Şimdi Ara

Monarşi Üzerine

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
5
Cevap
0
Favori
172
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • İnsanlık aydınlanma çağında monarşilerin düşüşüne şahit oldu. Devlet başkanının seçimle iş başına geldiği cumhuriyet rejimi monarşik rejime güçlü bir rakip olarak beliriverdi ve halklar devrimler gerçekleştirerek pek çok monarşik rejimi sona erdirdi. Peki bu yani monarşilerin düşüşe geçip cumhuriyetlerin yükselmesi iyi bir şeymiydi? Hiç şüphesiz pek çok insan iyi olarak görmektedir ancak ben bu yazıda "iyi" rejimden ne anladığımı söyleyecek, olabilecek en iyi rejimin monarşi olduğunu savunacak ve karşı-devrimci söylemlerde bulunacağım.

    Hiç şüphesiz bütün bir toplumun gönüllü katılıma dayalı sivil toplum kuruluşları ile yürüdüğü anarşist bir düzen kurulana dek devletlerin bulunduğu toplum düzenlerinde yaşamaya ve devletlerin aldığı kararlardan etkilenmeye mahkumuz. Tüm devletler güçlerini birey üzerinde kurduğu iktidardan sağladığı için bireysel hakları az veya çok ihlal ederler. Bundan ötürü tüm devletler kötüdür dersem bu dediğim yanlış olmaz. Ancak daha önceden dediğim gibi, anarşist bir toplum düzeni gelene kadar devletlerin iktidarında yaşamaya mahkumuz. O halde ben en iyi devlet rejiminin ne olduğu, ne tip niteliklere sahip olduğunu belirtmeliyim ki neden monarşik rejimin bu nitelikleri taşımaya daha yatkın olduğunu gösterebileyim.

    Olabilecek en iyi devlet rejimi elbette toplumun varlığını sürdürmesini sağlayan rejimdir. Böyle bir devlet toplumu oluşturan bireyleri, onların mülkiyetlerini ve bireyler arasında ki uyumu korumak gibi yükümlülüklere sahiptir. Bunları yapabilmek için devlet adamlarının mutlak güce sahip olmaması gereklidir dolayısıyla hukukun üstünlüğünün varolduğu anayasal bir düzen lazım olur. Öteki taraftan devlet adamlarının yozlaşmaya meylinin az olması gereklidir ki mevcut rejim bozulmasın. Ayrıca toplumun varlığını sürdürmesini sağlayan bir rejim toplumsal işbirliği ve işbölümünü korumak için istikrarlı ve barışçıl bir düzene de sahip olmalıdır. Söylemeden geçmeyeyim devletin bütün bir halka eş derecede uzak olması gereklidir yani tarafsız olması gereklidir. Bana göre en iyi devlet rejiminin niteliklerini sıraladığıma göre monarşik devletin bu nitelikleri taşımaya neden yatkın olduğunu anlatma sıram geldi.

    İlk sebep olarak monarşilerde ki kralın-kraliçenin veya kısacası monarkın halktan hiçbir gruba bağlı olmamasını söyleyebilirim. Halkta pek çok kesim vardır ve sayısız çıkar grubu vardır. Cumhuriyetlerde devlet başkanı seçimle iş başına geldiği için toplumda ki bir kesim veya çıkar grubunun desteğini arkasına alarak başa geçer. E tabi, seçilen devlet başkanı iktidarda gücün kaymağını yerken aynı zamanda toplumun kendini destekleyen kısmını da görmeden etmez. Devlet birden çok kesimi ve çıkar grubunu tek çatı altında toplayabilen bir yapıyken cumhuriyet rejimine sahip devlet, toplumda ki bir kesim veya grubun toplumun geri kalanını ezecek bir şekilde meyletmesine sebebiyet verir. İşte monarşinin olumlu özelliği buradadır: devlet başkanı halkın arasından seçilmemiştir, o halktan bile değildir. Monarşilerde devlet başkanı olan monark halktan birisi olmadığı, ona iktidar miras kaldığı için halka büyük ölçüde tarafsız kalır, halktan bir kesimi veya çıkar grubunu kayırma ihtimali cumhuriyete göre çok çok azalır. Devleti taraf tutan bir devlet başkanımı daha iyi idare eder yoksa tarafsız kalıp halktaki herkese aşağı yukarı eş derecede uzak ve dolayısıyla tarafsız bir devlet başkanı yani monarkmı daha iyi idare eder? Hiç şüphesiz monark daha iyi idare eder.

