Şimdi Ara

Kelebeğe Dönüşmeyen Koza Ne Oluyor? [Yeni Bölüm - 9] [Güncel Hikaye]

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
14
Cevap
5
Favori
638
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Yazıyı daha önce blogum da yazıyordum. 6. bölümü bugün yazdıktan sonra dh konu dışı ekibiyle paylaşayım belki okumak isteyen olabilir dedim. Bu hikayeyi ve diğer yazılarımı blogumdan okumak isteyenler için: İçinde Bulunduğun Gezegen Altuğ Rockefeller

    Hikayeyi buradan okumak isteyenler içinde her gün burayada ekleyeceğim buyrun;

    Bölüm 1
    Kraliçe bugün yeniden doğmuş gibi uyandı. Her zamanki ateşi içinde yoktu. Sanki bugün birine iyilik yapmak onu bir gün daha yaşatmak istiyordu. Kahvaltısını istedi yatağına. Hepsini yedi çok acıkmıştı karnı.


    Yatağından kalktı.O kadar narsistti ki odası bir sürü aynayla doluydu, her çeşit hemde. En sevdiği aynasının yanına gitti Ona bir isimde vermişti ama biz şimdilik ona 305 diyelim. Aynasında kendine bakarken çok büyümüş poposunu gördü. Bir kadına özellikle de bir kraliçeye yakışmıyordu. Ama poposunun canının sıkmasına izin vermeyecekti. Poposunu bugün düşünmeyecekti. Hatta poposunu yükseltmek için topuklu ayakkabılarını da giymeyecekti.

    Ayakkabılarını denerken bir çok renkten topuklu ayakkabısı olduğunu gördü. Kırmızı ve mavi yoğunluktaydı. Kırmızı, mavi, açık mavi, pembe, koyu mavi, haha bir tane sarı...

    Hapishanesine indi. Önce 3 numaralı zindanın yanına gitti. İçeride ki ölmüş. Gardiyana onun çok iyi göründüğünü yemek ve suyunu biraz azaltılmasını daha sonra tamamen kesilmesini emretti.
    Onun yerinin boşalmasını istemiyordu yeni birini içeri almamak için bahanesi vardı çünkü. "BURASI ÇOK DOLU". 5 numaradakinin yanına gitti. İsmi Perro'ydu çok şişman ve göbekli bir erkekti. onu 18 yıldır orada tutuyordu. fakat 18 yıl boyunca hiç değişmemiş dahada gençleşmiş ve yakışıklı biri haline gelmişti.Aman tanrım aşık mı oluyordu ne?


    18 yıl önce onu içeriye ne için attığını hatırlamıyordu ama Perro'nun onu görünce gözlerinin içinin gülmesi ve mutlu olması onu mutsuz etmişti. Onu içeriden çıkarıcak kendi odasının koridorunu koruması için görevli yapıcaktı. Perro yeni bir hayat ümidi ile yaşamaya başladığında ve mutlu olduğunda onu tekrar zindana atıcak tekrar kendinin ellerine bağlayacaktı.

    Gardiyan kapıyı açtı. Perro kapının önündeydi. Özgürlük artık onundu ama Perro çıkmıyordu. Kraliçe geçmek istedi ama Perro orada kapı olduğunu eğer geçmek isterse kapının ona engel olacağını söylüyordu. Kraliçe ittirerek içeri geçti.


    Bölüm 2
    Perro, kraliçeyi en son 5 ay önce görmüştü. Gözleri parladı. Muhtteşemliğin kanıtına bakmak için kendini çok aşağılık görüyordu. Bu yüzden kafasını aşağı doğru çevirdi. Kraliçe işaret parmağıyla onun kafasını kaldırdı göz göze geldiler. Aman Allah'ım bunlar dünyanın en güzel kaşmir safirleriydi.

    Perro dışarı çıkmak ister misin? Diye bir soru yöneltti kraliçe.Bir süre sessiz kaldı Perro. Tam bir şey demek üzereydi ki. "Merak etme yine bu sarayda kalıcaksın. Odamın koridorunu koruyacaksın." Perro'nun gözleri açıldı. Buraya girdiğinden beri hiç açılmadığı kadar açıldı. Işık göz bebeklerinin direk içine doldu. Perro istemsiz olarak elini yüzüne götürdü. Elinden tuttuğu gibi dışarı çıkarttı. Ufak bir işaret ile gardiyana onunla ilgilenmesi gerektiğini imâ etti.
    Kraliçe Perro'dan ayrılıp koridorda yürürken Perro'nun dikkatini poposu çekti. Ne kadar büyük ama...

    Perro kraliçenin kalbindeki iyiliğin aslında poposundan daha büyük olduğunu ve bunu da keşke yıllar önce küçültmeseydi diye düşündü.

    Gardiyan ittiriyor, Perro yürüyor, gardiyan ittiriyor... Hadi Lanet olası seni tıraş etmeli ve yıkamalıyım. Saçların kirli ve şekilsiz görünüyor onları biçimlendirmeliyiz dedi gardiyan. Perro'nun buna izin vermek gibi bir niyeti yoktu çünkü bu sakallar onun 18 yıl boyunca içeride kaldığını gösteriyordu.


    Perro yıkandı. Temizlendi ve artık yeşil gözleri uzun saçlarının altından daha iyi görünüyordu. Aynaya baktı. Vay be beyaz tenliymişim aslında dedi. Sırada saç tıraşı vardı. İzin verdi kesilmesine aynada daha çekici bir görünüm kazanmıştı. Kuaför bile hayret etmişti.

