Şimdi Ara

Küresel ısınma ve 7 büyük yanılgı

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
39
Cevap
0
Favori
1.147
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • New Scientist, küresel ısınmayla ilgili doğru bilinen yanlışların ve yanlış bilinen doğruların düzeltilmesi gerektiğine dikkat çekerek, 7 mühim gerçeği şöyle sıralıyor.

    Tehlikenin yaklaşmakta olduğunu insanlara hatırlatma görevini yine doğa üstlendi; küresel ısınmanın soyut bir kavram olmadığını anlatmak için insanları seller, kuraklıklar, kasırgalar, buzul erimeleri ve on milyonlarca mülteci aracılığı ile bilinçlendirmeye çalışıyor. Ne yazık ki bu konuda hâlâ kuşku duyanlar var. Bunlar dünyada bugün yaşanmakta iklim kaymalarının dönemsel olduğuna inanıyorlar; ya da inanmak istiyorlar.


    Türkiye'nin Kyoto Protokolü'nü henüz imzalamamış olmasına dikkat çeken Al Gore, her ülkenin küresel ısınma karşı yapması gereken 'ev ödevleri' olduğunu vurguluyor.

    ABD eski Başkan Yardımcısı Al Gore da ülke ülke gezerek dünyanın karşı karşıya olduğu iklim krizi ile ilgili bilgilendirme toplantıları düzenliyor. 13 Haziran'da İstanbul'da da "Küresel İklim Değişikliği" konusunda bir konferans verdi. İki Oskar Ödüllü "Uygunsuz Gerçek" isimli belgeselinde de tehlikeyi çarpıcı bir şekilde gözler önüne seren Al Gore, "İnsanlar küresel ısınmayı tersine çevirecek güce sahip, ancak önce buna inanması ve istemesi, elindeki teknolojiyi de bu doğrultuda kullanması gerekir" diyor. Ve en önemlisi Türkiye'nin Kyoto Protokolu'nu henüz imzalamamış olmasına dikkat çekerek, her ülkenin küresel ısınmaya karşı yapması gereken "ev ödevleri" olduğunu vurguluyor.

    Saygın bilim dergisi New Scientist, her şeyden önce küresel ısınmayla ilgili doğru bilinen yanlışların ve yanlış bilinen doğruların düzeltilmesi gerektiğine dikkat çekerek, gerçekleri şöyle açıklıyor.


    1.Yanılgı: Benim yaşadığım yer çok soğuk. Havaların biraz ısınması daha iyi olmaz mı?


    Gerçek: Küresel ısınma insanları nasıl etkileyecek? Bu insanların nerelerde yaşadığına, ne kadar uzun yaşadığına ve yaşamını nasıl kazandığına bağlı olarak değişir. Ayrıca bu sorunun yanıtı, insanların çocuklarının ve genel olarak insanlığın geleceği konusunda duyduğu sorumluluğa da bağlıdır.

    Antarktika'nın dışında gezegenin her yeri 1970 yılından bu yana ısınıyor. Buzullar eriyor, bahar daha erken geliyor, hayvan ve bitki sınırları giderek kutuplara doğru ilerliyor.

    Pek çok insan için bu çok önemli bir fark yaratmaz. Yazlar daha sıcak, kışlar daha ılık geçiyor olabilir. Isıtma giderleri düşerken, soğutma masrafları yükselir. Isı dalgaları bazı insanların ölümüne yol açmakla birlikte soğuk algınlığından ölenler azalabilir.

    Zengin ülkeler ve bireyler bu kısa vadeli değişikliklere rahatlıkla uyum sağlayabilirler. Genel olarak tarımsal verim ilk başta artar. Ancak bazı bölgelerde sıkıntı giderek artar. Afrika bundan en fazla etkilenen bölgelerin başında gelecektir; 2020 yılında bazı Afrika ülkelerinde tarımsal verimin %50 oranında azalacağı tahmin ediliyor.

    Vahşi doğa da bu gidişattan zarar görecek. Bazı bitki ve hayvanlar CO2 miktarının artmasıyla birlikte daha fazla gelişecek. Ancak bunun bedelini diğer bitki ve hayvanlar ödeyecek. Mercan kayaları bundan en fazla zarar görecek canlıların başında geliyor.

    Sıcaklığın bugünkünün 3 derece üzerine çıkması felaketlerle sonuçlanacak. En kötü senaryoya göre bu sıcaklığa içinde bulunduğumuz yüzyılın sonunda erişeceğiz. Türlerin yaklaşık üçte biri yok olacak. Tarımsal verim dünyanın pek çok bölgesinde azalacak. Milyonlar kıyılarda sular altında kalma riski ile karşı karşıya kalacak. Sıcaklık dalgaları, kuraklık, seller ve yangınlar bu olumsuz tabloyu iyice beter hale getirecek.

    Isınmanın sonuçlarını değerlendirirken iki faktörün göz önünde bulundurulması gerekiyor. Önce, ısınmadan doğrudan etkilenmeyen ülkeler bile diğer ülkelerdeki ekonomik ve siyasi dalgalanmalardan etkilenecek. İkinci olarak sera gazı artışı ile bu artışın iklim üzerindeki etkilerinin ortaya çıkması arasında kısa bir süre geçer. Yarın CO2 düzeyi sabitlense bile, dünya 10'larca yıl boyunca ısınmaya devam edecek.

    Ayrıca küresel ısınma ile deniz seviyesinin yükselmesi arasında da bir gecikme yaşanır. IPCC'ye* göre 2100 yılında deniz seviyesi 0.6 metre yükselecek. Ancak bu yalnızca bir başlangıç olacak. 3 milyon yıl önce sıcaklık 3 derece yükseklerde seyrediyor iken, deniz yüzeyi 25 metre yüksekti. Bu da Londra, New York, Tokyo ve Şanghay'ın sular altında kalması anlamına geliyor. Benzer oranda bir sıcaklık yükselişi, deniz seviyesinde benzer bir yükselmeye yol açabilir. IPCC bunun olması için aradan yüzyılların geçmesi gerektiğini ileri sürmekle birlikte bazı bilim adamları buzul levhalarının afet halinde çökmesi sonucu bunun daha erken yaşanabileceğine dikkat çekiyor.

    Bu noktada kesin olan, önlem almakta geciktikçe iklim değişikliği felaketlerini engellemenin giderek zorlaşacağı.


    2 .Yanılgı: Geçmişte de sıcaklıkların arttığı dönemler yaşanmış. O zaman bugün yaşadığımız sıcaklık artışlarını niye bu kadar sorun haline getiriyoruz?


    Gerçek: 150 yıl ve öncesindeki dönemlere ilişkin küresel sıcaklıklar tahminlere dayanır. Bu tahminler buzul çekirdeklerine ve bir takım varsayımlara dayanarak yapılır. Ne kadar geriye gidersek, belirsizlik de o kadar artar.

    Dünya'nın geçmişte bugünkünden daha sıcak dönemler geçirdiği biliniyor. Bazı dönemlerde iklimsel çeşitliliğe yol açan temel etmenler daha iyi anlaşılmakla birlikte, bazı dönemlerde bu etmenler o kadar iyi tanımlanamaz.

    750 milyon ile 580 milyon yıl öncesinde Dünya hiç olmadığı kadar şiddetli bir buzul çağı yaşadı. O dönemde gezegenin tümünün buz ve kar ile kaplı olması çok büyük bir olasılıktı . Bu döneme o yüzden Kartopu Dünyası adı veriliyor.

    Bu nasıl olmuş olabilir? Buz levhalarının oluşması giderek havaların soğumasına yol açar, çünkü güneşin sıcaklığı uzaya geri yansıtılmaktadır. Ancak karalardaki buzullar kayaların hava almasını önler. Kayaların hava alması atmosferdeki CO2'nin azalması anlamına gelir. Kartopu Dünya 'nın ortaya çıkmasının nedeni o dönemde kıtaların ekvatorda kümelenmesinden de kaynaklanıyor olabilir. Bu durumda kayaların hava alması devam ediyordur ve havadan CO2'yi alıyordur. Çünkü buzul levhalar kutuplarda yoğunlaşmıştır. Buzullar kutuplardan aşağılara inip karaları da buzul ile kaplayınca, sera gazlarının yoğunluğu artmaya başlamış olabilir.

