Şimdi Ara

VW Passat sahipleri ve sevenler kulübü (79. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
5 Misafir - 5 Masaüstü
5 sn
43.727
Cevap
132
Favori
4.505.876
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 7778798081
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • OK MEKE BEN TSİ OLARAK DÜŞÜNDÜM.KOLAY GELSİN.
    quote:

    Orjinalden alıntı: meke

    dr_ozi, benim aracım 2.0 TDI ve bakımları 10.000 de bir
  • Süper bir espri kompozisyonu olmus Mert Yigidim, süper ötesi olmus. Çok güldüm tavsan - yaban domuzu benzetmesine

    quote:

    Orjinalden alıntı: mertbasaran
    Arkadaşlar,
    Aşağıdaki resim Taner'in Kamyon ve Alfa Romeo'nun çarptığı yaban domuzunu hayata döndürmeye çalışırken çekilmiş resmi.
    Passat kullanıcısı daima yardımsever ve doğa dostudur.

    Not : Resimdeki yaban domuzu bir miktar tavşana benzesede çarpmanın şiddeti ile bu hale gelmiştir. Yoksa kendisi %100 yaban domuzudur.

    Hepinize iyi bir hafta olması dileğiyle,
    Mert
  • Tatil Taner abiye yaramış galiba, resme bakılırsa saçları mı çıkmış ne?

    reklam 10 numara olmuş ama, bu kadar güzel anlatılabilirdi çevre hassasiyeti..

    ben arabayı çiplettiğimden beri dip gaz yaptığımda çıkan bir miktar dumana istinaden diğer arabaların eksozlarından çıkan dumanlara bakar oldum(algıda seçicilik), görüyorum ki bir çok araba siyah duman atıyor.. hele toplu taşım araçlarını (halk otobüsü, minibüs vb) hiç saymıyorum, onlar maaşallah fabrika bacası gibi geziyor..

    gördüğüm binek araçların hepsi çipli değildir muhtemelen, o zaman 50 ppm deyip Eurodiesel diye aldığımız yakıtı bile TR standartlarına çekmişiz ve Eurodiesel yakıt bile yetersiz denebilir mi acaba? aklıma başka birşey gelmiyor çünkü..
  • @meke,@mertbasaran

    Verdiğiniz bilgiler için çok teşekkürler
  • Türkiye'de Türk Tatik Köyünden Manzaralar

    1. Yerli misafirler diğer yerli misafirlerden nefret ediyor.
    2. Yerli misafirler özellikle yabancı misafirleri süzmek için gelmiş gibi davranıyor, sizin de yerli olduğunuzu görünce (kıllı) sırtını çevirip Mozambikliymişiniz gibi davranıyor.
    3. Plajın bir tarafından 300 metre ötedeki diğer tarafına "Kemal abiiiiii, bedava hamburger ve biraaaa var!" şeklinde bağıranlar kim acaba?
    4. Tabağına her çeşitten az almak adettenken her çeşitten ayrı bir tabağa almak acaba hangi memlekelinin fikri?
    5. "Çay yok mu?", "Çay yok mu??" diye ortalıkta 0 RH + kan ararmış gibi heyecanlanan bir yerli turistten başka ne olabilir?
    6. Çığlık atar gibi kahkahayla gülen, eski Ankara otogarındaki lokantada yemek yiyormuş gibi yiyen, sıraya girmeden kaynak yapan, 1971 Paris Fuarından kalma mayo ve 1955'ten kalma bikinisiyle gelenler acaba kimler? Acaba kimler...???

    Not: Bunlar sadece izlenimlerim. Yoksa hava-su-deniz enfes ve nefis dostlarım.

    1/3 Yerli
    1/3 Rus
    1/3 Alman

    olunca kimse kimseye karış(a)mıyor...!! Ha ha!

    T.G.
  • İstisnasız gittiğim tüm tatil köylerinde rastladığım örnekler.

