<blockquote id='quote'><font size='1' face='Verdana, Arial, Helvetica' id='quote'>quote:<hr height='1' noshade id='quote'><i>Originally posted by ducati</i> <br />:) Özdemir Asaf benim ilk şiir okumaya iten şahıs bence süper bir şair ben bayılıyorum tüm kitapları var okuduğumu bi daha okuyorum ki ben fazla kitap okumayı sevmem yani zor okurum ama şiir diyince akan sular duruyor valla.
Hepimiz birileri tarafından itildik ilk şiiri okumaya
Sevigiliye kul oldum Güzelliği seçeli. Varlıkta yoksul oldum, Benliğimden geçeli.
Vucut ruha ağ gibi Bir düğümlü bağ gibi Muhabbet menbağı gibi Varlığımdan geçeli. Necip Fazıl (ilk şiiri) kimseninin bu şiiri bilmeyeceğini düşünüyorum....
Vucut ruha ağ gibi Bir düğümlü bağ gibi Muhabbet menbağı gibi Varlığımdan geçeli. Necip Fazıl (ilk şiiri) kimseninin bu şiiri bilmeyeceğini düşünüyorum.... <hr height='1' noshade id='quote'></blockquote id='quote'></font id='quote'>
Garip Yolcu, Hoşgeldin yağmur altına, ama burada şemsiye açmak yok, haberin ola.
Madem Necip Fazıl'dan başladık güne:
GECEYE ŞİİR
Kalbim bir çiçektir, gündüzler ölgün; Gelin, gelin, onu açın geceler! Beni yadedermiş gibi, bütün gün Ötün kulağımda, çın çın geceler!
Geceler çekmeyin benim için hüzün, Gelin siz, ruhumu tenimden süzün; Bırakın naşımı yerde gündüzün, Gölgemi alın da kaçın geceler!
Devam...
BEKLENEN
Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar.
Bir gün sabah vakti kapıyı çalsam, Uykudan uyandırsam seni: Ki, daha sisler kalkmamıştır Haliç'ten. Vapur düdükleri ötmededir. Etraf alacakaranlık, Köprü açıktır henüz. Bir gün sabah sabah kapıyı çalsam...
Yolculuğum uzun sürmüş oldukça Gece demir köprülerden geçmiştir tren. Dağ başında beş on haneli köyler, Telgraf direkleri yollar boyunca Koşuşup durmuş bizle beraber.
Şarkılar söylemişim pencereden, Uyanıp uyanıp yine dalmışım. Biletim üçüncü mevki, Fakirlik hali. Lületaşından gerdanlığa gücüm yetmemiş, Sana Sapanca'dan bir sepet elma almışım..
Ver elini Haydarpaşa demişiz, Vapur rıhtımdadır pırıl pırıl, Hava hafiften soğuk, Deniz katran ve balık kokulu Köprüden kayıkla geçmişim karşıya, Bir nefeste çıkmışım bizim yokuşu...
Bir gün sabah sabah kapıyı vursam, -Kim o ? dersin uykulu sesinle içerden. Saçların dağınıktır, mahmursundur. Kimbilir ne güzel görünürsün sevgilim, Bir gün sabah vakti kapıyı çalsam, Uykudan uyandırsam seni, Ki, daha sisler kalkmamıştır Haliç'ten. Fabrika düdükleri ötmededir.
TURGUT UYAR
BU SEVGİDİR
Onun güzelliğini herkes görüyorsa o bence az güzeldir. Herkes biliyorsa o bence hiç güzel değildir. Onun güzelliğini yalnız ben görüyorsam bu sevgidir. Yalnız ben biliyorsam bu aşktır. Hiç kimse görmüyorsa bu yalnızlıktır.
ÖZDEMİR ASAF [drknrd]
ALDANI-ALDATI
Benim düşlerimin içinde O uyuyordu,duyuyordum. Ben bir uykusunda onun, Bir düş'ünde bulundum... Uyuyordu,duyuyordu, Avundum.
