Şimdi Ara

Hadisler Nedir? Uydurma mıdır? (Atalarını Sorgulamadan Körü Körüne İzleyenler) (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1.571
Cevap
14
Favori
38.885
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
33 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: cadence1

    müddessir suresini hiç okudun mu ?

    sekar -----------> güneş veya güneşin bulundugu felek tir

    19 sayısı sekar ile ilintilidir .. reşad nasıl bir baglantı kurmuş anlamadım edipte öyle ..

    19 evvelce yasayan kitab verilmişlerin bildiği bir konu ... idris peygamberin devrine giden bir olayla ilgili 19 sayısı ..

    bence edip veya resad da bilerek veya bilmeyerek kuranı tahrif ediyorlar etmişler .. neden ?

    lafzın orjinal metnin degişmemesi elimizde olması ne degiştiriyor ? 19 un anlamını kaydırdın arabcadan türkçeye cevirirken anlamı kaydırıp tahrif ediyorsun orjinal metin elinde olsa nolur

    muhammed as ebu lehebin inanması için 19 mucizesini mi gösterdi ? hayır



    Her zamanın bir mucizesi vardır. Matematik tartışılamaz fiziksel gerçeklerdir. Böyle bir delile sahip olduğunuz için sevinmelisiniz, aksine inkar etmek için uğraşıyorsunuz. Ben her gün okuyorum Kuran'ı. Sakar'ın ne olduğunu Kuran açıklıyor.

    En Şefkatli, En Merhametli Tanrı'nın adıyla,
    74:26 Onu Sakar'a atacağım.
    74:27 Sakar nedir bilir misin?
    74:28 Ne artar, ne eksilir (tam ve mükemmel),

    Dipnot
    Bu surenin 30'uncu ayetindeki sayının Kuran'ın matematiksel sistemi içindeki konumu bilinmediği zamanlarda yaşamış insanlar bu ayetteki ifadeyi cehennem ateşinin betimlemesi olarak anlamışlardı. Halbuki bu suredeki haberler 1974 yılından sonra gerçekleşince bunun çok duyarlı bir matematiksel sistemi betimlediğini anlıyoruz. BaQaYa kelimesi "artmak" anlamını da içerir. Nitekim toplama işleminde artan sayı için eskiden "bakiye" kelimesi kullanılırdı. WaZaRa ise "çıkmak, çıkarmak, eksilmek" anlamlarına gelir.

    74:29 Halklar için (evrensel) bir göstergedir/ekrandır.
    74:30 Üzerinde ondokuz vardır.
    74:31 Biz ateşe bekçi olarak sadece melekleri atadık. Onların sayısını (ondokuz'u) da,
    (1) inkârcılar için bir fitne (sınav/huzursuzluk kaynağı) yaptık,
    (2) kitap verilmiş olanları ikna etsin,
    (3) gerçeği onaylayanların onayını güçlendirsin,
    (4) kitap verilmiş olanlarla gerçeği onaylayanların kuşkularını ortadan kaldırsın ve
    (5) kalplerinde hastalık olanlarla inkârcılar da, "ALLAH bu örnekle ne demek istiyor?" desinler. Böylece ALLAH dilediğini/dileyeni saptırır ve dilediğini/dileyeni de doğruya iletir. Efendinin ordularını kendisinden başkası bilmez. Bu (sayı) halklara bir mesajdır.

    Barış ile.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Şeyh-i Ekber İBN-İ ARABİ

    Reyiz bende ehli sünnet değılım galiba.Bende bir karmaşa içerisindeyim yani.

    Sadece Kuran bize yeter diyenlerden olduysan, aramıza hoş geldin. Biz sadece Tanrı'nın sünnetine(yasasına) uyanlardanız. Diğer uyduruk sünnetleri(yasaları) çöpe atarız.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Perceptron

    Modern mantığa update geldi ;

    Bi şey işine geliyorsa doğrudur.

    İşine gelmiyorsa yanlıştır.

    Bu söylediğini hadisçiler iyi yapıyor. Biz Kuran; tam, detaylı ve mükemmeldir diyoruz ve tümünü kabul ediyoruz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sunsetz -- 9 Mayıs 2017; 7:24:27 >
  • hadisler yoktur diyen akıllı arkadaşlar, Kur'an'da namazın nasıl kılınacağı ile ilgili ayetleri gösterin lütfen.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: thsndrn91

    hadisler yoktur diyen akıllı arkadaşlar, Kur'an'da namazın nasıl kılınacağı ile ilgili ayetleri gösterin lütfen.

    Böyle düşünenlerin en büyük sorunu namazdan önce, "Kuran, kişiliğimizin nasıl olması gerektiği hakkında ne diyor?" diye sormamak. Bu soruyu sormadıklarında ve sadece namaz ile ilgilendiklerinde namazı kıldıktan sonra hırsızlık yapabiliyorlar. Küfür edebiliyorlar. Kadınları taciz edebiliyorlar, kadınları sadece evde yemek yapan, bulaşık ve çamaşır yıkayan, bir de cinsel arzularını giderebildikleri köle gibi görebiliyorlar. Hakkın yanında ve mutlak gücün yanında değil de geçici gücün(dünyasal menfaatlerin) yanında olmayı seçebiliyorlar.

