Şimdi Ara

Ingilizcemi Mukemmel Yapmak Istiyorum Usengeclik Sorun Degil (8.Sinif) (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
42
Cevap
1
Favori
1.026
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Markus Schulz

    Hayır sakına ha direk İngilizce alt yazılı izlemeye başlama yararından çok zararı olur anca kulak aşinalığı ile kalırsın.8. sınıftaymışsın önünde kocaman 4 sene var.6-7 ay Türkçe altyazılı izle.Ama sadece bir dizi değil mesela ben breaking bad,doctor who,supernatural,grimm,the walking dead,conan,vampire diaries,teen wolf,south park,the simpsons ve yanında onlarca yabancı film izledim şuan duyduğum kelimeyi anlayabiliyorum zihnimde canlandırabiliyorum.Birden fazla izle 6-7 ay boyunca daha sonra İngilizce altyazıya geç.Bir sene sonra da altyazı olayını yok et.Bunların yanında ingilizce hikaye kitaplarını oku.Altyazıyı kaldırdığın zaman romanlara vs geç.Ek olarak Marvel ve DC'nin çizgi romanlarını da okuyabilirsin.Toplamda 2 senede ingilizcen uçar gider.

    tesekkurler yorumunuz icin. ing, turkce altyazili izlerken cok az kelime ogrenebiliyorum normal mi bu sizce? jay leno gibi talk show lari izlerken elamanlar genelde hizli konusuyor bu sekilde bile bazi kelimeleri direk anlayabiliyorum. pokemon daha basit ingilizceye sahip oldugu icin daha fazla anliyorum tabi. basit bir hikaye kitabim var frankenstein. bunu bile tam akici okuyamiyorum bilmedigim kelimeler cikiyor. cogunu bilsemde bilmedigim kelimeler akiciligi bozuyor. suan sadece kelime gelistirmeye calisiyorum. sen ne onerirsin? sadece dizi izleyip, kitap okuyarak mi kelime ogrenecegim acaba? yani ''sadece'' ama ''sadece'' dizi izleyip tam anlamadigim kitabi okuyarak mi gelistirecegim? birde ingilizce kitaplarin icindeki kelimelerin anlamini bilmesemde okumali miyim?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Damn.

    quote:

    Orijinalden alıntı: Markus Schulz

    Hayır sakına ha direk İngilizce alt yazılı izlemeye başlama yararından çok zararı olur anca kulak aşinalığı ile kalırsın.8. sınıftaymışsın önünde kocaman 4 sene var.6-7 ay Türkçe altyazılı izle.Ama sadece bir dizi değil mesela ben breaking bad,doctor who,supernatural,grimm,the walking dead,conan,vampire diaries,teen wolf,south park,the simpsons ve yanında onlarca yabancı film izledim şuan duyduğum kelimeyi anlayabiliyorum zihnimde canlandırabiliyorum.Birden fazla izle 6-7 ay boyunca daha sonra İngilizce altyazıya geç.Bir sene sonra da altyazı olayını yok et.Bunların yanında ingilizce hikaye kitaplarını oku.Altyazıyı kaldırdığın zaman romanlara vs geç.Ek olarak Marvel ve DC'nin çizgi romanlarını da okuyabilirsin.Toplamda 2 senede ingilizcen uçar gider.

    tesekkurler yorumunuz icin. ing, turkce altyazili izlerken cok az kelime ogrenebiliyorum normal mi bu sizce? jay leno gibi talk show lari izlerken elamanlar genelde hizli konusuyor bu sekilde bile bazi kelimeleri direk anlayabiliyorum. pokemon daha basit ingilizceye sahip oldugu icin daha fazla anliyorum tabi. basit bir hikaye kitabim var frankenstein. bunu bile tam akici okuyamiyorum bilmedigim kelimeler cikiyor. cogunu bilsemde bilmedigim kelimeler akiciligi bozuyor. suan sadece kelime gelistirmeye calisiyorum. sen ne onerirsin? sadece dizi izleyip, kitap okuyarak mi kelime ogrenecegim acaba? yani ''sadece'' ama ''sadece'' dizi izleyip tam anlamadigim kitabi okuyarak mi gelistirecegim? birde ingilizce kitaplarin icindeki kelimelerin anlamini bilmesemde okumali miyim?

    Ben şuana kadar hiç kitap açıp kelime kelime bakıp yazıp o kelimelerin anlamlarını araştırmadım.Hep cümlenin genel yapısından çıkardım.Yaşın ilerledikçe herşeyi daha net anlıyorsun.Bende böyle oldu mesela.Ahım şahım değil ingilizcem ama konuşulanı anlayabiliyorum ve yorumlayabiliyorum.Benim tek sıkıntım grammar.Tabi kitapları okuyabilmen için belli bir altyapıya sahip olman gerekir.Okuduğun kitaptaki anlamadığın kelimeleri al ve bir kağıda tek tek anlamıyla birlikte arkalı önlü yaz.Sonra hepsini bir torba içinde karıştır ve aralarından rastgele bir tane çek hafızanda böyle kalıcı olabilir o kelime.Ama iş sadece kelimeyle bitmiyor bu adamlar bu kelimeyi cümle içinde nerede kullanıyor ? Bunu da anca ya dizilerden öğrenirsin ya da yurtdışından bir arkadaş edinerek öğrenebilirsin.Basit olarak sana "apple" desem aklına onun sözlük anlamı değil elmanın şekli kokusu neye benzediği aklında oluşturduğun o resim gelmeli.Mesela "house" diyince aklına çatısı,kapısı,penceresi olan barınılabilen yapı cümlesi değilde aklına resmi gelmeli.Bunları dizi ve çizgi romanlarla çok güzel kapattım ben.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Markus Schulz

    quote:

    Orijinalden alıntı: Damn.

    quote:

    Orijinalden alıntı: Markus Schulz

    Hayır sakına ha direk İngilizce alt yazılı izlemeye başlama yararından çok zararı olur anca kulak aşinalığı ile kalırsın.8. sınıftaymışsın önünde kocaman 4 sene var.6-7 ay Türkçe altyazılı izle.Ama sadece bir dizi değil mesela ben breaking bad,doctor who,supernatural,grimm,the walking dead,conan,vampire diaries,teen wolf,south park,the simpsons ve yanında onlarca yabancı film izledim şuan duyduğum kelimeyi anlayabiliyorum zihnimde canlandırabiliyorum.Birden fazla izle 6-7 ay boyunca daha sonra İngilizce altyazıya geç.Bir sene sonra da altyazı olayını yok et.Bunların yanında ingilizce hikaye kitaplarını oku.Altyazıyı kaldırdığın zaman romanlara vs geç.Ek olarak Marvel ve DC'nin çizgi romanlarını da okuyabilirsin.Toplamda 2 senede ingilizcen uçar gider.

