Şimdi Ara

NEYDİK NE OLDUK... (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
34
Cevap
0
Favori
1.074
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Kaybedilen değerleri tekrar geri kazanmak daha meşakkatlidir.
  • Bu yazılanlar tam olarak TÜRKLÜKLE alakalı değil..Avrupalılar orta asyadan beri türkleri sevmemiş;korkuyla karışık derin bir nefret duymuşlardır..barbar,vahşi ve acımasız olarak nitelendirmişlerdir...Halbuki burada bahsedilen türkler o türkler değil...İslamiyet şerefiyle birlikte osmanlıyla zirveye ulaşan yaklaşık 1000 yıllık şanlı bir tarihi yazan türklerdir ...marifet kanda yada derinin renginde değildir..Marifet HAKTAN ayrılmamaktır..
    quote:

    Orjinalden alıntı: KaDaVRa_

    Dolaştığım forumların birindeki çok güzel bir yazıyı paylaşmak istedim:

    Eski Türkler (Yenileriyle karşılaştırmak acı verebilir)

    Ne İdik, Ne Olduk

    Faziletliydik: Kimsenin malına, mülküne göz dikmezdik. Kimsenin namusuna
    yan bakmazdık. Hırsızlık nedir bilmez, dilenciliği meslek edinmez, kimseyi
    de küçümsemezdik.

    Dürüsttük: Bir zamanlar, Londra Ticaret Odası'nın en görünür yerinde şu
    mealde bir tavsiye levhası asılıydı: "Türklerle alışveriş et, yanılmazsın."

    İtibarlıydık: Bir zamanlar, Hollanda Ticaret Odası'nın toplantılarında
    oylar eşit çıkınca, Osmanlılarla alışverişi olan tüccarın oyu iki sayılır,
    onun dediği olurdu.

    Temizdik: Yere bile tükürmezdik. Hatta, Osmanlı askeri teşkilatını
    Avrupa'ya tanıtmasıyla meşhur Comte de Marsigil, yere tükürmedikleri için
    atalarımızı şöyle eleştiriyor: "Türkler hiçbir zaman yere tükürmezler.
    Daima yutkunurlar. Bunun için de saçlarında sakallarında bir hararet olur
    ve zamanla saçları, kaşları, sakalları dökülür."

    Çevreciydik: Kurak günlerde ücretle adamlar tutup sokaktaki ulu ağaçları
    sulatır, göçmen kuşların yorgunluk atması için, saçak altlarına kuş
    sarayları yapardık. Bunlara öyle çok örnek var ki, saymakla bitmez.

    Harama el sürmezdik: Fransız müellif Motray, 1700'lerdeki halimizi şöyle
    anlatıyor: "Türk dükkânlarında hiçbir zaman tek meteliğim kaybolmamıştır.
    Ne zaman bir şey unutsam, hiç tanımadığım dükkâncılar, arkamdan adam
    koşturmuşlar, hatta birkaç kere Beyoğlu'ndaki ikametgâhıma kadar
    gelmişlerdir."

    Medeni idik: İngiliz sefiri Sir James Porter ise, 1740'ların Türkiye'si
    için şunları söylüyor: "Gerek İstanbul'da, gerekse imparatorluğun diğer
    şehirlerinde hüküm süren emniyet ve asayiş, hiçbir tereddüde imkân
    bırakmayacak şekilde ispat etmektedir ki, Türkler çok medeni insanlardır."

    Dosdoğruyduk: Fransız generallerden Comte de Bonneval ise, şu hükmü
    veriyor: "Haksızlık, murabahacılık [aşırı kâr koyma, tefecilik],
    inhisarcılık [tekelcilik] ve hırsızlık gibi suçlar, Türkler arasında
    meçhuldür... Öyle bir dürüstlük gösterirler ki, insan, çok defa Türklerin doğruluklarına hayran kalır."

    Hırsızlık nedir bilmezdik: Fransız müellif Dr. Brayer, 1830'ların
    İstanbul'unu getiriyor önümüze: "Evlerin kapısının şöyle böyle kapatıldığı
    ve dükkânların çoğunlukla umumî ahlâka itimaden açık bırakıldığı
    İstanbul'da her sene azami beş-altı hırsızlık vakası görülür."

