Şimdi Ara

Japonlar artık yeni teknoloji geliştiremiyor mu? yoksa bana mı öyle geliyor (7. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
133
Cevap
0
Favori
4.317
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Sevgili tenekekutu, inanın bana eski Japon ruhu, yani bizim gördüklerimiz şu anda Türkiye'de göremediklerimizin yanında hiçbir şey değil. Adamlar ciddi anlamda uçmuşlar. Neredeyse hiçbir araçları 200 beygirin altında değil ve her aracın bir tane hibrit ve bir tane de 4 çeker versiyonunu üretip, hakim oldukları pazarlardaki her kullanıcıya uygun araçlar çıkarıyorlar.

    Çin ile ilgili olarak dikkatimi çeken bir nokta ise, Volkswagen'in pazar payının büyüklüğüdür. Çin otomobil piyasasının %20'si VW grubunun elinde, ama satılan araçları genelde 2.0 litre üzeri ve atmosferik. Yani Alman tersih ederken bile mutlaka atmosferik olmasını istiyorlar.

    Ben birkaç hafta önce Türkiye'de olmayan Japon araçları ile ilgili bir konu açıp bazı araçların bilgilerini vermeye başlamıştım ve sadece gördüklerimi paylaşmayı planlıyordum ama konu ilgi görmeyince, ben de emek harcamaktan vazgeçtim.




  • Bugün saffet abı ve celal pır ın programında tanıtılan ford focus 1,0 ecoboast( yazımından emin degılım) motor çok etkileyici ydı. Anlatılana göre 4,5-5 lt tüketim. 190 son hız 170 tork 1,6 motor performansı
  • evet aynısın bende izledim. Bir araştırma yapacam o küçük hacimli motor baya iş çıkarıyordu
  • quote:

    Orijinalden alıntı: altinok

    quote:

    Orijinalden alıntı: Janjan

    quote:

    Orijinalden alıntı: altinok

    Japonlarda genel bi durgunluk olduğu bir vakıadır. Artık eskisi kadar yeni icatları yok ve en çok patent alanlar kendileri değil ve en önemlisi Japonya artık ekonomik olarak da büyümüyor veya çok az büyüyor. 2011'de Japonya -0,4 küçülmüş.

    Japonya'nın yüzde 0.4 küçülmüş hali Türkiye'nin kaç katı oluyor ona da baktınız mı ;)

    Fazla takılmayın ekonomi rakamlarına...

    Ekonomi rakamlarına sizin dediğiz şekilde bakılmaz. Japonya'nın dünyanın 3. büyük ekonomisi olması ve Türkiye'nin bilmem kaç katı olması neyi değiştirir, bu ülke 2011 yılında yüzde -0,4 küçüldü mü, küçülmedi mi? Öyle bakılacak olsa Avrupa Birliği büyüme ortalaması %1,4. Ve bu birliğin bir çok ülkesi Türkiye'den daha büyük ekonomiler. Ne yapacaz Türkiye'nin %8,5 lik büyümesini yok mu sayacağız?

    Çok basit bir şekilde anlatacağım hocam.

    Türkiye'nin Türkiye'nin toplam ekonomik ALIM GÜCÜ 100 birim.

    Japonya'nınki de 1.000 (bin) birim olsun.

    Türkiye ekonomisi yüzde 10 büyüdü ne oldu? 110 birim olduk. Hadi Japonya'yı da yüzde 10 küçülttüm sizler için.. Adamlar 990 birime düştü.

    Bunun üzerine tabiki de 8.5 luk büyümeyi yok sayacağız.


    Türkiye'de asgari ücret 700 TL.

    Kişi başı milli gelir 10.300 Dolar civarı.

    Ülkede hala ciddi anlamda istihdam ve üretim problemleri mevcut.

    Ekonomi iyiyse gidiyor gibi gözükse de benim cebime giren fazla birşey yok, hatta zamlar yüzünden her sene DAHA DA FAKİRLEŞİYORUM, bir çok insan da benimle aynı konumda. Bana kalkıp yüzde 8.5 büyümeden bahsedene kadar akaryakıt-doğalgaz-elektrik-kira-meyve-sebze vb. giderlerine bakın.

