İdeal devlet düzeni var mıdır?

quote:

Orijinalden alıntı: Anıl Torun

İdeal devlet düzeni olması biraz zor. Her insanın fikirleri farklıdır, bu fikirleri bir araya getirmek binlerce yıl alabilir. Demek istediğim şu; sen "İdeal Devlet Düzeni"ni kurarsın, ama mutlaka belli bir kesim için "İdeal" olmayan bir şeyler vardır düzeninde. Örneğin Türkiyeyi ele alalım, Kürt'ü var Laz'ı var Çerkez'i var dincisi var atayizi var beşiktaşlısı var fenerlisi var osu var busu var... Hepsinin fikirleri farklı. İlk olarak ya farklı fikirleri-ırkları veya dinleri asimile edeceksin, ya da ülkende yaşamasına izin vermeyeceksin. Ta ki tek bir fikir yumağı kalana kadar. Ondan sonrası da zor, çünkü her birey eşit değil, engellisi var psikopatı var suçlusu var iyisi var kötüsü var... Engellilere engel olan şeyleri kaldıracak, suçlulara hak ettiği cezayı verecek, iyileri de mükafatlandıracaksın. Zenginleri fakirleri doyurmaya zorlayacaksın, yanaşmazsa ülkeden süreceksin. "HİÇBİR ŞEKİLDE" israf yapmayacaksın, gerekirse sende apartmanda yaşayacaksın, 2006 model araba kullanacaksın. Milletvekillerini gerçekten millete yararlı olan kişilerden seçeceksin. Kendi çıkarına iş yapan, halkı önemsemeyen vekili derhal görevden alacaksın vb. vb. vb.

Aklımda bu konu hakkında betik yazmak vardı, unutmuşum iyi hatırlattın.

quote:

Orijinalden alıntı: @lperen

Devlet dediğimiz kurumun ortaya çıkardığı netice çoğunluğun veya güçlünün, azınlığa veya güçsüze hükmetmesi olduğundan günümüzde toplumun tümünü tatmin edebilecek ideal bir devlet düzeni yoktur. Öncelikle farklı sınıfların çıkarı her zaman birbiriyle çatışır. O yüzden heterojen özellikler taşıyan, bireylerin birbirine tamamen zıt yaşamlar sürdüğü, zengin ve fakir insanlar arasında yaşam kalitesi açısından uçurumların olduğu bir toplum düzeni her zaman adaletsizlik doğurur. Çünkü zenginin zengin kalabilmesi için fakirin emeğine, iş gücüne ihtiyacı vardır ve bu iş gücünü ucuza elde etmesi gerekir. Kapitalist devlet sistemin devamı adına fakir insanların iş gücünü çok ucuza satın alır, karşılığında da emeğiyle para kazanan bu kişilere ancak karnını doyurabilecek kadar ücret sunar. Böylece emeği karşılığında ancak kendi karnını doyurabilecek kadar para elde edebilen bireyler hiçbir zaman kendi işini kurabilecek sermayeyi biriktiremez. Bizim sınıflı toplumdan kastettiğimiz şey budur. Sınıflar arasındaki geçiş neredeyse imkansızdır. Modern kölelik düzeninin devamı bu şekilde sağlanır. Sınıfsız, eşit bireylerden (ekonomik olarak) oluşan bir toplumda (komün) ise halkın doğrudan katılım sağladığı meclisler aracılığıyla, halkın lafta değil gerçekten doğrudan demokrasi yoluyla kendini yönettiği eşit bir toplumun bütün bireylerinin tatmin olacağı bir yönetim şekli ortaya çıkabilir.