    tesekkurler yorumunuz icin. ing, turkce altyazili izlerken cok az kelime ogrenebiliyorum normal mi bu sizce? jay leno gibi talk show lari izlerken elamanlar genelde hizli konusuyor bu sekilde bile bazi kelimeleri direk anlayabiliyorum. pokemon daha basit ingilizceye sahip oldugu icin daha fazla anliyorum tabi. basit bir hikaye kitabim var frankenstein. bunu bile tam akici okuyamiyorum bilmedigim kelimeler cikiyor. cogunu bilsemde bilmedigim kelimeler akiciligi bozuyor. suan sadece kelime gelistirmeye calisiyorum. sen ne onerirsin? sadece dizi izleyip, kitap okuyarak mi kelime ogrenecegim acaba? yani ''sadece'' ama ''sadece'' dizi izleyip tam anlamadigim kitabi okuyarak mi gelistirecegim? birde ingilizce kitaplarin icindeki kelimelerin anlamini bilmesemde okumali miyim?

    Ben şuana kadar hiç kitap açıp kelime kelime bakıp yazıp o kelimelerin anlamlarını araştırmadım.Hep cümlenin genel yapısından çıkardım.Yaşın ilerledikçe herşeyi daha net anlıyorsun.Bende böyle oldu mesela.Ahım şahım değil ingilizcem ama konuşulanı anlayabiliyorum ve yorumlayabiliyorum.Benim tek sıkıntım grammar.Tabi kitapları okuyabilmen için belli bir altyapıya sahip olman gerekir.Okuduğun kitaptaki anlamadığın kelimeleri al ve bir kağıda tek tek anlamıyla birlikte arkalı önlü yaz.Sonra hepsini bir torba içinde karıştır ve aralarından rastgele bir tane çek hafızanda böyle kalıcı olabilir o kelime.Ama iş sadece kelimeyle bitmiyor bu adamlar bu kelimeyi cümle içinde nerede kullanıyor ? Bunu da anca ya dizilerden öğrenirsin ya da yurtdışından bir arkadaş edinerek öğrenebilirsin.Basit olarak sana "apple" desem aklına onun sözlük anlamı değil elmanın şekli kokusu neye benzediği aklında oluşturduğun o resim gelmeli.Mesela "house" diyince aklına çatısı,kapısı,penceresi olan barınılabilen yapı cümlesi değilde aklına resmi gelmeli.Bunları dizi ve çizgi romanlarla çok güzel kapattım ben.

    kitaptaki kelimeleri tek tek kagida anlamlariyla birlikte yaziyorum ve 1 kere okudugun zaman aklinda kalmiyor. 4 kere ayri kagida yaziyorum surekli tekrar ediyorum. tr dublaj, ing altyazili dizi izlemeli miyim sence? kelimeye faydasi buyuk ama telafuz hic gelismiyor. en iyisi ben ing, tr altyazili dizilere devam edeyim. abi en iyisi ben olmak istiyorum, 2 senede konusulanlarin tumunu yada %90 ini anlamak istiyorum, hatta super ingilizceye sahip olmam lazim. simdiden lise deki gramer konularina basladim. suan 1 kere sinav olduk 100 aldim bu cuma da sinav var bundan da 100 alacagim. dedigim gibi 4 seneymis hic umurumda degil, gerekirse hergun odama kapilip yabanci dizileri izlerim, kitabimi okurum sorun degil. ama en iyisi olmam lazim. yani ing, tr altyazili dizilere yogunlasacagim ve kitap okuyacagim baska yapmam gereken birsey var mi?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bir de hangi şehirdesin bilmiyorum ama mutlaka uluslararası web sitelerinin buluşmalarını, AB projelerini vb imkanları takip etmeye çalış. İngilizce konuşabileceğin ortamların tam ortasında bulursun kendini. :)
  • merhaba,

    kağıda ingilizce ve türkçe kelimeleri yazarak çalışmak işe yaramaz, çok zor ezberlersin ve çok kısa sürede hepsini unutursun, gerektiği zaman aklına gelmez moralin bozulur.

    Kelime öğrenmenin aynı zamanda dinleyerek anlamanın en güzel yolu sesli kitaplardır. Yani gözlerinle okurken aynı zamanda dinlemek.

    Örnek:

    youtube sitesine gir, "audio books for children with text" yaz

    örnek:
    http://www.youtube.com/watch?v=-yWzeqRdUoM

    https://www.youtube.com/watch?v=CFq441el_ls

    http://www.youtube.com/watch?v=wX6aEbYmBEQ

    Bu haber sitesine günde 10 dakika ayırırsan ciddi ilerleme sağlarsın: http://www.newsinlevels.com/


    Dil öğrenirken kendi dilini en az ölçüde kullanmak ve mümkün olduğunda ingilizce düşünmeye çalışmak önemli, sakın türkçe altyazı dizi-film izleme. İngilizce altyazılı izle.
    Temel aşamayı bitirdikten sonra İngilizce-İngilizce Sözlük al. İngilizce-Türkçe Sözlük zorunlu olmadıkça kullanma

    Başarılar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi gitar -- 8 Ocak 2014; 10:14:47 >




  • kutzu ,

    kocaeli/gebze'de yasiyorum. sagol onerin icin.

    gitar ,

    kagida yazarak hem ezberlenilmiyor hemde cok zahmetli is. bunu birakacagim. ama bendeki sorun kelime. okulun konularindaki kelimeler hic sorun degil ama 8. sinif konularini takip ederek gelistirilmez ingilizce. mesela kitap okurken cok fazla anlamadigim kelime cikiyor bunu nasil cozebilirim? birde yukarda bir arkadas onermisti new headway'in bolumleri her seviyeye gore varmis. onlari izliyorum birde senin yukarda verdigin olayi yapacagim. simdi ben sadece yabanci dizileri izleyerek mi kelime ogrenecegim? birde ing + ing altyazili dizileri izlerken nasil kelimeye faydasi olacak acaba?
  • Sesli kitap okuyarak kelime öğrenirsin. Bol bol, okurken dinle
    İnternette ücretsiz örnekler olduğu gibi ayrıca satılıyor ÖRNEKLER İÇİN TIKLA

    Film ve dizileri ingilizce orjinal ses, ingilizce altyazı izle, faydasını zamanla göreceksin, dil bilinçaldına yerleşecek, tekrar tekrar dinleye dinleye ingilizce düşünmeye başlayacaksın zamanla.