    Namazdan önce bu konuları düşünüp bunlar üzerinde çalışma yapmalısın ki namaz da yukarıda saydığım bir kısım kötü şeyden uzaklaşmak için yapılıyor. Tanrı'nın senin eğilip kalkmana ihtiyacı yok senin kötülükten uzaklaşmak ve Mutlak İyilik(Tanrı) ile güçlü bir bağ oluşturmak için namaza ihtiyacın var.

    Bunları düşündükten sonra namaz hakkında şuradan bilgi edinebilirsin:http://quranix.org/appendix/mesaj/6




  • Bu din dusmanlarinin fitnelerinin zehrinden, Ehli Sunnet Alimlerinin cevaplariyla sifa bulmak isteyenlere kaynak olacak link koydum. Istifade etmek nasib olur insallah....



    http://m.dinimizislam.com/detay.asp?id=775





    Alintidir;





    Ehl-i sünnet kitaplarında uydurma hadis yoktur



    Sual: Mezhepler üstü hareket eden zatlar, (Hadis uydurmak veya uydurma bir hadisi kitabına almak, ihmallik, gafillik, cahillik veya hainlikten ileri gelir) diyorlar. Şevkani, Sehavi, Aliyyülkari, Acluni, Kardavi, Elbani, Ebu Gudde gibi zatlar, kütüb-i sittedeki veya diğer hadis, tefsir ve fıkıh kitaplarında, birçok uydurma hadis tespit etmişlerdir. Bunlara nasıl cevap verilebilir?

    CEVAP

    Evet, hadis uydurmak veya uydurma bir hadisi kitabına almak, ihmallik, gafillik, cahillik veya hainlikten ileri gelir. Bu çok doğru bir tespittir; fakat uydurma bir söze, hadis demek ne kadar yanlış ve tehlikeliyse, hadis kitaplarındaki veya İslam âlimlerinin kitaplarındaki hadis-i şerifleri de inkâr etmek, o kadar yanlış ve tehlikelidir. Kıyamet alametlerini bildiren, her biri bir mucize olan hadis-i şeriflerden üçü şöyledir:

    (Kur’andan başka, delil kabul etmem diyenler çıkacak.) [Ebu Davud]



    (Hadisi bırak, Kur’ana bak diyerek beni yalanlayanlar çıkacak.) [Ebu Ya’la]



    (Sonra gelenler, önceki âlimleri cahillikle suçlayacak.) [İ.Asakir]



    Bazı kimseler, (Şevkani, Sehavi, Aliyyülkari, Acluni, Kardavi, Elbani gibi kimseler, gafil, cahil veya hain olmadıkları için, kitaplarına uydurma hadis almamışlardır. Bu hadis tenkitçilerinin kitabında bir tek uydurma hadis bulamazsınız) diyorlar. Peki hadis tenkitçileri dediğiniz kimseler, bu hadis-i şerifleri nerden aldılar? Hangi ravi ile konuşup yazdılar? Elbette Buhari, Müslim gibi hadis imamlarının kitaplarından aldılar.



    Buhari’de, Kütüb-i sittede, diğer hadis, tefsir ve fıkıh kitaplarında uydurma hadis var denirse, bu büyük zatlar, ihmallik, gafillik, cahillik veya hainlikle suçlanmış olur. O mübarek zatlara bunlar nasıl yakıştırılabilir? Şevkani, Sehavi, Aliyyülkari, Acluni, Kardavi, Elbani gibi kimseler, uydurma hadisi kitaplarına almazsa, bunlardan çok daha büyük âlimler, nasıl kitaplarına uydurma hadis alabilirler? (Hadis uyduran, Cehennemdeki yerine hazırlansın) hadis-i şerifini kitaplarına geçirdikleri halde, nasıl olur da, bu cinayeti işleyebilirler?



    Muhaddislerin, müfessirlerin ve diğer İslam âlimlerinin, Şevkani, Kardavi, Elbani ve benzerleri kadar Allah korkuları yok muydu? Cahil, gâfil veya hain mi idiler? İslam âlimi cahil olursa, kim âlim olur ki? Gafillik de öyledir. Onlar gafilse, biz nasıl müteyakkız [uyanık] oluruz? Bu büyük zatlar, nasıl töhmet altında bulundurulabilir? Sıradan bir Müslüman bile, Allah’tan korkar, uydurma bir söze hadis diyemez. Peki Resulullahın vekilleri olan, (Ümmetimin âlimleri, beni İsrail peygamberleri gibidir) diye övülen kimseler, nasıl olur da, böyle bir cinayet işleyebilirler? Nasıl olur da, böyle âlimler için, Allahü teâlâ, (Bilmiyorsanız âlimlere sorun) buyurur? Âlim, sadece mezhepsiz Şevkani, Kardavi ve Elbani gibi kimseler midir? Kütüb-i sitte sahipleri, âlim değil midir? Diğer muhaddisler, müfessirler ve fukaha âlim değil midir? Onlara bu büyük suç, nasıl isnat edilebilir?