II
Benim düşlerimin içinde O uyumuyordu,biliyordum. Ben ne bir uykusunda onun, Ne de bir düş'ünde bulundum... Bulunsaydım, Vururdum....
ÖZDEMİR ASAF
2/1-1/2
Giderken bura için, gelince ora için, Gününde ve gecende kendince ora için Sakladığın kendini böldün iki yarım'a; İki kez yaralandın bir yarım yara için.
ÖZDEMİR ASAF
KELİMELER
Yarıda kalmış aşklarının hesapları içinde Denizlere açıldı içimizden biri Niçin gittiğini söylemeden. Doyulmamış arzularla doluydu yelkenleri. Yıpranmış kelimelerin verdiği güvenden. Bulacak sanıyordu yenilikleri. Her an bir yeni su vardı, Her yeni suda bir yeni an. Deniz, dalgalarıyla gösteriyordu dışından Yaşananla düşünülenler arasındaki farkı. Bitmiyordu köpüklerle renkler Bir başka damlada, bir başka ışıkta başlamadan. Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun. Dışında ne varsa yeni, ne varsa gerçek. Yeni manzaralarla gelen yeni duygular Hani, eski kelimelerle olmasa İnsanın ömrünce devam edecek. Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun. Anladı,ölmekle yaşamanın birleştiği noktada Yeni rüzgarlarla esen yeni korkulara Yeniliklerini bağışlamayan kelimelerin Nasıl düşman sığınaklar halinde direndiğini. Anladı, bütün olmuşlarla olanların Ve bütün olacakların O kelimelerin içinde Kendisine varmadan eskidiğini.
ÖZDEMİR ASAF
Ducati, Nerelerdeydin? Özlemiştik yahu. ENE de okusaydı Özdemir Asaf'ı, merak ediyordu.
[krl] Keloğlan, Hep buralardayımda şu aralar bir hoşum valla bende anlamadım gitti.... O zama bu şiirleri ilk olarak ENE ye adadım sonra sizlere....[bye]
<blockquote id='quote'><font size='1' face='Verdana, Arial, Helvetica' id='quote'>quote:<hr height='1' noshade id='quote'><i>Originally posted by ducati</i> <br />[krl] Keloğlan, Hep buralardayımda şu aralar bir hoşum valla bende anlamadım gitti.... O zama bu şiirleri ilk olarak ENE ye adadım sonra sizlere....[bye] <hr height='1' noshade id='quote'></blockquote id='quote'></font id='quote'>
Bahar da değil, bu hoşluk nedendir dersin?
Bazıları hüzün sever:
BU AKŞAM EN HÜZÜNLÜ ŞİİR
Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim Şöyle diyebilirim: gece yıldızla dolu Ve yıldızlar, masmavi titreşiyor uzakta Şakıyarak dönüyor gökte gece rüzgarı. Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim Sevdim ben onu, o da beni sevdi bir ara. Kollarıma aldım bu gece gibi kaç gece Kaç defa öptüm onu sonsuz göğün altında Sevdi beni o ben de bir ara onu sevdim O durgun, iri gözler sevilmez miydi ama
Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim. Yokluğunu düşünüp, yitmesine yanmakla Duyup geceyi, onsuz daha engin geceyi. Ota düşen çiy gibi, düşmekle şiir cana Ne gelir elden, sevgim onu tutamadıysa. Gece yıldız içinde, o yoldaş değil bana Hepsi bu. uzaklarda şarkı söylüyor biri. Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca Gözlerim arar onu, yaklaştırmak ister gibi Yüreğim arar onu, o yoldaş değil bana
Artık sevmiyorum ya nasıl, nasıl sevmiştim Sesim arar rüzgarı ulaşmak için ona Ellere yar olur. öpmemden önceki gibi. O ses, ışıl ışıl ten ve sonsuz bakışlarla Artık sevmiyorum ya severim belki yine Ne uzundur unutuş ah ne kısadır sevda Böyle gecelerde kollarıma aldım çünkü Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca
Belki bana verdiği son acıdır bu acı Belki son şiirdir bu yazdığım şiir ona
PABLO NERUDA
Bu saatler bana kaldı, Ama bu kadar tenhalık akla zarar..