    Unutma türkçeyide dinleyerek öğrendin. Dil öğrenmenin sırrı, bol bol dinlemeki tekrar tekrar dinlemektir.

    Türkçe altyazı filmlerin sana hiç ama hiç faydası olmaz, sadece kendini kandırırsın.



    Başlangiçta mecburen türkçe sözlük kullanacaksın ama temeli bitirince ingilizce - ingilizce sözlük kullanmak lazım.

    örnek sözlük: http://dictionary.cambridge.org/dictionary/learner-english/

    bunu kullan.

    Kelimeleri temel ingilizce kelimelerle açıklar. Bu senin ingilizce düşünmende çok önemli.

    Unutma yıllarca çalışıp öğrenemeyen birçok insan var.
    Çok çalışmak değil, doğru çalışmak önemli.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi gitar -- 8 Ocak 2014; 17:35:42 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: gitar

    Sesli kitap okuyarak kelime öğrenirsin. Bol bol, okurken dinle
    İnternette ücretsiz örnekler olduğu gibi ayrıca satılıyor ÖRNEKLER İÇİN TIKLA

    Film ve dizileri ingilizce orjinal ses, ingilizce altyazı izle, faydasını zamanla göreceksin, dil bilinçaldına yerleşecek, tekrar tekrar dinleye dinleye ingilizce düşünmeye başlayacaksın zamanla.

    Unutma türkçeyide dinleyerek öğrendin. Dil öğrenmenin sırrı, bol bol dinlemeki tekrar tekrar dinlemektir.

    Türkçe altyazı filmlerin sana hiç ama hiç faydası olmaz, sadece kendini kandırırsın.



    Başlangiçta mecburen türkçe sözlük kullanacaksın ama temeli bitirince ingilizce - ingilizce sözlük kullanmak lazım.

    örnek sözlük: http://dictionary.cambridge.org/dictionary/learner-english/

    bunu kullan.

    Kelimeleri temel ingilizce kelimelerle açıklar. Bu senin ingilizce düşünmende çok önemli.

    Unutma yıllarca çalışıp öğrenemeyen birçok insan var.
    Çok çalışmak değil, doğru çalışmak önemli.



    simdi cok daha iyi anladim, cok tesekkur abi tum yardimlarin icin. ing - ing altyazili izleyecegim. iyi aksamlar, hayatta bol sanslar dilerim..




  • Eğer notlarınn iyiyse hazırlık sınıfı olan bir liseye girebilirsin

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Da Vinci was here

    Eğer notlarınn iyiyse hazırlık sınıfı olan bir liseye girebilirsin

    sadece ingilizcem cok iyi. sayisal dersler disinda digerleri fena degil. sanirim bu hazirlik sinifina gidebilmek icin tum derslerin cok iyi olmasi gerekiyor. sadece ingilizce ise hicbir sorun olmaz benim icin. birde nedir bu hazirlik sinifi tam olarak?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Damn. -- 8 Ocak 2014; 21:13:02 >
  • Hazirlik sinifinda haftada 20 saat ingilizce dersi goruyorsun ama notların iyi degilse giremezsin herhalde sadece 5-6 lisede var



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Da Vinci was here -- 8 Ocak 2014; 21:19:42 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Da Vinci was here

    Hazirlik sinifinda haftada 20 saat ingilizce dersi goruyorsun ama notların iyi degilse giremezsin herhalde sadece 5-6 lisede var

    bencede giremem. sagol onerin icin.
  • Damn. D kullanıcısına yanıt
    Mesajını okudum, PM'den ben de birşeyler karalıyayım o vakit;

    Gramer öğrenme derim yani şöyle ki, gramer kitabını açıp, örnek cümleler ve bu nasıl böyle oluyor diye gramer öğrenme, unutursun ve kullanamazsın. Kitap okumak çok iyi bir şey, ancak kitap okumak zaman zaman seni yorabilir nedeni ise, çok fazla bilmediğin kelime denk gelmesi gibi, ancak bu işten sıkılmıyorsan devam edebilirsin. Kitap, gazete, dergi ya da internetten haberleri takip ederken şu yolları izlemelisin, bilmediğin kelimenin hangi formda kullanıldığını yani çekimi birşeyi zartu zurtu varsa o kelimeyi ayıkla ve bir deftere yaz. Biriktir bu kelimeleri daha sonra, ezberlersin en iyi ezberleme yani kalıcı hafızaya alma yolu, diyelim 300 kelime ezberleyeceksin 1.gün bu kelimelere vakit ayır, daha sonra ertesi gün bir daha, 3 gün sonra tekrar, 1 hafta sonra tekrar ve 2 hafta diye sırayla bu kelimeleri tekrarlamandır. Bir süre sonra kalıcı hafızana girer.

    Türkçe bir filmi, ingilizce altyazı ile izlemen çok fayda sağlar. Sadece altyazıya odaklanarak, Türkçe dinlersen kelime hazneni, ve gramer yapısını çok iyi kavrarsın, gramer kitabı üzerinden değil de, cümle üzerinden bir bebeğin öğrendiği gibi grameri öğrenme şansına erişebilirsin.

    Diğer bir yol, ingilizce şarkıların Text kısımlarını çıkarıp, bilmediğin sözcükleri ve kalıpları ayıklamandır. Sesli olacağı için, kulağını geliştirecektir.