    Köpük ve ustura hazırdı. Yüzüne köpüğü sürdüler. Aynaya son kez baktı.Sakallar evet sakallar lanet olasıca sakallarını kestirmek yerine temiz bir hayatın sakallarını tatmak istemiyordu. Derin bir nefes aldı ve koşmaya başladı. Koştu Perro. İleride gardiyana baktı. Gardiyan onun gibi bir pislikle uğraşmak istemiyordu yana çekildi ve geçmesine izin verdi. Perro saraydan çıktıktan sonra saatlerce koştu. Hiç yorulmadan...

    Fiend'in evinin önüne geldiğinde durdu. Fiend'in kapısı açıktı. İçeri girdi. Fiend mutfakta şarap içiyor ve bir yere mektup yazıyordu. Fiend diye bağırdı. Fiend, Perro'yu gördüğünde onun hayal olduğunu düşündü. Eğer Perro bir hayalse neden şarap ona Diosa'yı değilde Perro'yu gösteriyordu. Hem Perro ölmemişmiydi 2 yıl önce.

    Kraliçe 305 e baktı. Kendisinden ve poposundan başka bir şey görmek ümidiyle.. Kral Cabron içeri girdi. Onu şakaklarından öptü. Sana aşığım Kraliçe'm


    Bölüm 3-4

    Kral Cabron içeri girdi. Onu şakaklarından öptü. Sana aşığım Kraliçe'm dedi. Biraz daha sırnaşıcaktı ki, Kraliçe buna izin vermedi. Kral Cabron ona akşam yemeğini hatırlattı ve odadan ayrıldı. Odada sadece Kraliçe,305 ve diğer aynalar kalmıştı...

    Perro uyandı.Henüz sabah olmamıştı. Aynı günün içindeydiler. Başı çok ağrıyordu. Ama haketmişti bunu. Çünkü Fiend ile çok fazla içmişlerdi. Yatağından kalktı. Yüzünü yıkamaya banyoya gitti. Sakalları hala yerindeydi. Onları sıvazladı omzundan geriye doğru attı. Yüzünü yıkadı ama bir şey yapması gerekiyordu sanki? Hemen çıktı banyodan Fiend i aramaya başladı küçücük evin içinde. Odasına baktı. Yoktu odasında. Salona mutfağa derken en son evin arka taraftaki balkonuna çıktığında. Fiend Ayakta gökyüzüne bakıyordu.

    Diosa'yı görüyor musun Perro? Perro gökyüzüne baktı. İkindin saatlerinde görebileceği tek şey gökyüzünün maviliğiydi. Ay veya yıldızlar yoktu. Hiç bir şey göremiyorum dedi. Şarap içmek ister misin? dedi. Etkisi olacağını sanmıyorum Fiend. Sana Diosa'yı şarap göstermiyor ki.. (Diosa siyah saçlı beyaz tenli uzun boylu zayıf bir kadındı Perro için. Hatta sadece Perro'nun çocukluk arkadaşı da denebilir. Fiend'e göre simsiyah saçlı uzun boylu zayıf düzgün vücutlu ve Diosa gözlüydü. Böyle tanımlamasının sebebi onun gözlerinin başka hiç bir şeye benzemeyecek kadar güzel olmasıydı. Kısacası Fiend'in 19 yıllık karısıydı.) 3 Sene önce ayrılmışlar.Zindanda olduğunu biliyor olmasına rağmen Perro'yu çok aramış Fiend. Konuşmak ve dertleşmek için. Onun kendini yalnız bırakmayıp yanına geleceğine o kadar eminmiş. 1 Sene boyunca Diosa'yı ve Perro'yu her gece yanına istemiş. Her gün geldiklerini görmek istemiş. Daha sonra Perro'nun öldüğüne inanmış. Diosa'nın ise devamlı onu gökyüzünden izlediğine.Bunların hepsini biraz önce içerken konuşmuşlardı..

    Kral Cabron Yemek masasını artık hazırlamalarını fazla vakit kalmadığını söyledi. Yemek saatine 4 saat kalmasına ve bütün yemeklerin hazır olmasına rağmen. Cabron yatak odasına çıkacaktı ki biraz önce Kraliçe'den yüz bulamadığını hatırladı. Dönüşümlü olarak çalışan saray çalışanlarının dinlendiği yere gitti. Çalışanlar bekar bayan ve erkeklerden oluşuyordu.
    Bayanlar muhabbet ediyorlardı. Erkeklere ise odalarına gitmelerini emretti. "Aşağılık herif çok güzel kullanıyor kral olmayı" diye homurdandı erkek işçiler.

    Kızlarla oturdu muhabbet ettiler. Konuştular. Daha doğrusu Cabron sıktı. Ağzı bir karış açık bekar işçi kızlar tuttu. Kral olan bir insan neden atma ihtiyacı duyuyor ki? Neden yapmıyor?
    Cabron ayağa kalktı. 2 kız onunla birlikte geldiler. Kızlardan birinin odasına girip kapıyı kapattılar.
    Kraliçe'yi orada aldattı.


    Kraliçe kabarık etekli pembe elbiseyi de çıkarttı. Diğerine geçicekti ki kapsı çalındı. Kim olduğunu sordu. Gardiyan olduğunu öğrenince. Kapıdan söylemesini emretti. Perro'nun kaçtığını öğrenince hiç duymamış gibi yaptı. Gardiyana onu arayın bile demedi. Çünkü sabah kendine bir söz vermişti. Poposuna bile kızmıyordu ki bugün...

