Şimdi Ara

ekonomik inceleme: din ve modern açıdan (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
57
Cevap
0
Favori
1.085
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • son olarak

    faiz ile kar payı birbirinden muhakkak farklı iki sistemdir.

    bu farkı iyi tespit etmek gerekir. genel manada pek farklı gibi görünmese de dini hassasiyetleri olan kişilerin kar paylarını tercih etmeleri gerektiğini düşünüyorum.

    tabii ki günümüzde faize bulaşmayan mekanizma olmayabilir.

    ama bir sistem yüzde 100 faiz veriyorsa diğeri de kar payı veriyor ve istemeyerek faize bulaşıyorsa yine de kar paylı sistem en makul ve en geçerli çözümdür.

    paranın yastık altında olması yerine kar paylı sistemde ekonomiye kazandırılması da ülke menfaatlerinedir ...
  • ben faizle, kar payının dinen farklı olduğuna katılmıyorum.

    fazi ,hiçbişey yapmadan para kazanıldığı için haramdır. kar payı da aynen öyle. paradan para kazanmaktır.

    dinen ikisi de aynı bence ,

    kişiler için bir araba da yatırım olabilir evde bu arada , kar payı dağıtan kurumların insanlara bunlar için kredi vermediklerini sanmıyorum. herhalde ona da "gayrimenkul gelir artışı payı" falan diyorlardır.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: dasdasq

    ben faizle, kar payının dinen farklı olduğuna katılmıyorum.

    fazi ,hiçbişey yapmadan para kazanıldığı için haramdır. kar payı da aynen öyle. paradan para kazanmaktır.

    dinen ikisi de aynı bence ,

    kişiler için bir araba da yatırım olabilir evde bu arada , kar payı dağıtan kurumların insanlara bunlar için kredi vermediklerini sanmıyorum. herhalde ona da "gayrimenkul gelir artışı payı" falan diyorlardır.


    Ben de kâr payı ve faiz arasında çok derin bir ayrılık olduğunu düşünmüyorum. Kâr payı da dediğin gibi paradan para kazanma değil midir? Nihayetinde bir şirketin ya da kurumun kârını sağlayanlar o kurumda çalışanlardır. Sen bir kez para verip daha sonra yıllarca hiç bir emek harcamadan verdiğin paranın karşılığını alacaksın. Halbuki o karşılığın alınmasını sağlayan çalışanlar "sürekli" çalışmak zorundalar. Elbette verdiğin parayı kazanmak için sen de emek harcadın ama zaten emeğinin hakkını almamış mıydın?

    Buna şöyle bir karşı tezle karşı çıkılabilir: "verdiğin parayla yatırım yapıldı, alet edavat makina vs. alındı" dolayısıyla sen de bu yatırımının karşılığnı alıyorsun. O zaman bunun (faiz sisteminin işlediği) bir bankaya para yatırıp bu paranın girişimciye kredi olarak verilmesinden teknik olarak ne farkı olabilir? Faizli sistemde insanlar ve bankalar birbirlerine ödeme planları sunuyorken, kâr payı sisteminde hiç bir taahütte bulunmuyorlar mı? Peki, bu bir anlamda "kumar" (sanki borsada oynamak gibi) birşey değil mi? Ya da şöyle sorayım borsada paranı işletmekle kâr payı esasına göre çalışan bir kurumda paranı değerlendirmek arasında teknik olarak bir fark var mı?




  • quote:

    Orjinalden alıntı: mfiz

    Ben de kâr payı ve faiz arasında çok derin bir ayrılık olduğunu düşünmüyorum. Kâr payı da dediğin gibi paradan para kazanma değil midir? Nihayetinde bir şirketin ya da kurumun kârını sağlayanlar o kurumda çalışanlardır. Sen bir kez para verip daha sonra yıllarca hiç bir emek harcamadan verdiğin paranın karşılığını alacaksın. Halbuki o karşılığın alınmasını sağlayan çalışanlar "sürekli" çalışmak zorundalar. Elbette verdiğin parayı kazanmak için sen de emek harcadın ama zaten emeğinin hakkını almamış mıydın?

