Şimdi Ara

Şiirler,güzel sözler (250. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
4 Misafir - 4 Masaüstü
5 sn
5.331
Cevap
42
Favori
629.665
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 248249250251252
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Söz-Müzik: Nadir Göktürk
    Ezginin Günlüğü

    Eksik Bir Şey

    Eksik bir şey mi var hayatımda
    Gözlerim neden sık sık dalıyor?
    Eksik bir şey mi var hayatımda
    Gökyüzü bazen ciğerime doluyor?

    Öyle bir şey ki bu, kolay anlatamam.
    Atsan atılmaz, satsan satamam.
    Eksik bir şey mi var, anlayamam.
    Bak çayım sigaram, her şeyim tamam.

    Kalksam duraktan dolmuş gibi
    Arka koltukta unutulmuş gibi
    Terliklerimle, gelsem sana
    Sonunda aşkı bulmuş gibi...
  • Uzun süredir ilk defa birşeyler karaladım. Birbirinden bağımsızlar. Buyrun

    -I-

    İki adım ileri, bir adım geri gidiyorum
    Dönmek isteğim tutuyor ikide bir
    Ardışık sayıların tek düzeliğine ayak uyduramıyorum senden uzaklaşırken.
    Kaldırım taşlarını ardışık arşınlayamıyorum.
    Başımı arkaya çevirsem belki,
    Yapamıyorum dercesine bakacaksın göz bebeklerime
    Filmlerdeki gibi...
    Ama sanmıyorum, o kadar emin döndün ki geri.

    İki adım ileri, bir adım geri...
    Kaç adım attım gittiğinden beri?

    -II-

    Saniyeleri değil kareleri sayıyorum
    24 e böldüğüm.
    Kısa metraj filmlerimde
    Ben yalnız'ı oynuyorum.
    Her gün film şeritlerinde yalnız adamın
    Sevdiği kadını arıyor gözlerim.
    O dönmüyor, ben arıyorum
    Kadın dönmüyor çünkü ben onu arıyorum.

    ...

    Bilmiyorum artık adam yalnız değil belki...
    Zaten zaruri bir ihtiyaç değildi benimkisi




    Not:Filmlerde bir saniye 24 kareden oluşur.
  • " Bir türküsün sen dilimde dolanan,ama kalbimle söyleyebildiğim "...

    Buda benim yorumum.
  • Derdi de sevinci de atar başından
    Bu dünyanın gizlerinden haberi olan.
    Madem iyi de kötü de yok olacak;
    Ha baştanbaşa dert olmuşsun ha derman!

    Ömer Hayyam
  • Gözbebeğimdeki Tebessüm

    Kusursuz bir ordunun donanımlı askeri gibi değil
    Kaybede kaybede körleşmiş kılıcından başka hiçbir şeyi olmayan
    Yetim bir savaşçı gibi yeniliyorum sana...
    Sen savaş sonrası ganimetlerini toplarken
    Ben yastığımdaki çukura esir veriyorum
    Gözbebeğimdeki tebessüm güllerini....

    alıntı: SERAPben
  • Gönül, her an sevdiğinin kapısında ol;
    Her istediğini onda ara, onda bul.
    Aşk tavlasında hileye kaçma kalleşçe:
    Koy canını ortaya, soyulursan soyul

    Ömer HAYYA
    M
  • AYDINLIK NEYİN OLUYOR?



