Şimdi Ara

Grand C4 Picasso (2007-2013) İlk sürüş izlenimi.. (42. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
10.686
Cevap
119
Favori
823.033
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
9 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 4041424344
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Merhaba Arkadaşlar,
    Grand picassomda arka koltuk havalandırma ızgaralarından sıcak hava gelmediği sadece soğuk hava üflemenin mümkün olduğunu okudum el kitabından ancak bana pek mantıklı gelmedi. Kendim test ettiğimdede fazla birsey anlamadım ılık gibi bir hava sirkülasyonu hissettim. Bu konudaki cevaplarınızı bekliyorum.
    Teşekkürler.
  • Merhabalar,

    quote:

    Yaptırabılıyorsanız artı 2 yıllık ek garantıyı yaptırın. Bu arada 2 yıllık extra garantıyı yaptıran varmı. Parca fıyatları pahalı oldugundan yaptırmak ve herhangı bır arızda kafanın rahat olması şart.


    Ben arabamı aldıktan 2 ay sonra garantimi 2 yıl uzattırdım. Eğer arabanızı minimum 4 sene kullanmaya niyetliyseniz kesinlikle yaptırmak faydalı diye düşünüyorum. Bu 2 sene uzatma ücreti de diğer markalara göre hesaplı sayılır. Garantim Haziran'da bitti. Arızalı bagaj kilidi bu tarihten sonra uzatılmış garanti kapsamında sıkıntısızca değiştirildi.


    quote:

    Merhaba Arkadaşlar,
    Grand picassomda arka koltuk havalandırma ızgaralarından sıcak hava gelmediği sadece soğuk hava üflemenin mümkün olduğunu okudum el kitabından ancak bana pek mantıklı gelmedi. Kendim test ettiğimdede fazla birsey anlamadım ılık gibi bir hava sirkülasyonu hissettim. Bu konudaki cevaplarınızı bekliyorum.
    Teşekkürler.




    Arka havalandırma ızgaralarından da sıcak hava geldiğini bizzat denediğim için kesinlikle söyleyebilirm. Bu konuyla ilgili bir iki şey daha önce yabancı forumlarda ben de okumuştum. Ancak eğer ön ızgaralardan sıcak hava gelmeye başladıysa arkadan da sıcak hava geliyor. Bununla ilgili tereddütünüz olmasın.




  • Dizel + otomatik + 1.6 motor + buyuk bagaj ozellikleri ülkemizde çok cok az sayıda aracta mevcut.
    Benzer araçlar olarak Verso, CMax, AlteaXL, Qashqai ve Scenic gosterilebilir, ancak hicbiri Picasso'nun yukarıdaki niteliklerinin tamamını taşımıyor.

    SUV, MPV gibi tanımlamalara çok takılmazsak, Picasso'ya en yakın alternatifin Peugeot3008 olduğu söylenebilir.


    quote:

    "(...) Bırde ben grand pikassoya alternatıf olabilecek bir arac bulamadım. Bır ford cmax var başkada yok galıba. "
  • Peugeot 3008 picassoya göre oldukca küçük bir araç. Hem yolcu kabini hem de bagaj bağlamında.

    Ülkemize yeni gelecek olan peugeot 5800 -tahmin ediyorum grand picasso ile aynı alt yapıyı kullanıyor- bence grand picassonun alternatifi olmaya adaydır.
  • Verso, CMax, AlteaXL, Qashqai ve Scenic dışında, Picasso'ya alternatif olabilecek üç arac daha eklenebilir listeye: Opel Zafira, VW Touran, ve SMax.

    Çeşitli kriterler açısından bakacak olursak; otomatik vites isterseniz Verso, Scenic ve CMax eleniyor.
    Otomatik vites+1.6 motor istiyorsanız, Qashqai, AlteaXL, SMax ve Zafira da eleniyor.
    Geriye VW Touran, Peugeot 3008 ve Picasso kalıyor.
    Touran dizel değil (ancak benzinli tsi motoru ile oldukça düşük tüketim ve yüksek performans değerlerine sahip.)
    3008 de Picasso kadar geniş değil; arka koltukları sedanlar gibi, 2 kişi için uygun.