    Buna şöyle bir karşı tezle karşı çıkılabilir: "verdiğin parayla yatırım yapıldı, alet edavat makina vs. alındı" dolayısıyla sen de bu yatırımının karşılığnı alıyorsun. O zaman bunun (faiz sisteminin işlediği) bir bankaya para yatırıp bu paranın girişimciye kredi olarak verilmesinden teknik olarak ne farkı olabilir? Faizli sistemde insanlar ve bankalar birbirlerine ödeme planları sunuyorken, kâr payı sisteminde hiç bir taahütte bulunmuyorlar mı? Peki, bu bir anlamda "kumar" (sanki borsada oynamak gibi) birşey değil mi? Ya da şöyle sorayım borsada paranı işletmekle kâr payı esasına göre çalışan bir kurumda paranı değerlendirmek arasında teknik olarak bir fark var mı?


    yukarıda izah etmeye çalıştım.

    faiz: 10 000 YTL verip her ay 500 ytl garanti para (risk işletmecinin)

    kar payı (sermaye ortaklığı): 10 000 YTL verip ay sonunda elde edilen karın sermayeye oranı

    haram olanı birinci şık yani faiz.

    bu arada banka sisteminin bütün uygulamaları haram kapsamına girmez. misal araba içim kredi alırsın taksitle geri ödersin. ortada bir araba vardır. bu durum faize girmez.

    kar payı paradan para kazanma anlamına gelmez.

    paradan para kazanma için misal: ben senden 10 000 ytl borç alırım yıl sonunda ekstra 1 000 ytl öderim. bu faize girer.

    diğer yöntemde: ben senden 10 000 ytl lik malzeme alırım. taksitle 1000 ytl fazla öderim.

    ikisi arasındaki fark zannedersem anlaşıldı.

    ortada ticaret malı yokken dönen para faizdir.

    ticaret malı varken dönen para faiz değildir.

    kar payında da paradan para kazanılıyor gibi görülebilir.

    ancak finans kurumları ticaret malı olmadan kredi vermedikleri için her paraya karşı bir ticaret malı teorik olarak karşı gelmektedir.

    ayrıca yıl sonunda vereceği miktarı elde ettiği kara göre açıklaması ve bir yıl sonrasi için bugünden taahhüt altına girmemesi de diğer önemli fark.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Deep Impact -- 14 Aralık 2006; 11:51:48 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: dasdasq

    ben faizle, kar payının dinen farklı olduğuna katılmıyorum.

    fazi ,hiçbişey yapmadan para kazanıldığı için haramdır. kar payı da aynen öyle. paradan para kazanmaktır.

    dinen ikisi de aynı bence ,

    kişiler için bir araba da yatırım olabilir evde bu arada , kar payı dağıtan kurumların insanlara bunlar için kredi vermediklerini sanmıyorum. herhalde ona da "gayrimenkul gelir artışı payı" falan diyorlardır.





    uygun yorum şekli böyle olmalı herhalde..

    katılıyorum...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    paradan para kazanma için misal: ben senden 10 000 ytl borç alırım yıl sonunda ekstra 1 000 ytl öderim. bu faize girer.

    diğer yöntemde: ben senden 10 000 ytl lik malzeme alırım. taksitle 1000 ytl fazla öderim.



