasını sağlıyor.

    Not:İmla hataları olduysa kusura bakmayın.




  • Rica ederim,aslında bu konuya birinin cevap vermesini dahi beklemiyordum.Tam tersi birilerinin geliptürk sinemasını şikayet ediceğini düşünüyordum.Her ne kadar birşey anlatmaya çalışsamda insanlar idrak edemiyor.

    Ben her ne kadar fetihi beğenmesemde 10 milyon bütçeyle yapılmış bir tarihi film olduğundan pekde şikayetçi olamiyorum.Şöyle düşünmek lazım,senin bir tofaşın var ama sen onu komşunun son model aracını görüyorsun ve onunla aynı hızda olsun diye tofaşı modefiye ettiriyorsun.Ama bir bakıyorsun diğeri her bakımdan yine daha iyi.Demek istediğim elde olan 10 milyonla en fazla yapılabilen tarihi savaş filmi olsa olsa bu olur.Bu sebebten fetihe laf etmiyorum.Bu film dışında en izlenen filmler listemizde asla gerçek bir sinema filmi yok.Hepsi neredeyse komedi.Bununda sebebi ülkemizde sinemada komedi dışında film izlemek inanlara para ve zaman kaybı gibi geliyor.Çünkü yeşilçamdan sonraki dönemden sonra sinemada komedi dışında diğer filmlerin çoğu beş para etmez türden filmlerdi.Ülkemizde yeşilçamdan sonra sinema ve sinemacılık öldü.

    Bu arada Mert Eksanın kamera açılarına benden başka dikkat eden birini görmek oldukça hoş.O kadar çok anlatılcak ve öğretilcek konu varki Mert Eksana deyinene kadar baya sıra var ona.Çünkü şuan ülkemizde türk sinema yeşilçamla beraber tamamen çöp olarak görülüyor.Bu forum ve çoğu yerde bu şekilde.Şahsen ben Mert Eksanı keloğlan filmlerini izlerken fark ettim.Kel oğlan ile can kız filmini o yönetmişti ve farkı anlamıştım.Sonra araştırdıktan sonra izlediğim ve beğendiğim çoğu filmi çektiğini gördüm.Ama beni en rahatsız eden günümüzdeki türk izleyiciler.Bunlar türk sinemasına ve yeşilçama hakaret edip güldüklerinde Mert Eksan gibi kişiler aklımagleiyor ve gerçekten üzülüyorum.Bu insanlar yorum yapmadan önce hiç mi düşünmez akıl sır erdiremiyorum bu duruma.Hep bir kötüleme aşalama var.

    Ülkezmizde durum bence daha çok reklama bakıyor.Sana katlıyorum sinema seyircisi yok televizyoncular gidiyor ama reklam bence daha büyük bir faktör.Yani demek istediğim Fetihin reklamını devletde destekleidğinden doğuda bile duvarlada psoteri vardı.Bu denli büyük reklamlar insanları sinemaya itiyor.Ülkemizde bir çok kaliteli türk filmi vizyona giriyor ama kimsenin haberi dahi olmuyor hal böyle olunca kazanç olmuyor ve sinemacılık kaliteli film yapmaktan çıkıp para kazanma aracına dönüşüyor.Bunun sonucu olarakta kalteli filmler nadirleşiyor.

    Ülkemiz insanı ağır bir eleştiri olucak ama en doğrusu bu çoğu özenti.Amerikan filmleri,dizileri,müzikleri ve diğer snatla ilgili dallarını özeniyor ve bunu geçip ülkesini küçük görüyor.Ama ülkesindeki sanat eserlerinden haberi yok.Çünkü ülkemiz insanı asılsız konuşur.Bu forumda bunun gibni kişilerle dolu.Ben bu sebebten çok kez banlandım.En rahatsız edici tarafı doğruyu kabul etmemeleri.Kendi söylediklerini dahi araştırmazlar ve asılsız konuşup biri doğruyu söyleyince cephe alıp tartışırlar.Bu tarz insanlara birşey anlatılmaz veya konulamaz.

    Sana katılıyorum sinemanın başındakiler bu işe el atmalı.Senin dediğin gibi sadece Nuri bilge değil bir çok kaliteli isim yok olmaya doğru ilerliyor.