    1. Masaya 3 kişi oturup +10 tabakla yemek yiyen (daha doğrusu etraftakilerin iştahını kapatan) onlar.
    2. Kahvaltı saati hariç tüm gün içip otelde kokudan yanlarına yaklaşılamayan onlar.
    3. Olay sırf çay olsa iyi taze sıkılmış portakal suyunu kelle başı üçer bardaktan az olmamak koşuluyla alan ve sırada bekleyenleri umursamayan onlar.
    4. Etrafta bırakın bağırarak konuşmayı kendi kendilerine şarkılar marşlar söylerken etrafta acaba rahatsız olan var mı diye düşünmeyen onlar.
    5. Havuz kenarında her türlü taşkınlığı yapan onlar.
    6. Plaj çantalarını pazar çantası gibi kullanıp içine kayısı, elma ve istiflenebilecek bilimum meyveyi koyan yine onlar.
    7. Animasyon saatinde maç yapmaya kalkarsanız iğrenç kokularıyla sizi spordan soğutan yine onlar.
    8. Asla günaydın/iyi günler/iyi akşamlar demeyen onlar.
    9. Aklıma gelmeyen onlarca özellikleriyle medeniyet olarak bizden çok geride olan onlar.

    onlar = ruslar

    Yani Taner abi bence bizimkilerin kıymetini bilmek lazım zira içlerinden bir miktar kendini bilmez çıksa dahi bir çoğu daha edepli davranmaya gayret ediyor. Tabi genetik faktörlerin devreye girdiği anlarda yapılan abartılı tutumlar olmuyor değil.

    Bu arada iyi tatiller

    quote:

    Orjinalden alıntı: tanergode

    Türkiye'de Türk Tatik Köyünden Manzaralar

    1. Yerli misafirler diğer yerli misafirlerden nefret ediyor.
    2. Yerli misafirler özellikle yabancı misafirleri süzmek için gelmiş gibi davranıyor, sizin de yerli olduğunuzu görünce (kıllı) sırtını çevirip Mozambikliymişiniz gibi davranıyor.
    3. Plajın bir tarafından 300 metre ötedeki diğer tarafına "Kemal abiiiiii, bedava hamburger ve biraaaa var!" şeklinde bağıranlar kim acaba?
    4. Tabağına her çeşitten az almak adettenken her çeşitten ayrı bir tabağa almak acaba hangi memlekelinin fikri?
    5. "Çay yok mu?", "Çay yok mu??" diye ortalıkta 0 RH + kan ararmış gibi heyecanlanan bir yerli turistten başka ne olabilir?
    6. Çığlık atar gibi kahkahayla gülen, eski Ankara otogarındaki lokantada yemek yiyormuş gibi yiyen, sıraya girmeden kaynak yapan, 1971 Paris Fuarından kalma mayo ve 1955'ten kalma bikinisiyle gelenler acaba kimler? Acaba kimler...???

    Not: Bunlar sadece izlenimlerim. Yoksa hava-su-deniz enfes ve nefis dostlarım.

    1/3 Yerli
    1/3 Rus
    1/3 Alman

    olunca kimse kimseye karış(a)mıyor...!! Ha ha!

    T.G.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi furkan_ -- 25 Ağustos 2008; 15:07:23 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: tanergode

    Türkiye'de Türk Tatik Köyünden Manzaralar

    1. Yerli misafirler diğer yerli misafirlerden nefret ediyor.
    2. Yerli misafirler özellikle yabancı misafirleri süzmek için gelmiş gibi davranıyor, sizin de yerli olduğunuzu görünce (kıllı) sırtını çevirip Mozambikliymişiniz gibi davranıyor.
    3. Plajın bir tarafından 300 metre ötedeki diğer tarafına "Kemal abiiiiii, bedava hamburger ve biraaaa var!" şeklinde bağıranlar kim acaba?
    4. Tabağına her çeşitten az almak adettenken her çeşitten ayrı bir tabağa almak acaba hangi memlekelinin fikri?
    5. "Çay yok mu?", "Çay yok mu??" diye ortalıkta 0 RH + kan ararmış gibi heyecanlanan bir yerli turistten başka ne olabilir?
    6. Çığlık atar gibi kahkahayla gülen, eski Ankara otogarındaki lokantada yemek yiyormuş gibi yiyen, sıraya girmeden kaynak yapan, 1971 Paris Fuarından kalma mayo ve 1955'ten kalma bikinisiyle gelenler acaba kimler? Acaba kimler...???