    Bu derin dondurucu dönemden sonra, hem CO2 düzeyinin, hem de sıcaklıkların yükseklerde seyrettiği uzun süren bir dönem yaşandı. Ne var ki bu dönemle ilgili büyük bir belirsizlik söz konusu. En sıcak dönem 55 milyon yıl önceki Paleosen-Eosen Termal Maksimum (PETM) dönemdir. Bu dönem sırasında kütlesel yok oluşlar yaşanmış, küresel sıcaklıklar birkaç bin yıl içinde 5 ile 8 derece (santigrat) yükselmiştir. Kutup denizlerinin sıcaklığı 23 dereceye ulaşmıştır.

    Fosil planktonlarında izotop düzeyleri, ısınmanın nedeninin büyük miktarlarda metan veya CO2'nin havaya salınmasından kaynaklandığını gösteriyor. En son kurama göre ısınma, olağanüstü miktarlardaki lav püskürmelerinden kaynaklanıyor olabilir. Başka bir deyişle, bu, atmosfere salınan yüksek miktarda fosil karbonun neden olduğu küresel bir ısınma felaketidir. Bu sıcak dönem 200.000 yıl devam etmiştir.

    Son birkaç milyon yıl boyunca Dünya buzul çağı ile daha sıcak dönemler arasında gidip geldi. Bu dönemsel değişiklikler gezegenin yörüngesindeki osilasyonlara bağlı olarak da tetiklenmiş olabilir. Yörüngesel osilasyonlar Dünya'ya erişen güneş radyasyonlarının miktarını değiştirir.

    Buzul çağları arasında sık sık sıcaklıklar yükselmiş. Bu, büyük bir olasılıkla, sıcaklıkların bugünkünden 1 ile 2 derece daha sıcak ve deniz seviyesinin bugünkünden 5 ile 8 metre daha yüksek olduğu 125.000 yıl önceki Eemian dönemidir.

    Son buzul çağından sonra 6000 yıl önce sıcaklıklar yine yükselişe geçerek, Holosen denilen dönem yaşanmış. Bu ısınma daha çok bölgesel nitelikte kalmış.

    Geçmişte daha sıcak dönemlerin yaşanmış olması, gelecekteki sıcaklık artışlarından kaygı duymamamız gerektiği anlamına gelmemeli. Son sıcak dönemlerde deniz seviyesi onlarca metre yükselmişti. Bu da belli başlı pek çok kentin sular altında kalması demektir.

    Gerçek: Antarktik Yarımarası'nın ısındığı kesinleşmiş durumda. Kıtanın iç kısımlarının da ısındığı düşünülüyor, fakat 2002 yılında yapılan bir analiz, 1966 ile 2000 yılları arasında iç kısımların soğuduğunu ortaya koydu.

    3 .Yanılgı: Antarktika giderek soğuyor ve buzul levhaları giderek kalınlaşıyor.


    Ancak bu dünyanın ısınmadığı anlamına gelmiyor. İklim modellerine göre gezegen her yerde aynı şekilde ısınmayacak ve ayrıca Antarktika'nın iç kısımlarından başka her yerin ısınıyor olması da bu tezi doğruluyor.

    Antarktika'nın soğuması kıtanın çevresindeki dairesel rüzgarların güçlendiğinin bir işareti. Bu rüzgarlar daha ılık havanın iç kısımlara ulaşmasını engelliyor. Şaşırtıcı bir şekilde rüzgarların artış gösteren hızı, kutuplar üzerindeki ozon deliğinin üst atmosferde soğumaya yol açmasından kaynaklanıyor. Ozon deliği gelecek 10-20 yıl içinde kapanırsa, dairesel rüzgarlar zayıflayacak ve iç kısımlarda da hızlı bir soğuma başlayacak.

    Bir diğer şaşırtıcı sonuç ise IPCC'nin raporuna göre küresel ısınma gelecek yüzyılda, kar yağışı buzul erimelerinden hızlı olacağı için, buzul levhalarının kalınlaşmasına yol açacak. Buzullarda neler olduğunu tespit etmek kolay değil. Uydu ölçümlerine dayanarak yapılan bir çalışmaya göre Antarktika'nın iç kısımlarında buzullar kalınlaşırken, daha fazla miktarda buzul kıyılarda eriyecek. Sonuçta erime kalınlaşmadan fazla olacağı için kayıplar daha fazla olacak.

    IPCC'nin son öngörüleri ise deniz seviyesinde 2100 yılındaki artışın 20 ile 60 cm arasında olacağı yönünde. Bu tahmin Grönland ve Antarktika buzul levhalarının bugünkü hızda eriyeceği varsayımı üzerine kurulu. Bazı bilim adamları bu öngörünün gerçekleri yansıtmadığını, buzul erimelerinin hızlanacağını, dolayısıyla kar yağışındaki artışın etkisini ortadan kaldıracağını ve sonuçta deniz seviyesindeki yükselmenin hız kazanacağını ileri sürüyor.Ne var ki kimse neler olacağı konusunda kesin bir şey söyleyemiyor.


    4.Yanılgı: Ortaçağ bugünkünden sıcaktı. İngiltere'de üzüm bağları bile var dı.


    Gerçek: İngiltere'de şarapçılık yeniden güçleniyor. Öyle ki ülkedeki bağların alanı ortaçağda olduğu iddia edilen bağlardan daha geniş. Eğer bunu iklimlerin ısınmasını gösteren bir gösterge olarak kabul ederseniz, bugünün ortaçağdan daha sıcak olduğunu söyleyebiliriz. Ne var ki iklimlerle ilgili tarihi öyküleri ihtiyatla karşılamak gerekir.

    Ortalama küresel sıcaklığın yüzyıllar boyu nasıl bir trend izlediğini ortaya çıkartmak için iklim bilimcileri dünyanın olabildiğince farklı bölgelerinden uzun vadeli kayıtlara ihtiyaç duyar. Bu nedenle daha pratik bir yöntem olan ağaç halkalarını incelemeyi tercih ederler . Bugün kuzey yarıkürenin sıcaklık ölçümleriyle ilgili bir düzineye yakın çalışma 1600'lerden eskilere uzanıyor. Bu kayıtlara göre MS 900-1300 yılları arasında olağanüstü bir sıcaklığın yaşanmış olduğu görülüyor. Güney yarıkürede ise bu dönemlerde hem sıcak hem de soğuk dönemlerin yaşanmış olduğu ileri sürülüyor. Bu da Ortaçağ'daki sıcak dönemin bölgesel bir olay olduğunu gösteriyor.

    İklim bilimcilerinin hazırladığı raporlar, gezegenin bugün Ortaçağ'a göre daha sıcak olduğunu gösteriyor. Burada önemli olan, şu anda havanın ne kadar sıcak olduğu değil, ileride ne kadar sıcak olacağı. Raporlarda, ortalama sıcaklık farklılıklarının 1980'lere kadar dar bir aralık içinde yol aldığı, ancak bu tarihten sonra hızla yükselen bir trend izlediği görülüyor.


    5.Yanılgı: Küresel ısınma tehdidinin tek sorumlusu kozmik ışınlardır.


    Gerçek: Kimse güneşin Dünya'nın iklimi üzerindeki kritik etkisini göz ardı etmiyor. Dünya'ya erişen toplam enerji miktarı değişir; fakat son yıllardaki değişiklikler tanık olduğumuz son ısınma olayını açıklamıyor. Diğer güneş faaliyet şekillerinin iklimler üzerinde beklenilenin üzerinde bir etki yaratma riski ne kadardır?