    Kırmızı elbiseyi denemeye başladı. Bu elbise diz üstünde hafif parlak dikkat çekici güzel bir kırmızıydı Göğüsleri daha belirgin ve dik göstermesi ise elbisenin bir artısıydı. Denedi. üzerinde çok güzel durduğuna emindi. 305 e baktı.. Kaşmir safiri gözleri açıldı ve aynada kendine gülümsedi.

    Bölüm 5

    Cabron çok rahatlamış şekilde odadan çıktı. Kraliçe'yi ilk aldatması değildi bu onun.. Kraliçe ne kadar da saftı. Böyle aşağılık bir adamla nasıl evlenebilmişti ki.. Yoksa Kraliçe mevkii için mi evlenmişti onunla?

    305 gülümsemesine karşılık olarak ona daha güzel gösterdi kendini dahada güzel olduğunu düşünen kraliçe hemen ayakkabılarını denemeye başladı. Buna uygun bir şeyler bulması gerekliydi. kırmızı, mavi, koyu mavi, gök mavisi, buz mavisi.... Aha bir tane buldu. Siyah dolgu topuklu ayakkabıydı bu. Elbisesine çok uygun olucaktı. Hemen giyip 305 e gösterdi harika! Artık akşam yemeğine inmesi gerekiyordu fakat Kral Cabron gelip onu odasından alana kadar bekleyecekti.


    Perro, beni Diosa ile yalnız bırakır mısın? Perro Diosa'nın onu gökyüzünden izlemediğini açıklamak ile uğraşmadı. Fiend'i balkonda yalnız bırakmak üzere adım attı. Yavaşça balkon kapısını kapattı ve banyoya doğru yürüdü. Banyo kapısını açtı içeri girdi.. Sol eline sabunu aldı. Sağ eline ise tası. Eski ve kirli çeşmeden biraz su doldurdu ve sabunla tası köpürtmeye başladı. Bu çok ustaca bir iş olmalıydı. 18 yıl bile unutturmadığına göre.

    Diosa yarın tek çocukları Dolor'u Fiend'in yanına getirecekti. Ayrılık kuralları böyle işliyordu. Fiend'in amacı Dolor'u değil Diosa'yı görmekti. Hem Perro da yanındaydı. Belki biraz konuşmak için içeri girerdi Diosa..(Dolor, gothic tarzlı ahmak görünümlü aşırı zeki bir kız)

    Cabron yatak odasına çıktı. Kapıyı çaldı. Kraliçe kapıyı açtı. Ne muhteşem ama! Cabron koluna girdi Yemeğe aşkım dedi ve onu boynundan öptü. Kraliçe ona çok tatlı olduğunu 96 yaşına bile gelse onu seveceğini söyledi.

    2 kişi için bile çok fazla hazırlanmış bir yemek masası vardı önlerinde. Kraliçe'nin en sevdiği yemeklerdi bunlar fakat kraliçe tereddüt etti. Poposu çok büyüktü zaten daha fazla yemesi onun zararına olurdu. Ama bugün kendine verdiği sözü hatırladı. Popoyu düşünmek yok! Hem Cabron beni çok seviyor her halimle diye düşündü. Çok güzel olmasına rağmen çok saf bu Kraliçe..

    Perro sakallarını kesmek için ilk ustura darbesini vurdu. Hızlı hızlı devam etti. Usturayı elinden bıraktı. Aynaya baktı. Yüzü tertemiz oldu. Ama o da ne? Yüzü kanıyordu.. Bu kanın tek anlamı vardı. Yüzünün ona bir söylemiydi. "Madem traş olucaktın neden kraliçeyi terkettin? Neden onun odasının koridorunda değilsin Perro?"

    Bölüm 6

    Kraliçe masaya oturdu. Poposunu önemsemeden yemeye başladı. Yemek çok lezzetliydi. Ne olsa bir saray masasıydı bu elbette lezzetli olucak ülkenin en lezzetli şeyleri buraya yani Cabron'a geliyordu. Kraliçe Cabron'a göz kırptı. Cabron buna anlam veremedi fakat bir karşılık vermesi gerektiğinden hafifçe başını aşağı salladı.

    Perro, Fiend'i balkonda yalnız bırakarak koşmaya başladı. Geldiği bütün yolları geri tepti. Hepsini geri tepiyordu. O kadar fazla koştu ki çok yoruldu ve artık dinlenmesi gerektiğini söylüyordu ona bacakları.
    Oturdu. Fiend'den aşırdığı kuru hint keneviri yapraklarını kuru ve yumuşak ağaç yapraklarına sardı ve yaktı. Duman öyle tuhaf göründü ki ona. Sanki Kraliçe ile ilgili bir sorun vardı. Duman ona Cabron'u mu anlatıyordu? Yada 18 yıldan sonra ilk defa içmesinden kaynaklı bir vücut şokuydu.

    Kraliçe mevkii için evlenmemişti. Güzelliğinin verdiği bir saflık vardı sadece. Elmas gibi... Yemek bittiğinde masasından kalktı. Suratı buruşuk erkek uşaklara teşekkür bile etmeden Cabron'un yanına gitti ve koluna girdi. Yukarı çıkalım aşkım dedi ve bu sefer Kraliçe onun şakaklarına bir öpücük kondurdu.