    Bu konuda beni destekleyen birini görmek,dahada önemlisi bu bilgileri bilen tek kişi olmadığımı görmek dahada mutlu etti.

    @St.Rendroy




  • Dediğine katılıyorum söylenebilecekleri söylemişsin ekleyecek bişe bulamadım,bana kalırsa bu durum bir süre daha böyle devam edecek ama pek düzeleceğini sanmıyorum.
    Örnek vermek gerekirse zamanında Cüneyt Arkın filmleri ne kadar güzeldi gerçi şimdi de öyleler o zamanda onun gibisi yoktu,şimdi birine izletsen hemen Türk sinemasıyla dalga geçip işte 1 kılıçta 10 adamı indirdi,kuleye zıpladı vs vs.. deyip 2dk da baltalıyor filmi.Ama kill bill denen film yıllar sonra çıkmış kadın tek başına koca 1 oda dolusu adamı temizliyor kimsenin saçmalık dediği olmuyor,başkalarına da övüyorlar.Batı filmi olunca ballandırarak anlatıyorlar.Böyle birsürü örnek var.En basitinden işte bu durum yüzünden bu böyle gider.

    Edit:imla



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi -Bane -- 16 Ocak 2014; 13:43:43 >
  • Sizinde bahsettiğiniz gibi asıl sorun bu işi yapamayanlarda değil , bu işi hakkıyla yapan isimler kesinlikle var asıl sorun izleyicide , halkı küçümsemek gibi olacak ama bizim insanlarımızın çoğunun sinemadan pek anladığını sanmıyorum , sadece öne çıkan fantastik filmleri ve komedi filmlerini biliyorlar ve en önemlisi izlerken boş izliyorlar , ne gerçek oyuncuların oyunculuklarını gören var ne filmin çekim tekniklerini takan var , adam iki kelime küfüre kahkahalar atıyor , beş para etmeyecek oyuncuları çok iyi diye göklere çıkarıyor sonrada bunlar yetmezmiş gibi gerçekten kaliteli filmleri beş para etmez filmlerle kıyaslayıp sinema eleştirmeni gibi birşeyler bildiğini sanıyor , benide en çok sinirlendiren şey bu , 2000 öncesi bir tane film izlememiş kişi gelip film eleştirmenliği yapıyor kaliteli filmleri efektsiz diye kötü gören bile var sıkıcı bu yaa bu ne böyle diye. Çoğu insan bimediği konularda cahilce bilgelik taslıyor , ayrıca artık reklamını iyi yapan kazanıyor , kimse filmin kalitesine bakmıyor , film aksiyonu bol veya küfürü şivesi bol bi komedi filmiyse ve reklamıda iyi yapılmışsa tamamdır izleyici akın akın gelir ve beğenerek boş boş izler..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mr.Pacino -- 16 Ocak 2014; 15:05:09 >




  • Hocam öncelikle Metin Erksan . Yanlış olmasın.

    Anlattığınız şeylere tamamen katılıyorum.Bizde cahil cesareti diye yaygın bir huy var malesef.Herkes ordan burdan duyduğunu sallıyor.Kimsenin eleştirdiği konu üzerine bir araştırması yok zaten.Öğrenmek için çabalamayan , sadece önüne geleni kabul eden bir nesil var.

    Ben Türk Sineması'nın geçmiş dönemlerine baktığımız zaman şöyle söyleyeyim izlediğim 100 filmden 80'nini beğenmemişimdir.İlk yazımda bahsettiğim gibi bizim sinemamızın en büyük geriliği dialogları.Bunun nedeni de bizde dialog yazarlığı diye bir çalışma alanı yok sektörde.Dialogları yazanlar , karakterlerin konuşma şekillerini belirleyenler yine senaristler oluyor ancak yurtdışında her bir karakter için özel danışman var bunları belirlemek için.Bizde olmamasının nedeni e tabi ki yine finansal desteğin yetersiz olması.Dialoglarımız genelde ''işte bütün diyeceğim bu'' ile biten konuşmalardan oluşuyor.Mimikler keskin ve yapmacık , sahneler uzun olunca melodramın dibine vuran seyirci o zamanlar beğeniyordu.Şimdi haliyle sevilmiyor çünkü iyi değiller bunu öncelikle kabul etmek lazım.