    Bu kadar da belli etmeyin tarafınızı ya... komik oluyor cidden




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Janjan

    quote:

    Orijinalden alıntı: altinok

    quote:

    Orijinalden alıntı: Janjan

    quote:

    Orijinalden alıntı: altinok

    Japonlarda genel bi durgunluk olduğu bir vakıadır. Artık eskisi kadar yeni icatları yok ve en çok patent alanlar kendileri değil ve en önemlisi Japonya artık ekonomik olarak da büyümüyor veya çok az büyüyor. 2011'de Japonya -0,4 küçülmüş.

    Japonya'nın yüzde 0.4 küçülmüş hali Türkiye'nin kaç katı oluyor ona da baktınız mı ;)

    Fazla takılmayın ekonomi rakamlarına...

    Ekonomi rakamlarına sizin dediğiz şekilde bakılmaz. Japonya'nın dünyanın 3. büyük ekonomisi olması ve Türkiye'nin bilmem kaç katı olması neyi değiştirir, bu ülke 2011 yılında yüzde -0,4 küçüldü mü, küçülmedi mi? Öyle bakılacak olsa Avrupa Birliği büyüme ortalaması %1,4. Ve bu birliğin bir çok ülkesi Türkiye'den daha büyük ekonomiler. Ne yapacaz Türkiye'nin %8,5 lik büyümesini yok mu sayacağız?

    Çok basit bir şekilde anlatacağım hocam.

    Türkiye'nin Türkiye'nin toplam ekonomik ALIM GÜCÜ 100 birim.

    Japonya'nınki de 1.000 (bin) birim olsun.

    Türkiye ekonomisi yüzde 10 büyüdü ne oldu? 110 birim olduk. Hadi Japonya'yı da yüzde 10 küçülttüm sizler için.. Adamlar 990 birime düştü.

    Bunun üzerine tabiki de 8.5 luk büyümeyi yok sayacağız.


    Türkiye'de asgari ücret 700 TL.

    Kişi başı milli gelir 10.300 Dolar civarı.

    Ülkede hala ciddi anlamda istihdam ve üretim problemleri mevcut.

    Ekonomi iyiyse gidiyor gibi gözükse de benim cebime giren fazla birşey yok, hatta zamlar yüzünden her sene DAHA DA FAKİRLEŞİYORUM, bir çok insan da benimle aynı konumda. Bana kalkıp yüzde 8.5 büyümeden bahsedene kadar akaryakıt-doğalgaz-elektrik-kira-meyve-sebze vb. giderlerine bakın.

    Bu kadar da belli etmeyin tarafınızı ya... komik oluyor cidden

    He he tamam. Dünya ekonomi kurumu bilememiş, bir sürü aptal işte, Türkiye %8,5 büyümüş demişler keşke size sorsalardı..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: altinok

    quote:

    Orijinalden alıntı: Janjan

    quote:

    Orijinalden alıntı: altinok

    quote:

    Orijinalden alıntı: Janjan

    quote:

    Orijinalden alıntı: altinok

    Japonlarda genel bi durgunluk olduğu bir vakıadır. Artık eskisi kadar yeni icatları yok ve en çok patent alanlar kendileri değil ve en önemlisi Japonya artık ekonomik olarak da büyümüyor veya çok az büyüyor. 2011'de Japonya -0,4 küçülmüş.

    Japonya'nın yüzde 0.4 küçülmüş hali Türkiye'nin kaç katı oluyor ona da baktınız mı ;)

    Fazla takılmayın ekonomi rakamlarına...

    Ekonomi rakamlarına sizin dediğiz şekilde bakılmaz. Japonya'nın dünyanın 3. büyük ekonomisi olması ve Türkiye'nin bilmem kaç katı olması neyi değiştirir, bu ülke 2011 yılında yüzde -0,4 küçüldü mü, küçülmedi mi? Öyle bakılacak olsa Avrupa Birliği büyüme ortalaması %1,4. Ve bu birliğin bir çok ülkesi Türkiye'den daha büyük ekonomiler. Ne yapacaz Türkiye'nin %8,5 lik büyümesini yok mu sayacağız?

    Çok basit bir şekilde anlatacağım hocam.

    Türkiye'nin Türkiye'nin toplam ekonomik ALIM GÜCÜ 100 birim.

    Japonya'nınki de 1.000 (bin) birim olsun.

