Şimdi Ara

Ömer Üründül Replikleri-Best Of:) (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
120
Cevap
2
Favori
7.076
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • İnternette baktım biraz, Burger King'i Türkiye'ye getiren Tat Gıda'nın %30 hissedarıymış, aileden zengin ve yorumculuk için para kabul etmiyor. Futbolu hobi olarak görüyor, keyfinden yorumculuk yapıyor. Burger King olayını bilmiyordum açıkçası, yeni öğrendim.
  • Benim anlamadığım asıl sunan spiker, Üründül'den rahatsızlık duymuyor mu ya? Ben olsam ulan kara cahil de get diyip işimden bile olurdum
  • farkındaysanz tüm spikerlerde yorumlarını destekliyo abi... ENTERESAN..
  • Nevi şahsına münhasır bir futbol aşığı o... Katıldığı programlardan ve köşe yazılarından para dahi almıyor

    1982’den beri bütün dünya kupası maçlarını yerinde izleyen futbol yazarı Ömer Üründül, kendini öncelikle işadamı olarak tanımlıyor.

    "Kolektif oyun", "çizgi defans", "alan daraltma" gibi kavramlar onunla özdeşleşmiştir. Ki o da "Sokakta beni görenler 'kolektif abi' diyorlar” diyerek teyit ediyor. Ama illaki "bloklar arası bağlantı" demeden bir Ömer Üründül yazısı veya sohbeti olmaz.

    Kısa bir top: “Kızıyor musunuz?” "Hayır. Bu işe başladığımda kimse Türkiye'de futbolun teknik analizini yapamıyordu. Bu, yeteneğimle ilgili. Teknik olarak futbolun çok işinde oldum ve düşünürüm. Maçı yaşarım. Kaleme dökerken de bir yaratıcılığım oldu. Kendime göre anlattım. 'Tandem'den kimse anlamaz, ‘çizgi defans’ dedim. Top rakibe geçtiğinde takım 18 önünde kümelenirse 'alan daraltıyor' dedim. Bunlar benim tabirlerim."

    Ama ben “bloklar arası bağlantı”da ısrar edince Üründül, "Bloklar arası bağlantı artık kalktı. Futbol total hale geldiği için bunu artık kullanmıyorum" diyor ve "gömülü alan savunması", "kanat kombinezonları" gibi yeni kavramlarını hatırlatıyor.

    Uzun bir top atalım; ta Üründül'ün çocukluğuna: "Babam Sedat Üründül Ata İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkanı. Ben ailenin tek çocuğuyum. İstanbul doğumluyum. Babam yüksek inşaat mühendisi olarak İbrahim Yolal’ın Yolal firmasında çalışırken 3 yıl İzmir Karşıyaka’da oturduk.”


    Dede padişah muhafızı

    Burada Sedat Üründül ile kısa bir verkaçta fayda var. Sedat Üründül’ün babası Hüseyin Bey bir Bulgaristan göçmeni. Ve Padişah Sultan Reşat’ın muhafızlığını yapmış. Cumhuriyet ile birlikte ise otel işletmeciliğine girmiş Hüseyin Bey'in tek çocuğu olan Sedat Üründül, İTÜ İnşaat’tan mezun oluyor ve ilk işi de bugünkü TRT İstanbul Radyo Evi binasının şantiye şefliği oluyor. Haydarpaşa’daki TMO’nun siloları ve Beyazıt Meydanı düzenlemesi de yine Sedat Bey’in şefliğinde yapılan onlarca projeden sadece birkaçı.

    Memleketen İstanbullu olan Ömer Üründül, okullu olarak ise bir Saint Benoit'li... İş hayatında ve futbol yorumculuğunda çıtayı şampiyonluğa endeksleyen Üründül, buna mukabil okul hayatında hep kümede kalmaya oynuyor: "Evet öyleydi. Okul hayatım iyi geçmedi. Saint Benoit’ten Şişli Terakki’ye gittim. Son 2 yılı orada bitirdim. Ciddi bir insanımdır ama ders konusunda belki istediğim şeyi bulamadım. Felaket bir disiplin vardı. Papazlar insanı dersten soğutacak bir baskı uyguluyordu. Papaz gelip hafta sonu karneleri okurdu ve bir kırığın varsa bağırır, çağırırdı."