    1990'lü yılların sonlarına doğru Danimarkalı bilim adamları, kozmik ışın adı verilen yüksek-enerji parçacıklarının atmosferi iyonize ederek, bulut oluşumunu etkilediği yönündeki fikri inceledi. Eğer bu iddia doğru ise, güneş faaliyetlerindeki küçük bir değişiklik iklimleri büyük ölçüde etkileyebilecekti. Kozmik ışınların çoğu derin uzaydan gelmekle birlikte güneş faaliyetlerindeki değişiklikler Dünya'ya erişen ışınların miktarını değiştirebilir. Danimarka Uzay Merkezi'nden Henrik Svensmark daha az sayıda kozmik ışının daha az miktarda bulut anlamına geleceğini ve dünyanın giderek ısınacağını ortaya atmıştı. Svensmark'a göre bu son ısınma için uygun bir açıklama idi.

    Kozmik ışınlarda üç kritik konu söz konusudur. İlk olarak, kozmik ışınlar gerçekten bulut oluşumunu tetikliyor mu? İkincisi, eğer tetikliyorsa bulut yapısındaki değişiklikler sıcaklığı nasıl etkiliyor? Son olarak son yıllardaki ısınmayı kozmik ışınlar açıklayabilir mi?

    CERN Parçacık Fiziği Laboratuvarı'nda yürütülen çalışmalar bu soruları bir sonuca bağlayacak.

    Ancak bu arada önemli bir noktayı gözden kaçırmamak gerekiyor. Kozmik ışın yoğunluğundaki değişiklikler bulut oluşumunu ve sıcaklığı gerçekten etkiliyor olsa bile, son yıllardaki hızlı sıcaklık artışlarını açıklayamaz. 50 yıl geriye giderek yapılan ölçümler, yoğunluk açısından periyodik bir çeşitliliğin varlığını tespit etmiş olsa bile, son yıllardaki sıcaklık artışlarının, düşüş gösteren bir trend ile eşleşmemiş olması kafaları karıştırıyor.


    6. Yanılgı: İnsan faaliyetlerinin yol açtığı CO2 emisyonları, doğal kaynakların çıkarttığı emisyonlarla karşılaştırıldığında devede kulaktır.

    Gerçek: Evet, insan faaliyetlerine bağlı olarak ortaya çıkan CO2 emisyonları, pek çok doğal kaynaklardan salınan CO2 ile mukayese edildiğinde çok azdır. Yine de buzul çekirdekleri, son yarım milyon yıl atmosferdeki CO2 düzeyinin 180 ile 300 ppm arasında oldukça sabit bir yol izlediğini gösteriyor. Sanayi çağında ise bu düzey 380 ppm'ye yükseldi.

    Bu nasıl olmuş olabilir? Bunun yanıtı doğal kaynakların doğal çukurlarla dengelenmesidir. Örneğin organik maddelerin parçalanması havaya yüksek miktarlarda CO2 salar, ancak bitkilerin büyümesi aynı miktarda CO2'yi emer. CO2 düzeyinin yükselmesinin nedeni atmosfere her yıl giren gazın miktarının, doğal yollarla emilimden fazla olmasıdır.

    Bu ilave CO2'nin sorumlusunun insan olduğundan nasıl emin olabiliriz? Bunu gösteren bazı kanıtlar söz konusu. Örneğin fosil yakıtları görünürde karbon-14 içermez, çünkü kozmik ışınların atmosfere çarpması sonucu oluşan bu dengesiz izotopun yarı-ömrü, yaklaşık 6000 yıldır. Fosil yakıtlardaki hemen hemen tüm karbon-14'ler, yakıt yaktığımız çağa gelinceye kadar çoktan çürüyüp gitmiştir. Dolayısıyla sonuçta ortaya çıkan CO2'nun karbon-14 içermesi mümkün değildir. Ağaç halkalarının incelenmesi sonucu havadaki karbon-14 oranının 1850 ile 1954 arasında %2 azaldığı görülüyor. (954 yılından sonra nükleer testler yüksek miktarda karbon-14'ün salınımına yol açmıştır.)

    Sonuç olarak yanardağların insan faaliyetlerinden daha fazla miktarda CO2 salmış olması doğru değildir. CO2 düzeyinin büyük patlamalardan sonra yükselmediği görülüyor. Karalardaki yanardağların çıkarttığı CO2 emisyonu her yıl tahmini olarak ortalama 0.3 gigaton'dur. Bu da insan faaliyetlerinin ürettiği CO2'nin yüzde biridir. Ayrıca yanardağ kaynaklı CO2, okyanus tabanındaki dalma-batma tektonik levhalarının altındaki karbon tarafından dengelenir.



    7.Yanılgı: Karbon dioksit düzeyleri sıcak dönemlerin başlangıcından sonra yükselir. Dolayısıyla CO2 küresel ısınmaya neden olmaz.

    Gerçek: Antarktika ve Grönland'ı örten buz tabakalarından kesilerek çıkartılan yüzlerce bin yıllık buz örnekleri, en son buz çağının sonunda atmosferdeki CO2 düzeyinin sıcaklıkların yükselmeye başlamasından bir müddet sonra yükseldiğini gösteriyor. Zamanlama konusunda belirsizlikler söz konusu. Bunun nedeni kısmen buz çekirdeklerinin içinde hapis olan havanın buzdan daha genç olması. Kaldı ki bu gecikmenin 800 yıldan daha uzun bir süreyi kapsadığı görülüyor.

    Yükselen CO2 düzeyinin buzul çağlarının sonundaki ilk ısınma sürecini tetiklemediğini gösteren bu gecikmeler, atmosferdeki daha fazla miktardaki CO2'nin gezegeni ısıttığı fikrini de çürütmüyor.

    CO2'in sera gazı olduğunu biliyoruz, çünkü kızılötesi ışınlarını hem emiyor, hem de yansıtıyor. Temel fizik kurallarına göre bu tür gazlar Dünya'dan yansıyan ısıyı hapseder. Bu olmadığı sürece gezegenin daha soğuk olacağı iddia ediliyor.

    Bütün bunlar geçmişteki sıcaklıklar ile geçmişteki CO2 düzeyi arasında bir korelasyon olacağı anlamına da gelmiyor. İklimi daha başka etmenler de etkiliyor. Bu etmenlerde büyük değişiklikler olduğu zaman CO2 ve sıcaklık arasındaki ilişki etkisini yitirebiliyor.

    O zaman, geçmişte milyon yıl önce Dünya niçin tekrar tekrar buz çağları ve daha sıcak dönemler arasında gidip gelmiş olabilir? Uzun süredir doğru olduğuna inanılan bir kurama göre bu Dünya'nın görüngesindeki değişiklikten kaynaklanıyor. Bu değişikliklere Milankovitch Döngüsü adı veriliyor. Ancak Dünya'nın yörüngesindeki değişikliklerin yol açtığı ısıtma veya soğutma etkisi küçüktür ve sıcaklıklardaki değişiklikleri açıklamaya yetmez.

    Bütün bu bilgilerin ışığı altında sıcaklıklardaki ilk değişiklikleri bir çeşit geri beslemenin tetiklediği ortaya çıkıyor. Bu noktada buz kritik bir rol oynuyor. Geniş buz kütleleri eriyip küçüldükçe güneş enerjisinin daha küçük bir kısmı uzaya geri yansıyor ve bunun sonucunda ısınma hızlanıyor.

    CO2'nin bu süreçte önemli bir rol oynadığı bir yüzyıldan beri bilinen bir gerçek. Buz çekirdekleri, son yarım milyon yıl boyunca CO2 düzeyleri ile sıcaklık arasında kayda değer bir ilişki olduğunu gösteriyor. Bir buzul çağının sona ermesi için yaklaşık 5000 yıl geçmesi gerekiyor ve sıcaklık ve atmosferdeki CO2 yoğunluğu birlikte 4000 yıl boyunca artıyor.

    Buzul çağının sonunda ne olduğuna baktığımız zaman yörüngesel değişimlere bağlı olarak ortaya çıkan ilk ısınma daha fazla CO2'nin atmosfere salınmasına yol açmış olabilir. Bunun sonucunda ısınma artarken salınan CO2 miktarını da artır ve bu böyle sürüp gider. Buzul alanı daralmaya başlayınca sıcaklıklar daha da artar.

