Şimdi Ara

DH MUHABBET KUŞU SAHİPLERİ GRUBU (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
24
Cevap
3
Favori
540
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Evet ilk aldığım zamanlarda avuçladıydım ele gelmiyor diye. Kuş 6 aydan sonra kimseye güven besleme 10 aydan sonra konuşmaz diye okudum bazı sitelerde doğru mudur?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi FBI open dı door -- 23 Ağustos 2016; 23:49:35 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Her kuş için doğru değildir. Çok zor da olsa alışabilirler. Ben de kuşumda aynı hatayı yaptım, avuçlamak korkutuyor onları, aç bırakmayı deneyin dediğim gibi, ben size tavsiyeler veririm

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • bazı kuşlar da avuçlanmaktan hoşlanır, öyle alışır



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi lifeless1236 -- 23 Ağustos 2016; 23:55:26 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • KUŞ EĞİTİMİ

    Kuşlar, çoğu kişi tarafından eğitilemeyen, gelişmemiş, sadece kafeste durup öten, akıllı olmayan hayvanlar olarak görülür. Ancak kuşlar bal gibi de eğitilebilirler.
    Dişi kuşlar, erkek kuşlara göre daha zor eğitilir. Ayrıca kuşun yaşı ne kadar büyürse, eğitimi de o kadar zorlaşacaktır. Ama yaşının büyümesi veya dişi olması kesinlikle ve kesinlikle eğitilemeyeceği anlamına gelmez. Her zaman eğitilme ihtimali vardır. Kuş eğitmek, bir köpeği eğitmekten daha zordur, daha çok sabır ve emek ister.
    Bu kendi yazdığım otuz dokuz günlük eğitim sürecinin, dişi ya da yaşı büyük kuşunuzu dahi eğitmenizde bir umut ışığı olmadı dileğiyle...

    Birinci, ikinci ve üçüncü günler: YALNIZCA BAK VE GÜLÜMSE.
    Kuşunuzun gözlerinin içine bakın. Kafese mecbur kalmadıkça elinizi sokmayın, konuşmayın da. Ona gülümseyin. Size bakmasa da yapın bunu, zaten bir yerden sonra size bakar, benim kuşum ne zaman ona dikkatle baksam bana bakar.Evde olduğunuz takdirde sürekli sizin yanınızda bulunsun ama kesinlikle gürültülü, rahat edemeyeceği ortamlarda bulunmamalıdır ve yeri sık sık değiştirilmemelidir. Arada çok hafif konuşabilirsiniz ama bu üç gün içerisinde, belki de sadece bakışlarınızla ve gülümseyişinizle güvenini kazanmalısınız. Zaten bu süreç içinde konuşma da olacaktır. Onunla ilgilenin, sevdiğinizi zaten bir yerden sonra hisseder ama onu gerçekten sevmelisiniz. Çünkü bu işin merkezi sevgidir, onu sevmeden eğitemezsiniz.
    Eğer kuşunuz size ilgi gösteriyorsa, siz ona bakarken sakin duruyor ve mutlu görünüyorsa (tahminimce öyle olacaktır), diğer aşamaya geçebilirsiniz.

    Dördüncü, beşinci ve altıncı günler: BİRAZ SOHBET EDELİM.
    Artık onunla sohbet edebilirsiniz, onunla çok yumuşak bir sesle konuşun. Yanında bağırıp çağırmayın, gürültülü ortamlarda tutmayın. İlk üç günde olduğu gibi, yine mümkün olduğunca sizin yanınızda olmalıdır. Üç gün onunla konuşun, büyük ihtimalle sizi dinlemeye başlayacak, sakin duracak ve mutlu görünecektir. Bunlar oluyorsa, diğer üç güne hazırsınız.

    Yedinci, sekizinci ve dokuzuncu günler: ELİMİZİ TANITALIM.
    En önemli aşamalardan birisinin bu olduğuna emin olabilirsiniz. Önce dışarıdan elinizi tanıtın, parmaklarınızın adlarını yumuşak bir sesle söyleyin. Elinizi anlatın ona, elinizi kafesin çevresinde gezdirin. Elinizden ona zarar gelmediğini anlaması için, eliniz kafesin parmaklıklarına değmemelidir. Yavaşça gezdirin elinizi, çok yavaşça. Bir yerden sonra buna alışacak ve elinizi kafese yaklaştırınca kaçmayacaktır.

    Onuncu, on birinci ve on ikinci günler: PARMAKLIKLARDAN PARMAĞIMIZI GÖSTERELİM.
    Kafes parmaklıklarının arasından, bir parmağınızı gürültü yapmadan, yavaşça sokun. Bekleyin, parmağınızı kıpırdatmayın. Gagalasa da aldırmayın, ona gülümseyin, bakın, yumuşak bir ses tonuyla konuşun. Canınızı yakarsa fazla tepki vermeyin, "Şşşt." ya da "Hayır." diyerek kibarca ısın ama kesinlikle bağırmayın. Çok canınız acırsa, elinizi yavaşça çekin ama sakın pes etmeyin, tekrar tekrar deneyin. Zamanla parmağımıza alışacaktır. Alışmışsa, parmağınıza kötü anlamda tepki vermeyecektir.