    Hadis kitaplarında uydurma hadis olmadığı gibi, İslam âlimlerinin tefsir, fıkıh ve tasavvuf kitaplarında da uydurma hadis yoktur. Müfessir, fakih, mutasavvuf demek, hâşâ hadis ilminde cahil demek değildir! Sadece aralarında iş bölümü yapmışlardır.



    Mezhepsizler, mevdu hadisleri tanımak için bazı yollar belirlemişler, kendi akıllarına uymayan ve o kriterlere uyduramadıkları hadis-i şeriflere uydurma diyorlar. Bunlara verdikleri örnekler de, bid’at ehlinin uydurduğu, Ehl-i sünnet kaynaklarında bulunmayan, hadis âlimlerinin kitaplarına almadıkları sözler veya manasını anlayamadıkları sahih hadis-i şeriflerdir. Şimdi biri çıkıyor, (Bu hadisin ravilerinden biri fâsık veya yalancıdır, onun için hadis uydurmadır) diyor. İslam âlimleri, bunu bilmiyorlar mıydı? O ravinin fâsık olduğunu bilmiyorlar denirse, onların bilmediğini, kendileri nereden öğrenmişler? Kendilerinden birkaç asır önce yaşamış bu âlimler, ravileri tanımıyorsa, ondan sonra gelenler, o ravileri nasıl tanıyor? Hadisler yeni mi çıktı? Raviler yeni mi çıktı? Naklettiği hadislerin ravileri arasında fâsıklar ve yalancılar olduğunu bilemiyordu diyerek cahillikle suçluyorlar. Hadis-i şerifte, mucize olarak bildirildiği gibi, sonra gelenler yani kendisini âlim zanneden cahiller, önceki âlimleri suçluyorlar.



    Bir kimse, bir söz uydurup hadis dese veya sonradan uydurduğunu itiraf etse, yani bu söz hadis olma şartlarını taşımıyorsa, İslam âlimleri, zaten bunu kitaplarına almazlar. Lafzında, manasında, bozukluk olup olmadığını, Kur’an ve sünnete, akla aykırı olup olmadığını anlamak da, bizim değil, muhaddislerin, hadis ilminde müctehid olanların işidir.



    Biz, İmam-ı Gazali hazretlerinin kitabından bir hadis-i şerif alıyoruz. Mezhepsizler, (Bunun Kur'ana uygun olup olmadığına bak) diyorlar. İmam-ı Gazali hazretleri, bir hadisin Kur'an-ı kerime aykırı olduğunu bilemiyorsa, hâşâ o kadar cahilse, biz nasıl bilelim? Yahut O, (Bu hadis Kur'an-ı kerime uygundur) diyorsa, biz nasıl o hadisin zıt olabileceğini düşünelim? Bir hadis-i şerif meali şöyledir:

    (Hadisimi Kur’anla karşılaştırın. Kur’ana uyarsa o söz benimdir, uymazsa benim değildir.) [Taberani]



    Sapık veya cahil biri bir söz uydurur, buna hadis der. Ehli olan hadis âlimi de, hadis ilminin şartlarının yanı sıra onu Kur’ana arz eder. Bu işi cahiller yapamaz elbette. Bu, hadis âlimlerinin, müctehitlerin, Ehl-i sünnet âlimlerinin işidir.



    Şimdi bir hadisin uydurma olup olmadığını anlamak için, Şevkani, Kardavi, Elbani gibi mezhepsizlerin kitaplarına değil, ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında bulunup bulunmamasına bakılır. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında varsa o hadis sahihtir. Şevkani, Sehavi, Acluni gibi kimselerin, fıkıh, tefsir ve hadis kitaplarındaki hadislere mevdu [uydurma] demesiyle, o hadisler uydurma olmaz. Hâfız Iraki de, İhya’daki hadisleri incelemiş, bazılarına kaynak bulamamış, (Kaynağını bulamadım) demiş, mezhepsizler de, hemen yaygara kopararak (Bak kaynağı yok, bu uydurma hadis) diyorlar. İmam-ı Gazali hazretleri uydurma olsa, kitabına alır mı hiç? Keşifle söylenmiş hiçbir hadis-i şerif de yoktur. Evliya hadisleri keşifle söyler demek iftiradır. Kaynak verilmemesi, keşifle söylendiğini göstermez.



    Muhaddisler, bir sözün hadis olması için, birçok şartlar koymuşlardır. Bu şartlara uymayanları kitaplarına almazlar. Ayrıca, her muhaddisin koyduğu şartlar, farklı olabilir. Bu bir ictihad meselesidir. Bu âlime göre, hadis olmaması, hakikatte hadis olmadığını göstermez. Hadis usulü ilminin başka bir müctehidi de, hadisin doğru olması için aradığı şartları bu sözde bulunca, hadistir, mevdu değildir diyebilir. O halde, Şevkani’nin, “bazı tefsirlerin hadisleri mevdudur” demesiyle mevdu olmaz. Mesela Şevkani’yi, hadis usulü ilminde müctehid tanısak bile, onun kaidelerince, hadis olduğu meydana çıkmamış olursa da, mevdu hadis olduğunu hangi cesaretle söyleyebilir. Din büyüklerine karşı, böyle sözlerde bulunmanın çirkinliği meydandadır.