    Bu ilave CO2 nereden geliyor olabilir? Bilimsel kanıtlara göre kaynak okyanuslardır. Sıcak sularda gaz daha az erir. Dolayısıyla daha sıcak denizler CO2'yi havaya geri verir. Ancak bu da CO2 artışını açıklamaz. Diğer bir faktörün biyolojik olma olasılığı yüksek. Denizlerdeki fitoplanktonlar geliştikçe havadaki CO2'yi emer. Fakat dünya ısındıkça rüzgarlardaki, akıntılardaki ve tuzluluk oranındaki değişiklikler fitoplankton gelişimini önler.

    Buzul çağları bize şunları söylüyor: Sıcaklıklar CO2 düzeyini etkiler veya bunun tam tersi olabilir. Şu anda okyanuslar, insanların havaya saldığı ilave CO2'nin %40'ını emiyor. Denizler bunun yerine CO2 çıkartmaya başlarlarsa insan eliyle üretilen CO2 miktarındaki azalmanın etkisi çok az olur. [/bold]


    Reyhan Oksay

    Kaynak: New Scientist, 19 mayıs 2007

    *IPCC: Intergovernmental Panel on Climate Change-İklim Değişikliği üzerine Hükümetlerarası Panel

    (Cumhuriyet Bilim teknoloji)







  • Kaynak da belirterek,güzel ve emeğe saygılı bir çalışma olmuş.
  • 8.Yanılgı:Türke bişey olmaz.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Nihonjin

    8.Yanılgı:Türke bişey olmaz.

  • quote:

    Orjinalden alıntı: Nihonjin

    8.Yanılgı:Türke bişey olmaz.


    Akşam akşam hiç güleceğim yoktu
  • bu bölümde geyik olmuyor, lütfen bu smiley leri konu dışında kullanın
  • Bilimsel bir makale, bilimsel gerçeklerin ışığında yazılır. Bilimsel yazılar özen harcanarak oluşturulmuş fikirlerdir, saçma denemez ve saygı duyulur. Ancak yapılan öneri önlemleri yorum niteliğindedir. Yarın başka bir bilimadamı yine bilimsel gerçeklerin ışığında başka bir bilimsel makale yazarak başka bir yorum yapabilir.

    Benim de küresel ısınma hakkında farklı yorumlarım olacak. Evet küresel ısınma vardır, somut bir gerçektir. İnsanların bunda da rolu vardır. Ancak şu da gerçek ki çevrebilimciler ve iklimbilimciler ne kadar büyük yatırım yaparlarsa yapsınlar, ne kadar paralar dökülürse dökülsün sayısız parametrenin bulunduğu atmosfer olayları gibi kompleks ve kaotik bir sistemin geleceği hakkında uzun vadede tahmin yapamamaktadırlar. Oysa geçmiş daha büyük bir kesinlikle görülmektedir.

    Bir anlamda şöyle birşey, Hem inişçıkışlar kendi içinde tahmin edilemiyor, hem de inişçıkışların ne zaman inişçıkış yapacağı tahmin edilemiyor. Böyle bir sistemde bir etkinin başka etkilere yol açacağı tahmin edilebilir ama nasıl bir etkinin nasıl sonuçlara yol açacağı tahmin edilemez. Biz önlem alacağız diye çırpınaduralım, nasıl bir önlemin ne zaman ve ne gibi bir sonuca yol açacağını tahmin edemeyiz. Sadece çok çok uzun vadede dünyanın gittikçe ısı kaybettiğini söyleyebiliriz. Ben bekleyip görmekten yanayım.

    Size ters de gelebilir, katılmayabilirsiniz ancak benim görüşüm bu şekildedir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kaotika -- 26 Haziran 2007; 0:45:14 >




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • "küresel ısınmaya karşı acil önlem alınmalı" fikrine karşı, yine bilimsel gerçeklerin ışığında yapılmış bir film var. Türkçesi:
    "BÜYÜK KÜRESEL ISINMA ALDATMACASI"
    (Kulağınıza bir şeyler çağrıştırıyor mu?, Harun Yahya'dan dolayı)
    Burada da film hakkında yorumlar var.
    http://en.wikipedia.org/wiki/The_Great_Global_Warming_Swindle

    Filmi torrent ile indiriyorum, seyredeceğim bakalım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kaotika -- 26 Haziran 2007; 1:06:40 >




  • Kur'an'ı Kerim

    NEML SURESİ
    75. Yerde ve gökte hiçbir GAYB (bilinmeyen) yoktur ki, AÇIKLAYIC bir kitap'ta (VEYA KİTABEDE) OLMASIN
    69. De ki: "Yeryüzünde dolaşın da bir bakın nice OLMUŞ günahkârların SONU!
    66. Hayır, ONLARIN BİLGİLERİ ahiret (ari et) konusunda YETERSİZ KALMIŞTIR. Daha doğrusu ONLAR ONDAN (kıyametten, kıyımdan) kuşku duymaktadırlar. Hayır, hayır! ONLAR (patronlar, siyasetçiler, bilim ve din adamı geçinenler) ONU (kıyameti, kıyımı) GÖREMEYECEK kadar KÖRDÜRLER!
    82. O söz (nükleer başlık taşıyan füzeler) TEPELERİNE indiğinde, yerden (nükller füzelerin saklandığı) yerden onlar için bir DABBE (nükleer savaş başlığı taşıyan füze) çıkarırız da o onlara, insanların BİZİM AYETLERİMİZE (hayretlerimize) gereğince İNANMADIKLARINI söyler

    CİN SURESİ
    26. Gaybı bilendir O, Gaybı konusunda hiç kimseyi yardımcı yapmıyor!

    27. SEÇTİĞİ BİR ELÇİ MÜSTESNA! ...
    11. şU DA BİR GERÇEK Kİ, bizden HAYRA YÖNELENLER/barışçılar vardır; ama BİZDEN BAŞKA TÜRLÜ OLANLAR (savaşçılar) da vardır. Dilim dilim yollar olmuşuz biz.

    MÜZZEMMİL SURESİ
    10. Onların (siyasetçilerin, bilim ve din adamı geçinenlerin) SÖYLEDİKLERİNE sabret! (2009- 2012 yılları açlık ve susuzluk yılkları. 22 Aralık 2012 gün ve 01.00 saat, nükleer füzelerin hareket saatidir!)! Ve güzelce ayrıl onlardan.
    11. Benimle, O nimete boğulmuş (patronları, siyasetçileri, bilim ve din adamı geçinenleri) başbaşa bırak. Birazcık (22 Aralık 2012, saat: 01.00'a kadar) SÜRE tanı
    19. Bu, BİR ÖĞÜT verici, düşündürücüdür. Dileyen, Rabbine (Ab-ı hayat suyu, spermaya) doğru, bir yol diler.


    BELED SURESİ
    20. Bunların üzerine, KİLİTLENECEK bir ATEŞ gelecektir!

    LEYL SURESİ
    14. Ben sizi KÖPÜREREK YANAN (nükleer) bir ATEŞE karşı uyardım!

    MÜDDESSİR SURESİ
    26. Onu (nükller savaş başlığı taşıyan füzeyi) SEKAR'a (C. W. Ceram'ın, Tanrılar- Mezarlar ve Bilginler isimli, 1969 basımı kitap'ındaki SEKKAR PİRAMİDİ denilen resimi inceleyin!!) fırlatacağım!
    27. Bilir misin nedir SEKAR (Sekkara piramidi denilen yer)?
    28. (nasa'nın tepenizdeki uydusu) Ortada (açıkta olan hiç) birşey bırakmaz, HİÇ BİRŞEYİ GÖRMEZLİK ETMEZ o!!
    29. (Bilgisayar ekranlarında) İnsan (insanların çalışmalarını izlemek) için tablolar/levhalar/EKRANLAR (da) sunandır o!
    30. Üzerinde ONDOKUZ (harften oluşan: National Aeronautice and Space Administration) vardır ONUN.
    35. Ki o gerçekten EN BÜYÜKLERDEN biridir.
    36. İnsan (olan) için bir uyarıcıdır.