    aydınlık neyin oluyor senin

    gökyüzü akraban filan mı

    beni bulur bulmaz gözlerin

    şimşek çakıyorum yalan mı

    yüzünde yalazını gezdirdiğin

    saçlarından tutuşmuş orman mı

    akla ziyan bir şey elektriğin



    ayışığı mavisi dudaklarından mı

    o ışık zenginliği mi giyindiğin

    uzay tozları mı yıldızlardan mı

    elime dokunduğu an elin

    güneşler açıyorum sahi ondan mı

    aydınlık neyin oluyor senin


    Attila İlhan
  • YALNIZLIĞI DENEMEK


    gecenin ortasında ne işin var

    yıldızlara dokunma yanarsın

    bak birazdan ay da batacak

    karanlık bulaşmasın ellerine

    tersine döner yolunu bulamazsın



    içi dışı uzay tozu yansımalar

    sahi mi yalan mı anlayamazsın

    bir rüya gemisi iskele sancak

    dokunup geçiyor hayallerine

    ağlayasın gelir ağlayamazsın



    sevmek insanın yüreği kadar

    küçükse büyüğünü taşıyamazsın

    yalnızlığı da dene oldu olacak

    nasıl yankılanır derinden derine

    iyi midir kötü mü çıkaramazsın



    insan insanı kendisi tamamlar

    içinde başka dışında başkasın

    eksikliğin fazlana elbet bulaşacak

    öbürü sığacak bunun derisine

    yoksa sabaha sağ çıkamazsın


    Attila İlhan
  • GÜLÜŞÜN



    gülüşünde bir mana var

    saklayamazsın

    sarılışında ne düşler

    ne düşükler

    sakınamazsın



    aynı yolları,

    kimsesiz mekanları

    birlikte özleme hasreti...

    yalnızlığımın dert ortağı gastrit...



    gülüşünde bir mana var

    saklayamazsın



    bütün iç savaşlarda

    rehin alındı bu yürek

    kandıramazsın



    hangi çekilişin

    büyük ikramiyesi bu,

    en uzak sevişmelerin

    yeni yetme utancı

    lakin aşk

    biraz da utanmaktır yaşamaktan...

    sakınamazsın...

    yeni yetmelik işine gelince

    o zaten hepimizin gizli öznesi

    Türkçe'de var

    bazı dillerde yok



    gülüşünde bir mana var

    saklayamazsın

    kime niyet kime felaket bu aşk

    anlayamazsın



    ödümüz patlıyor acı çekmekten

    oysa

    biraz da acıdır

    aşkın mayası...

    kaçınamazsın...



    gülüşündeki manayı saklayamazsın

    tutunacak verimiz yok

    resmi tutanaklarda



    gülüşünde bin yıllık hasret var

    saklayamazsın

    .........................................



    bu yazık karşılaşmanın

    alnımıza çakılıyor anafikri :



    aşka cesaretimiz yoksa

    başka zaman görüşürüz!


    Yılmaz Erdoğan
  • SANA BAKMAK


    Herşey yapılabilir

    Bir beyaz kağıtla

    Uçak örneğin, uçurtma mesela.

    Altına konulabilir

    Bir ayağı ötekinden kısa olduğu için

    Sallanan bir masanın.

    Veya şiir yazılabilir

    Süresi ötekilerden kısa

    Bir ömür üzerine..



    Bir beyaz kağıda

    Herşey yazılabilir,

    Senin dışında..

    Güzelliğine benzetme bulmak zor,

    Sen iyisimi sana benzemeye çalışan

    Herşeyden:

    Bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor.

    Belki tabiattadır çaresi

    Senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin..

    Ve benim

    Bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim..

    Anlarım bitkiden filan

    Ama anlatamam

    Toprağın güneşle konuşmasını

    Sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla



    Sen bana ışık ver yeter

    Bende filiz çok..

    Köklerim içimde gizlidir

    Gelen giden, açan soran, bere budak yok

    Bir şiir istersin

    "içinde benzetmeler" olan

    Kusura bakma sevgilim

    Heybemde sana benzeyecek kadar

    Güzel birşey yok



    Uzun bir yoldan gelen

    Tedariksiz, katıksız bir yolcuyum

    Yaralı yarasız sevdalardan geçtim

    Koynumda bir beyaz kağıt boşluğu

    Herşeyi anlattım..

    Olan olmayan, acıtan sancıtan..

    Bilsem ki sana varmak içindi

    Bütün mola sancıları

    Bütün stabilize arkadaşlıklar

    Daha hızlı koşardım

    Severadım gelirdim

    Gözlerinin mercan maviliğine..



    Sana bakmak

    Suya bakmaktır..

    Sana bakmak

    Bir mucizeyi anlamaktır..



    Sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır

    Aşk sorgusunda şahanem

    Yalnız kelepçeler sanıktır

    Ne yazsam olmuyor

    Çünkü bilenler hatırlar..

    Hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar

    Bahçıvan değil tüccarlardır

    Sen öyle göz,

    Sen öyle toprak ve güneş ortaklığı

    Sen teninde cennet kayganlığı iken,

    Sana şiir yazmak ahmaklıktır..



    Bir tek söz kalır

    Dişlerimin arasından

    Ben sana gülüm derim

    Gülün ömrü uzamaya başlar



    Verdiğim bütün sözler

    Sende kalsın isterim

    Ben sana gülüm derim

    Gül sana benzediği için ölümsüz..

    Yazdığım bütün şiirler

    Sana başlayan bir kitap için önsöz



    Sana bakmak

    Bir beyaz kağıda bakmaktır.

    Her şey olmaya hazır

    sana bakmak

    suya bakmaktır..

    gördüğün suretten utanmak..

    sana bakmak

    bütün rastlantıları reddedip

    bir mucizeyi anlamaktır..

    sana bakmak

    Allah’a inanmaktır.


    Yılmaz Erdoğan
  • ÖZLEDİM

    Yağmur var çok sevdiğim rüzgar da
    Bugün Pazar daha uyanmadı komşular
    Damların üzerinde kuşlar daha rahatlar
    Radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde
    Gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru
    Yağmur da var çok sevdiğim rüzgar da
    Daha uyanmadı komşular bugün Pazar
    Ve ben seni çok özledim

    Dışarı çıkmak istiyor canım
    Tek başına haytalık etmek
    Islanmak Pazar sabahında yağmurda
    Boş caddelerde dolaşmak
    Vitrinlere bakmak
    Sinemaların afişlerine
    Sokakların isimlerine
    Telefon kulübelerinde uyuyan çocuklara
    Bir merhaba demeli sessizce
    Sahilde martılara simit atmak
    Otobüslerin ilk seferlerine binmek
    Gitmek istiyor canım
    Hayatın gittiği yere
    Islık çalıp şarkılar uydurmak kendi kendine
    Fırından taze ekmek alıp buğusunu çekmek içine
    Ve ben seni çok özledim

    Tam böyle bir şey
    Çiçeğe su yürümesi
    Bebeğin ağlaması
    Toprağın uyanması
    Yağmurun yağması
    Ateşin sıcağı
    Bu Pazar sabahı
    Tam böyle bir şey
    Bir sabahçı kahvesine uğramak
    Bir bardak çay taze dem kokusu
    Yani hayatın atardamarlarında dolaşmak
    Bölmeden şehrin uykusunu

    Bir şiir yazmak
    Pazar bulmacasının boş karelerine
    Tam böyle bir şey
    Hesapsız gölgesiz bedelsiz kimsesiz
    Bir şiir yazmak
    Bir bardak çay içmek
    Sokaklarda gezmek
    Yağmurda ıslanmak
    Ve ben seni çok özledim

    Yağmur da var çok sevdiğim rüzgar da
    Bugün Pazar daha uyanmadı komşular
    Damların üzerinde kuşlar daha rahatlar
    Radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde
    Gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru
    Yağmur da var çok sevdiğim rüzgar da
    Bugün Pazar
    Ve ben seni çok özledim

    İBRAHİM SADRİ
  • Harikasınız arkadaşlar
  • Ben uzun zamandır yoktum İbrahim Sadri şiirleri eklicem
  • VUR BİTSİN

    Orada masanın üstünde bir resim
    İkimiz denize karşı durmuşuz Üsküdar'da
    Saçlarımızın üzerinde martılar
    Gözlerimizde acemi bir aşk
    Biraz umut
    Ve tuhaf ve çocuksu bir mutluluk
    Senin sırtında sarı yağmurluğun
    Kadıköy'de ucuzluktan almışız
    Bende o siyah kazak
    Hani bir kedi gibi sokulduğun
    Şubat ve yağmur yağıyormuş meğerse
    Islatan her tarafımızı
    Orada masanın üstünde bir resim
    Yak bitsin