    Not: Bunlar sadece izlenimlerim. Yoksa hava-su-deniz enfes ve nefis dostlarım.

    1/3 Yerli
    1/3 Rus
    1/3 Alman

    olunca kimse kimseye karış(a)mıyor...!! Ha ha!

    T.G.


    Sırf bu yüzden benim son senelerdeki tatil anlayışım değişti.

    - 20-30 odadan fazla olmayan,
    - Resepsiyonda Check-in için sıra beklemediğin.
    - Yan odada , karşıda , veya alt katta kalan kişilerle tanışabildiğin,
    - Sabah kalkıp masaya oturduğunuzda "Çay içermi acaba ?" diye gözünün içine bakan bir hanım kızın olduğu.
    - Akşam yemeği için, sabah havuz için , öğleden sonra deniz kenarı için yer ayırtma , şenzlong kapma yarışına girmediğin
    - Herşey dahil sisteminin olmadığı , yediklerinin özenle hazırlıp sunulduğu , tabakların süslenip önüne konulduğu.
    - Evlilik yıldönümün için masana şarap gönderilecek kadar işletmecisinle dost olabildiğin


    yerlere gidiyorum arkadaşlar. Ve inanın çok daha güzel , çok daha huzulu ve dinlendirici oluyor.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: mertbasaran
    - 20-30 odadan fazla olmayan,
    - Resepsiyonda Check-in için sıra beklemediğin.
    - Yan odada , karşıda , veya alt katta kalan kişilerle tanışabildiğin,
    - Sabah kalkıp masaya oturduğunuzda "Çay içermi acaba ?" diye gözünün içine bakan bir hanım kızın olduğu.
    - Akşam yemeği için, sabah havuz için , öğleden sonra deniz kenarı için yer ayırtma , şenzlong kapma yarışına girmediğin
    - Herşey dahil sisteminin olmadığı , yediklerinin özenle hazırlıp sunulduğu , tabakların süslenip önüne konulduğu.
    - Evlilik yıldönümün için masana şarap gönderilecek kadar işletmecisinle dost olabildiğin

    yerlere gidiyorum arkadaşlar. Ve inanın çok daha güzel , çok daha huzulu ve dinlendirici oluyor.


    Yukarida saydiklarin bile bana çok gelir Mert Yigidim. Atarim kendimi Datça'nin köylerine, TR'nin en güneybati uçlarina, kapatirim cebimi, bakarim keyfime.

    Kaldigim pansiyon çamasir suyuyla silinip süpürülür. Odalari klimali ve bol pencerelidir. Her birinin çok büyük banyo-tuvaleti mevcuttur. Oda basina bir tane 350-400 lt'lik (Passat bagajindan ufak tabi ) buzdolabi olur mutfakta.

    Halikarnas Balikçisinin Adalar Denizi Archipelagos terastan görünür. Bahçenin girisinde illaki bir adet çesme bulunur ayak ve palet-maske-gözlük yikamak için. Çakil tasli 1800 metrelik tertemiz kumsal 65 saniye mesafede göz kirpar. Bahçedeki 2 adet büyük incir agacina tirmanir incir toplar, sögüt agacinin altina düldülünü parkedersin.

    Jandarma, manav, kahveci, rüzgar sörfçüsü tanir, bakkal bilir, kahvedekiler selam verir, balciyla sohbet keyiflidir . Kahveye gidersin, sen bir bira içinceye kadar kahveci senle beraber 2 bira devirir Cumaya gidersin, imama "Hocam bahçedeki üzümleri yememe icazet var midir?" dersin, salkimlari kendi toplar da getirir...

    Türlü türlü baliklarin seninle beraber yüzdügü o Adalar Denizinde kafa koparan sürat tekneleri, jetski, parasailing yoktur. En önemlisi tüm üçkagitçilari, 5 saniyeye 2 yalan sigdirabilen ikiyüzlüleri, samimiyetsiz görgüsüzleri, çakal ve sirtlanlariyla ISTANBUL YOKTUR ORADA...