    Perro artık sarayın önüne gelmişti. Kapıdan girmek istedi. Gardiyanlar neden döndüğünü sorduğunda. Hadi beni sen yakaladın götür beni ve biraz ödül parası kazan dedi. Gardiyan'ın çok hoşuna gitti bu laf. Onu kollarını arkaya çekti ve öylece tutarak sarayın içine soktu. Görev yerin neresiydi dedi gardiyan. Perro Kraliçe'nin koridoru olduğunu söyledi. Gardiyan önüne geçti şöyle bir baktı. Çok güzel görünüyorsun.. Perro ismim dedi. Çok güzel görünüyorsun Perro diye tekrarladı ardından suratına öyle bir yumruk attı ki. Perronun ön dişlerini dudağını kesti ve yere tükürdü. Şimdi benim yakaladığım adama benziyorsun Perro.

    İnsanlar neden bu kadar aşşağılık. Ben ona para kazandırıyorum o bana yumruk atıyor. Perro bunları düşünürken koridora gelmişlerdi. Onu oraya bıraktı. Kendisi parasını daha sonra alabilirdi.

    Sabah kendisine yüz vermediği için Cabron'un çok üzgün olduğunu düşünüyordu Kraliçe. Kolundan sürükleyerek ve gülerek onu yatak odasına çıkartıyordu. Koridora gelmişlerdi. Perro'yu gördü. Perro Kafasını aşağı çevirdi ve öyle bekledi. Kraliçe ise O'nun Cabron'dan daha önemsiz olduğunu düşünerek o yokmuş gibi odaya girdi. Cabron durumu anlamıştı. Kapıdan girer girmez hemen dünyanın en güzel kaşmir safirlerine odaklandı. Ama Cabron için bunlar bir çift kadın gözünden ibaretti. Bugün kendine söz verdiği gibi bitirmek isteyen Kraliçe, Cabron'un dudaklarına yapıştı. Hiç bitmeyecek gibi süren bir öpüşmenin ardından geceyi, sabah kendine söz verdiği gibi zirvede ve mutlu bir şekilde bitirdi..

    Bölüm 7

    Diosa! diye bağırdı Fiend. Diosa kafasıyla Dolor'u işaret etti. Diosa konuş benimle lütfen. Seni pislik herif bugün kızını sana getiriyorsam ve yüzünü ayda 2 kere görmek zorunda kalıyorsam bil ki, bu o iyilik perisi koca popolu Kraliçe yüzündendir. Dolor'u 2 gün sonra gelip alıcam.

    Dur Diosa! Diosa döndü ve baktı. Perro burada diyebildi Fiend. Diosa bir an duraksadı. Perro'yu görmeyeli çok uzun zaman olmuştu. Gitmekte olan ayaklarını durdurdu. Geri bir kaç adım atıp. Kafasını sallayarak Fiend'e anlat dinliyorum işareti yaptı.

    Perro evet burada dün geldi. Kraliçeden kaçmış. Beraber şarap içtik hatta... Bekle çağırayım kendisini.

    Perro! Perro! Peeiirro! Diosa geldi! ...................


    Uyuyuyor olmalı. Dolor sen oturma odasına geç ben Perro'yu uyandırayım.(Fiend bütün odaları arar Perro'yu bulamaz fakat hint keneviri yapraklarının etrafa saçılmış olduğunu dökülmüş olduğunu görür.)

    Diosa! Bana deli diyeceksin inanmayacaksın ama Perro buradaydı. Dün geldi, sabah biraz ot alıp gitmiş olmalı. bak inanmıyorsan. Fiend o an yaptığı gafı farketti. Diosaya ot içtiğini istemeden söylemişti. Belki inanacak olan Diosa artık tamamen onun hayal gördüğünü düşünüyordu.

    Kes sesini Fiend! Perro öldü. Perro öldü(Ağlayarak) Kraliçe öldürdü onu. Bir daha onu kullanma seni p*ç kurusu! Diosa bu sözlerden sonra ağlayarak merdivenlerden aşağı indi.

    Fiend Kapıyı kapattı. Dolor'un yanına gitti. Dolor kafasını çevirdi. Yapma Dolor lütfen! Annemle konuşmak için Perro amcamı kullanıyorsun pof lanet yia. Diyerek cümle sonuna tuhaf ergensi, ama sinirlendiğini belli eden bir vurgu yapmıştı.


    Kraliçe 305'e çıplak olarak bakarak vücudunu sergiliyordu. 305'in dili olsa. Yapma Kraliçe'm bu güzellik bir ayna için çok fazla. Limitimi aşıyorsunuz. Birazdan çatlayacağım ve sizi malesef olduğunuz gibi gösterecek bir ayna yok. Eğer sizi olduğunuz gibi güzel göstericek dağdan bir ayna olsaydı. Karşısına geçtiğiniz anda bu dağdan ayna yerle bir olurdu.. Bunlar 305'in olmayan düşünceleri idi.

    Çamaşırlarını bulması ve giymesi biraz sürdü. Bulamamasının nedeni, dün geceden kaynaklanıyordu. Giyememesinin nedeni ise poposundan...

    Giyindi ve hemen koridora çıktı. Perro'yu gördü. Perro tekrar kafasını aşağı çevirdi. Beni görmek istemiyor musun Perro? Hem senin kaçtığını sanıyordum?

    Çok..... Ben o kadar gururlu biri olmayı haketmiyorum. Şayet yüzünüze bakarsam Tanrı beni cennet'e almak ister. Sizi orada rahatsız etmek istemem Kraliçe'm.