  • cok sagol abi yardimin icin. dediklerin mantikli ama yukarda @gitar adli arkadas, baska bir dil ogrenmek icin kendi dilinden uzaklasmalisin demis. tr dublaj, ing altyazili film bende izledim ama kelimeye faydasi olsada konusmaya faydasi yok + kulagin alismiyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: krstarica

    Mesajını okudum, PM'den ben de birşeyler karalıyayım o vakit;

    Gramer öğrenme derim yani şöyle ki, gramer kitabını açıp, örnek cümleler ve bu nasıl böyle oluyor diye gramer öğrenme, unutursun ve kullanamazsın. Kitap okumak çok iyi bir şey, ancak kitap okumak zaman zaman seni yorabilir nedeni ise, çok fazla bilmediğin kelime denk gelmesi gibi, ancak bu işten sıkılmıyorsan devam edebilirsin. Kitap, gazete, dergi ya da internetten haberleri takip ederken şu yolları izlemelisin, bilmediğin kelimenin hangi formda kullanıldığını yani çekimi birşeyi zartu zurtu varsa o kelimeyi ayıkla ve bir deftere yaz. Biriktir bu kelimeleri daha sonra, ezberlersin en iyi ezberleme yani kalıcı hafızaya alma yolu, diyelim 300 kelime ezberleyeceksin 1.gün bu kelimelere vakit ayır, daha sonra ertesi gün bir daha, 3 gün sonra tekrar, 1 hafta sonra tekrar ve 2 hafta diye sırayla bu kelimeleri tekrarlamandır. Bir süre sonra kalıcı hafızana girer.

    Türkçe bir filmi, ingilizce altyazı ile izlemen çok fayda sağlar. Sadece altyazıya odaklanarak, Türkçe dinlersen kelime hazneni, ve gramer yapısını çok iyi kavrarsın, gramer kitabı üzerinden değil de, cümle üzerinden bir bebeğin öğrendiği gibi grameri öğrenme şansına erişebilirsin.

    Diğer bir yol, ingilizce şarkıların Text kısımlarını çıkarıp, bilmediğin sözcükleri ve kalıpları ayıklamandır. Sesli olacağı için, kulağını geliştirecektir.

    Merhabalar,

    Öncelikle arkadaşımıza yardım etmeye çalıştığınız için teşekkür ederim, bende yardımcı olmaya çalıştım kendisine şimdi de bir kaç şey yazayım.

    Düşüncelerinizin çoğuna katılmıyorum.

    Sadece Türkçe filmleri İngilizce altyazılı izleme bölümüne katılıyorum.

    Bir kere günde 300 kelime kesinlikle ezberlenebilecek bir sayı değil. Hatta kelime ezberlemek tamamiyle zaman kaybı.

    Grammar ise ingilizceyi düşünmeden konuşmayı sağlar. Yani biz nasıl Türkçe'de anlatmak istediklerimizi "Acaba burda hangi kelimeyi kullansam, hangi yapıyı kullansam." diye düşünmeden anlatıyorsak ve İngilizce de de böyle olmasını istiyorsak kesinlikle grammar şart.

    Ben lisede yabancı dil bölümündeydim, üniversitede bütün derslerim ingilizceydi ve hayatımın büyük bir kısmında ingilizce anlaştım insanlarla. Kitabı açıp hiç kelime ezberlemedim, "Bugün bu kadar kelime ezberlemeliyim." demedim.

    Alçak gönüllülüğü bir kenara bırakırsak şuan Türkçe'den daha hakimim İngilizce'ye fakat tabii ki yine de anadilim gibi değil. Hiçbir zaman da olamaz zaten. "Hakim olma" konusundaki kastım ise; kendimi ingilizce konuşurken daha rahat hissediyorum.

    Lisede öğrendiğim grammar konuları harfine kadar aklımda. Yok şu bağlaç başa gelirse cümle devrik olur, yok şu bağlaç cümleye gelirse cümlenin temel fiili devrik kurulur... Hepsi bir bir aklımda.

    Fakat şöyle bir şey var, grammar 2 günde ezberlenilecek şey değil. Ben 3 sene okulda gördüm zaten 2. senesinde bütün grammar konularını bitirmiştik. 3. senede de üstünden geçince unutulmaz oldu.

    Böyle bir İngilizce'ye sahip iken hayatım boyunca okuduğum tek İngilizce kitap var, oda Yüzüklerin Efendisi.

    Emin olun kitap okumak da fazla bir şey katmıyor. İngilizce kitap okumaktansa, İngilizce kitap yazmaya çalışmak konuşmayı çok büyük oranda etkileyecektir.

    Fakat dediğiniz "Türkçe filmleri İngilizce altyazı ile izlemek" tavsiyesi gerçekten inanılmaz bir yarar sağlar. Digitürk'ün sinema kanallarında ben hala öyle yapıyorum mesela. Türkçe dublaj verdiriyorum ingilizce altyazı. Çünkü dediğim gibi kişinin öğrendiği yabancı dil hiçbir zaman anadili gibi olmuyor, hala bilmediğim kalıplar ve deyimler çıkıyor filmlerde.

    Konu sahibi kardeşime hayatında başarılar diliyorum.

    İyi akşamlar...




  • cok tesekkurler abi faydali bilgilerin icin. pm den de uzunca konusmustuk zaten, bende sana kendi hayatinda basarili olmani diliyorum.

    diger tum yardimci olan arkadaslara da bu dediklerimin hepsi gecerlidir. cok cok tesekkurler hepinize.
  • Rica ederim, iyi akşamlar...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: IslakFasulye

    quote:

    Orijinalden alıntı: krstarica

    Mesajını okudum, PM'den ben de birşeyler karalıyayım o vakit;

    Gramer öğrenme derim yani şöyle ki, gramer kitabını açıp, örnek cümleler ve bu nasıl böyle oluyor diye gramer öğrenme, unutursun ve kullanamazsın. Kitap okumak çok iyi bir şey, ancak kitap okumak zaman zaman seni yorabilir nedeni ise, çok fazla bilmediğin kelime denk gelmesi gibi, ancak bu işten sıkılmıyorsan devam edebilirsin. Kitap, gazete, dergi ya da internetten haberleri takip ederken şu yolları izlemelisin, bilmediğin kelimenin hangi formda kullanıldığını yani çekimi birşeyi zartu zurtu varsa o kelimeyi ayıkla ve bir deftere yaz. Biriktir bu kelimeleri daha sonra, ezberlersin en iyi ezberleme yani kalıcı hafızaya alma yolu, diyelim 300 kelime ezberleyeceksin 1.gün bu kelimelere vakit ayır, daha sonra ertesi gün bir daha, 3 gün sonra tekrar, 1 hafta sonra tekrar ve 2 hafta diye sırayla bu kelimeleri tekrarlamandır. Bir süre sonra kalıcı hafızana girer.

    Türkçe bir filmi, ingilizce altyazı ile izlemen çok fayda sağlar. Sadece altyazıya odaklanarak, Türkçe dinlersen kelime hazneni, ve gramer yapısını çok iyi kavrarsın, gramer kitabı üzerinden değil de, cümle üzerinden bir bebeğin öğrendiği gibi grameri öğrenme şansına erişebilirsin.