    Ancak yurtdışında çekilen 100 filmin 100'ünü de beğeniyor muyuz ? Bir haftada Amerika'da vizyona giren çöp film sayısından kimsenin haberi yok mu? Bütün piyasa - benim için matah bir şey değil ama- Batman'ler ile , Matrix'ler ile mi dolu ?Biz sadece seçiyoruz ve dediğin gibi reklam ile ayağımıza getirilenleri izliyoruz.Haliyle yukarda bir arkadaşım bahsetmiş ; bol aksiyon ,silah sahnesi olan , bir de üzerine ufak tefek salak amerikan şakalarının yerleştirildiği bir film izlenince bizim millet zevkten bayılıyor tabi.

    İnsanlığın irdelemeden , direk kabullenen bir yapıya bürünmesi oluşan sistemin insanlara düşünmek için zaman bırakmamasından kaynaklanıyor bana kalırsa.Hayatın içerisinde gerek önemli ,gerekse önemsiz koşuşturmacalar arasında insan düşünme eylemini yitirmeye başlıyor artık.Düzenin gençlere hatta yaşlılara dayattığı sosyal medya olanaklarını kullanan bireyler çevresindeki insanların ne yaptıklarını anbean takip etme zorunluluğu hissediyor.Bu da yaşamın ''kim ne yapmış?'' kadar basit bir paparazi düzeyine inmesini sağlıyor. Böyle bir düzende yaşayan insandan bir sanat kaygısı edinmesini bekleyemeyiz.

    Dünya üzerindeki neredeyse bütün sorunların eğitim kaynaklı olduğuna inanıyorum.Ancak eğitim de tabi ki devletlerin bireylere vermiş olduğu ilkokul ya da okul öncesi eğitimi ile başlamıyor.İlk eğitim insana ailede veriliyor.Ve bu eğitim iyi olabilmesi için belli sayıda insanın kendi evrimini kendi içinde gerçekleştirmesi , ve aile düzeyinde düşünce devrimini yaratması gerekiyor.Bu söylediğim durumun da tüketim toplumları içerisinden doğması neredeyse imkansız artık.




  • Ben olayın sadece bütçede olduğunu düşünmüyorum. Klişe olacak belki ama düşük bütçeli çok iyi yapımlar da var.

    The Man from Earth (200.000 USD)
    Once (180.00 EUR)
    12 Angry Men (350.000 USD)

    Bilim kurgu filmi dahi çekilebiliyor görüldüğü üzere düşük bütçelerle. İlla deli gibi efektlere ihtiyaç yok. Tabii bu düşük bütçeli iyi yapımlar, çok yüksek bütçeli iyi yapımların yanında çok çok az sayıdalar ama siz anladınız beni.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi retired guy -- 16 Ocak 2014; 22:05:18 >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Bence bütçeden çok, (ç)alıntı değilde özgün senaryolar olsa güzel filmler çıkar. Ama tabiki bütçe konusundada haklısın.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi AloneAssassin -- 16 Ocak 2014; 22:10:22 >
  • Konuyu açan kişiye teşekkürler türk sinemasının en önemli noktasına dokunmuşsunuz.İnşallah sinema sektörümüz gelişir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: John Mayer

    Ben olayın sadece bütçede olduğunu düşünmüyorum. Klişe olacak belki ama düşük bütçeli çok iyi yapımlar da var.

    The Man from Earth (200.000 USD)
    Once (180.00 EUR)
    12 Angry Men (350.000 USD)

    Bilim kurgu filmi dahi çekilebiliyor görüldüğü üzere düşük bütçelerle. İlla deli gibi efektlere ihtiyaç yok. Tabii bu düşük bütçeli iyi yapımlar, çok yüksek bütçeli iyi yapımların yanında çok çok az sayıdalar ama siz anladınız beni.