DOST
Bir gece bize gel Merdivenler gıcırdamasın, Öyle yorgunum ki hiç sorma Sen halimden anlarsın.
Sabahlara kadar oturup konuşalım Kimse duymasın. Mavi bir gökyüzümüz olsun,kanatlarımız Dokunarak uçalım..
İnsanlardan buz gibi soğudum, İşte yalnız sen vardın Öyle halsizim ki hiç sorma Anlarsın.
Cahit KÜLEBİ
Pazar sabahına başlarken:
SABAH
Serin rüzgârlara pencereni aç! Karşında fecirle değişen ağaç, Bak, seyret ağaran rengini ufkun Mahmur gözlerinde süzülsün uykun. Bırak saçlarınla oynasın rüzgâr. Gümüş çıplaklığı bir başka bahar Olan vücudunu ondan gizleme. Ne varsa hepsini boyun, saç, meme, Esîrden dudaklar okşasın sevsin Mademki geceden daha güzelsin!
AHMET HAMDİ TANPINAR
merhaba arkadaşlar... benim zeki amcam akdeniz üniversitesi fizik bölümünde astronomi profesörü... antalya gözlem evinden sorumlu kişidir kendisi... bu tip konulardaki sorularınızı ona yöneltebilirsiniz... mail adresi : aslan@akdeniz.edu.tr
umarım bir gün uzaylılarla da tanışırız...
<blockquote id='quote'><font size='1' face='Verdana, Arial, Helvetica' id='quote'>quote:<hr height='1' noshade id='quote'><i>Originally posted by OguzKaganAslan</i> <br />merhaba arkadaşlar... benim zeki amcam akdeniz üniversitesi fizik bölümünde astronomi profesörü... antalya gözlem evinden sorumlu kişidir kendisi... bu tip konulardaki sorularınızı ona yöneltebilirsiniz... mail adresi : aslan@akdeniz.edu.tr
umarım bir gün uzaylılarla da tanışırız... <hr height='1' noshade id='quote'></blockquote id='quote'></font id='quote'>
Yolunu şaşıran bir post düşe düşe bizim "mteor yağmuruna" düştü.
GÜLSEN Behram Rozimuhammed (Özbekistan)
Gülsen karıncaların işiteceği sesle gül
Ağlasan devlerin işitmeyeceği sesle ağla
Kendinden de gizle gözyaşını kendinden de sakla
Sevgiye kendini sevmeyerek başla
Yansan küle dönüşene kadar hiç kimse bilmesin yandığını
Akaşmüstü de geldi yavaştan, bu Pazar tek başına karşıladım.
BEN ÖLÜRSEM AKŞAMÜSTÜ ÖLÜRÜM
Ben ölürsem akşamüstü ölürüm Şehre simsiyah bir kar yağar Yollar kalbimle örtülür Parmaklarımın arasından Gecenin geldiğini görürüm
Ben ölürsem akşamüstü ölürüm Çocuklar sinemaya gider Yüzümü bir çiçeğe gömüp Ağlamak gibi isterim Derinden bir tren geçer
Ben ölürsem akşamüstü ölürüm Alıp başımı gitmek isterim Bir akam bir kente girerim Kayısı ağaçları arasından Gidip denize bakarım Bir tiyatro seyrederim
Ben ölürsem akşamüstü ölürüm Uzaktan bir bulut geçer Karanlık bir çocukluk bulutu Gerçeküstü bir ressam Dünyayı değiştirmeye başlar Kuş sesleri, haykırışlar Denizin ve kırların Rengi birdenbire karışır
Sana bir şiir getiririm Sözler rüyamdan fışkırır Dünya bölümlere ayrılır Birinde bir pazar sabahı Birinde sararmış yapraklar Birinde bir adam Her şeye yeniden başlar