    Türkiye ekonomisi yüzde 10 büyüdü ne oldu? 110 birim olduk. Hadi Japonya'yı da yüzde 10 küçülttüm sizler için.. Adamlar 990 birime düştü.

    Bunun üzerine tabiki de 8.5 luk büyümeyi yok sayacağız.


    Türkiye'de asgari ücret 700 TL.

    Kişi başı milli gelir 10.300 Dolar civarı.

    Ülkede hala ciddi anlamda istihdam ve üretim problemleri mevcut.

    Ekonomi iyiyse gidiyor gibi gözükse de benim cebime giren fazla birşey yok, hatta zamlar yüzünden her sene DAHA DA FAKİRLEŞİYORUM, bir çok insan da benimle aynı konumda. Bana kalkıp yüzde 8.5 büyümeden bahsedene kadar akaryakıt-doğalgaz-elektrik-kira-meyve-sebze vb. giderlerine bakın.

    Bu kadar da belli etmeyin tarafınızı ya... komik oluyor cidden

    He he tamam. Dünya ekonomi kurumu bilememiş, bir sürü aptal işte, Türkiye %8,5 büyümüş demişler keşke size sorsalardı..

    Senin, Çin'in büyüme oranlarından haberin var mı?

    Her sene 9-10% büyümeler elde ediyor adamlar, sence çok mu zengin halkı? Bırakın "iktidarın sesi" haberlerini okumayı, azıcık gerçek hayata dair bilgiler edinin.

    https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/tu.html

    Senin için araştırma bile yaptım. Bak, YÜZDE 8 REKOR BÜYÜYEN TÜRKİYE ne kadar milli gelir ve toplam GDP'ye sahip?

    Buda bata bata bir hal olan Japonya

    https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/ja.html linklere bakmayacağını varsayarak senin için özenle buraya aktarıyorum ;)

    Türkiye Nüfus 79,749,461 Toplam Milli Hasıla (GDP) $1.026 trillion (2011 est.)
    Japonya Nüfus 127,368,088 Toplam Milli Hasıla (GDP) $4.389 trillion (2011 est.)

    Türkiye Kişi Başı Milli Gelir 14.600 dolar
    Japonya Kişi Başı Milli Gelir 34.300 dolar


    Sana iyi uykular bebeğim




  • Arkadaşım ilk önce ifadelerine dikkat edeceksin, edebinle cevap verecek, "bebeğim" gibi ifadeleri kullanmayacaksın yoksa o lafları yedirirler adama.

    Ben 38 yaşındayım, Mali Müşavirlik yapıyorum, 4 yıl işletme fakültesi okudum, Üniversite Mezuniyet Tezimi Japon Ekonomi/Yönetim sistemi olan "Z Teorisi" üzerine yaptım, sen kısa donla gezerken ben Japon şirketlerini inceliyordum, yüksek lisansı da yine aynı üniversitede yaptım. Her ay bir kaç defa mükelleflerimi ziyaret için Sanayileri ve esnafı dolaşırım. Ekonomiyi bizzat piyasanın içinden takip ederim.

    Senin mantıkla, Çin her yıl yüzde 9-10 büyüyor ama halkı fakir, bunu saymayız.
    Hindistan 7,7 büyüdü ama halkı fakir, bunu da saymayız otur yerine.
    Meksika %4 büyüdü ama halkı fakir otur yerine.
    Güney Kore sadece %3,7 büyüdü ama halkı zengin gel bakalım önlere doğru.
    Güney afrika 2011 yılında en hızlı büyüyen 8. ekonomi, ne yapacağız bunu.
    Almanya Afrikanın ardından 9. büyüyen ekonomi onu nasıl halledeceğiz senin mantıkla halkı zengin.
    Abd %1,7 büyüdü, onu nasıl yorumlayacağız.
    Euro bölgesi %1,4 büyüdü ama gsmh ortalaması Türkiye'den yüksek bunu ne yapacağız.
    Fransa 1,7, İngiltere 0,7 büyüdü, ama halkı zengin bunu ne yapacağız Türkiye'nin önüne mi geçirelim yani.

    Bu en çarpıcı örnek Yunanistan 2011 yılında -6,9 küçülmüş ama Kişi Başı Milli Gelir Türkiye'den yüksek istersen Yunanlıları da listenin en başına koyalım.