    Üründül, okul hayatında hiç ikmale kalmayan babasına bir gün sorar: “Sen beni bu okula niye verdin?” Baba Üründül, “Önemli bir okul, lisan öğreniyorsun” der.

    Yıllar sonra Ömer Üründül hayıflanarak şunu söylüyor: “Böyle bir yaşantım olacağını bilseydim o zaman 5 lisan öğrenirdim." Bugün kendi çocukları da Saint Benoit'e gidiyor Üründül'ün ama "Benim dönemimle kıyaslandığında dağlar kadar fark var disiplin açısından" diyor. Saint Benoit'i disiplinli bulan Üründül, siyasi bilimler fakültesinde işletme okur ve ancak 7 yılda tamamlar.


    2 maçlık teknik direktör

    Çocukluğundan itibaren gidip Milan, Barcelona, Ajax gibi ünlü takımların antrenmanlarını dahi izleyecek kadar “futbol hastası” biri oluyor.

    Hastalık henüz geçmiş de değildir. Böylesine futbol tutkunu Ömer Üründül o halde hep "yıldız bir futbolcu" olmayı da düşlemiştir, değil mi? "Hayır, yıldız futbolcu olma hayalim hiç olmadı. Küçük yaştan beri iş hayatına atıldığım için böyle bir şeye ihtiyacım da olmadı. Sadece zevk için oynadım. O tarzda bir yeteneğim de olmadı. Aile yapımız, tahsil hayatım ve sonraki yaşantım da bununla bağdaşacak bir durumda değildi."

    Yıldız oyuncu olmayı düşünmeyen Ömer Üründül teknik direktör olmuştur. 1980'lerde yönetiminde yer aldığı İstanbulspor teknik direktör sorunu yaşayınca, 2 maçta hocalık görevini fiilen Ömer Üründül üstleniyor. Ve Üründül'ün hocalık kariyerinde yenilgi yüzü yok: Karagümrük ile 0-0, Ülküspor ile de 1-1 berabere kalıyor.

    Sedat Üründül, daha sonra ortağı olduğu Yolal firmasından 2 arkadaşıyla birlikte ayrılıp 1966’da Palet İnşaat’ı kurar: “Ama ellerinde para yok. İlk işlerini devletten alıp başlıyorlar. Sonra kademe kademe büyüyorlar. Aliağa Barajı, Niksar Santralı gibi projeleri gerçekleştiriyorlar. 1983’teki Atatürk Barajı ihalesi işi çıkıyor. Palet, Seri İnşaat ve Enerjisu ile birleşip Ata İnşaat'ı kuruyor. Doğuş gibi yerli ve yabancı güçlü ortaklıkların yarıştığı ihaleyi Ata kazanıyor."

    Sedat Üründül daha sonra Palet İnşaat ortaklığından çekilip Ata İnşaat’ta yola devam ediyor.


    Anarşik ortamda tahsilat

    Peki Ömer Üründül iş hayatında nerede nasıl top çevirdi ve çeviriyor: “Ata İnşaat yönetimindeyim ve yüzde 6,5, Burger King Türkiye’de ise yüzde 30 ortaklığım var. Ytong'un da yönetimindeyim ama kâr payı almıyorum. Sadece huzur hakkım var.”

    Ama ben iş hayatındaki ilk düdüğü merak ediyorum: "1977’de Yapımal isminde bir şirket kurdum. Atatürk Barajı'nda taahhüt işleri yaptım. O civardaki 5 yıldızlı oteli, camiyi vs benim şirket yaptı. Daha sonra babamın da ortağı olduğu Entegre Kireç'in bayii oldum. O anarşik devirlerde Okmeydanı, Gaziosmanpaşa gibi yerlere her gün gidip tahsilat yapardım. Öyle ki adamlar korkudan tahta şeylerin arasından beni kabul ederlerdi. Sonra da yeniden Yapımal şirketi içinde mobilyacılığa döndüm."