    Ubicini, Dr. Brayer'i şöyle doğruluyor: "Bu muazzam payitahtta dükkâncılar,
    namaz saatlerinde dükkânlarını açık bırakıp camiye gittikleri ve geceleri
    evlerin kapısı basit bir mandalla kapatıldığı halde, senede dört hırsızlık
    vakası bile olmaz. Ahalisi sırf Hıristiyan olan Galata ile Beyoğlu'nda ise
    hırsızlık ve cinayet vakaları olmadan gün geçmez."

    Naziktik: Edmondo de Amicis isimli İtalyan gezgini, yine 1880'lerin
    "biz"ini anlatıyor bize: "İstanbul Türk halkı Avrupa'nın en nazik ve en kibar insanlarıdır. Sokakta kavga enderdir. Kahkaha sesi, nadirattan
    işitilir. O kadar müsamahakârdırlar ki; ibadet saatlerinde bile camilerini
    gezebilir, bizim kiliselerde gördüğünüz kolaylığın çok fazlasını
    görürsünüz."





  • haram yemenin mübah görüldüğü insanların haram ve faiz yemeye alıştığı
    toplumda sosyal adeletin kalmadığı zengin ve fakir arasındaki uçurumun arttığı
    işsizliğin kol gezdiği insanların gece yatağa aç girdiği ve komşusunun buna bihaber kaldığı

    bir yerde adelet, emniyet , dürüst insanlar bulamazsınız

    bakınız bugünkü istanbul
  • quote:

    Orjinalden alıntı: bobita

    quote:

    Orjinalden alıntı: welly

    Türkiye'de 3 büyük uyuşturucu vardır.1-Futbol 2-Magazin3-Diziler

    Hah işte, son nokta budur....


    böyle bi uyuşturucu varsa sadece Türkiye için geçerli değildir çok az değişkenlerle genel olarak gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde görebilirsiniz...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mr.logic -- 3 Temmuz 2007; 14:36:57 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: mr.logic

    quote:

    Orjinalden alıntı: bobita

    quote:

    Orjinalden alıntı: welly

    Türkiye'de 3 büyük uyuşturucu vardır.1-Futbol 2-Magazin3-Diziler

    Hah işte, son nokta budur....


    böyle bi uyuşturucu varsa sadece Türkiye için geçerli değildir çok az değişkenlerle genel olarak gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde görebilirsiniz...


    bunların uyuşturucu olduğuna bende inanmıyorum.
    topluma nefes aldıracak şeyler lazım.




  • çok güzel vasıflar bunlar. hele Fatih'in erkenden çarşıya alışverişe çıkıp siftahını yapan dükkan sahibinin "ben sabah siftahımı yaptım komşum henüz yeni dükkanını açtı diğer alacaklarını ondan alıver" diyerek o yandaki komşusuna o diğerine, o diğerine. fatih'i tüm çarşıyı dolaştırmaları ve fatih'in " yarab sana hamdolsun, ben bu orduyla değil kostantiniyye'yi tüm dünyayı fethederim" demesi.
    islamdan uzaklaştıkça biz müslümanların bi ayağı çukurdadır. küfrün tüm musibetlerini üzerine bekleyebilir.
    ben cidden hayret ediyorum bu kadar bölük pörçük yapıya sahipken nasıl ayakta kalan bir milletiz.
    Allah dostlarının duası ile mi?
  • Eğer sen onların örgütlendikleri gibi örgütlenmez isen,eğer onların sahip olduğu teknolojiye sahip olmazsan ezilmeye mahkumsun.Sanki osmanlı nemçe ile tekme tokat mı savaşıyormuş..Onlardan daha yüksek teknolojili silahlara sahipler.Onlar senden yüksek teknolojili silahlara sahip olunca da sen yeniliyorsun.Eğer paran yoksa da ahlakın çöker.Bir eve fakirlik bir camdan girdimi iman diğer camdan uçar gider.Sen eğer muhtaç değilsen yardım edersin,eğer muhtaç değilken yardım etmeyip muhtaç insanlar yasadışı olaylara karşıtığı zaman göbeğine vurup bende müslümanım,bunlar günahkar kafir demekle olmuyor.İlk başta örgütlenme sonra da eğitim ardından teknoloji.Yoksa hep böyle osmanlı rüyalarıyla uyuruz biz.Yeni osmanlı doğurabilmek için evimizin evini süpürelim.O zaman bu yüce millet binlerce osmanlı doğurur
  • quote:

    Orjinalden alıntı: PrinceOfPersia

    Eğer sen onların örgütlendikleri gibi örgütlenmez isen,eğer onların sahip olduğu teknolojiye sahip olmazsan ezilmeye mahkumsun.Sanki osmanlı nemçe ile tekme tokat mı savaşıyormuş..Onlardan daha yüksek teknolojili silahlara sahipler.Onlar senden yüksek teknolojili silahlara sahip olunca da sen yeniliyorsun.Eğer paran yoksa da ahlakın çöker.Bir eve fakirlik bir camdan girdimi iman diğer camdan uçar gider.Sen eğer muhtaç değilsen yardım edersin,eğer muhtaç değilken yardım etmeyip muhtaç insanlar yasadışı olaylara karşıtığı zaman göbeğine vurup bende müslümanım,bunlar günahkar kafir demekle olmuyor.İlk başta örgütlenme sonra da eğitim ardından teknoloji.Yoksa hep böyle osmanlı rüyalarıyla uyuruz biz.Yeni osmanlı doğurabilmek için evimizin evini süpürelim.O zaman bu yüce millet binlerce osmanlı doğurur

    Bence bu problemlerin köküne hiç bir zaman inemezsiniz. Hepsi birbiriyle bağlantılı. Ahlak yoksa yoplumda her türlü pislik boy gösterir. Para yoksa ahlaksızlık doğar. Tek bir nedene bağlanamaz kanımca.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kant -- 5 Temmuz 2007; 1:34:35 >




  • Modern dünyaya ayak uydurdukça geleneklerden uzaklaşılıyor. Anglo-Sakson kültür önderliğinde gelişen bir dünya var ve biz sanayileştikçe, mecburen bu kültürü absorbe ediyoruz. Gelecekte demiyeceğim, şu an dünya üzerinde geçerli ve güçlü tek bir medeniyet var. O da modern sanayi medeniyeti. Buna binaen cemiyetin temeli olan aileden tutun da eğitime, ekonomiye, burokrasiye kadar her şey gelenekçi yapıdan ters yöne gelişiyor. Dolayısıyla yukarıda verdiğiniz neticeler ortaya çıkıyor. Bunun durdurulması imkansız. Ancak kültürel değişmenin cemiyetimizin sindiribileceği şekilde yavaşlatılması mümkün. Bu yüzden mazi, maalesef, bakıp da ders alabileceğimiz, övünebileceğimiz şeylerden öteye gitmiyor.
  • bence paranın olması daha kötü sonuçlar çıkarıyor. kendinizi bi sınıfa sokmaya çalışıyorsunuz. oluşturulmuş sınıfın ahlaki değerlere küfrüne ortak olmak durumundasınız artık sınıf atlamışınızdır. neyse parasızlık imanın varlığına yardımcı olabilir..
  • Benim kasttetiğim sende olan parayı diğeriyle paylaşabilmek.Komunizmdeki gibi değil.Gönülden verebilmek.Verirken de elinden geldiği kadarıyla bunu gizli yapabilmek.Eğer düşündüğümüz gibi fakirler iyi müslüman olsaydı Hz Ebubekir'ler Hz Ömer'ler olmazdı.Devrin en ileri gelen insanlarından oldukları halde islamın bayraktarlığını en iyi şekilde yapmışlar.En sonunda dediğim gibi bunlar sıralanırsa örgütlenme bilinci,ani beyinlerdeki farkı öldürmek.Eğitimle falan olacak şey değil bu.Kendi üniversitemde kışın okuyup yazın dağa çıktığını duyduğum birsi var.Aslında eğitimden ziyade öğretim.Halkın bilinçlenmesi,sonra iyi bir eğitim ardından zaten herşey çorap söküğü gibi gelir.Teknoloji para vs.

    Üzerimizdeki tembelliği bir türlü atamıyoruz.Ayrıca abartılı bir özgüvene sahibiz.Bu da bizi tembelliğe itiyor.Türk milleti herşeyi yapar.Bilirsiniz,duymuşsunuzdur.