    Laf kalabalığı yapmaya gerek yok Türkiye birilerinin zoruna gitse de %8,5 büyüdü daha ötesi yok. Japonya'da 0,3 küçüldü bunun da ötesi yok.

    Türkiye'nin büyümesi hakkında yapılan; bu hormonal bir büyüme talebi aşırı artırıp sunni bir büyüme oldu ama cari açık da anasının nikahını buldu, dış ticaret dengesini daha mantıklı kurup daha küçük bir büyüme daha mantıklı gibi lafları söylemek ayrı, Türkiye 8,5 büyümesiyle diğer ülkelerin alım güçleriyle ilgili kıyaslar yapıp bu rakamı değersizleştirme olayı ayrı.




  • Akıl yaşta değil baştadır.

    "Bebeğim" derken herhalde kelime anlamını kastetmiyorum, oradaki uyku nun ne olduğunu yeterince açık olduğunu düşünüyorum.

    Yaşınız, beni hiç ama hiç ilgilendirmiyor, sadece (sen) yerine (siz)'li konuşmam gerektiğine dair bir işarettir, bu da benim genel saygımdandır, sizin bir saygı hakettiğinizden değil.

    Ayrıca, size kişi başı milli gelir ve toplam alım gücü oranlarını veriyorum ki bu işin tahsilini okumuşsunuz, bana hala büyüme oranlarından bahsediyorsunuz..

    Türkiye'nin büyümesi tabi ki benim de işime geliyor, sonuçta Türk vatandaşıyım ve bundan gurur duyuyorum fakat kendimi dev aynasında şişirmeyi sevmiyorum .

    Siz bu senelik %8.5 büyüme oranına takıldıysanız yaklaşık aynı nüfustaki Almanya ile rekabet edebilmemiz için her sene aynı şekilde büyümemiz, Almanya'nın da yerinde sayması gerekiyor, bu da rahat bir 20 sen eder herhalde. Siz bir senelik orana bu kadar heyecan yapıyorsanız ne mutlu size.. Halkın yarısı da böyle küçük şeylerle mutlu olabiliyor zaten

    Hayatınızda Japonya'ya gittiniz mi bilmiyorum ama Türkiye'nin dengi için biraz fazla iddialı bir ülke seçmişsiniz. Arjantin, Brezilya, Güney Afrika vb. bunlar Türkiye'nin lig oyuncularıdır. Japonya'nın tırnağı bile değiliz şu an.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Janjan -- 9 Nisan 2012; 9:49:47 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: altinok

    Arkadaşım ilk önce ifadelerine dikkat edeceksin, edebinle cevap verecek, "bebeğim" gibi ifadeleri kullanmayacaksın yoksa o lafları yedirirler adama.

    Ben 38 yaşındayım, Mali Müşavirlik yapıyorum, 4 yıl işletme fakültesi okudum, Üniversite Mezuniyet Tezimi Japon Ekonomi/Yönetim sistemi olan "Z Teorisi" üzerine yaptım, sen kısa donla gezerken ben Japon şirketlerini inceliyordum, yüksek lisansı da yine aynı üniversitede yaptım. Her ay bir kaç defa mükelleflerimi ziyaret için Sanayileri ve esnafı dolaşırım. Ekonomiyi bizzat piyasanın içinden takip ederim.

    Senin mantıkla, Çin her yıl yüzde 9-10 büyüyor ama halkı fakir, bunu saymayız.
    Hindistan 7,7 büyüdü ama halkı fakir, bunu da saymayız otur yerine.
    Meksika %4 büyüdü ama halkı fakir otur yerine.
    Güney Kore sadece %3,7 büyüdü ama halkı zengin gel bakalım önlere doğru.
    Güney afrika 2011 yılında en hızlı büyüyen 8. ekonomi, ne yapacağız bunu.
    Almanya Afrikanın ardından 9. büyüyen ekonomi onu nasıl halledeceğiz senin mantıkla halkı zengin.
    Abd %1,7 büyüdü, onu nasıl yorumlayacağız.
    Euro bölgesi %1,4 büyüdü ama gsmh ortalaması Türkiye'den yüksek bunu ne yapacağız.
    Fransa 1,7, İngiltere 0,7 büyüdü, ama halkı zengin bunu ne yapacağız Türkiye'nin önüne mi geçirelim yani.