    Bunları gerçekten hissetmiyorsun Perro!
    Hayır hissediyorum Kraliçe'm.
    Senin hislerine kim inanır ki Perro?
    Sizin inanmanız yeterlidir Kraliçe'm.
    Hayatını bir erkeğin para kazanması için köle olarak atamış genel kadınlar gibi güldü Kraliçe. Dönüp gitti. Perro ise arkasından baktı poposuna...

    Bir kaç dakika sonra Kral Cabron odanın kapısından fırladı. Kraliçe gitti mi? Evet efendim. Hemen komutanlara haber ilet. Ordu toparlansın. Arabalar hazır hale getirilsin ve silahlar doldurulsun! Emredersiniz efendim. dedi ve kafasını Cabron'a doğru çevirerek yüzüne baktı. Artık cehenneme gitmeyi garantilemişti...

    Bölüm 8

    6 yıl sonra..

    O gece savaş meydanında askerler aslanlar gibi savaştılar. Cabron'un komutanlığında yürütülen savaş harika geçmişti. Savaş kazanıldı. Askerlerden bir kısmı ölmüştü. Fakat yaşayan kısmı ödüllendirilerek rütbelenmiş ve maaş artışı sağlanmıştı.

    Fiend artık Diosa'yı önemsemiyor. Artık balkona çıkıp gökyüzüne bakmıyor. Diosa'yı istemiyordu. Çünkü Diosa başka bir adamla evlenmişti. Bu Dolor'u rahatsız etmediği gibi Fiend'te Diosa'nın mutluluğu için katlanıyordu. Dolor babasıyla daha fazla vakit geçiriyordu. Alışmışlardı birbirlerine. Fiend'in kafasını karıştıran sorunda buydu. Dolor'un evlenme yaşı gelmişti. Yakında evlenicekti büyük ihtimalle. Keşke Dolor eskisi gibi gotik olarak takılsa diye düşünüyordu bazen. Çünkü gotik bir kadınla kimse evlenmek istemez.. Ama Dolor'u engelleyemem diyerek karışmıyor onunla olan günlerini, mutlulukla değerlendiriyordu.

    Perro 6 yıldır Kraliçe'nin odasının koridorundaydı. 2 yıldır çok sık konuşuyorlardı. Artık Perro yüzünü kaldırıp Kraliçe'ye bakabiliyordu. Kraliçe her gün sabah Perro'ya günaydın diyordu. Hatta geçen ay bir kere,Perro'nun izin gününe gelen bir günde, saray bahçesinde oturup sohbet etmişlerdi.

    Kraliçe yemekten yalnız kalktı. Uşaklara her zamanki kibarlığıyla teşekkür etti. Odasına çıkmaya başladı. Koridorda Perro'yu görüp hafif bir hareketle başını salladı gereksiz dostuna. Perro'da iyi akşamlar Kraliçe'm dedi.

    Kraliçe odasına girdi. Işığı kapattı. Sanki her yer Cabron kokuyordu. Telefonunu aldı eline. Bir fotoğrafını açtı Cabron'un. Görüntüyü sabitledi ve bakmaya başladı. Sanki aklını yitirmiş gibi Cabron ile konuşmaya başladı. Seni seviyorum biliyorsun değil mi... Keşke burada olsan. Bana aşkım desen... Cabron? Neden terkettin beni.. Neden öldün Cabron? Sol gözünden bir damla yaş aktı.Göz oyuğunu doldurduktan sonra burnunun yanından geçti daha sonra yüz hatlarıyla şekil bularak kırmızı dudaklarına geldi. Damlamak ile Kraliçe'nin ağzına girmekte kararsız olan damlayı derin bir nefes ile fırlattı kraliçe. Özlüyorum seni diye bağırarak telefonu fırlattı. Yastığına sarılıp ağlamaya başladı. Çok içten ve çok hüzünlü bir kadın ağlaması. Üstelik bu şımarık ve çirkin bir kızın değil. Kraliçe'nin ağlamasıydı.. Kapı açıldı. Sadece pencereden aydınlanan oda, kapıdan gelen ışığın aynalara ve 305 e yansımasıyla gözle seçilebilir hale geldi..


    Bölüm 9

    Kapıdan giren Perro'ydu. Kafası dik, gözleri yataktan kendisine bakan bir çift göze odaklanmış şekildeydi. Bir sorun mu var Kraliçe'm? Kraliçe bu soruya cevap vermedi. Kapıyı kapatıp çıkması için bağırmadı bile. Kafasını gömüp tekrar ağlamaya başladı. Perro çok kötü bir şey hissediyor olmalı diye düşündü. Nasıl bir histi acaba? Perro odanın içine bir iki adım attı. Kapının koluna kadar geldi. Ayak sesleri koridorda yankılandı fakat odanın içinde dikkat bile çekmedi çünkü Kraliçe ağlıyordu. Eğer kapıyı biraz daha açık tutarsa Kraliçe'nin ağlamasını duyan diğer muhafızlar gelicekti.