    On üçüncü, on dördüncü, on beşinci, on altıncı ve on yedinci günler: KAFESE İLK ADIM!
    Kafes tül ile çevriliyse, tülü çok yavaşça, ses yapmadan indirin. Yine konuşun, bakın ve gülümseyin. Kapısını yavaşça, gürültüsüz ve onu korkutmadan açın. Elinizi kafese yavaşça sokun, onunla konuşun. Elinizi kafeste bekletin. Gelmesini bekleyin. On - on beş dakika süresince gelmezse elinizi çekin, beş dakika sonra yeniden deneyin. Konuşun, bakın, gülümseyin. Başarılı olursa, elinize gelmeye başlayacak, tepki vermeyecek ve elinizi görünce mutlu olacaktır. Bu işlemi, günde bir kere de onu aç bırakarak yapmalısınız. Kafesinden yiyebileceği her şeyi alın, bir tek su kalsın. Gıda malzemelerini aldıktan sonra, kesinlikle ve kesinlikle gözünüzü ondan ayırmayın. Bir süre sonra, hareketlerinden acıkıp acıkmadığını anlarsınız. Zaten muhabbet kuşları, acıktıklarında kabarık hareket ederler, normalde bir kuş asla kabarık dolaşmaz. Bunu İnternet'te okumuştum. Ama bu belirtiyi beklemek zorunda değilsiniz, halsiz düşünce anlaşılır. En az yarım saat boyunca aç kalmalıdır. Acıktığını anladığınıza, elinizin neredeyse tamamını yemle kaplayın ve yavaşça, gülümseyerek, bakarak ve konuşarak uzatın. Aç olduğundan dolayı, muhtemelen gelip yem yiyecektir. Çok abartmadan yem yemesine izin verin, fazlası onu öldürür. Sonra gıdaları kafese geri koyun. Arada sırada, kafeste krakeri varsa onu uzatın (yemek esnasında değil, normal herhangi bir zamanda), biraz açken verirseniz daha iyi olur, ama yem yedirdiğinizdeki kadar aç kalmasın. Eğer elinize kendiliğinden konuyor, ısırmıyorsa bu iyiye işarettir ve diğer adıma geçebiliriz. Elbette bu aşamada da unutmamız gereken bir şey var: Konuş, gülümse, bak.

    On sekizinci, on dokuzuncu, yirminci ve yirmi birinci günler: ARTIK ONA DOKUNABİLİRİZ!
    Onunla konuşarak, gülümseyerek, yavaşça elimizi kafese sokuyoruz, onu okşuyoruz. Elbette konuşarak. Bu dört gün içerisinde, eğer okşanmaya alışır, mutlu olursa, kötü tepki vermezse, diğer aşamaya geçebiliriz.

    Yirmi ikinci, yirmi üçüncü, yirmi dördüncü, yirmi beşinci, yirmi altıncı ve yirmi yedinci günler: KAFESTEN ÇIKIYORUZ!
    Yine bir süre aç bırakıyoruz (gözlem altında tutarak), konuşuyoruz, bakıyoruz ve gülümsüyoruz. Acıktığını görünce elimize yüklü miktarda yem koyuyor, kapıyı yavaşça açıp elimizi yavaşça sokuyoruz, ona gülümsüyor, bakıyor ve onunla konuşuyoruz (yumuşak, içinde şefkat, merhamet duygusu olan, güvenilir bir sesle), elimize konduğunda çok yavaşça elimizi kafesten çıkarıyoruz, kaçmaya çalışabilir, korkabilir. Ama yılmadan deneyeceğiz, ayrıca kaçmayabilir de. Kaçmazsa bu çok iyidir. İlk üç gün, günde iki kez aç bırakarak çıkartın. Sonraki üç gün bunu yemsiz yapın. İlk yemsiz denemede işe yaramazsa yemle yapın ama muhtemelen işe yarar. İşe yaradığı takdirde diğer adıma geçebilirsiniz.

    Yirmi sekizinci, yirmi dokuzuncu, otuzuncu, otuz birinci, otuz ikinci ve otuz üçüncü günler: KAFES DIŞINDA DOKUNALIM.
    Artık bize alıştığı için, kafes dışında dokunabilir, okşayabiliriz. İlk üç gün, günde iki kere aç bırakarak, yem yerken okşayın ve dokunun. Son üç gün yemsiz deneyin. Kaçma ihtimali vardır, kaçarsa içeri soktuktan sonra aç bırakma metoduyla deneyin. Yine ilk baştaki gibi yem yerken okşayın. İşe yararsa, sonraki adıma geçin.