    Bu en çarpıcı örnek Yunanistan 2011 yılında -6,9 küçülmüş ama Kişi Başı Milli Gelir Türkiye'den yüksek istersen Yunanlıları da listenin en başına koyalım.

    Laf kalabalığı yapmaya gerek yok Türkiye birilerinin zoruna gitse de %8,5 büyüdü daha ötesi yok. Japonya'da 0,3 küçüldü bunun da ötesi yok.

    Türkiye'nin büyümesi hakkında yapılan; bu hormonal bir büyüme talebi aşırı artırıp sunni bir büyüme oldu ama cari açık da anasının nikahını buldu, dış ticaret dengesini daha mantıklı kurup daha küçük bir büyüme daha mantıklı gibi lafları söylemek ayrı, Türkiye 8,5 büyümesiyle diğer ülkelerin alım güçleriyle ilgili kıyaslar yapıp bu rakamı değersizleştirme olayı ayrı.


    Forumdaşım,

    Büyüme konusuna hiçkimse karşı çıkmıyor aslında. Yani Türkiye büyüdü, ama kalkınmadı. Arada bu fark var ve sanırım siz de yüksek lisans yapmış ve ekonomi dersi okumuş biri olarak büyüme ve kalkınma arasındaki farkı biliyorsunuzdur. Türkiye'nin büyümesi beni ya da başka bir sıradan vatandaşı ilgilendirmez; bizi kalkınma ilgilendirir.

    Konu hakkında, bilgi eksikliği duyanlara bir örnek vermek isterim;

    - A köyünde toplam 90 kişi yaşamaktadır ve bu köyün bir ağası vardır. Bu köyün toplam geliri 100 liradır ve bu yüz liranın 90 lirası köy ağasına aittir. Geri kalan 89 kişi 10 lira ile geçinmektedir. Bu köyün geliri 200 liraya çıktığında, eğer kalkınma olmaz ve sadece büyüme olursa, ortaya çıkan sonuç, ağanın 180-190 lirasının olması ve geri kalanların ise hala 10 lira ya da artışla 20 lirasının olması sonucunu doğurur.

    Bu örneğin Türkiye'ye benzemesinin asıl nedeni, Türkiye inanılmaz hızlı bir şekilde büyüyor. Ancak işsizlik rekor kırıyor ve maaşlara gelen zamlar da büyüme oranının altında. Bunun yanında, bir de enflasyon olgusu var. İşte bu tür nedenlerden dolayı, Türkiye büyüyor ama sıradan vatandaş küçülüyor.

    Türkiye'de, özellikle tekstil sektöründe çalışanların büyük bir kısmı, ki bu rakam birkaç milyondur, hala sigortasız çalışmaktadır. Bu insanlar herhangi bir hak talep etmemekte, sadece karınlarını doyuracak kadar para almaya razı olmaktadır. Size en basit örnek olarak, kendi bildiğim birkaç fabrikadan bahsedeyim. Bu fabrikalar Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunmakta ve bir işçiye ortalama 400TL aylık+yemek vermektedirler. İnsanlar ise seslerini çıkarmadan bu paraya razı olup çalışmak zorundadırlar.




  • Ülkemizde maalesef kendi başarımızı küçük görme, önemsememe, değersizleştirme,sıradanlaştırma, bayağılaştırma, kanıksayamama, bahaneler üretme; yabancıların başarısını ise gereğinden fazla büyütme hatta başarısızlığını bile başarı gösterme hastalığı var, sanırım bir çeşit aşağılık kompeksi yada "öğrenilmiş acziyet" örneği. Buna karşı çıkanları ise politize etme hastalığı cabası. Sanırım ben abesle iştigal ediyorum, istemeden kırdıklarımdan özür dilerim, herkese iyi forumlar.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ex_silver

    GTR ın Porsche yi vs geçmesinin tek sebebi AWD olması...

    O yüzden Porscheyi yedi bitirdi demek eksik bilmenin karşılığıdır.AWD ile motoru ve yürüyeni arkada olan bir aracın pist verilerini karşılaştırmışsınız olmamış.

    AWD araçlar her zaman avantajlıdır pistlerde.ÖZellikle de GTR nin sistemi gibi başarılı bir sistemse.