    Ömer Üründül de babası gibi ailenin tek çocuğudur ancak “tek çocuk şımarıklığını” hiç yaşamamış. “Lüks arabalarım falan ancak kendim para kazandıktan sonra oldu. Tek çocuk şımarıklığı yaşamadım. Zaten başta zengin aile çocuğu değildim. Babam bir firmada maaşlı çalışan bir yüksek mühendisti. 58 yaşına geliyorum hâlâ babama çocukluğumdaki gibi saygılıyım. Öyle gördüm. Ama ben çocuklarıma karşı otoriter değilim.”

    İşte bu sohbetin kırılma anı: Ömer Üründül öyle bazılarının düşündüğü gibi baba parası yiyip futbol yazarlığı yapmıyor: "Kendi paramı hep kendim kazandım. Babamdan hiçbir zaman para almadım. Babam sadece bana iş imkânı yarattı. Benim sadece bankada bile normal standartlarda yaşayacağım bir param var. Babam hiçbir zaman tutup da bana 'Al şu parayı bankaya koy' dememiştir."

    Ata İnşaat ortaklarından Ertuğrul Kurdoğlu'nun önerisiyle Sedat Üründül fast-food işine de girer. Ancak iki ortak bu işe çocukları için girerler. Burger King Türkiye'deki yüzde 30'luk pay Üründül Ailesi adına Ömer Üründül üzerinde.

    Bu vesileyle "işler nasıl" diye sorduğumda Üründül, McDonald's'tan daha iyi olduklarını söylüyor: "Kuruluşumuz kriz dönemine rastladı. Bizden 10 yıl önce gelen McDonald's’ın 60 dükkânı vardı. Biz de arka arkaya dükkânlar açtık. Şu anda müthiş bir iş oldu. Bugün McDonald's'tan daha iyi durumdayız. Bunun en önemli sebebi de alışveriş merkezlerindeki patlama. 204 dükkânımız, 30-40 tane franchise var."


    Kaderi genç Semih'e benziyor

    Bu kadar iş arasında topun peşinden "Babam sayesinde koşuyorum" diyor Üründül. Evet, 89 yaşında olan -maşallah diyelim- Sedat Üründül "delikanlılara" taş çıkartırcasına hâlâ daha Ata İnşaat'ın başkanlık koltuğunda oturuyor.

    Bu durum bana bir kontratak şansı yaratıyor: "Sizin vaziyet de Fenerbahçeli 'genç Semih'e benziyor. 25’ine geldi hâlâ daha genç kontenjanından çıkıp ilk 11'in vazgeçilmezi olamadı, siz de 58 yaşına geldiniz ama başkanlık koltuğunu alamadınız?" Üründül "savunmayı" elden bırakmıyor: "Onun sürekli işin başında olması benim futbola vakit ayırmamı sağlıyor. İşin içindeyim ama işin başında babam olduğu için daha çok seyahatlere çıkıyorum."

    Küçüklüğünden beri futbolun kendisi için saplantılı bir hobi olduğunu söyleyen Üründül, 1982'den beri bütün dünya kupası finallerini takip etti. Yani İspanya 82, Meksika 86, 90 İtalya, 94 Amerika, 98 Fransa, 2002 Japonya-Güney Kore ve 2006 Almanya... Bir günde statta en çok maç izleme rekorunun sahibi. Ayrıca 1988 Seul ve 1992 Barcelona Olimpiyat Oyunları’nı yerinde izledi.