    Diğer bir yol, ingilizce şarkıların Text kısımlarını çıkarıp, bilmediğin sözcükleri ve kalıpları ayıklamandır. Sesli olacağı için, kulağını geliştirecektir.

    Merhabalar,

    Öncelikle arkadaşımıza yardım etmeye çalıştığınız için teşekkür ederim, bende yardımcı olmaya çalıştım kendisine şimdi de bir kaç şey yazayım.

    Düşüncelerinizin çoğuna katılmıyorum.

    Sadece Türkçe filmleri İngilizce altyazılı izleme bölümüne katılıyorum.

    Bir kere günde 300 kelime kesinlikle ezberlenebilecek bir sayı değil. Hatta kelime ezberlemek tamamiyle zaman kaybı.

    Grammar ise ingilizceyi düşünmeden konuşmayı sağlar. Yani biz nasıl Türkçe'de anlatmak istediklerimizi "Acaba burda hangi kelimeyi kullansam, hangi yapıyı kullansam." diye düşünmeden anlatıyorsak ve İngilizce de de böyle olmasını istiyorsak kesinlikle grammar şart.

    Ben lisede yabancı dil bölümündeydim, üniversitede bütün derslerim ingilizceydi ve hayatımın büyük bir kısmında ingilizce anlaştım insanlarla. Kitabı açıp hiç kelime ezberlemedim, "Bugün bu kadar kelime ezberlemeliyim." demedim.

    Alçak gönüllülüğü bir kenara bırakırsak şuan Türkçe'den daha hakimim İngilizce'ye fakat tabii ki yine de anadilim gibi değil. Hiçbir zaman da olamaz zaten. "Hakim olma" konusundaki kastım ise; kendimi ingilizce konuşurken daha rahat hissediyorum.

    Lisede öğrendiğim grammar konuları harfine kadar aklımda. Yok şu bağlaç başa gelirse cümle devrik olur, yok şu bağlaç cümleye gelirse cümlenin temel fiili devrik kurulur... Hepsi bir bir aklımda.

    Fakat şöyle bir şey var, grammar 2 günde ezberlenilecek şey değil. Ben 3 sene okulda gördüm zaten 2. senesinde bütün grammar konularını bitirmiştik. 3. senede de üstünden geçince unutulmaz oldu.

    Böyle bir İngilizce'ye sahip iken hayatım boyunca okuduğum tek İngilizce kitap var, oda Yüzüklerin Efendisi.

    Emin olun kitap okumak da fazla bir şey katmıyor. İngilizce kitap okumaktansa, İngilizce kitap yazmaya çalışmak konuşmayı çok büyük oranda etkileyecektir.

    Fakat dediğiniz "Türkçe filmleri İngilizce altyazı ile izlemek" tavsiyesi gerçekten inanılmaz bir yarar sağlar. Digitürk'ün sinema kanallarında ben hala öyle yapıyorum mesela. Türkçe dublaj verdiriyorum ingilizce altyazı. Çünkü dediğim gibi kişinin öğrendiği yabancı dil hiçbir zaman anadili gibi olmuyor, hala bilmediğim kalıplar ve deyimler çıkıyor filmlerde.

    Konu sahibi kardeşime hayatında başarılar diliyorum.

    İyi akşamlar...

    Merhabalar,

    Bir günde zaten 300 kelime ezberlenmez ben sadece o noktada, rakamsal bir değer belirtmek için gelişi güzel yazmıştım gelecek olursak ben dilin, doğal süreçten geçerek ancak kalıcı öğrenilebileceğinin üzerinde duruyorum hani yok mu? Hazırlık okuyarak, kursa giderek, gramere asılarak birşeyler, öğrenilsin tabi ki bu yollarda geçerli ancak bu yollar genel geçerdir yani hızlı öğrenim süreci 6 ay ise 1 sene ise, 2.sene, bilgilerin çoğu tekrarlanması halinde dahi unutulur çünkü hızla gelen hızla gitmektedir.

    Açıkçası benim ana dilim, Sırpça'dır, Türkçe'yi de eş zamanlı öğrendim aynı zamanda. Birbirinden farkı yok, 3. dilim ise, İngilizce değil aksine İbranice 4.ayımı doldurmak üzereyim ki, çok yol kat ettim orta düzeyde konuşabiliyor, filmleri kısmen %30-50 arasında anlar konumdayım. İngilizce'yi ise, üniversitede 1 sene kaliteli sağlam bir hazırlık alarak hiç de takılmadan verdim ve sonunda iyi bir ingilizcem vardı ancak bu hayatta hafızama oldukça güvenen biri olarak, uçaktan yere çakılan biri gibi aynı hızla da şu an unuttum ve inanın üst üste 2 cümle kuramam pratik zaten öğrenildiği anda da yoktu hani o dili, profesyonel bir biçimde essay ve akamedik olarak öğrenmeme rağmen akıcılıktan eser yoktu ve bu sistemin bana ters olduğunu o vakit anladım zaten eskiden beri ana dillerimden de olsa Sırpça'yı Türkiye'de doğduğum için ve büyüdüğüm için pek konuşma fırsatım olmuyordu bir yaştan sonra ve ben de son 4 senedir özellikle haberleri ve tamamen bu dil üzerinden takip etmeye karar verdim, inanın ne kadar kıyıda köşede kalmış kelimeleri temizlememe hafızama geri kazandırdığını bilemezsiniz. 4 sene önce akıcılığım ve aksanım dahi bozulma noktasındaydı. Çünkü konuşmayınca ana dil bile, gidiyor, Bosna'da yaşıyorum 9 ay neredeyse kimseyle Türkçe konuşmadım orada, tekrar Türkiye'ye geldiğimde Türkçe'de dahi 1-2 gün sıkıntı yaşadım ağzım Türkçe cümle kurmaya gitmiyordu, 1-2 sonunda düzeldim tamamen yani demem o ki bu metodu, kitap, haber, televizyon vs. tamamen doğal bir biçimde bir bebeğin öğrendiği gibi dili öğrenme yolunu seçmek en doğru yol gibi gözüküyor. Nedeni ise, bir bebek bir dili, ortalama 5-6 yaşına geldiğinde çok akıcı bir biçimde konuşabilmekte çünkü kelime haznesi bu yaşlarda o dilde 5000 kelime civarına yaklaşmakta. duyularımızı kullanmamız gerekiyor bu konuda, önce yazılanları algılayıp, hiç gramerini dahi bilmediğiniz cümlenin, cümle yapısını parçalayıp, öbekleri ayıklamalıyız, zaten fiilin 3.halini, istisna bir kalıbın, gramerin, hangi çekimin nerede nasıl kullanıldığını insan zamanla hiç gramer çalışmaksızın bebeğin öğrendiği gibi öğreniyor. Tabi ki nasıl olacak bu iş, diyelim bir cümle geldi karşınıza bu cümlenin anlamadığınız kısmını google da orada burada araştırarak soruşturarak parça parça öğrenme yoluyla. Bu şekilde öğrenildiğinde, insan o dilde cümle kurarken, ana dilinde düşünüp, daha sonra o dilde cümle çeviri yapmamasıdır. Televizyon, kitap, haber ve müzik dinleyerek duyularımı aktif bir şekilde kullanarak hafızada daha kalıcı bir yer edinmesini sağlıyorum hem de etkili öğreniyorum. Karşıma bir kalıp çıktığında, cümleden bunu birebir öğrenme şansına sahip oluyorum. Tabi bu çok meşakkatli bir yol, insanı bezdirmekte, sürekli başlarda bilmediğiniz her gramer yapısı, söz öbeği ve yapılar için internette araştırma yapmanız gerekiyor. ya da sözlükten kitaptan tarıyacaksınız nasıl oluyormuş bu diye.