    41. Suçlular hakkında:
    42. "Sizi SEKAR'a (Sekkara cehennemine) sürükleyen nedir?!"

    47. "Nihayet, TARTIŞILMAZ ve KARŞI çıkılmaz bilgi ÖNÜMÜZE DİKİLDİ!"
    52. (Bunu okuyanlar) İçlerinden her kişi de istiyor ki, kendisine AÇILIP SAÇILMIŞ (istediği gibi açıklanmış) SAYFALAR verilsin!

    MÜRSELAT SURESİ
    1. Andolsun 0 ARDARDA gönderilenlere (nükleer savaş başlığı taşıyan füzelere)/meleklere...
    2. (nükleer füzeleri) Dağıtıp (vurulacak yerlere göre) yayanlara/diriltip harekete geçirenlere!

    7. Ki size DUYURULMUŞ olan mutlaka gerçekleşecektir!!
    14. Ayırım ve hüküm gününü (22 Aralık 2012, saat: 01.00'ı) sana bildiren nedir? (Maya kitabeleri)

    29. Haydi (siyasetçiler, bilim ve din adamı geçinenler), YALANLAMAKTA olduğunuz şeye (nasa'nın benzeri, Sekkara piramidine) gidin!

    30. Haydi ÜÇ ÇATALLI gölgeye gidin.

    31. (O füzelerin roketlerinin çıkardığı alev ve sütunlar!) Ne GÖLGELENDİRİR ne ALEVDEN korur!

    32. Gerçekten o (füzelerin roketleri), KÖŞK (köşklerin şöminesi) gib kıvılcımlar (deği, jet uçakların bile eksozundan çıkan, ip gibi alevler) saçar.

    33. O kıvılcım (alev) sanki SARIMTIRAK bir HALAT/ (ardarda fırlatıldığında) bir DEVE KERVANI/ Çıkardıkları dumanlarla) bakırdan bir ip ('le bağlı) gibidir!
    34. Vay haline o gün ('ü: 22 Aralık 2012'yi) yalanlıyanların!

    39. Eğer (bunu okuduktan sonra) bir hileniz/bir tuzağınız varsa, hadi hile yapıp tuzak kurun bana!

    NEBE SURESİ
    17. Hiç kuşkusuz, O AYIRIM ve HÜKÜM (22 Aralık 2012) GÜNÜ KESİN OLARAK BELİRLENMİŞTİR!!
    27. Doğrusu onlar (patronlar, siyasetçiler, bilim ve din adamı geçinenler) BÖYLE BİR HESAP ummuyorlardı!!

    -Bunlar Kur'an'ı Kerimin ayetleri değil mi?!

    NÂZİAT SURESİ
    3. Andolsun, boşlukta (havada-uzayda) yahut SUDA (denizaltı gemilerinden atılıp da) yüzüp yüzüp (KİLİTLENDİKLERİ hedeflere) gidenlere,
    6. Ki O GÜN (22 Aralık 2012, saat: 01.00 da) ŞİDDETLE SARSACAK OLAN (nükleer patlama) sarsacaktır!!
    7. Onu (patlamanın ), ardısıra gelen (radyasyon) izleyecektir!
    34. O güç yetmez büyük felaket geldiğinde,
    36. Gören (görmek isteyen) KİŞİ için CEHENNEM APAÇIK ORTAYA ÇIKARILMIŞTIR

    HÜMEZE SURESİ
    5. Hutame (Atom)'nin ne olduğunu sana öğreten nedir?!
    8. O (nükleer füzeler), onların (yeryüzünde kalanların) üzerine KİLİTLENECEKTİR!
    9. Uzatılmış (Sekkara piramidi benzeri) SÜTUNLAR arasından...




  • @birturk

    amacınız nedir?bunları nereden buluyorsunuz?kendinizi daha açık ifade edermisiniz?
    nereye bakmamaızı istiyorsunuz?gösterdiğiniz hedef neresidir?
  • linke baktım, ilginç geldi

    @kaotika, filmi izledikten sonra yorum ve izlenimlerini aktarabilir misin?
    özellikle MIT'deki meteoroloji prpofesörü ve NASA hava durumu uydusu takım lideri'nin diyeceklerini merak ettim
  • @birturk, ne alaka?
    küresel ısınma kuranda da yazıyor demeyin şimdi...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mr.logic -- 26 Haziran 2007; 15:09:06 >
  • Türksen, ne yapmak istediğimi anlarsın!

    Hırıstiyan dünyasının aradığı Kutsal KASE'yi, Kutsal HAÇCI ve KADEH'İde görürsün. Atam'ın sözü gerçek olur! Bunları da açıklıyorum!!

    Bu ayetler, Prof. Dr. Yaşar Nuri ÖZTÜRK'ün, Türkçe çevirisi Kur'an'ı Kerim'den alımadır!

    Ben sizlerden sadece okumanızı ve mümkünse Diyanet başkanlığına ve İlâhiyyâtçılardan, bu açıklamanın doğru olup olmadığını, hiç kıvırmadan yanıt vermelerini istiyorum. Bu çeviri doğru ise insanların 2009- 2012 yılları arasında bir bardak suya ve bir dilim ekmeğe muhtaç kalacaklarını söylüyorum. Size bir buçuk yıl sonra yaşayacaklarınızı söylüyorum ve dikkatinizi ACI olsada çekmeye çalışıyorum!

    YUNUS SURESİ
    3. ... sonra ARŞ (uzay) ÜZERİNE EGEMENLİK KURUP (uzay'a kim egemen?!) iş ve oluşu (olacakları) ÇEKİP ÇEVİREN ...

    5. ... Bilgiyle DONATILMIŞ bir topluluk (nasa) için ayetleri (hayretleri) ayrıntılı kılıyor!


    İSTİKBAL GÖKLERDEDİR!
    M. Kemal ATATÜRK

    ZARİYAT SURESİ
    Sizin, RIZKINIZ da GÖKTEDİR (uzaydadır), TEHDİT edildiğiniz ŞEY de!

    İSRA SURESİ
    41. Biz, gerçeği, Kur'an'da (Kuram'da) türlü biçimlerde ifade ettik ki, (insan olanlar) DÜŞÜNÜP ANLAYABİLSİNLER. Fakat bu (Kur'an'ın gerçeği) onların (insan olduklarını söyleyenlerin) SADECE (gerçeklerden) KAÇIŞLARINI ARTIRIYOR!

    58. Hiçbir KENT (kentlerde oturup)/medeniyet (medeni, bilgili geçinenler) DIŞTA kalmamak üzere, KIYAMET GÜNÜNDEN önce hepsi HELAK edeceğiz yahut da ŞİDDETLİ bir AZAPLA (gazapla) azaplandıracağız. İŞTE BU, KİTAP'TA (ve kitabelerde) SATIR SATIR YAZILMIŞ BULUNUYOR!!

    TEKRAR DİRİLİŞ OLAYI!

    TARIK SURESİ
    5. İnsan (değil, beden), NEDEN yaratılmış olduğuna bir baksın!!
    6. (Rahme) Atılan bir suyun (meni'nin, spermanın) pir parçacığından (BİR TEK SPORDAN, karabaştan) yaratıldı o (insan değil beden)!
    7. Bel ile kaburgalar arasından (böbreklerden) çıkar o su (meni, sperma)!!

    8. O (meni, sperma), o insanı (değil, BEDENİ) TEKRAR HAYATA (değil, bedene) DÖNDÜRMEĞE HELBETTE K A D İ R D İ R!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

    -Hiç bir buğday tarlasının başına gidip düşündün mü?
    Tohum toprağa düşer veya ekilir. Bu tohum, bir yıl önce ölmüş olan bir buğday sapının üstünde oluşmadı mı? Tohum olgunlaştı, BEDEN kurudu (ölmüştü)! Ama onun meydana getirdiği tohum, ertesi yıl onlarca tohumdan, onlarca yeni bedenler çıkarmadı mı?