    Mevdu halk arasında uydurma anlamında kullanılıyorsa da, hadis ilminde müctehid olan bir âlimin, bir hadise mevdu demesi, onun ictihadına göre, hadis olma şartlarını taşımıyor demektir. Diğer bir muhaddise göre de, mevdu olması gerekmez. Bir örnek verelim:

    (İlim Çin’de de olsa alınız) hadis-i şerifi, istisnasız bütün mezhepsizlere göre uydurmadır. Halbuki hadis âlimlerinden imam-ı Deylemi, imam-ı Taberani, imam-ı Beyheki, imam-ı ibni Adiy, imam-ı ibni Abdilber gibi muhaddisler ve Hüccet-ül islam ünvanıyla meşhur olan imam-ı Gazali hazretleri sahih olduğunu bildirmektedir. Bu büyük imamların, naklettiği bu hadis-i şerife, nasıl uydurma denebilir ki? Diyelim ki bu hadis-i şerife, imam-ı Buhari mevdu dese, bu hadis uydurma olur mu? Ancak bu hadis, imam-ı Buhari’ye göre mevdu olur; fakat öteki âlimlere göre yine sahihtir.



    Mezhepsizler, bir hadise uydurma deyince, onların sözleri delil oluyor da, mezhep imamlarının, İmam-ı Gazali hazretlerinin, İmam-ı Rabbani hazretlerinin, Abdülkadir-i Geylani hazretlerinin sözü, neden delil olmuyor? Mezhepsizlerin anladığı din oluyor da, bu büyüklerin anladığı neden din olmuyor? Mezhep imamlarımızdan, hadis âlimlerinden ve diğer İslam âlimlerinden öğrendiğimiz bilgilerle, onları sorgu suale nasıl çekeriz?



    Din cahilleri, (Bir hadise, bir âlim uydurma demişse, o hadise bin âlim sahih dese de, o hadis artık, damgayı yemiştir, onunla amel etmeyi içime sindiremem) diyorlar. Bunlara soruyoruz: Siz namaz kılıyorsanız, imam arkasında Fatiha okuyor musunuz? Şafiilerin okuması farzdır, Hanefilerin de, okumaması vacibdir, okurlarsa tahrimen mekruh işlemiş olurlar. Mezhepsizler okuyoruz derlerse, Hanefi âlimlerine muhalefet etmiş olurlar, okumuyoruz diyorlarsa, o zaman Şafii âlimlerine muhalefet olur. Böyle namazı içlerine nasıl sindirebiliyorlar ki? Yahut bir kâfir, bir casus Müslüman görünüp, (Kur’anı değiştirdiler, çok âyeti çıkardılar veya eklediler) dese, şimdi bunlar, bu haine inanıp, Kur’an-ı kerimi de, içlerine sindiremeyecekler mi? Ona da mı, damgayı yemiş diyecekler? Acaba bunlar, casuslarının, yabancıların, misyonerlerin kurduğu sapık fırkaları içlerine nasıl sindiriyorlar?



    İslamiyet’i yıkmak isteyen yabancıların maksatları, İslam âlimlerine olan itimadı, güveni temelinden sarsmaktır. Yerli gafiller de, bu hainlere alet oluyorlar. Bir âlimin kitabında, bir tek uydurma hadis olsa, diğer bildirdiği hadislere nasıl itimat edilebilir, onlara da, şüphe gözüyle bakılamaz mı? Burada gaflet veya cehalet gösteren, öteki hadislerde niye göstermesin ki? İşte böylece, bütün din kitapları töhmet altına girmiş olur. Hadisler, dinde senet olmaktan çıkınca, geriye sadece Kur’an-ı kerim kalır. Onu da, istedikleri gibi tevil ederek maksatlarına rahatça ulaşabilirler. Bu sebeplerden dolayı, yabancıların ve onlara alet olan mezhepsizlerin oyununa gelmemelidir.



    Ehl-i sünnet âlimlerinin hepsi icazetlidir. Günümüzdeki gibi diplomalı değildir. İcazetli olmayanlar zaten söz konusu olmaz. İcazetli bir âlimin kitabında, uydurma hadis var denirse, icazeti veren âlime suizan olur. Lâyık olmayan kimseye icazet verdin demek olur. Bu âlimler, uydurma hadisle sahih hadisi bilmeyecek kadar cahil değillerdi. Ravilerinin durumunu bilmeden, kılı kırk yarmadan kitaplarına hadis almazlardı. Kısacası Ehl-i sünnet âlimleri, âlim oldukları için kitaplarına uydurma hadis koymazlar.



    Allahü teâlâ, bu mübarek zatlar vasıtasıyla, dinini korumuş ve yaymıştır. Bu zatlara saldırmak, onların kitaplarında uydurma hadis var demek, dinimizi yıkmaya çalışmak olur.



    Uydurma hadis iftirası

    Sual: (Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında, kaynağı yazılmamış olan hadisler, keşifle söylenmiş yani uydurmadır) diyenler var. Bu mümkün mü?