    Kapıyı yavaşça kapattı. Kraliçe kafasını tekrar kaldırdı. Perro odaya baktı. Her taraf ayna doluydu. Ama yatağın başında duran ayna çok dikkat çekiciydi. 305 ile böyle tanışmış oldu. Kraliçe yüzünü silmeden ayağa kalktı Perro'ya doğru yürüdü. Odanın içinde topuklu ayakkabı sesi dışında başka bir şey duyulmuyordu. Perro'ya sokuldu. Göğüsleri ile Perro'nun gövdesi birbirine değicekti neredeyse. Bu sokulmak sayılmaz belki ama o bir Kraliçe. Gerçi hapishaneden çıkarttığı günde Perro'ya yaklaşmıştı ama bu kadar değil.

    Kraliçe diyecek bir şey bulmak istiyor gibiydi. Perro elini kaldırdı. Gözlerini Kraliçeden ayırmadan elini Kraliçenin yüzündeki yaşları silmek için kullandı. Bir tanesini engelleyememişti. O damla önce dudağının üzerine oradan da ağzına aktı. Kraliçe o damlayı yutkundu. Kimsenin farkedemeyeceği küçük bir ayrıntı olsada tuzlu su Kraliçe'nin dudaklarının üzerindeki rujda iz bırakmıştı. Elini indirdi Perro. Fakat diğer eline paralel olacak şekilde gövdesinin yanına değil. Kraliçe'nin beline. Kraliçe karşılık vermiyordu çünkü kadınlık dürtüleri uyanmıştı. Kendine doğru çekti Kraliçe'yi. Son kez göz göze geldiler ardından Kraliçe başını Perro'nun omzuna bıraktı. Kraliçe robot gibi hareket ediyordu, hormonlar yüzündendi bu. Bir kaç saniye o pozisyonda bekledikten sonra Perro'yu biraz cesaretlendirmek isteyen Kraliçe Perro'nun omzuna bir öpücük bıraktı. Perro bunu hiç beklemiyordu. Kafasında ki ön yargılar yüzünden çok şaşırmıştı. Kraliçe'nin belinden tutarak onu yatağa götürdü. 305 ise bütün olanları seyrediyordu. Yatağa beraberce oturdular. Kraliçe kafasını hiç oynatmadı. Perro gövdesiyle O'nun göğüslerine baskı uygulayarak yatağa yatırdı. daha sonra eğildi ve bacaklarını kaldırdı. Ayakkabılarını çıkarttı. Çok düzgün ayakları vardı Kraliçe'nin ayaklarını da yatağa bıraktıktan sonra döndü ve "Biraz uyuyun Kraliçe'm bu size iyi gelir." dedi. Ayağa kalktı ve kapıya doğru gitti. Kapı koluna elini attığı sırada "Perro!" diye seslendi Kraliçe. Perro döndü baktı. Bir şey söylemek istiyorum yanıma gelir misin? dedi. Perro tekrar yatağa doğru gitti. Daha yakına dedi Kraliçe. Daha da yakına . Nefesini hissedicek kadar kendine yaklaştırdığı zaman önce ellerini boynuna sararak kaçmasını engelledi. Daha sonra belkide pişman olacağı bir şey yaparak öpmeye başladı Perro'yu...

    quote:

    Orijinalden alıntı: Miguél

    akıcı beyler, OKUYABILIRSINIZ


    quote:

    Orijinalden alıntı: Nasyonelist

    Okunur beyler birşey kaybetmezsiniz...

    İlk ikiden sonra akıcı devam ediyor...


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lack of Comprehension

    akıcı hikaye beyler. okuyun.


    Teşekkür ederim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi -Altug -- 8 Şubat 2013; 21:37:46 >







  • Okunur beyler birşey kaybetmezsiniz...

    İlk ikiden sonra akıcı devam ediyor...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nasyonelist -- 26 Ocak 2013; 18:36:23 >
  • ipek böceği kuruyo içinde taş gibi bişey oluyo.1 ay bekledim olmadı yarıp bakmıştım taş gibi olmuş
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nasyonelist

    Okunur beyler birşey kaybetmezsiniz...

    İlk ikiden sonra akıcı devam ediyor...

    Tesekkur ederim umutlandirdiniz.

    @car_26 Niye sonunu soyledin arkadas. :DD

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • okuyucam dursun mesaj
  • iplenmek yada iplenmemek işte bütün mesele bu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Blog'dan okumak isteyenler için; Link


    Diosa! diye bağırdı Fiend. Diosa kafasıyla Dolor'u işaret etti. Diosa konuş benimle lütfen. Seni pislik herif bugün kızını sana getiriyorsam ve yüzünü ayda 2 kere görmek zorunda kalıyorsam bil ki, bu o iyilik perisi koca popolu Kraliçe yüzündendir. Dolor'u 2 gün sonra gelip alıcam.

    Dur Diosa! Diosa döndü ve baktı. Perro burada diyebildi Fiend. Diosa bir an duraksadı. Perro'yu görmeyeli çok uzun zaman olmuştu. Gitmekte olan ayaklarını durdurdu. Geri bir kaç adım atıp. Kafasını sallayarak Fiend'e anlat dinliyorum işareti yaptı.

    Perro evet burada dün geldi. Kraliçeden kaçmış. Beraber şarap içtik hatta... Bekle çağırayım kendisini.

    Perro! Perro! Peeiirro! Diosa geldi! ...................


    Uyuyuyor olmalı. Dolor sen oturma odasına geç ben Perro'yu uyandırayım.(Fiend bütün odaları arar Perro'yu bulamaz fakat hint keneviri yapraklarının etrafa saçılmış olduğunu dökülmüş olduğunu görür.)