    En iyi otellerde kalırım

    Üründül, okulu bitirdikten sonra Avrupa Kupası finali gibi maçlara giderek ısınma turlarına başlıyor. “80’lerde maç bileti bulmak, gitmek-gelmek kolay mıydı?” “Bir tur şirketine giderdim. A, B, C, D olmak üzere 4 kategoride bilet olurdu. Ben A sınıfı bileti seçerdim. Tur şirketi biletimi ve otelimi ayarlar, beni karşılardı. Paralarını beşin öderdim, bütün biletler zarf içinde verilirdi. Hep en iyi yerden izlerim maçı.”

    Üründül çeyrek asrı aşkın bir süredir futbol tutkusunun peşinden gidiyor.

    Kendisi gibi Fenerbahçeli babası Sedat Bey’i Fatih Terim’e destek olmak amacıyla Milan-Inter derbisine götürmüşlüğü de vardır. Gol pozisyonuna sokan güzel pas misali bir soru: “Futbol aşkınıza harcadığınız parayla bir takım kurulabilir miydi?” “Başlangıçta çok fazla gitmiyordu. Gidiş-dönüş, otel falan 2 bin dolar. Bir aylık seyahatim 20 bin dolar falan tutardı. Ancak sonraları lüks otellerde kalmaya ve business-class uçmaya başladım. Evet bugüne kadar harcadıklarımı düşünürsek bir futbol takımı kurarsın.”

    Üründül bu gollük pası böylece ağlara gönderiyor.


    46 yaşında top oynarken kolu parçalandı

    Ve fakat Ömer Üründül ayağını raket gibi kullanacağına elinde raketle bugün tenis oynuyor: “Halı sahalar çıktığında haftada 3 gün futbol oynamaya devam ettim ama 46 yaşında kolumu parçaladım ve ameliyat oldum. Böylece futbolu bırakıp tenise başladım.”

    Ömer Üründül, neredeyse futbol yazarlarından daha çok maçlara gidip gelince haliyle spor yazarlarıyla da dostuklar kuruyor. Necip Kapanlı, “Gel Tercüman’da yaz. Hem böylece maçlara akredite ederiz ve daha rahat gelip gidersin” diyor. O gün bugün futbol yazan Üründül, 1996 Avrupa Futbol Şampiyonası’ndaki Hırvatistan-Türkiye maçıyla birlikte TV’de maç yorumculuğuna da adım atıyor.

    TV sayesinde işte o “bloklar arası bağlantı” meselesi daha da popülerleşiyor.

    Galatasaray’ın UEFA Kupası’nı kaldırdığı maçı anlatan TRT spikeri Levent Özçelik’in yanındaki yorumcu da 2002 Dünya Kupası’ndaki Türkiye-Senegal; yani İlhan Mansız’ın attığı o golle yarı finale çıkılan maçın da yorumcusu Ömer Üründül'dü: “Bütün önemli maçlarda yorumcu bendim. Ama benim unutamadığım maç Senegal maçıydı. Müthiş bağırmışım. İlhan’ın golü öyle bir gol ki maç bitiyor, rakibin telafi şansı yok. 10 dakika falan kendime gelemedim. Çünkü siz yerseniz sizin işiniz bitiyor. 50 yıl katılmadığımız bir kupada yarı finale çıkıyorsunuz.”

    “O golle yarı finale çıktık ama ötesine gidemedik. O gün bugün futbolumuz düşüşte. Keşke o golle her şey bitmeseydi” diyerek, yaptığım “analizi” Üründül’ün onayına sunuyorum. İşte cevabı: “Evet, kolektif yapı kurulamadı. Bakın bu tabir de benim. Sokakta ‘kolektif abi merhaba’ diyorlar.”


    İHTİYACIM YOK, PARASIZ YAZIYORUM

    Gazeteye yazdığım maç yazılarından ve TRT’deki yorumculuktan para almıyorum. Para alsam onların her şeyini yapmak mecburiyetim var. Oysa bugün canım istemediğinde gitmeyebiliyorum. Benim paraya ihtiyacım yok. Yoksa ben şu anda Türkiye’nin en çok kazanan spor yazarlarından biri olurum. Kötü bir yazar olsaydım "Para almadığı için yazdırıyorlar" derlerdi.