    Test sürüşü sırasında hissedilenler ve cari fiyatlar/kampanyalar da tercih yapmakta belirleyici elbette, ama nihayetinde burası genelde Picasso sahiplerinin yazdığı bir forum ve bu kriterler dikkate alındığında en iyi araç Picasso olarak görünüyor :)
  • konunuzu bir süre rahatsız edeceğim ama bir duyuru yapmak istiyorum:

    otomobil genel bölümüne girmeyen kullanıcılar için duyurumu yapmak istiyorum.
    http://forum.donanimhaber.com/m_36922111/mpage_1/fromTicket_/key_//tm.htm
    eğer ki yukarıdaki linke bakarsanız akaryakıt zamlarına karşı yapılan bir protestoyu görürsünüz.
    desteklerinizi esirgemezseniz sevinirim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: multimode

    Verso, CMax, AlteaXL, Qashqai ve Scenic dışında, Picasso'ya alternatif olabilecek üç arac daha eklenebilir listeye: Opel Zafira, VW Touran, ve SMax.

    Çeşitli kriterler açısından bakacak olursak; otomatik vites isterseniz Verso, Scenic ve CMax eleniyor.
    Otomatik vites+1.6 motor istiyorsanız, Qashqai, AlteaXL, SMax ve Zafira da eleniyor.
    Geriye VW Touran, Peugeot 3008 ve Picasso kalıyor.
    Touran dizel değil (ancak benzinli tsi motoru ile oldukça düşük tüketim ve yüksek performans değerlerine sahip.)
    3008 de Picasso kadar geniş değil; arka koltukları sedanlar gibi, 2 kişi için uygun.

    Test sürüşü sırasında hissedilenler ve cari fiyatlar/kampanyalar da tercih yapmakta belirleyici elbette, ama nihayetinde burası genelde Picasso sahiplerinin yazdığı bir forum ve bu kriterler dikkate alındığında en iyi araç Picasso olarak görünüyor :)



    Dedıgınız gibi hakıkatten alternatıfı az bır model. Üstelık 25 sene ve 20 kusur arabadan sonra cıtroen markasına bazen tereddutle bakmama ragmen
    bende picassoya karar vermıştim. Tabı buna cam tavan, kapanan ve gerı vıteste yere yönelen ve görüşü sağlayan aynalar, v.s v.s

    Pejo da 5008 katologu geldı ama duz vıtes. Tip olarak Picasoya yakın. Otomatıgı varmı bılmıyorum.

    Bugun 730 km ile dopoyu doldurdum. 57 lıtre mazot aldı. Demek 800 km yapacaktı.
    Birde hızlanmalarda Otomatıkten manuele alıp vıtes kucultup hızlanma yapınca sürüşte oldukca keyıflı bır hızlanma oluyor.




  • Herkese selamlar...

    Ben bir 2006 model Ford Focus C-Max TDCI Ghia kullanıcısı olarak artık aracımı yeni bir araçla değişmeye karar verdim. Bu süreç içinde uzun süredir aklımda olan Grand C4 Picasso aklımı çeliyor. Fakat bu araç konusunda hep tereddütlerim oldu. Belki Citroen markasına tereddütlerim olduğundan... Yüzeysel ve sadece görsel olarak incelemelerimde gördüğüm kadarıyla araç baya geniş konforlu rahat ve teknolojik diyebilirim sanırım. Ama iş sadece bunlarla bitmiyor. Zaman geçtikçe plastik sesi trim sesleri süspansiyon sesi yapar mı? otomatikleştirilmiş 6 ileri vites her hangi bir problem çıkarır mı? Kapılar büyük olduğundan esnemelerde gacırdar mı? Son olarak bir de kronik bir sorunu var mıdır ?

    Çok fazla soru sordum belki ama bedavaya alınmıyor bu meretler. Bilen kişilere sorup öyle karar vermek lazım.
    Bir de ben sıfır almayı değil 2nci el az kullanılmış bir araç almayı düşünüyorum umarım bu da bir sorun yaratmaz.

    Bu arada sayın EGELİEFE arkadaşımız da C-max den bu raca terfi etmiş kendisinin de bilgilerini alabilirsem en net yanıtı kendisi verebilir diye düşünüyorum.

    İyi günler, kazasız belasız sürüşler dilerim... BURAK AKYÜZ




  • quote:

    Orijinalden alıntı: pegasuss

    Herkese selamlar...