    Buradaki farkı tam olarak anlayamıyorum. Şöyle söyleyeyim diyelim ki A, B'den 10000 YTL borç alıyor ve yıl sonunda B'ye 1000 YTL faiz ödüyor. Halbuki bunun yerine B bu parayla malzeme alsaydı ve bu malzemeyi taksitle C'ye satsaydı bir yıl sonra yine 11000 YTL'si olmuş olurdu. A, B'den borç alarak B'nin malzeme almasına engel oluyorsa o zaman A'nın bunun bedelini ödemesi B'nin haram para kazanması mı demek oluyor? Burada bir gariplik olduğunu düşünüyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mfiz -- 14 Aralık 2006; 11:54:55 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: mfiz

    quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    paradan para kazanma için misal: ben senden 10 000 ytl borç alırım yıl sonunda ekstra 1 000 ytl öderim. bu faize girer.

    diğer yöntemde: ben senden 10 000 ytl lik malzeme alırım. taksitle 1000 ytl fazla öderim.



    Buradaki farkı tam olarak anlayamıyorum. Şöyle söyleyeyim diyelim ki A, B'den 10000 YTL borç alıyor ve yıl sonunda B'ye 1000 YTL faiz ödüyor. Halbuki bunun yerine B bu parayla malzeme alsaydı ve bu malzemeyi taksitle C'ye satsaydı bir yıl sonra yine 11000 YTL'si olmuş olurdu. A, B'den borç alarak B'nin malzeme almasına engel oluyorsa o zaman A'nın bunun bedelini ödemesi B'nin haram para kazanması mı demek oluyor? Burada bir gariplik olduğunu düşünüyorum.


    aynen dediğin gibi.

    normal şartlarda borç para ticaret amaçlı verilmemesi gerekir. burada ancak paranın değer kaybetmemesi esas olabilir. bu durumda para altına, dövize vs endekslenebilir.

    varsayalım benim kardeşim ticaret erbabı olsun ve 10 000 YTL den yılda 5 000 YTL para kazansın.

    ben de ondan borç istesem o bana sana 10 000 YTL veririm ancak 15 000 alırım demesi bana karşı haksızlık olmaz mı ?

    bu durumda kardeşim ancak benden enflasyon karşısında ezilmemek için parayı altın veya dövize endeksleyerek verebilir.

    borç alacak kişi bu durumda zarar etmez, borç veren de zarar etmez . sadece borç veren karından vazgeçmiş olur.

    yukarıda da ifade edildiği gibi din iki taraflı riski öngörür. (kar zarar ortaklığı). halbuyseki faizde işletmeci bütün riski alır. sermaye sahibi her halükarda kar eder.




  • @Deep: açıklamaların anlaşılır. Teşekkürler

    Sadece bir noktada birşeyler belirtmeliyim, demişsin ki:

    quote:



    yukarıda da ifade edildiği gibi din iki taraflı riski öngörür. (kar zarar ortaklığı). halbuyseki faizde işletmeci bütün riski alır. sermaye sahibi her halükarda kar eder.



    Diyelim ki bir banka parasından 10000 YTL'sini tüketici kredisi vererek yıl sonunda 12000 YTL parayı geri aldı. Halbuki bu dönemde YTL epey değer kaybetti, bu banka diyelim ki parasını dövize çevirip hiç bir şekilde kredi verme işine girmeseydi yıl sonunda dövizi bozdurduğunda 13000YTL'si olacaktı. Bu durumda "reel olarak" banka bir risk almış ve "kaybetmiştir". Biliyorum bankalar kolay kolay böyle basit hatalar yapmazlar ama işin içinde insan olduğu her yerde bankaların da kaybetme ihtimalleri vardır. Yani banka bazı oranları sabitleyerek mutlaka bir miktar riske giriyordur. Ayrıca bu örnekte krediyi alan tüketicinin de "kâra" geçtiğini hatırlatmama gerek yoktur sanıyorum. Gerçek Dünya'nın, ekonomik modellerimizden ve öngörülerimizden çok daha karışık bir yapısı olduğunu o yüzden "kâr payıyla", "faiz" arasında çok derin farklılıklar olmadığını iddia etmeye devam ediyorum.