    Otuz dördüncü, otuz beşinci, otuz altıncı, otuz yedinci günler: MUBİŞİMİZİ ÜSTÜMÜZE KONDURALIM.
    İlk iki gün, onu günde iki kez aç bırakarak omzumuza, elimize, üstümüze yem koyuyoruz ve onu üstümüze koyarak yemleri yemesini sağlayın. Üçüncü ve dördüncü günler, onu biraz açken uçuruyoruz, sürekli gözlemliyoruz, tamamen acıktığını anlayınca elimize yem koyuyoruz ve ona yaklaştırıyoruz. Elimize gelip yem yemeye başlayınca, elimizi omzumuza, karnımıza, bacağımıza, kafamıza, kısacası vücudumuzda gezebileceği yerlere koyuyoruz. Ya da gezebileceği yerlere yem koyuyoruz.

    Eğer önceki aşamaları başarıyla tamamladıysanız, tebrikler, mubişiniz artık size alıştı ve güveniyor. Ama tek bir aşama daha kaldı.

    Otuz sekizinci ve otuz dokuzuncu günler: TEST ET VE PEKİŞTİR.
    Evet, kuşumuz artık bize alıştı ve güveniyor. Ama bunu iyice teyit etsek ve küçük afacanımızı öğrendiklerini unutmaması için çalıştırsak fena mı olur?
    Onu, iki gün boyunca çok sıkı bir şekilde teste tabi tutacağız. Aynı zamanda da çalıştıracağız. Kafese elinizi soktuğunuzda geliyor mu, omzunuza konuyor mu, bunları izlemelisiniz. Geleceğinden yüzde doksan sekiz eminim. Gelmezse onu korkutmadan gelmesini sağlayın. Onunla şefkatli, sakin bir şekilde konuşun.

    Uyarılar ve Tavsiyeler
    1- Kuşunuza sevgiyle yaklaşın. Sevmiyorsanız bu işe hiç kalkışmayın. Hayvanların içgüdüleri çok kuvvetlidir, kimin kendisini sevip kimin sevmediğini genellikle anlarlar. Unutmayın, onu eğitmek istiyorsanız, sevgi olmadan başaramazsınız.
    2- Her aşamada ona bakın ve gülümseyin. Birinci aşama haricinde diğer aşamalarda aynı zamanda onunla şefkatli, sevgi dolu, sakin, yumuşak ve alçak bir sesle onunla konuşun.
    3- Kuşunuzu, aç bırakma aşamasında birkaç saatten uzun süre aç bırakmayın. Suyunu almayın, sadece yiyebileceği şeyleri alın. Kraker, yem gibi. Acıktığında kabarık hareket eder, normalde bir kuş kabarık durur ama öyle hareket etmez, bu açlığın belirtisidir. Acıktığında bitkin, kabarık durur, anlarsınız. Çok acıktığını, yemlik yerlerine bakıp yem aradığını görünce yiyebilir. Mümkünse ne zaman yem yendiğine bakın, yemeği bittiği anda aç bırakın. Ama yemini alıp da unutup saatlerce aç bırakmayın. Geniş bir zamanınızda aç bırakın.
    4- Bir aşama başarısız olursa bana haber verin.
    5- Kuşunuzun yanında çok zaman geçirin. Yanında kitap okuyun, oturun. Az gürültülü ve fazla kalabalık olmayan bir ortamda dursun. Mümkün olduğunca az yer değişikliği yapın
    6- Bu iş için her gün uğraşmanız, ona en az günde bir saatinizi ayırmanız gerekecek. Hazırlıklı olun. Bu iş sabır ister. Ona mutlaka vakit ayırın. Bu, uzun bir süreç olacak, sabırlı değilseniz hemen vazgeçin. Bu kuş sizi ısıracak da, sizden kaçacak da, pes etmeyin.
    7- Eğitim sürecinde kuşun kafesinde ayna olmamalıdır ve kuş, uçurmalı aşamalar haricinde mümkün olduğunca az uçurtulmalıdır ki, başka şeyler dikkatini çekmesin.

    Not: Yazıda sonrada düzenlemeler yapılabilir.
    Uyarı: Bu eğitme yöntemi, henüz sadece hipotez, başka bir deyişle varsayımdır. İşe yarayacağından neredeyse eminim. Kuşun güvenini kazanma gibi aşamaları içeriyor. Mesela bakıp gülümsemek, konuşmak güvenini kazanmamızı sağlar.

    Eğer bütün aşamaları başarıyla tamamladıysanız, küçük yaramazınız artık size alışmış olmalı. Bundan sonra evinizin neşesi olacak bir dostunuz var.

    Umarım faydalı olmuştur...
    :) Kuşunuza iyi bakın, onu ısırsa da, kaçsa da sevin... :)


    Yazı bu efendim, umarım sizin ve mubişini eğitmek isteyen herkesin işine yarar... :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi lifeless1236 -- 24 Ağustos 2016; 23:59:00 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.