    Ben bir 2006 model Ford Focus C-Max TDCI Ghia kullanıcısı olarak artık aracımı yeni bir araçla değişmeye karar verdim. Bu süreç içinde uzun süredir aklımda olan Grand C4 Picasso aklımı çeliyor. Fakat bu araç konusunda hep tereddütlerim oldu. Belki Citroen markasına tereddütlerim olduğundan... Yüzeysel ve sadece görsel olarak incelemelerimde gördüğüm kadarıyla araç baya geniş konforlu rahat ve teknolojik diyebilirim sanırım. Ama iş sadece bunlarla bitmiyor. Zaman geçtikçe plastik sesi trim sesleri süspansiyon sesi yapar mı? otomatikleştirilmiş 6 ileri vites her hangi bir problem çıkarır mı? Kapılar büyük olduğundan esnemelerde gacırdar mı? Son olarak bir de kronik bir sorunu var mıdır ?

    Çok fazla soru sordum belki ama bedavaya alınmıyor bu meretler. Bilen kişilere sorup öyle karar vermek lazım.
    Bir de ben sıfır almayı değil 2nci el az kullanılmış bir araç almayı düşünüyorum umarım bu da bir sorun yaratmaz.

    Bu arada sayın EGELİEFE arkadaşımız da C-max den bu raca terfi etmiş kendisinin de bilgilerini alabilirsem en net yanıtı kendisi verebilir diye düşünüyorum.

    İyi günler, kazasız belasız sürüşler dilerim... BURAK AKYÜZ



    Burak Bey, sorduğunuz soruların cevapları bu konunun içinde onlarca kez konuşuldu ve cevaplandı. Eğer konunun tamamını dikkatle okursanız cevaplarını da bulursunuz. Sizden ricam biraz araştırmacı olmanızdır.
    Aracınızı 2.nci el alacaksanız yetkili bir Citroen bakım ünitesinde iyice kontrol ettirin. Başkasının kullanma hatalarını sonradan Picasso'ya mal etmekten kurtulmuş olursunuz.
    Esen kalın..




  • Merhabalar,
    Bu kalorifer fan olayını yine kurcalayacağım, gerçi yukarda Altugkıral arkadaşımız sağolsun soruma makul bir cevap vermiş ama benim sorunum havalandırma kanallarından gelen havanın yetersiz olması.
    Manuel kullanımda fanı sonuna kadar açıyorum(pervane ikonu komple siyah) ve sadece orta konsol ünitelerine (yani direkt olarak sürücü ve öndeki yolcuya yönlendiriyorum, arka kolondakiler kapalı)yoğun bir uğultu olmasına rağmen fan kanalına 20 cm mesafede bile üflemeyi hissetmek mümkün değil.Isıyı 28 e kadar çıkarmama rağmen Özellikle sabah soğuk havada uzun süre arabanın içi ısınmıyor. Geri viteste veya dışardan hava girişini kapatınca hava akımında hissedilir bir artış oluyor.
    Yazın klima kullanımı daha performanslı, böyle bir sorunum yoktu.
    Sizce bu durum normalmi, yoksa arabada bir arızamı var.
    Daha öncede yazmıştım , kalorifer kontrol düğmeleri hiç ergonomik değil ve sürüş sırasında kullanmak tehlikeli olabiliyor. Avuç içi kadar bir yere 12 adet kontrol düğmesi tıkıştırmak kimin aklına gelmişse...
    Umarım yeni versiyonunda düzeltirler.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: gharova

    Merhabalar,
    Bu kalorifer fan olayını yine kurcalayacağım, gerçi yukarda Altugkıral arkadaşımız sağolsun soruma makul bir cevap vermiş ama benim sorunum havalandırma kanallarından gelen havanın yetersiz olması.
    Manuel kullanımda fanı sonuna kadar açıyorum(pervane ikonu komple siyah) ve sadece orta konsol ünitelerine (yani direkt olarak sürücü ve öndeki yolcuya yönlendiriyorum, arka kolondakiler kapalı)yoğun bir uğultu olmasına rağmen fan kanalına 20 cm mesafede bile üflemeyi hissetmek mümkün değil.Isıyı 28 e kadar çıkarmama rağmen Özellikle sabah soğuk havada uzun süre arabanın içi ısınmıyor. Geri viteste veya dışardan hava girişini kapatınca hava akımında hissedilir bir artış oluyor.
    Yazın klima kullanımı daha performanslı, böyle bir sorunum yoktu.
    Sizce bu durum normalmi, yoksa arabada bir arızamı var.
    Daha öncede yazmıştım , kalorifer kontrol düğmeleri hiç ergonomik değil ve sürüş sırasında kullanmak tehlikeli olabiliyor. Avuç içi kadar bir yere 12 adet kontrol düğmesi tıkıştırmak kimin aklına gelmişse...
    Umarım yeni versiyonunda düzeltirler.




