Şimdi Ara

Lancer'imi sattım. Güzel tecrübeydi...

Bu Konudaki Kullanıcılar:
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
8
Cevap
0
Favori
1.210
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Merhaba arkadaşlar,

    Aynı mesajı mitsubishi forumuna da, buraya da yazdım. Lancer alacaklar için faydalı bilgiler içerebilir diye düşünüyorum.

    Mayıs 2011' de 40 bin km'de iken aldığım 2009 Lancer 1.5 İnvite AT'mi, resmen hakkını vererek ve 22 ayda 86 bin km yaptıktan sonra satmış bulunuyorum.

    Kullandığım araçlar içinde sürüş dinamiği en güzel ikinci araçtı (birincisi başka bir marka, isim vermeyeyim). Hız sabitleyicisinin olmayışı büyük eksiklikti, umarım yeni kasasında bu durumu göz önünde bulundururlar.

    Yetkili servislerin durumu çok iyi değil. Bilhassa çöp kamyonlarının, tarlada kullanılmış çamurlu, hayvan gübresi dolu pick-up'ların arasına gözünüzden sakındığınız aracınızı sokmak, ortamın resmen kokuyor olması hakikaten otomotiv sektörü için rezillik, başka bir şey değil. Temsa'nın acilen bu işi ya bırakması ya da Renault gibi ticari ile binek'leri ayrı kefeye koyması gerekiyor. Bu handikabı aşarlarsa Mitsubishi markasına ilgi daha da artacaktır.

    Yedek parçaları pahalı denmişti ben alırken; ön far, ön tampon değiştirmek zorunda kalmıştım. Pek de pahalı gelmemişti. 2 defa subap sorunu yaşadım, birincisi kalitesiz benzinden veya dandik lpg sisteminden ötürü, ikincisi de birinci defa subapları değiştiren ustanın beceriksizliğinden... Her 2 defa da umduğumdan çok daha ucuz bir fiyata servisten çıktım; 2.300 TL civarı... Eşdeğer sorunu yaşayan VW, Ford, Renault sahibi arkadaşlarım vardı, hepsi de benden daha daha fazla paralar ödediler.

    2 lastik takımı tükettim, 86 bin km yol yaptım, her türlü arazide, karlı, buzlu yollarda kullandım bir güne bir gün keşke başka bir araç alsaydım dediğim olmadı. İlk aldığımda talihsiz bir motor arızasıyla karşılaştığımda pişman olduysam da, ilerleyen zamanlarda artan bir memnuniyete döndü... Spor sınıfı bir araca geçtiğim için ihtiyacım kalmadığı için sattım, aksi halde kapının önünde dursun, lazım oldukça kullanırım da diyebileceğiniz bir araçtı.

    Tam otomatik, tork konvertörlü 4 ileri şanzıman bu araca hiç uygun değil. Ama manuel viteslisini de kullandım, inanılmaz bir fark yaratıyor. Bu kısmı da es geçmeyin derim. Hızlanma açısından performans bekleyenleri Lancer AT hayal kırıklığına uğratacaktır... Ben o kısımda hayal kırıklığına uğradım çünkü...

    Alt takımlar konusunda hiç sıkıntı çekmedim. Karoserin inceliği baz alındığında tıkırtı sesleri bende mevcut olmadı nedense. Ne direksiyonundan, ne de alt takımlarından ses duydum; ki inanılmaz kötü yollarda da kullanırım. Amortisör patlamaları bende sürekli mevcuttur, bu araçta amortisörler aşırı sağlam çıktı diyebilirim.

    Koltuk döşemeleri inanılmaz kaliteli geldi. 2 yıl önce yeğenimin döktüğü meyve suyu lekesini, artık satıyorum, satıcıya ayıp olmasın diye götürüp temizletmeye çalıştım; hiç dökülmemiş gibi temizlendi...

    Onun haricinde ne yazabilirim bilmiyorum. Yakışıklı, heybetli, hızlanması kötü ama hızlandığında da sürüş dinamiği açısından güven veren, sıkıntısız (yakıtı koy, gez diyebileceğim), bir kaç eksiği haricinde donanımı yeterli ve ederinden çok daha ucuz araçlardan biriydi.