  • Ayrıca ifade ettiğim finans kurumlarının kredi kartı hizmeti de vermelerini nasıl değerlendirmek gerekir? Bu kredi kartları aslında "Visa" veya "Mastercard" sisteminin bir parçası. Bu durumda bu finans kurumlarının bu sistemleri kullanan bir finansal yapının içinde olması bu kurumların inandırıcılığına gölge düşürmez mi?
  • en temel olarak özel mülk gibi bir hakkınızın olmadığını düşündüğünüzde ne gibi sonuçlara varıyorsunuz?
  • Düşünüyorumda elimde 50.000 lira olsa ve işleri için bu paraya ihtiyacı olan bir insan benden bu parayı istese, bu kişiye parayı vermem demek geri ödenene kadar karşıma çıkacak olan iş fırsatlarını değerlendirememem, dahası acil durumlara karşı hazırlıksız yakalanmam demektir. Ben bütün riski üstlenirken neden borç alan kişi hiç bir bedel ödemesin. Bu durumda ortada büyük bir haksızlık yokmu. Faizsiz borç vermek riski tamamen borcu verene yıkmak değilmi. Düşünsenize paranızı bedava kullandırtıyorsunuz adamın işleri iyi gitmeyince borcu morcu unutuyor çünkü öyle anlaşmışsıznız size hiç birşey garanti edilmiyor. İhlas finans ve benzerlerine para kaptıranlar neler çekti bir hatırlayın lütfen. veya malum finans kuruluşlarına kredi kartı borcunuzu bir ödemeyin bakalım, borcunuzu ödeyememenize sebep olan zararınıza ortakmı oluyorlar yoksa adı faiz olmayan faizi söke söke işletiyorlarmı.

    Sonuç olarak para da diğer tüm mallar gibi bir maldır. Borç vermek demek parayı kiraya vermektir, borclu ise parayı alır kullanır. Hangimiz evini yada arabasını bedavaya kullandırtır, faize haram diyen insanın kiraya da haram demesi gerekir oysa öyle denmiyor. Sahip olduğum şeyi ben kullanmak yerine başkasına kullandırtıyorsam bunun bir bedeli olması bana daha adil ve mantıklı geliyor.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: mfiz

    Diyelim ki bir banka parasından 10000 YTL'sini tüketici kredisi vererek yıl sonunda 12000 YTL parayı geri aldı. Halbuki bu dönemde YTL epey değer kaybetti, bu banka diyelim ki parasını dövize çevirip hiç bir şekilde kredi verme işine girmeseydi yıl sonunda dövizi bozdurduğunda 13000YTL'si olacaktı. Bu durumda "reel olarak" banka bir risk almış ve "kaybetmiştir". Biliyorum bankalar kolay kolay böyle basit hatalar yapmazlar ama işin içinde insan olduğu her yerde bankaların da kaybetme ihtimalleri vardır. Yani banka bazı oranları sabitleyerek mutlaka bir miktar riske giriyordur. Ayrıca bu örnekte krediyi alan tüketicinin de "kâra" geçtiğini hatırlatmama gerek yoktur sanıyorum. Gerçek Dünya'nın, ekonomik modellerimizden ve öngörülerimizden çok daha karışık bir yapısı olduğunu o yüzden "kâr payıyla", "faiz" arasında çok derin farklılıklar olmadığını iddia etmeye devam ediyorum.


    bankacılık sisteminde dediğin gibi çok radikal farklılıklar olmuyor. misal her iki kurumda yıllık yüzde 20 civarında getiri sağlıyor.

    bu durumun sebebi de arz talep dengesi.

    bir kişi inancından dolayı finans kurumunu tercih etse (misal taşıt kredisi) aylık bazda yüzde 2 ye razı olabilir. banka ile arasında büyük miktar fark olsa tercihini maddi sebeplerden bankaya yapacaktır.

    kar payına para yatıran az gelir getirse bu sefer faize yönelecek çok getiri getirse finans kurumu da aldığı parayı yüksek oranlarla kredilendirmek zorunda kalacaktır. dolayısı ile sistemde çok yüksek meblağlar oynamamakla beraber aralarında biri dini kaidelere uydurularak işletilmeye çalışan sistem olarak fark vardır.