    Verdiğin örneklerin ilk ikisi gibi o bütçede bizim de gayet kaliteli filmlerimiz var.Film dediğin illa bilim kurgu olmalı diye bir kaide yok.Üçüncü örneğin ise geçersiz.12 Angry Men 1957 filmi yahu.350.000 doların şuan ne kadar tekabül ettiğinin farkında mısınız ? Biz de tabi ki tüm sorun bütçe demiyoruz ama verdiğin örnekler pek yargını destekler nitelikte değil.Ayrıca ilk iki örneğini de izlemedim ne kadar iyi oldukları belli değil gözümde.O yüzden onların niteliğinin de örneğine uyduğunu söyleyemiyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: St.Rendroy

    quote:

    Orijinalden alıntı: John Mayer

    Ben olayın sadece bütçede olduğunu düşünmüyorum. Klişe olacak belki ama düşük bütçeli çok iyi yapımlar da var.

    The Man from Earth (200.000 USD)
    Once (180.00 EUR)
    12 Angry Men (350.000 USD)

    Bilim kurgu filmi dahi çekilebiliyor görüldüğü üzere düşük bütçelerle. İlla deli gibi efektlere ihtiyaç yok. Tabii bu düşük bütçeli iyi yapımlar, çok yüksek bütçeli iyi yapımların yanında çok çok az sayıdalar ama siz anladınız beni.

    Verdiğin örneklerin ilk ikisi gibi o bütçede bizim de gayet kaliteli filmlerimiz var.Film dediğin illa bilim kurgu olmalı diye bir kaide yok.Üçüncü örneğin ise geçersiz.12 Angry Men 1957 filmi yahu.350.000 doların şuan ne kadar tekabül ettiğinin farkında mısınız ? Biz de tabi ki tüm sorun bütçe demiyoruz ama verdiğin örnekler pek yargını destekler nitelikte değil.Ayrıca ilk iki örneğini de izlemedim ne kadar iyi oldukları belli değil gözümde.O yüzden onların niteliğinin de örneğine uyduğunu söyleyemiyorum.

    Ben ille bilim kurgu olmalı diye bir şey söylemedim. Bilim kurgu dahi çekilebiliyor dedim. Bilim kurgu filmleri genelde yüksek bütçe isteyen filmlerdir çünkü.

    Sen söylediğim filmleri izleyip beğenmesen de görüşün bir şey ifade etmiyor çünkü ikisi de kalitelerini kanıtlamış filmler. O yüzden verdiğim örneğe uyuyorlar.

    12 Angry Men ise,

    The filming was completed after a short but rigorous rehearsal schedule in less than three weeks on a tight budget of $340,000, or approximately $2.6 million when adjusted for inflation.

    Enflasyona vurunca da "tight budget" denmiş, o kadar da çok değil demek ki.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: John Mayer

    quote:

    Orijinalden alıntı: St.Rendroy

    quote:

    Orijinalden alıntı: John Mayer

    Ben olayın sadece bütçede olduğunu düşünmüyorum. Klişe olacak belki ama düşük bütçeli çok iyi yapımlar da var.

    The Man from Earth (200.000 USD)
    Once (180.00 EUR)
    12 Angry Men (350.000 USD)

    Bilim kurgu filmi dahi çekilebiliyor görüldüğü üzere düşük bütçelerle. İlla deli gibi efektlere ihtiyaç yok. Tabii bu düşük bütçeli iyi yapımlar, çok yüksek bütçeli iyi yapımların yanında çok çok az sayıdalar ama siz anladınız beni.

    Verdiğin örneklerin ilk ikisi gibi o bütçede bizim de gayet kaliteli filmlerimiz var.Film dediğin illa bilim kurgu olmalı diye bir kaide yok.Üçüncü örneğin ise geçersiz.12 Angry Men 1957 filmi yahu.350.000 doların şuan ne kadar tekabül ettiğinin farkında mısınız ? Biz de tabi ki tüm sorun bütçe demiyoruz ama verdiğin örnekler pek yargını destekler nitelikte değil.Ayrıca ilk iki örneğini de izlemedim ne kadar iyi oldukları belli değil gözümde.O yüzden onların niteliğinin de örneğine uyduğunu söyleyemiyorum.

    Ben ille bilim kurgu olmalı diye bir şey söylemedim. Bilim kurgu dahi çekilebiliyor dedim. Bilim kurgu filmleri genelde yüksek bütçe isteyen filmlerdir çünkü.