    İçeriye emilen havanın geçtiği filitrelerden biri tıkalı gibi geliyor bana. Örneğin polen filitresi olabilir.. Serviste bunu 10 dk da hallederler. Merak etmeyin...





  • quote:

    Orijinalden alıntı: pegasuss

    Herkese selamlar...

    Ben bir 2006 model Ford Focus C-Max TDCI Ghia kullanıcısı olarak artık aracımı yeni bir araçla değişmeye karar verdim. Bu süreç içinde uzun süredir aklımda olan Grand C4 Picasso aklımı çeliyor. Fakat bu araç konusunda hep tereddütlerim oldu. Belki Citroen markasına tereddütlerim olduğundan... Yüzeysel ve sadece görsel olarak incelemelerimde gördüğüm kadarıyla araç baya geniş konforlu rahat ve teknolojik diyebilirim sanırım. Ama iş sadece bunlarla bitmiyor. Zaman geçtikçe plastik sesi trim sesleri süspansiyon sesi yapar mı? otomatikleştirilmiş 6 ileri vites her hangi bir problem çıkarır mı? Kapılar büyük olduğundan esnemelerde gacırdar mı? Son olarak bir de kronik bir sorunu var mıdır ?

    Çok fazla soru sordum belki ama bedavaya alınmıyor bu meretler. Bilen kişilere sorup öyle karar vermek lazım.
    Bir de ben sıfır almayı değil 2nci el az kullanılmış bir araç almayı düşünüyorum umarım bu da bir sorun yaratmaz.

    Bu arada sayın EGELİEFE arkadaşımız da C-max den bu raca terfi etmiş kendisinin de bilgilerini alabilirsem en net yanıtı kendisi verebilir diye düşünüyorum.

    İyi günler, kazasız belasız sürüşler dilerim... BURAK AKYÜZ

    Benım aracım 11000 km ye geldı. Cıtroene tereddütle bakıyorum ama şikayet varda dıger araba şikayetlerını okuyunca halımıze şükretmıyor değilim.
    Gercı halımızdede bırşey yok. Ufak tefek stokta bazen parcada hazırlıksız , stoksuz yakalandıklarında parcanın yurt dışından gelme süresi can sıkıyor.
    Ama dedıgım gıbı aracın özellıklerı ve konforu tum bunları sorun cözülünce tatlı bır mutluluga bırakıyor., Ayrıca şikayetvar.com da cıtroenın şikayetlerı cözme yönndekı gayret ve cözme süresı hakıkaten hızlı . Şikayetse sonuna kadar gıderım. Memnınıyet konusunda ıse mennunsam onu da söylerım.
    Bence picassonun tıp olarak ferahlık olarak rakıbı grand voyager. Oburlerı steyşin araba gibi ,Pikasso farklı bır konsept.

    Arkadaşlar cıtroen mı aldın dıye araca tereddütle bakarken içerı oturduklarında Vay bey kocaman arac. İyiymiş deyıp hayranlıklarını dıle getırmeden yapamıyorlar.
    Aracta ses yok. Kavıslerde yay gıbı yaylanıyor. Yanlız yoldakı asfalt catlakları gıbı ufak delıklerde bıraz sert suspansıyonmuş gibi gelıyor ama normal gıbı.
    Aracın deposunu sonuda kadar doldurmaya calıştım. Yol bılgısayarı 1000 km gidersın dedı. Şehır ıcı kullanımda 750 km yapıyordu . Ama sonuna kadar doldurunca 850 km yapacak gibi gelıyor. Garantı konusunda kı tavsıyem parca pahalı oldugundan artı ıkı yıllık daha garantıyı uzatmak yönunde olacaktır.

    Bırde ikincı elde değer kaybedıyor denıyor. Değer kaybetmeyen bır araba yok. 2009 model pikassoyu 45000 tl den aşagı bulmak mumkun değil.
    55000 e satılıyorda ıkıncı elde 2010 2009 model 30000 e mı düşüyor.
    Bence cıtroen son 2 -3 yılda getırdıklerı modellerle epey yakışıklı modellere sahıp oldular. Umarım bunu piyasada pazar payını arttırma yönunde kullanırlar.
    Bır ara öncekı yazımdada belırttım. Tuşlar ustundekı kaplamalar kalktı. Kafam bozuldu satayım dedım.
    Ancak mantık olarak 1.6 dızel otomatık 800 km yapacak buyuk ferah bır araba alternatıfı bulamadım.
    Nıssan xtraıl, frelander 2 kıa gıbı jeplere cıktıgındada 2.0 motor da vergısı artıyor. Hemde dızel olsalarda 500 km yol gıdıyorlar .
    30.000 fark verıp aracı değiştirmektense o farkla 2 aracı 2003 raw 4 aldım.