    YETER ULAN YETER ... ALMANYA VIZE VERMEZSE VERMESIN... GIDECEGIM YER BELLI BENIM.
  • evet arkadaşlar bizim düldül de 10.000 km yi devirdi sonunda.haftasonu yine iğneada'ya çufçufladık.deniz-güneş-balık-huzur ...bu arada dönüşte biraz agressif kullandım ve 200 km/h gördüm rahatlıkla .(lüleburgaz-istanbul arası otoban)ama birara 140-150 arası giderken bide ne göreyim koca köpek karşıdan karşıya geçmek için bizi beklemiş ve burun buruna geldik ve ençok yarım metre farkla yırttık .ALLAH korusun arkadaşlar hız yapıyoruz ama kötü sonuçlar da olabiliyor lütfen nefsimize hakim olalım...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: meke

    Arkadaşlar, aracım 10115 km oldu, bugün öğlen bakıma giriyor.

    Telefon ile randevu aldım ve 10.000 bakım fiyatını sordum, 270 YTL dediler.


    Araba bakımdan geldi mi Meke ?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mertbasaran -- 25 Ağustos 2008; 19:04:56 >
  • Bu bakım konusu cidden çok enteresan. Bizlere söylenen dizeller 10.000km'de, benzinliler 15.000 km'de bir bakıma götürülür. Benim aracımda dizel ve 10.000km'de bir götürüyorum. Ancak torpidodaki anahtar tuşuna kontak açıkken bastığımda daha 12100km veya 347 gün var yazdı servise. Ben düzenli olarak oradan takip ediyorum ve hep 15.000km'de bir servisi gösteriyor. Sanki bu 10.000km olayı Türkiye'ye özelmiş gibi bir hava sezinliyorum VW'de. Mesela BMW dizellerde 10.000 km bakımı diye birşey yok. İlk bakım 30.000 km'de ve bir sonraki de 60.000km'de. Motor yağı bile 30.000km'de bir değişiyor.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: LagrangePasha

    quote:

    Orjinalden alıntı: mertbasaran
    - 20-30 odadan fazla olmayan,
    - Resepsiyonda Check-in için sıra beklemediğin.
    - Yan odada , karşıda , veya alt katta kalan kişilerle tanışabildiğin,
    - Sabah kalkıp masaya oturduğunuzda "Çay içermi acaba ?" diye gözünün içine bakan bir hanım kızın olduğu.
    - Akşam yemeği için, sabah havuz için , öğleden sonra deniz kenarı için yer ayırtma , şenzlong kapma yarışına girmediğin
    - Herşey dahil sisteminin olmadığı , yediklerinin özenle hazırlıp sunulduğu , tabakların süslenip önüne konulduğu.
    - Evlilik yıldönümün için masana şarap gönderilecek kadar işletmecisinle dost olabildiğin

    yerlere gidiyorum arkadaşlar. Ve inanın çok daha güzel , çok daha huzulu ve dinlendirici oluyor.


    Yukarida saydiklarin bile bana çok gelir Mert Yigidim. Atarim kendimi Datça'nin köylerine, TR'nin en güneybati uçlarina, kapatirim cebimi, bakarim keyfime.

    Kaldigim pansiyon çamasir suyuyla silinip süpürülür. Odalari klimali ve bol pencerelidir. Her birinin çok büyük banyo-tuvaleti mevcuttur. Oda basina bir tane 350-400 lt'lik (Passat bagajindan ufak tabi ) buzdolabi olur mutfakta.

    Halikarnas Balikçisinin Adalar Denizi Archipelagos terastan görünür. Bahçenin girisinde illaki bir adet çesme bulunur ayak ve palet-maske-gözlük yikamak için. Çakil tasli 1800 metrelik tertemiz kumsal 65 saniye mesafede göz kirpar. Bahçedeki 2 adet büyük incir agacina tirmanir incir toplar, sögüt agacinin altina düldülünü parkedersin.