    İkinci sebep ise birinci sebep ile yakından ilintilidir. Monarşilerde devlet başkanı yani monark birleştirici bir kişiliktir. Açıklayayım, cumhuriyetlerde daha önceden söz ettiğim gibi cumhurbaşkanı halktan bir insandır ve dolayısıyla halktan bir kesimin veya grubun devlette yer almış halidir. Cumhurbaşkanı ister istemez taraf tutar. Birleştirici değil ayrıştırıcı bir kişiliktir. Monarşilerde ise halk kendi içinde daha az çatışır, daha az kutuplara ayrılır. Çünkü monarşilerde monark şu dinin veya bu milletin veya o ideolojinin temsilcisi değildir. Monark, devletin vücut bulmuş halidir ve tüm bu ayrımların dışındadır. Dolayısıyla monark, ülkenin bayrağı gibi, dili gibi bir semboldür, birleştirici bir kişiliktir. Cumhuriyetlerde olağanüstü bir durumda şu kesim cumhurbaşkanına destek çıkarken bu kesim ise çıkmaz. Buna karşılık monarşilerde ise aşağı yukarı herkes bayrağına nasıl sahip çıkıyorsa monarka da o kadar sahip çıkar.

    Üçüncü sebep olarak ise monarkın uzun vadeli düşünmesini gösterebilirim. Bu olumlu özelliği de cumhuriyet rejimi ile monarşiyi karşılaştırarak anlatacağım. Cumhuriyetlerde devlet başkanı seçimle belirli süreliğine yani sınırlı süre için iş başına gelir. Buda cumhurbaşkanının iktidarı kötüye kullanmasına sebebiyet verir. Açıklayayım, bir insana sınırlı sürede harcayabileceği büyük miktarda para verirsek bu parayı olabildiğince çok kendisi için harcayacak, sonuna kadar kendisi için sömürmeye odaklanacaktır. Aynı şey cumhuriyetlerin devlet başkanı içinde geçerlidir. Cumhuriyetlerde devlet başkanına sınırlı süreliğine yetki verildiği için kişi bu gücü olabildiğince çok kendisi için kullanmaya çalışacaktır. Ayrıca iktidar kaygısı güdecek ve kendi mevkini sağlamlaştırmak için yapmadığı şey kalmayacaktır. Buna karşılık monarşilerde böyle bir sorun yoktur. Monarşide ki devlet başkanı yani monark, ölene kadar iktidardadır. Tabiri caizse "evin sahibidir". İktidar kendi mülkü olan monark, cumhuriyetin cumhurbaşkanı kadar yolsuzluk yapmaz. Ayrıca monark, cumhurbaşkanı gibi iktidar kaygısıda gütmez. Monarkın mevkini kötüye kullanma ihtimali cumhurbaşkanına göre daha azdır.

    Dördüncü sebep olarak ise demokrasinin monarşiye daha iyi eklemlenmesini söyleyebilirim. Ben demokrasi taraftarı sayılmam ancak yinede çok açık bir gerçektir ki çoğunluğun rızasıyla hükmetmeyen bir hükümet uzun süre varlığını sürdüremez. Böyle bir hükümet ülkede iç huzursuzluklar çıkartır. Ayrıca demokratik bir biçimde oluşmamış bir hükümet zorbalık yoluyla oluştuğu için böyle bir hükümetin varoluşu dahi bireysel hakları çiğner. Zorbalık yoluyla başa geçmeye çalışan hükümet toplumsal işbirliği ve işbölümüne zarar verir. Dolayısıyla demokratik hükümet çoğunluğun rızasıyla kurulduğu için kusursuz olmasada yinede zorbalık yoluyla oluşmuş hükümetlere göre daha iyidir, en azında hükmetmek isteyen kişi veya kişiler topluma zararlı olmadan, barışçıl bir şekilde başa geçer. Ama yinede bir mevkiye demokratik yolla geçmek öteki yollara göre daha iyi olsada devlet başkanının demokratik bir seçimle seçilerek iş başına gelmesi gerektiğini göstermez. Monarşilerde ki devlet başkanının cumhuriyetlere göre daha iyi olduğunu önceki paragraflarda anlatmıştım. Cumhuriyetler binbir türlü despot ve diktatör çıkartmaya meyilli olduğu için mevcut düzeni en iyi şekilde sürdüren, en istikrarlı ve dolayısıyla en az yozlaşan rejim monarşidir demek yanlış olmaz. Cumhuriyetler kolayca anti-demokratik bir forma bürünebildiği için monarşiler demokrasiye daya uygundur.