    Pikassocu arkadaşlar muhakkak denemıştır. Hızlanmak ıstedıgımde mesela A3 teyken M ye alıyorum arac 3 vıteste hızlandıgında tekrar otomatıge alıyorum böylece kısa sürede hızlanmak ıstedıgımde o işi kolayca halledıyorum.
    6 ilerı vıtes gayet başarılı . Aracı rahatlatıyorda sayılır. öNCELRI 1 DE 2 ye 3 e gercerken manuel vıteste kı vıtes gecışlerındekı gıbı gecışlerde bır şey hıssedıyorsunuz. Şimdi aklıma bıle gelmıyor. Bırde 110 bg olan arac chıp taktırılıp 140 bg cıkıyormuş. Ama gerek varmı bılmıyorum.
    Bu uygulamaya yaptıran arkadaş varsa daha ıyı yorumda bulunabılır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sbuyukkilic -- 17 Ocak 2010; 9:04:00 >




  • Herkese merhabalar,
    Grand Picasso’da isofixli çocuk koltugu kullananlara bir sorum olacak.
    Bildiginiz üzere, isofixli koltuklarda koltugun üstünde bir sabitleme kayışı var.
    Cocuk koltugunu aldıgım yerde, bu kayışı bagajda -fenerin bulundugu bölümün altındaki- bir kancaya taktılar, ancak bildigim kadarıyla bu kanca bagaj filesi icin kullanılıyor.
    Isofixli koltuklarda üst kayışın nereye takılması gerektigini bilen var mı?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cez

    Herkese mutlu sağlıklı başarılı seneler diliyorum. Maxpayne bir sorum olucak dı. Aquapel performansı ile ilgili; kaç km den sonra su kendiliğinden camdan akıyor. Yani silecekleri ne zaman kapatıyorsunuz ortalama.



    quote:

    Orijinalden alıntı: maxpayne1975


    quote:

    Orijinalden alıntı: clankquee

    Arakadaşlar iyi günler,
    Yağmur kaydırıcılarla ilgili vermiş olduğunuz bilgiler dolayısıyla sizlere teşekkür ederim.Özellikle tecrübe ettiğiniz markanın ismini vermeniz çok iyi olmuş bende aquapel markasından alıp uygulayacağım.Uygulama sanırım kuru zemine sür ve kurut tarzında bir işlemdir.
    Motoru stop etmeyle ilgili bir not; sürücü tarafındaki ön cam güneşliğinin üzerindeki bir stickerdada yazıyor benim arabamda.



    PPG Aquapel diğer ürünlerden daha pahalı anca parasını hakediyor, dediğim gibi 6 ay önce sürmeme rağmen etkili. Auqapel parmak şeklinde plastik bir aplikatörle geliyor, aplikatörün kanatçıklarını kırdığınız zaman sıvı üstündeki süngere bulaşıyor, önce aşağı ve yukarı hareketlerle, sonra sağ-sol hareketle (diğer ürünlerin aksine dairesel değil) sürmek gerekiyor. Elbette camların tertemiz olması gerekiyor. Ayrıca, cam suyu olarak da sabun, temizleyici katkı vs kullanmamak gerekiyor, aksi takdirde kaydıcılığı azaltıyor, sadece su yeterli.

    Youtube da Aquapel testlerini ve detaylı uygulamasını görebilirsiniz.

    Ben aracı aldığımda güneşliğin üzerinde böyle bir sticker yoktu, herhalde daha sonra bu uyarıyı yapmaya karar vermişler diye düşünüyorum. ?






    Değerli Cez Arkadaşım,

    Geç gelen cevap için kusura bakma. Soruyu çok iyi anlayamadım ama şun söyleyeyim. Aquapel uyguladıktan hemen sonra ürün kendisini gösteriyor yani cam su tutmuyor. Su tutmadığı için de silecekleri 50 km üstünde gerçek anlamda hiç çalıştırmıyorum, yağmur camdan yukarı çıkıyor belli bir hızdan sonra. Düşük hızlarda da hemen aşağı aktığı için camda su durmuyor ve görüşü engellemiyor. Düşük hızlarda ise çok nadiren çalıştırıyorum. Böylece silecek ömrü de uzuyor.