    CEVAP

    Ehl-i sünnet âliminin sözü dinde senet olduğu için, genelde hadis-i şeriflere kaynak vermezler. İcazetli âlim demek, kendisi kaynak, delil olan âlim demektir. Kitaplarına bir tek uydurma hadis yazmazlar. Keşifle söylenmiş hiçbir hadis yoktur. (Evliya hadisleri keşifle söyler) demek iftiradır. Kaynak verilmemesi, keşifle söylendiğini göstermez. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında uydurma hadis var diyenin ya aklı veya dini bozuktur. O büyük zatların kitaplarında şu sebeplerden dolayı uydurma hadis olmaz:

    1- Uydurma bir hadisi kitabına almak, ihmal, gaflet, cehalet, dalalet veya ihanetten ileri geldiğine göre, hangi İslam âlimi, ihmalkâr, gâfil, cahil, sapık ve hain olabilir? Biz dini bunlardan öğrendik. Bu âlimleri böyle suçlamak, hangi Müslümana yakışır?



    2- Ehl-i sünnet âlimlerinin böyle kötü vasıfları olsa, Allahü teâlâ onları över mi? (Bilmiyorsanız âlimlere sorun!) der mi? (Verdiğimiz örnekleri ancak âlimler anlar) ve (Allah’tan ancak âlimler korkar) buyurur mu? Allah’tan korkan insan nasıl kitabına uydurma hadis alır?



    3- Resulullah efendimiz, (Ehl-i sünnet âlimleri benim vârislerimdir) ve (Ümmetimin âlimleri, benî İsrail peygamberleri gibidir) der mi hiç? Böyle övülen âlimler kitaplarına nasıl uydurma hadis alabilir? Zerre kadar aklı ve ilmi olan, bu iftirayı nasıl yapabilir?



    4- Resulullah efendimizin, (Hadis uyduran, Cehennemdeki yerine hazırlansın) hadis-i şerifini kitaplarına alan âlimler, uydurma hadis naklederek, hiç mi Cehennemden korkmuyorlar ve bu cinayeti nasıl işleyebiliyorlar? Böyle bir iftira nasıl yapılabiliyor?



    5- Ehl-i sünnet âlimlerinin hepsi icazetlidir. İcazetli bir âlimin kitabında, uydurma hadis var denirse, icazeti veren âlime suizan olur. Bu âlimler, uydurma hadisle sahih hadisi bilmeyecek kadar cahil değillerdi. Kısacası Ehl-i sünnet âlimlerine (Uydurma hadis yazıyor) diyenlerin kendilerinin uydurma olduğu anlaşılır.



    Hadis düşmanları

    Sual: Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında uydurma hadis var diyenler kimlerdir?


    CEVAP

    Uydurma bir söze hadis demek, ne kadar yanlış ve tehlikeliyse, hadis kitaplarındaki veya İslam âlimlerinin kitaplarındaki hadisleri inkâr etmek de, o kadar yanlış ve tehlikelidir. Hadislere uydurma diyenler şunlardır:

    1- Hadisleri kaynak kabul etmeyen ve İslamiyet’i içeriden yıkmaya çalışan, yalnız Kur’an diyen zındıklar, hadislere uydurma derler.



    2- Ecdadı kötüleyenler, “Atalarının izinden gidenler” diye Müslümanları kötüleyen ve eski âlimleri bilgisizlikle suçlayan mezhepsizler, İslâm âlimlerinin kitaplarında uydurma hadis olduğunu söylerler.



    3- Usûl-i hadis ilminde müctehid olan bir âlim, bir hadisin sahih olması için lüzum gördüğü şartları taşımayan bir hadis için, mevdu yani (Benim ictihadıma göre hadis değildir) diyebilir. Seyyid Abdülhakim Arvâsî hazretleri buyuruyor ki: (Usûl-i hadis ilminde müctehid olan bir âlim, bir hadisin mevdu olduğunu ispat edince, bu ilmin bütün âlimlerinin de, mevdu demesi gerekmez, çünkü mevdu diyen müctehid, bir hadisin sahih olması için lüzum gördüğü şartları taşımayan bir hadis için, “Benim mezhebimin usulünün kaidelerine göre mevdudur” der. Yoksa “Resulullah'ın sözü değildir” demek istemez. Yani, “Hadis denilen bu sözün hadis olması, bence anlaşılmadı” demektir. Bu âlime göre, hadis olmaması, hakikatte hadis olmadığını göstermez. Hadis usulü ilminin başka bir müctehidi de, hadisin doğru olması için aradığı şartları bu sözde bulunca, “Hadistir, mevdu değildir” diyebilir. Dört mezhep arasında ayrılık bulunması, sözlerinin yanlış olacağını göstermediği gibi, hadisler için de, böyledir. Böyle şeyler, ictihad işi olduğundan, bir müctehidin mevdu demesiyle, gerçekte mevdu olması gerekmez.)



