insan haricinde, düşünüyorum da epey zamandır kafama takılıyor bu mesele.
bir canılının değerini ebatları mı belirliyor? yoksa her canı olan aynı değere mi sahip? bir sineği rahatlıkla ezip öldüren bir kişi bir kediyi ezmemek için arabasını yoldan çıkartabiliyor. halbuki ikisi de canlı ikisi de can taşıyor. kediyi ebatları mı değerli yapıyor ki sineği hiç düşünmeden öldüren kişi kediyi ezmemek için tüm gayretini sarfediyor?
nedir burada belirleyici olan? değer ölçüsü ne?
canlıya bakış açımız belirliyor sanırım...
sinek bizi tiksindirirken kediciği seviyoruz... filmlerde bile kötü adam öldürüldüğünde orada can alındığını düşünmüyor, ohh sonunda! diyoruz...
kanımca bunu ölçüsü göreceli vicdan
hocam sinek bir örnekti. şöyle söyleyelim o halde; bir kaç çocuk ellerinde sapanlarla serçelere taş atarken kimse müdahale etmez. ama taş attıkları bir papağan olsaydı "noluyor lan het höt" diye kovalarlardı. burada ölçü serçenin küçük ve renksiz, papağanın ise daha iri ve renkli olması mı? o da kuş bu da kuş. o da can taşıyor bu da. neden o taşlanırken gık yok ta, bu taşlanırken müdahale ediliyor? ölçü ne? renk mi, ebat mı?
aynı şey değil mi?
bence yine bakış açısı... ben olsam serçeye de kıyamaz engellemeye çalışırdım. bir diğerinin bakış açısına göre ise her yer serçe kaynıyor ama papağan buralarda nadir bir kuş...
yani az bulunur olmak, kendisine değer verilmesi için bir ölçü mü?
papağanı az bulunduğu için kollayıp serçe çok olduğu için sapanla vurdurmalımıyız?
geçenlerde bir yerde gidiyorum, kedinin biri güvercini kapmış gidiyor, arkasından 3-5 esnaf ellerinde sopa süpürge kedinin peşindeler, güvercini kurtaracaklar. eminim kedinin avladığı güvercin değil karga olsaydı "helal be, yakaladı hergele" diyeceklerdi karganın suçu "gak" diye ötmesi mi
Mantık biliminden bir "safsata" yazmak istiyorum.
Her nadir olan şey değerlidir. Kör at nadirdir. O halde kör at değerlidir... !?!
Mesela Türkiye'de çiftlik domuzu nadir bulunur. Değerli midir?
Bence bir şeyi değerli kılan estetik ve fayda sağlamasıdır.
her canlının ekosistemde bir görev üstlendiğini düşünürsek, her canlıya değer verip yaşam hakkına dokunmamamız gerekmez mi?
eve giren arıyı öldürmeyip sinekleri yok etmek için binbir metod geliştirmek gibi. belki sinekler evdeki zararlı mikroorganizmaları toplayıp yok ediyorlar ne biliyoruz? daha doğrusu onları öldürürken bunları düşünüyormuyuz? eve giren arıyı öldürmememize sebep olan şey yaptığı bal mı? balını yemiyor olsaydık onu öldürmeyecekmiydik? evet öldürecektik. demek ki saygımız sadece bala o halde.
diğerlerinin taşıdıkları cana bir saygımız yok ama bala saygımız var desek olmayacak. arının bal yapmasına saygımız var desek o da olmayacak zira sinek te herhalde isterdiki bal yapsın, saygı duyulsun, öldürülmesin. ama elinde olan bir şey yok. o halde?
Şu an için arz ve talebin öncelikli etken olduğunu düşünüyorum. Yani; ihtiyaçlarımız önem sırasındaki yerlerini değiştiriyor.
Tüm hayvanlara değer veriyorum. Değersiz olarak görmüyorum. Hepsi mükemmel bir dengenin mihenk taşıdır.
Bugün sütünden, etinden, derisinden yararlandığımız için büyük baş hayvancılık yüksek bir değere sahiptir. Yarın bize neler getirir bilemiyoruz.
Belki de büyük bir hastalığın sadece panzehiri sineklerde bulunursa sinek türü çok değerli olarak görülecektir.
Örnekleri sadece somutlaştırmak için sundum.