    Umarım yardımcı olabilmişimdir.




  • Herkese Merhabalar,

    Ben de aranıza katılayım dedim. 2 yıldır C4 Picasso (5 kişilik) sahibiyim. 2008'in başında sıfır olarak almıştım. Öncelikle nasıl buna karar verdiğimin hikayesini anlatayım, sürüş deneyimlerimi başka mesajlarda aktarırım.

    Önceki aracım 1999 model Hyundai Elantra 1.6 116 HP idi. Bilenler için söylüyorum, Elantra'nın sondan bir önceki kasasıydı. Aracımdan çok ama çok memnundum. Performansı muhteşemdi. İç mekanı çok ama çok ferahtı. Bagaj kapasitesi, benim gibi bagaj manyağı birini bile tatmin ediyordu. Her neyse, benzinli olduğu için ve o aralar biraz fazla yol yapmaya başladığımız için (ayda 4 depo benzin aldığımı hatırlıyorum) dizel araba almaya karar verdik. Ancak birgün aşırı yoğun bir trafikte sol bacağım debriyaja bas-bıraklardan ağrımaya başladığında demiştim ki, "bir sonraki arabam kesinlikle manuel olmayacak!" Tam otomatik de istemiyordum, tiptronik tarzı birşey olmalıydı, yani istediğimde manuele geçebilmeliydi. İkinci el araçlara güvenemediğimden, sıfır almaya yöneldim.

    O dönem, hem dizel hem tiptronik, hem de büyük bir araba isteyince pek bir alternatif kalmıyordu geriye. Toyota Corolla ve Citroen C4. Aslında C4 benim için alternatif bile değildi, çünkü çok da yakından incelememiş olmama rağmen özellikle arka koltuk diz mesafesinin kötü olduğunu ve bagajının küçük olduğunu biliyordum. Ancak eşim "bence gidip bir bak, belki düşündüğün kadar küçük değildir" dedi. Bunun üzerine bir Citroen bayiine gidip inceledim. Tahmin ettiğim gibiydi, arka koltuk diz mesafesi (ön koltuğu kendime göre ayarladığımda -bu arada boyum 1.74-) hiç yeterli değildi. Bagaj tahmin ettiğim gibi küçüktü. En önemlisi de iç döşemede kullanılan plastik malzemeler ve işçilik çok kötüydü. Nedense bana çok uyduruk geldi. C4 sahipleri alınmasınlar.

    Derken, başımı pek o tarafa çevirmek istemediğim bir yerde mavi bir güzel duruyordu. Bakmak istemiyordum, çünkü fiyatının çok yüksek olduğunu tahmin ediyordum. Kendimi boşu boşuna heveslendirmek istemedim. Ama bir şekilde birşey beni o tarafa doğru itti. Hadi dedim, alamam nasıl olsa ama, yine de bir göz atayım. Laf olsun diye görevliye özelliklerini sormaya başladım. Sonra sürücü koltuğuna oturdum, işte o an olan oldu. Evet C4 Picasso'ydu... Hiçbir arabayı kolay kolay beğenmeyen, mutlaka bir hata bulan ben, resmen büyülendim. Dört bölgeli klimasına hayran kaldım, iç dizaynı nedense çok hoşuma gitti. Torpido gözlerinin bol oluşu çok hoşuma gitti. Dijital ekranı geniş ve çok bilgi içeriyordu. İç hacminin ferahlığı, benim herkesin ferahlığını beğendiği eski arabama göre çok çok daha iyiydi. Bagaj hacmi müthişti. Hem dizel, hem de 110 hp motoru vardı. (Corolla 90 hp idi) Ama en önemlisi, o ön camın ferahlığı gözlerimi kocaman açmama yetti. "Bu neee!" dedim sesli sesli... Mavi renge vuruldum. Üstelik bu araç, cam tavan değildi ve manuel vitesliydi. Tabi ki fiyatını sorunca, başta düşündüğüm şey oldu, boşu boşuna kendimi heveslendirdim dedim...