    2 yıl önce darbesiz, boyasız ama motoru arızalı (arızalı olduğunu bilmiyordum) bir şekilde 28 bin lira civarına aldığım Lancer'imi 2 yıl sonra o kadar kullandıktan sonra 25 bin lira civarına verdim. Aradaki 4 bin lira motor arıza masrafını saymazsak bakımları inanılmaz ucuz (en ağır bakımına 800 lira verdim galiba), elektronik aksamları inanılmaz kaliteli, japon markalarının sorunsuz imajını yükselten bir otomobildi.

    Kullanıcılarının ne kadar şanslı olduğunu bilmelerini isterim. Şu an 80 bin liralık 2.3 motorlu, 300 beygirlik sport bir araca biniyorum ama Lancer'i özlediğim zamanlarda olmuyor değil. Yoldaki akıcı sürüş hissi ve adeta süzülmesi, aşırı düşük yakıt tüketimi, aşırı geniş iç mekan, yeterli sertlikte süspansiyonları ve bilhassa ön konsolun sadeliği...

    12-13 araç değiştirmiş ve minimum 30'a yakın ayrı marka ve modelde araç sürmüş biri olarak söyleyebileceğim yegane şey; parasının hakkını sonuna kadar veren, başka bir markaya baktırmayan ve kullanıcısını hiç ama hiç üzmeyen bir araçtı. Alıcısına ve diğer bütün Lancer kullanıcılarına kazasız ve belasız kullanımlar dilerim.

    Yeni kasasını heyecanla beklediğimi de eklemek isterim







  • hayırlı olsun yeni aracınız hocam.. inşallah kazasız belasız kullanırsınız arabanızı..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Belash


    Merhaba arkadaşlar,

    Aynı mesajı mitsubishi forumuna da, buraya da yazdım. Lancer alacaklar için faydalı bilgiler içerebilir diye düşünüyorum.

    Mayıs 2011' de 40 bin km'de iken aldığım 2009 Lancer 1.5 İnvite AT'mi, resmen hakkını vererek ve 22 ayda 86 bin km yaptıktan sonra satmış bulunuyorum.

    Kullandığım araçlar içinde sürüş dinamiği en güzel ikinci araçtı (birincisi başka bir marka, isim vermeyeyim). Hız sabitleyicisinin olmayışı büyük eksiklikti, umarım yeni kasasında bu durumu göz önünde bulundururlar.

    Yetkili servislerin durumu çok iyi değil. Bilhassa çöp kamyonlarının, tarlada kullanılmış çamurlu, hayvan gübresi dolu pick-up'ların arasına gözünüzden sakındığınız aracınızı sokmak, ortamın resmen kokuyor olması hakikaten otomotiv sektörü için rezillik, başka bir şey değil. Temsa'nın acilen bu işi ya bırakması ya da Renault gibi ticari ile binek'leri ayrı kefeye koyması gerekiyor. Bu handikabı aşarlarsa Mitsubishi markasına ilgi daha da artacaktır.

    Yedek parçaları pahalı denmişti ben alırken; ön far, ön tampon değiştirmek zorunda kalmıştım. Pek de pahalı gelmemişti. 2 defa subap sorunu yaşadım, birincisi kalitesiz benzinden veya dandik lpg sisteminden ötürü, ikincisi de birinci defa subapları değiştiren ustanın beceriksizliğinden... Her 2 defa da umduğumdan çok daha ucuz bir fiyata servisten çıktım; 2.300 TL civarı... Eşdeğer sorunu yaşayan VW, Ford, Renault sahibi arkadaşlarım vardı, hepsi de benden daha daha fazla paralar ödediler.

    2 lastik takımı tükettim, 86 bin km yol yaptım, her türlü arazide, karlı, buzlu yollarda kullandım bir güne bir gün keşke başka bir araç alsaydım dediğim olmadı. İlk aldığımda talihsiz bir motor arızasıyla karşılaştığımda pişman olduysam da, ilerleyen zamanlarda artan bir memnuniyete döndü... Spor sınıfı bir araca geçtiğim için ihtiyacım kalmadığı için sattım, aksi halde kapının önünde dursun, lazım oldukça kullanırım da diyebileceğiniz bir araçtı.