    netice itibari ile dini hassasiyeti olan insanlar faiz yerine kar payını tercih etmektedirler.

    bu kar payı ve faiz arasındaki fark bankacılık sisteminde arz talep dengesi yüzünden (maddi olarak) pek anlaşılamayacağı için 10 000 YTL lik örnekler bizim için daha aydınlarıcı.

    faizli sisteme yatırılan 10 000 YTL lik para bir yıl sonra getireceği miktar bugünden tespit edilerek 12 000 olarak belirleniyor. İşletmeci zarar etse bile 12 000 YTL yi ödemek zorunda kalıyor.

    kar payında ise kar zarar ortaklığı ve risk faktörleri işletmeci ve sermayedar ile ortak karşılanıyor.

    kredi kartı konusunda ayrıntılı bilgim yok.

    galiba son ödeme tarihinde dövize endeksleniyor ... tam bilemeyeceğim ...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: pacman

    Düşünüyorumda elimde 50.000 lira olsa ve işleri için bu paraya ihtiyacı olan bir insan benden bu parayı istese, bu kişiye parayı vermem demek geri ödenene kadar karşıma çıkacak olan iş fırsatlarını değerlendirememem, dahası acil durumlara karşı hazırlıksız yakalanmam demektir. Ben bütün riski üstlenirken neden borç alan kişi hiç bir bedel ödemesin. Bu durumda ortada büyük bir haksızlık yokmu. Faizsiz borç vermek riski tamamen borcu verene yıkmak değilmi. Düşünsenize paranızı bedava kullandırtıyorsunuz adamın işleri iyi gitmeyince borcu morcu unutuyor çünkü öyle anlaşmışsıznız size hiç birşey garanti edilmiyor. İhlas finans ve benzerlerine para kaptıranlar neler çekti bir hatırlayın lütfen. veya malum finans kuruluşlarına kredi kartı borcunuzu bir ödemeyin bakalım, borcunuzu ödeyememenize sebep olan zararınıza ortakmı oluyorlar yoksa adı faiz olmayan faizi söke söke işletiyorlarmı.

    Sonuç olarak para da diğer tüm mallar gibi bir maldır. Borç vermek demek parayı kiraya vermektir, borclu ise parayı alır kullanır. Hangimiz evini yada arabasını bedavaya kullandırtır, faize haram diyen insanın kiraya da haram demesi gerekir oysa öyle denmiyor. Sahip olduğum şeyi ben kullanmak yerine başkasına kullandırtıyorsam bunun bir bedeli olması bana daha adil ve mantıklı geliyor.


    borç para vermek ayrı işleyemk için para vermek ayrıdır.

    misal kardeşinize 10 000 ytl para verirsiniz ancak amacınız kar etmek olmaz ... bu durumda paranızın enflasyon karşısında değer kaybetmemesini isterseniz bu durumda altına ya da dövize endeksliyebilirsiniz. hatta koyun, peynir vs fiyatına bile endeksleyip paranızın değerini koruyabilirsiniz.

    ancak işletmeciye verdiğiniz zaman bu durumda da karına ortak olabilirsiniz. ancak bu durum kar zarar ortaklığı şeklinde olmalıdır. riski de ortak üstlenmiş olursunuz.

    (..................................... ) bu spesifik örnekler konuyu polemiğe götürebilir. bu konulara girmemede konunun anlaşılması adına yarar var diye düşünüyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Deep Impact -- 14 Aralık 2006; 14:57:54 >




  • @:Lütfen zaten tartışmalı olan firma ve kişi isimleri vererek götürmeyiniz. Çünkü bu konu bilimsel olarak ekonomik durumları çeşitli açılardan konuşmanız için izin verildi. Buna dikkat edeceğinize eminim.

    Teşekkür ederim.