    -ÖLÜM'ün bilimsel olarak en kısa yoldan açıklanması, HÜCRE ÇOĞALMASININ DURMASIDIR!!!!!!!!!!!!!!

    -Yine biyoloji ilmi diyor ki: NÜKLEİK ASİT MOLEKÜLLERİ OLMADAN NE HAYAT (yaşam, can, ruh) OLABİLİR NE DE DEVAM EDEBİLİR!

    YENİ HAYAT ANSİKLEOPEDİSİ, Sayfa: 704
    HAYAT (can, ruh) YAPAN MADDE
    ... Örneğin, BÜTÜN CANLILARDA varlıklarda (sporda, bitkide, hayvan ve insan bedenlerinde), HAYATI (canı, ruh'u) YAPAN MADDE <<PROTOPLAZMA>>DIR!!!!!!!!!!!!

    İlkel değil, ilk CANLANMANIN başlangıcı:
    ... Örneğin, TÜTÜNLERDE <<mozaik>> hastalığını yapan virüs, DOĞRUDAN DOĞRUYA KİMYASAL ELAMANLARDAN (elementlerden) OLUŞMUŞ bir moleküle (Alyuvar DNA molekülüne) benzediği halde ÇOĞALABİLİR (değil, çoğalıyor). Dolaysıyla da, CANLI (canlanma) ÖZELLİĞİ gösterir!

    Sayfa: 705
    Hayat (yaşam, can, ruh) BİR TEK hücre (sperma, spor, karabaş, tohum) ile BAŞLAR (Yani, spermayı, sporu bölüp döllendirecek hiç bir güc, kudret yoktur! Bütün dünyaların rahmeti, bir tek sporu, doğmamış doğurmamış, çocuk edinmemiş ve AHAD "Tek" dır. Düşünürsen, Allah diyenler, çocuk ediniyor, analar çocuklarına can veriyorlar!! Demek ki, Allah diyenler, Allah'tan üstün oluyorlar!). VÜCUDE meydana getiren GETİREN SAYISIZ HÜCRELER, İŞTE BU TEK hücreden (spordan, karabaştan) MEYDANA GELİR! Tek hücre (spor, sperma), yalnız GELECEĞİN (genlerle, geleceğe aktarmak sadece) değil, aynı zamanda, GEÇMİŞİN (ilk spermadan, spordan, bitki bedenini, hayvan bedenini ve insan bedenini) tüm ÖZELLİKLERİNİ de TAŞIYAN bir birimdir!

    Sayfa: 1523
    CANLILARIN YAPISI
    Canılardaki (bitki, hayvan ve insan spermalarında) PROTOPLAZMA hücreler halinde düzenlenmiştir! ... Bununla beraber (bitki, hayvan ve insan sporlarında ve bedenlerinde), BİRÇOK ORTAK TARAFLARI VARDIR!

    ...Bunlardan bir ÇEŞİDİNİN (hangi çeşidi? Yeryüzünde iki spor var mı ki?! Yalancı ateşte yansın.) 43.000 NESİL BOYUNCA YAŞADIĞI TESBİT EDİLMİŞTİR (DNA sarmal zincirinde)! Bilginler bunu şu kuralla belirtirler: BİR CANLI (bitki, hayvan ve insan bedeni) NEKADAR HIZLI YAŞARSA OKADAR ERKEN ÖLÜR!

    Ortada bir GERÇEK VARSA o da şudur ki, BUGÜN HAYATTA (değil, var olan bütün bedenler: bitkiler, hayvanlar ve insanlar) olan her BİTKİ, HAYVAN ve insan PROTOPLAZMASINDAN bir kısmı YÜZYILLARDAN (mı, bin yıllardan mı) BERİ KESİLMEDEN YAŞAYAN BİR ZİNCİRDEN (DNA sarmalından) GELİYOR!!

    EVRİM KURAM'I KİME AİT?!

    AHKAF SURESİ
    10. ... İsrailoğullarından bir tanık (DARWİN) da ONUN BENZERİNE (İbrahim Hakkı Erzurumlu, Darwin doğmazdan 19 yıl önce ölmüştür!!! Marifetname- Kit-San, Kitap Sanaii- 1984 basımı, sayfa: 60! Gelişim Genel Kültür Ansikl., cilt: 5, sayfa: 10, Resim: 1'e bak. Cabir İbn HAYYAN'a ait. 721- 800 yıllarında yaşamış! Maya Kehanetleri kitap'ındaki resimlere bak!!) TANIKLIK EDİP İNANDIĞI HALDE, SİZ (Müslümanlar, Evrim Kuram'ı ve Türün değişimini kabul etmeyip, Allah, OL dedi olduk diye) BÖBÜRLENMİŞSENİZ HALİNİZ NİCE OLUR!! ...

    BİR TÜRK DÜNYAYA BEDELDİR!
    M. Kemal ATATÜRK

    1. Hıristiyan dünyasının aradığı Kutsal KASE, Kutsal HAC ve Kutsal KADEH!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

    2. Evrim Kuram'ının ispatı!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

    1. KUTSAL KASE (Da Vinci Şifresi kitap'ı ve Gelişim Genel Kültür Ansikl., cilt:5, sayfa: 9, resim:1)
    a) Da Vinci Şifresi kitap'ı, sayfa: 182

    ... sırrın tümü tek bir isimle biliniyor!... SANGREAL
    "SANGREAL mi? FRANSIZCADAKİ sang ya da İSPANYOLCADAKİ sangre KELİMESİYLE bir ilgisi var mı? Yani KAN (Kan molekülü)?"
    Langdon başını salladı. SANGREAL'in bel kemiği KANDI, ...
    ... SANGREAL kelimesi çok eski (Hun, dem, Alev, KAN) çok eski bir kelimedir. YILLAR içinde bir BAŞKA deyişe DÖNÜŞMÜŞTÜR... daha MODEREN bir kelimeye." Sana günümüzde kullanılan ismin söylediğimde, bildiğini anlayacaksın. Aslında, dünyada yaşayan herkes SANGREAL (Kan molekülün)'ın hikayesini biliyor."
    "... Sadece ondan (kan molekülününün yarısından) 'Kutsal KASE' diye bahsedilmesine alışkınsınız, o kadar."

    Sayfa: 183
    ... "Kutsal KASE, Sangreal (Kan molekülü) kelimesinin gerçek manasıdır. Deyim (Fransız kraliçesi NİKAİA'nın İznik toplantısı ve İznik bildirisi: AMENTÜ bildirisi!!! Müslümanların AMENTÜ duası ile karşılaştır ve Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta aynı dua mevcut mu, değil mi? Fransızların dünya insanlığına ettikleri kötülüğü gör. Neden TÜRK DÜŞMANI FRANSIZLAR?!), FRANSIZCADAKİ Sangraal kelimesinden türüyerek SANGReAL ŞEKLİNİ ALMIŞ!
    "Evet, ama SANGREAL (Kan molekülü yarısı) Belgeleri Kutsal KASE hazinesinin sadece yarısı. Geri kalan KASE ile birlikte gömülü.

    Sayfa: 189
    ... EŞİT KOLLU HAÇ denge ve uyum sembolüydü ama aynı zamanda TAPINAK (Havrada, Kilisede, Tapınan) ŞÖVALYELER'ni simgeliyordu. Üzerlerine EŞİT KOLLU KIRMIZI (Alyuvardaki erkeklik sembolü) işlenmiş BEYAZ (menisel) tunikler... Aslında Tapınakçıların (değil, Tapınanların) HAÇININ KOLLARI UÇLARDA biraz GENİŞLİYORDU AMA YİNE DE EŞİT UZUNLUKKTAYDILAR!!

    Sayfa: 165
    ... Bilindik erkek sembolü ve geniş açı şeklindeki çizilen orjinal İKONLAR!!!!!!!!!!!!!!

    Şimde bunları Cabir İbn Hayyan'ın (Gelişim Genel Kültür Ansikl. cilt:5, sayfa:9, resim:1'de görelim!)