    Eve geldiğimde hala o büyüden kurtulamamıştım. Heyecanla eşime anlattım arabayı. "Artık hiçbir arabayı beğenmem, kötü oldu bu" dedim... Eşim bu kadar etkilendiğimi görünce formüller üretmeye çalıştı. Oturup bir hesap kitap yaptı, biraz kredi kullanarak o arabayı alabiliriz dedi. Evet krediyle filan alabilecek durumdaydık ama bana lüks gelmişti açıkçası.. Fakat kafama fena halde takılmıştı. Sonuçta uzun yıllar bineceğimi hesaba katıp gözümü yumup dedim ki ben bu arabayı istiyorum. Ama bir şartla; kesinlikle ve kesinlikle mavi olacak! Hani o kataloglardaki 5 kişilik Picasso'nun mavisi var ya, işte o. Ha tabi bir de cam tavan!

    Karlı bir kış gününde, (teslimatta oldukça sıkıntılar yaşadıktan sonra) arabama kavuştum. Araçla ilgili artı ve eksi yönleri daha sonraki mesajlarımda belirteceğim, tabi ki şiddetle eleştirdiğim yönleri ve yaşadığım bazı sorunlar var. Ama genel olarak, bazı sorunlar yaşamış olsam da, 2 yıl oldu ve ben hala "iyi ki bu arabayı almışım, hayatımda verdiğim en doğru kararlardan biri" diyorum.

    Arabaya ilk kez binen herkes tıpkı benim gibi büyüleniyor. Özellikle de cam tavanın perdesi açık olunca donup kalıyorlar. Resmen her tarafı cam ve her tarafı ışıl ışıl. Gündüz ışığın, gece yıldızların tadını çıkarmak (yolcular için) çok güzel. O kadar ki, Range Rover sahibi bir arkadaşımın arabasına bindiğimde, tavanı bana alçak gelmiş ve arkadaşıma takılmıştım, "koca Range Rover'ın iç hacmi böyle mi olmalı, bu ne, sen bi de benim arabayı gör" diye... O da önce dalga geçmişti, hani "Range Rover'dan daha geniş nasıl olabilir ki" gibisinden... Birgün arabama bindi ve binmesiyle birlikte gözleri faltaşı gibi açıldı! Abartmıyorum, göstergesine, kokpit dizaynına, cam tavanına ve ön camın büyüklüğüne bakıp bakıp defalarca "abi bu ne, abi bu ne!...." diye sayıkladı!... "Uzay mekiği gibi bişey bu" dediğini hatırlıyorum... Bi beş dakka filan sürdü şaşkınlığı.

    Sonraki mesajlarımda mümkün olduğunca detaylı olarak araç hakkındaki olumlu ve olumsuz fikirlerimi yazacağım. Şimdilik, görüşmek üzere...




  • http://www.peugeot.com.tr/kesfet/5008/sw/


    PSA dan kardeş geldi. Ama bana göre yakışmamış. Kopyacılığın anlamı yok. Yazık olan artık türünde tek' iz diyemeyeceğiz.
  • Badidi arkadaşım hoş geldın. Paylaşımın hepimize faydası var.
    Aracıma kış lastıgı taktırmıştım. Sİtede dık bır yokuşu bırazda zorlanarak ta olsa cıktı.
    Benımde 12000 km oldu. Araca bındıgımde 22 aractan sonra keyf almamın pikasso alma kararımıda etkısı var sanırım.

    Cıtoende en kötu sey ne olabılır. En fazla bır şekılde parca yoksa 20 gun parca beklemek olabilir. Cok acılse bır yerden söker yıne takarlar. ,
    şİKAYETVAR. COM DA öyle markalarda öyle şikayetler varkı ınanamassınız. İşin o bölumunu cıtroen aliesıne katıldıktan sonra gerıde bırakmaya başladım.
    Bnede kendı kendıme soruyorum . Şu anda alternatıf ne olabilir. Grand voyager. Ama ondada her yönuyle masraf cok. 2.7 motor v.s v.s

    Pejoda 5008 getırmış ama picasso havası yok. Şteysin havası var.
  • Arkadalar herkese merhaba