    İyi Günler.
  • İslamın 5 şartından biri olan zekat sosyal adalet adına gerçekten önemlidir.Zengin insanlar mallarının zekatını vermek zorundadırlar vermesse fakirin hakkını yemiş olurlar.İslam ekonomik eşitliği emretmez ancak zekat sadaka fitre kurban gibi sosyal adaleti sağlamaya yönelik uygulamalar vardır.Ülkemizde zengin insanlar özellikle iş adamlarımız gerçekten zekatlarını verseler bu para topladığımızda çok önemli bir meblağdır fakir insanlar için büyük bir katkı sağlar.Yardımı geçtik vergilerini versinler yeter diyoruz.Yine de ülkemizde eskiden beri islam kültürüyle gelen yardımlaşma bize önemli katkılar sağlar.Arjantindeki gibi büyük sosyal olaylar yağmalamalar vurgunlar olmamasını bu anlayışa bağlayabiliriz.
    Birinin yaptığı üretime ortak olmanın faizle bir ilgisi yoktur ayrıca.Faiz paradan para kazanmadır siz bankaya verirsiniz parayı banka başkasına faizle borç verir sizin paranızı,ordan kazandığı paradan size de verir.Bununla bir şirkete ortak olmanın hiç bir alakası yok.
    Firmalar sermaye elde etmek için paralarını halka arz ederler buradan gelen parayla işlerini yaparlar,zarar ederse hisseyi alan da zarar eder.Tabi borsada spekülasyon yapıp para kazanmak haksız kazançtır onlar ayrı mesele.
    Faiz haramdır ancak günümüz şartlarında,globalleşen dünyada ticarette,ekonomide faizde uzak durmak çok zordur hatta imkansızdır.İçinden çıkılması güç bir mesele..




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    faizli sisteme yatırılan 10 000 YTL lik para bir yıl sonra getireceği miktar bugünden tespit edilerek 12 000 olarak belirleniyor. İşletmeci zarar etse bile 12 000 YTL yi ödemek zorunda kalıyor.

    kar payında ise kar zarar ortaklığı ve risk faktörleri işletmeci ve sermayedar ile ortak karşılanıyor.




    bu konuda kar payında da durum aynı, kar payı dağıtılan kurumlarda para yatıran için zarar söz konusu değil.

    hatta bununla övünürler konuştugunuzda,

    "efendim , biz kar edersek karı paylaşıyoruz, zarar edersek size bu zararı asla yansıtmıyoruz. " diye

    hem bu kar payının ölçüsü nedir. firmanın ne kadar kar ettiğini nerden biliriz. tabiki o seneki faiz oranlarından.

    kar payı oranıyla faiz oranı arasında ciddi bir fark olmaz. bu da biçim ne olursa olsun ,kar payının ,faizle aynı mantığa oturduğunu , kar payının biraz daha dolambaçlı olduğunu gösterir.


    bu arada yukarıda bazı mesajlarımız da silinmiş gerek yokken. bu konuyu ilk mesajdaki açıklamalar ışığında değerlendirsek ve rayına oturtabilsek iyi olur.




  • quote:

    quote:

    Orjinalden alıntı: dasdasq

    ben faizle, kar payının dinen farklı olduğuna katılmıyorum.

    fazi ,hiçbişey yapmadan para kazanıldığı için haramdır. kar payı da aynen öyle. paradan para kazanmaktır.

    dinen ikisi de aynı bence ,

    kişiler için bir araba da yatırım olabilir evde bu arada , kar payı dağıtan kurumların insanlara bunlar için kredi vermediklerini sanmıyorum. herhalde ona da "gayrimenkul gelir artışı payı" falan diyorlardır.


