Şimdi Ara

Halksız çünkü haksız, haksız çünkü halksız...

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
2
Cevap
0
Favori
123
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Halksız çünkü haksız, haksız çünkü halksız...

    Christopher Caldwell ismini duydunuz mu? Caldwell, bütün yaz boyunca Türkiye'deydi. Türkiye'deki sivil ve askerî çevrelerle görüşmeler yaptı. Türkiye'nin nabzını yokladı. Ve Türkiye'nin nereye doğru gittiğine ilişkin edindiği izlenimleri, The New York Times'ta yayımladı.

    Derginin kapağından "bordering on what?" başlığıyla duyurulan yazının derginin içindeki başlığı "the east in the west" şeklinde değiştirilerek verilmiş. "Bordering on what?" soru cümlesinin yazıda da kastedilen tam anlamı "Türkiye nereye koşuyor?" şeklinde çevrilebilir. Derginin iç sayfalarında verilen başlığın anlamı ise çok açık: "Batı'daki Doğu".

    Son zamanlarda Batı basınında Türkiye'yle ilgili, Türkiye'nin kim ve ne olduğuna ilişkin, Türkiye'nin nereye koştuğuna dair çok dikkat çekici yazılar, yorumlar ve açıklamalar yayımlanıyor art arda.

    Batılıların zihnini meşgul eden en temel soru şu: Türkiye, laik olduğunu iddia etmesine rağmen, acaba yeniden İslâmî bir yörüngeye doğru kayar mı; İslâmî iddialara sahiplenerek Batı yörüngesinden ve kontrolünden çıkar mı? Eğer böyle bir şey olacak olursa, hâkim küresel sistemin kaderi, geleceği ne olur, nasıl bir şekil alır?

    Tüm diğer Batılı yazarların, yorumcuların ve siyasetçilerin altını çizdikleri bir nokta var: Türkiye eğer gerçekten tam anlamıyla demokratikleşecek olursa, başka bir deyişle halk iradesi siyasete, ekonomiye ve kültür hayatına tam anlamıyla yön ve çeki düzen verecek bir konuma ulaşırsa, Türkiye'deki laik sistem yara alır ve her bakımdan Batı'nın müttefiki olan, Batılıların yörüngesinden aslâ çıkmayacak laik Türkiye, İslâmîleşebilir; bu da Türkiye'nin yeni bir dünyanın kurulmasına öncülük edebilecek bambaşka mecralara sürüklenmesine, bambaşka bir yola girmesine yol açabilir.

    Caldwell de bu ana fikri ve Batılıların ana-korkularını yazısının omurgası hâline getirmiş ve aynen şöyle diyor: "Türkiye daha fazla demokratikleştikçe, daha az sekülerleşiyor. Türkiye'nin daha fazla demokratikleşmesi, bugüne kadar ülkenin yönetiminde tam anlamıyla söz sahibi olmasına izin verilmeyen orta ve daha alt sınıfların ülkenin yönetiminde söz sahibi olmaya başlamaları demektir. Bu da, laikliğin zayıflaması, İslâmî değerlerin ve geleneksel değerlerin güç kazanması, daha fazla güçlenmesi ve Türkiye'nin geleceğinin şekillenmesinde İslâm'ın daha belirleyici bir konuma yerleşmesi anlamına gelir. Bunun sadece Avrupa Birliği için değil, bütün dünyanın geleceğini belirleyebilecek çapta bir problem mi, yoksa bir imkân mı olduğu sorusu, büyük bir sorudur."

    Caldwell, yazısında Türkiye'nin Müslüman komşu ülkelerle yakınlaşma, İslâm dünyasıyla ilişkilerini daha bir derinleştirme çabalarının Batı'da dikkatle izlendiğine de dikkat çekiyor. Ve şu can alıcıyı soruyu soruyor: Türkiye'ye gerçekten güvenebilir miyiz?

    Her zaman söylediğim ve bundan sonra da yüksek sesle söylemekten bıkmayacağım şu yakıcı gerçeği tekrar hatırlatıyorum: Batılıların haksız küresel sistemlerinin ve tahakkümlerinin en temel koruyucu, kollayıcı ve meşrûlaştırıcı aktörlerinden biri, laikleşerek İslâmî iddialarını terk eden ve Türkiye'yi batılıların jandarması hâline getiren laik Türkiye'dir: Laikliği her şey hâline getirerek hiçbirşeyleştiren ve donduran, kültürel değerleri kendi elleriyle dinamitleyen; idealsiz, iddiasız, körü körüne, hatta büyük bir haz alarak Batılıların kapıkulu rolü oynamaya zorlanan bir elit yapısı ve toplum tipi, Batılıların haksız küresel tahakkümlerini kolaylaştıracak ve bu toplumun yeniden tarihî bir misyon ve rol üstlenmesini önleyecek bir elit ve toplum tipidir.

    Caldwell'in yazısında dikkat çektiği en önemli noktalarından biri de, Türkiye'nin kaderinin belirlenmesinde İslâmî değerleri, iddiaları, kaygıları şu ya da bu şekilde de olsa depreşebilecek, güçlenebilecek orta ve alt sınıfların Türkiye'nin yönetim mekanizmalarına her ne sûretle olursa olsun yaklaştırılmaması çağrısıdır.

    Bu ne demektir? Elbette ki, "toplumu aslâ işin içine girdirme yanlışlığına kalkışmayın" demektir.

    Bugüne kadar da hiçbir zaman aksi varit olmamıştır. Menderes gelmiş, topluma, toplumun temel dinamiklerine alan açmaya çalışmış ve sonuç olarak darağacını boylamıştır. 1960'ların Demirel'i "esaslı birkaç dayak yemiş" ve bir daha Büyük Türkiye lâfını ağzına almaması için ağzına zehir zemberek bir biber sürülmüştür.

    Özal gelmiş, bürokrasiye Anadolu insanı doldurmaya, devlet-millet dengesini tesis etmeye ve Karadeniz İşbirliği projesiyle küresel sisteme meydan okumaya kalkışınca esrarengiz bir şekilde tereyağından kıl çeker gibi planlanan ve uygulanan bir suikasta kurban gitmiştir.

    1908 yılından itibaren Anadolu insanının İslâmî söylemleri eksene alarak Türkiye'yi yönetmeye niyetlenen ve barbar küresel sisteme meydan okuyacak, daha âdil, daha barışçıl ve daha yaşanabilir bir dünyanın kurulmasına zemin hazırlayacak D-8 gibi küresel bir projeyi hayata geçiren Erbakan, hayat boyu siyasetten men edilmiştir.

    Küresel sistem, halkın ve halkın kültür, tarih ve medeniyet dinamiklerinin Türkiye'nin yönetilmesinde ve şekillenmesinde omurga konumuna geçmesine izin vermek istemiyor. Bizimkiler de, hâllerinden memnunlar ve rahatlarının kaçmasını ve rantlarının ellerinden göz göre göre kaçıp gitmesini istemiyorlar. Oysa halksız bir ülke, her zaman her türlü haksızlığa maruz kalmaya mahkumdur. Halksız bir ülke hiçbir yerde hakkını arayamaz, hiç bir zaman hakkını koruyamaz ve hiçbir zaman haklı olduğunu kanıtlayamaz. Halksız bir ülke her türlü haksızlığa maruz kalmaya mahkûmdur.

    Halk olmadan hak tahakkuk etmez. Hak olmadansa halk hakkını bilemez, arayamaz ve koruyamaz.

    yusuf kaplan. 28.09.2005 yenişafak gazetesi





    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi aacayip -- 28 Eylül 2005, 21:39:57 >







  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.