    Bütün bu sebeplere ek olarak monarşi konusunda ki birkaç cumhuriyetçi önyargısından bahsetmek istiyorum. Bu önyargılardan ilkini yabancıların yazılarını okudukça çok gördüm. Önyargıya göre kral-kraliçe veya kısacası monark haksız yere devlet başkanı olur. Ancak devlet başkanı olmayı kimin hakettiğini kimin haketmediğini o rejimin iç işleyişi belirlediği için monarşide monark devlet başkanı olmayı hakeder. Öteki önyargı ise monarkın herhangi bir cumhuriyetin cumhurbaşkanına göre daha "pahalıya" malolduğu, kendisi için daha fazla harcama yaptığıdır. Ancak daha öncedende söylediğim gibi cumhuriyetlerde devlet başkanı gücüne kısa süreliğine sahip olduğu için imkanları kendisi için kullanmaya ve bu gücü sonuna kadar kendisi için sömürmeye daha meyillidir. Dolayısıyla cumhurbaşkanı daha "pahalıdır".

    Sonuç olarak monarşi, bana göre olabilecek en iyi devlet rejimidir. Dünyada ki gelişmiş pek çok devletinde rejiminin anayasal monarşi olması bence tesadüf değildir. Her ne kadar cumhuriyetçi insanlar monarşist kişilere önyargıyla yaklaşsada aslında monarşi cumhuriyete göre daha iyi bir rejimdir.

    http://libertevonskepticus.blogspot.com.tr/?m=1

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • Peki bir soru soracam.

    Günümüz Türkiye'si Cumhuriyet ile değilde Monarşi rejimi ile yönetilseydi ne olurdu ? Tahminleriniz neler ?
  • DemirAdamCı kullanıcısına yanıt
    Şu anda ülkedeki yönetim anlayışı Monarşi'den pek farklı değil zaten

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • DemirAdamCı kullanıcısına yanıt
    Böyle bir soruya ne cevap versem yalan olur. Söz konusu toplumla alakalı bir şey olduğunda tahmin yürütmek neredeyse imkansızlaşıyor. Ama diktatörlüğe meyletmiş bir yapıda olmazdık, orası kesin. Topraklarımızda anayasal monarşi olduğunu farzedersek otokrat bir rejim kurmaya çabalayan kişi için devlet başkanlığı mevki kapalı olurdu, sonuçta başta monark var.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Liberte von Skepticus -- 2 Şubat 2017; 23:8:54 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • "İlk sebep olarak monarşilerde ki kralın-kraliçenin veya kısacası monarkın halktan hiçbir gruba bağlı olmamasını söyleyebilirim."
    ...
    "İşte monarşinin olumlu özelliği buradadır: devlet başkanı halkın arasından seçilmemiştir, o halktan bile değildir. Monarşilerde devlet başkanı olan monark halktan birisi olmadığı, ona iktidar miras kaldığı için halka büyük ölçüde tarafsız kalır, halktan bir kesimi veya çıkar grubunu kayırma ihtimali cumhuriyete göre çok çok azalır. Devleti taraf tutan bir devlet başkanımı daha iyi idare eder yoksa tarafsız kalıp halktaki herkese aşağı yukarı eş derecede uzak ve dolayısıyla tarafsız bir devlet başkanı yani monarkmı daha iyi idare eder? Hiç şüphesiz monark daha iyi idare eder."
    yazmışsınız.

    Böyle bir şeyin olacağının garantisi yok. Tek adam rejimlerinde, tek adamın hep kendi sülalesini çevresini beslediği görülür. Aksi hâlde başta kalamaz. Halka tarafsız kalmak gibi bir durumda söz konusu değildir. Kendisine muhalif olanlara istediğini yapabilir. Yapar da. Kendini destekleyenleri de besleyerek iktidarını garantilemek ister. Monark tarafsız olmaz.
    Gelişmiş bir demokrasiye sahip cumhuriyette zaten yargı tarafsızdır. Yasama da benze şekilde tarafların uzlaşmasıyla yürür. Yürütme ise tarafsız yargı ve yasama erkleri tarafından denetleneceği için taraf tutsa bile sorun olmayacaktır.Yürütme, kendi fikirlerinin uygulanmasını savunduğu için mecburen bir tarafta yer alacaktır.

    "E tabi, seçilen devlet başkanı iktidarda gücün kaymağını yerken aynı zamanda toplumun kendini destekleyen kısmını da görmeden etmez." yazmışsınız.
    Demokratik bir cumhuriyette onu görmek bunu görmek gibi şeyler olmaz. Basın özgürlüğü ve şeffaflık vardır. Devlet her şeye burnunu sokmuyorsa birilerini kayırması da oldukça zor olacaktır. Örneğin fabrika işletmiyorsa torpille adam almaz, yolsuzluk yapıp fabrikayı batıramaz. Farika özel sektöre aittir. Eğitim özelleştirilmişse kendini destekleyen grubun düşüncelerini eğitim sistemine sokamaz. vs. vs.