    Diosa! Bana deli diyeceksin inanmayacaksın ama Perro buradaydı. Dün geldi, sabah biraz ot alıp gitmiş olmalı. bak inanmıyorsan. Fiend o an yaptığı gafı farketti. Diosaya ot içtiğini istemeden söylemişti. Belki inanacak olan Diosa artık tamamen onun hayal gördüğünü düşünüyordu.

    Kes sesini Fiend! Perro öldü. Perro öldü(Ağlayarak) Kraliçe öldürdü onu. Bir daha onu kullanma seni p*ç kurusu! Diosa bu sözlerden sonra ağlayarak merdivenlerden aşağı indi.

    Fiend Kapıyı kapattı. Dolor'un yanına gitti. Dolor kafasını çevirdi. Yapma Dolor lütfen! Annemle konuşmak için Perro amcamı kullanıyorsun pof lanet yia. Diyerek cümle sonuna tuhaf ergensi, ama sinirlendiğini belli eden bir vurgu yapmıştı.


    Kraliçe 305'e çıplak olarak bakarak vücudunu sergiliyordu. 305'in dili olsa. Yapma Kraliçe'm bu güzellik bir ayna için çok fazla. Limitimi aşıyorsunuz. Birazdan çatlayacağım ve sizi malesef olduğunuz gibi gösterecek bir ayna yok. Eğer sizi olduğunuz gibi güzel göstericek dağdan bir ayna olsaydı. Karşısına geçtiğiniz anda bu dağdan ayna yerle bir olurdu.. Bunlar 305'in olmayan düşünceleri idi.

    Çamaşırlarını bulması ve giymesi biraz sürdü. Bulamamasının nedeni, dün geceden kaynaklanıyordu. Giyememesinin nedeni ise poposundan...

    Giyindi ve hemen koridora çıktı. Perro'yu gördü. Perro tekrar kafasını aşağı çevirdi. Beni görmek istemiyor musun Perro? Hem senin kaçtığını sanıyordum?

    Çok..... Ben o kadar gururlu biri olmayı haketmiyorum. Şayet yüzünüze bakarsam Tanrı beni cennet'e almak ister. Sizi orada rahatsız etmek istemem Kraliçe'm.

    Bunları gerçekten hissetmiyorsun Perro!
    Hayır hissediyorum Kraliçe'm.
    Senin hislerine kim inanır ki Perro?
    Sizin inanmanız yeterlidir Kraliçe'm.
    Hayatını bir erkeğin para kazanması için köle olarak atamış genel kadınlar gibi güldü Kraliçe. Dönüp gitti. Perro ise arkasından baktı poposuna...

    Bir kaç dakika sonra Kral Cabron odanın kapısından fırladı. Kraliçe gitti mi? Evet efendim. Hemen komutanlara haber ilet. Ordu toparlansın. Arabalar hazır hale getirilsin ve silahlar doldurulsun! Emredersiniz efendim. dedi ve kafasını Cabron'a doğru çevirerek yüzüne baktı. Artık cehenneme gitmeyi garantilemişti...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi -Altug -- 1 Şubat 2013; 15:03:44 >




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Krala hünkarımmı diyolar?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: War Star

    Krala hünkarımmı diyolar?

    Blog'ta hemen düzeltmiştim orayı. Fakat burada unutmuşum. Hatırlattığınız iyi oldu. :)
  • akıcı beyler, OKUYABILIRSINIZ



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi LGR9 -- 1 Şubat 2013; 15:23:31 >
  • Saat 11 de part 8 geliyor

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Blogtan Okumak İsteyenler İçin Link

    6 yıl sonra..

    O gece savaş meydanında askerler aslanlar gibi savaştılar. Cabron'un komutanlığında yürütülen savaş harika geçmişti. Savaş kazanıldı. Askerlerden bir kısmı ölmüştü. Fakat yaşayan kısmı ödüllendirilerek rütbelenmiş ve maaş artışı sağlanmıştı.

    Fiend artık Diosa'yı önemsemiyor. Artık balkona çıkıp gökyüzüne bakmıyor. Diosa'yı istemiyordu. Çünkü Diosa başka bir adamla evlenmişti. Bu Dolor'u rahatsız etmediği gibi Fiend'te Diosa'nın mutluluğu için katlanıyordu. Dolor babasıyla daha fazla vakit geçiriyordu. Alışmışlardı birbirlerine. Fiend'in kafasını karıştıran sorunda buydu. Dolor'un evlenme yaşı gelmişti. Yakında evlenicekti büyük ihtimalle. Keşke Dolor eskisi gibi gotik olarak takılsa diye düşünüyordu bazen. Çünkü gotik bir kadınla kimse evlenmek istemez.. Ama Dolor'u engelleyemem diyerek karışmıyor onunla olan günlerini, mutlulukla değerlendiriyordu.

    Perro 6 yıldır Kraliçe'nin odasının koridorundaydı. 2 yıldır çok sık konuşuyorlardı. Artık Perro yüzünü kaldırıp Kraliçe'ye bakabiliyordu. Kraliçe her gün sabah Perro'ya günaydın diyordu. Hatta geçen ay bir kere,Perro'nun izin gününe gelen bir günde, saray bahçesinde oturup sohbet etmişlerdi.

    Kraliçe yemekten yalnız kalktı. Uşaklara her zamanki kibarlığıyla teşekkür etti. Odasına çıkmaya başladı. Koridorda Perro'yu görüp hafif bir hareketle başını salladı gereksiz dostuna. Perro'da iyi akşamlar Kraliçe'm dedi.