    Tam otomatik, tork konvertörlü 4 ileri şanzıman bu araca hiç uygun değil. Ama manuel viteslisini de kullandım, inanılmaz bir fark yaratıyor. Bu kısmı da es geçmeyin derim. Hızlanma açısından performans bekleyenleri Lancer AT hayal kırıklığına uğratacaktır... Ben o kısımda hayal kırıklığına uğradım çünkü...

    Alt takımlar konusunda hiç sıkıntı çekmedim. Karoserin inceliği baz alındığında tıkırtı sesleri bende mevcut olmadı nedense. Ne direksiyonundan, ne de alt takımlarından ses duydum; ki inanılmaz kötü yollarda da kullanırım. Amortisör patlamaları bende sürekli mevcuttur, bu araçta amortisörler aşırı sağlam çıktı diyebilirim.

    Koltuk döşemeleri inanılmaz kaliteli geldi. 2 yıl önce yeğenimin döktüğü meyve suyu lekesini, artık satıyorum, satıcıya ayıp olmasın diye götürüp temizletmeye çalıştım; hiç dökülmemiş gibi temizlendi...

    Onun haricinde ne yazabilirim bilmiyorum. Yakışıklı, heybetli, hızlanması kötü ama hızlandığında da sürüş dinamiği açısından güven veren, sıkıntısız (yakıtı koy, gez diyebileceğim), bir kaç eksiği haricinde donanımı yeterli ve ederinden çok daha ucuz araçlardan biriydi.

    2 yıl önce darbesiz, boyasız ama motoru arızalı (arızalı olduğunu bilmiyordum) bir şekilde 28 bin lira civarına aldığım Lancer'imi 2 yıl sonra o kadar kullandıktan sonra 25 bin lira civarına verdim. Aradaki 4 bin lira motor arıza masrafını saymazsak bakımları inanılmaz ucuz (en ağır bakımına 800 lira verdim galiba), elektronik aksamları inanılmaz kaliteli, japon markalarının sorunsuz imajını yükselten bir otomobildi.

    Kullanıcılarının ne kadar şanslı olduğunu bilmelerini isterim. Şu an 80 bin liralık 2.3 motorlu, 300 beygirlik sport bir araca biniyorum ama Lancer'i özlediğim zamanlarda olmuyor değil. Yoldaki akıcı sürüş hissi ve adeta süzülmesi, aşırı düşük yakıt tüketimi, aşırı geniş iç mekan, yeterli sertlikte süspansiyonları ve bilhassa ön konsolun sadeliği...

    12-13 araç değiştirmiş ve minimum 30'a yakın ayrı marka ve modelde araç sürmüş biri olarak söyleyebileceğim yegane şey; parasının hakkını sonuna kadar veren, başka bir markaya baktırmayan ve kullanıcısını hiç ama hiç üzmeyen bir araçtı. Alıcısına ve diğer bütün Lancer kullanıcılarına kazasız ve belasız kullanımlar dilerim.

    Yeni kasasını heyecanla beklediğimi de eklemek isterim

    hocam bu konuyu keşke otomobil genel e açsanız




  • 2.3 motorlu aracınız Mps olabilir mi?
  • en sevdiğim arabadır lancer
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Berk Erden

    2.3 motorlu aracınız Mps olabilir mi?

    Evet, kıpkırmızı bir Mazda 3 MPS... Avcı lakabını sonuna dek hakeden bir makine. Ah bir de ona uygun yolları bulabilsem...

    Ne yazık ki Diyarbakır'dayım ve sadece 4 km'lik bir yolda hakkını verebiliyorum. Onun haricinde turbosunu bile devreye sokamadan tin tin geziyorum...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Belash


    quote:

    Orijinalden alıntı: Berk Erden

    2.3 motorlu aracınız Mps olabilir mi?

    Evet, kıpkırmızı bir Mazda 3 MPS... Avcı lakabını sonuna dek hakeden bir makine. Ah bir de ona uygun yolları bulabilsem...

    Ne yazık ki Diyarbakır'dayım ve sadece 4 km'lik bir yolda hakkını verebiliyorum. Onun haricinde turbosunu bile devreye sokamadan tin tin geziyorum...

    Varsa çevrenizde otoban basın gazın dibine çok güzel makinedir hayırlı olsun
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Sonunda arabamı sattım
    8 ay önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • güzel bir yazı olmuş, teşekkürler.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.