    İctihad ictihadla nakzedilemediği gibi, hadis de başka hadisle nakzedilemez. Bir müctehid, (İmam-ı a’zamın ictihadı yanlıştır, zayıftır) gibi bir şey söylemez. Söylese de, Hanefi mezhebindekiler için geçerli olmaz. Hadisler için de, durum aynıdır. Mesela Nesaî, Taberanî’deki bir hadise uydurma diyemediği gibi, Taberanî de, Nesaî’deki bir hadise mevdu demez. Dese de, sadece ona göre mevdu olur.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • m@rslan kullanıcısına yanıt
    Bana din düşmanı diyorsun attığın şeyler insanlar tarafından uydurulmuş. Kuran'dan 1 ayet göremedim.

    Ben de sana gerçek müslüman(Barışsever) olarak asıl kitap olan Kuran'dan bir şeyler atayım.

    En Şefkatli, En Merhametli Tanrı'nın ismiyle,
    68:35 Müslümanlara(Barışseverlere) suçlular gibi mi davranalım?
    68:36 Neyiniz var, ne biçim hüküm veriyorsunuz?
    68:37 Yoksa bir kitabınız var da onu mu okuyup duruyorsunuz?
    68:38 Ve içinde her dilediğinizi bulabiliyorsunuz?
    68:39 Yoksa, dilediğiniz hükmü verebileceğinize dair Diriliş Gününe kadar sürecek bir güvence mi aldınız bizden?
    68:40 Sor onlara, "Bunu kim garanti etmektedir?"
    68:41 Yoksa onların ortakları mı var? Haydi ortaklarını getirsinler, eğer doğru kimseler iseler?1
    68:42 Gün gelecek, onların iç yüzleri açığa çıkarılacak, secdeye çağrılacaklar; ancak buna güçleri yetmeyecektir.
    68:43 Gözleri düşmüş bir durumda, onları aşağılanma kaplar. Oysa onlar sağlam iken secdeye çağrılmışlardı.
    68:44 Kuran sözünü yalanlayanla Beni baş başa bırak. Onları, bilmedikleri yerden yavaş yavaş yaklaştıracağız.

    7:28 Herhangi bir kötü şey işledikleri zaman, "Atalarımızı, ecdadımızı böyle yapar bulduk; ALLAH da bize öyle emretti" derler. De ki: "ALLAH kötü bir şeyi emretmez. ALLAH hakkında nasıl olur da bilmediklerinizi söylersiniz?"
    2:170 Onlara, "ALLAH'ın indirdiğine uyun" dense, "Hayır, biz atalarımızın izlediği yolu izleriz" derler. Peki, ataları bir şey düşünemeyen ve doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı?!
    42:21 Yoksa ALLAH'ın izni olmadığı halde onlar için dini kurallar ve yasalar ortaya koyan ortakları mı var? Daha önce belirlenmiş bir karar olmasaydı onların arasında yargı verilirdi. Zalimlere acı bir azap vardır.
    9:31 Din bilginlerini, din adamlarını ve Meryem oğlu Mesih'i ALLAH'ın dışında rabler edindiler. Oysa, yalnız tek Tanrı'ya hizmet etmekle emredilmişlerdi. O'ndan başka tanrı yoktur. O, eş koştukları kimselerden de çok Yücedir.

    Kuran yeterince detaylı, mükemmel ve tamdır.

    41:3 Bilen bir topluluk için, Arapça bir Kuran olarak ayetleri açıklanmış bir kitaptır.
    11:1 A1L30R200. Öyle bir kitaptır ki, Bilge ve her şeyden Haberdar biri tarafından ayetleri sağlamlaştırılmış ve sonra da açıklanıp detaylanmıştır.
    6:97 Karanın ve denizin karanlıklarında yollarınızı bulasınız diye sizin için yıldızları yaratan O'dur. Bilen bir toplum için ayetleri detaylı olarak açıklamış bulunuyoruz.
    6:114 ALLAH'tan başka yasa koyucu mu arayayım? O ki size kitabı detaylı olarak indirmiştir. Kendilerine kitap vermiş olduklarımız onun Efendin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler. O halde kuşkulananlardan olma.
    6:119 Size ne oluyor ki, üzerinde ALLAH'ın ismi anılanlardan yemiyorsunuz? Halbuki zorunlu haller haricinde size yasaklananları detayıyla size açıklamış bulunuyor. Birçokları, bilgiye dayanmayan kişisel görüşleriyle halkı saptırıyor. Efendin sınırı aşanları en iyi bilendir.
    6:126 Bu, Efendinin dosdoğru yoludur. Öğüt alan bir toplum için ayetleri detayıyla açıklamış bulunuyoruz.
    7:52 Bilgiyle detaylandırdığımız, gerçeği onaylayan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir kitabı onlara getirdik.
    10:37 Bu Kuran, ALLAH'tan başkası tarafından düzenlenen bir kitap değildir. Ancak kendisinden öncekileri onaylayan ve yasaların (kitap) detaylı bir açıklamasıdır. Bunda kuşkunuz olmasın; evrenlerin Efendisindendir.

    2:79 Kitab'ı elleriyle yazdıktan sonra onu ucuz bir fiyata satmak için onun ALLAH'tan olduğunu söyleyenlerin vay haline. Ellerinin yazdığından dolayı vay haline onların. Kazandıklarından dolayı vay haline onların!