    İLK YAZIYI 10 JETONLA YAZDIRDIM

    İlk yazım Sakarya-Sarıyer maçıydı. O zaman cep telefonu yok. Basın kartım da yoktu. Arabamla gittim. Bilet ve 10 jeton aldım. Maç bitince kulübeye gittim yazımı yazdırdım. İlk yazımda da teknik analiz vardı. Gazeteye gittiğimde herkes bana "Ne ilginç bir yazı yazmışsın" dediler. Bugün tam benim tarzımda yazar pek yok ama teknik eleştirilerin çoğunda benim tabirlerim kullanılıyor. Bu da beni mutlu ediyor.


    TERİM MİLAN'DAN GİDİNCE YIKILDI

    Mustafa Denizli’nin yerinde ben olsaydım İran’a gitmezdim. Fatih Terim,

    Milan ile Inter’i 4-2 yendi ama ertesi hafta gönderildi. Bu İtalya’da görüldük bir şey değildi. Çünkü Milan-Inter derbisi çok önemlidir. Ancoletti lobisine yenildi. Milan’dan ayrılması Fatih Terim için yıkım ve dönüm noktası oldu. Terim yine Avrupa’ya gider ama zamana ihtiyacı var. Norveç’i yenerse yine kral olabilir.


    DİLMEN VE BELGİN’İ BEĞENİYORUM

    Türkiye’de Rıdvan Dilmen ile Kemal Belgin’in yorumculuğunu beğeniyorum. TRT’den program partnerim Mehmet Demirkol da iyi. Genel kültürü geniş birisi. Yorumculukta konuşma tarzınız ve geniş kültürünüzün olması önemli. Mehmet’te bunlar var. Ancak futbol görüşlerinde analiz açısından kendisine katılmadığım çok taraf var.


    Kenan Başaran / Referans




  • ya para dahi almamasından bize ne defalarca yazılmış?
    para almaması veya zengin olması bizi maç seyretmekten soğutabilir manasına mı geliyor?git evinde seyret maçı topla bikaç kişi çevrene bizim günahımız ne?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Maximum_Carnage

    http://www.vidivodo.com/375007/omer-urundul-sevinci







  • tam bi komedi adam öyle demeyin yorumları koparıyo
  • quote:

    Orijinalden alıntı: isimsiz11111


    quote:

    Orijinalden alıntı: Maximum_Carnage

    http://www.vidivodo.com/375007/omer-urundul-sevinci










  • spiker ne dese evet fln diyor hep onaylıyor kendinden kattığı hiçbir yorum yok
  • Spor eleştirmeni Ömer Üründül'ün bilinmeyen yönleri, "Para almadan maç yorumluyor, Avrupa'daki lig maçlarını bile stattan izliyor"

    Ekranların en fazla izlenen spor yorumcularından Ömer Üründül, pek çok şirkete ortak olan zengin bir işadamı. Üründül, para almadan maç yorumluyor, futbolu hobi olarak görüyor, Avrupa'daki lig maçlarını bile stattan izliyor. Star gazetesine konuşan Üründül, basketbol yorumladığı için de eleştirenlere, "Meyve veren ağaç taşlanır. Tenisi de iyi biliyorum, tenis maçı bile yorumlarım" cevabını veriyor.

    Aslında siz bir işadamısınız
    Üniversitede işletme okudum. Evlendim ve iş hayatına atıldım. Babam Sedat Üründül, Atatürk Barajı'nı yapan Ata İnşaat'ın yönetim kurulu başkanı. Burger King'i Türkiye'ye getiren TAT Gıda'nın yüzde 30 hissedarıyım. Babamın yüzde 30 hissedar olduğu Ytong'un da yönetim kurulu üyesiyim. Yoğun bir iş hayatım var, futbol ise tek hobim. Yorumculuktan para almıyorum. Bağımsız olmaya mecburum, çünkü bir iş hayatım var.