    Jandarma, manav, kahveci, rüzgar sörfçüsü tanir, bakkal bilir, kahvedekiler selam verir, balciyla sohbet keyiflidir . Kahveye gidersin, sen bir bira içinceye kadar kahveci senle beraber 2 bira devirir Cumaya gidersin, imama "Hocam bahçedeki üzümleri yememe icazet var midir?" dersin, salkimlari kendi toplar da getirir...

    Türlü türlü baliklarin seninle beraber yüzdügü o Adalar Denizinde kafa koparan sürat tekneleri, jetski, parasailing yoktur. En önemlisi tüm üçkagitçilari, 5 saniyeye 2 yalan sigdirabilen ikiyüzlüleri, samimiyetsiz görgüsüzleri, çakal ve sirtlanlariyla ISTANBUL YOKTUR ORADA...

    YETER ULAN YETER ... ALMANYA VIZE VERMEZSE VERMESIN... GIDECEGIM YER BELLI BENIM.



    Yıllar önce Anne ve Babanmla , yaşlı bir karı kocanın işlettiği pansiyonda kaldığımız günler aklıma geldi yazdıklarınla. Ellerin dert görmesin.
    Tüm odalar dolu olduğundan , bu melek insanlar kendi evlerini vermişti bize. "Biz çadırda yatarız siz çocuklusunuz rahat edin " demişlerdi,
    güzel yurdumun, altın kalpli , gönlü zengin insanları......
  • Bu öndeki Passat'da arkadakini çıkaramadım ?

     VW Passat sahipleri ve sevenler kulübü
  • arkadaşlar dün 2.0 tsi kullandım.highlinedı galiba..dsgli idi..ayrıca mfd3 sistemi vardı ama navigasyonu yoktu..iyice kafam karişti ne oldugunu anlamadım..araba 400 km idi.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: mertbasaran

    quote:

    Orjinalden alıntı: meke

    Arkadaşlar, aracım 10115 km oldu, bugün öğlen bakıma giriyor.

    Telefon ile randevu aldım ve 10.000 bakım fiyatını sordum, 270 YTL dediler.


    Araba bakımdan geldi mi Meke ?



    Geldi Mert,
    Arabamın yağı, yağ filtresi, hava filtresi, polen filtresi, motor keçe ve tıpaları değişmiş. 266 ytl tuttu.

    Arka tampon ile ilgili bagaj kapanmasında bir farklılık var demiştim hatırlarsan, onu servis sorumlusu arkadaş ile beraber biz düzelttik, meğer bir tırnak yuvaya oturmamış, çekiştirince yerine geldi ve bagajın kapanmasındaki metalik ses geri geldi.

    DSG vites kolundaki P'den R ye geçerken hafif sertleşme vardı, onu da sordum normal dediler. Hatta servisteki başka bir Passat'a bindirdi adam beni, aynen onda da vardı.
    Bu konudaki düşüncem; ya DSG vites kollarında ilk 10.000 km içinde eriyen bir parça ile kayganlığı azaltıcı bir durum var, ya da zorlamada (mandala basmadan vites değiştimek vb.) kol bozulacağına o tırnak kırılsın şeklinde bir önlem yapmış VW. (mesela bir plastik tırnak vites yolu kanalında kızak etkisi yaratıyordur da o tırnak zorlama ve erime ile yok olunca kanalda sürtünme başlıyordur vs)

    Ama servisten, ilk bakımdan memnun kaldım. Randevu sistemi güzel işliyor, istersen arabanı gelip alıyor, geri bırakıyorlar. (sanırım ücretli) Ayrıca araç serviste kaldığı süre boyunca kiralık araç veriyorlar.
    Taksi isteyip istemediğimi bile sordular, evet demiştim. Aracı teslim ettikten sonra sorumlu arkadaş taksi çağırdı, özel olarak ilgilendiler.
    Dönüşte aracın içinde bir form gördüm, servis sorumlusu "şahsen kontrol ettim" diyerek 7-8 maddeye check atmış arkadaş, altına da imza atmış. Muhatap bulmak güzel.