    30:32 Onlar ki dinlerini parçaladılar ve mezhep mezhep oldular. Her parti kendine ait (imam ve kitap) larla sevinip övünmektedir.

    43:63 İsa apaçık mucizelerle gelince demişti ki "Size bilgelik ve ayrılığa düştüğünüz konulara açıklama getirdim. ALLAH'ı dinleyiniz ve bana uyunuz."
    43:64 "ALLAH benim Efendim ve sizin de Efendinizdir, sadece O'na hizmet etmelisiniz. Dosdoğru yol budur."
    43:65 Partiler ve mezhepler aralarında tartıştılar. Acı azaptan dolayı vay zalimlerin haline.

    Hadisler Nedir?  Uydurma mıdır? (Atalarını Sorgulamadan Körü Körüne İzleyenler)
    Hadisler Nedir?  Uydurma mıdır? (Atalarını Sorgulamadan Körü Körüne İzleyenler)Hadisler Nedir?  Uydurma mıdır? (Atalarını Sorgulamadan Körü Körüne İzleyenler)Hadisler Nedir?  Uydurma mıdır? (Atalarını Sorgulamadan Körü Körüne İzleyenler)




  • yav bırak ayak bacak yapma bana. soruma yanıt ver.
  • Bir ayeti kendi kafaniza gore yorumlarsaniz tabii ki de baska yollara cikarsin.(Tefsir nedir? diye arastir)



    Bir ayeti "ayet" denilme surecinde nelere gore ayrilidigi hakkinda bilgin olsugunu sanmiyorum.(Fikih nedir? diye arastir)



    Senle konusmaya calissam bilgisizligin yazilara vurdugu gibi hic birini sen kendin arastirmamis ve baskalarin sacma bir anlam cikarmasindan -sanki senin beynin yok sozde kendince SORGULUYORSUN- yola cikmissin.





    Hayvanlarda disarda bi oraya bi buraya BASI BOS dolasiyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: -gLorieuX

    Bir ayeti kendi kafaniza gore yorumlarsaniz tabii ki de baska yollara cikarsin.(Tefsir nedir? diye arastir)



    Bir ayeti "ayet" denilme surecinde nelere gore ayrilidigi hakkinda bilgin olsugunu sanmiyorum.(Fikih nedir? diye arastir)



    Senle konusmaya calissam bilgisizligin yazilara vurdugu gibi hic birini sen kendin arastirmamis ve baskalarin sacma bir anlam cikarmasindan -sanki senin beynin yok sozde kendince SORGULUYORSUN- yola cikmissin.





    Hayvanlarda disarda bi oraya bi buraya BASI BOS dolasiyor.





    Dene bakalım. Öyle hakaret etmekle olmuyor bu işler.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: thsndrn91

    yav bırak ayak bacak yapma bana. soruma yanıt ver.

    Attığım linki göremedin sanırım?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: foggof62


    quote:

    Orijinalden alıntı: -gLorieuX

    Bir ayeti kendi kafaniza gore yorumlarsaniz tabii ki de baska yollara cikarsin.(Tefsir nedir? diye arastir)



    Bir ayeti "ayet" denilme surecinde nelere gore ayrilidigi hakkinda bilgin olsugunu sanmiyorum.(Fikih nedir? diye arastir)



    Senle konusmaya calissam bilgisizligin yazilara vurdugu gibi hic birini sen kendin arastirmamis ve baskalarin sacma bir anlam cikarmasindan -sanki senin beynin yok sozde kendince SORGULUYORSUN- yola cikmissin.





    Hayvanlarda disarda bi oraya bi buraya BASI BOS dolasiyor.





    Dene bakalım. Öyle hakaret etmekle olmuyor bu işler.

    Bak senin gibi insanlar sondaki cumleden neler cikardi.

    Iste SORGULAMAninda akla mantiga gore bi yeri var.

    Senin gibi insanlar bilgisizce arastirmadan baskalarinin fikirlerini benimselerse bundan bu sonucu da cikarir.



    Cidden sazanlar bile senin gibi yeme boyle atlamiyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • okudum kardeş. Iftitah tekbiri, kıyam, kıraat, rükû, sücût, kade-i âhit. bu namaz hareketleri hangi ayetlerde gösteriliyor bana bunun cevabını ver.
  • Namaz kılan bir adamın önünden eşek, kara köpek ve kadın geçerse namazı bozulur” (Buhari 8/102; Hanbel 4/86).

    “Zina yapan evlilerin taşlanarak öldürülmesini emreden ayet, Ayşe`nin döşeğinin altındaki sahifede yazılı bulunuyordu. Peygamber ölünce Ayşe onun defin işlemleriyle meşgul iken, evin açık kapısından içeri giren bir keçi o sahifeyi yedi ve böylece taşlama cezası Kuran`dan çıktı; ama hükmü devam ediyor” (İbni Mace 36/1944; Hanbel 3/61; 5/131, 132, 183; 6/269).

    “Keçinin yemesi sonucu Kuran`dan çıkan taşlama ayetini Ömer Kuran`a tekrar sokmak istedi; ancak halkın dedikodusundan korktuğu için cesaret edemedi” (Buhari 53/5; 54/9; 83/3; 93/21; Muslim, Hudud 8/1431; Ebu Davut 41/1; Itkan 2/34).