    Kanımca Osmanlı'da da ahlaksızlık vardı.Sadece devlet güçlü olduğu için o kadar göze çarpmıyordu.Bilirsiniz vücüt ne kadar güçlü olursa,mikroplar o kadar bünyeyi etkilemez.Aynen Osmanlı çok güçlüydü arada çıkan çürük elmalar onu etkilemiyordu.Eğer halkın çoğunluğu ahlaksız değilse diğerleri de genelleyerek ahlaksız denilmez.Önemli olan çoğunluğu yakalayabilmek.Tüm Türkiye'den de bütünüyle bir cennet beklenemez.

    Bir de şu yönü var.Acaba bizim bunu düşündüğümüz kadar siyasiler bunu düşünüyor mu?yasalar,yaptırımlarla Türkiye'yi adım adım giden ahlaki çöküntüden kurataracak olan onlar.Bence umursamıyorlar bile.Sadece halkın ağzında lakırdı olarak dolaşıyor




  • bız bızden gıdelı çok olmus!!!
  • Bence herşeyin giderek kötüleşmesinin sebebi , en fakirinden en zenginine kadar malesef tüm halkımıza yerleşmiş olan "kısa yoldan köşeyi dönme- kısa yoldan para kazanma" zihniyetidir. Bu nasıl ne zaman başladı ayrı bir tartışma konusudur. Ancak , herkes kendine bir çeki düzen verse , yaptığı işi ne olursa olsun "iyi" yapmaya çalışsa , toplum olarak ileri gideriz.
    Küçük bir örnek size. Çoğu televizyon ve radyo kanalının dinleyicilerine birşeyler öğretmek gibi bir misyonu yoktur. Tek amaçları para kazanmaktır. Bunun için de abuk subuk diziler , sanat diyemeyeceğim müziklerle halkı televizyon başına toplamaya çalışırlar , gerekirse suni gündem oluştururlar. Halbuki , biz zamanında ne kadar beğenmesek de , bazı uygulamaları yanlış da olsa , TRT izleyerek büyüyen çocuklar daha bir farklıdır. Belgesel verirlerdi , çocuklar için eğitici öğretici programlar olurdu vs. Sadece çocukları değil , yetişkinleri de dünya meselelerinden haberdar ederlerdi, her ne kadar sansür olsada.
    Şu an neden kimsenin böyle bir misyonu yok ? Çünkü böyle yaparlarsa çok para kazanamazlar. Tamam rekabet var kanallar arasında bir şekilde izleyici çekeceksin ama , önce ülkeni ve milletini düşünmelisin. Gerekirse kanallar anlaşıp en azından bazı şeyleri düzenleyen bir çalışma yapabilirler. RTÜK tarafından yapılan düzenlemeler malesef yetersiz. Zaten adamlara zorla düzgün birşeyler de yaptıramaz ki RTÜK , ki kendi yaptığı işlerin de çok iyi olduğu söylenemez.
    Şimdi ABD ve Avrupada da bu tip TV kanalları çok , neden orada farklı burada farklı ? Ben buna tam bir cevap veremiyorum , sanırım orada halkın daha iyi ekonomik şartları olduğundandır. En azından kendini geliştirmek isteyenler , saçmalığın farkında olanlar , seçici davranabilme lüksüne sahip. Avrupada adam günde en az 2-3 gazete okuyor , kitap okuyor , film seyrediyor. Türkiyede ise 1 gazeteyi kaç kişinin okuduğunu biliyoruz. Çoğu ailenin evine gazate girmiyor bile.
    Sadece medya dan örnek verdim. Bunun gibi birçok örnek var. Sonuç olarak ben herşeyin insanda bittiğine inanıyorum. Öncelikle , çöpçü olsan bile işini iyi yapmaya çalışacaksın , ahlakın olacak. Yaptığın iş küçük bir iş olsa bile , yaptığınla diğer insanlara , dolayısıyla ülkene katkı yaptığını bileceksin. Habercisi iyi program yapacak , halkı bilinçlendirecek eğitimine katkısı olacak. Ah işte şu kısa yoldan köşe dönme olayını bir kaldırabilsek... İnsanlar bu zihniyeti terketmedikçe , devlet istediği kadar kontrol etmeye çalışsın , istediği kadar
    ceza vermeye çalışsın , bir sonuç alamaz. Bizler de boşa yazarız böyle




  • aynen öyle. sadece medya bu işi çözer diye düşünüyorum. ama bu işin çözülmesini istemeyen medyada çalışan bi ton adam var.
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.