    Bu yöntemin en kötü tarafı hızlı öğrenilmemesi, yani bir dili ortalama çok iyi ana dile yakın bir seviyede en az 3 sene öğrenilebilmesi eğer ki o dildeki bir ülkeye gitmezseniz. Şu an ortalama 1500 kelime biliyorum İbranice'de ancak bunların hepsi temel kelimeler ve grameri de hiç gramer kitabı kullanmaksızın büyük ölçüde mat ettim. Kulak ve anlamayıda en hızlı şekilde şarkılarla geliştirdim dinlediğim her şarkıyı dilime pelesenk eder ve text kısmından sözlerini seslerle bütünleştirerek anlamaya gayret ederim ve aynı zamanda bilmediğim yapı ve kalıpları bir deftere biriktirir daha sonra 2-3 saat PC den o kalıp ve kelimeleri tek tek araştırırım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi krstarica -- 13 Ocak 2014; 0:22:49 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: krstarica
    Merhabalar,

    Bir günde zaten 300 kelime ezberlenmez ben sadece o noktada, rakamsal bir değer belirtmek için gelişi güzel yazmıştım gelecek olursak ben dilin, doğal süreçten geçerek ancak kalıcı öğrenilebileceğinin üzerinde duruyorum hani yok mu? Hazırlık okuyarak, kursa giderek, gramere asılarak birşeyler, öğrenilsin tabi ki bu yollarda geçerli ancak bu yollar genel geçerdir yani hızlı öğrenim süreci 6 ay ise 1 sene ise, 2.sene, bilgilerin çoğu tekrarlanması halinde dahi unutulur çünkü hızla gelen hızla gitmektedir.

    Açıkçası benim ana dilim, Sırpça'dır, Türkçe'yi de eş zamanlı öğrendim aynı zamanda. Birbirinden farkı yok, 3. dilim ise, İngilizce değil aksine İbranice 4.ayımı doldurmak üzereyim ki, çok yol kat ettim orta düzeyde konuşabiliyor, filmleri kısmen %30-50 arasında anlar konumdayım. İngilizce'yi ise, üniversitede 1 sene kaliteli sağlam bir hazırlık alarak hiç de takılmadan verdim ve sonunda iyi bir ingilizcem vardı ancak bu hayatta hafızama oldukça güvenen biri olarak, uçaktan yere çakılan biri gibi aynı hızla da şu an unuttum ve inanın üst üste 2 cümle kuramam pratik zaten öğrenildiği anda da yoktu hani o dili, profesyonel bir biçimde essay ve akamedik olarak öğrenmeme rağmen akıcılıktan eser yoktu ve bu sistemin bana ters olduğunu o vakit anladım zaten eskiden beri ana dillerimden de olsa Sırpça'yı Türkiye'de doğduğum için ve büyüdüğüm için pek konuşma fırsatım olmuyordu bir yaştan sonra ve ben de son 4 senedir özellikle haberleri ve tamamen bu dil üzerinden takip etmeye karar verdim, inanın ne kadar kıyıda köşede kalmış kelimeleri temizlememe hafızama geri kazandırdığını bilemezsiniz. 4 sene önce akıcılığım ve aksanım dahi bozulma noktasındaydı. Çünkü konuşmayınca ana dil bile, gidiyor, Bosna'da yaşıyorum 9 ay neredeyse kimseyle Türkçe konuşmadım orada, tekrar Türkiye'ye geldiğimde Türkçe'de dahi 1-2 gün sıkıntı yaşadım ağzım Türkçe cümle kurmaya gitmiyordu, 1-2 sonunda düzeldim tamamen yani demem o ki bu metodu, kitap, haber, televizyon vs. tamamen doğal bir biçimde bir bebeğin öğrendiği gibi dili öğrenme yolunu seçmek en doğru yol gibi gözüküyor. Nedeni ise, bir bebek bir dili, ortalama 5-6 yaşına geldiğinde çok akıcı bir biçimde konuşabilmekte çünkü kelime haznesi bu yaşlarda o dilde 5000 kelime civarına yaklaşmakta. duyularımızı kullanmamız gerekiyor bu konuda, önce yazılanları algılayıp, hiç gramerini dahi bilmediğiniz cümlenin, cümle yapısını parçalayıp, öbekleri ayıklamalıyız, zaten fiilin 3.halini, istisna bir kalıbın, gramerin, hangi çekimin nerede nasıl kullanıldığını insan zamanla hiç gramer çalışmaksızın bebeğin öğrendiği gibi öğreniyor. Tabi ki nasıl olacak bu iş, diyelim bir cümle geldi karşınıza bu cümlenin anlamadığınız kısmını google da orada burada araştırarak soruşturarak parça parça öğrenme yoluyla. Bu şekilde öğrenildiğinde, insan o dilde cümle kurarken, ana dilinde düşünüp, daha sonra o dilde cümle çeviri yapmamasıdır. Televizyon, kitap, haber ve müzik dinleyerek duyularımı aktif bir şekilde kullanarak hafızada daha kalıcı bir yer edinmesini sağlıyorum hem de etkili öğreniyorum. Karşıma bir kalıp çıktığında, cümleden bunu birebir öğrenme şansına sahip oluyorum. Tabi bu çok meşakkatli bir yol, insanı bezdirmekte, sürekli başlarda bilmediğiniz her gramer yapısı, söz öbeği ve yapılar için internette araştırma yapmanız gerekiyor. ya da sözlükten kitaptan tarıyacaksınız nasıl oluyormuş bu diye.

