Şimdi Ara

deniz gezmişin anısına lütfen düzgün konuşmasını bilmeyenler girmesin!!!!! (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
23
Cevap
0
Favori
1.532
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Deniz Gezmişin idamı gercekten üzücü ve o dönemın büyük hatası.tıpkı Adnan Menderes ın idamı gıbı.savunduğu ilkeler bugun bır cok partının savunduğu ilkelerdır fakat bayrağını devrettığı kemalıstlerle bugun yakından ılgısı yoktur.kemalıstler ona sadece put muamelsı yapıyor o kadar
  • Bu konu hakkında fazla bilgim olmadığından derin yorumlar yapamayacağım ama bu asılna kişiler sadece tam bağımızlıktan yanaymış ve asılmasına sebep olarak gösterilen suçların hiçbirini fiili olarak işlememişler!?!?
    Böyle duydum ben.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: 57.ALAY

    Bu konu hakkında fazla bilgim olmadığından derin yorumlar yapamayacağım ama bu asılna kişiler sadece tam bağımızlıktan yanaymış ve asılmasına sebep olarak gösterilen suçların hiçbirini fiili olarak işlememişler!?!?
    Böyle duydum ben.

    Dönem hakkındaki gerekli bilgiyi Nihat Behram'ın "Darağacında Üç Fidan" adlı kitabından bulabilirsin.

     deniz gezmişin anısına lütfen düzgün konuşmasını bilmeyenler girmesin!!!!!


    Biz şahsi hiçbir çıkar gözetmeden, halkımızın
    bağımsızlığı ve mutluluğu için savaştık!"
    1968'ler. Yazılı tarihin en barbar asrının en umutlu, en ışıklı, en cesur günleriydi. Coşkun bir devrimci dalganın bütün dünyayı sarstığı, onlarca ülkede milyonlarca insanın ayağa kalkarak, "Gerçekçi ol, imkânsızı iste," diye haykırdığı günlerdi...
    Böyle bir dünyada, Denizler de özgürlük bayrağını Türkiye'de yükseklere taşıdılar. ABD'ye, NATO'ya, yurtlarını yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çekmek isteyenlere en iyi cevabı eylemleriyle, yürüyüşleriyle, cesaretleriyle verdiler.
    Ve egemenler, bu özgürlük kabarışının intikamını 12 Mart karanlığında üç gençten çıkarmak istediler. Somut hiçbir yasal dayanak olmadan Deniz'i, Yusuf'u, Hüseyin'i ve nice arkadaşlarını idamla yargılayıp, "Asalım, asalım!" çığlıklarıyla darağacına göndererek özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini boğmaya çalıştılar...
    İşte Nihat Behram, o günlerin ölüm karanlığını sivil tarihçiliğimize belgesel bir katkı olan bu kitabıyla yırtıyor. Denizler'in asılmadan önceki son sözlerinin de ilk kez açıklandığı, yayımlanır yayımlanmaz yasaklanan ve ancak yirmi iki yıl sonra aklanan Darağacında Üç Fidan, içten sesi, ince duyarlılığı ve ödünsüz tavrıyla, bütün iktidarların geçici olduğunu, milyonların kalbinde yaşayacak olanların daima özgürlük savaşçıları olduğunu gösteriyor...
    Baskı altında geçen yirmi iki yılın ardından, yirmi ikinci basımıyla Darağacında Üç Fidan'ı sunarken, koyu bir karanlığın ve ahlâksızlığın içine itilmek istenen yurdumuzda, gözlerimizde hâlâ bir umut ışığı, darağaçlarında "solmayan" üç fidanın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Grameradam -- 30 Temmuz 2005, 15:37:08 >




  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.