    Motoru temizlemişler, aracı yıkamışlar, temiz teslim ettiler.

    Dizel bakımı için bineklerde 10.000 km de olacak, ticarilerde 10.000 ve Crafter VOLT 15.000 diye envai çeşit evrak gördüm. Değişecek malzeme listeleri matbu hazırlanmış, demekki çok uzun zamandır Dizeller 10.000 de bakıma giriyor.

    Ben Honda Civic benzinli aracımda 7 sene boyunca 10.000 de bakıma girdim, yani bunun motor teknolojisi ile pek alakası yok, marka bakım aralığını duygusal belirlemez, tamamen eserleri ile ilgilidir.

    Bir not daha, avrupadaki bakım aralıkları bence TR için geçerli değil, çünkü TR deki yol ve hava şartları, toz durumu, yakıt kalitesi gibi faktörlerden dolayı ne yağ, ne filtre, ne yakıt sistemi düzgün çalışamıyor. O yüzden sık bakım yapmak bence iyidir.

    Şahsen makina mühendisi olarak bakımsız makina olmaz diyorum, bunun tasarrufu da olmayacağını düşünüyorum
  • Sevgili Meke,

    İstanbul'da hangi vw servisidir bu acaba hoşuma gitti servis anlayışları :)

    Saygılarımla,
  • quote:

    Orjinalden alıntı: meke


    quote:

    Orjinalden alıntı: mertbasaran

    quote:

    Orjinalden alıntı: meke

    Arkadaşlar, aracım 10115 km oldu, bugün öğlen bakıma giriyor.

    Telefon ile randevu aldım ve 10.000 bakım fiyatını sordum, 270 YTL dediler.


    Araba bakımdan geldi mi Meke ?



    Geldi Mert,
    Arabamın yağı, yağ filtresi, hava filtresi, polen filtresi, motor keçe ve tıpaları değişmiş. 266 ytl tuttu.

    Arka tampon ile ilgili bagaj kapanmasında bir farklılık var demiştim hatırlarsan, onu servis sorumlusu arkadaş ile beraber biz düzelttik, meğer bir tırnak yuvaya oturmamış, çekiştirince yerine geldi ve bagajın kapanmasındaki metalik ses geri geldi.

    DSG vites kolundaki P'den R ye geçerken hafif sertleşme vardı, onu da sordum normal dediler. Hatta servisteki başka bir Passat'a bindirdi adam beni, aynen onda da vardı.
    Bu konudaki düşüncem; ya DSG vites kollarında ilk 10.000 km içinde eriyen bir parça ile kayganlığı azaltıcı bir durum var, ya da zorlamada (mandala basmadan vites değiştimek vb.) kol bozulacağına o tırnak kırılsın şeklinde bir önlem yapmış VW. (mesela bir plastik tırnak vites yolu kanalında kızak etkisi yaratıyordur da o tırnak zorlama ve erime ile yok olunca kanalda sürtünme başlıyordur vs)

    Ama servisten, ilk bakımdan memnun kaldım. Randevu sistemi güzel işliyor, istersen arabanı gelip alıyor, geri bırakıyorlar. (sanırım ücretli) Ayrıca araç serviste kaldığı süre boyunca kiralık araç veriyorlar.
    Taksi isteyip istemediğimi bile sordular, evet demiştim. Aracı teslim ettikten sonra sorumlu arkadaş taksi çağırdı, özel olarak ilgilendiler.
    Dönüşte aracın içinde bir form gördüm, servis sorumlusu "şahsen kontrol ettim" diyerek 7-8 maddeye check atmış arkadaş, altına da imza atmış. Muhatap bulmak güzel.

    Motoru temizlemişler, aracı yıkamışlar, temiz teslim ettiler.

    Dizel bakımı için bineklerde 10.000 km de olacak, ticarilerde 10.000 ve Crafter VOLT 15.000 diye envai çeşit evrak gördüm. Değişecek malzeme listeleri matbu hazırlanmış, demekki çok uzun zamandır Dizeller 10.000 de bakıma giriyor.