    Bu yöntemin en kötü tarafı hızlı öğrenilmemesi, yani bir dili ortalama çok iyi ana dile yakın bir seviyede en az 3 sene öğrenilebilmesi eğer ki o dildeki bir ülkeye gitmezseniz. Şu an ortalama 1500 kelime biliyorum İbranice'de ancak bunların hepsi temel kelimeler ve grameri de hiç gramer kitabı kullanmaksızın büyük ölçüde mat ettim. Kulak ve anlamayıda en hızlı şekilde şarkılarla geliştirdim dinlediğim her şarkıyı dilime pelesenk eder ve text kısmından sözlerini seslerle bütünleştirerek anlamaya gayret ederim ve aynı zamanda bilmediğim yapı ve kalıpları bir deftere biriktirir daha sonra 2-3 saat PC den o kalıp ve kelimeleri tek tek araştırırım.

    Selamlar,

    Teşekkür ederim yorumunuz için.

    Açıkcası öğrenim yolları ile ilgili belli bir bilgim yok. Siz benden daha bilgilisiniz bu konuda anladığım kadarıyla.

    Türkçe'yi Sırpça kadar bilmenizin ve hakim olmanızın nedeni burada doğup büyümenizdir. Verdiğiniz bebek örneği de bunu kanıtlıyor. Bebekler ifade yeteneğini geliştirmeyi ve bu yetisinin kültürünü doğduğu yerden alıyor. Bu yüzden grammar kuralları, dil bilgisi gibi konulara hiç girmeden direkt kendini ifadeye yönleniyor. Fakat ileri ki yaşlarda dil bilgisi öğrenimi görmez ise konuşmasındaki akıcılık ve duruluk zamanla git gide azalacaktır.

    Gerçekten ana dil gibi olmuyor bir dil. Ben 27 yaşındayım ve hayatımın yaklaşık 14-15 senesi yurtdışında geçmiştir. Hatta bir kaç hafta içinde, hanımköylü olup, Almanya'ya yerleşeceğiz eşimle birlikte. İşim dolayısı ile de yurtdışından ayrı kalamıyorum. Avrupa birliğinde konferans verebilirim ama konferans salonundan çıkıp halkın arasına karıştığım zaman bilmediğim şeyler çıkar. Çünkü biri bir deyim kullanıyor ve o başka bir şey iken ben bambaşka bir şey anlıyorum, sebebi ise oranın kültürü ile büyümemem.

    Ayrıca bilgisayar üzerinden oynanan online oyunların da çok güzel katkılarının olduğunu düşünüyorum ingilizceye. Açıkcası bu yaşıma geldim hala online oyunlara düşkünüm.

    Gel gelelim bu aralar fazla oynayamıyorum.

    Aslında ingilizce dediğimiz zor bir dil değil. Sadece hani derler ya "İngiliz gibi düşün." diye, aynen ingiliz gibi düşündükten sonra sıkıntı kalmıyor.

    İyi geceler...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: IslakFasulye

    quote:

    Orijinalden alıntı: krstarica
    Merhabalar,

    Bir günde zaten 300 kelime ezberlenmez ben sadece o noktada, rakamsal bir değer belirtmek için gelişi güzel yazmıştım gelecek olursak ben dilin, doğal süreçten geçerek ancak kalıcı öğrenilebileceğinin üzerinde duruyorum hani yok mu? Hazırlık okuyarak, kursa giderek, gramere asılarak birşeyler, öğrenilsin tabi ki bu yollarda geçerli ancak bu yollar genel geçerdir yani hızlı öğrenim süreci 6 ay ise 1 sene ise, 2.sene, bilgilerin çoğu tekrarlanması halinde dahi unutulur çünkü hızla gelen hızla gitmektedir.

    Açıkçası benim ana dilim, Sırpça'dır, Türkçe'yi de eş zamanlı öğrendim aynı zamanda. Birbirinden farkı yok, 3. dilim ise, İngilizce değil aksine İbranice 4.ayımı doldurmak üzereyim ki, çok yol kat ettim orta düzeyde konuşabiliyor, filmleri kısmen %30-50 arasında anlar konumdayım. İngilizce'yi ise, üniversitede 1 sene kaliteli sağlam bir hazırlık alarak hiç de takılmadan verdim ve sonunda iyi bir ingilizcem vardı ancak bu hayatta hafızama oldukça güvenen biri olarak, uçaktan yere çakılan biri gibi aynı hızla da şu an unuttum ve inanın üst üste 2 cümle kuramam pratik zaten öğrenildiği anda da yoktu hani o dili, profesyonel bir biçimde essay ve akamedik olarak öğrenmeme rağmen akıcılıktan eser yoktu ve bu sistemin bana ters olduğunu o vakit anladım zaten eskiden beri ana dillerimden de olsa Sırpça'yı Türkiye'de doğduğum için ve büyüdüğüm için pek konuşma fırsatım olmuyordu bir yaştan sonra ve ben de son 4 senedir özellikle haberleri ve tamamen bu dil üzerinden takip etmeye karar verdim, inanın ne kadar kıyıda köşede kalmış kelimeleri temizlememe hafızama geri kazandırdığını bilemezsiniz. 4 sene önce akıcılığım ve aksanım dahi bozulma noktasındaydı. Çünkü konuşmayınca ana dil bile, gidiyor, Bosna'da yaşıyorum 9 ay neredeyse kimseyle Türkçe konuşmadım orada, tekrar Türkiye'ye geldiğimde Türkçe'de dahi 1-2 gün sıkıntı yaşadım ağzım Türkçe cümle kurmaya gitmiyordu, 1-2 sonunda düzeldim tamamen yani demem o ki bu metodu, kitap, haber, televizyon vs. tamamen doğal bir biçimde bir bebeğin öğrendiği gibi dili öğrenme yolunu seçmek en doğru yol gibi gözüküyor. Nedeni ise, bir bebek bir dili, ortalama 5-6 yaşına geldiğinde çok akıcı bir biçimde konuşabilmekte çünkü kelime haznesi bu yaşlarda o dilde 5000 kelime civarına yaklaşmakta. duyularımızı kullanmamız gerekiyor bu konuda, önce yazılanları algılayıp, hiç gramerini dahi bilmediğiniz cümlenin, cümle yapısını parçalayıp, öbekleri ayıklamalıyız, zaten fiilin 3.halini, istisna bir kalıbın, gramerin, hangi çekimin nerede nasıl kullanıldığını insan zamanla hiç gramer çalışmaksızın bebeğin öğrendiği gibi öğreniyor. Tabi ki nasıl olacak bu iş, diyelim bir cümle geldi karşınıza bu cümlenin anlamadığınız kısmını google da orada burada araştırarak soruşturarak parça parça öğrenme yoluyla. Bu şekilde öğrenildiğinde, insan o dilde cümle kurarken, ana dilinde düşünüp, daha sonra o dilde cümle çeviri yapmamasıdır. Televizyon, kitap, haber ve müzik dinleyerek duyularımı aktif bir şekilde kullanarak hafızada daha kalıcı bir yer edinmesini sağlıyorum hem de etkili öğreniyorum. Karşıma bir kalıp çıktığında, cümleden bunu birebir öğrenme şansına sahip oluyorum. Tabi bu çok meşakkatli bir yol, insanı bezdirmekte, sürekli başlarda bilmediğiniz her gramer yapısı, söz öbeği ve yapılar için internette araştırma yapmanız gerekiyor. ya da sözlükten kitaptan tarıyacaksınız nasıl oluyormuş bu diye.