    " Devlet birden çok kesimi ve çıkar grubunu tek çatı altında toplayabilen bir yapıyken cumhuriyet rejimine sahip devlet, toplumda ki bir kesim veya grubun toplumun geri kalanını ezecek bir şekilde meyletmesine sebebiyet verir."yazmışsınız.
    Demokratik bir cumhuriyette kimse ezilmez. İsterse toplumun tamamı hukuksuz bir kararı onaylasın, o karar uygulanmaz.

    İkinci sebebe cevap:
    Demokrasiler uzlaşma kültürü gerektirir. Ben hukukçu değilim. Cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçmesi ne kadar doğru bilmiyorum. Geçmişteki uygulama(meclisin seçmesi) ne kadar eleştirilse de bana daha uzlaşmacı bir çözüm olarak görünüyor. Bu konus sistemden çok seçilen şahısla ilgilidir. Demokratik bir cumhuriyette kararları demokratik kültüre aykırı olmayan bir cumhurbaşkanını koltuğundan indirmek mümkündür. Ama monarşi de böyle bir şans yoktur. Monarkın tarafsız biri olacağının garantisi de yoktur. Aksine dünyadaki despotik uygulamalara baktığımızda hemen hemen hepsinin bir çevreyi, grubu iktidarda kalmak için desteklediğini görürüz.

    " Açıklayayım, bir insana sınırlı sürede harcayabileceği büyük miktarda para verirsek bu parayı olabildiğince çok kendisi için harcayacak, sonuna kadar kendisi için sömürmeye odaklanacaktır. Aynı şey cumhuriyetlerin devlet başkanı içinde geçerlidir. Cumhuriyetlerde devlet başkanına sınırlı süreliğine yetki verildiği için kişi bu gücü olabildiğince çok kendisi için kullanmaya çalışacaktır. Ayrıca iktidar kaygısı güdecek ve kendi mevkini sağlamlaştırmak için yapmadığı şey kalmayacaktır. " yazmışsınız.
    Bu söylediğiniz demokratik bir cumhuriyette yukarıda da yazdığım gibi gerçekleşmez. Şeffalık ve basın özgürlüğü gibi demokratik unsurlar buna engel olur. Bu dediğiniz monarşide gerçekleşir. Monarkı denetleyen bir güç yoktur. Toplanan vergiyi istediği gibi harcar, saçıp savurur. Monarşinin yıkılacağından korkar. İktidarını sürekli güçlendirmeye çalışır.

    "Monarkın mevkini kötüye kullanma ihtimali cumhurbaşkanına göre daha azdır. "
    Kesinlikle daha fazladır. Monarkı kimmse yapacağı hatadan/yanlış işten sorumlu tutamaz. İstediği gibi at koşturur. Oysa demokratik bir cumhuriyette herkes denetlenir. Kimsenin hatası görmezden gelinmez. Hesabı sorulur.

    Dördünce sebebe cevap:
    Demokrasisi oturmayan bir devlet tabii ki de kolayca anti-demokratik bir yönetime dönebilir. Ama oturmuş demokrasilerde bu oldukça zordur. Monarşiler demokrasiye daha uygundur sözünüz yanlıştır. Demokrasinin kuvvetler ayrımını gerektirdiğini daha önce de yazmıştım. Kuvvetler ayrımı demokrasi için olmazsa olmazdır. Kuvvetler ayrımının önündeki en büyük engellerden biri de güç zehirlenmesidir. Bir adama gereğinden fazla veya gereğinden uzun süre yetki verilmesi güç zehirlenmesinin en büyük nedenidir. Devlet yönetimi böyle bir riskin alınacağı kadar basit bir iş değildir.

    Ek sebebe cevap:
    Biri "Bu topraklarda düzen böyledir. Hepinizi ben yöneteceğim." dese bu nasıl haklı olmayı sağlasın ki şunu diyorsunuz: "devlet başkanı olmayı kimin hakettiğini kimin haketmediğini o rejimin iç işleyişi belirlediği için monarşide monark devlet başkanı olmayı hakeder. "
    Bu mantığa göre güçlü olan her zaman haklıdır.
    Anayasal monarşi olan ülkelerde monarşinin genellikle sembolik olduğunu gelişmelerinin nedeninin de monarşi olmadığını, gelimiş ülkelerin geleneklerine verdiği önemi gösterdiğini bilmek çok zor olmasa gerek.

    Ek cevap:https://forum.donanimhaber.com/fb.asp?m=123480024

    Selamlar




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.