    Orada kapının arkasında bir yazı
    "Seviyoruz" yazmışız birlikte
    Harfler nasıl titremiş meğer ellerimizde
    Bir Pazartesi akşamı ben eve dönünce
    Tutup öyle yazmışız nereden estiyse
    Hep gülüşün, hep sıcaklığın sinmiş harflere
    Ne yaptığın çorbanın, ne pilavın tadı
    Sobayı yakmayı unutmuşuz ne gam
    Senin çiğdemler açmış yüzünde sıcaklığın
    Orada kapının arkasında bir yazı
    Sil bitsin

    Orada sehpanın üstünde iki bardak
    Senin demlediğin çayı içmişiz birlikte
    Nasıl da dalgamızı geçmişiz dünyanın bütün dertleriyle
    Bir masalmış bir yalanmış gibi korkmuşuz
    Sıkı sıkıya yaslanmışız bahtımızın kara yıldızına
    Ben tek sen üç şeker atmışın filiz çayımıza
    Sonra açıp perdeyi gökyüzünden bir dilek tutmuşuz
    Mehtap gülümsemiş deli yürek çocukluğumuza
    Orada sehpanın üstünde iki bardak
    Kır bitsin

    Orada odaya saçılmış küçük hatıralar
    Ne yana dönsem senden bir parça bir şey
    Belki minik kızgınlığın, belki bir gülüşün uluorta
    Böreğin altını yakışın, düğmemi dikerken iğneyi eline batırışın
    Ve saçların, kan gülleri taktığın, beni mahpus bıraktığın saçların
    Ne yana dönsem bir parça bir şey senden
    Hep o kanepede oturmuşluğun, şu senin küçük yastığın, şu eşarbın,
    İşte şu bir haziran akşamı gitmek için ayaklanışın
    Ne yana dönsem bir parça bir şey senden
    Orada odaya saçılmış küçük hatıralar
    Git bitsin.

    Orada ayaklarının dibinde bir adam
    Adam bütün adamlığını dökmüş önüne
    Böyle kaç gün ya da kaç gece, ayaklarının dibinde
    Öyle kolay mı öyle kolay gitmek
    Her şeyi, bu İstanbul'u, o sevdiğin adaların kokusunu
    Mısır çarşısını, Eminönü'nün balık ekmeğini
    Beyoğlu'nun sinema salonlarını, birlikte beklediğimiz 28 numarayı,
    Unutmak öyle kolay mı öyle kolay
    Orada ayaklarının dibinde bir adam
    Kov bitsin

    Orada çekmecede yedi otuzbeş bir silah
    Babadan kalma
    Hani bir bayramda saydırmışız havaya
    Sen biraz ürkek sokulmuşun omzuma
    Kuşlar havalanmış bütün kuşları İstanbul'un
    Giderken galiba bir beni bir de bunu unutmuşun
    Orada çekmecede yedi otuzbeş bir silah
    Ve burada zaten öldürdüğün bir yürek
    Vur bitsin

    Not: Şiir kime ait bilmiyorum ama İbrahim Sadri'den dinlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi PhsycoMantis -- 8 Ocak 2010; 22:20:53 >
  • Gönlümle baş başa düşündüm demin;
    Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
    Simdi tâ içinde bomboş kalbimin
    Akisleri sönen bir ses gibisin.

    Mâziye karısıp sevda yeminim,
    Bir anda unuttum seni, eminim
    Kalbimde kalbine yok bile kinim
    Bence artik sen de herkes gibisin.

    Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
    Onlardan kalbime sevda geçmiyor
    Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
    Çünkü bence simdi herkes gibisin

    Yolunu beklerken daha dün gece
    Kaçıyorum bugün senden gizlice
    Kalbime baktım da işte iyice
    Anladim ki sen de herkes gibisin

    Büsbütün unuttum seni eminim
    Maziye karıştı simdi yeminim
    Kalbimde senin için yok bile kinim
    Bence sen de simdi herkes gibisin...

    NAZIM HİKMET RAN
  • DesertRose yapma. :/





    Gözlerin gözlerin gözlerin,
    ister hapisaneme, ister hastaneme gel,
    gözlerin gözlerin gözlerin hep güneşte,
    şu Mayıs ayı sonlarında öyledir işte
    Antalya tarafında ekinler seher vakti.