    Bu yöntemin en kötü tarafı hızlı öğrenilmemesi, yani bir dili ortalama çok iyi ana dile yakın bir seviyede en az 3 sene öğrenilebilmesi eğer ki o dildeki bir ülkeye gitmezseniz. Şu an ortalama 1500 kelime biliyorum İbranice'de ancak bunların hepsi temel kelimeler ve grameri de hiç gramer kitabı kullanmaksızın büyük ölçüde mat ettim. Kulak ve anlamayıda en hızlı şekilde şarkılarla geliştirdim dinlediğim her şarkıyı dilime pelesenk eder ve text kısmından sözlerini seslerle bütünleştirerek anlamaya gayret ederim ve aynı zamanda bilmediğim yapı ve kalıpları bir deftere biriktirir daha sonra 2-3 saat PC den o kalıp ve kelimeleri tek tek araştırırım.

    Selamlar,

    Teşekkür ederim yorumunuz için.

    Açıkcası öğrenim yolları ile ilgili belli bir bilgim yok. Siz benden daha bilgilisiniz bu konuda anladığım kadarıyla.

    Türkçe'yi Sırpça kadar bilmenizin ve hakim olmanızın nedeni burada doğup büyümenizdir. Verdiğiniz bebek örneği de bunu kanıtlıyor. Bebekler ifade yeteneğini geliştirmeyi ve bu yetisinin kültürünü doğduğu yerden alıyor. Bu yüzden grammar kuralları, dil bilgisi gibi konulara hiç girmeden direkt kendini ifadeye yönleniyor. Fakat ileri ki yaşlarda dil bilgisi öğrenimi görmez ise konuşmasındaki akıcılık ve duruluk zamanla git gide azalacaktır.

    Gerçekten ana dil gibi olmuyor bir dil. Ben 27 yaşındayım ve hayatımın yaklaşık 14-15 senesi yurtdışında geçmiştir. Hatta bir kaç hafta içinde, hanımköylü olup, Almanya'ya yerleşeceğiz eşimle birlikte. İşim dolayısı ile de yurtdışından ayrı kalamıyorum. Avrupa birliğinde konferans verebilirim ama konferans salonundan çıkıp halkın arasına karıştığım zaman bilmediğim şeyler çıkar. Çünkü biri bir deyim kullanıyor ve o başka bir şey iken ben bambaşka bir şey anlıyorum, sebebi ise oranın kültürü ile büyümemem.

    Ayrıca bilgisayar üzerinden oynanan online oyunların da çok güzel katkılarının olduğunu düşünüyorum ingilizceye. Açıkcası bu yaşıma geldim hala online oyunlara düşkünüm.

    Gel gelelim bu aralar fazla oynayamıyorum.

    Aslında ingilizce dediğimiz zor bir dil değil. Sadece hani derler ya "İngiliz gibi düşün." diye, aynen ingiliz gibi düşündükten sonra sıkıntı kalmıyor.

    İyi geceler...

    Teşekkürler görüşleriniz için.

    Kesinlikle öğrenilen dilde düşünme olayına katılıyorum, İngilizce konuşulacaksa İngilizce düşünmek gerekiyor bu da en basit şekilde, pratikten ve bol bol okumaktan geçiyor, çünkü bir insan ne zaman karşındaki insanı ya da bir kitaptaki cümleyi okuduğu anda 2.kez okumadan anlıyorsa o insan artık olmuş demektir. Bu da kelimelere ve hakim olmaktan geçiyor aynı zamanda öğrenilen kelimeleri zihnine adapte etmekle alakalı, yani bir biçimsel olarak karşınızda'' ağaç'' gördüğünüzde o kelimenin Türkçe'sini değil, o öğrenmiş olunan dilde doğrudan anımsamak gerekiyor.

    Online oyunların katkısı yadsınamaz elbette, bir nevi, dizi film izlemekle eş değer. İngilizce gerçekten bana çok basit gelmekte, hiç sevemedim öğrenmeye de bu sebeple koyulmadım. Ancak gramer yapısı ve çekimlerin, dişil, eril hallerin bulunmaması çok kolaylık sağlıyor.

    Açıkçası kültür adaptasyonun en güzel ilacı merak, ve akabinde sizin ne kadar o ülkenin gündemini, haberlerini, insanları ile iletişime geçme durumunuzla alakalı. Haberleri okumak gerçekten çok faydalı gereksiz, neredeyse hiçbir kelime yok. Her alandan en hızlı şekilde insan deyim, özlü sözler ve ifadeleri kapıyor. Bir de magazin dergileri, tabi biyografi kısmı veya bir sanatçıyla yapılan söyleşi, doğrudan kişisel ifadeye girdiği için en gerekli dilsel terimleri ve kelimeleri barındırmakta.

    İyi geceler




  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.