Şimdi Ara

kaptan dan röportaj

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
1
Cevap
0
Favori
240
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • O kupayı alacağız
    Ümit Özat, UEFA Şampiyonluğu için iddialı: “G.Saray’ın başarısı 10-15 yıllık birlikteliğe 4-5 iyi yabancı eklenince geldi. F.Bahçe de bu sene, ya da gelecek sene bu başarıya kesin ulaşacak.”


    02.01.2007



    Ümit Özat, UEFA Şampiyonluğu için iddialı: “G.Saray’ın başarısı 10-15 yıllık birlikteliğe 4-5 iyi yabancı eklenince geldi. F.Bahçe de bu sene, ya da gelecek sene bu başarıya kesin ulaşacak.”

    Futbolun “ağır abisi” gibi sanki. Ağzından çıkan her sözü tartarak, nereye gideceğini iyi hesap ederek, çok ama çok dikkatli sarfediyor. Sahip olduğu sorumluluğu, temsil ettiği camiayı öyle benimsemiş ki, ona saygı duymaktan kendinizi alamıyorsunuz. F.Bahçe Kaptanı Ümit Özat VATAN’la yaptığı yeni yıl söyleşisinde Türk futbolunu ve F.Bahçe’yi kendi bakış açısıyla değerlendirirken farklı bir ’özel’tablo da ortaya koydu, camiasına da umut dolu mesajlar verdi.

    * 100. yılın ardından senin için F.Bahçe sayfası kapanıyor mu? Sanki bir açık kapı bıraktın...
    “Zaman neyi gösterir bilemem. F.Bahçe’yi çok seviyorum. 6 yıldır buradayım. Başarılı olmak için, bana olan güveni boşa çıkarmamak için çabalıyorum. Bu sene sözleşmem bitiyor, elbette futbolu F.Bahçe’de bırakmak isterim. Şu anda doğrusu çok da kurcalamak ıstemiyorum. ’Su akar yatağını bulur’derler. Geçen sezon üzüldük. Şimdi onu telafi etme zamanı. 100. yılda şampiyonluk çok önemli.”

    * Fazla sakatlanan bir futbolcu değilsin. Bu sezon ne oldu sana?
    “Futbol hayatımın en ağır sakatlığını geçirdim. Yoğun bir dönemden geçtik. Şanssızlık oldu. Yanlış anlaşılmasın, ben yoğunluktan şikayet eden bir futbolcu değilim. Tam tersi, sürekli maç oynanmasından yanayım. Bana kalsa, Çarşamba-Pazar maç oynansın. Hatta lig 20 takımlı olsun ve sürekli futbol oynayalım. Her zaman ‘en iyi antrenman maçtır’ derim. Oldu ama artık iyiyim. Tatildeyim ama çalışmalarıma devam ediyorum.”

    * Çok genç yaştan itibaren ağır sorumluluklar yüklendi sana. ’Ağır abi’ gibi bir misyon yüklendin sanki. Bu seni yormuyor mu?
    “F.Bahçe’de oynayan Ali Nail isimli bir futbolcu vardı. Ona benziyorum biraz. ’Yaşı genç ama yüzü eski’derlermiş ona. Yoğun yıllar geçirdim. 30 yaşıma geldim ama yüz eskiyince 36-37 yaşında da sananlar oluyor. Yüzüm değil de futbolum eskimesin isterim tabii.”

    * Futboldaki şiddet ortamından siz nasıl etkileniyorsunuz?
    “Yöneticiler ve medya kadar biz futbolculara da büyük sorumluk düşüyor. Bir derbi maçı on gün önceden uzay savaşları gibi bir hale getirmeye gerek yok. Bu rekabet hep olacak. Bence her maçtan sonra futbolcular sahayı kolkola terketmeli. Hiçbir futbolcu rakibine yönelik tahrikkâr bir tavır içine girmemeli. Ben kimim ki G.Saray’a hakaret edeyim, X futbolcu kim ki F.Bahçe’ye saldırsın? Ben rakip futbolcu yerde yatarken topu taca attığımda o da gerçekten yerde yatıyor olmalı ama. Her şey güven ve anlayışla, saygıyla başlayıp bitiyor. Tabii bizim tek tek tavrımızın da bir sınırı var. Futbolcuların olanlara tepkisini koyacak ne bir birliği, ne karar organları var.”

    * Zico nasıl bir teknik adam sence, takım içinde kayırma yapıyor mu?
    “Zico buralara kadar gelip bir şeyler yapmak isteyen, işini çok seven biri. Beyaz Pele diyorlardı ona. Ama şimdi başka bir şey yapmak istiyor. Başka bir şeyi kanıtlamak istiyor. Başarılı da oldu. Maddi manevi her şeye doymuş bir insan neden bu kadar uğraşsın deği mi? Saygı duymak lazım. Kayırma gibi bir şey düşünmüyorum. Antrenör bindiği dalı kesmek istemez. İnandığı oyuncuyu oynattığını düşünüyorum. Ama beyninde ne var bilinmez.”

    * Hep değişik mevkilerde oynadın. Bu sence zorlama olmuyor mu?
    “Pek kimse bilmez, hatırlamaz, ben geçmişte oynadım liberoda. Piontek liberolu sistem getirdi Türkiye’ye, tuttu. Gençler’de Rahim Abi’yle birlikte görev aldık, tuttu. Değişik pozisyonlarda oynayıp tutturamasaydım ’sarkık libero Ümit’ olarak kalırdım. ’Sağ ayakla solda oynuyor’ diyorlar. Bakın ben kendimi savunmam. Ne yani, oynamıyorum mu diyeceğim? 48 asist yapmışım F.Bahçe’de, 30’u sol ayakla, 12 gol atmışım, yarısından çoğu sol ayakla. Dikkatinizi çekerim, ben iki ayaklıyım. Gören görür. ’Ümit’ten sağ bek olmaz’ deyin, ’Ümit’ten sol bek olmaz’ deyin, ’Stoper olmaz’ deyin, ama sağ ayaklı birinden sol bek olmaz demeyin, gülerler adama. Bunu Chelsea de yapıyor, Arsenal de, herkes de. Ben iyi bir futbolcuyum. Her mevkide oynarım. Görev aldığım dört mevkide de en iyisi olduğumu, yapabildiğimi, Türkiye şartlarında en iyisini yapabileceğimi biliyorum. Ha bu arada bir antrenör oynatır, diğeri oynatmaz. Onun tercihidir.

    Galibiyetlerin kahraman, mağlubiyetlerin vatan haini yarattığı anlayıştan çıkalım. Bizim daha çok fazla mesafe almaya ihtiyacımız var. İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, İspanya ligerinde ilk dört sıradaki takımlardan bir futbolcu transfer edebilir misiniz Türkiye’ye? Ya da tersini düşünelim; bu ülklerdeki takımlara Türkiye’deki 2-3 yabancı dışında futbolcu gidebilir mi? Ama biz onlarla Şampiyonlar Ligi’nde mücadele ediyoruz. Tabii ki gurur verici bir şey. Herkes G.Saray’ın Avrupa’daki başarısından bahsediyor. 10-15 yıllık, genç takımdan, ümit takımdan başlayan birlikteliğe 4-5 iyi iyi yabancı eklenince gelen bir başarı bu. F.Bahçe de bu başarıya mutlaka ulaşacak. Ama bu sene ulaşacak, ama gelecek sene. Mutlaka ulaşacak.”

    Haber: Lütfü ÖZEL

    VATAN GAZETESİ







  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.