    Gözlerin gözlerin gözlerin,
    kaç defa karşımda ağladılar
    çırılçıplak kaldı gözlerin
    altı aylık çocuk gözleri gibi kocaman ve çırılçıplak,
    fakat bir gün bile güneşsiz kalmadılar.



    Gözlerin gözlerin gözlerin,
    gözlerin bir mahmurlaşmayagörsün
    sevinçli bahtiyar
    alabildiğine akıllı ve mükemmel
    dillere destan bir şeyler olur dünyaya sevdası insanın.



    Gözlerin gözlerin gözlerin,
    sonbaharda öyledir işte kestanelikleri Bursa'nın
    ve yaz yağmurundan sonra yapraklar
    ve her mevsim ve her saat İstanbul.



    Gözlerin gözlerin gözlerin,
    gün gelecek gülüm, gün gelecek,
    kardeş insanlar birbirine
    senin gözlerinle bakacaklar gülüm,
    senin gözlerinle bakacaklar.



    Nazım Hikmet RAN
  • http://www.tomsuk.name.tr/flash_animasyon.htm

    güzel bir derleme, şiirle ilgilenenler göz atsın derim
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hüsnü Kuruntu

    DesertRose yapma. :/





    Gözlerin gözlerin gözlerin,
    ister hapisaneme, ister hastaneme gel,
    gözlerin gözlerin gözlerin hep güneşte,
    şu Mayıs ayı sonlarında öyledir işte
    Antalya tarafında ekinler seher vakti.



    Gözlerin gözlerin gözlerin,
    kaç defa karşımda ağladılar
    çırılçıplak kaldı gözlerin
    altı aylık çocuk gözleri gibi kocaman ve çırılçıplak,
    fakat bir gün bile güneşsiz kalmadılar.



    Gözlerin gözlerin gözlerin,
    gözlerin bir mahmurlaşmayagörsün
    sevinçli bahtiyar
    alabildiğine akıllı ve mükemmel
    dillere destan bir şeyler olur dünyaya sevdası insanın.



    Gözlerin gözlerin gözlerin,
    sonbaharda öyledir işte kestanelikleri Bursa'nın
    ve yaz yağmurundan sonra yapraklar
    ve her mevsim ve her saat İstanbul.



    Gözlerin gözlerin gözlerin,
    gün gelecek gülüm, gün gelecek,
    kardeş insanlar birbirine
    senin gözlerinle bakacaklar gülüm,
    senin gözlerinle bakacaklar.



    Nazım Hikmet RAN





    Sen de yapma :)





    Durup dururken yıldızlar inip sallanıyor bir bahçede, salıncakta,
    Durup dururken mezardaki halim geçiyor aklımdan,
    Durup dururken kafamda bir güneşli duman,
    Durup dururken hiç bitmeyecekmiş gibi bağlanıyorum başladığım güne,
    Ve her seferinde sen çıkıyorsun suyun yüzüne...

    Nazım Hikmet
  • Ey kara cübbeli!
    Taş atma bu dünyayı bilmek isteyenlere.
    Onlar yaradanın sanatı peşindeler;
    Seninse aklın fikrin abdest bozan şeylerde...

    Dünya dediğin bir bakışımızdır bizim;
    Ceyhun nehri kanlı göz yaşımızdır bizim;
    Cehennem, boşuna dert çektiğimiz günler,
    Cennetse gün ettiğimiz günlerdir bizim.

    Ben bıyıkları süpürge etmişim meyhanede:
    Hayırmış, şermiş bırakmışım ikisini de.
    İki dünyayı karpuz gibi önüme koysalar
    Ne birine metelik veririm, ne ötekine.


    Ömer Hayyam

    *iki dünyayı karpuz gibi önüme koysalar
    ne birine metelik veririm, ne ötekine.
  • Sana derim sana ey benim aklım
    Sakın ha başıma gelme bir daha.
    Şu dünyaya sarhoş olan yararmış
    Ayık ol, kendini bilme bir daha.
    Mahzuni
  • 
Sayfa: önceki 248249250251252
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.