    1.
    -Resim iki bölümdür! Çiçeğin altındaki çizginin üstü: Ortada bir deney masası var!
    -Bitki çiçek açmış. Dişi kuş, ayakları ile taşıdığı sporları çiçekle buluşturmuş! Dişi kuş çiftleşmeye hazır, arkasında erkek kuş o da çiftleşmeye hazır! İkisi arasında spor mu dersin penis mi dersin var! Sağ alt tarafta insan REMZİ var! Yani: BİTKİ, HAYVAN ve İNSAN, (1. Evrim Kuramı) var! Çiçek bitkisinin so tarafında masa ve Cabir İbn Hayyan ocağı yakmış, üç'üne ait spermayı, spor'u cam imbikte kaynatıp buharlaştırıp damıtıyor! Bulduklarını da çizginin altında açıklıyor!

    2.
    - Çiçeğin altındaki çizginin altında SANGREAL (Yani Kan molekülünün, spor'un)'in yarısını göreceksin. Yani, Kutsal KASE'yi! İçinde de sayfa: 165 deki orjinal İKONLARI göreceksin! Yani burada da önemli olan erkekleri oluşturan sembol veya diğer adıyla Kutsal HAÇ! Kutsal HAÇ uçlarda genişliyormuş!!! İri kuşun kuyruğunun altından inen çizginin altında, Kutsal KASE'nin içindeki Kutsal HACIN büyütülmüşünü göreceksin! İri kuşun ayaklarının karşısındaki kuşun gagasının ucundaki: Kuşlar AL EM'îndeki Kutsal HAC! Cami minarelerinin tepesinde de görürsün!! Onun altında KEÇİ, sığır türü hayvanlardaki Kutsal HAÇ! Onun altında Selvi Ağacı var! Onun uç solunda bitkiler alemindeki Kutsal HAC var!

    3.
    Bu KUTSAL KASE'nin biri!! Gerçekte, İKİ KUTSAL KASE var. Çünkü bu açıklananlar KASE'nin yarısında:

    -İri kuşun ayaklarının altında, KAN MOLEKÜLÜNÜN diğer yarısı var! Onun solunda DNA SARMAL ZİNCİRİ var. Onun altında kuşlar AL EM'inde DNA sarmalı kuşun gagasının ucunda! Onun altında da 8 adet kromozom var! Kuromozomların altındaki çizginin de altında TERSTEN üç harf var: P I T, yani T I P! Aslan, aslanlığını yapmış da it adamlar ne yapmış?!

    4. Kutsal KADEH de REMZdeki erkeyin dizlerinin altındaki, anlarsın ya!

    5.
    Ateşin altındaki çizginin altında dört (4) şekil görüyorsun!
    -1. Adenin, 2. Timin, 3. Sitozin, 4. Guanin!
    - Biyoloji ilmi diyor ki: Adenin + Timinle birleşip bir çift (yani bitki, hayvan ve insanlarda erkeyi) yaratıyor! Sitozin + Guaninle birleşip o da bir çif, yani ikinci çifti, bitki, hayvan ve insanlarda dişileri yaratır!

    NEBE SURESİ:
    8. Sizleri ÇİFTLER (1. çift: Adenin + Timin= erkekler, 2. çift: Sitozin + Guanin= dişiler) olarak YARATTIK!!

    KIYAMET SURESİ
    37. O (beden, ben diyen ise insan rahme), dökülen meniden (spermadan, spordan) bir (tek) sperma DEĞİL miydi?!
    39. Nihayet ONDAN (meniden, spordan) İKİ ÇİFTİ (1. çift: Adenin+ Timin) ERKEĞİ ve (2. çift: Sitozin+ Guanin) dişiyi VÜCUDA (bedene) getirdi!

    MEARİC SURESİ
    39. Hayır, ummasınlar! Gerçek şu ki BİZ (Alyuvar DNA molekülü olarak) ONLARI (insan geçinen bedenleri) BİLDİKLERİ ŞEYDEN (spermadan) YARATTIK!!

    NECM SURESİ
    45. Hiç kuşkusuz, İKİ ÇİFTİ, ERKEĞİ ve DİŞİYİ yaratan O'dur (Kan molekülüdür)!
    46. Meni halinde atıldığı zaman bir (tek) speremden!

    47. Hiç kuşkusuz, O İKİNCİ OLUŞUM (beden bulma, ÖLÜP mezara konduktan sonra değil! Tohum toprağa, sperma rahme düştüğü an) da O'nun (Kan molekülü, karabaş dediklerinin) işidir!!




  • @birtürk

    türküm, hiç bişey anlamadım çünkü kur'an-ı kerim ile ilgili veriler sunuyorsun.
    müslümanım ,yine hiçbişey anlamadım çünkü kur'an-ı kerim deki tevhid - iman esasları rükünleri ve haddizatında en önemli düsturları olan insana neden?niçin?nasıl?ne yapmalı?sorularının cevapları noktasında alıntı yaptığın kaynağın ufacık bir fikri yokmuş gibi.

    sığ düşünce ufku ile çağın enstrumanlarını yakışıksız kullanım ve popüler kurmacalarla bilgi karmaşası yapılmış ve aslın perdelenmesi amacı güdülmesede cehaleten o sonuca ulaşacağıda kestirilmeden yazılmış kalıplar bunlar.

    sen yaşar nuri öztürk müsün?

    prof. umuz nasıl bir haleti - ruhiye ile bu çevirileri yapmış?

    ahiret günü ne inanmadan mı yazmış?
    ALLAH a iman etmeden mi yazmış?
    hz.muhammed (s.a.v) i inkar ederek mi yazmış?

    sen ne anlıyorsun ki bu çeviriden Kur'an-ı kerim e iman etmiş bir müslüman olarak,açıklarsan sevinirim...




  • Kur'an-ı kerimin meali ile nereye varmak istiyorsunuz çok merak ediyorum.
  • Bu yazılanlardan anladığım tek şey 2009-2012 yılları arasında nükleer savaş çıkıcak,bir diğeride evrim teorisinin doğruluğunu savunuyo.
    Ben bu ikisini anladım tabi onlarıda doğru mu anladım şüphedeyim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nihonjin -- 26 Haziran 2007; 23:42:20 >
  • 2009-2012 yılları arası susuzluk ve kıtlık yılları! 22 Aralık 2012, saat 01.00 de nükleer patlamalar olacak. Size Kur'an'nı Kerimin ayetlerini yazdım. Biyolojiden ve Da Vinci Şifresi kitabından alıntılar yaptım. Gelişim Genel Kültür Ansikl., cilt: 5, sayfa: 9, resim:1'i incelemenizi ve araştırmanızı istedim! Bilgileri bir araya getirerek bir birliktelik sağlamanızı istedim. Biliyorum size çok karışık geliyor ama!!

    -Kur'an'ı Kerim, 6666 ayet olduğunu herkes bilir. Din adamlarının hepside Kur'an'ı Kerimden BİR HARF EKSİLTEMEZSİNİZ veya ARTIRAMAZSINIZ diyorlar da: Bugün Türkiyede 6666 ayet olan bir Kur'an'ı Kerim var mı? Kur'an' Kerimden 487 tane ayet eksik! Öyle bir harf falan değil. Diyanetçilere ve İlahiyyâtçılara bir sorun da açıklasınlar. Bu ayetleri çıkaranlar Din adamları veya ilahiyyatçılar değil mi?

    BAKARA SURESİ
    146. ... Bununla birlikte, İÇLERİNDEN BİR ZÜMRE, BİLİP DURDUKLARI HALDE gerçeği gizliyorlar!

    123. ... kimseden fidye kabul edilmeyeceği, ŞEFAATİN hiç kimseye YARAR sağlamayacağı ve onların hiçbir yardım görmeyecekleri O GÜNDEN KORKUN!

    85. ... Şimdi siz Kitap'ın bir kısmına inanıp bir kısmını (bu ayetleri) İNKAR mı ediyorsunuz?!...