    Foruma yeni katit yaptim. Onun icin ancak yaziyorum.
    Ben 3-4 ay once 5 kisilik otomatik cam tavan bir ikinci el picasso aldim.
    Daha once birkac astra, corsa, pejo partner vs. kullandim. Partneri elden cikarinca
    sehirlerarasinda corsanin bagajiyla rezil olduk. Bunun icin bagajli bir aile arabasi almaya karar verdik.
    Cocuklarin sunroof istekleri falan derken, tasarimina; ozellikle de cam tavanina tav olduk. Nihayet internetten
    camlar koyu, 2008 siyah bi picasso bulduk. Bu arabaya siyahtan daha fazla yakisan bir renk yok gercekten.
    Her bakan gercekten hayranligini gizlemedi. Kronik olarak, (okudugum kadariyla herkesin derdi) arka suspansiyondan gelen sesler yldirdi beni.
    Bir 10000 km yaptim. Yerine alabilecegim bu fiyatlarda bu segment bir araba tercih edemedim.
    Ben de sifiri illaki farkli olur, onceki hor kullanilmis diye araci sifirladim. Bu ay 2010 model bir otomatik cam tavan kulgri picasso aldim.
    Sifir psikolojik olarak rahatlatti bikac gun. 20 gun olmadi araci alali. Arka suspansiyon beni illet etti. Hayal kirikligi.
    Cocuklar icin onemi yok tabii. Onlar cam tavandan yagmur, kar seyretsinler. Suspansiyonun duzelecegini blsem masraf yapmaya raziyim.
    Cunku on cama fena alismisim. Baska araclara binice tavan ustume cokuyor gibi geliyor. Ses duyup kizdigim an biri karsima ciksa zarar marar
    demeden satarim. (Taliplisi varsa mesaj atanilir daha 1000 km oldu :)) )




  • mehaba arkadaşlar 2008 c4 picasso aldım (5 kişilik)43000 km de araç çok hoşuma gitti herşeyiyle mükemmel önkapı iç kolları üzerleri sanki boya atmış gibiydi servise gittim garanti üzerinden değiştirdildr
    Bu arada serviste araç telefon kiti gördüm parrot 3100 servis bana tavsiye etti ama birde sizlerden öğrenmek istedim aracına telefon kiti taktıran varmı varsa memnunmu kullanımı rahatmı fiyat olarak 350 tl dediler takması içinde ben biraz inceledim parrot3200 de karar kılmak üzereyim ne dersiniz taktırayımmı
  • Arkadaşlar merhaba,

    Küçükken çok beğendiğim bir markaydı Citroen. Mahallemizde bir GS ve CX vardı ve araç sahiplerinin iniş-binişini yakalamaya çalışırdık süspansiyonun inip kalktığını görmek için. Sonraları 90'larda bence silik modeller çıkarttı (Peugeot etkisi olsa gerek). Geçen yıla kadar da artık takip etmediğim bir markaydıa ama yazın Ankaradan arkadaşlarla Alanyada karşılaştığımızda onların 7 koltuklu cam tavanlı araçlarının eski aracım C-Max ten bile çok daha ferah olduğunu farkettim. Eşim araca bayıldı. Normalde Fransız araçlarına karşı mesafeliyim ama Picasso gerçekten aradaki buzları eritti. Peşinden geçtiğimiz eylül ayında Münihte araba kiraladık ve bilin bakalım ne geldi: 5 kişilik manuel vitesli bir Picasso. Oradan Alplerin içinden İtalyaya Venedik'e geçtik. Araç toplam 4 gün bizde kaldı ve İtalya dönüşünde Alplerin zirvesinden STELVIO geçidinden geçtik Picasso ile. Aslında motorlar gitmek lazımmış oraya ama olsun daha sonrakine inşallah. Ön camın ferahlığından manzarayı hiç kaçırmadık diyebilirim. Sonra Stuttgarta geçip geri Münihe döndük ve de araç bizi gerçekten çok etkiledi. yılbaşında araç bulabilseydim borca girip alacaktım o kadar karartmıştım gözümü ama sonra araç da olmayınca biraz daha bekleyelim dedik. Bu arada düz vites picassonun geri vitesi (aslında tüm vitesleri) çok dandirikti. Geriye geçiyordu ama ilk hareketi verince yerçekiminin de etkisiyle olsa gerek yaklaşık 10-15 cm daha aşağı düşüyordu kendi kendine. Diğer vites yolları da kendi aracım Focus'tan sonra hiç belli değil gibi geldi. Şimdi araba almayı 5-6 ay gibi erteledim ama sizin forumu devamlı takip etmeye çalışıyorum. Süspansiyonun gürültülü çalıştığını, aracın içinde soyulmalar olduğunu sizlerden öğrendim. Paylaşmaya devam ediniz lütfen. Ayrıca sbuyukkilic arkadaşımız sanki deauville forumundan tanıdık mı ne?

    Saygılar


    Haluk




  • 
Sayfa: önceki 4041424344
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.