    Bir yıl içinde yurtdışına giderek kaç maç izliyorsunuz?
    Hiç saymadım ama Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası olduğu zaman yaklaşık 40 maç izliyorum. Şampiyonlar Ligi maçlarına gidiyorum. Eskiden Avrupa'daki lig maçlarına da giderdim ama şimdi TRT'deki programdan dolayı gidemiyorum.

    Futbol sevginiz nasıl başladı?

    Bu, küçük yaşta edindiğim bir hobi. Babamdan bana geçen bir şey. Babam beni ilk maça götürdüğünde dört yaşındaydım, Fenerbahçe-Kasımpaşa maçıydı. Benim iki erkek, bir kız üç çocuğum var. Küçük oğlum benim kopyam, futbolu çok seviyor. Futbol satranç gibi. Ben de futbolla muhakeme yapıp beynimi çalıştırıyorum.

    Hiç futbol oynadınız mı?
    Çocukken oynadım ama o kadar. Şimdi tenis oynuyorum.

    Nasıl yorumcu oldunuz?
    Merakımdan dolayı dışarıdaki maçlara sürekli gidiyordum. Gittiğim yerlerde basın mensuplarıyla otellerde tanışıklığımız oluyordu. 1986'da seyirci olarak Meksika'daki Dünya Kupası'na gittim. Orada Tercüman gazetesinin spor müdürü Necip Kapanlı ile tanıştım. Bir gün bana 'Sen bu işi çok seviyorsun, gel bizde yazı yaz' dedi. Parasız yazmaya başladım. İlk yazımı Sakarya-Sarıyer maçı sonrası yazdım. O zaman cep telefonu yoktu, 10 tane telefon jetonu alarak maçı yazdırmıştım. 1996'daki Avrupa Şampiyonası'nda ilk kez milli maç yorumu yaptım.

    O kadar çok milli maç yorumladınız ki size 'milli yorumcu' diyorlar...
    Şansım da tuttu, Türklerin çok başarılı olduğu maçlarda yorum yaptım. 2000 Avrupa Şampiyonası'ndaki çeyrek final, 2002 Dünya Kupası'ndaki tüm maçlar ve 2008 Avrupa Şampiyonasındaki Türkiye maçlarını ben yorumladım.

    Hiç antrenör olmayı düşündünüz mü?
    Düşünmedim, çünkü benim bir işim var, o zaman işi bırakıp oraya odaklanmam gerekir. Ama 1978'de İstanbulspor'da yöneticilik yaptım. Antrenör ayrılınca, takımla birlikte iki maça çıktım. İki maç da berabere sona ermişti.

    Fenerbahçelisiniz ama Fenerbahçeliler size çok kızıyor
    Yaptığım bütün eleştirilerde haklı çıkıyorum o yüzden kızıyorlar. Zico, Semih'i oynatmıyor diye eleştirdim, Semih oynadığı yarı maçlarla gol kralı oldu. Şimdi tribünler Semih diye bağırıyor.

    Takımların yönetimleri sizin yorumlarınızdan etkileniyor mu?
    Valla bilmiyorum ama ben yönetici olsam inandığım yorumcunun söylediklerini göz önüne alırım.

    Ekranlarda bek çok yorumcu var; kimi eski antrenör, kimi eski futbolcu, kimi ise eski hakem. Futbol oynamadan da yorum yapılabilir mi?

    En basiti ben... Çok iyi bir futbolcudan çok iyi bir teknik direktör olması mümkün değil. Çocukluğumdan beri her türlü yabancı spor dergisini takip ederim, maçlara gidiyorum, takımların idmanlarını bile izledim. Oturduğum yerden gazel okumuyorum, her şeyi takip ettiğim için konuşma hakkını kendimde rahatça buluyorum.

    Geçen yıl olimpiyatlarda basketbol maçı yorumlamıştınız. Her şeyi bilir misiniz?
    Bildiğim konuları bilirim. Basketbol, voleybol ve tenisten de çok iyi anlarım. Bildiğim şeyi yorumlayabilirim.