    “Bir grup maymun zina yapan bir maymunu yakalamış ve taşlama cezasını uyguluyorlardı. Onları bu haklı işte desteklemek için ben de taş atarak yardım ettim” (Buhari 63/27). (şaka gibi zina yapan maymun. evlenmemiş terbiyesizler)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bu hadislere uydurma diyen çarpılır

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: -gLorieuX


    quote:

    Orijinalden alıntı: foggof62


    quote:

    Orijinalden alıntı: -gLorieuX

    Bir ayeti kendi kafaniza gore yorumlarsaniz tabii ki de baska yollara cikarsin.(Tefsir nedir? diye arastir)



    Bir ayeti "ayet" denilme surecinde nelere gore ayrilidigi hakkinda bilgin olsugunu sanmiyorum.(Fikih nedir? diye arastir)



    Senle konusmaya calissam bilgisizligin yazilara vurdugu gibi hic birini sen kendin arastirmamis ve baskalarin sacma bir anlam cikarmasindan -sanki senin beynin yok sozde kendince SORGULUYORSUN- yola cikmissin.





    Hayvanlarda disarda bi oraya bi buraya BASI BOS dolasiyor.





    Dene bakalım. Öyle hakaret etmekle olmuyor bu işler.

    Bak senin gibi insanlar sondaki cumleden neler cikardi.

    Iste SORGULAMAninda akla mantiga gore bi yeri var.

    Senin gibi insanlar bilgisizce arastirmadan baskalarinin fikirlerini benimselerse bundan bu sonucu da cikarir.



    Cidden sazanlar bile senin gibi yeme boyle atlamiyor.

    Matematiksel mucizeyi biliyor musun sen? Atatürk'ün hayatında ve elindeki düz kemik sayısında bile bulunan. Yoruma dayalı bir şeyler söyleyip gidiyorsun, beni tanımıyorsun çünkü ne kadar zamandır araştırdığımı, sorguladığımı bilmiyorsun.

    Sana 1 soru; Kuran'a göre Tanrı'nın tekliğine(Tevhid) şehadet nasıl yapılır?




  • Peygamber hiç bir vakit ayak üstünde işemedi” (Hanbel 4/196; 6/136, 192, 213).

    “Peygamberin ayak üstünde işediğini gördüm” (Buhari 4/60, 62; Hanbel 4/246; 5/382, 394

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: WILDBOYS

    Namaz kılan bir adamın önünden eşek, kara köpek ve kadın geçerse namazı bozulur” (Buhari 8/102; Hanbel 4/86).

    “Zina yapan evlilerin taşlanarak öldürülmesini emreden ayet, Ayşe`nin döşeğinin altındaki sahifede yazılı bulunuyordu. Peygamber ölünce Ayşe onun defin işlemleriyle meşgul iken, evin açık kapısından içeri giren bir keçi o sahifeyi yedi ve böylece taşlama cezası Kuran`dan çıktı; ama hükmü devam ediyor” (İbni Mace 36/1944; Hanbel 3/61; 5/131, 132, 183; 6/269).

    “Keçinin yemesi sonucu Kuran`dan çıkan taşlama ayetini Ömer Kuran`a tekrar sokmak istedi; ancak halkın dedikodusundan korktuğu için cesaret edemedi” (Buhari 53/5; 54/9; 83/3; 93/21; Muslim, Hudud 8/1431; Ebu Davut 41/1; Itkan 2/34).

    “Bir grup maymun zina yapan bir maymunu yakalamış ve taşlama cezasını uyguluyorlardı. Onları bu haklı işte desteklemek için ben de taş atarak yardım ettim” (Buhari 63/27). (şaka gibi zina yapan maymun. evlenmemiş terbiyesizler)

    Hadisçiler bunları iyi okusun. Gittikleri yolu iyi görsün.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: thsndrn91

    okudum kardeş. Iftitah tekbiri, kıyam, kıraat, rükû, sücût, kade-i âhit. bu namaz hareketleri hangi ayetlerde gösteriliyor bana bunun cevabını ver.

    Yazdıkların Kuran'da yazmıyorsa o halde yoktur demektir.(Örn. Iftitah tekbiri, Elimizi nereye koyalım, ayağımızı ne kadar açalım, secdede kolumuzu yere yapıştıralım mı vs. gibi saçmalıklar)
    Sen bunların olduğuna dair Kuran'dan kanıt getirebilir misin? Ayrıca çok önemli olan şu videoyu izle cevabını alacaksın.





  • Kuranda herşey yazmaz zaten. Eğer yazsaydı kalınlığı 1 metre falan olurdu. Kuranda yazmayanlar peygamber efendimiz tarafından bugünlere hadisler aracılığıyla gelmiştir. Ve hala soruma cevap gelmedi.

    Edit:
    http://imgz.star.com.tr/imgsdisk/2014/10/21/211020141147464836080_3.jpg

    bunların Kuranda hangi ayette yazdığını göster bana.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi thsndrn91 -- 9 Mayıs 2017; 9:16:56 >
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.