    Sen söylediğim filmleri izleyip beğenmesen de görüşün bir şey ifade etmiyor çünkü ikisi de kalitelerini kanıtlamış filmler. O yüzden verdiğim örneğe uyuyorlar.

    12 Angry Men ise,

    The filming was completed after a short but rigorous rehearsal schedule in less than three weeks on a tight budget of $340,000, or approximately $2.6 million when adjusted for inflation.

    Enflasyona vurunca da "tight budget" denmiş, o kadar da çok değil demek ki.

    Kime göre neye göre kanıtlamış? Benim görüşüm bir şey ifade ediyor da demedim değerlendiremeyeceğim sadece dedim.Kanıtlanmış bir şey de göremiyorum , eğer kıyas olarak IMDb puanını almıyorsan.

    Ayrıca 3 milyon dolar da gayet iyi bütçe.Tabi ki Amerikan endüstrisini baz alırsak kısık bir bütçe ama 3 milyon dolara şuan bu ülkede kaç tane film çekiliyor?1950'li yıllarda Türkiye'de filmler 50 bin liraya çıkıyordu.

    Neyse zaten benim görüşüm her şeyin problem bütçeye dayanıyor değil.Bu sorunların bana göre neye dayandığını iki tane uzun yorumumda açıkladım.




  • Konu ile ilgili bütçe meselesi bence değerlendirme kriterleri arasında arkalarda yer alır.Büyük bütçeler ve iddalı yapımlar bu işi öncelikle ticari olarak gören Amerikan sinemasının işi.Ülkemizdeki izleyici sürekli bu tarz (veya komedi) filmleri izlemek istediğinden dolayı Fetih gibi filmler izleyici sayısında rekora koşuyor.Bu da sorunun öncelikle izleyici kitlede olduğunu gösterir.Bütçe film için önemli bir unsurdur fakat iyi bir senaryo ve yönetmenlik başarısı bu durumu değiştirebilir.Örneğin Tarkovsky'nin filmleri bu işin çok para olmadan nasıl yapılabileceğini gösterir.Konu ile ilgili bizim için en uygun örnek olarak Kuzey sineması verilebilir, yaptıkları filmlerin geneli düşük bütçeli ama çok iyi filmlerdir.Ülkemizde ki sinema izleyici Gülmeyecekse veya aksiyonlu,patlamalı vs.durumları yoksa sinemaya gitmeyi fuzuli bir masraf olarak görüyor.

    Yeşilçam döneminde ise durum biraz daha farklı o dönemde ki izleyici sayılarının yanına bile yaklaşılamıyor günümüzde,bunun nedeni hem çok sayıda film çekilmesi hem de sinemanın insanlar tarafından bir eğlence aracı olarak görülmesi izleyici kitlesini sinemaya yönlendiriyordu. Bu durumda daha kaliteli işlerin yapılmasını doğuruyordu.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ersan145

    quote:

    Orijinalden alıntı: denn1s33

    Dediğine katılıyorum söylenebilecekleri söylemişsin ekleyecek bişe bulamadım,bana kalırsa bu durum bir süre daha böyle devam edecek ama pek düzeleceğini sanmıyorum.
    Örnek vermek gerekirse zamanında Cüneyt Arkın filmleri ne kadar güzeldi gerçi şimdi de öyleler o zamanda onun gibisi yoktu,şimdi birine izletsen hemen Türk sinemasıyla dalga geçip işte 1 kılıçta 10 adamı indirdi,kuleye zıpladı vs vs.. deyip 2dk da baltalıyor filmi.Ama kill bill denen film yıllar sonra çıkmış kadın tek başına koca 1 oda dolusu adamı temizliyor kimsenin saçmalık dediği olmuyor,başkalarına da övüyorlar.Batı filmi olunca ballandırarak anlatıyorlar.Böyle birsürü örnek var.En basitinden işte bu durum yüzünden bu böyle gider.