    Sergen Yalçın, Sinan Engin, Hakan Ünsal, Hakan Şükür, Rıdvan Dilmen yorum yapıyor. Hangisini beğeniyorsunuz?
    Hakan Şükür'ü futbolcuyken çok takdir ediyordum, 12 yıl Türkiye'nin lokomotifi olan bir futbolcu. Yorumculuğa yeni başladı; futboldan anlıyor, konuşma üslubu düzgün ve çok başarılı olacak. Maç anında yorum yapanlardan Rıdvan'ı beğeniyorum, bilinçli yapıyor.

    Size 'futbol profesörü' diyenler de var...

    Var. Sokağa çıktığımda herkes bir şey söylüyor, bana 'Hocam' diye hitap ediyorlar. Bunlar hoşuma gidiyor. Bazen yanımdan iki delikanlı geçiyor, biri diğerine bağırıyor: 'Kimdi ulan bu herif!' Geçenlerde Bebek'te eşimle yürürken, yanımızdan geçen otomobilin içinden biri kafasını dışarı çıkarıp 'Ömer Abi, senden başka büyük yok' diye bağırdı.

    Para almadığınız için maçlarda yorumcu olarak tercih edildiğinize ilişkin laflara ne diyorsunuz?
    Hiç üstünde durmuyorum. Milli maçlarda yorum yapmaya herkes balıklama atlar, kim para ister? Meyve veren ağaç taşlanır misali, bunlar beni hiç bağlamıyor.

    Peki sizi neden tercih ediyorlar?
    Yorumculuğun ince noktalarını da bilirim. Çok fazla konuşmam, insanları rahatsız etmem, doğru teşhislerde bulunurum, abartı yorumlar da yapmam. Ne görürsem söylerim, doğrucu Davut'um.

    http://www.netgazete.com/NewsDetail.aspx?nID=579856




  • x futbolcusu nasıl buldunuz ?
    -yetenekli futbolcu.

    y futbolcusu nasıl buldunuz ?
    -yetenekli futbolcu
  • MANÇESTER YUNAYTED
  • quote:

    Orijinalden alıntı: aMiraL*


    Sergen Yalçın, Sinan Engin, Hakan Ünsal, Hakan Şükür, Rıdvan Dilmen yorum yapıyor. Hangisini beğeniyorsunuz?
    Hakan Şükür'ü futbolcuyken çok takdir ediyordum, 12 yıl Türkiye'nin lokomotifi olan bir futbolcu. Yorumculuğa yeni başladı; futboldan anlıyor, konuşma üslubu düzgün ve çok başarılı olacak. Maç anında yorum yapanlardan Rıdvan'ı beğeniyorum, bilinçli yapıyor.







  • BEN DEMİŞTİM VAR BİDE
  • kontrollü futbol
  • Spiker: Sayın üründül pozisyonu nasıl değerlendiriyorsunuz?

    Ö.Ü: ......

    Spiker: Evet şimdi top defoede pasını gerard'a veriyor...



    -Kaleci olmasa gol olacaktı çok enteresan.. lafı da beni benden almıştır
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Stay Heavy!

    x futbolcusu nasıl buldunuz ?
    -yetenekli futbolcu.

    y futbolcusu nasıl buldunuz ?
    -yetenekli futbolcu



    Bide şöylesi var.

    X'i nasıl buldunuz?

    -Futbolu biliyor.

    Y'i nasıl buldunuz?

    -Futbolu biliyor.

    Adama sormazlar mı sen yıllarca futbol mu oynadın sen nerden biliyorsun futbolu diye
  • Ö.Ü:Gol atan kazanır futbol ilginç bir oyun
  • bence deger bilmiyorsunuz. ömer üründül olmasa yine başka birşeye bahane bulup begenmezdiniz eminim. kıymet bilmeyen bir toplumuz. dua edin maçları izliyoruz ücretsiz olarak kaliteli olarak.
  • Defans bloğu arasına atılan toplarda sıprintel oyuncular..
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.