    İyi ama 911 turbo da 4 tekerlekten çekiş sistemine sahip değil mi?Sorun awd olmamasi galiba.


  • bu sadece bir örnek adamlar geçmişlerinden büyük dersler çıkarabilmeyi çok iyi şekilde başarabilen bir ırk ve video da da dediği gibi üstün bir ırklar.

    Japonların bu başarılarını gördükçe kendimden ve yaptıklarımızdan utanıyorum.

    Neden mi ?

    2 tane atom bombaları yemelerine rağmen hala dimdik ayaktalar ve gelişmelerini ilerletiyorlar.

    NEREDE BİZİM ÇANAKKALE RUHUMUZ ?

    NEREDE BİZİM AZMİMİZ MÜDACELECİ RUHUMUZ ?

    NEREDE BİZİM KENDİMİZE OLAN ÖZGÜVENİMİZ ?

    Adamlar her ilkokul çocuğunu yüksek teknolojili fabrikalarında gezdirdikten sonra hiroşima e nagazakiye götürüp işte biz bu şartlar altında bu hallere geldik diyebilip daha küçüklükten aşılamaya başlıyorlar.

    Bizim elimizde onlardan daha büyük bir destanımız var ÇANAKKALE

    Götürelim bizim çocuklarımızı da oralara anlatalım nedir ne değildir. Bize yapılan zulümleri eziyetleri gösterelim dişlerimizden tırnaklarımızdan kazıyarak nasıl bu günlere geldiğimizi göstermemiz lazım.


    İŞTE O ZAMAN TÜRKİYE'DE MÜKEMMEL BEYİNLER YETİŞTİREBİLME İMKANIMIZ OLUR.

    Hep dolaşan bir laf vardır.

    almanlar audiyi binmek için yapar.

    HAYIR EFENDİM

    Asıl Japonlar bir araç yapıyorsa binmek için yapar.

    Sizin kıçı kıytırık alman italyan fransız olan yerden göğe sığfdıramadığınız otomobil firmalarınızın alayı toyotanın çakmasıdır.

    Nette ufak bir araştırma yapın bakalım

    5S

    toyota production system

    know how

    sistemlerini kimler icat etmiştir ve bütün firmalar sadece isimlerini değiştirerek nasıl toyotanın sistemlerini kullanmaktadır.

    Yalın üretimin ilk mucidi de toyotadır.

    Kusura bakmayın ama bok atmaya çalıştığınız japonlar otomobil endüstirisinin temel yapı taşı ve bugünlere gelmesinin tek nedenidir. Tüm dünya japonlara bu sektörde çok şey borçludur.




  • TPS Tarihçesi

    Toyota Üretim Sisteminin geliştirilmesi tarihçesi, İkinci Dünya Savaşı’nın sonrasına kadar gider. O yıllarda üretimin başında bulunan mühendis Taiichi Ohno’nun (1912-1990) sistemin geliştirilmesinde ciddi katkıları olmuş. Savaş sonrasında talaşlı imalatta yapılan geliştirmelerle başlayan TPS oluşumu 1970’lere gelindiğinde tedarikçilerin de işin içine çekilmesiyle bir bütünlüğe kavuşmuş. Sistem, 1984’te General Motors (GM) ile bir ortaklık kurulması üzerine ABD’ye taşınmış.

    Üretim için gerekli hammadde ve yarı mamullerin, ilgili hattın ara deposundan sağlandığı “süpermarket” yaklaşımından dünkü köşe yazımda söz etmiştim. TSP’nin bir diğer özelliği ise Toyota’nın kurucusu Sakichi Toyoda tarafından geliştirilmiş. Sakichi Toyoda’nın fabrikasındaki dokuma tezgâhının arıza yaptığı (iplik kopardığı) anda sinyal vererek çalışmayı durdurduğu yaklaşım, otomotiv üretim hatlarında uygulamış.

    “Tam zamanında üretim” yaklaşımı, 1930’larda Sakichi’nin oğlu Kiichiro Toyoda’nın 1930’lardaki çalışmaları ile gündeme gelmiş. Bu çerçevede tedarikçilerin de stok, zamanlama ve bilgi sorumluluğu içine alındığı bir bütünlük oluşturulmuş. Günümüzde ana sanayilerin tedarikçileri ile kurdukları yan sanayi sistemi, Toyota’nın 1930’lardaki bu çalışmalarına bağlı olarak oluşmuş.