Selam ile.
quote:
Orjinalden alıntı: C4
insan haricinde, düşünüyorum da epey zamandır kafama takılıyor bu mesele.
bir canılının değerini ebatları mı belirliyor? yoksa her canı olan aynı değere mi sahip? bir sineği rahatlıkla ezip öldüren bir kişi bir kediyi ezmemek için arabasını yoldan çıkartabiliyor. halbuki ikisi de canlı ikisi de can taşıyor. kediyi ebatları mı değerli yapıyor ki sineği hiç düşünmeden öldüren kişi kediyi ezmemek için tüm gayretini sarfediyor?
nedir burada belirleyici olan? değer ölçüsü ne?
otu kesiyoruz da ağacı neden kesmiyoruz gibi bir soru olmuş
şaka bir yana sinek sayı olarak çok fazla olduğu ve bir ölçüde zararlı kabul edildiği içindir.
sineği öldüren el aynı şekilde kelebeği öldürmez.
demek ki değer zararlı - yararlı olarak değerlendirilebilir ...
C4 hocam çok entersan konular buluyosunuz gerçekten...Dediğiniz gibi sanki toplumsal bir bilinçaltı olmuş bu konuda..Dünyanın bütün farelerini öldürseler insanların çok büyük kısmı memnun olur..Ama başka bir hayvan için yapılsa kıyamet kopar.Enteresan..
bir canlı yapabildikleri kadar değerlidir.
sinek-insan-kedi üçlüsü için konuşayım; sinek insana gözle görülür bir yarar getirmez. hatta başımızın etrafında dolanarak veya kolumuz konarak sinir eder. sineğe karşı pozitif yaklaşsak da sinek bunu iplemez. fakat kedi öyle değil. kediye karşı sefkat gösterdiğinizde o da size karşı duygu beslemeye çalışır.bu da canlıya değer veren canlıya duygusal değer katar.
serçe-insan-papağan üçlüsü de böyle; insanlar serçelere karşı duygu beslese de, serçeler insanlara karşı duygu besleyemez. insanlar serçelerle bir ömür geçirse kendine fayda sağlatamaz. (bir nevi evcilleştiremez de demek) fakat papağan ile 1 ay zaman geçirirseniz onu konuşturabilirsiniz. ayrıca papağanın görünüşü serçeden güzel. yani insanlara hem görüntü güzelliği sunuyor,hem de konuşabiliyor. bu da papağanı değerli kılıyor.
quote:
Orjinalden alıntı: Wyatt Earp ...
Dünyanın bütün farelerini öldürseler insanların çok büyük kısmı memnun olur..
...
Dolaylı duygusallıktır. Duygu gözlemi sonucunda kazanılır. Çoğu insan hayatında fare görmediği, dokunmadığı halde fareden korkmaktadır.
Selam ile.
quote:
Orjinalden alıntı: Wyatt Earp
C4 hocam çok entersan konular buluyosunuz gerçekten...Dediğiniz gibi sanki toplumsal bir bilinçaltı olmuş bu konuda..Dünyanın bütün farelerini öldürseler insanların çok büyük kısmı memnun olur..Ama başka bir hayvan için yapılsa kıyamet kopar.Enteresan..
bu da zararlı - yararlı paralelinde düşünülebilir.
yılanları öldürsek sorun yok ama sincapları asla ...
sincapların yaşam hakkı engellenemez ...
Yarar-zarar etkeninin yanında, estetik kaygımızın da bir etkisi var sanırım.
quote:
Orjinalden alıntı: redstorm
Yarar-zarar etkeninin yanında, estetik kaygımızın da bir etkisi var sanırım.
quote:
Orjinalden alıntı: redstorm
Yarar-zarar etkeninin yanında, estetik kaygımızın da bir etkisi var sanırım.
mesela ...
Bence insanlara benzerliği daha çok olan canlılarla daha çok empati kurabildiğimiz için onları daha çok seviyoruz. bir sineğin yada kuşun hislerini pek kestiremeyiz ama bir kedi köpek yavrusu gibi bir memeli hayvanın gözlerine bakıp hemen bir bağ kurabiliriz. Bize benzerlik ne kadar fazlaysa değeri o ölçüde artıyor gibi. Hatta düşünürsek neden diğer tüm deniz canlıları bir tarafa yunuslar foklar bir tarafa ayırıyoruz, çünkü aynı familyanın üyesiyiz .