    Ben de bu şekilde düşünüyorum. Bunların yaptıklarının sıradan bankacılıktan ne farkı var ki ? Kredi veriyorlarsa, para satıyorlar demektir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi phizikci -- 14 Aralık 2006; 19:56:14 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: dasdasq

    kar payı oranıyla faiz oranı arasında ciddi bir fark olmaz. bu da biçim ne olursa olsun ,kar payının ,faizle aynı mantığa oturduğunu , kar payının biraz daha dolambaçlı olduğunu gösterir.



    kar payı ile faiz oranlarının neden birbirine yakın olduğunu yukarıda izah etmeye çalıştım.

    tamamen arz - talep dengesi.

    kredi veren finans kurumu oranını faize göre ayarlamak zorunda, kar dağıtırken de faize göre ayarlamak zorundadır.

    misal kredi veren kurum faiz yüzde 30 yıllık oranla çalışırken yüzde 5 yada 50 gibi oranla çalışabilir mi ?

    parayı yetiren kimseye faiz yüzde 20 verirken finans kurumu yüzde 5 ya da 50 gibi bir oranda verebilir mi _ ? elbette ki hayır.

    piyasada arz talep söz konusu.

    ama çalışma prensibi farklı. bu farkı iki karşısında rahat görebiliriz ancak mevduat sahipleri çoğaldıkça ortalamada faizle aynı orana yaklaşması söz konusu.

    en önemli farkta finans kurumunun oranı önceden belirlememiş olması yıl sonu karı ile kar payı dağıtmasıdır.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: mfiz

    Peki günümüz ekonomisinde faizsiz çalıştığı söylenen finans kuruluşunun verdiği "kâr" payıyla, herhangi bir bankanın verdiği faiz arasında teknik olarak ne farklılık vardır? Ya da böyle bir finans kurumundan alınan kredi kartının (ki bu kart mastercard ya da visa sistemine dahildir) işleyişi ile normal bir bankadan alınan kredi kartının işleyişi arasında temelde bir farklılık var mıdır? Yani sakın birileri bazılarımızı "işletiyor" olmasın (ifadem biraz ağır kaçtıysa şimdiden çok özür dilerim, tek amacım işin gerçekten esasını öğrenmektir).


    Faizsiz çalışan ve kar payı veren kurumlar riski bankaya para yatıran kişiye yüklerler. Teoride bu böyle.

    Burada faiz olmaması diye birşey yoktur mudi açısından. Çünkü kişi yattığın yerden parasını birine kiralıyor ve paradan para bekliyor. Bu anlamda banka faizci değil gibi görünsede bana göre mudinin durumu diğerinden farkı değildir.Parasını kiralayıp faiz almaktadır. Bunu ortaklık gibi düşünemeyiz.Çünkü orada mudinin sarfettiği bir alınteri yoktur.

    Ayrıca diğer bankalar da kredi vermenin dışında ticari işlerde yaparlar. Örneğin mersinde bankaların çok büyük antrepoları vardır. Buğday bakliyat depoları.

    Kredi kartı olayı ise ben sorduğumda şöyle dediler.

    1000 ytl limit li karta kullanım karşılığı eğer kullanılırsa örneğin 100ytl kira parası alınıyor.

    İyi niyetli ve İslama uygun olması endişesiyle böyle bir sistem kurulmuştur ama neticede pek bi farkı olmuyor. Dileğimiz 0 faiz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Drazy -- 15 Aralık 2006; 12:51:29 >




  • Faiz alınmıyor ancak müşteriden aldıkları kira parası,komisyon piyasadaki faiz oranına göre alınır.Finans kurumları islam adına faizsiz çalışma adına değil kar elde etme adına kurulmuştur.Gerçekten de karlı bir iştir.Ancak bu kurumlar sayesinde büyük miktarda paralar piyasaya girmiştir yani devlet adına yararı tabiki vardır.Faizsiz çalışıyor demek tam olarak doğru olmaz ancak günümüzde faizin her yere bulaştığını göz önünde bulundurursak finans kurumları biraz daha masumdur.
    İslami açıdan uygun faizsiz çalışan bu tarz bir sistem kurulmak isteniyorsa bu sistem finans kurumları olamaz.
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.