    Edit:imla

    Kill Bille de aynı kategoriye alınamazki Cüneyt Arkın.Cüneytin filmleri genelde tarihi film Kill Bill ise baya baya fantastike kaçıyordu.Her nedendir bilmem ama Cüneyt Arkından o kadar nefret ediyorumki hiç bir filmini izlemedim oturup tam olarak izlememde.Öylesi anti-patik bir karakter görmedim ben hayatta.

    bende cüneyt arkın kadar karizmatik birini görmedim. tarihi filmleri değilde 80-90 larda çevirdiği diğer filmleri izlemeni tavsiye ederim. cüneyt arkın kadar anlamlı bakan karakteri yaşayan aktör görmedim. ayrıca çok yakışıklıdır. karizmasında dublajında etkisi var . sen heralde son dönem yaşlılık filmlerini izledin dünyayı kurtaran adamın oğlu gibi




  • -şu an filmlerde ve dizilerdeki oyunculuklarda aşırı bir yapaylık var. eskisi kadar iyi oyuncular yok(şener şen,ilyas salman,kemal sunal,adile naşit, münir özkul,ayşen gruda vb) . eskisi gibi güzel, karizmatik yakışıklı aynı zamanda çok iyi jön ve artistler yok(tarık akan, ayhan ışık, cüneyt arkın,türkan şoray vb ) şimdiki film ve dizilerde figüranlarda berbat. Eski filmlerdeki figüranlar bile oyunculuklarını konuşturuyordu.
    -eski dublajlar, seslendirmeciler yok dublajlar şiveler berbat ötesi. tüm film ve diziler aynı kamerayla aynı yönetmen tarafından çekilmiş gibi.
    -yaklaşık 10 senedir bi şive saçmalığı almış başını gidiyor.konular hep aynı benzer. hep aynı salak tiplemeler.
    - en önemlisi eski senaryolar yok. konular benzer ve basit olsa bile diyaloglar sıkmadan filmi izlettiriyordu.

    benim düşüncem düşük maliyetlede çok güzel filmler çekilebilir yeşilçam bunun en büyük örneği. ama bizim millet her önüne koyulanı ,ucuz basit yapımları beğenip izlediği için ve emek harcanmadığı için kaliteli bir iş çok zor çıkar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Take That -- 18 Ocak 2014; 9:45:23 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ersan145

    quote:

    Orijinalden alıntı: Take That

    quote:

    Orijinalden alıntı: ersan145

    quote:

    Orijinalden alıntı: denn1s33

    Dediğine katılıyorum söylenebilecekleri söylemişsin ekleyecek bişe bulamadım,bana kalırsa bu durum bir süre daha böyle devam edecek ama pek düzeleceğini sanmıyorum.
    Örnek vermek gerekirse zamanında Cüneyt Arkın filmleri ne kadar güzeldi gerçi şimdi de öyleler o zamanda onun gibisi yoktu,şimdi birine izletsen hemen Türk sinemasıyla dalga geçip işte 1 kılıçta 10 adamı indirdi,kuleye zıpladı vs vs.. deyip 2dk da baltalıyor filmi.Ama kill bill denen film yıllar sonra çıkmış kadın tek başına koca 1 oda dolusu adamı temizliyor kimsenin saçmalık dediği olmuyor,başkalarına da övüyorlar.Batı filmi olunca ballandırarak anlatıyorlar.Böyle birsürü örnek var.En basitinden işte bu durum yüzünden bu böyle gider.

    Edit:imla

    Kill Bille de aynı kategoriye alınamazki Cüneyt Arkın.Cüneytin filmleri genelde tarihi film Kill Bill ise baya baya fantastike kaçıyordu.Her nedendir bilmem ama Cüneyt Arkından o kadar nefret ediyorumki hiç bir filmini izlemedim oturup tam olarak izlememde.Öylesi anti-patik bir karakter görmedim ben hayatta.

    bende cüneyt arkın kadar karizmatik birini görmedim. tarihi filmleri değilde 80-90 larda çevirdiği diğer filmleri izlemeni tavsiye ederim. cüneyt arkın kadar anlamlı bakan karakteri yaşayan aktör görmedim. ayrıca çok yakışıklıdır. karizmasında dublajında etkisi var . sen heralde son dönem yaşlılık filmlerini izledin dünyayı kurtaran adamın oğlu gibi

    Fazla yapmacık :D Elime verseler boğarım :

    hollywood da bile yok la böle artist sen ne diyon

     [Önemli]Ülkemizde Sinema Kültürü,Getirilileri Ve Yeşilçam




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.