    Ben Honda Civic benzinli aracımda 7 sene boyunca 10.000 de bakıma girdim, yani bunun motor teknolojisi ile pek alakası yok, marka bakım aralığını duygusal belirlemez, tamamen eserleri ile ilgilidir.

    Bir not daha, avrupadaki bakım aralıkları bence TR için geçerli değil, çünkü TR deki yol ve hava şartları, toz durumu, yakıt kalitesi gibi faktörlerden dolayı ne yağ, ne filtre, ne yakıt sistemi düzgün çalışamıyor. O yüzden sık bakım yapmak bence iyidir.

    Şahsen makina mühendisi olarak bakımsız makina olmaz diyorum, bunun tasarrufu da olmayacağını düşünüyorum


    Ayrıntılı bilgi için teşekkürler.
    Benim araba şu an 15.000 oldu. Servis ışığı yandı. Zannedersem sıfırlamayı unutmuşlar veya fabrika ayarı 15.000'de uyarıyor.
    Benimde hoşuma giden şöyle bir durum oldu ;

    Tatilden sonra 220 volt girişi arızalanmıştı. Servis'e yolladım. parçayı değiştirmişler. daha sonra ise araba ile test sürüsü yapmışlar. Bana telefon ettiler. "Arabanın motorundan titreşim sesi geliyor" diye.
    Aracı hemen servis'e almışlar. Motor kulakçıklarından 2 tanesi çıkmış . ( Bozcaada dağ tepe dolaşırken oldu herhalde ) parçaları değiştirmişler.
    Herhangi bir fatura gelmedi. Benim şikayet etmediğim önemli birşeyi kendi dikkatleri sonucunda bulmaları benimde hoşuma gitti.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: losing

    Sevgili Meke,

    İstanbul'da hangi vw servisidir bu acaba hoşuma gitti servis anlayışları :)

    Saygılarımla,


    Selam,

    Servis Seyrantepe General.

    Bana satış yapan Ayhan bey ile de görüştük. Zor bir satış yapmış olması sebebiyle (1 sene sürdü) aracımdan memnun olmam onu mutlu etti.

    TSI ve dahi TSI + DSG hiçbir yerde olmadığını o da söyledi, her gün en az 2 kesin alıcının aradığını ancak araç yok demenin zor olduğunu belirtti.

    Kendisine forumu tavsiye ettim, gelirse muhabbeti iyidir
  • Benim sorum şuydu; arabanın kendi ekranın 15000 km yazarken ki bu araçlar Türkiye için üretiliyor ve donatılıyor, neden servise 10,000 km'de bir sokuyoruz. Yoksa, bizde mühendisiz ve bakımsız makina olmayacağını biliyoruz. Duygusallık ile bir alakası yok sanırım sorumun ve tespitimin.


    quote:

    Orjinalden alıntı: meke
    Dizel bakımı için bineklerde 10.000 km de olacak, ticarilerde 10.000 ve Crafter VOLT 15.000 diye envai çeşit evrak gördüm. Değişecek malzeme listeleri matbu hazırlanmış, demekki çok uzun zamandır Dizeller 10.000 de bakıma giriyor.

    Ben Honda Civic benzinli aracımda 7 sene boyunca 10.000 de bakıma girdim, yani bunun motor teknolojisi ile pek alakası yok, marka bakım aralığını duygusal belirlemez, tamamen eserleri ile ilgilidir.

    Bir not daha, avrupadaki bakım aralıkları bence TR için geçerli değil, çünkü TR deki yol ve hava şartları, toz durumu, yakıt kalitesi gibi faktörlerden dolayı ne yağ, ne filtre, ne yakıt sistemi düzgün çalışamıyor. O yüzden sık bakım yapmak bence iyidir.

    Şahsen makina mühendisi olarak bakımsız makina olmaz diyorum, bunun tasarrufu da olmayacağını düşünüyorum
  • Amcamı kamyonet yerine ikna ettim..
    kısmetse o alacak ama şimdi eklemeyin aracı alalım bir sıfır..
    babam araba alıcak,ben de model bakıyorum..aile araba manyağı olacak..
  • 
Sayfa: önceki 7778798081
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.