    90. ... GERÇEĞİ ÖRTENLER için rezil edici bir azap vardır!

    79. Yazıklar olsun o kişilere ki, Kitap'ı kendi elleriyle yazarlar (Kitap yazanlar) da sonra onunla (yazdıkları kitap'ın yayın haklarını satarak) BASİT bir KARŞILIK (mal, mülk, servet ve şöhret) SATIN ALSALAR diye, "işte bu (kitap), Allah katındadır" derler! Vay haline onların, ELLERİNİN YAZDIKLARI yüzünden! Vay haline onların, KAZANIP DURDUKLARI yüzünden!

    42. Hakkı (Hakk: Taş üzerine çelik kalemle oyma veya kabartma olarak yazılmış yazıları, remzleri: TUVA, Orhun, Maya ve Mısır kitabelerini) BATILLA/saçmalıkla ve tutarsızlıkla kirletmeyin. BİLİP DURDUĞUNUZ HALDE GERÇEĞİ GİZLİYORSUNUZ!

    44. (bİLİM VE DİN ADAMI GEÇİNENLER) insanlara İYİYİ ve Güzeli (sözde) emredip de ÖZ BENLİKLERİNİZİ (Alyuvarınızı, DNA'nızı) UNUTUYORMUSUNUZ?! ÜSTELİK de KİTAP'I (Kur'an'ı Kerim'i) OKUYUP DURMAKSIZIN. HÂLÂN AKLINIZI KULLANMAYACAK MISINIZ?!

    9. Allah'ı ve İNANMIŞ olanları ALDATMA yoluna giderler. Gerçekte ise onlar öz benliklerinden başkasını ALDATMIYORLAR. Ne var ki, BUNUN farkında (bilim ve din adamı geçinenler) olamıyorlar.

    159. (DNA sarmal şeritinden) İndirdiğimiz AÇIK-SEÇİK DELİLLERLE, kılavuz MESAJI; biz onu KİTAP'ta (Kur'an'ı Kerim ayetlerinde) İNSANLARA ayan-beyan gösterdikten sonra GİZLİYENLERE (bilim ve din adamı geçinenlere), hem Allah LANET eder hem de diğer LANET (Laneti) OKUYANLAR lanet eder!

    174. Allah'ın Kitap'tan (Kur'an'dan) indirdiği ŞEYİ (bilgileri) GİZLEYİP ONU BASİT bir ÜCRET karşılığı satanlar, karınlarında ATEŞTEN başka bir şey yemiş olmazlar!...

    213. ... O Kitap'da (Kur'an'ı Kerim'de) ANLAŞMAZLIĞA düşenler, o KİTAP'IN BİZZAT MUHATAPLARINDAN (bilenlerinden, yazanlarından) BAŞKASI DEĞİLDİ!! Bunlar, KENDİLERİNE AÇIK KANITLAR GELDİKTEN SONRA sırf aralarındaki KISKANÇLIK ve AZGINLIK yüzünden, çekişmeye (tartışmaya) girdiler!!...

    286. ... kşinin hem kendisi hem başkaları için kazandığı ONUN LEHİNE, yalnız kendi nefsi (çıkarları) için kazandığı onun ALEYHİNEDİR/kişinin kendi EMEĞİ ile kazandığı LEHİNE, BAŞKASININ (işçinin, ırgatın)sırtından KAZANDIĞI aleyhinedir!!...


    ALİ İMRAN SURESİ
    25. Peki, o KENDİSİNDE KUŞKU BULUNMAYAN GÜNDE (Kıyamette, kıyımda), onları bir araya topladığımız vakit halleri nice olacak?!...

    44. ... Onlar, Meryem'in bakımını kimin üstleneceğini belirlemek için KALEMLERİNİ ATARLARKEN sen yanlarında değildin!! ÇEKİŞTİKLERİ sırada da yanlarında değildin!

    70. Ey Ehlikitap (sahipleri, Kitap'ın ehli olanları)! GERÇEĞE TANIK OLUP DURDUĞUNUZ halde, Allah'ın ayetlerini NEDEN İNKÂR EDİYORSUNUZ?!

    71. Ey Ehlikitap (Kitap'ın, Kur'an'ın ehli olanlar)!! Neden HAKKI (Tuva, Orhun, Maya ve Mısır kitaplarını ve kitabelerini) BATILLA (Sıhhat ve hakikate aykırı, doğru olmayan, halk "halkın inanışları" mukabili) KİRLETİYORSUNUZ ve BİLİP DURDUĞUNUZ halde GERÇEĞİ GİZLİYORSUNUZ?!

    75. ... Onlar (profesyoneller): "Ümmülerin (profesyonel olmayanlar), BİZİM (profesör veya profesyonellerin) aleyhimize YOL (karşı delil) BULMALARI MÜMKÜN DEĞİLDİR." demişlerdir (diye düşünmüşlerdi! Bunlar karşı delil değil mi?). Onlar (profesör veya profesyoneller), BİLİP DURDUKLARI halde, ALLAH HAKKINDA YALAN SÖYLERLER!

    77. Allah'a (Alyuvar'a) verdikleri sözü ve (Hipokrat) YEMİNLERİNİ basit bir BEDEL karşılığı SATANLAR var ya, işte onlar (HİPOKRAT yemini edenler) için AHİRETTE hiç bir nasip yoktur!...

    100. Ey iman (ilim) sahipleri! KENDİLERİNE KİTAP VERİLENLERDEN (din adamlarından) bir zümreye boyun eğerseniz SİZİ, imanınızdan (ilminizden) sonra kâfirler (ilimde FAKİRLER) haline getirirler!

    187. ... "Onu (Kur'an'ı) İNSANLARA mutlaka AÇIK-SEÇİK BİLDİRECEKSİNİZ, onu SAKLAMAYACAKSINIZ." Ama onlar Kitap'ı SIRTLARININ gerisine attılar, basit bir ücret karşılığı ONU SATTILAR. Ne kötü şey satın alıyorlar!

    -Bunları hem düşünün, hem de bilim ve din adamı geçinenlere sorun. Onlar her yaptıklarını, ücret karşılığı yaparlar! Ben sizden bir ücret istemiyorum.

    NİSA SURESİ
    138. İKİYÜZLÜLERE (politikacılara) şunu muştula: KENDİLERİ İÇİN KORKUNÇ bir azap öngörülmüştür!
    142. Şu bir gerçek ki, İKİYÜZLÜLER, ateşin en alt katındadır...

    MAİDE SURESİ
    16. Ey Ehlikitap (sahipleri)! Resulümüz SİZE GELDİ. KİTAP'tan (Kur'an'dan) SAKLAMIŞ OLDUKLARINIZIN ÇOĞUNU SİZE ayan-beyan açıklıyor; çoğunu da (es) geçiyor.

    EN'AM SURESİ
    28. İşin doğrusu şu: ÖNCEDEN GİZLEMEKTE OLDUKLARI KARŞILARINA dikildi... Doğrusu, onlar tam yalancıdırlar.

    32. ... HÂLÂ AKLINIZI İŞLETMEYECEK MİSİNİZ?!

    38. ... BİZ BU KİTAP'ta, herhangi birşeyi ne EKSİK bıraktık ne FAZLA yaptık!...

    50. ... Sor onlara: KÖRLE GÖREN bir olur mu? HÂLÂ DÜŞÜNMÜYOR MUSUNUZ?!




  • parantez içindekiler kime ait?
  • Bu manaları kim, neye göre çıkarmış?
  • ya gerçekten aklım almadı küresel ısınma ile ilgili yanlışların konuşulduğu bir başlığı nasıl kuran kursuna çevirebildiniz? ayrıca ne bu ya gerçekten nasıl zırvalıklar bunlar yok 2012 şu gün şu saatte nükleer füzeler patlayacakmış. 2007-2008 futbol ligin de kim şampiyon olacak onu da yazsaymışsınız. ne zaman güzel güzel bilimsel birşeyler konuşmaya çalışsak böyle içine ediliyor mutlaka.
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.