    Kraliçe odasına girdi. Işığı kapattı. Sanki her yer Cabron kokuyordu. Telefonunu aldı eline. Bir fotoğrafını açtı Cabron'un. Görüntüyü sabitledi ve bakmaya başladı. Sanki aklını yitirmiş gibi Cabron ile konuşmaya başladı. Seni seviyorum biliyorsun değil mi... Keşke burada olsan. Bana aşkım desen... Cabron? Neden terkettin beni.. Neden öldün Cabron? Sol gözünden bir damla yaş aktı.Göz oyuğunu doldurduktan sonra burnunun yanından geçti daha sonra yüz hatlarıyla şekil bularak kırmızı dudaklarına geldi. Damlamak ile Kraliçe'nin ağzına girmekte kararsız olan damlayı derin bir nefes ile fırlattı kraliçe. Özlüyorum seni diye bağırarak telefonu fırlattı. Yastığına sarılıp ağlamaya başladı. Çok içten ve çok hüzünlü bir kadın ağlaması. Üstelik bu şımarık ve çirkin bir kızın değil. Kraliçe'nin ağlamasıydı.. Kapı açıldı. Sadece pencereden aydınlanan oda, kapıdan gelen ışığın aynalara ve 305 e yansımasıyla gözle seçilebilir hale geldi..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi -Altug -- 4 Şubat 2013; 23:36:07 >




  • akıcı hikaye beyler. okuyun.
  • Kapıdan giren Perro'ydu. Kafası dik, gözleri yataktan kendisine bakan bir çift göze odaklanmış şekildeydi. Bir sorun mu var Kraliçe'm? Kraliçe bu soruya cevap vermedi. Kapıyı kapatıp çıkması için bağırmadı bile. Kafasını gömüp tekrar ağlamaya başladı. Perro çok kötü bir şey hissediyor olmalı diye düşündü. Nasıl bir histi acaba? Perro odanın içine bir iki adım attı. Kapının koluna kadar geldi. Ayak sesleri koridorda yankılandı fakat odanın içinde dikkat bile çekmedi çünkü Kraliçe ağlıyordu. Eğer kapıyı biraz daha açık tutarsa Kraliçe'nin ağlamasını duyan diğer muhafızlar gelicekti.

    Kapıyı yavaşça kapattı. Kraliçe kafasını tekrar kaldırdı. Perro odaya baktı. Her taraf ayna doluydu. Ama yatağın başında duran ayna çok dikkat çekiciydi. 305 ile böyle tanışmış oldu. Kraliçe yüzünü silmeden ayağa kalktı Perro'ya doğru yürüdü. Odanın içinde topuklu ayakkabı sesi dışında başka bir şey duyulmuyordu. Perro'ya sokuldu. Göğüsleri ile Perro'nun gövdesi birbirine değicekti neredeyse. Bu sokulmak sayılmaz belki ama o bir Kraliçe. Gerçi hapishaneden çıkarttığı günde Perro'ya yaklaşmıştı ama bu kadar değil.

    Kraliçe diyecek bir şey bulmak istiyor gibiydi. Perro elini kaldırdı. Gözlerini Kraliçeden ayırmadan elini Kraliçenin yüzündeki yaşları silmek için kullandı. Bir tanesini engelleyememişti. O damla önce dudağının üzerine oradan da ağzına aktı. Kraliçe o damlayı yutkundu. Kimsenin farkedemeyeceği küçük bir ayrıntı olsada tuzlu su Kraliçe'nin dudaklarının üzerindeki rujda iz bırakmıştı. Elini indirdi Perro. Fakat diğer eline paralel olacak şekilde gövdesinin yanına değil. Kraliçe'nin beline. Kraliçe karşılık vermiyordu çünkü kadınlık dürtüleri uyanmıştı. Kendine doğru çekti Kraliçe'yi. Son kez göz göze geldiler ardından Kraliçe başını Perro'nun omzuna bıraktı. Kraliçe robot gibi hareket ediyordu, hormonlar yüzündendi bu. Bir kaç saniye o pozisyonda bekledikten sonra Perro'yu biraz cesaretlendirmek isteyen Kraliçe Perro'nun omzuna bir öpücük bıraktı. Perro bunu hiç beklemiyordu. Kafasında ki ön yargılar yüzünden çok şaşırmıştı. Kraliçe'nin belinden tutarak onu yatağa götürdü. 305 ise bütün olanları seyrediyordu. Yatağa beraberce oturdular. Kraliçe kafasını hiç oynatmadı. Perro gövdesiyle O'nun göğüslerine baskı uygulayarak yatağa yatırdı. daha sonra eğildi ve bacaklarını kaldırdı. Ayakkabılarını çıkarttı. Çok düzgün ayakları vardı Kraliçe'nin ayaklarını da yatağa bıraktıktan sonra döndü ve "Biraz uyuyun Kraliçe'm bu size iyi gelir." dedi. Ayağa kalktı ve kapıya doğru gitti. Kapı koluna elini attığı sırada "Perro!" diye seslendi Kraliçe. Perro döndü baktı. Bir şey söylemek istiyorum yanıma gelir misin? dedi. Perro tekrar yatağa doğru gitti. Daha yakına dedi Kraliçe. Daha da yakına . Nefesini hissedicek kadar kendine yaklaştırdığı zaman önce ellerini boynuna sararak kaçmasını engelledi. Daha sonra belkide pişman olacağı bir şey yaparak öpmeye başladı Perro'yu...




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.