    Toyota Üretim Sistemi’nin dünya ölçeğinde yayılması, ilk kez 1990’da yayınlanan bir kitapla başlamış. Kısa adı MIT olan Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nün liderliğinde yapılan bir çalışmanın ardından James P. Womack, Daniel T. Jones ve Danil Roos tarafından kaleme alınan “The Machine That Changed The World (Dünyayı Değiştiren Makine)” isimli kitap yayılış sürecinin başlangıcı oldu. TPS konusunda yapılan yeni çalışmalar, bu konunun “yalın üretim, yalın düşünce (lean production, lean manufacturing, lean thinking)” gibi isimlerle iş kültürüne dâhil olmasını sağladı.


    TPS İlkeleri

    TPS’nin ilkeleri, Jeffrey Liker tarafından 2003 yılında yayınlanan “Toyota Tarzı (The Toyota Way)” isimli kitapta ifade edilmiş. Eğer özet olarak ifade etmek gerekirse; TPS, sürekli iyileştirme ve insanlara saygı olmak üzere iki ana eksene ayrılır.

    Sürekli iyileştirme başlığı altında uzun dönemli vizyon oluşturma, sorunları cesaretle göğüsleme ve ihtiyaçları karşılamak için yaratıcılık geliştirme gibi unsurlar yer alır. Ayrıca iş süreçlerinin küçük adımlarla da olsa sürekli olarak iyileştirilmesi (kaizen) ve doğru kararların verilebilmesi için olayların yerinde izlenmesi (genchi genbutsu) bu başlığın diğer konularıdır.

    TPS, insanların birbirilerini anlamalarını, uyum içinde çalışmalarını, birbirlerine saygı ile davranmalarını, güvenmelerini ve sorumluluk almalarını önemli bulur. Takım çalışmasını öne çıkarır ve teşvik eder.


    Bitirirken

    Günümüzde “yalın üretim” ya da “yalın düşünce” olarak isimlendirilen Toyota Üretim Sistemi, üretim yönetimi alanında pek çok bileşeni olan bir iş kültürü felsefesi ve uygulama alanıdır. Bir işletmenin (adımlar halinde de olsa) tümünü etkileyecek bir sistemin kurulması, öncelikle uygun kadro ve eğitim gerektirir. Daha sonra alınacak kurumsal danışmanlı hizmetleri ile TPS felsefisinin, ilgili işletmede bir plana bağlı olarak gerçekleştirilmesi mümkündür.

    TPS’nin Toyota gibi bir dev tarafından geliştirilmiş olması, uzak veya yakın çevremizde bu felsefenin uygulayıcılarının ana sanayi şirketleri olması, bu yaklaşımın küçük ve orta ölçekli işletmelerde (KOBİ’lerde) geçerli olmayacağı anlamına gelmez. Aksine; KOBİ’ler TPS’nin sorun olarak belirttiği atık – fire – israf (muda, mura, muri) sorunlarını yoğun olarak yaşayan işletmelerdir. Bu nedenle söz konusu işletmelerde TPS (yalın üretim) uygulamalarının, bir plana bağlı olarak yaşama geçirilmesi çok ciddi ihtiyaçtır.

    Toyota Üretim Sistemi, 1940’lı yıllarda (İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra) geliştirilmeye başlandı. Sistem, 1980’li yıllarda olgunluğa erişti. 1990’larda ise yeni geliştirmelerle “yalın üretim” adı altında bir dünya sistemi oldu. Günümüzde hiçbir işletme için bu yaklaşımı özümsememek gibi bir seçenek yok. Ama ne yazık ki, işletmelerimiz henüz gerekli farkındalığa, bilince ve eğitim düzeyine ulaşmış değil. Bu felsefenin işletmelerimize yerleştirilmesi için bilim, teknoloji ve yönetim alanlarındaki herkese görevler düşüyor. Daha fazla gecikme lüksümüz yok. Ayrıca bu sistemin başarılmasının çağımız iş kültürünün ancak ilk adımlarından birisi olduğunu da unutmamak lazım.




  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.