arkadaşlar klasik tencere eşek fıkaları harici 3 komik fıkrası laızm ödev vereceğim uğraşıyorum yardım ederseniz sevinrim
Tam metni aklımda değil ama, yağmurla ilgili bir fıkrası vardı, biri yağmurdan kaçıyordu Rahmetten kaçılırmı diyodu, sonra hoca kaçarken görüyodular... .... oda cevaben; ben rahmetten kaçmıyorum rahmete basmamaya çabalıyorum gibi bişey diyordu bunu arayıp, bulup ödevinde kullanabilirsin.
Abc
nasreddin hoca eşşeğine çapraz binmiş otobanda gidiyormuş yolda sedat abiyi görmüş -hey sedat sana bi soru -hasanın selamı var -hangi hasan ? -profiterol
şaka bi yana bilmiyorum valla
Bu güne kadar hiç, komik bir Nasreddin Hoca fıkrasına rastlamadım.
Bir gün Hoca, yol üstü bir hana inmiş. Han Nuh Nebi'den kalma bir yer.. Her tarafı delik deşik; adeta çökmeye ramak kalmış. Hoca'nın yüreğine bir korkudur düşmüş ama, ne desin? Nihayet bir söz arasında: - "Yahu, bu senin tavan da ne kadar gıcırdıyor, beşik mübarek!" diyecek olmuş ama, hancı baba hiç oralı olmamış; sözü şakaya boğarak: - "Ağzını hayra aç Hoca, bu gıcırtı beşik gıcırtısı değil; tavan tahtaları Hakka tesbih çekiyor!" demiş. Hoca'nın közü küllenir mi? Gözlerini hancının gözüne dikerek: - "Peki ama", demiş; "ya bu tavan boyle tesbih çeke çeke aşka gelip de secdeye kapanırsa, bizim halimiz nice olacak?"
ve
Nasreddin hoca bir gün komşusuna misafirliğe gider.Komşusu , hoca için sofra hazırlar.Hoca,komşusuyla sofraya oturur ve hoca sadece bal yer.O kadar çok bal yer ki.. komşusu hocaya: "Hocam o kadar bal içini yakar"der Hoca da cevabını verir: "Kimin içinin yandığı belli" buldum nasıl sizce
hoca senin karın çok geziyor demişler hoca demiş yok canım çok gezse bizim eve de uğrardı
Bir gün Nasrettin Hoca pazara giderken çocuklar etrafını almışlar. Hepsi birer düdük ısmarlamış, ama para veren olmamış.
Hoca çocukların tümüne olumlu cevap vermiş:
- Peki, olur...
Çocuklardan yalnız biri, elinde para olduğu halde, Hoca'ya şunları söylemiş:
- Şu parayla bana bir düdük getirir misin ?
Hoca akşama doğru pazardan dönmüş. Yolunu bekleyen çocuklar hemen
Hoca'nın etrafını sararak düdüklerini istemişler.
Nasrettin Hoca, cebinden bir düdük çıkarıp kendisine para veren çocuğa uzatmış.
Ötekileri bağırmaya başlamışlar:
- Ya bizim düdükler nerede ?
Hoca'nın cevabı kısa ve anlamlı olmuş:
- Parayı veren düdüğü çalar.
______________________________________
Nasreddin Hoca bir gün yabancı bir köyde misafir olur. Cuma günü O'nu kürsüye çıkartırlar. Güzel bir vaaz verir. Herkez pek memnun kalır. Camiden çıkınca Hoca'nın eşeğini getirirler. Köylülerin hepsi ona hizmet etmek için adeta yarışırlar. Hoca eşeğine binerken biraz düşünür. Sonra eşeğin üstüne ters oturur. Herkes hayret eder. Köylülerden biri dayanamayıp sorar : - Hocam der. Kusura bakma ama eşeğe niçin ters bindiğini sorabilirmiyim? Hoca tebesüm ederek cevap verir : - Eğer düz binip önünüze geçseydim siz arkada kalacaktınız. Siz öne geçseydiniz, bu defa ben arkada kalmış olacaktım. Böyle ters binince size arkamı dönmemiş oluyorum. Sebebi bu...
Nasrettin Hoca Ramazan ayında gölün kenarında yoğurt yiyormuş. Yanına biri gelmiş ve demiş ki: "Sen nasıl hocasın? Mübarek Ramazan ayında yoğurt yiyorsun. Sen oruç tutmaz mısın be hoca?" Hoca cevap vermiş: "Ya tutarsam?"
yeni mesaja git
Yeni mesajları sizin için sürekli kontrol ediyoruz, bir mesaj yazılırsa otomatik yükleyeceğiz.Bir Daha Gösterme